19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada bir yaklaşım, bırakınız 21. yüzyılda yaşayan bir ülke- de, binlerce yıl önce antik çağlarda Anadolu’da ku- rulmuş herhangi bir şehir devletinde dahi telaffuz edil- diğinde eminiz tepkiyle karşılanırdı.” Ceza davalarında “usulün” önemini çok net ve her- kesin anlayabileceği bir biçimde ortaya koyan Prof. Feyzioğlu’na katılmamak olanaksız. Türkiye’ye tam demokrasinin gelmesi için müca- dele ettiğini, hukukun üstünlüğünün vazgeçilmez de- ğer olduğunu söyleyen, yazan kişiler bile “Derin dev- let ortaya çıkarılıyor, bırakın usulü musulü, bu tür tar- tışmalar fuzuli... Bunu ortaya atanların amacı davayı sulandırmak” diyebiliyor. Bu kadar körlük ancak özel çabayla olur! Başta F tipi olmak üzere kendince Ergenekon mah- kemesi kuran yayın organlarına bunu anlatmamız ola- naksız. Ancak bu tür yayınlardan etkilenme olasılığı olan toplumsal yığınların bilincini “hukuk zeminine” çekmek çok önemli bir unsur haline geldi. Çünkü Er- genekon medyası şu temele dayalı yayın yapıyor: Ergenekon davasının sonucu önemli değil. Önem- li olan davanın açılmış olması, soruşturmaların devam ediyor olması ve dalgaların sürecek olması. Bunlar devam ettiği sürece biz medya mahkemesini işletir, bu kişileri zaten suçlu ilan ederiz! Bu anlayış, Ergenekon terör örgütünü şöyle tarif edi- yor: Bugüne kadar terör suçu işlemiş kişilerin yanı sı- ra AKP’yi eleştiren, bu yönde toplantılar yapan, gö- rüş ortaya koyan bütün dernekler, sendikalar, yayın organları, kişiler ve gruplar! Öylesine büyük bir densizlikle yayın yapıyorlar ki, sonunda kendi aralarında ikiye bölündüler. Bir grup şunu söylüyor: Bugüne kadar işlenen faili belli ya da meçhul tüm olayları ve bundan sonra işlenecek suçları Ergene- kon’a yıkalım. Bir başka grubun görüşü de şu: Böyle yapmayalım. O zaman işin içinden çıkmak zor olabilir. Dava büyüyünce inandırıcılık da tümüy- le ortadan kalkabilir, bölüm bölüm olsun! Her iki grubun ayrıca üzerinde birleştiği bir başka durum var: Ergenekon olayına bizim gibi bakmayan herkesi, her kurumu karalayalım! Barolar hukuktan mı söz etti, usulün önemine mi değindi? Onları da terör örgütüyle ilişkiliymiş gibi göstere- lim... Yargının içinde delillerin toplanmasından kıymet- lendirilmesine kadar farklı bakanlar mı var? Onları da saldırı sahasının içine atalım... Prof. Feyzioğlu bir tanımı daha belleğimize soku- yor: Davasız yargılama! Son örnek, iki kişi arasındaki görüşmenin tartışıl- ma biçimi... Böyle bir görüşmeyi dinlemenin, kamuoyu oluşturma aracı yapmanın suç olup olmadığı tartı- şılmıyor, bunun yerine görüşmenin içeriğinden suç üretilmeye çalışılıyor! Girişte yaptığımız vurguyla noktayı koymak gere- kirse Ergenekon medyası, hedefe koyduğumuz her kapıyı tekmeleyelim, birinde olmazsa ötekinde suç un- suru buluruz, diyor! Bu usul bizi demokrasiye götürmez! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada raporunda “eleştirilerde bulunan medyaya yönelik bas- kıların basın özgürlüğüne hizmet etmeyeceğini” ya- zıyor. Brüksel’deki elçilik kaynaklarından raporun içeri- ğini öğrenir öğrenmez bizimki soluğu Kastamo- nu’da bir meydan kürsüsünde aldı. AP’ye nefes nefese laf yetiştirdi. Sözüm ona dip- lomatik bir dille, ne ki kabadayılık sergileyerek halkı, “yalan yanlış yazan medyayı boykota” çağırdı. Gerekçe olarak da “iftira atanlardan” söz ettiğini söy- lüyor. Hangi konu, hangi olay iftira? Oğlu ile gelininin giz- ledikleri Atagold’a ortaklık mı, oğluna gelinine ballı kâr olanağı sağlayan Atasay kuyumcusu Cihan Ka- mer’le yakın dostluğu ve bu adamın bayiler toplan- tısına başbakan sıfatıyla katılması mı?.. Hangi olay, hangi konuda medya, beyefendileriy- le birden iş ve zenginler kulübüne üye oluveren aile bireylerine iftira attı?.. Söylemiyor, aksini kanıtlaya- mıyor. İkide bir medyaya duyduğu kini sergiliyor. Yazılı ve görsel medyanın yarısından fazlası ya ik- tidar yalakası ya da din, iman, peygamber edebiya- tıyla geçinen gerici tayfa. Gözü doymuyor. İyi kötü görev yapan, kimi ger- çekleri yayımlayan bir avuç gazete ve TV’yi sustur- manın veya avucuna almanın yollarını arıyor. Tek olanak kalmış elinde; halkı medyayı boykota çağırmak! Ne çare o boykot dedikçe tirajlar düşmüyor. Yargı ile yürütmeyi ya karıştırıyor ya da yürütmeyi yargı kararlarına karşı gelmeye zorluyor. İşine geldi mi Yüksek Seçim Kurulu kararları cici. Ama örneğin dilinden düşürmediği fakir fukara, ga- rip gureba edebiyatı ile seçim öncesi eşya ve para rüş- vetini yasaların engellediğini açıklayan YSK tu kaka! Tunceli’de Vali, YSK “seçmenleri etkilemeye yönelik” bulduğu için dağıtımı durduruyor. Birkaç saat sonra dağıtım yeniden başlıyor. Neden o kadar açık ki… Zira RTE, YSK’nin açık- ladığı kararları “bir şey” diye küçümsüyor ve valilere yasal engellere uymamalarını emrediyor. Yasalar gidiyor Mersin’e, RTE inadına tersine! Sadece iç politikada mı? Kastamonu’da halk Davos’tan söz etmesini iste- yince, “Davos yerli yerine oturdu” diyerek “one mi- nute” olayının İsrail seçimlerini bile etkilediğini söy- lüyor. Ya da “one minute” olayının “yerine oturmasının” önceden tasarlanıp uygulanan bir plan olduğunu… giderek düşen itibarının Müslüman halkımız indinde yükselişini sağlamayı amaçladığını… üstü kapalı bi- çimde itiraf etmiyor mu? Yine olmaz, olmaz demeyin. Davos örneğinde ol- duğu gibi dış politikayı iç politikaya alet edebilir. Dış politikayı seçim arifesinde kullanabilir... Zira bir zamanlar İslam Cumhuriyeti aşkıyla yanıp tutuşan… amacına varmak için “Gerekirse papaz el- bisesi bile giyerim” diyen RTE’nin dünyasında akla, mantığa aykırı her şey olur! [email protected] C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK Genel Yayõn Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ ?Yazõişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Miyase İlknur (Ek Yayõnlar) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara Yayõn Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Em- re Kongar (Başkan Yardımcısı), Or- han Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. İstihbarat: Cengiz Yıldırım Eko- nomi: Hasan Eriş Dõş Haberler: Öz- gür Ulusoy Kültür: Egemen Ber- köz Spor: Arif Kızılyalın Dü- zeltme: Abdullah Yazıcı Bilgi- Belge: Edibe Buğra Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Ahmet Rasim Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Tel: 0312 442 30 50 Faks: 0312 442 30 10 İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 Adana Tem- silcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: 3631211, Faks: 3631215 İdare Müdürü: Hüseyin Gürer Mali İşler: Bü- lent Yener Satõş: Fazilet Kuza Cumhuriyet Rek- lam: Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardõmcõsõ: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 -75 /251 98 81 -82 Faks: (0212)251 98 68 Rezervasyon: (0212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yeni Gün Haber Ajansõ Basõn ve Yayõncõlõk A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 Yaygõn süreli yayõn Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul 13 ŞUBAT 2009 İmsak: 5.27 Güneş: 6.55 Öğle: 12.25 İkindi: 15.15 Akşam: 17.44 Yatsõ: 19.04 MURAT KIŞLALI ANKARA - Tunceli Ticaret ve Sanayi Odasõ (TUTSO) Başkanõ Yusuf Cengiz, hükümetin se- çim öncesi Tunceli’ye yaptõğõ 5 milyon liralõk be- yaz eşya ve mobilya yardõmõyla ilgili olarak “El- bette böyle bir yardımın kent ekonomisine kat- kısı olmuştur. Ama bu parayla Tunceli için da- ha iyi işler yapılabilirdi” dedi. Tamamlanmasõnõ bekledikleri Organize Sanayi Bölgesi (OSB) için hükümetten 2 yõldõr ödenek gelmediğini söyleyen Cengiz, “Buraya 3-4 milyon liralık bir yatırım yapılsa kentteki 3 bin işsizden ilk aşamada 700 kişiye istihdam sağlanabilirdi” diye konuştu. Hükümet, Tunceli’ye 2 yõldõr vermediği 3-4 milyon liralõk OSB ödeneğini çõkararak 700 kişi- ye iş sağlamak yerine 5 milyon liralõk kaynağõ se- çim yardõmõna harcamayõ tercih etti. TUTSO Baş- kanõ Cengiz, kendisinin de beyaz eşya işletmesi olduğunu ve hükümetin Tunceli’ye yaptõğõ yar- dõmdan yararlandõğõnõ belirterek şöyle konuştu: “Kentteki tek büyük işletme Ovacık’taki 240 ortaklı su fabrikası. Onun dışında Tunceli’de sanayi anlamında bir şey yok. Tunceli’ye ilk olarak yapılması gereken yatırım OSB’nin ta- mamlanması. Hükümet’ten burası için ödenek alamadık. Bu konuda 2 yıldan beri çalışma ya- pılıyor. Ama ödenek yok. Şu anda sıfır ödenek- le gidiyor. Ticaret Odası ve İl Özel İdaresi’nin ortaklığı var, bir sürü borcumuz var. 3-4 mil- yon lira olsa OSB tamamlanır. Şimdiden 36 iş- letme en az 10 kişi çalıştırmak için başvurdu.” Tunceli ekonomisinin sõkõntõ içinde olduğunu söyleyen Cengiz, “İcraya, tefeciye düşen çok sa- yıda esnaf var. Bu gidiş devam ederse 2009’da çok sayıda işyeri kapanır” diye konuştu. Sanayiye yok, seçime var ne karşõ duyduğu güveni ve saygõsõ her zaman tamdõr. Bu ko- nularda büyük bir dikkat ve hassasiyetle hareket eden Türk Silahlõ Kuvvetleri’nin, diğer ki- şi ve kurumlardan da aynõ şe- kilde hareket edilmesini bekle- mesi de doğaldõr. 2. Tutuklu İbrahim Şahin’in ifadesine atfen, Türk Silahlõ Kuv- vetleri’nin bazõ personeline ilişkin haberlerin, 12 Ocak 2009 tari- hinde, bazõ yayõn organlarõnda yer almasõ üzerine yapõlan açõkla- mada, bu haberlerin gerçeği yan- sõtmadõğõ, aynõ gün kamuoyuna açõklanmõştõ. 3. 16 Ocak 2009 günü, Genel- kurmay Karargâhõ’nda yapõlan haftalõk basõn bilgilendirme top- lantõsõnda; 5271 Sayõlõ Ceza Mu- hakemesi Kanunu’nun 157’nci maddesine göre, soruşturmala- rõn gizli yürütülmesi gerektiği, ak- si davranõşlarõn kişilere, kurum- lara ve nihayetinde yargõya da bü- yük zararlar verebileceği ifade edilmişti. ‘Neden 11 Şubat gününe kadar beklendi?’ 4. Yaklaşõk 1 ay geçtikten son- ra, aynõ tutuklu kişiye ait ifadelerin bu sefer büyük bir bölümünün, 11 ve 12 Şubat 2009 tarihlerinde bir gazetede yer almasõ gerçekten düşündürücüdür. Bu haberler ile Türk Silahlõ Kuvvetleri, bir kurum olarak haberin odağõna alõnmak- tadõr. İfadeyi basõna sõzdõran ve- ya servis edenler, neden 11 Şubat 2009 gününe kadar beklemişler ve bugün bu işlemi yapmaya karar vermişlerdir? Eğer söz konusu ga- zete bu bilgiye daha önce sahip ise neden 11 Şubat 2009’a kadar beklemiştir? Sağduyulu medyanõn ve kamuoyunun bunu sağlõklõ olarak değerlendireceğini umu- yoruz. Ayrõca, haberi sõzdõran veya servis edenlerin telaş ve acz içinde olduklarõna ve çaresiz kaldõklarõna da inanõyoruz. ‘Tuğgeneral Gürak’ın bilgisine başvuruldu 5. 11 ve 12 Şubat 2009 tarih- lerinde bir gazetede yer alan ha- berlerde ismi geçen, Tuğgeneral Metin GÜRAK’õn, halihazõrda yaptõğõ görevin hassasiyeti dikkate alõnarak konuya ilişkin olarak bilgisine başvurulmuş ve söz ko- nusu kişi ile bugüne kadar hiçbir yerde ve hiçbir şekilde bir temas veya görüşmesi olmadõğõ tespit edilmiştir. 11 maddelik bildiri ABD Sosyalizm Yolunda! K. Ali TURGUT kõsõtlamalar getireceği ve bankalarla yatõrõm şir- ketlerine çaresizlik için- de ortak olarak devletçi- liği uygulayacağõ. Bu ka- dar büyük bir açõlmõn nasõl karşõlanacağõ, ne kadarõnõn halktan çõka- cağõ belirlenmiyor. İçte ve dõşta göz yumulan sö- mürünün faturasõnõn, so- nunda halka çõkacağõna da şüphe yok. Verilen trilyonlardan birilerinin kazançlõ olacağõ da açõk. Başkan Barack Oba- ma’nõn kampanyasõ sõ- rasõnda muhafazakârla- rõn onu sosyalizme kay- makla suçlayarak eleş- tirmeleri, ekonomik sõ- kõntõ altõnda yerini çare- sizliğe bõrakõyor. Çin otokrasi altõnda kapitalizm yöntemleriy- le kalkõnõyor, Rusya da oraya geri dönüyor. Amerika demokrasisi al- tõnda, kapitalizmle sos- yalizmi beraber kullana- bilecek mi? Baştarafı 2. Sayfada Baştarafı 1. Sayfada ‘300 kişilik oluşuma ihtiyaç duyulmaz’ 6. 700.000 kişilik bir orduya ko- muta eden, Türkiye Cumhuriye- ti Devleti’nin temel niteliklerin- den birisini oluşturan “Hukuk Devleti”ne bağlõlõğõ ile tanõnan bir komutanõn, 150 - 300 kişilik ya- sadõşõ bir oluşuma ihtiyaç duymasõ ve bu oluşumu, daha önce aynõ tip bir olaydan dolayõ mahkûm olmuş ve sağlõk durumu tartõşmalõ olan bir kişiyle yapmaya kalkmasõnõ düşünmek, gülünç ve gayri ciddi bir durumdur. Ancak, böyle bir durumu ciddiye alan kişi ve ku- rumlarõn mevcut olduğunu gör- mek ise gerçekten vahimdir. ‘Yasadışı ilişki olamaz’ 7. Türk Silahlõ Kuvvetleri’nin bir kurum olarak, yasadõşõ faali- yetlerde bulunan kişi ve kurum- larla hiçbir ilişkisi olamaz. 8. Yargõnõn kõsõr tartõşmalar içine çekilmesinden çok büyük ra- hatsõzlõk duymaktayõz. Yargõ üze- rinde şüpheler yaratõlmasõ, Türk adaletine karşõ yapõlabilecek en büyük kötülüktür. ‘Fatma Cengiz kimdir?’ 9. Türk Silahlõ Kuvvetleri ola- rak aşağõdaki sorularõ sorma ihti- yacõnõ duymaktayõz. Bu sorulara verilecek cevaplarõ da merakla beklemekteyiz. a. 5271 Sayõlõ Ceza Muhake- mesi Kanunu’nun 157’nci mad- desinin, habercilik adõna çiğnen- mesi bir suç olmasõna rağmen, ne- den bu suçun işlenmesine de- vam edilmektedir? Bunu yapan- larõn en azõndan etik değerlere kar- şõ hiçbir saygõsõ yok mudur? b. Söz konusu ifadede adõ sõk- ça geçen ve Kayseri Hava İndir- me Tugayõ’nda görevli olduğu id- dia edilen tutuklu Fatma Cengiz isimli kişinin, Türk Silahlõ Kuv- vetleri ve Milli Savunma Bakan- lõğõ’nõn hiçbir biriminde görev yapmadõğõ tespit edilmiştir. Fat- ma Cengiz kimdir? Kime ve han- gi amaçlara hizmet etmektedir? Türk yargõsõnõn da bunu açõklõğa kavuşturacağõna inanõyoruz. 10. 11 Şubat 2009 günü bir ga- zetede yer alan habere ilişkin, 12 Şubat 2009 günü, birkaç gazete hariç, çok sağduyulu bir davranõş içinde bulunan yazõlõ medyaya da bu hassasiyetinden dolayõ teşek- kür ederiz. ‘Tahriklere alet olmayız’ 11. TSK, gelişmeleri büyük dikkatle yakinen izlemekte olup, kendisini tahrik etmek isteyenle- rin amaçlarõna hiçbir zaman alet olmadan, emir ve komuta birliği içinde bütün olarak, dimdik gör- evinin başõndadõr ve başõnda ol- maya da devam edecektir. En büyük gücümüz, Türk milletinin ordusu olmamõzdan gelmektedir. Radikal gazetesinin 11 Şubat 2009 tarihli sayõsõnda “Şahin’in yanıtlamadığı tüyler ür- pertici sorular” başlõklõ manşette yer alan ha- berde şunlar kaydedilmişti: “Eski Özel Hare- kât Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin, Er- genekon soruşturmasının savcılık ayağında birçok soruyu yanıtsız bırakırken, Genel- kurmay Başkanı Başbuğ’un bilgisi dahilin- de, Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Gürak’ın talimatıyla 150-300 polis ve askerden oluşacak S- 1 adlı birimi kurmak için ça- lıştığını söyledi. Şahin, ‘7 Ocak’ta gözaltõna alõnmasam 12 Ocak’ta Genelkurmay’da törenle göreve başlayacaktõm’ dedi. Savcı, Şahin’in iddiala- rına uygun başka delile ula- şamadı, ama Şahin ve diğer sanıkların ilginç mesaj ve telefon trafiğini saptadı. Şahin’den, Taylan Özgür Kõrmõzõ’ya mesaj: ‘Buğ Paşamõn haberi var, yüzde yüz güvendiğin adamlar olmalõ.’ Savcının, ‘Bura- da kastõnõz ne’ sorusuna Şahin’in yanıtı: ‘Gürak Paşa’yla görüşmelerimde, Başbuğ’un benden bu işleri yapmamõ istediğini söylüyor, ben de bunlarõ Kõrmõzõ’ya bildirdim.’” Radikal’in dünkü sayõsõnda da “Fatma Cengiz bilmecesi” adlõ manşetteki haberde Şahin’in ifadelerine atfen şu iddialara yer ve- rilmişti: “Özel Harekât Dairesi’nin eski baş- kanvekili ve Susurlukçu İbrahim Şahin’in savcılık sorgusunda adı sıkça geçen ve ken- disi de Ergenekon kapsamında tutuklu bu- lunan Fatma Cengiz, soruşturmanın en ilgi çekici simalarından: Görünüşte sadece ‘me- mur’ ama dinleme kayıtlarına göre Cengiz, Şahin’in göreve gelmesi için üst düzey aske- ri yetkililerle, hatta ‘Dede’ dediği Genel- kurmay başkanlarıyla görüştüğünü öne sü- rüyor. Cengiz, diyaloglarda Şahin’in önünü açabilmek için İçişleri Bakanı Atalay’ı kimi CD’lerle tehdit ettiğini bile söylüyor. Cengiz, çalıştığı Kayseri Hava İndirme Tuga- yı’na ait ‘TVK’ adlı özel tele- fon hattı üzerinden Şahin’i birtakım ‘askeri yetkililer’le görüştürüyor, hatta bu hat- tın şifrelerini kendisine veri- yor. Şahin’in Cengiz’e ait te- lefonla konuştuğu kişiye ‘Komutanõm’ diye hitap etmesi dikkat çekiyor. İbrahim Şahin savcılıkta, resmi olarak kurmaya hazırlan- dığını iddia ettiği S-1 (Sefir) adlı örgütün ‘Türkiye’nin iç temizliği ile Kuzey Irak’tan’ sorumlu olduğunu öne sürdü. Şahin, ‘Yaka- lanmasaydõm bir hafta sonra Ermenilerin lide- ri olan şahõslara operasyon yapõlacaktõ. Biz PKK’lilere Ermeni diyoruz’ dedi. Şahin’in, ‘iç temizliğe’ hazırlandığı unsurlar: ‘Özür Diliyorum’ kampanyasına imza koyan 300 kişi ve Demokratik Toplum Partisi (DTP) içindeki 580 Ermeni, Süryani ve Yahudi...” RADİKAL GAZETESİ NE YAZMIŞTI? İstanbul Haber Servisi - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, Rusya Federasyonu Devlet Baş- kanõ Dimitri Medvedev’in davetlisi olarak 4 gün- lük devlet ziyareti için Rusya’ya gitti. Rusya’ya hareketinden önce basõn toplantõsõ dü- zenleyen Gül, ziyaret kapsamõnda siyasi, eko- nomik, enerji, askeri, teknik ve kültürel alanlar- da ikili ilişkiler başta olmak üzere ortak ilgi alan- larõna giren, yakõn coğrafyada meydana gelen gün- cel gelişmeleri de ele alacaklarõnõ bildirdi. Gö- rüşmelerde Rusya ile yaşanan gümrük sorununun gündeme gelip gelmeyeceğine ilişkin sorusuna Gül, “Tabii ki... Bu tür ziyaretlerde, ilişkiler geniş bir şekilde gözden geçirilir” dedi. Türkiye’ye ziyaret gerçekleştiren Mõsõr Dev- let Başkanõ Hüsnü Mübarek’in Türkiye’nin Ha- mas üzerinde baskõ yapmasõ yönünde talebinin olup olmadõğõ yönündeki soruya karşõlõk olarak Gül şu yanõtõ verdi: “Türkiye kimseye baskı yapmaz. Türkiye’nin yapacağı şey mantıktır. Rasyonel şeyleri izah eder. Biz Filistinlilerin birleşmesi, beraber hareket etmesi, ulusal hükümet kurmasından bahsettik. Bu ayrımın yapılması gerektiği kanaatindeyim.” Gül ziyareti kapsamõnda 14 Şubat’ta Tataris- tan Cumhuriyeti başkenti Kazan’a gideceğini de belirterek, “Bu ziyaret ilk kez bir Türk Cum- hurbaşkanı’nın Tataristan ve Kazan’a gidi- şidir” dedi. Ziyarete Gül’e Devlet Bakanõ Kür- şad Tüzmen, Dõşişleri Bakanõ Ali Babacan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanõ Hilmi Güler ile işadamlarõ eşlik etti. Rusya’ya devlet ziyareti ANKARA (AA) - Ermeni terör ör- gütü ASALA, “Türk halkından özür dileme kampanyası yürütmeye ha- zırlanan,” Avustralya’daki Macqurie Üniversitesi öğretim üyesi ve Türk-Er- meni Diyalog Grubu Eşbaşkanõ Armen Gakavyan’õ ölümle tehdit etti. Ermenistan’õn “Azg” gazetesinde yer alan habere göre, ASALA’ya bağlõ “Ararat Yemini” adlõ dernek tarafõn- dan yapõlan açõklamada, ASALA’nõn eylemlerinden ötürü Türk halkõndan özür dilenmesi yönünde girişimde bu- lunmaya hazõrlanan Gakavyan’õn bu adõmõndan vazgeçmesi, 1915 olaylarõ- nõn mağdurlarõndan özür dilemesi ve kendisini bu adõmõ atmaya yönelten ki- şilerin kimliğini açõklamasõ durumunda hayatõnõn bağõşlanacağõ belirtildi. Haberde, Gakavyan’õn geçen günler- de Ermeni basõn-yayõn organlarõna gön- derdiği açõklamasõnda, görüşlerinin çar- põtõldõğõnõ, gerek Ermeni halkõ, gerek arkadaşlarõ adõna herhangi bir özür di- lemediğini bildirdiği kaydedildi. Türk medyasõnda çõkan haberlerde, “Gakav- yan’ın, Ermeni çetecilerin 1900’lerin başlarında işledikleri cinayetlerden ve ASALA’nın eylemlerinden ötü- rü Türk halkından özür dilenmesi- ni öngören bir kampanya başlat- maya hazırlandığı” bildirilmişti. ASALA’dan tehdit ‘Türklerden özür’ kampanyasõnõ yürütmeye hazõrlanan Gakavyan’a ‘Seni teşvik edenlerin isimlerini açõkla hayatõnõ bağõşlayalõm’ denildi Tunceli’ye ödenek verilmiyor Cumhurbaşkanı Gül ve beraberindeki heyet Vnukova Havaalanı’nda Rusya Enerji Bakanı Viktor Hristenko ve Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Halil Akıncı tarafından karşılandı. (AA) Türk-Ermeni Diya- log Grubu Eşbaş- kanı Gakavyan. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hava Kuvvetleri Komutanlõğõ Askeri Savcõlõğõ’nca sürdürülen “Karargâh evleri” soruşturmasõ, MİT raporundaki şema ve raporun sõzdõrõlmasõ boyutlarõyla sürdürülüyor. Soruşturma kapsamõnda Ankara, İstanbul ve Balõkesir’de gözaltõna alõnan 6 kişinin jandarma sorgularõ tamamlandõ. Hava Kuvvetleri Komu- tanlõğõ Askeri Savcõlõğõ’na götürülen sanõklara MİT raporundaki şemada “lider” olarak görülen İbrahim Arslan’a ait olduğu iddia edilen tele- fon numarasõyla yapõlan “kısa” görüşmeler so- ruldu. Arslan’õn telefon numarasõnõn kendisine ait olmadõğõnõ belirtmesi üzerine imza sirküleri Balõkesir’den getirtildi. Karşõlaştõrmalar sonucu telefon hattõnõn alõmõ sõrasõnda atõlan imzalarõn Arslan’a ait olmadõğõ sonucuna varõldõğõ savunu- luyor. Askeri savcõlõğõn numaranõn klonlanmõş olma olasõlõğõ üzerinde durduğu belirtiliyor. An- kara’da gözaltõna alõnan Münire Öztürk’ün (64) adõna kayõtlõ 18 cep telefonu numarasõ saptandõğõ öğrenildi. Ancak gecekonduda oturan ilkokul mezunu, başörtülü Öztürk’ün hiç cep telefonu- nun olmadõğõ ileri sürüldü. Gözaltõndaki 6 kişiye Arslan’a ait olduğu iddia edilen telefon numara- sõyla yapõlan görüşmeler, sorulduğu belirtiliyor. İP Genel Başkan Yardõmcõsõ Hasan Basri Öz- bey, İP Genel Başkanvekili Mehmet Bedri Gül- tekin’e “21 Mart 2007 günü ..... şu numaralı telefondan saat 16.45’te arandınız, 73 saniye- lik bir görüşme kayıtlı. Ne görüştünüz” ve “İb- rahim Arslan’ı tanır mısınız” şeklinde iki sorul- duğunu dile getirdi. Özbey, “Bedri Bey, söz ko- nusu numaranın hiçbir rehber ya da başka bir yerde kayıtlı olmadığı bilgisini verdi. Bedri Bey, Arslan için ‘Biz de temmuzdan beri kendi- sini araştõrõyoruz’ cevabını verdi” diye konuştu. Savcı ‘şema’ ve sızmayı soruşturuyor ‘KARARGÂHEVLERİ’GÖZALTILARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle