22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA 21 ARALIK 2009 PAZARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 21 Aralık Oslo PB -5 Helsinki PB -8 Stockholm K -5 Londra B 1 AmsterdamY 0 Brüksel K -1 Paris K 2 Bonn K 1 Münih K -2 Berlin B -3 Budapeşte B -4 Madrid Y 10 Viyana B -1 Belgrad PB -3 Sofya PB 2 Roma Y 13 Atina B 13 Zürih Y 0 Moskova K -3 Aşkabat PB 14 Taşkent Y 13 Bakû PB 11 Bişkek PB 13 Tiflis PB 12 Kahire PB 22 Şam Y 20 İstanbul K 4 Edirne B 1 Kocaeli Y 5 Çanakkale B 6 İzmir PB 11 Manisa B 9 Denizli Y 10 Zonguldak Y 5 Sinop Y 11 Samsun Y 15 Trabzon Y 20 Giresun Y 18 Ankara Y 5 Eskişehir Y 2 Konya Y 7 Sıvas Y 5 Antalya Y 18 Adana Y 17 Mersin Y 17 Diyarbakır Y 12 Şanlıurfa Y 13 Mardin Y 11 Siirt Y 11 Hakkâri B 4 Van B 8 Kars K 4 Ülke geneli kar ya- ğışlı ve sağanak yağışlı Marmara, Ege, Batı Ak- deniz, Doğu Akdeniz’in doğusu, İç Anadolu’nun kuzeyi, Karadeniz’in iç kesimleri Güneydoğu Anadolu, Doğu Anado- lu’nun iç ve batısı yağışlı ve karlı geçecek. Ya- ğışlar Marmara ve Kuzey Ege kıyılarında kuvvetli olmak üzere genellikle yağmur ve sağanak, Sı- vas, Erzurum, Tunceli, Bingöl, Muş ve Erzincan ile gece saatlerinde Edir- ne, Tekirdağ çevrelerin- de karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. TEKEL İşçisine ‘Açılım’ Yok mu? AKP iktidarının “kendine demokrat” tavrı biliniyor. Son dönemde “açılım”, “demokratikleşme” sözleri dillerden düşmüyor. Yasaları demokratikleştirmek tamam; ancak ya sokağın sesi ve bu sesleri bastırmak için -“işkenceye sıfır tolerans” vaadi unutularak- “orantısız güç” kullanılması? İş bırakma eylemi yapan memurları Başbakan Tayyip Erdoğan “yasal değil” diye tehdit ediyor, eylemcilerin üzerine biber gazı sıkılıyor. İstanbul Belediyesi’ne bağlı Bimtaş AŞ’de sözleşmeleri yeni yılda bitecek olan itfaiyeciler belediyeye yürümek isteyince tazyikli su ve biber gazıyla dağıtılıyor. Örgütlenme demokratik ve anayasal hak olmasına karşın hükümet, hükümet, “eylem yaptılar” diye Türkiye Eczacılar Birliği’ni “bitirmek” için de kolları sıvadı. TEKEL işçileri AKP Genel Merkezi’ne yürümek isteyince biber gazıyla, tazyikli suyla müdahale ediliyor. Abdi İpekçi Parkı’nda eylem yapan TEKEL işçilerine müdahalede bulunuluyor, bu saldırıdan milletvekilleri de nasibini alıyor. İş bırakma eylemi yapan demiryolu işçileri, işten çıkarılıyor. AB “müktesebatında”, açılım kitabında “örgütlü hak arama özgürlüğü”, “grev hakkı”, “protesto hakkı” yok mudur? “İtaatkâr cemaat”lere alışkın iktidarın “örgütlenmiş” yurttaşların mücadelesi karşısında “şahin” kesilivermesi hangi “demokratlığa” sığar? İşçilere, emekçilere, memurlara “açılım” yok mudur? ‘Silivri Naibi’nin Şiiri AST, ‘Yeniden’ TBMM Genel Kurulu’nda, Adalet Bakanlığı’nın bütçesinin görüşmeleri sırasında hükümetin hâkim ve savcılara yönelik baskısı ve telefon dinlemeler tartışıldı. Muhalefet milletvekilleri, dinlemeler nedeniyle hükümet ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’i eleştiri yağmuruna tuttular. Bunlardan biri de MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal’dı: “Hâkimler ve adalet personeli üzerinde uygulanan siyasi baskı, müfettiş tahakkümü, telefon dinlemeleri, yasal, gayri yasal, bir korku yaratmıştır. Yargı korkmuştur. Yargı, hiç korkmaması gereken makam olarak, korkutulduğunu Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararıyla basına duyurmuştur. Sayın bakan sizin yaratmak istediğniz bu hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukuku sisteminin çatısında bir de korku imparatorluğu mu var? Bu korku imparatorluğu, adaletin tecelli etmesinin önünde en büyük engeldir.” Osmanlı İmparatorluğu döneminde de bu tür baskıların yaşandığını anlatan Bal, bir Osmanlı valisinin bir Osmanlı hâkimine hitaben yazdığı bir şiiri okudu: “Silivri naibi(hâkimi)/ Şeriat haini/ İlamını okudum/ Kahkaha ile güldüm/ Meali hezeyan/ Ve hilafı Kur’an/ Mührü müeyyidemi basarım/ Gelir seni mahkeme kapısına asarım.” Bal, bu şiiri okuduktan sonra uyardı: “Sayın bakan, Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde yargı böyle korkutulmuştu ve Osmanlı İmparatorluğu bu gibi nedenlerle diğerleriyle birlikte yıkılmıştı. Yıkılacaktı, çünkü adalet mülkün temeliydi, o temel korkuya dayandırıldığı zaman mutlaka kayacaktı...” Meclis’in En Değerli Milletvekili... Anayasa Mahkemesi’nin DTP’yi kapatmasıyla birlikte TBMM’de bir hareketlilik yaşanıyor. DTP’nin bağımsız kalan milletvekillerinin istifa mı edecekleri, yoksa Barış ve Demokrasi Partisi’ne (BDP) geçerek siyasete devam mı edecekleri hafta boyunca tartışıldı. Kapatılan DTP’nin yöneticilerinden bu konuda farklı açıklamalar geldi. Önce, milletvekillerinin istifa ederek TBMM’den çekilecekleri açıklandı, daha sonra parti içinde farklı görüşler olduğu, karar verilemediği bildirildi. En sonunda bir karar verildi ve “TBMM’de siyasete devam” denildi. Şimdi DTP’nin bağımsız milletvekillerinin BDP’ye geçerek TBMM’de yeni bir grup kurması bekleniyor. Ancak bunun için bir milletvekiline ihtiyaçları var. Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk’un milletvekilliklerinin düşürülmesi yönündeki karar nedeniyle BDP’nin 19 milletvekili olacak. İstanbul Bağımsız Milletvekili Ufuk Uras, grup kurulması için destek vereceğini açıklamıştı. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, bu tartışmalar sırasında kuliste gördüğü Uras’a takıldı: “Bu Meclis’in özgül ağırlığı en fazla olan milletvekili bendim. Ama beni geçtiniz. Meclis’in en değerli milletvekili oldunuz...” Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan parlamentokulisi@gmail.com Ankara Sanat Tiyatrosu (AST), başkentte var olmaya direnen birkaç özel tiyatrodan biri. Yaklaşık 50 yıllık bir geçmişe sahip. Türkiye’de politik tiyatronun belli başlı adreslerinden biri olmuş, baskı dönemlerinde oyunları yasaklanmış, oyuncuları, yönetmenleri hapishanelerde süründürülmüş bir tiyatro. AST, İzmir Caddesi Ihlamur Sokak’taki salonunda Mürsel Yaylalı’nın yazdığı Murat Çıdamlı’nın yönettiği “Kod Adı Keklik” adlı oyunla yeniden izleyici önüne çıktı. AB’ye girmeye çalışan hayali bir Afrika ülkesindeki bir karakolda yaşananlar izleyiciye oldukça tanıdık geliyor. Bir Afrika ülkesi dekorundan Türkiye’ye bakan oyunda ironik bir dille yakın tarihimiz hicvediliyor. Cinselliğe bakıştaki ikiyüzlülük, erkek egemen bakış açısı, cinsel ayrımcılık sergilenirken izleyicilerden sık sık kahkalar yükseliyor. Bir Afrika ülkesindeki karakolu AB’ye “uydurma” sürecinde yaşananlar seyirciye yabancı değil. Oyunun “karanlık, derin” karakteri Kapanga’nın “Ben de yıllarca sizin gibi, devletimizin her karış toprağında sadakatle görev yaptım. Bugün bu kutsal görevde bulunuyorsam, yeri geldiğinde kurşun atıp kurşun yediğim içindir. Ve yarın, bir vali ya da bir milletvekili, hatta bir ... olacaksam eğer...” benzeri replikleri de “güncel” göndermeleriyle izleyiciyi gülümsetiyor. Tiyatro sinema karşısında mevzi kaybederken; suya sabuna dokunmayan oyunlar, filmler izleyici rekorları kırarken AST’ye sahip çıkılmalı... Başbakan Erdoğan. Ufuk Uras. Yarbay Tatar intihar etti Demokratik Alevi Hareketi, Maraş katliamõ arşivlerinin açõlmasõnõ istedi Sorumlular yargılansın yeniden yakalama emri çõkarõl- masõna ilişkin tebligatõ aldõktan sonra intihar etti. Deniz Kuvvetleri Komutanõ Or- amiral Metin Ataç ve Donanma Komutanõ Oramiral Eşref Uğur Yiğit’e suikast planladõklarõ id- diasõyla çok sayõda askeri perso- nel sorgulanmõş ve 10 subay tu- tuklanmõştõ. 7 Aralõk’ta Beşiktaş’taki İstan- bul Adliyesi’nde soruşturma kap- samõnda tutuklanan Deniz Yarbay Tatar, avukatlarõnõn itirazõ üzeri- ne 16 Aralõk Çarşamba günü ser- best bõrakõldõ. Savcõlõğõn talebi üzerine hakkõnda yeniden yaka- lama emri çõkarõlan Deniz Yarbay Tatar’a, mahkemenin kararõ, Üs- küdar Beylerbeyi’ndeki Astsu- bay Hazõrlama Okulu tesislerin- deki lojmanõnda önceki gün teb- liğ edildi. Tebligat sõrasõnda “Hazırlanıp geliyorum” diyen Yarbay, içeri ge- çerek bir el ateş edip intihar etti. Eşinden Pehlivan’a tepki Deniz Yarbay Tatar’ için dün Karacaahmet’teki Cemevi’nde bir tören düzenlendi. Törenin ardõn- dan Deniz Yarbay Tatar’õn naaşõ, toprağa verilmek üzere Anka- ra’ya götürüldü. Anadolu Ajan- sõ’nõn haberine göre Yarbay Ta- tar’õn Karacaahmet Cemevi’nde- ki cenaze töreninde eşi Nilüfer Tatar, kameralara, “Süleyman Pehlivan adını hiç silmeyece- ğim. Kocamın katili sensin. Ra- hat nefes alıyor musun?” diye bağõrdõ. Törene ayrõca, Deniz Yarbay Tatar’õn annesi Satı, kar- deşi Ahmet ile askeri personel, ya- kõnlarõ ve yurttaşlar katõldõ. Deniz Yarbay Tatar’õn Gökçen adõnda bir kõzõ olduğu öğrenildi. Amirallere yönelik suikast id- diasõyla çok sayõda askeri per- sonel sorgulanmõş ve 10 subay tutuklanmõştõ. Yarbay Ali Tatar da tutuklananlar arasõnda bulu- nuyordu. Kas Hastalõklarõ Derneği Yeşilköy’deki merkezinden çõkartõlõyor Tahliye istemine tepkiİstanbul Haber Servisi - Cumhu- riyet gazetesi yazarõ Prof .Dr. Coşkun Özdemir’in öncülüğünde 1978’de Yeşilköy’de kurulan Türkiye Kas Has- talõklarõ Derneği’nin, İstanbul Büyük- şehir Belediyesi’nce (İBB) hiçbir ge- rekçe gösterilmeden tahliyesinin is- tenmesi tepkilere neden oldu. Der- nekten hizmet alan kas hastalarõ, “Bun- dan sonrası için önlerini göreme- diklerini” ifade ederken, Emlak Mü- dürlüğü’nden bir yetkili ise dernek yet- kililerinin dava açma hakkõ olduğunu anõmsattõ. Bu arada 8 Haziran 1992’de “Kamu Yararına Çalışan Dernek- ler” statüsüne alõnan, 2004’te çõkan ka- nunla birlikte izinsiz yardõm toplama hakkõ tanõnan 18 dernek arasõna giren Kas Hastalõklarõ Derneği’nin “dük- kân” statüsünde geçtiği öğrenildi. Türkiye’deki yaklaşõk 100 bin kas hastasõnõn, toplumla entegrasyonunu sağlamak, daha kaliteli yaşam sür- melerinin koşullarõnõn yaratõlmasõn- da hastalara ve topluma rehber olmak, çözüm önerileri getirerek uygulan- masõnõ sağlamak amacõyla görev ya- pan Türkiye Kas Hastalõklarõ Der- neği’nin faaliyetlerini yürüttüğü bi- nadan tahliyesi isteniyor. İBB gerekçe göstermiyor 10 Aralõk 2009’da İBB Emlak Mü- dürlüğü’nce noter kanalõyla Türkiye Kas Hastalõklarõ Derneği’ne gönderi- len ihtarnamede, 1 Ocak 2010 tarihi iti- barõyla derneğin sözleşmesinin yeni- lenmeyeceği belirtilerek, derneğin ki- racõsõ olduğu binayõ boşaltmasõ isten- di. Türkiye Kas Hastalõklarõ Derne- ği’nden yapõlan açõklamada ise derne- ğin, İBB tarafõndan kendisine tahsis edilmiş ve üzerinde kiracõ olarak bu- lunduğu arsadaki üç katlõ binasõnda, ço- ğu tekerlekli sandalyede yaşamõnõ sür- düren hastalara yönelik çalõşmalarõnõ 18 yõldõr yürüttüğü anõmsatõldõ. Dernekten yapõlan açõklamada, şu bilgilere yer verildi: “Derneğimiz, 8 Haziran 1992 tarih ve 92/3137 sayı- lı Bakanlar Kurulu Kararı ile Kamu Yararına Çalışan Dernekler statü- süne alınmış olup, 16 Temmuz 2004 tarih ve 2860 sayılı kanun uyarınca ülkemizdeki izinsiz yardım toplama hakkı tanınan 18 dernek arasında- dır. On binlerce hastamız için, ka- munun yapmakta zorlandığı çok önemli bir rolü yerine getirmeye çalışmaktadır. Bu koşullarda faali- yetlerini sürdüren ülkemizdeki tek derneğin, kiracısı olduğu yerden çı- kartılmaya zorlanmasının, başta hastalarımız olmak üzere, toplu- mun bütün kesimlerince üzüntü ve tepkiyle karşılanacağı açıktır.” Baştarafı 1. Sayfada İstanbul Haber Servisi - Özgür Demokratik Alevi Ha- reketi üyesi bir grup, Maraş katliamõnõn 32’nci yõlõnda kat- liamla ilgili arşivlerin açõlma- sõnõ, Maraş katliamõ davasõnõn yeniden açõlmasõnõ ve sorum- lularõn yargõlanmasõnõ istedi. Galatasaray Meydanõ’nda dün bir araya gelen Özgür De- mokratik Alevi Hareketi üye- leri, “Maraş katliamını unutmadık, unutturmayaca- ğız”, “Ecevit’in arşivleri açıklansın, katiller yargılan- sın, Maraş’ı unutmayaca- ğız” döviz ve pankartõ açtõ; “Maraş, Dersim, Koçgiri, unutulmaz hiçbiri”, “Ma- raş’ın hesabı sorulacak” slo- ganlarõ attõ. Hareketin genel sekreteri Remzi Çelik, Türki- ye topraklarõnda yaşayan fark- lõ etnik kimliklerin baskõ ve katliamlarla yüz yüze kaldõğõ- nõ belirtti. Geçmişle yüzleş- mek gerektiğini vurgulayan Çelik şöyle devam etti: “Yüz- leşmek, üstünü örtmekle, unutun demekle de olmaz. Yüzleşme, yaşanan katliam- ları açığa çıkarıp sorumlula- rı yargılamak, gerekiyorsa özür dileme erdemliliğini göstermekle mümkündür. Belleksiz bir toplum olarak yaşamak yerine sorgulayan toplum olacağız. Maraş kat- liamı dosyasının yeniden açılmasını istiyoruz.” 19 Aralõk 1978’de Maraş’ta yaşa- nan katliamõnõn sanõklarõndan Ökkeş Şendiller’in Alevi ça- lõştayõna çağrõlmasõnõ da eleş- tiren Çelik, Şendiller’in yargõ- lanmasõ gerektiğini kaydetti. ERZURUM (AA) - CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, Ergene- kon soruşturmasõ kapsamõnda Erzu- rum H Tipi Cezaevi’nde tutuklu bu- lunan MİT Erzincan Şube Başkanõ ve 2 MİT personeli ile görüşme yaptõ. MİT binasõna 20-30 polisle baskõn yapõlmasõnõn ve personelin gözaltõna alõnõp tutuklanmasõnõn, MİT Yasasõ’nõn 26. ve 27. maddesi- ne aykõrõ olduğunu belirten Ersin, “MİT personeli hakkında soruş- turma, tutuklama gibi işlemler yapılacaksa mutlaka Başbakan’ın onayı gerekir. Maalesef, Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı bu gerekleri yerine getirmeden, paldır küldür baskın yapıyor ve MİT Başkanı ile 2 personelinin önce gözaltına alınıp sonra da tu- tuklanmasını sağlıyor” dedi. Ersin rapor hazırlayacak İstanbul Haber Servisi - İkinci Ergenekon davasõnõn tutuklu sanõk- larõndan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’ün tedavi gördüğü İstanbul Üniversitesi Tõp Fakültesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalõklarõ Bölü- mü’nün bulunduğu binada, ziyaret saati olmamasõna karşõn dolaşan bir kişi güvenlik görevlilerince uyarõldõ. Güvenlik görevlilerinden kaçan ve bahçeye çõkan şüpheli, burada hava- ya ateş açmaya başladõ. Hastane gi- rişinde yakalanan şüphelinin üzerin- de biri kurusõkõ olmak üzere 2 ta- banca bulundu. Emniyet yetkilileri, olayõn Levent Ersöz ile ilgisi olma- dõğõnõ bildirdiler. Hastanede ateş açtı İstanbul Haber Servisi - Elinde- ki poşetten bali çektiği iddiasõyla gözaltõna alõnarak Avcõlar Firuzköy Karakolu’na götürülen dağõtõm iz- nindeki Osman Aslı adlõ asker, avu- kat görüşme odasõnda kendini astõ. Penceredeki korniş vidasõna ayak- kabõsõnõn bağcõğõyla kendisini astõğõ öne sürülen Aslõ’nõn 9 ayrõ olaya ilişkin kaydõ olduğu ve 2 olaydan da arandõğõ açõklandõ. Aslõ’nõn, kõz ar- kadaşõnõn kendisini terk etmesi ne- deniyle üzgün olduğu da ileri sürül- dü. Emniyet Müdürlüğü olayõn araş- tõrõlmasõ için 2 müffettiş görevlen- dirdi. Oğlunun usta birliğine teslim olacağõ gün ölüm haberini aldõklarõ- nõ belirten acõlõ baba İsmet Aslı ise “O gün emniyette sorumlu her- kesten davacıyım. Onların da ev- ladı var, bugün bana ise yarın on- lara” dedi. Anne Fatma Aslı da “Benim oğlumun suçu nedir? Kimse açıklama yapmadı. Benim oğlum katil dahi olsa polisin onu koruması gerekirdi” diye konuştu. Karakolda kuşkulu ölüm Yarbay Tatar’ın cenazesine katılan eşi Nilüfer Tatar güçlükle ayakta durabildi. Şeyh Bedreddin anıldı Alevi, Bektaşi, Bedreddini inancı ve felsefesinin önderlerinden Şeyh Bedreddin, idamının 589. yıl- dönümünde mezarı başında anıldı. Alevi Bektaşi Federasyonu tarafından düzenlenen törende, Şeyh Bedreddin’in Sultan II. Mahmut Türbesi haziresinde bulunan kabrine karanfil bırakıldı. Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkan Yar- dımcısı Ali Kenanoğlu anma törenlerini gelenek- sel hale getireceklerini söyledi. (Fotoğraf: AA) Kanadoğlu: Pabuç bõrakmam BANDIRMA (AA) - Yargõtay Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu, Er- genekon soruşturmasõ kapsamõnda ifadesine başvurulmasõnõn nor- mal olduğunu belirte- rek “Ne olursa olsun, ister aba altından is- ter açıkça gösterilebi- lecek hiçbir sopaya pabuç bırakacak bir adam değilim” dedi. ADD Bandõrma Şu- besi tarafõndan düzen- lenen konferansta ko- nuşan Kanadoğlu, “Er- genekon” soruşturmasõ kapsamõnda ifade ver- meye çağrõlmasõna şu yorumda bulundu: “Türkiye’de hesap vermeyecek hiçbir ki- şi yoktur. Elbette ki benim ifademe başvu- rulmak istenmesi normaldir. Taşıdığı eksiklikler ve yanlış- lıklar bir tarafa, el- bette ki ben de bir Türk yurttaşı olarak istenildiği anda soru- lan soruları cevapla- mak zorundayım.” Ergenekon
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle