26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Yazılı basının yanına, sözlü, görüntülü ve bilgi- sayarlı iletişim de eklenince basın sözcüğünün ye- rini medya aldı. Gazetelerden önce de iktidarların kamuoyu oluş- turma gücüne sahip kişilerle mücadelesi vardı. Ana- dolu’nun ilk gerçek gazetecileri, deyim yerindeyse ozanlardı. Halkın durumunu, düşüncelerini söze, sa- za döküp bir güzel anlatıyorlardı. Dönemin iktidar- ları bunu engellemek için elinden geleni ardına koy- muyordu. Pir Sultan Abdal‘ın, Nesimi‘nin başına gelenler bu tartışmanın sonucudur. İktidarlar bir anlamda şu tanımı benimsemiştir: Benim kontrol edemediğim güç, güç değildir ve kabul edilebilir değildir! Demokrasi geliştikçe bu tanım belli ölçülerde tör- pülendi ama, özü hiç değişmedi. Günümüzde medya için kullanılan tanımlardan bi- ri şu: Dördüncü kuvvet! Yani yasama, yargı, yürütme gücünün ardından devlet ve toplum katında etkili olan, dördüncü bir güç. Bu gücün etkisinin artmaya başlamasıyla birlik- te iktidarların da medyaya ilgisi arttı. Medya “sahiplik” anlamında iki kola ayrıldı: Kamu yayıncılığı, özel yayıncılık. Kamu yayınını iktidarların kontrol etmesi daha ko- laydı. Özel yayıncılık ne olacaktı? Burada da şu iki- lem öne çıktı: 1- Kısıtlamalar getirmek ve çerçevesini iyi çizmek. 2- Alabildiğine güçlenmesini sağlamak ve kont- rol altında tutup kullanmak. Birinci şık bazı kuralları da beraberinde getiriyordu, bu durum medya sahiplerinin de işine pek gelmi- yordu. İkincisiyse iktidarlar açısından riskli, ama bir o ka- dar da çekiciydi. Riski şuydu: Ya medya elinde tuttuğu güce bakıp “ben dör- düncü kuvvet değilim, birinci kuvvetim” derse! Bu “tehlike” zaman zaman Türkiye’de de ortaya çıktı ama, asıl belirleyici, “iktidar gücü” oldu. Ne yaptı? Hem güçlendirdi, hem yönlendirdi! Medya sahipleri bu gücü kullanarak ekonominin öteki alanlarında da varlık gösterebilirdi ama, bir ko- şulla: İktidarla ilişkilerini iyi tutarak! Bu tablo beraberinde iktidar-medya ilişkilerini tam bir sarmal haline getirdi. Bugün küresel olarak ya- şadığımız gerçeklerden biri bu. Erdoğan’ın geçen hafta boyunca sistemli şekil- de dile getirdiği “Yalan yazan medyayı boykot edin” çağrısı yukarıda aktardıklarımızın tam göbe- ğine oturuyor. Başbakan’ın her şeyden önce şu so- ruyu yanıtlaması gerekir: Yalan yazma ölçeği nedir? Bunu ölçüp anında saptayan bir alet mi var? Bu olmadığına göre halk neyin yalan, neyin ger- çek olduğunu hangi ilkelere göre saptayacak? Aslında Başbakan’ın elinde bir ölçek var. O da şu: AKP iktidarına zarar veren her türlü yayıncılığa ve haberciliğe yalancılık denir! Ulusal televizyon ve gazetelerin önemli bir dilimi adeta “AKP medya kolları“ gibi yayıncılık yaparken bunun bir ölçüde dışında kalanların da boykotla sus- turulmak istenmesi tehlikeli bir gidişin habercisi. Hedef şu: Çok kanallı tek seslilik! [email protected] 16 ŞUBAT 2009 PAZARTESİSAYFA CUMHURİYET HABERLERİN DEVAMI İstanbul K 5 Edirne Y 6 Kocaeli Y 7 Çanakkale B 7 İzmir B 11 Manisa B 10 Aydın B 12 Denizli Y 9 Zonguldak Y 7 Sinop Y 9 Samsun Y 8 Trabzon Y 14 Giresun Y 13 Ankara K 4 Eskişehir K 3 Konya K 6 Sıvas K 2 Antalya Y 14 Adana Y 13 Mersin Y 15 Diyarbakır Y 8 Şanlıurfa Y 7 Mardin Y 11 Siirt Y 12 Hakkâri K 2 Van K 4 Kars K 2 Oslo K - 5 Helsinki K - 6 Stockholm K - 2 Londra Y 10 Amsterdam Y 7 Brüksel Y 6 Paris B 8 Bonn Y 4 Münih Y 3 Berlin K 4 Budapeşte K 3 Madrid PB 14 Viyana K 2 Belgrad K 1 Soyfa K 3 Roma B 10 Atina Y 12 Zürih K 4 Moskova K 1 Aşkabat B 17 Astana B -11 Taşkent PB 17 Bakû Y 11 Bişkek B 11 Tiflis Y 10 Kahire B 18 Şam PB 14 Ülke geneli parçalı çok bulutlu, kıyı Ege ve Ça- nakkale dışında tüm yurt yağışlı geçecek. Yağışlar Doğu Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Doğu Akdeniz kuvvetli olmak üzere Orta ve Do- ğu Karadeniz kıyıları, Ak- deniz kıyı kesimi kıyıla- rında yağmur ve sağanak, yağış alan diğer yerlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. 16 Sürükleniş... C Başbakanlık, Hükü- met, Meclis, Cumhur- başkanlığı, yerel yöne- timler, ‘bir tek parti’nin temelde tarikat-cemaat örgütlenmesine bağla- nan tabanına dayandı- ğı için 29 Mart seçim- lerinden sonra günde- me girecek anayasa de- ğişikliğinin de bu doğ- rultuda gerçekleşmesi doğal sayılacaktır. Başbakan Erdo- ğan’ın seçim nutukla- rındaki siyaseti bu isti- kamettedir. Medyanın büyük bir bölümüne iktidar yıl- larında mali, ekono- mik, kurumsal olarak el koyan; çıkarlarını İslamcı siyasete bağla- mış gazeteci ve işa- damlarıyla işbirliği ya- pan Başbakan Erdo- ğan, bu kapsam dışında kalan laik medyaya karşı sert bir savaşı- mın seferberliğine gi- rişmiştir. Bu protesto sefer- berliği Başbakan’ın se- çim konuşmalarında çok açık seçik vurgula- nıyor. Yazımızın başından beri sıraladığımız dış ve iç olgularla 1923’te kurulan Cumhuriyet Türkiyesi’nin bir dö- nüm noktasına sürük- lendiğini sergiledik. Ne var ki bu tür bir dönüşümün anlamı so- yut demokrasi edebi- yatıyla açıklanamaz. Türkiye’de, başta Başbakan Erdoğan ol- mak üzere, iktidarın programı artık açık se- çik belli olmuştur; bu gidişata karşı dış dün- yanın tutumu da ya- kında daha çok ortaya çıkacaktır. Ülkemizdeki ana mu- halefet ve muhalefet ise kapsamlı, ufuklu, ger- çekçi bir yaklaşımla ve yöntemle iktidarı teş- hir etmekten kaçınıyor, çekiniyor, edilginliği yeğliyor. Bu edilginliği muha- lefetin dış odaklara kar- şı çekingenliğine bağla- mak gerekir diye düşü- nüyoruz. Ne olursa olsun, Tür- kiye’nin doğal süreciy- le çok partili bir rejim yaşamadığını, büyük ve olumsuz bir değişim sü- recinde sürüklendiğini görmemek için artık kör olmak gerekiyor. Baştarafı 1. Sayfada BİR delinin kuyuya attığı taşı kırk akıllının bile çıka- ramadığını söylemek, hiç değilse, akıllı sayısı kırkın üs- tüne yükselirse taşın çıkarılabileceği gibi bir izlenim ya- ratabilir. Yani yine de bir umut var demektir. Ama delinin kuyuya attığı bir taştan değil de, kosko- ca bir başbakanın diliyle ortaya atılan bir laftan bahse- dilmekteyse ve o laf milyonlarca insanın gönlünde bir “dil yarası” açmışsa böyle bir onarma umudu kalır mı? Türkçenin “dil”iyle Farsçanın “dil”i arasındaki bu şaşır- tıcı ilişkiden kalkarak, artık kolay onarılamayacak bir ya- ranın varlığını kabul etmek gerekir. Televizyonlar karşı- sındaki bir tartışmada hesaplı ya da hesapsız edilmiş, “Siz adam öldürmeyi çok iyi bilirsiniz” sözünün, yalnız İsrail devletinin birkaç milyonluk nüfusunu değil, yer- yüzünün dört yanına dağılmış bir Musevi kavminin bü- tün insanlarını yaralamamış olması düşünülebilir mi? Hele o kavim yüzyıllar öncesinden beri çeşitli katli- amlardan geçtiği ve uluslararası hukuktaki “soykırım” kav- ramının bile yine aynı kavimce son Dünya Harbi boyunca çekilen acılardan sonra oluşturulduğu bilinmekte ise. Daha da büyük talihsizlik, Erdoğan’ın yönettiği ülke halkının alnına da doksan küsur önceki bir Cihan Harbi “mukatele”si yüzünden aynı kavram etiketinin ya- pıştırılmak isteniyor olmasıdır. Böyle olduğu içindir ki, Davos’ta o suçlayıcı söz edi- lir edilmez “Eyvah, şimdi tencere dibin kara tekerleme- si ortaya atılacak” endişesi geçmişti bütün zihinlerden. Nitekim, öyle oldu. Hem de İsrail Kara Kuvvetleri Komutanı’nın ağzından çıkan “Erdoğan aynaya baksın” sözüyle. Üstelik, sonuna bir de Kürtlerle ilgili bir güncellik ek- lenerek. Durup dururken ortaya çıkan bu gereksiz gerilim ka- çınılmaz biçimde gitgide büyüyor. İki ülke, iki dev- let, iki toplum arasında en derin kuyudan bile derin ya- ralar açarak. Bakanlıklar ve yüksek rütbeli askerler de girdi işin içine. Bu yaranın vebalini ne Gazze’ye karşı İsrail saldırıla- rındaki oransızlık yüzünden yaratılan tepkinin haklılığı ör- tebilir, ne de Türkiye Başbakanı’nın bunu ifade edişle kazandığı birkaç günlük siyasal itibarın göz kamaştırı- cılığı. Hangi açıdan bakılırsa bakılsın, sonuç gerçekten hüzün vericidir. Durumun onarılması, her iki ülkede var olup olmadı- ğı pek belli olmayan yüksek nitelikli devlet adamlığını zo- runlu kılıyor... Bölge barışı ve ülkelerin yararları açısın- dan asıl endişe uyandıran, bu belirsizliktir. [email protected] AÇI MÜMTAZ SOYSAL Taş ve Söz Erdoğan: Komünizmin artıkları CHP’li Kõlõçdaroğlu’nun iddialarõnõ ‘iftira’ diye niteleyen Başbakan, medyayõ tehdit etti CEMİL CİĞERİM SAMSUN - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Samsun mitingin- de muhalefete yüklendi. CHP’nin İs- tanbul adayõ Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği, “İstanbul’da 250 milyon dolar rant sağlandı” sözlerine tepki gösteren Erdoğan, “Bunlar her- halde matematik bilmiyor. Sadece iftira at, tutmazsa iz bırakır. Çünkü bunlar komünist rejimin atık malla- rı, atık malları” dedi. Samsun Cumhuriyet Meydanõ’nda konuşan Erdoğan, medyayõ hedef aldõ. Erdoğan, “Bu seçim, gerilim ve kriz si- yaseti ile güven ve istikrar siyaseti ara- sındaki ortaya koyacak. Bunların yandaş medyası niye rahatsız oluyor biliyor musunuz? Hortumları kesildi onun için. Bunlarda her tür suiistimal var. En sonunda bana onları da açık- lattıracaklar. Beni o noktaya doğru sevk edersen bunu da söyleyeceğim, söylerim ve bundan da rahatsız ol- mam” diye konuştu. İsim vermeden Ergenekon davasõna değinen Erdoğan, çetelerle mücadele et- tiklerini söyledi. Erdoğan, “Çetelerle, mafyalarla mücadele ediyor muyuz? Muhalefetin lideri ne diyor? ‘Ben onlarõn avukatõyõm’ diyor. Olay bu kadar basit. Orada, hiç olmazsa sus da neticeyi bekle, bakalım buradan ne çıkacak? Bırak yargı kararını versin, hepimiz ona saygı duyalım” dedi. ‘Sıvas’tan öte geçemezler’ Muhalefetin iftira siyaseti yaptõğõnõ sa- vunan Erdoğan, “Seçimlere 41 gün kal- dı. Oturdukları yerden sadece ve sa- dece çamur siyaseti, iftira siyaseti ya- pıyorlar. Ürettikleri tek bir eser yok, eser üreteni karalama peşindeler. Hâlâ kapalı salonlarda şu anda aday tanıtımı yapıyorlar. Bizde, sağ olsun muhalefet herhalde şöyle bir 10-15 günlük seçim kampanyasıyla bu işi geçiştirir ve zaten Sıvas’tan öte geç- mek gibi de bir dertleri yok. Onlar dar alanda siyaset yapıyorlar” diye konuştu. Erdoğan, sözlerini şöyle sür- dürdü: “Eğer iftiralara cevap yetiş- tirmeye kalkarlarsa Türkiye’nin ih- tiyacı olan hizmetleri hayata geçir- meye vakit bulamayız. Bunlar hesap kitap da bilmiyor. Çünkü bunlar komünist rejimin atık malları. Hani komünizmin vardı ya bu anlayışı; if- tira at, tutmazsa iz bırakır. Fakat de- dim ya güneş balçıkla sıvanmaz. Bunlar maalesef o eskimiş monşer- lerden, monşer eskilerinden aldıkla- rı deneyimle yürüyorlar.” ‘Küfrettireceksiniz bana’ Önceki gün Sinop’ta, Sinop-Boyabat Tüneli Geçiş Yolu’nun hizmete açõlmasõ törenine katõlan Erdoğan, konuşmasõnõn sonunda “Şimdi sizleri şuradaki me- gaboard’dan tünelin açılışına davet ediyorum. Hep birlikte burayı izle- yeceğiz. Ve buradan göreceğiz” diye bir anons yapmõştõ. Bunun üzerine ya- nõna yaklaşan bir görevli, Erdoğan’õ “Tünelle bağlantı yok efendim” diye uyarmõştõ. Uyarõ üzerine sinirlenen Er- doğan, “Niye, yok olur mu öyle şey ya? Şimdi küfrettireceksiniz bana...” di- yerek görevliyi azarladõğõ öğrenildi. İstanbul Haber Servisi - CHP İstanbul Büyükşehir Belediye baş- kan adayõ Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn oğ- lu Bilal Erdoğan ve gelini Sema Erdoğan’õn Atagold Kuyumcu- luk’taki ortaklõklarõnõn gizlenme- siyle ilgili iddialarõnõ yineleyerek “Eve makarna, bulgur götürür- seniz vergisi var, pırlanta götü- rürseniz yok. Bunların adaleti, pırlanta adaleti. Babamın bir sözü vardı. ‘Oğlum sen doğru dur, eğri belasõnõ bulur’, onlara bu sözle sesleniyorum” dedi. Kõlõçdaroğlu, CHP Sultanbeyli Seçim Koordinasyon Merkezi’nin dün düzenlenen açõlõş törenine ka- tõldõ. “Belgeli savaşların kahra- manı”, “İstanbul Kemal’e ere- cek. Zam, zulüm, işkence bite- cek”, “Son umudun oldu altın, artık bitiyor saltanatın” yazõlõ pankartlar ve CHP bayraklarõ ta- şõyan onlarca kişi Kõlõçdaroğlu’nu “İnadına CHP”, “Türkiye se- ninle gurur duyuyor” sloganla- rõyla karşõladõ. CHP İstanbul İl Baş- kanõ Gürsel Tekin, Kadõköy Be- lediye Başkanõ Selami Öztürk, CHP Sultanbeyli Belediye Başkan adayõ Osman Nuri Bedir, San- caktepe Belediye başkan adayõ Arif Sağ’õn da katõldõğõ törende ko- nuşan Kõlõçdaroğlu, AKP’nin se- çim yardõmlarõnõ eleştirdi. ‘Her şeye müsait oldular’ İstanbul’u yönetenlerin 15 yõl ön- ce “mütevazı” insanlar olduğunu da söyleyen Kõlõçdaroğlu, “15 yıl önce mücahittiler, sonra müte- ahhit oldular, şimdi de her şeye müsait oldular. Yolsuzluğa, hır- sızlığa müsait oldular. Kul hak- kı yemeye müsait oldular. Va- tandaş dediniz, vatandaşın omuzlarına bindiniz, perişan edip bir ekmeğe muhtaç bırak- tınız. Hesap soracağız diyoruz. ‘Müfettiş bir şeyden anlamaz’ di- yorlar. Kimse yatağa aç girme- yecek diyoruz. ‘Hayal âleminde geziyor’ diyorlar. Hepsinin he- sabını soracağım, halkın hiz- metkârı olacağım.” ‘Bunlarõnki põrlanta adaleti’ CHP’nin İstanbul adayõ Kõlõçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’õn çocuklarõ hakkõndaki iddialarõ hatõrlatarak ‘Makarnaya vergi var, põrlantaya yok. Bunlarõn adaleti põrlanta adaleti’ dedi ‘Belediyelerin harcamaları bilinmiyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP An- kara Anakent Belediye Başkan adayõ Mu- rat Karayalçın Keçiören’de CHP’nin Ke- çiören belediye başkan adayõ Taner Güner ile yurttaşlara seslendi. IMF’nin belediyelerin hesaplarõna iliş- kin açõklama istediğini, ancak bunu hükü- metin açõklamadõğõnõ dile getiren Kara- yalçõn, “Türkiye’deki belediyelerin tü- münün hesap durumu, geliri, harcama- ları, iç kaynak ve projeleri bilinmiyor. Tek bir şey biliniyor o da borç miktarı” dedi. En borçlu belediyenin, Ankara Ana- kent Belediyesi olduğunu vurgulayan Ka- rayalçõn, “Melih Gökçek, belediyenin borçları için 15 yıldır sıkılmadan usan- madan ‘Karayalçõn’õn borçlarõ’ diyor. Hani ayıp olmasa ‘hay başõna Karayalçõn kadar taş düşsün’ diyeceğim ama yine de söylememiş olayım” diye konuştu. ‘Esnaf baskı altında’ Güner de ilçe esnafõnõn baskõ altõnda ol- duğunu, kadõnlarõn ve genç kõzlarõn park- larda el ele yürüyemediklerini vurgulaya- rak, “Biz bu güruha git diyeceğiz. Sizler yaşam kalitenizden ödün vermeyiniz” dedi. “Bu korku imparatorluğunu yıka- cağız, yerle bir edeceğiz” diyen Güner, “Ne olursunuz AKP’li kadınları örnek alınız, onları geçiniz” şeklinde konuştu. KARAYALÇIN’IN İDDİASI Seçim kampanyasını başlatan Sarıgül’ün düzenlediği Sevgi Yürüyüşü’ne çok sayıda yurttaş katıldı. Sarõgül’den Şişli’de gövde gösterisi İstanbul Haber Servisi - Şiş- li Belediye Başkanõ ve aynõ ilçe- nin DSP’den belediye başkan adayõ olan Mustafa Sarıgül, 29 Mart yerel seçim kampanyasõnõ dün düzenlenen “Sevgi Yürü- yüşü” ile başlattõ. Kurtuluş Caddesi girişinde top- lanan binlerce yurttaş, davullar ve zurnalar eşliğinde Halaskârga- zi Caddesi’nden Şişli Meydanõ’na kadar yürüdü. Meydandaki seçim bürosunun önünde yurttaşlara ses- lenen Sarõgül, 29 Mart’taki yerel seçimlerde yeni bir rekora imza at- mayõ hedeflediğini söyleyerek “Şişli’de kendi oy oranımızla yarışacağız. Şişli halkının bize verdiği destek ve gösterdiği ilgi önümüzdeki yerel seçimlerde geçen seçimlerde aldığımız yüz- de 70 oy oranının üzerine çıka- cağımızı gösteriyor. Ak güvercin Şişli’den ve İstanbul’un her ta- rafından iktidara uçacak” dedi. CHP’nin Şişli adayõ Muhar- rem Sarıgül’ü de eleştiren Sarõgül, “İsim benzerliği ile yurttaşları ya- nıltmaya çalışıyorlar. Şişli halkı bu oyunlara gelmez. Baykal’ın gücü yetiyorsa ‘Çakma Sarõgülleri’ göndermesin, Şişli’ye kendisi gelsin” dedi. Sarõgül daha sonra 29 Mart seçimlerine kadar kampanya çalõşmalarõnõ yürüteceği seçim ofi- sinin açõlõşõnõ yaptõ. Fotoğraf:SERKANYILDIZ Kılıçdaroğlu. ‘Ergenekon Bakû’ya uzandı’ Haber Merkezi - Ergenekon davasõnda yargõ- lananlarõn Azerbaycan bağlantõlarõnõ araştõr- mak için Türkiye’den bir grup ajanõn Bakû’ya gönderildiği ileri sürüldü. Azerbaycan’õn “Ye- ni Müsavat” gazetesinin haberine göre özellik- le de Veli Küçük’ün bağlantõlõ olduğu kişilerle görüşmeler yapõlmasõ hedefleniyor. Haberde, gerekli görüldüğü takdirde bazõ kişilerin sor- gulanmak üzere Türkiye’ye götürüleceği, söz konusu ekibin görüşmek istediği kişilerin ba- şõnda, Veli Küçük’le röportaj yapan gazeteci Zabil Mügabiloğlu’nun bulunduğu bildiriliyor. KKK’ye uzman erbaş alınacak ANKARA (AA) - Kara Kuvvetleri Komutan- lõğõ’na uzman erbaş alõnacak. Başvurular, “www.kkk.tsk.tr” adresinden 12 Mart’a kadar yapõlacak. Başvurusu kabul edilen adaylara uygulanacak sõnavõn yerleri 16 Mart’ta açõkla- nacak. Yazõlõ sõnav 22 Mart’ta yapõlacak, 27 Mart’ta duyurulacak sõnav sonucuna göre ön sağlõk kontrolü ve fiziki kabiliyet yeterlilik testleri 9-30 Nisan’da gerçekleştirilecek. 12 patlama düzeneği ele geçirildi ANKARA (ANKA) - Genelkurmay Başkanlõ- ğõ internet sitesinde yer alan bilgiye göre Şõr- nak’õn merkez ilçesi dağlõk arazi kesiminde, bölücü terör örgütü mensuplarõna ait 6 kg. pat- layõcõ, 29 fünye, 12 patlamaya hazõr el yapõmõ patlayõcõ düzeneği ve 7 kg. çeşitli gõda malze- mesi ele geçirildi. Ayrõca, Diyarbakõr’õn Kulp ilçesi Özbek köyünde, bir evde yapõlan arama- da 1 adet Kalaşnikof piyade tüfeği ve bu silaha ait 2 adet şarjör ile 96 adet fişek ele geçirildi. Mayın patladı: 1 yaralı ANKARA (AA) - Genelkurmay Başkanlõ- ğõ’nõn internet sitesinde yer alan bölücü terör örgütüyle mücadeleye ilişkin duyuruya göre Mardin’in Nusaybin ilçesi Üçköy bölgesinde önceki gün sivil bir aracõn geçişi esnasõnda mayõn patladõ. Patlamada bir yurttaş yaralandõ ve araçta maddi hasar meydana geldi. ‘Ayrımcılık devam ediyor’ İstanbul Haber Ser- visi - SP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayõ Mehmet Bekaroğlu, Bakõrköy Özgürlük Meydanõ’nda yaptõğõ açõklamada, “Türkiye genelinde bir yönetim zaafõ olduğu- nu” söyledi. Bekaroğlu, “etnik, dini ve mezhebi kimliklerden dolayõ dev- let, hükümet ve toplum bazõnda çok ciddi ay- rõmcõlõklarõn olduğunu ve insanlarõn inançlarõn- dan dolayõ okula gide- mediğini” söyledi. Be- karoğlu, “Türkiye’nin değişik bölgelerinde farklõlõklarõndan dolayõ insanlar üzerinde müthiş bir baskõ var. Etnik kim- liği ve siyasi düşüncesi ne olursa olsun, insanla- rõn hakkõna ve hukuku- na saygõlõ biriyim. Zali- min karşõsõnda, mazlu- mun yanõndayõz” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle