Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
17 KASIM 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
130. kuruluş yıldönümünü Maliye
Bakanı Mehmet Şimşek’in katılımı
ile 13 Kasım’da Ankara’da kutlayan
Maliye Teftiş Kurulu, 1876’da
Kanun-i Esasi’nin kabulünden sonra
başlatılan “Umur’u Umumiye-i
Maliye’nin Tanzim ve Islahı”
çalışmaları kapsamında, devlete ait
tüm mali işlemlerin doğrudan
doğruya Maliye Bakanı’na bağlı tam
yetkili bir heyet tarafından teftişi
amacıyla, Sultan İkinci
Abdülhamit’in İrade-i Seniyesi’yle
1879’da kurulmuştur. Bugün de
Maliye Bakanı’na bağlı olarak çok
önemli yetkilerle çalışmaktadır.
Maliye Teftiş Kurulu yıllardan beri
devlet adamı, bürokrat, şair, sanatçı
birçok ünlü kişiyi de yetiştirmiştir.
Bakın onlardan bazıları: Ziya
Müezzinoğlu, Cahit Kayra, Kemal
Kurdaş, Mesut Erez, Kemal
Cantürk, Adnan Başer Kafaoğlu,
Erhan Işıl, İlhan Evliyaoğlu, Cemal
Süreya, Sümer Oral, Cafer Tayyar
Sadıklar, Yavuz Canevi, Ertuğrul
Kumcuoğlu, Tevfik Altınok,
Osman Birsen, Salih Yardımcı,
Zekeriya Temizel, Selçuk
Demiralp, Mahfi Eğilmez, M.Akif
Hamzaçebi, Doğan Cansızlar,
Ahmet Ertürk (TMSF Başkanı) ve
sayamadığımız kamuoyunun
yakından tanıdığı nice isimler...
Cahit Kayra bakın ne diyor:
“Devlet kurumlar üzerine kuruludur,
devlet kurumlar ile yaşar ve
kurumlar gelenekleriyle güçlü
olurlar, yararlı olurlar. Maliye Teftiş
Heyeti, belli bir tarihi ve bu tarihi
içinde de çok özel geleneği olan bir
kurumdur.”
Ziya Müezzinoğlu’na göre:
“Maliye müfettişlerinin Osmanlı ve
Cumhuriyetin kuruluş döneminde
her zaman iyi yönetim, doğru
yönetim konusunda çaba
harcadıkları, teftiş heyetinden
ayrıldıktan sonra da devletin çeşitli
kademelerinde bu hizmetlerini
başarıyla devam ettirdikleri görülür.”
Kemal Kurdaş, Türkiye
Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında maliye
müfettişlerinin önemini bu sözlerle
bize yansıtıyor: “Kurtuluş
Savaşı’nda bile Maliye Teftiş Heyeti
devletin mali disiplinini sağlamıştır.
Ondan sonraki dönem de
Türkiye’nin devlet olarak mali ve
ekonomik disiplinin en sağlam
olduğu dönemlerden biridir.
Mustafa Kemal Maliye Teftiş
Heyeti’ne çok saygılıdır. Bütün
Cumhurbaşkanlığı döneminde
maliyeden bir kere bile bir şey
istememiştir. Maliyeyi onlar bilir
demiştir, maliyenin müsteşarına da
güveni vardır. Maliye Teftiş Heyeti
Türk memurunu, maliyeyi kendi
prensipleri ile yoğurmuştur.”
Zekeriya Temizel de üstat-
muavin ilişkisinin maliye
müfettişlerinin eğitimindeki önemini
bakın şu sözlerle ortaya koyuyor:
“Niye bu tür kurumlarda hep üstat-
muavin ilişkisi çok güçlü olarak
oluşmuştur? Çünkü siz meslek
sahibi yapacağınız bir insanı değil
devlet adamı yapacağınız bir insanı
devletin bütün kurumlarıyla bütün
ormanı, ormandaki bütün ağaçları,
çiçekleri böcekleri vesaireyi
göstermek için eğitmeye kalksanız
onlarca yıl eğitirsiniz. Bu durum
karşısında farklı bir eğitimi kurmanız
gerekiyor. Neyi kurmanız gerekir? O
zaman daha önceden bu birikimi
elde edinmiş olan üstat dediğimiz
insanların çok kısa süre içerisinde
hiçbir kıskançlığa kapılmadan, kendi
birikimini yanına gelmiş olan o
gencecik insana bir-iki yıl içerisinde
aktarılmasını sağlamak.”
Maliye müfettişlerinin 1961’de
kurulan bir dernekleri de var. Şu
anda başkanlığını Halit Demir
yapıyor. Kuruluş yıldönümünde
Halit Demir’in “Dünyadaki
ekonomik ve mali örgütlenme
modellerinin önemli bir değişim,
dönüşüm geçirdiği bu dönemde,
kamu finansman açığı problemi
olan ülkemizin, kamu
harcamalarının denetimi, kamu
gelirlerinin toplanması, kayıtdışı
ekonomi ve yolsuzlukla mücadele
alanında Maliye Teftiş Kurulu’nun
enerjisine ve çözüm önerilerine
ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz”
şeklindeki sözleri günümüz
ekonomisinde maliye müfettişlerine
ne kadar ihtiyacımızın olduğunu
açıkça gösteriyor.
Nice yıllara diyerek Maliye Teftiş
Kurulu’nun 130. yılını biz de
kutluyoruz.
130’uncu Yılında Maliye Müfettişleri
M A L İ Y E C İ G Ö Z Ü Y L E / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Davranış Bozukluğu
Yaşamın her alanında, her yaştan insanın hedef
olduğu baskı, saldırılar ister korku, ister şiddet
odaklı, en çok da ikisi birden olsun.. sonuçta tıbbi
tanımı ile davranış bozukluklarını üretiyor, hasta
insanlar patlaması yanında hastalıklı toplum yapısı
ortaya çıkıyor...
Araba sürücüsü için karşıdan gelen arabanın
ışıklarının dikilmesinin ne kadar riskli, aynı zamanda
sinir bozucu olduğunu yadsımıyoruz. Ancak
bundan doğan bir tartışmada arabanın şoförünün
gerçek bir linç duygusu ile dışarı çıkmaya
zorlanması, arabanın taşa tutularak sürücünün
eşinin ölümüne, çocuğunun ağır yaralanmasına yol
açılması... Birkaç gün önce 13 yaşındaki Musa’nın
başına taşla vurularak öldürülmesinin üstüne,
Erzurumluların “katil bulundu” söylentisi ile linç için
ayaklanmaları, karakolu taşa tutmaları... Yine birkaç
gün önce nedeni anlaşılamamış, düğünde toplu
katliam...
Her olayın ardından kamera uzatılan, görüşleri
istenen uzmanların, toplumsal tehdit olarak
davranış bozukluklarının artışı, şiddet eğilimlerinde
patlamalara ilişkin uyarıları... Ergenlerin,
yetişkinlerin giderek ağırlaşan psikolojik sorunlarına
ilişkin nedenler o kadar çok ki... En genel sorunun
ise ergenlere örnek olacak rol modellerinin, siyasi
liderlerden başlayan bir halkada pozitif
olmamaları...
Yaşamın karabasanından uzaklaşmak üzere, en
çok da yoksullaşma, yoksunlaşmanın sonucu,
dışarda yemek yemeyi, dostlarla buluşmayı,
eğlenmeyi unutmak zorunda kalmışsanız...
Çoğunluk için karabasan olan; umutsuzluk,
çaresizlik pompalayan, şiddet içeren haberleri
izleyemeyecek ölçeklerde bir depresyonun içine
düşmüşseniz, açık oturumlar, her biri birbirinden
sevgisiz, insana ilişkin var olabilecek tüm değerleri
tüketen, gözetlemeli, yemek yarışmalı, koca bulan..
programlardan da kaçıyorsanız... Nefes almak,
dinlenmek, eğlenmek üzere dizilere tutsak
olmuşsunuzdur...
İyi güzel de iki-üç-dört kuşak birlikte dizilere
takılmanın toplumsal bedeli üzerinde yapılmış
sayısız araştırmaya hiç kulak kabarttınız mı?
Şiddet, seks, ağa-töre-aşiret-mafya karakterleri
yükselen değer olan dizilerin davranış bozukluğu
yaratan etkilerini hiç düşündünüz mü? Çocuk
zekâsı, her şeyi kapma yetisiyle, gördüğü sahneleri
nasıl algılayıp değerlendireceğini düşündüğünüzde
ürkmemek olası mı?
Ya yeri geldikçe değindiğim, yasaklanmaları, en
azından denetlenmelerinin zorunluluk olduğu
tartışılmaz alışveriş merkezlerinin “Atlantis” benzeri
çocuklu eğlence merkezleri? Elinizde çocuğu
eğlendirmek adına, dakikaları çok kısa, her biri en
az 2-3 lirayı yutacak markalar, çocuğun da ışıkların,
gürültünün çekiciliğine bağlı tutturacağı sözde
oyuncaklara yaklaşıyorsunuz... Çocuk motosiklete,
arabaya, faytona binecek; ekranda birlikte
düğmelere basılarak oynanacak oyunun
görüntüleri; atış, vurma, silah, canavar bulunmayan
ekran bulamazsınız.
Vuran-kıran, hastalıklı çocuk yaratmamak adına
biraz seçici olmaya kalkıştığınızda, bildik
atlıkarıncalar, trenler dışında çocukları
bindirebileceğiniz bir tek oyuncak kalmıyor. Yine de
sevgiyi öğretmek için çırpındığınız çocuk, sizinle
oyun oynarken, şakalaşırken bile, parmağını silah
yapıp, eliyle tokat, becerebilirse can acıtıcı şiddet
hareketlerini deniyor. Çünkü şiddeti öğrenmiş
arkadaşları en masum oyunlarda ona şiddet
uyguluyorlar. O da kendini savunma refleksi ile,
özenilen çocuk yuvalarında bile şiddeti öğreniyor.
Ailelerin çocuklarını koruma, dirençli kılma adına
çocuğa şiddeti öğretmelerinden ya da kasıtsız,
kendileri şiddet uyguladıklarından, şiddeti
üretmelerinden hiç söz bile etmiyorum...
Toplumsal, siyasal erkin topluma verdiği zararlar,
toplumsal şiddet, korku, davranış bozukluğu,
hastalar üretmesi.. olgusu çok daha çarpıcı... Şu
günlerde yaşamları geriye gittiği için, işsizlik,
yoksullaşma, yoksunlaşma ile bedel ödeyenlerin
öfke patlamalarında ağırlık kazanan söylemler çok
çarpıcı; örneğin her siyasal iktidarın gerileme
sürecinde kirli çamaşırları ortaya çıkmış liderler,
partiler, kadrolar üzerinden söylenen sözler çok
bildik, yolsuzluk, vurgun, kayırmalar.. üzerinden
gelişir...
En son, en canlı yaşandığı için de olabilir... Ancak
en çok berberlerin, şoförlerin, kahve sohbetlerinin
sakız olmuş söylemlerinde, AKP iktidar, cemaat
kadrolarının haksız zenginleşmelerine duyulan öfke
patlaması, ortak dilde; “Hiç bu kadar büyük çaplı
hırsızlar, vurguncular, sülalelerini zenginleştirirken
gözü doymazlar çıkmamıştı..” vurgulamaları öne
çıkıyor. Din bezirgânlığı, insafsız vurgunlarda bütün
kirlenmiş geçmiş siyasilere rahmet okuttukları
söyleniyor... Bu örgütsüz, dipten kabaran
çaresizliğin öfkesi, “yetti gayrı” refleksi nasıl
gelişebilir? Birlikte izleyeceğiz...
soner@cumhuriyet.com.tr
Bakan Babacan’õn ‘düzelmesi zaman alõr’ dediği işsizliğin azalacağõ beklentisi yeni rakamlarla rafa kalktõ
İşsizeartõkumutdayok
HER 3 İŞSİZDEN BİRİ BİR YILDAN
UZUN SÜREDİR İŞ ARIYOR
TÜİK tarafõndan işsiz olarak kabul
edilmemesine karşõn “İş aramayıp
çalışmaya hazır olan” sayõsõ da bir
önceki yõla göre 155 bin kişi artarak bir
milyon 860 bin kişiye çõktõ. Böylece bu
kişilerin de dahil edildiği gerçek
işsizlik oranõ da bir yõlda yüzde 16’dan
yüzde 19.3’e yükseldi.
Ağustos döneminde tarõm sektöründe
çalõşan sayõsõ 232 bin kişi artarken,
tarõm dõşõ sektörlerde çalõşan sayõsõ 192
bin kişi azaldõ. Böylece tarõm dõşõ
işsizlik oranõ da geçen yõlõn aynõ
dönemine göre 4.1 puanlõk artõşla
yüzde 17 oldu. Tarõm dõşõ işsizlik oranõ
erkeklerde 3.8 puanlõk artõşla yüzde
15.1, kadõnlarda ise 4.5 puanlõk artõşla
yüzde 23.6 olarak gerçekleşti.
Bu dönemdeki işsizlerin profili ise şöyle:
Yüzde 69.3’ü erkek.
Yüzde 55’i lise altõ eğitimli.
Yüzde 27.3’ü bir yõl ve daha uzun
süredir iş arõyor.
Yüzde 30.8’i eş-dost vasõtasõyla iş
arõyor.
3 milyon 18 bin kişiye tekabül eden
yüzde 88’i daha önce bir işte çalõşmõş.
İşsizlerin yüzde 24.3’ün çalõştõğõ iş
geçici olup işi sona erenler, yüzde
25’ini işten çõkarõlanlar, yüzde 8.7’sini
işyerini kapatan veya iflas edenler
oluşturuyor.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye genelinde
işsiz sayõsõ geçen yõlõn aynõ dö-
nemine göre 927 bin kişi arta-
rak 3 milyon 429 bin kişiye
yükseldi. İşsizlik oranõ da ge-
çen yõla göre 3.2 puan artõşla
yüzde 13.4 olarak belirlendi.
Temmuz döneminde işsizlik
oranõ yüzde 12.8 seviyesin-
deydi. “İş aramayıp çalış-
maya hazır olan” bir milyon
860 bin kişi ile beraber işsiz sa-
yõsõ 5 milyon 289 bin kişiye, iş-
sizlik oranõ da yüzde 19.3’e
yükseldi.
Türkiye İstatistik Kuru-
mu’nun (TÜİK) üçer aylõk dö-
nemler itibarõyla her ay açõk-
ladõğõ Hanehalkõ İşgücü Araş-
tõrmasõ, “Temmuz-Ağustos-
Eylül 2009” dönemini kapsa-
yan ağustos sonuçlarõna göre
Ağustos 2009 döneminde Tür-
kiye’de çalõşma çağõndaki nü-
fus 873 bin kişi artarak 51 mil-
yon 789 bin kişiye ulaştõ.
Bu nüfusun yüzde 49.3’üne
denk gelen 25 milyon 537 bi-
ni işgücüne dahil kişilerden
oluştu. İşgücüne dahil olanla-
rõn sayõsõ geçen yõla göre 967
bin kişi artmasõna karşõn is-
tihdam edilenlerin sayõsõ sa-
dece 40 bin arttõ.
İşsiz sayõsõ 927 bin kişi
yükseldi. Böylece resmi iş-
sizlik oranõ yüzde 13.4 olarak
gerçekleşti. Kentsel yerlerde
işsizlik oranõ 4.3 puanlõk ar-
tõşla yüzde 16.5, kõrsal yer-
lerde ise 1.3 puanlõk artõşla
yüzde 7.4 oldu.
Ekonomiden sorumlu Dev-
let Bakanõ Ali Babacan, işler
düzelse bile işten çõkarõlanla-
rõn geri alõnmasõnõn zaman
alacağõ uyarõsõ yapmõş, eko-
nomik toparlanmanõn istih-
dam üretmeyen bir toparlanma
olduğunu belirtmişti.
ARTIŞ TRENDİ
SÜRER
Analistler, işsizliğin yõl sonuna kadar
artõş trendi içinde olacağõ ve önümüzde-
ki aylarda yeniden yüzde 15 seviyesinin
üzerine yükselebileceği öngörüsünde
bulundular. Değerlendirmeler şöyle:
BGC Partners Başekonomisti Özgür
Altuğ: Ağustos ayõ işsizlik rakamlarõ,
temmuz ayõ işsizlik verilerindeki düzel-
menin geçici olduğunu gösterdiğini söy-
ledi. Önümüzdeki aylarda hizmetlerde
(turizmin etkisiyle), inşaat sektöründe
(sektördeki iyileşmenin etkisiyle) ve ta-
rõmda (hasat döneminin etkisiyle) daha
yüksek istihdam verileri gözlenebile-
cek. Ancak imalat sanayiinde şiddetli ka-
namanõn sürmesi ile işsizlik oranõndaki
artõş devam edecek. Önümüzdeki aylar-
da işsizlik oranõnda yüzde 15 ya da bel-
ki daha yukarõ seviyeler görülebilir.
Garanti Bankasõ Ekonomik Araştõr-
malar Birimi: İşgücü piyasasõna ilişkin iki
öncü gösterge var; hem işsizlik sigorta-
sõ ödeneği başvurularõ hem de gelecek 6
ayda iş bulma olanaklarõ endeksi, önü-
müzdeki aylarda işsizlik oranõnda artõşa
işaret ediyor... Yõl sonuna kadar olan dö-
nemde işsizlik oranõnda gerilemenin
mevsimsel faktörlerle sona erdiğini ve iş-
sizlik oranõnõn yõl sonu itibarõyla yüzde
15.8 civarõnda olacağõnõ tahmin ediyoruz.
TSKB Ekonomisti Başar Yıldırım:
Yükselmeye başlayan işsizlik oranla-
rõnda artõşõn şubat ayõna kadar devam et-
mesini bekliyoruz.
OCAK-EKİM DÖNEMİ
Bütçede açõk
yüzde 784 arttõ
Güven endeksinde 52 ülkeden 45’inde iyileşme var, Türkiye’de karamsarlõk ön planda
Türk tüketici endişe içinde
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Merkezi yönetim bütçesi, ekim ayõnda
2 milyar 421 milyon, ocak-ekim döne-
minde ise 43 milyar 232 milyon lira açõk
verdi. 2008’in ilk 10 ayõnda 4 milyar
887 milyon lira olan bütçe açõğõ bu yõl
43 milyar 232 milyon liraya yükseldi.
Bu şekilde bütçe açõğõ geçen yõla göre
yüzde 784.7 arttõ.
Maliye Bakanlõğõ, ekim ayõ ve ocak-
ekim dönemi bütçe uygulama sonuçla-
rõnõ açõkladõ. Buna göre ekimde bütçe-
den, geçen yõla göre yüzde 41.2 artõşla
21 milyar 431 milyon lira harcama ya-
põldõ. Ekimde faiz giderleri yüzde 135.1
oranõnda artarak 4 milyar 731 milyon li-
ra oldu. Faiz hariç giderler ise yüzde
26.8 artõşla, 16 milyar 699 milyon lira
olarak gerçekleşti. Bütçe gelirleri de 19
milyar 10 milyon lira olarak gerçekleşti.
Bütçe açõğõnõn 2 milyar 421 milyon li-
ra olduğu ekim ayõnda, faiz dõşõ fazla ise
2 milyar 310 milyon lira olarak belir-
lendi. Ocak-ekim döneminde ise büt-
çeden 218 milyar 600 milyon lira har-
cama yapõldõ.
Buna karşõlõk 175 milyar 368 milyon
lira gelir elde edildi. Bütçe giderlerinin
geçen yõlõn 10 ayõna göre yüzde 21 ar-
tõş gösterdiği bu dönemde, bir önceki yõ-
la göre faiz harcamalarõnda yüzde
15.9’luk, sağlõk harcamalarõnda ise
yüzde 12.6’lõk bir artõş bulundu.
Ekim sonu itibarõyla sağlõk, emekli-
lik ve sosyal yardõm giderleri için Sos-
yal Güvenlik Kurumu’na yapõlan trans-
ferler de geçen yõla göre yüzde 57.6 ora-
nõnda artarak, 45 milyar 217 milyon li-
raya ulaştõ.
Nielsen’in araştõrmasõna
göre Türk tüketicilerin yüzde
91’i ekonomik durgunluk
olduğunu ve yüzde 60’õ gelecek
yõl devam edeceğini düşünüyor.
Ekonomi Servisi - Nielsen’in tü-
ketici güven endeksine göre, 52 ül-
kenin 45’inde güven artõşõ görüldü ve
dünyada son 6 ayda 9 puan yüksel-
di. Türkiye’de temmuzda 67 olan en-
deks ekimde 68 oldu.
Araştõrma sonuçlarõna göre,endeks,
mart ayõnda 77 puan iken, haziran
ayõnda 82’ye ve ekimde 86’ya yük-
seldi. Dünyada güvenin son 3 ayda en
fazla yükseldiği ülkeler Hong Kong,
Güney Kore ve Brezilya oldu.
Tasarrufa devam
Araştõrmaya göre, Türk tüketicile-
rin yüzde 91’i halihazõrda ekonomik
durgunluğun var olduğunu belirtiyor
ve yüzde 60’lõk kesim bu durumun ge-
lecek bir yõl daha devam edeceğini dü-
şünüyor. Türkiye’de ekonomik durum
endişelerin ilk sõrasõnda yer alõrken,
ikinci sõrada iş-yaşam dengesi, üçün-
cü sõrada ise borçlar bulunuyor. Türk
tüketicilerin ekonomik krizin bitme-
sinden sonra da devam etmeyi dü-
şündükleri tasarruf alanlarõ arasõnda,
ilk sõrada telefon harcamalarõ geldi.
Bu arada Merkez Bankasõ ve TÜİK
işbirliği ile hazõrlanan tüketici güven
endeksi de, eylüldeki yükselişin ar-
dõndan ekimde de düştü. Ekimde yüz-
de 1.79 azalarak 80.46 değerini aldõ.
Hasan Vatan
Capacity’den
sonra Forum
İstanbul,
Neomarin
Pendik,
Bağdat
Caddesi,
Forum
Ankara,
Forum
Mersin’de
mağaza
açacaklarını
söyledi.
Vatan’dan gerilla harekâtı
Ekonomi Servisi - Vatan Bil-
gisayar büyük metrekareli tek-
noloji marketlerine başkaldõrdõ ve
gerilla harekâtõ olarak nitelediği
100 metrekarelik alanlarda Vatan
Notebook mağazalarõ açmaya
başladõ. Az alanda çok ürün ser-
gilemeyi amaçlayan Vatan Net-
book mağazasõnõn ilki Bakõrköy
Capacity’de açõldõ. 2009 sonuna
kadar da 20 mağaza açõlmasõ
hedefleniyor.
Vatan Bilgisayar Genel Mü-
dürü Hasan Vatan, yaklaşõk bin
TL yatõrõmla açõlan Vatan Net-
book mağazalarõnõn 100-200
metrekare alana kurulduğunu
buna rağmen içeride 100 dizüs-
tü bilgisayarõn sergilendiğini be-
lirterek, “4 bin metrekarelik
teknoloji marketlerinde bile
sadece 35 tane bilgisayar ser-
gileniyor. Rakiplerimiz büyük
mağazalar açarken, bizim bun-
dan sonraki hedefimiz küçük
mağazalar olacak” dedi.
Küçük mağazalarla müşteriye
daha yakõn olacaklarõnõ anlatan
Vatan, 2010 sonuna kadar 60 ma-
ğazaya ulaşmayõ hedefledikleri-
ni aktardõ.
Vatan, Vatan Bilgisayar’õn şu
anda 12 adet mağazaya sahip ol-
duğunu kaydederek, bu mağa-
zalara ağõrlõklõ olarak erkek müş-
terilerin geldiğini, özellikle alõş-
veriş merkezlerinde açõlacak
Notebook mağazalarõnda ise ka-
dõn müşteri sayõsõnõ arttõrmayõ he-
deflediklerini dile getirdi. 6. ve 7.
aylarda vergi indirimleri saye-
sinde Vatan Bilgisayar’õn satõş-
larõnõn iyi gittiğini kaydeden Va-
tan, 2009’da yüzde 25’lik büyü-
me amaçladõklarõnõ söyledi.
KURUMLARA SÜRE VERİLİYOR
KEY’de ödeme için
yeni yasa taslağõ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hazine Müs-
teşarlõğõ, Konut Edindirme Yardõmõ (KEY) hak sa-
hiplerine ödeme yapõlabilmesi için hazõrlanan yeni
yasa tasarõsõ taslağõnõn dün Başbakanlõk’a sevk
edildiğini bildirdi. Tasarõ taslağõnõn yasalaşmasõn-
dan sonra bilgileri kesinleşen hak sahiplerine ilişkin
yeni listeler ilan edilerek ödemelere başlanõlacak.
Hazine’den yapõlan yazõlõ açõklamaya göre tasa-
rõ taslağõ ile 5664 sayõlõ Konut Edindirme Yardõmõ
Hak Sahiplerine Ödeme Yapõlmasõna Dair Yasa çer-
çevesinde, hak sahiplerinin bilgilerinin tasfiye ha-
linde Türkiye Emlak Bankasõ’na teslimine ilişkin ku-
rumlara tanõnan süre uzatõlõyor. Sorunlarõn gideril-
mesine ilişkin süreçler tanõmlanarak, olabilecek hak
kayõplarõnõn önlenmesi amaçlanõyor ve kayõtlarõ, dep-
rem, sel, yangõn gibi nedenlerle zayi olan hak sa-
hiplerinin ödemelerden yararlanabilmesi için dü-
zenleme getiriliyor.
EKONOMİSTLER:Ekonomiden sorumlu Devlet
Bakanõ Ali Babacan’õn işler düzelse
bile işten çõkarõlanlarõn geri alõnmasõ
zaman alacak uyarõsõ yaptõğõ işsizlik
verileri açõklandõ. Şubat ayõnda yüzde
16.1’le rekor kõrdõktan sonra düşüşe
geçen işsizlik oranõ yeniden yükseldi.
İşsiz sayõsõ 5 milyon 289 bin kişiye,
işsizlik oranõ da yüzde 19.3’e yükseldi.