Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
25 yaşın altında isen… kronik hastalığın
varsa aşı olacaksın… Ya da?
İlmine, bilgisine güvendiğim doktorum Cem
Sungur’a sordum; “Mutlaka aşı olmalısın.
Akciğerinde olası enfeksiyon bizi zora sokar!”
dedi.
Nedenleri uzun uzadıya anlatmasına da gerek
yoktu.
Askerlik armağanı, 53 yıl sonra karşıma çıktı.
1954’te yedeksubay okulundayken geçirdiğim
“zafiyet” sol akciğerde “arıza” bırakmıştı.
Doktoruma göre, o günden bugüne, sol
akciğerim sağdakine oranla daha küçük!
Aşı kronik rahatsızlıkları tetikler korkusu…
olmasam grip geldi bedene… bu akciğerle,
diğer kimi kronik “arızalarla”... “ölüm Allah’ın
emri ayrılık olmasaydı” türküsünü söyleyerek…
bir semti meçhule!
Cem Sungur’a diyorum ki: “Doktor! Domuz
gribine yakalanırsam eğer… arkamdan -kimlerin
ne diyeceğini tahmin etmek zor değil- ama
şunu söyleyeceklerini bilmek kahrediyor:
‘Domuz gibiydi / Domuz gribinden gitti!’”
Güldü. Çareyi gösterdi: “Aşı ol!”
Gittim Oran’daki sağlık ocağına. Aşılandım.
Bugün mutlu, umutlu bayramlar dileği yerine,
karamsar söylemlerle can sıkmanın ne gereği
var.
Kör dilencinin elinde gazete görmüşler.
“Okuyor musun” diye sormuşlar.
“Sadece resimlerine bakıyorum” demiş.
Bizimki de bu hesap. Bayramlara özgü,
geleceğe dönük iyimser söylemlere,
açıklamalara inanmıyor, ama bugün bayram ya;
gerçeği yansıtıyormuş gibi yalanları dinliyoruz.
Bir zamanlar Şeker Bayramlarında iki, Kurban
Bayramlarında üç gün gazeteler yayımlanmaz,
gazeteciler de her meslek sahibi gibi yılda beş
gün tatil yapardı.
Kimi patronlar çok gördüler çalışanlara yılda
beş gün tatili. Satış ve reklam gelirinden
fedakârlık edemediler. Yasal tatiller çöpe!
Bugün ne siyasal kavgalar… ne açılımla
ayrışmalara, ayrışmalardan etnik kavgalara…
ne de olası iç çatışmalara ve bölünmeye kapı
aralayan gelişmelere… değinmek yok!
Yazacağım bir iki fıkradan “vazife
çıkarılmasın”.
Günün birinde Afrika’nın bir ülkesinde işsiz ve
parasız bir adam yaşıyordu. Kalacak yeri,
yiyecek bir lokma ekmeği, söyleşeceği bir
arkadaşı da yoktu. Bir gazetede, “Ülke devlet
büyüğüne hakaret etmenin cezası altı ay”
haberini okudu.
“Bütün gazeteler televizyonlar benden söz
eder. Meşhur olurum, hem de içeride altı ay
ekmek elden su gölden yiyecek, içecek derdim
olmadan yatarım” diye düşündü.
Ertesi gün kalabalık bir meydana giderek,
memleketi bu hale getirenin diye başlayıp akla
gelen bütün küfürleri bağırmaya başladı.
Güvenlik güçleri yaka paça götürdüler adamı.
Bir gün sonra mahkemeye çıktı ve yargıcın
kararını dinledi: “Sanığın suçu sabit
görüldüğünden 20 yıl hapsine karar verildi!”
Adamın gözleri karardı. Sendeledi. Sonra
kendini toparladı ve haykırdı: “İtiraz ediyorum
sayın hâkim! Ceza Yasası’nın şu maddesi, şu
fıkrasına göre devlet büyüğüne hakaret sadece
altı ay. Bir yanlışlık olmalı kararınızda?”
Hâkim acıyan gözlerle adama baktı:
“Haklısın; devlet büyüğüne hakaret altı ay. Fakat
niteliklerini sayarak devlet sırrını açığa vurmak
20 yıl” dedi.
Bayramın birinci gününü bir başka fıkrayla,
ama mutlu bayramlar dileğiyle kapatalım:
Bir kokteylde kasıntılı, benden başka büyük
yok diyen bir devlet adamıyla bir şair bir araya
gelmişler.
Kendi siyasal görüşünde olmayan yazarlara,
şairlere düşman olmakla tanınan politikacı,
şaire: “Yahu” demiş, “Seninle eşek arasında ne
fark var?”
Şair, hemen parmaklarını açmış, politikacıyla
kendi arasındaki uzaklığı ölçmüş ve soruyu
yanıtlamış:
“…Tam bir karış!”
SAYFA 27 KASIM 2009 CUMACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Haber Servisi - Gazetemiz
Ankara Temsilcisi, yazarõmõz Mustafa
Balbay’a Ergenekon savcõlarõnõn mahke-
mede yönelttiği soruya Balbay’õn verdiği
“Ben buradayım, Özden Örnek nere-
de” yanõtõnõ Milliyet gazetesi de manşeti-
ne taşõdõ. Milliyet gazetesi yazarlarõ Der-
ya Sazak, Hasan Cemal, Melih Aşık,
Aslı Aydıntaşbaş da yazõlarõnda “Bal-
bay’ın haklı sorusunu” yazarak destek
verdiler.
Ergenekon davasõnõn 20. duruşmasõnda
savcõlarõn, Balbay’a, Özden Örnek’in
günlüklerinden, Cumhuriyet Çalõşma
Grubu’na ait olduğu iddia edilen raporlar-
dan ve Hilmi Özkök’ün tanõk olarak ver-
diği ifadeden bölümler okuyarak soru yö-
neltti. Balbay, savcõlarõn sorusuna “Sav-
cı, Örnek’in notları, var olduğu iddia
edilen Cumhuriyetçi Çalışma Grubu
raporları ve Özkök’ün ifadelerinden
bir soru çıkardı. Özkök’ün bu davada-
ki konumu ne? Tanık. Ben ona göre
daha ileri bir durumda mıyım? Ben en
zorlama olarak tanık olabilirim. Ben
buradayım, Özden Örnek nerede” tep-
kisini verdi. Balbay’õn yanõtõnõ dün man-
şetinden duyuran Milliyet gazetesi habere
iç sayfalarõnda “Balbay, herkesin aklın-
daki soruyu sordu. Üç paşa neden
mahkemede değil” başlõklarõyla geniş
yer ayõrdõ. Gazete haberinde, “Askeri
darbe yapmak için çalıştıkları iddia
edilen kişiler sanıkken, darbe hazırlığı
yapıldığı iddia edilen dönemde görevde
olan eski Deniz Kuvvetleri Komutanı
Özden Örnek, eski Hava Kuvvetleri
Komutanı İbrahim Fõrtõna ve eski Kara
Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman ne-
den hâlâ tanık ya da sanık değil” ifade-
lerine yer verdi.
Köşe yazarlarından destek
Derya Sazak dünkü köşesinde Bal-
bay’õn Örnek’le ilgili olarak “Ben bura-
dayım, Örnek nerede” sözlerine yer ve-
rerek “Haklı bir soru. Balbay, Silivri’de
cezaevinde tutuluyor, mahkemede
‘Genç subaylar rahatsõz’ imzalı haberi-
nin hesabını veriyor... Hâkimlerin sav-
cıların aylar sonra ‘Biz burada darbeyi
mi yargõlõyoruz’ diyaloğuna girdikleri
bir davada bir gazeteciyi cezaevinde
tutmak adil gözükmüyor” ifadelerine
yer verdi. Aynõ gazetenin yazarlarõndan
Hasan Cemal de dünkü yazõsõnda “Bal-
bay haklı; madem Ergenekon’un özü
darbe girişimleri, emekli paşalar nere-
de? Onlardan hesap sorulmayacak mı?
Yoksa bir çizgi mi çekildi devletin do-
ruklarında, o komutanlara dokunul-
mayacağına dair?.. Yasalar mı elver-
miyor. Elvermiyorsa hükümet yasaları
değiştirmek için bunca zamandır ne
bekliyor” diye sordu. Melih Aşõk da kö-
şesinde, “Darbe günlüklerinin müellifi
olduğu iddia edilen Özden Örnek ora-
da yok. Mustafa Balbay ise gazeteci
notlarından dolayı 266 gündür hapis-
te...” diye yazdõ. Aslı Aydıntaşbaş da
“Balbay’ın sözlerini yabana atmamak
lazım” diye yazdõ. Aydõntaşbaş, yazõsõn-
da “Ergenekon davası ve yargıda yaşa-
nan son gerilim, ‘devlet içinde ciddi bir
meydan muharebesini’ gözler önüne se-
riyor. Ancak, ‘devlet içinde’ diyorum.
Ortada ‘dõş güçler’ falan yok; milli ira-
de meselesi değil. Bu devletin eski sa-
hipleriyle yeni sahipleri arasında bir
hesaplaşma. ‘Bir tarafta yargõ, ordu, bü-
rokrasi, karşõ tarafta yine ordu, bürokra-
si’. “Kurumlar bölünmüş, bürokrasi
ayrılmış, medya bölünmüş durumda”
değerlendirmesini yaptõ.
Balbay’õn
sorusu
tartõşõlõyor
Ergenekon savcõlarõ, hâkim kararõ bulunmadan dinleme yapõldõğõnõ kabul etti
Yasadõşõ dinleme itirafõ
görüşmesinin dinlenip Ergene-
kon iddianamesinde deşifre edil-
mesi nedeniyle manevi tazminat
davasõ açmõştõ. Davada, Ergene-
kon’un 6 savcõsõ mahkemeye ce-
vap dilekçesini sundu.
‘Deşifre ettik suçlamadık’
Ergenekon savcõlarõ Mehmet
Ali Pekgüzel ile Nihat Taşkın,
ayrõ ayrõ verdikleri tek tip yanõt-
ta, telefonun dinlenmesinin görev
ve yargõ faaliyetine ilişkin oldu-
ğunu savunarak “Soruşturma
işlemleri ve iddianameye so-
ruşturmanın her aşamasında
itirazlarda bulunulmuş, bunlar
da yetkili mahkemelerce de-
ğerlendirilip karara bağlanıl-
mıştır. Telefon görüşmesi mah-
keme kararına dayanmakta-
dır. Delil niteliği taşıyıp taşı-
madığı davanın görüldüğü
mahkemece karara bağlana-
cak olan bir husustur” denildi.
Savcõlar görüşmenin mahkeme
kararõna dayandõğõnõ ileri sürme-
lerine karşõn Taşcõ hakkõnda ve-
rilmiş bir mahkeme kararõ bu-
lunmuyor.
Ergenekon savcõlarõ Ercan Şa-
fak, Fikret Seçen, Mehmet Mu-
rat Yönder ile Zekeriya Öz ise
davaya önce usul yönünden itiraz
ederek, davanõn İstanbul Bakõrköy
Mahkemeleri’nde açõlmasõ ge-
rektiğini savundular. 24 Kasõm’da
davayõ görüşen Ankara 23. Asli-
ye Hukuk Mahkemesi ise savcõ-
larõn bu istemini, davaya bakma
yetkisinin Ankara Mahkemesi’nde
olduğu gerekçesiyle reddetti.
Ergenekon savcõlarõ dilekçe-
lerinde, gazetenin Ankara büro
santralõnõn mahkeme kararõyla
teknik takibe alõndõğõnõ, bu nu-
mara üzerinden görüşme yapan
kişiler hakkõnda herhangi bir suç-
lama yapõlmadõğõnõ ileri sürdüler.
Bomba dediler
dosyaya koyduk
Ergenekon savcõlarõ, olayla hiç-
bir ilgisi bulunmayan ve yasadõ-
şõ elde edilen Taşcõ’nõn görüş-
mesini neden iddianamenin delil
dosyasõna koyduklarõnõ ise şöyle
savundular:
“İddianamenin ek klasörle-
rinde yer alan İlhan (Taşcı) ve
Kemal (Kılıçdaroğlu) isimli şa-
hıslar arasında yapıldığı belir-
tilen 4.2.2009 tarihli telefon gö-
rüşmesinde ‘bombalarõ patlatõ-
yorsunuz’ şeklinde şüpheli söz-
lerin bu nedenle iddianame
ekindeki klasörlerde yer alma-
sında bir sakınca görülmediği,
312 442 30 50 numaralı hat ile
yapılan şüpheli görüşmelerin
çözümünün yapılarak tutanak
haline getirildiği anlaşılmıştır.
Davacının üçüncü bir kişi ile
yapmış olduğu şüpheli görüş-
menin iddianamenin ekindeki
klasörlerde davacıya herhangi
bir isnat yöneltilmeden yer al-
masının davacıda ne şekilde
manevi elem ve ıstırap oluş-
turduğu izaha muhtaçtır.
Dosya içerisindeki şüpheli ile-
tişim tespit tutanaklarını de-
ğerlendirip delil olarak kul-
lanma veya kullanmama tak-
dir yetkisinin Ergenekon te-
rör örgütü ile ilgili davaya ba-
kan İstanbul 13. Ağır Ceza
Mahkemesi’ne ait olup, hu-
kuk mahkemelerinin bu yön-
deki delilleri değerlendirme
yetkisi bulunmamaktadır. Do-
layısıyla tarafımıza açılan bu
dava delil ve dayanaktan yok-
sundur. Bu tazminat davası-
nın iddianameyi düzenleyen,
kamu adına görev yapan
cumhuriyet savcılarına yö-
nelik baskı kurmak amacıyla
açılmış bir dava olduğunda,
bu davanın ve mahkemenizin
baskı aracı olarak kullanıl-
mak istendiğinde tereddüt
bulunmamaktadır. Tazminat
hakkım saklı kalmak üzere
davanın reddine...”
Ergenekon savcõlarõ, Taş-
cõ’nõn görüşmesini şüpheli bul-
duklarõ için delil dosyasõna kon-
duğunu savunurlarken, muha-
birimiz hakkõnda dinleme kararõ
bulunmadõğõ ve yapõlan dinle-
menin yasadõşõ olduğunu yok
saydõlar. Savcõlarõn savunduğu
dinlemeye ilişkin mahkeme ka-
rarõnda dinlenen kişinin gaze-
temiz Ankara Temsilcisi Mus-
tafa Balbay olduğu belirtilmiş
buna karşõn gazetenin Ankara
Büro santralõnõn tümünün din-
lemeye alõndõğõ da açõğa çõk-
mõştõ. Savcõlarõn santral üze-
rinden görüşme yapanlarõn ta-
mamõnõn görüşmelerini din-
lendikleri ve kendilerince “şüp-
heli” bulduklarõnõ delil klasö-
rüne koyduklarõ anlaşõldõ.
İlhan Taşcõ ile CHP Grup
Başkanvekili Kõlõçdaroğlu ara-
sõndaki telefon görüşmesinde,
muhabirimizin İstanbul ve
Ankara büyükşehir belediye-
lerindeki usulsüzlük iddiala-
rõyla ilgili Sayõştay raporlarõ-
na yönelik haberleri üzerine
Kõlõçdaroğlu “Bombaları
patlatıyorsunuz” değerlen-
dirmesini yapõyordu. Savcõ-
larõn, gazetecilikte dikkat çe-
ken haberler için kullanõlan
“bomba patlatma” deyimini
de, gözardõ ettikleri anlaşõldõ.
Ankara 23. Asliye Hukuk
Mahkemesi’nde görülen dava,
şubata ertelendi.
Edirnekapı Şehitliği, arife günü şehit yakınlarının
akınına uğradı. Şehitliğe gelen aileleri dualar etti, me-
zarları temizleyerek çiçekler dikti. Şehitliğe gelen as-
kerler de şehit yakınlarıyla bayramlaşarak çikolata ikram ettiler. Yaklaşık 7 ay önce Diyar-
bakır’ın Lice ilçesinde terör örgütünce yola döşenen mayının patlatılması sonucu şehit olan Pi-
yade Er Murat Çavdar’ın ailesi de şehitliğe gelenler arasında yer aldı. ADD Bakırköy Şubesi
üyesi bir grup da şehitlikte okudukları İstiklal Marşı’nın ardından, şehit yakınlarıyla bayramlaştı.
yorum. Mõsõr Valisi’nin güzel kõ-
zõ için Sultan, Sadrazam Fuat Pa-
şa’dan olur ister. O da: “İki Fu-
at vardır. Birincisi, siz ne ister-
seniz yerine getirmek zorunda
olan, Fuat. İkincisi, devletin
yüce menfaatlerini gözeten Fu-
at. O kızla evlenirseniz, valiniz,
kayınpeder olur. Ve her istedi-
ğini yaptırır. Bir gün gönlünüz
geçerse de sıkıntı yaşanır.” Bu
değerlendirme üzerine Sultan,
yüreğinin aktõğõ o güzel kõz ile ev-
lenemez. Ama Fuat Paşa’yõ da bir
daha sadrazam yapmaz. Şehirler
kraliçesi İstanbul, tarihinde iki kez
işgal edildi. İkisi de batõ yönün-
den. İlki 1204’te. 70 yõlda, taş üs-
tünde taş bõrakmadõlar. İkincisi
1918’de başladõ. Bu dönemin
yüzlerce belge bilgisi, iki anahtar
sözcüğü işaret etti: Vekil ve Türk.
İşgal bir karabulut gibi İstan-
bul üstüne çökünce, asõllar bir
yerlere kaçõp gittiği için, nere-
deyse her makam, vekillerce
yönetildi. Dahasõ, adlarõ belli
olmasõn diye, imzalar bile çi-
ziktirerek atõldõ. Ve 500 yõl Türk
sözcüğünü ağzõna almayan Os-
manlõ, özüne döndü. İlk kez
“zor”undan, Osmanlõ yerine,
resmi belgelerinde Türk dedi.
Devlet adamõ olan cumhuriye-
timizin kurucusu da “İki Musta-
fa Kemal var” dedi. “Biri ben, et-
kemik ve geçici Mustafa Kemal.
İkincisi, Türk ulusunun sem-
bolü Mustafa Kemal.” Tarihte,
Roma ve Osmanlõ barõşõndan son-
ra, Anadolu’da, Cumhuriyet Ba-
rõşõ’nõ kurdu. Öteki Türk ve İslam
ülkelerinin sesi-soluğu çõkamaz-
ken.
Dalya demeye az kaldõ. O, zo-
ru değil, çok ama çok zoru ko-
laylaştõrmõştõ. Bunu zorlayanlarõn
işi, daha da zor. Çünkü:
Tanõşõklõğõn geri adõmõ zordur.
Şehitliklere ziyaret
Molotoflu saldırıyla
ilgili 6 kişi tutuklandı
İstanbul Haber Servisi - Küçükçekmece’de 17
yaşõndaki lise öğrencisi Serap Eser’in yandõğõ
otobüse molotofkokteyli attõğõ ileri sürülen
H.A’nõn saldõrõdan sonra maskesini çõkarõp
olay yerine geldiği ortaya çõktõ. Yüzü açõk bir
şekilde televizyon kameralarõ tarafõndan gö-
rüntülenen H.A’nõn yanmasõna neden olduğu
Serap’õ kurtarõlõşõndan hastaneye götürülüşüne
kadar izlediği de ortaya çõktõ. Olayla ilgili göz-
altõna alõnan 7 kişi, İstanbul Emniyet Müdürlü-
ğü’nde sorgulandõ. PKK’nin gençlik yapõlan-
masõ içinde olduğu öğrenilen 7 zanlõnõn saldõrõ
sõrasõnda durakta olduğu, otobüsü yakan şişeyi
ise H.A’nõn attõğõ ortaya çõktõ. Emniyetteki iş-
lemleri tamamlanan 7 kişi adliyeye sevk edil-
di. Savcõlõk sorgularõnõn ardõndan mahkemeye
çõkarõlan zanlõlardan 6’sõ tutuklandõ.
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 27 Kasım
Oslo K 4
Helsinki K 7
Stockholm B 7
Londra B 11
AmsterdamY 10
Brüksel Y 9
Paris Y 10
Bonn Y 8
Münih Y 13
Berlin Y 10
Budapeşte Y 13
Madrid B 13
Viyana B 11
Belgrad B 15
Sofya B 16
Roma Y 17
Atina B 19
Zürih Y 11
Moskova B 7
Aşkabat Y 13
Taşkent PB 13
Bakû PB 11
Bişkek B 14
Tiflis B 8
Kahire B 20
Şam B 14
İstanbul S 15
Edirne S 14
Kocaeli S 14
Çanakkale S 17
İzmir B 19
Manisa B 18
Denizli B 18
Zonguldak S 17
Sinop S 16
Samsun B 18
Trabzon PB 14
Giresun PB 14
Ankara S 12
Eskişehir S 12
Konya S 12
Sıvas S 8
Antalya B 22
Adana B 21
Mersin B 21
Diyarbakır B 14
Şanlıurfa B 16
Mardin B 11
Siirt B 14
Hakkâri S 7
Van B 8
Kars S 5
Ülke genelinde ya-
ğış beklenmiyor, ül-
kemizin batısı ile ku-
zeydoğusu parçalı
ve çok bulutlu, diğer
yerler az bulutlu ge-
çecek. Marmara ile
ülkemizin iç ve doğu
kesimlerinde gece ve
sabah saatlerinde sis
görülecek. Hava sı-
caklığında önemli bir
değişiklik olmaya-
cak. Rüzgâr genel-
likle güney ve gü-
neybatı yönlerinden
hafif ara sıra da orta
kuvvette esecek.
‘Zor’
Prof. Dr. Mahir AYDIN
Baştarafı 2. Sayfada
Baştarafı 1. Sayfada
YAYIN SAHİBİNE CEZA
‘Cezanın şahsiliği
ilkesine aykırı’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Anayasa Mahkemesi’nin Terörle Müca-
dele Kanunu’ndaki bazõ terör suçlarõnõn ba-
sõn yayõn yoluyla işlenmesi halinde suça
iştirak etmeyen yayõn sahibi ve sorumlu-
larõna verilecek adli para cezalarõnõn ana-
yasaya aykõrõ olduğu iddiasõyla 10. Cum-
hurbaşkanõ Ahmet Necdet Sezer’in açtõ-
ğõ davaya ilişkin gerekçeli kararõ, Resmi
Gazete’nin dünkü sayõsõnda yayõmlandõ.
Kararda, anayasanõn 38. maddesinde
“ceza sorumluluğu şahsidir” hükmüne
yer verildiği anõmsatõlarak bir kişinin, sa-
dece kendisine ait kusurlu fiilinden so-
rumlu tutulabileceğine işaret edildi. Ba-
sõn yayõn organõ sahiplerinin genellikle ya-
yõn hayatõna sermayesiyle katkõ sağladõ-
ğõ anlatõlan kararda, bu kişilerin yayõn iş-
leri yönetimini şekillendirmek, yazõ ve ya-
yõnlarõ denetlemek ve yayõn üzerinde in-
celeme ve denetim görevi olduğunu ka-
bul etmenin mümkün olmadõğõ belirtildi.
‘KAFES’ SORUŞTURMASI
3 subay için
tutuklama kararı
İstanbul Haber Servisi - Ergenekon
soruşturmasõ kapsamõnda İstek Vakfõ’na
ait Poyrazköy’deki boş arazide yapõlan ka-
zõlarla ilgili ele geçen deliller ve Ermeni
cemaatine yönelik suikast iddialarõna
ilişkin yürütülen “Kafes” operasyonu
kapsamõnda iki albay ve bir yarbay hak-
kõnda “silahlı terör örgütüne üye ol-
mak” iddiasõyla yakalama kararõ çõkarõldõ.
Kafes soruşturmasõnõ yürüten Cum-
huriyet Savcõsõ Murat Yönder, İstanbul
Nöbetçi 12. Ağõr Ceza Mahkemesi ta-
rafõndan verilen iki albay ve bir yarba-
yõn serbest bõrakõlmasõ kararõna itiraz et-
ti. Mahkeme heyeti de itirazõ kabul ede-
rek nöbetçi hâkim tarafõndan 18 ve 20
Kasõm 2009 tarihlerinde serbest bõrakõ-
lan biri Ankara’da ikisi İzmir’de görev-
li Yarbay H.İ.Ö, Albay L.G. ve Albay
M.E. için yakalama kararõ çõkarttõ. İki al-
bay ve bir yarbay geçen hafta sorgularõ
yapõldõktan sonra serbest bõrakõlmõştõ.
Fotoğraf:AA
LİSELİSERAP’I YAKANLAR YAKALANDI