Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 17 KASIM 2009 SALI
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
13 Kasım’ın Getirisi
Basınımızın genç ve ciddi kalemlerinden Devrim
Sevimay, “Soru Cevap” sayfasında bu haftaki
konuğu Ahmet Türk ile söyleşisine şu soruyla
giriyordu:
- Sizce 13 Kasım kendi başına bir milat olma
özelliğini taşıyor mu, yoksa dağ fare mi doğurdu?
Doğrusu şimdiye dek yalnızca terör bağlamında
konuşulan, oysa onunla bağlantılı olsa da, aynı
zamanda ondan bağımsız bir Kürt sorunu olan
olayın ilk kez geniş kapsamlı olarak ele alınmasının
büyük bir gelişme olduğu söylenebilirdi; eğer
yanlış yönetilme yüzünden, beklenmeyen sonuçlar
doğurmamış olsaydı.
Bu noktayı galiba biraz açmak gerek.
Sayın Bahçeli için bir şey söyleyecek durumda
olmasak da büyük bir çoğunluk olarak, Kürt
sorununda, demokratik bir açılımın yararlı
olacağından kimsenin kuşkusu yok.
Ancak bu açılımın iyi yönetilmesi zorunluluğu da
yadsınamaz.
Böyle bir açılım için, her şeyden önce,
tasarımcılarının kendi kafalarında sorunun bir
tanımını yapmaları gerekir.
Kuşku yok ki açılımın içeriği ve öngördüğü
çözümler de bu tanıma göre şekilleneceklerdir.
Ayrıca açılımın tasarlayıcılarının, kamuoyuna ana
çizgileriyle açılımın içeriği konusunda da bilgi
vermeleri gerekirdi.
Bunların yapılmadığını düşünenlerin yalnızca
bizler olmadığı, Sayın Türk’ün şu yanıtından da
anlaşılıyor:
- Sürecin kendisi için belki milat diyebiliriz...
Ancak 13 Kasım kendi başına bir milat değildir,
çünkü içinden çok da fazla bir şey çıkmadı...
Nelerin yapılacağı konusunda kamuoyuna bir yanıt
verilmedi. Beklentileri yahut soruları
cevaplandıracak bir konuşma yapılmadı.
Görülüyor ki konunun tarafı olmak durumuna
çekilmek istenenlerin içerik konusundaki görüşleri
de bizimkinden farklı değil.
Halbuki bunların yapılması gerekliydi. Üzerinde
somut olarak tartışılacak verilerin ortaya dökülmesi
zorunluydu.
Oysa bu yapılmadığı, yani somut öneriler
açıklığıyla, özellikle de Başbakan tarafından ortaya
konulmadığı gibi, kimi tereddütlere, kaygılara,
giderek korkulara yol açacak, her yöne çekilebilir,
bu açıdan da tehlike arz eden kimi deyimler de
kullanıldı, İçişleri Bakanı Atalay tarafından.
Atalay, bu açılımın bir süreç olduğunu
söyleyerek, önerilerin ucunun açık olduğunu,
imanın ötesinde açıkça söylerken insanların
kafasında şu soruyu oluşturdu:
- Ne demek istiyorlar yani, “Bugün bu kadar ile
yetinin, yarın kamuoyunu alıştıra alıştıra yenilerini
de veririz” mi demek amaçları?
Bu soru bir kez zihinlere düştü mü, artık sağlıklı
bir diyaloğu başlatmak güçtür.
Erdoğan’ın Kürt açılımı böyle başlamış ve ne
yazık ki, 13 Kasım Meclis oturumu da bu belirsizlik
ve kaygıları ve onların doğurduğu gerginliği
giderememiştir.
Burada, en büyük sorumluluk, açılımın içeriğini
açıklama konusunda çaba sarf etmek yerine,
muhalefet ile seviyesiz bir takışmayı kasten
yaratan Erdoğan’a aittir.
13 Kasım toplantısında bana göre en yanlış
anlaşılan ve hakkı yenen kişi ise CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal olmuştur.
Baykal kamuoyu tarafından da paylaşılan
kaygılarını dile getirdikten sonra, 20 yıl önce
yayımlanmış, altında imzası da bulunan Kürt
raporuna atıfta bulunarak, sorunun ekonomik,
sosyal yönleri olduğunu, bu konuda alınması
gereken önlemleri, eğitim konusunu da
unutmadan, somut önerilerle ortaya koydu.
Baykal ayrıca, Kürtlerin etnik kimliklerine saygı
gösterilmesi gerektiğini, bunların demokratik
talepler olarak karşılanmalarının zorunluluğunu,
hiçbir etnik kimliğin bir diğerine üstün
kılınamayacağını, devletin kimlikler konusunda kör
olması gerektiğini, aynı zamanda devletin
farklılıkların altını çizip, arttırılacak bazı eğitim
yükümlülüklerini sırtlanamayacağını, Kürtçe eğitimi
özel sektörün üstlenebileceğini açıklıkla dile
getirerek, üzerinde tartışılabilecek somut öneriler
ortaya koydu.
Belki de Baykal’ın Meclis kürsüsünden dile
getirdikleri, 13 Kasım oturumunun tek somut
konuşmasıydı.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Öymen’in Dersim isyanõyla ilgili sözlerine tepki gösteren Kõlõçdaroğlu, yaranõn kanadõğõnõ söyledi
‘Gereğini yapmak zorunda’TUNCELİ (Cumhuriyet) - CHP Ge-
nel Başkan Yardõmcõsõ Onur Öymen’in
demokratik açõlõm tartõşmalarõ sõrasõnda
TBMM’de yaptõğõ konuşmada Dersim is-
yanõyla ilgili sözlerine tepki gösteren
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıç-
daroğlu, “Yara kanamıştır. Bu süreç-
te yapılması gereken tepkileri dikkate
almaktır. Tepkileri dikkate alması ge-
reken sayın Onur Öymen’dir ve gere-
ğini yapmak zorundadır. Gereğini
yaptığı zaman hem CHP’yi, hem
CHP’deki parlamenterleri ve CHP’li-
leri rahatlatmış olacaktır” dedi.
Tunceli CHP İl Başkanlõğõ’nda bir ba-
sõn toplantõsõ düzenleyen Kõlõçdaroğlu,
Onur Öymen’in sözlerinin çok ciddi tep-
kiler yarattõğõnõ belirtti. O dönemde in-
sanlõkla bağdaşmayan olaylar olduğunu
anõmsatan Kõlõçdaroğlu, “Ama bu olay-
larla, günümüzde terör örgütüyle mü-
cadelenin bir unsuru, benzeriymiş gi-
bi ifade etmenin doğru olmadığını ifa-
de etmek istiyorum” diye konuştu.
‘Yara kanamıştır’
Bölge insanõnõn intikam duygusunu
geleceğe taşõmayõ düşünmediğini vur-
gulayan Kõlõçdaroğlu, “Acıyı bal eylemiş,
bağırlarına taş basmışlardır. Elbette o
dönemde yanlışlar olmuştur. Ama bu-
nu günümüze taşıyıp o olayları kaşımak
doğru değildir. Yara kanamıştır” dedi.
Kõlõçdaroğlu, bu süreçte tepkilerin dik-
kate alõnmasõ gerektiğini ifade etti. Öy-
men’in Tuncelililerden özür dilediğini
anõmsatan Kõlõçdaroğlu, tepkilerin din-
mediğini belirterek şöyle devam etti:
“Hepimiz üzerimize düşen görevi
yaparak, toplumun duyarlılık ve tep-
kilerinin, beklentilerinin gereğini yap-
mak durumundayız. Bunu yaptığımız
zaman Türkiye’de demokratikleşme-
nin önünü açmış oluruz. Sayın Öy-
men’in söylediklerinden daha çok ka-
muoyunun algılama tarzı daha önem-
lidir. Eğer kamuoyu Sayın Öymen’in
söylediklerini farklı algılamışsa, Öymen
bunun gereğini yerine getirmelidir.”
Bir gazetecinin, “Öymen’in gereğini
yapmasını istifa etmesi olarak mı de-
ğerlendirmemiz gerekiyor” sorusuna,
Kõlõçdaroğlu, “Bir politikacı, bir olayın
gereğinin ne olduğunu çok iyi bilir. Bu-
nu en iyi de uzun yıllar devlette çalış-
mış, parlamentoda görev yapmış bir ki-
şinin algılayacağı kanısındayım” dedi..
Öymen’i alkışlamadım
Kõlõçdaroğlu, bazõ basõn organlarõnda
“Öymen’in konuşmasını alkışladığı”
yönündeki haberlere tepki göstererek
“Yandaş medyada verildiği gibi Onur
Öymen’in konuşmalarının o bölümü-
nü hiçbir zaman alkışlamadım” dedi.
Kõlõçdaroğlu, 1938 yõlõnda yaşanan Der-
sim olaylarõyla ilgili dönemin bakanla-
rõndan İhsan Sabri Çağlayangil ile gö-
rüştüğü yönündeki soru üzerine ise “Tun-
celi tarihiyle ilgili bilgi ve belge topla-
yan bir arkadaşınızım. Bu benim özel
merakım” diye konuştu.Kemal Kılıçdaroğlu.
Kõlõçdaroğlu, oluşan tepkiyi “yara kanamõştõr” şeklinde
değerlendirdi. Toplumun duyarlõlõklarõnõn ve beklentilerinin
karşõlanmasõ gerektiğini belirten Kõlõçdaroğlu, Öymen’i kastederek
“Gereğini yaptõğõ zaman hem CHP’yi, hem CHP’deki parlamenterleri
ve CHP’lileri rahatlatmõş olacaktõr” dedi.
DTP’DEN TEPKİ
‘Öymen
katliamı
yüceltti’
D İ Y A R B A K I R
(Cumhuriyet Bürosu)
- DTP Diyarbakõr İl Ör-
gütü, CHP Genel Baş-
kan Yardõmcõsõ Onur
Öymen’in TBMM Ge-
nel Kurulu’ndaki Der-
sim olaylarõna ilişkin
açõklamalarõna sert tep-
ki gösterdi.
DTP Diyarbakõr il ör-
gütünün Sümer Par-
kõ’nda yaptõğõ açõkla-
maya DTP’li yönetici-
lerin yanõ sõra Büyükşe-
hir Belediye Başkan
Vekili Ali Şimşek, Ka-
yapõnar Belediye Baş-
kanõ Zülküf Karatekin,
Yenişehir Belediye Baş-
kanõ Selim Kurbanoğ-
lu ve STK temsilcileri
katõldõ. DTP İl Başkan
Yardõmcõsõ Cafer Kan,
CHP’li Onur Öymen’in
yaptõğõ konuşma ile mi-
litarizmi ve katliamlarõ
yücelttiğini savundu.
1937 Mart ayõnda baş-
layan olaylarda kadõn,
yaşlõ, çocuk ayrõmõ ya-
põlmaksõzõn 70 bine ya-
kõn insanõn öldürüldü-
ğünü, binlerce köyün
yakõlõp yõkõldõğõnõ öne
süren Kan, “1925 Şeyh
Sait Ayaklanması’nda
ise binlerce insan öl-
dürülmüş, İstiklal
Mahkemeleri’nde on-
larca kişi göstermelik
yargılamalarla idama
mahkûm edilmiş ve 83
yaşındaki Şeyh Sait ile
arkadaşları idam edil-
miştir” diye konuştu.
DTP Diyarbakõr İl
Başkan Yardõmcõsõ Kan,
CHP’nin Kürt sorunu-
nun çözümüne ilişkin
projesinin bulunmadõğõ-
nõ ileri sürerek savaş ve
askeri yöntemlerde õsrar
ederek halkõ katliamlar-
la dize getirmeyi bir
yöntem olarak belirledi-
ğini söyledi.
ÖYMEN’DEN KILIÇDAROĞLU’NA
‘Gereğini
yapıyorum’
Öymen, “Görevimiz Atatürk’ü inkâr
etmek değil, sahip çõkmaktõr. Ne zamandan
beri Atatürk’ün yaptõklarõna sahip çõkmak
suç haline geldi” karşõlõğõnõ verdi.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - CHP Grup
Başkanvekili Kemal Kı-
lıçdaroğlu’nun “gereğini
yapsın” diyerek istifaya
çağõrdõğõ Genel Başkan
Yardõmcõsõ Onur Öymen,
“Gereğini yapıyorum.
CHP’nin temel görevi,
Cumhuriyete, Atatürk’e
sahip çıkmaktır. Ne za-
mandan beri Atatürk’ün
yaptıklarına sahip çık-
mak suç haline geldi”
karşõlõğõnõ verdi.
Onur Öymen’in 10
Kasõm günü TBMM’de
Kürt açõlõmõ ön görüş-
mesindeki konuşmasõn-
da yer alan Şeyh Sait ve
Dersim isyanlarõyla ilgili
sözlerine parti içinden
ve dõşõndan tepkiler sü-
rüyor. Kõlõçdaroğlu dün
kendisini istifaya çağõ-
rõrken; yarõn Merkez Yö-
netim Kurulu toplantõ-
sõnda da istifa çağrõlarõ-
nõn yapõlmasõ bekleni-
yor. Öymen ise “Benim
yaptığım AKP’nin te-
rörle müzakere eder-
ken Atatürk’ün arka-
sına sığınmasına tep-
kidir. Atatürk sizin yap-
tõğõnõzõ yapmadõ, dedim.
Devlete karşı birçok
silahlı ayaklanma ol-
du, Atatürk hepsiyle
mücadele etti. Atatürk
barış adamıydı, fakat
devlete karşı ayaklan-
malar olduğu zaman
müzakere değil, mü-
cadele yöntemini be-
nimsedi” dedi. Öymen,
“Alevilerden söz etme-
diğini” kaydederken
“Alevilere karşı inci-
tici bir şey söyleme-
dim. AKP’ye ‘Ata-
türk’ün arkasõna saklan-
mayõn’ diyoruz. Ata-
türk’e sahip çıkmasa
mıydık? O dönemde
Dersim’de mücadele et-
tiler. Ayaklanmaları
bastırmışlar, yanlış mı
yapmışlar? Müzakere
mi etselerdi, açılım mı
yapsalardı” diye sordu.
Öymen, “Ben Ata-
türk’ün devlete başkal-
dıranlarla müzakere
yöntemini tercih etme-
diğini söyledim. Ale-vi-
lere karşı bir şey söyle-
medim. Atatürk’ü in-
kâr mı edelim? Dersim
isyanı, Alevi isyanı mı-
dır? Atatürk Alevilerle
mi savaştı?” açõklamasõ-
nõ yaptõ. Öymen, Kõlõç-
daroğlu’nun “gereğini
yapsın” çağrõsõna da,
“Çok doğru söylemiş.
Gereğini yapıyorum.
CHP’nin temel görevi,
Cumhuriyete, Atatürk’e
sahip çıkmaktır. Ata-
türk’ün yaptıkları bir
bütündür. Yaptığı en
önemli işlerden biri de
cumhuriyeti korumak-
tır. Bizim görevimiz
Atatürk’ü inkâr etmek
değil, sahip çıkmaktır.
Ne zamandan beri Ata-
türk’ün yaptıklarına sa-
hip çıkmak suç haline
geldi? Var mı öyle bir
politikamız bizim?” kar-
şõlõğõnõ verdi.
‘Önce alkışlamıştı’
Öymen, “Kılıçdaroğ-
lu’nun çıkışına ne di-
yorsunuz” sorusuna ise
“Yüz yüzeyken bana
böyle bir şey söylemedi.
Ben bu konuşmayı ya-
parken konuşmam bit-
tiğinde en hararetli al-
kışlardan bir tanesi de
Kılıçdaroğlu’ndan geli-
yordu. Önce alkışlıyor,
sonradan beni istifaya
çağıran bir konuşma ya-
pıyor bunu anlayama-
dım” yanõtõnõ verdi.
Oluşan tepkiler üzeri-
ne CHP İstanbul İl Baş-
kanõ Gürsel Tekin de
dün Tunceli Dernekleri
Federasyonu (TUDEF)
Ümraniye Şubesi’ni zi-
yaret etti. Tekin, Öy-
men’in ifadelerinin par-
tiyi bağlamadõğõnõ söy-
ledi. TUDEF Genel Baş-
kanõ Özkan Tacer ise
Öymen’in istifa etmesi
gerektiğini belirtti.
Tunceli Bağõmsõz Mil-
letvekili Kamer Genç
de düzenlediği basõn top-
lantõsõnda Öymen’in is-
tifasõnõ istedi.
Devlet Bahçeli, yeni seçilen üyelerle Anıtkabir’i ve Türkeş’in mezarını ziyaret etti. (AA)
Bahçeli, 15 kişilik Başkanlõk Divanõ’na 6 yeni isim aldõ
MHP’de vitrin belirlendiANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - MHP Genel Başkanõ Dev-
let Bahçeli, partisini genel se-
çimlere götürecek yeni parti vit-
rinini belirledi. Bahçeli, Başkan-
lõk Divanõ’na, aralarõnda Ankara
Milletvekili Deniz Bölükbaşı’nõn
da bulunduğu 6 yeni ismi aldõ.
Bahçeli, merkez yö-
netim kurulu (MYK)
ve merkez disiplin ku-
ruluna seçilen üyelerle
önce Anõtkabir ve par-
tinin kurucu Genel
Başkanõ Alparslan
Türkeş’in mezarõnõ zi-
yaret etti. Bahçeli, daha sonra Mi-
sak-õ Milli Kulesi’ne geçerek
Anõtkabir Özel Defteri’ni imza-
ladõ. MYK toplantõsõnda 15 ki-
şilik MHP Başkanlõk Divanõ’nõn
yeni üyeleri belirlendi. “Gizli
oy”la belirlenen yeni Başkanlõk
Divanõ’nda 9 üye yerini korurken
Bahçeli, diplomasi ve ekonomi
alanlarõnda daha uzman isimlere
yer verdi. Bahçeli, yeni vitrinde
teşkilattan sorumlu genel başkan
yardõmcõsõ Ali Işıklar, siyasi iş-
lerden sorumlu genel başkan yar-
dõmcõsõ Sabahattin Çakmakoğ-
lu, eğitimden sorumlu genel baş-
kan yardõmcõsõ Murat Şefkatli,
genel sekreter yardõmcõsõ Emin
Haluk Ayhan ile İstanbul il kon-
gresinde parti yönetimiyle ters dü-
şüp istifa eden Atilla Kaya’ya ye-
ni divanda yer vermedi. Mehmet
Nacar da MDK’ye seçildiği için
divan dõşõnda kaldõ. Bahçeli, ye-
ni divanda Kürt kökenli Muzaf-
fer Çakmaklı’yõ idari, mali ve
teknik işlerden sorumlu genel se-
kreter yardõmcõlõğõna getirdi. Bah-
çeli, tarihçi öğretim üyesi Edip
Semih Yalçın’õ eğitim işlerinden
sorumlu genel başkan yardõmcõ-
lõğõyla görevlendirdi. Bahçeli,
Deniz Bölükbaşõ’nõ
Türk Dünyasõ ve
Uluslararasõ İlişkiler-
den Sorumlu Genel
Başkan Yardõmcõsõ
yaparken, siyasi ve
sosyal işler ile proto-
kol işlerinden sorum-
lu genel sekreter yardõmcõlõğõna
Mehmet Taytak, siyasi işler,
parlamento ve hükümet ile iliş-
kilerden sorumlu genel başkan
yardõmcõlõğõna İsmet Büyüka-
taman, ekonomiden sorumlu
genel başkan yardõmcõlõğõna da
Münir Kutluata getirildi.
MHP’de yeni Başkanlõk Divanõ’nda 9 üye
yerini korurken Bahçeli, diplomasi ve ekonomi
alanlarõnda daha uzman isimlere yer verdi.
Bahçeli, Kürt kökenli Çakmaklõ’yõ divana aldõ.
Hükümetin bölge kalkõnma ajanslarõnõ etkin olarak devreye sokma kararõ aldõğõ öğrenildi
Kürt açılımına ajans desteği
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - Hükümetin Kürt açõlõ-
mõnda, bölge kalkõnma ajanslarõnõ etkin
olarak devreye sokma kararõ aldõğõ öğ-
renildi. Özellikle Mahmur Kampõ’ndan
dönmek isteyenlerin Türkiye’deki yaşam
koşullarõnõn iyileştirilmesi için Bitlis-
Hakkâri-Muş-Van, Adõyaman-Gazian-
tep-Kilis, Diyarbakõr-Şanlõurfa ve Bat-
man-Mardin-Şõrnak-Siirt bölge kalkõnma
ajanslarõnõn belirli bir eylem planõ çer-
çevesinde katkõ sağlamasõ hedefleniyor.
Hükümet Kürt açõlõmõnõn siyasi bo-
yutunun, Habur’da ortaya çõkan görün-
tülerle sõkõntõya girmesinin ardõndan,
şimdi de konunun toplumsal ve ekono-
mik boyutunu öne çõkarmaya başladõ.
Özellikle Mahmur Kampõ’ndan dönecek
olanlarõn ve Kandil Dağõ’ndan gelecek
suça karõşmamõş militanlarõn ekono-
mik olarak desteklenmesi için bölge
kalkõnma ajanslarõ devreye sokulacak.
Bu çerçevede, ilgili bölge kalkõnma
ajansõ, köyüne dönmek isteyenlere yar-
dõmcõ olacak. Bu kişilerin geçimlerini sağ-
lamaya yönelik koşullarõn hazõrlanmasõ
amacõyla gelir getirici faaliyetler için doğ-
rudan ekonomik destek sağlanacak.
Ajanslarõn “kırsal kalkınmaya kat-
kı sağlayacak gelir getirici faaliyet-
ler” için en az 20 bin, en fazla 200 bin
Türk Lirasõ katkõ vermesi öngörülmüş
olmasõna karşõn, bu miktarlar Kürt
açõlõmõ çerçevesindeki faaliyetler bağ-
lamõnda arttõrõlabilecek.
Ajanslar köyüne dönmek istemeyenler
için Diyarbakõr, Mardin, Kõzõltepe, Nu-
saybin, Batman, Siirt gibi illerde uygun
koşullar oluşturulmasõ için devrede ola-
cak. Bu kentlere yerleşenler de kendi iş-
lerini kurmalarõ konusunda özendirilecek,
doğrudan ekonomik desteğin yanõ sõra
Sosyal Kalkõnma Mali Destek ve KOBİ
Mali Destek programlarõ çerçevesinde,
mesleki eğitim olanağõ sağlanacak.
Öte yandan, Bitlis-Hakkâri-Muş-Van,
Adõyaman-Gaziantep-Kilis, Diyarbakõr-
Şanlõurfa ve Batman-Mardin-Şõrnak-
Siirt bölge kalkõnma ajanslarõ içinde eve
dönüş hakkõndan yararlanan militanlar
için özel birimler oluşturulacak. Bu bi-
rimler, söz konusu militanlarõn iş bul-
masõndan ekonomik ve toplumsal yaşa-
ma eklemlenmesine kadar bir dizi önle-
min alõnmasõ için çalõşacak.
Mahmur Kampõ’nda halen 10 binin
üzerinde Türkiye’den göç etmiş mülteci
yaşõyor. Mahmur’daki mültecilerin bir bö-
lümünün Türkiye Cumhuriyeti vatan-
daşlõğõ bulunmazken, bir bölümü de as-
kerlik sõkõntõsõ yaşõyor. Bu kişilerin ço-
ğunluğu, eve dönüşün ardõndan “siyasi
mülteci” sõfatlarõnõn korunmasõnõ istiyor.
Özellikle Mahmur Kampõ’ndan dönecek olanlarõn ve Kandil
Dağõ’ndan gelecek suça karõşmamõş militanlarõn ekonomik olarak
desteklenmesi için bölge kalkõnma ajanslarõ devreye sokulacak.
Pontus Rumcası ve
Yunancaya tepki
TRABZON (Cumhuriyet) - Radyo
Televizyon Yüksek Kurulu’nun (RTÜK) hü-
kümetin açõlõm politikasõ kapsamõnda bölge-
sel bazda farklõ dillerde radyo yayõna izin
verdiği yönetmelikte Trabzon’da Pontus
Rumcasõ ve Yunanca yayõna izin vermesi
radyocularõn tepkisini çekti.
Radyo Televizyon Yayõncõlarõ Meslek Bir-
liği (RATEM) Trabzon Temsilcisi Faruk
Tandoğan, “Trabzon’da Rumca, Pontusça
ya da Yunanca kim konuşuyor ki?” dedi.
Tandoğan, olayõ, “Müslüman mahallesin-
de salyangoz satmaya” benzetti. Tandoğan,
“Güneydoğu’da Kürt vatandaşlarımız
vardır. Orada belki bu uygulama olabilir.
Belki popüler olsun diye komşu ülkemiz
Gürcistan’a dayandırılarak yarım saatlik
bir Gürcüce yayın olabilir. Ama bizim için
böyle bir uygulama çok mantıklı değil” de-
di. Radyo Bordo Mavi Genel Müdürü Yıl-
maz Bölükbaşı ise, “Hani, pek Laz olmasa
da Lazca olsa anlardık. Belki Lazca yayın
yapabilirsiniz. Ama Rumca ve Yunanca
demekle Trabzon üzerinde ilerleyen dö-
nemlerde farklı amaç ve emeller doğrultu-
sunda yayın haritası üretiyorlar” dedi.
RADYOCULARDAN ELEŞTİRİ
Kılıçdaroğlu
halkın
tepkisini
yansıttı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Sözcüsü Mustafa Özyürek, Genel
Başkan Yardõmcõsõ Onur Öymen’in sözleriyle ilgili dün bir yazõlõ açõklama yaptõ.
Özyürek, “Onur Öymen’in Atatürk’ün teröre taviz vermediğini anlatmak
amacıyla Dersim olaylarına değinmesi amacını aşan yorumlara neden olmuş,
Tuncelili Alevi yurttaşlarımız, üzüntülerini, tepkilerini ifade etmişlerdir. Sa-
yın Öymen yurttaşlarımızdan birçok kez özür dilemiştir” dedi. “Grup Baş-
kanvekili Kılıçdaroğlu’nun Tunceli’de yaptığı açıklamalar, çevresinden ken-
disine iletilen üzüntü ve tepkileri yansıtmaktadır” diyen Özyürek, “Sayın Öy-
men’in ifadesinin Başbakan Erdoğan tarafından haksız ve insafsızca yorum-
lanmasını kabul edemeyiz. Erdoğan ne kadar uğraşırsa uğraşsın Alevi ve
Kürt yurttaşlarımızla CHP arasına giremeyecektir” değerlendirmesini yaptõ.
Özyürek: