18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 21 KASIM 2009 CUMARTESİ 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Balbay’ın Özgürlüğü Hepimizin Özgürlüğüdür Mustafa Balbay, hakkındaki suçlamalara hâkim önünde yanıt verebilmek için tam 259 gün bekledi. Şu işe bakın ki, ifadesinin ikinci gününde, “Silivri kampusundaki!” duruşma salonunun tavanı çöktü. Ergenekon iddianamesinin mi, yoksa duruşma salonunun tavanının mı daha önce çöktüğü konusundaki yargıyı tarihe bırakalım da biz, önce, “Ben söylemiştim, böyle devam ederse birilerinin başına taş yağacaktı” gibisinden ileri geri konuşacakların, daha baştan önünü kesmek için tavandan yağanların taş değil, kartonpiyer olduğunu belirtelim. Dün bir günde iki televizyon çekimim olduğu için Silivri’ye gidip, Balbay’ı dinleyemedim. “Neyse, zabıtlardan okurum Balbay’ın söylediklerini” diyordum. Ama şimdi biliyorum ki, bir daha görülmesine imkân olmayan (hoş bu davada neler neler oluyor, hiçbir şey imkânsız değil ya!) bir sahneyi kaçırmışım. Düşünsenize, düzmece delillerle oluşturulmuş bir kurmacanın tartışıldığı sırada, birden tavan çöküveriyor. Bir de bakarsınız ki, asılsız iddiaların yayın odağı olan yandaş varakparelerde yarın ya da öbür gün bu olay da, “cuntacıların(!)”, “darbecilerin(!)” bir komplosu olarak sunuluverir. “Olmaz” deme, olmaz olmaz! Ne zaman söz Mustafa Balbay’dan açılsa, eş dost, okurlar soruyorlar: - Ne olur bu dava, Mustafa Balbay ne zaman çıkar? Onlara hep aynı yanıtı veriyorum: - Vallahi bilemem, eğer hukukun işlemesi söz konusu olsaydı bir tahminde bulunabilirdim ama... Ama tavanın çökmesi, Mustafa Balbay’ın var idiyse eğer özgür kalma olasılığı (bu “var ise eğer” deyişi hukuki değil, fiili durumu belirtmektedir) onu geciktirmiştir. Böylece Mustafa Balbay hakkındaki iddialara yanıt vermek için hemen hemen dokuz ay hapis yatmıştır. Bu bile, yasa maddesine uysa dahi, hukuk devletinin kemiklerini sızlatacak bir uygulamadır. Bir demokraside ilke, insanların kesinleşmiş mahkeme kararı olmadan özgürlüklerinden yoksun bırakılamayacaklarıdır. Esas olan kişinin tutuksuz yargılanmasıdır. Tutukluluk bir tedbirdir ki, bunun için birden çok nedenin bir araya gelmesi gerekir. Her şeyden önce, suçun kanunda belirtilen belli suçlardan olması şartı aranır. Bizde verilen tutuklama kararlarında buna uyulmaktadır. Ama tutuklama için bu koşul yetmemektedir. Aynı zamanda sanığın kaçma veya diğer sanık ya da tanıklara baskı oluşturması şüphesi veya delilleri karartma olasılığının varlığı da aranmalıdır. Mustafa Balbay’ın durumunda bunların söz konusu olmadığını görüyoruz. Toplanmış ve mahkemenin eline geçmiş delilleri Mustafa nasıl karartabilir ki? Bu hem devlete, hem de yargıya bühtandır. Herkesin Yargıtay hâkimleri, İstanbul Başsavcısı, (ifadesine binaen söylüyorum) Ergenekon davası duruşma yargıcı dahil herkesin dinlendiği, yurttaşın korkudan tir tir titrediği bir ortamda, hangi tanık, hangi sanık Mustafa Balbay’dan korkacak ve sinecek ki? Demek oluyor ki, Mustafa Balbay ardında bir yargı kararı bile olsa, özünde nahak yere yatıyor ve içeride bulunduğu süre içinde de, bir kısım odakların (onlara basın demeye de dilim varmıyor) saldırı hedefi haline gelmiş bulunuyor. Mustafa Balbay bir gazetecidir. Gazeteci halkın gözü, kulağıdır. Gazetecinin özgürlüğü aslında halkın haber alma özgürlüğünün aracıdır. Bu durumda Mustafa Balbay’ın özgürlüğü sizin, benim, hepimizin, bütün halkın özgürlüğüdür; yalnız Silivri’de yatan adamın özgürlüğü değildir söz konusu olan, ama hepimizin özgürlüğüdür. Onun tutsaklığı hepimizin tutsaklığıdır. Çünkü Balbay’ın özgürlüğü hepimizin özgürlüğüdür. [email protected] İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN [email protected] Yargõya intikal etmiş olaylarõn kurcalanmasõnõn kurumlarõ ve ülkeyi yõprattõğõnõ söyledi Erdoğan Taraf’a çattõANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kürt açõlõmõ konusunda MHP ve CHP’yi “gö- zü dönmüşlük içinde ülkenin huzuru- na kastetmekle” suçladõ. Taraf gazete- sini de eleştiren Erdoğan, yargõya intikal etmiş konularõn kurcalanmamasõ gerek- tiğini söyledi. Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin il başkanlarõ toplantõsõnda Kürt açõlõmõ ko- nusunda CHP ve MHP’yi eleştirdi. Sta- tükonun devam etmesinin daha fazla şehit, ölüm, kan ve yüreği parçalanmõş an- ne demek olduğunu kay- deden Erdoğan, “Bırakın daha çok anne ağlasın demek vicdansızlıktır. Ölümleri, katliamları, iş- kenceyi masum yavrula- rın mağaralarda boğaz- lanmasını onaylamak hatta ve hatta yücelt- mek, sevgiden, şefkat- ten, merhametten nasi- bini almamaktır” dedi. CHP’nin köhne zihni- yetini Atatürk’ü istismar ederek perdelemek iste- diğini ileri süren Erdoğan, CHP Genel Başkan Yar- dõmcõsõ Onur Öymen’in Dersim ile ilgili açõkla- malarõnõ eleştirdi. Erdoğan, “Burada bir dil sürçmesi, yanlış anlama, bir yan- lış aksettirme durumu yok. Burada, bir zihniyetin, niyetin ve bir bakış açısının dışavurumu var” dedi. CHP ve MHP li- derlerinin açõlõmla ilgili genel görüşme- lerde terbiyesinin izin vermeyeceği ifa- deler kullandõklarõnõ savunan Erdoğan, “Lütfen bu liderler konuşurken, ço- cuklarınızı televizyon başından uzak- laştırın, lütfen. Lütfen bu öfkeyi, bu nefreti, bu seviyesiz üslubu görmesin- ler” diye konuştu. Muhalefetin “ihanet, hıyanet, terör- le işbirliği gibi” suçlamalarda bulundu- ğunu kaydeden Erdoğan, “Müzakere gi- bi, mütareke gibi kavramları dillerine dolayanlar, tam bir gözü dönmüşlük içinde ülkemizin huzuruna kastedi- yorlar” dedi. DSP-MHP-ANAP hükümeti döne- minde farklõ dil ve lehçelerin kullanõl- masõna yönelik yapõlan düzenlemeleri anõmsatan Erdoğan, MHP lideri Bahçe- li’yi tutarsõz olmakla suçladõ. Anayasa de- ğişikliği denince CHP lideri Deniz Bay- kal’õn jest ve mimiklerinin hareketlen- meye başladõğõnõ kaydeden Erdoğan, “Anayasanın bü- yük bir çoğunluğunun de- ğiştirilmesi bugün toplu- mumuzun genelinde ka- bul gören ve geneli tara- fından istenilen, talep edi- len bir konu. Niye rahat- sız oluyorsun? Neden? Hadi buyurun gidelim millete” dedi. Yargõya intikal etmiş ba- zõ konularda kurumlarõn yõpratõlmaya çalõşõldõğõnõ kaydeden Erdoğan, Taraf gazetesini de eleştirdi. İsim vermeden Taraf gazetesin- deki “Kafes Eylem Planı” haberine dikkat çeken Er- doğan, “Olay yargıya in- tikal etmişse bu işi bu ka- dar kurcalamanın ne an- lamı var? Bırakın, bunu yargı zaten araştırıyor. İşte son olarak dün bir ga- zetede bununla ilgili maalesef bir kam- panya var. Bu kampanyalar tabii ki bu kurumlarımızı zedeliyor, yıpratıyor, tahrip ediyor, tahrik ediyor ve bunla- rı bizler doğru bulmuyoruz. Yargıya intikal etmişse, lütfen artık burada biz- ler izleyelim. Ama işi sürekli olarak kö- rüklemenin hiçbir anlamının olmadı- ğını ve bunun ülkemize, kişilere zarar vereceğini düşünüyoruz. Burada has- sasiyeti özellikle bir genel başkan ola- rak, Türkiye Cumhuriyeti’nin baş- bakanı olarak da beklemek, istemek hakkımızdır diye düşünüyorum” dedi. AKP il başkanlarõ toplantõsõnda muhalefete sert eleştiriler yönelten Erdoğan, “Kafes Eylem Planõ” haberi nedeniyle Taraf gazetesini de eleştirdi. Yargõya intikal etmiş olaylarõn kurcalanmamasõnõ isteyen Erdoğan, “Bu kampanyalar tabii ki bu kurumlarõmõzõ zedeliyor, yõpratõyor” dedi. Vekillere Said Nursi kitabı Risalei Nur Enstitüsü tarafõndan TBMM’de dağõtõlan kitapta AKP’nin Kürt açõlõmõna destek veriliyor, askeri operasyonlarõn askõya alõnmasõ isteniyor ANKARA (ANKA) - Hüküme- tin demokratik açõlõmõna ilişkin tar- tõşmalar gündemin ilk sõrasõndaki ye- rini korumaya devam ederken Ri- sale-i Nur Enstitüsü tarafõndan bas- tõrõlan Kazım Güleçyüz’ün, “100 Yıllık Süreçte Said Nursi ve De- mokratik Açılım” başlõklõ kitabõ milletvekillerine ve TBMM Baş- kanlõk Divanõ üyelerine gönderildi. Said Nursi’nin sözlerinden yola çõkõlarak hazõrlanan kitapta, açõlõma destek verilirken Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün Nursi’nin gö- rüşlerinden yararlanabileceği mesajõ verildi. Said Nursi’nin sözlerinden yola çõkõlarak hazõrlanan kitapta, “Devlet, en azından şu dönemde askeri operasyonları askıya alsa örgüte karşı verdiği mücadelede yenildiğini mi göstermiş olur, yoksa büyüklüğünü mü” soru- suyla, operasyonlarõn durdurulma- sõ gerektiği mesajõ verildi. ABDÜLLATİF ŞENER: TİB, tüm ülkeyi dinlemek için kuruldu ANKARA (ANKA) - Türkiye Partisi Genel Başkanõ Abdüllatif Şe- ner, Telekomünikasyon İletişim Başkanlõğõ’nõn (TİB) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tara- fõndan tüm Türkiye’yi dinleyecek şekilde ku- rulduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan’õn, “görevinin adeta bu ülkenin insanlarının ve kurumlarının, birbir- lerine olan güven duy- gularını tahrip etmek olduğunu” ileri süren Şener, TİB’in de güven duygusunu yok etmek amacõyla Erdoğan tara- fõndan kurulduğunu ile- ri sürdü. Şener, “TİB, daha ön- ce yasal dinleme yapan birimleri; MİT, Emniyet İstihbarat ve Jandar- ma’yı ve tüm Türkiye’yi dinleyecek şekilde ku- rulmuştur. Ama başka- nından yönetimine, tek- nik elemanından odacı- sına varıncaya kadar tüm personeli sınavsız olarak Başbakan tara- fından tek tek belirlene- rek atanmıştır” dedi. SEÇMELİ DERS YAPILMIŞTI İtalya’dan Roma Hukuku tepkisi Şahin’e soru: Nereden biliyorsun? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP’li Ahmet Ersin, Meclis santralõ ve milletvekillerinin telefonlarõnõn dinlenmediğini açõklayan TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin’e bunu “nereden bil- diğini” sordu. Ersin, verdiği soru önergesinde, milletvekillerinin tamamõna yakõnõnõn, Halkla İlişkiler Binasõ’ndaki odalarõnda bulunan telefon- larõ ile ev ve cep telefonlarõnõn dinlenildiğine inandõğõnõ kaydederek “Bu konuda araştõrma yap- tõrdõnõz mõ? Milletvekillerinin telefonlarõnõn hiç olmazsa Meclis kampusu içinde dinlenilmemesi için ne tedbir aldõnõz?” sorularõna yanõt istedi. KEY’de ‘hatalar’ düzeltiliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Başkanlõğõ’na sunulan Konut Edindirme Yardõmõ (KEY) Hak Sahiplerine Ödeme Yapõlmasõna Dair Yasa Tasarõsõ’na göre, isimleri bildirilmeyen ya da hatalõ bildirilen hak sahipleri için 29 Haziran 2009’a kadar tanõnan süre, 31 Aralõk 2010’a uza- tõldõ. Bu düzeltme sõrasõnda 30 Haziran 2010’dan sonra yeni hak sahipleri bildirimi yapõlamayacak. Arnavutluk’la vize kaldırıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye ile Arnavutluk arasõnda “Vizenin Karşõlõklõ olarak Kaldõrõlmasõna Dair Anlaşma” imzalandõ. Umu- ma mahsus pasaport hamili Türk ve Arnavutluk vatandaşlarõnõn 180 gün içinde 90 günü aşmayan seyahatleri için karşõlõklõ olarak vizeden muaf kõ- lõndõklarõ, anlaşmanõn onay işlemlerinin tamam- lanmasõnõ takiben yürürlüğe gireceği açõklandõ. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - İtalya’nõn Ankara Büyükelçiliği, YÖK’ün hukuk fakülte- lerinde öğrencilere zo- runlu tutulan Roma Hu- kuku’nun anabilim dalõn- dan çõkarõlarak seçmeli ders haline gelmesi yö- nündeki kararõnõn Türki- ye’nin Avrupa’daki ima- jõna ciddi bir darbe vur- duğunu bildirdi. İtalya’nõn Ankara Büyükelçili- ği’nden yapõlan yazõlõ açõklamada, büyükelçili- ğin Roma Hukuku’nun üniversitelerin hukuk fa- kültelerinde anabilim da- lõ olmasõnõn kaldõrõlmasõ kararõnõ hayret ve üzün- tüyle öğrendiği belirtildi. Roma Hukuku’nun bun- dan sonra “hukuk tarihi” anabilim dalõnda seçmeli ders olarak okutulacağõna yer verilen açõklamada, şunlar kaydedildi: “Roma Hukuku, Av- rupa’nın hem kamu hem de özel hukukunun temelini teşkil etmekte ve bütün Batı hukuk bi- limi buna dayanmakta- dır. Özellikle Türki- ye’nin imajını düzelt- mek için İtalya’nın her türlü gayreti sarfettiği bir dönemde alınan bu karar, Türkiye’nin Av- rupa’daki imajına ciddi bir darbe vurmuştur. Ankara’daki İtalya Bü- yükelçiliği, adı geçen ka- rarın gerektiği şekilde tekrar gözden geçiril- mesini kuvvetle temenni ettiğini ifade eder.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle