Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 27 EKİM 2009 SALI
6 HABERLER
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
Baykal Köşeden Döndü
AKP iktidarı “Kürt Açılımı”nda çuvala dolanınca,
geri adım attı. Ve aslında başından beri aynı çuvala
CHP ve Baykal’ı da sokma gayreti içinde olduğu
tescillendi. Baykal doğrusu “köşeden döndü”...
AKP ile bir işbirliği yapılamayacağı bir kez daha
belgelenmiş oldu. CHP’ye geçmiş olsun!
“PKK Açılımı”nın, yani PKK’lilerin kahramanlar
gibi Türkiye’ye girişlerinden önceki bir haftalık
gündemi ve sonraki gelişmeleri gözden geçirirsek,
olayın boyutları, içeriği çok daha net olarak ortaya
çıkıyor:
1) PKK’lilerin “Dönüş Operasyonu”nun tarihi meğer
saptanmış durumda. Apo’nun çağrı yapacağı
zaman da.
2) Başbakan ve yandaşları, CHP’ye “kanca atma”
çabalarını dönüş tarihine göre “yoğunlaştırdılar”.
3) Başbakan CHP’ye “mektupla görüşme daveti”ni
geciktirdikçe geciktirdi. Militanların geri
dönüşüne yakın, mektubu gönderdi. Baykal
görüşmeyi “kameralar altında” şartı ile kabul
ederek, doğrusu iyi savuşturdu! Eğer AKP’ye
destek verseydi, bugün birlikte “aynı çuvala”
girmiş olacaktı!
4) “Dönüş Operasyonu”na giderken, CHP’ye
“yandaş yazar saldırıları” arttı. CHP muhalefet
partisi olamıyormuş.. Ülke muhalefetsiz
kalmışmış. CHP asla demokratik bir parti
değilmiş... daha neler..
Bir dizi palavra ile CHP, AKP’nin Kürt Açılımı’na
katılması için “dize getirilmeye” çalışıldı!
5) AKP bu süre içinde İçişleri Bakanı’nın “açılım”
görüşmelerinin, aslında önceden hazırladıkları
“Kürt Açılımı” programı için kamuoyu yaratmak
amacına yönelik olduğu anlaşıldı... Bakan Bey’in,
“sosyolog” yanı ve “kamu araştırma şirketi”
uzmanlığı ile, bu işi en iyi yüklenecek kişi olduğu
belliydi!
6) “Kürt Açılımı” programının, iktidarca hemen her
safhasının önceden planlandığı, İçişleri
Bakanı’nın “Oooo, bekleyin daha ne sürprizler
olacak...” sözleriyle açığa çıktı! Bakan Bey, dilinin
altındaki baklayı ıslatmayı becerememişti!
7) Öcalan “AKP yol haritamı izliyor” diyerek, aslında
doğruyu söylüyordu. Kürt Açılımı, ancak Kürtlerin
istedikleri doğrultuda yapılabilir bir şeydir ve
bunun en iyi uygulayıcısı da iktidardır!
7) Öcalan “Kürt Açılımı devlet politikasıdır” diyerek
de, aslında devletin gizli örgütleriyle alışveriş
içinde olduğunu vurguluyor. Böylece devletin kim
olduğunu öğrenmiş oluyoruz!
8) Öcalan’ın ve AKP’nin “Daha ne sürprizler var,
bekleyin” dediği Kürt Açılımı yol haritasının,
Amerikalı uzman L. Phillips’in Atlantik Konseyi
için “Türklerle ve Kürtlerle” görüşerek hazırladığı
raporla çooook örtüştüğünü görürsünüz. Yani bir
sürpriz yok, her şey açık ve seçik...
9) ABD-yandaş medya ve kalemleri ve iktidar,
2011’e kadar bu işi bitirmek zorundalar. O tarihin
sonunda ABD Irak’tan çekiliyor.
10) PKK’nin de takvimi sıkışık. Kuzey Irak’ta
kendisine hayat alanı kalmadı, kalmayacak. Bu
nedenle iki yıl içinde “siyasi çözüm”le Türkiye’ye
dönmesi, yasalaşması gerek.
11) Bu süre içinde, ileri sürdüğü azami istek ve
programından ne kopartırsa kazançlı çıkacak.
İmralı, istekleriyle uçuyor şimdilik. Ama kabul
edilebilir olanla yetinecek.
12) “Kabul edilebilir olan”ı sokağın belirleyeceği
ortaya çıktı. AKP, tamamen tornistan edebilir mi?
İktidarda olduğu sürece ipleri elinde tuttuğu
duygusuyla hareket edecektir. 2011 kesin tarihtir!
O zamana kadar, bir “uzlaşma” olması
kaçınılmazdır.
13) Erdoğan, “hazmettire hazmettire gideceğiz”,
dedi. PKK’lilerin muzaffer geri dönüş şölenini
hazmettirmek için epey zaman gerek. Bir
moladan sonra ikinci adımı atmak zorundalar.
Tabii, şimdi Avrupa ayağının sessizce geri
dönüşü ayarlanacaktır.
14) Erdoğan’ın ne kadar ileri adım atabileceği,
Türkiye’nin bu hazmetme kapasitesiyle doğru
orantılı olacak.
15) Erdoğan, bu adımların süresini kısa tutmak
zorunda. Biraz kabızlık çekebilir Türkiye! Erdoğan
ve ekibi IMF ile “önemli hacimde dolarlar”
üzerinde anlaşarak, Kürt Açılımı’nın kabızlığını ve
mide sancılarını, dolar bolluğu ile aşmaya ve
sonra da seçimlere gitmeye çalışacak.
16) Ve CHP ile bitirelim: AKP ile asla işbirliği
yapılamaz. Geçmiş bütün deneyimler bunu
gösteriyor. AKP ancak kendine yarayacak
işbirlikler isteyen bir parti..
Sağlõk Bakanõ Akdağ, domuz gribinin yayõlmasõnõ önleme yolunu gösterirken, okul tatilinde eğitim TRT’de sürecek
İlk aşõlar yarõn yapõlacakANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Milli Eğitim Bakanlõğõ (MEB),
Sağlõk Bakanlõğõ ve TRT’nin ortak
çalõşmasõyla domuz gribi nedeniy-
le okullarõn kapalõ olduğu illerde eği-
tim ve öğretim TRT 3’ten yapõlacak
canlõ eğitim yayõnlarõ ile sağlanacak.
TRT 3’teki eğitim yayõnlarõ bugün
başlayacak ve 07.00-14.00 saatleri
arasõnda gerçekleştirilecek.
MEB, Sağlõk Bakanlõğõ ve TRT,
domuz gribi ile mücadele kapsa-
mõnda ortak bir proje başlattõ. An-
kara’da “domuz gribi” nedeniyle
okullarõn bir hafta tatil edilmesi do-
lasõyla bugünden itibaren TRT 3’te
07.00 ile 14.00 saatleri arasõnda, can-
lõ eğitim ve öğretim yayõnlarõ yapõ-
lacak. Daha sonraki dönemlerde de
Türkiye’de herhangi bir okulda eği-
tim ve öğretime ara verildiğinde, o
dönemin müfredat konularõ TRT
3’ten canlõ olarak yayõmlanacak.
Sağlõk Bakanõ Recep Akdağ, okul-
larda kasõm ayõnõn son haftasõnda aşõ-
lamanõn başlayacağõnõ ve ocak ayõ-
na kadar devam edeceğini belirtti.
Aşõnõn bir takvime bağlõ olarak Tür-
kiye’ye getirileceğini belirten Akdağ,
aşõnõn diğer ülkelerce de kasõm ayõn-
dan itibaren yaklaşõk 4 aylõk süre için-
de temin edileceğini bildirdi.
‘5 ay boyunca öpüşmeyin’
Bakan Akdağ, domuz gribinin bu-
laşma yöntemlerine dikkat çeker-
ken, “Sarılma, el sıkışma ve öpüş-
meyi 5 ay erteleyebilirsek hastalı-
ğın yayılmasını önleyebiliriz” dedi.
TRT Genel Müdürü İbrahim Şa-
hin de MEB’le organize olduklarõ-
nõ ve bugünden itibaren eğitim ya-
yõnlarõna başlayacaklarõnõ söyledi.
Şahin, “Yayınlar hafta içi sabah
07.00’de başlayacak 14.00’te sona
erecek. Sadece salı günü Mec-
lis’in açık olması ve grup toplan-
tıları nedeniyle, sabah 07.00’de
başlayıp, 10.00’da bitecek” dedi.
Öte yandan Milli Eğitim Bakanõ
Çubukçu tarafõndan yayõmlanan bir
genelgeyle Türkiye genelindeki bü-
tün okullar 30 Ekim’de tatil edildi.
Genelgede okullarõn tatil dönemin-
de dezenfekte edileceği belirtildi.
Sağlık personeli aşılanıyor
Refik Saydam Hõfzõssõhha Mer-
kezi Başkanõ Doç. Dr. Mustafa
Ertek de geçen hafta Ankara’ya ge-
len 500 bin doz domuz gribi aşõsõ-
nõn testlerinin bugün tamamlanaca-
ğõnõ, yarõn da aşõlarõn uygulamasõna
geçileceğini belirtti. İlk doz aşõlarõn
sağlõk personeline uygulanacağõnõ
belirten Ertek, aşõlarõn kalan bölü-
münün ise hacca gidecek kişilere ya-
põlacağõnõ ve halen Suudi Arabis-
tan’da bulunan Türk hacõlara gön-
derileceğini söyledi. Ertek, ikinci
parti aşõlarõn önce okullara mõ yok-
sa 6 ay - 9 yaş arasõ çocuklara mõ uy-
gulanacağõ konusunda Sağlõk Ba-
kanlõğõ Bilim Kurulu’nun henüz
karar vermediğini söyledi.
YÖK Başkanõ Prof. Dr. Yusuf Zi-
ya Özcan, Sağlõk Bakanlõğõ’na üni-
versitelerde bir şey olmasõ duru-
munda öğrencilerin aşõlanmasõna
ilişkin yazõ yazacaklarõnõ belirtti.
‘En büyük risk ücretler’
Sağlõk ve Sosyal Hizmet Emek-
çileri Sendikasõ (SES) Genel Başkanõ
Bedriye Yorgun ise domuz gribi
salgõnõnda en büyük riskin, yoksul-
luğa bağlõ beslenme ve sağlõk hiz-
metlerine erişimi engelleyen mua-
yene ücretleri olduğunu belirttti.
29 EKİM
TÖRENLERİ
2 KASIM’DA
Ankara genelindeki okulların bir
hafta boyunca kapalı kalacak olması
nedeniyle okullardaki 29 Ekim
Cumhuriyet Bayramı kutlamaları
da ertelendi. Ankara’daki okullar
Cumhuriyet Bayramı’nı eğitime ve-
rilen aranın sona ermesiyle birlikte 2
Kasım Pazartesi günü kutlayacak.
Anıtkabir’de gerçekleştirilecek töre-
ne dileyen okullar katılabilecek.
Son 5 gün içinde domuz gribi tanõsõ konan hasta sayõsõ 426, toplam vaka 1095
Salgın hızını arttırıyorİstanbul Haber Ser-
visi - Türkiye’de bir ki-
şinin yaşamõnõ yitirme-
sine neden olan domuz
gribi vaka sayõsõ, Sağlõk
Bakanlõğõ’nõn dünkü
verilerine göre 1095’e
çõktõ, 5 kişi de hastane-
lerde tedavi görüyor.
Böylece son 5 gün için-
de domuz gribi virüsü
belirlenen kişi sayõsõ
426 oldu. İstanbul’da
ise son 10 günde 88
domuz gribi vakasõ be-
lirlendi.
İstanbul İl Milli Eği-
tim Müdürlüğü yetkili-
leri, son olarak kentte
20 okulda 48 öğrencide
domuz gribi virüsüne
rastlanõlmasõ üzerine,
İstanbul Valisi Muam-
mer Güler’in teklifiy-
le 29 Ekim Cumhuriyet
Bayramõ’nõn ardõndan
dezenfekte çalõşmasõ
yapõlmak üzere 30
Ekim’de ilk ve orta de-
receli okullarõ tatil etti.
Domuz gribi önlemleri
kapsamõnda, 1992’si
resmi olmak üzere top-
lam 4 bin 794 okul ile
yaygõn eğitim verilen 2
bin 181 halk eğitim
merkezinde 4 gün de-
zenfekte çalõşmasõ ya-
põlacak.
İstanbul Pandemi
(salgõn) Bilimsel Ku-
rulu, Vali Güler’in baş-
kanlõğõnda “domuz gri-
bi” konusundaki mev-
cut durumu ve son ge-
lişmeleri değerlendir-
mek üzere toplandõ.
Yaklaşõk 2 saat süren
toplantõnõn ardõndan
açõklama yapan Güler,
son 10 gündür okullarõn
durumunu izlediklerini
belirterek “İstanbul’da
22 ayrı okulda 48 öğ-
rencide ve 40 erişkin-
de H1N1 virüsüne
rastlandı, toplam vaka
88” dedi. Tatil sõrasõn-
da okullarda genel te-
mizlik çalõşmalarõna de-
vam edileceğini vurgu-
layan Güler, “Ekipler
gönderilerek okullar
dezenfekte edilecek
anlamı çıkmasın.
Okullar kendi ekip-
manlarıyla bu temizlik
çalışmalarını sürdü-
recek” diye konuştu.
‘Yeni laboratuvar
kurulacak’
Tatilde hasta olan ço-
cuklarõn kesinlikle dõ-
şarõda olmamalarõ,
dershaneye gitmeme-
leri tavsiyesinde bulu-
nan Güler, okula gide-
meyen öğrencilere ge-
rekli izinlerin verilece-
ğini söyledi. Güler, şöy-
le devam etti: “Özel
hastanelerin yaptık-
ları tahliller geçerli
değildir. İstanbul’da-
ki yoğun bakım ya-
takları da yeterli. İlk
evrede Şişli Etfal, Ok-
meydanı ve Göztepe
Eğitim ve Araştırma
hastaneleri devrede.
İkinci aşamada 7 has-
tane, üçüncü evrede
ise 21 hastane devreye
girecek. Kasım ayında
Anadolu yakasında
yeni bir laboratuvar
daha kurulacak. ”
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
KERKÜK/ SÜLEYMANİYE - İnat
etmişti yağmur sanki, yağmayacağım
diye!.. Yağsaydı keşke... Yağsaydı da,
puslu bir havada pusuya yatmış bir
ölümün o acımasız ilk kıvılcımını
söndürebilseydi!..
21 yaşındaki bir genç kız, sonsuzluğun
son voltalarını atmıştı o sabah!..
Depoya inmiş, elindeki bidona gaz
doldurup avlunun tam ortasına gelmişti...
Soğuk havada kaskatı kesilen bedeninde
küçük buz tanelerine dönüşen ter
damlaları, canından kopup toprakta
yuvarlanmıştı!..
Şöyle bir baktı çevresine... Kurumuş bir
dala konmuş küçük garip serçeyi ve
küflenmiş bir ekmeğe dişlerini geçiren
köpek yavrusunu izledi bir süre...
Karıncalar ise terliğe gizlenmiş
ayakların dibinde, toprağın kara bağrında
sıcak mağaralar arıyorlardı... Onun
dışındaki her canlı yaşam peşindeydi o
an...
O ise, “Keşke ben de kaçacak yer
bulabilseydim“ diye mırıldandı!.. Ya
uğruna yıllarca beklenilen yârin sıcacık
kollarına ya da iki gönül bir olunca,
seyran olacak samanlığa!..
Oysa o, hiçbir yere gidemiyordu...
Çaresiz, bezgin ve kimsesizdi kaderinin
çevresine örülen mayın tarlasında!..
Emine...
Beyaz entarisinin üzerinde üzüm
deseni, gülkurusu eşarbında derin bir
hüzün taşıyan Emine... Kırmızı tokasının
ortasında bağrından vurulmuş bir kalp
resmi bulunan Emine!..
Rüzgâr söndürür müydü acaba
birazdan yakacağı ateşi?.. Ya da şu bir
türlü gelmeyen yağmur bir sürpriz yapar
mıydı meşaleye dönüşecek bedeninin
üzerine?..
Daha fazla düşünemedi... Gaz
bidonunu başının üzerine getirip
dökmeye başladı... Kapkara gözlerindeki
Halep sürmesi
gazyağıyla
buluştuğunda, petrolü
andıran simsiyah
damlalar süzüldü
çalılaşmış
kipriklerinden!..
Sırılsıklamdı artık...
Kenarda duran kibrit
kutusuna uzandı...
Kınalı parmaklarıyla bir çöpü aldı ve
yaşamının son ateşini yaktı baruta
bulanmış karton üstünden!..
Kibrit ateş aldı ya; bir meşale tutuştu
sanki karanlık bir girdapta!.. Ve o an,
çığlık denilen derin haykırış, bir
yanardağın patlayışı gibi acımtırak
şivanlara dönüştü!..
Ölümün karanlık tünelinde, törenin kör
fenerini yaktı ya bir defa!.. Yürümek
lazımdı artık kara toprağa!..
Bir narin beden, ateşten bir gül gibi,
yaşamın tutunabilinecek son dalında
sallandı ve sonra yangınlardan geçmiş
sedirler gibi kararmaya başladı... Kınalı
elleri kumpasa girmiş güvercinler gibi
havada çaresiz taklalar attı, örülmüş
saçlarından ateşler düştü yerlere...
Emine bir ateş topuydu artık taş zeminli
avluda!.. Çığlığı duyulduğunda, kimse
inanamadı onun ezik tenini ateşe
verdiğine... Sanki dediler; gökten bir
meteor düşmüştü de o garip eve!.. Ve
yanıyordu pervasızca!..
Canından alevlenen
ateş çevreyi ısıttığında ve
yürek yakan bir insan
kokusu Kerkük’ün
semalarına
yükseldiğinde...
Önce küçük köpek
yavrusu, sonra da
sararmış yapraklar içinde
yaşam arayan küçük
serçe kaçtı oradan... Karıncalar ise tıpkı
onun gibi kalakaldılar alev kapanının
altında çaresizce...
Gökgürültüsü en bariton sesiyle çınlat
sa da ortalığı, çakan şimşeklerin
ortasında cılız bir imdada dönüşse de
Emine’nin çığlığı; o gün mazlumlara
mezar arayan Kerkük’te, toprak hiç ama
hiç ıslanmadı!..
Emine’nin bağrındaki sevda ateşini
ölüm söndürdü!.. Ya bedenindeki
yangını?.. Yağmur yağmadı ya, o
sönmedi işte!..
Emine, 10 Şubat 2009 günü Irak’ın
Kerkük kentine bağlı Tuzhurmato
beldesinde bedenini ateşe vererek intihar
etmişti... Oysa bekleseydi ya birkaç gün...
Sevgililer gününe 4 gün kalmıştı ya!..
Beklemedi... Haklıydı çünkü!.. Ne
anlamı vardı 14 Şubat’ın, platonik
sevdalar çekenler için?..
Bir sevdiği olmasına karşın babası
tarafından görücü usulüyle evlendirilmek
istenen Kerküklü Emine H., yüzlerce
hemcinsi gibi töresel kültürü
aşamamıştı... Çaresiz kalınca da, kendini
yakmayı tercih etmişti!..
Tuzhurmato’nun Eskeri Mahallesi’nde
yaşanmıştı bu dram...
Siz siz olun; ola ki yolunuz Kerkük’e
düşerse, sakın ola gördüğünüz her ateşi
petrol kuyularından yükselen alevler
sanmayın!.. Muhtemeldir ki, töreden ve
erkek egemen şiddetten kaçan bir kadın
da yanıyordur oralarda!..
Ben; geçen hafta Süleymaniye’den
Erbil’e giderken, tam Kerkük’e
geldiğimde... Ve yanan petrol kuyularını
gördüğümde, Emine’nin alevler içinde
töreye karşı bir isyan bayrağına
dönüştürdüğü o tarifsiz ve mazlum
bedeni geldi gözlerimin önüne!..
Kuyulardan yayılan kesif koku
aracımızın içersine dolduğunda...
Burnumun direğini petrol yanıkları değil,
Emine’nin dramı sızlattı!..
İşte o yüzden yazdım!.. Bilin diye!..
Yağmur Bekleyen Kadınlar!.. Gazyağlı Ölümler!..
Oysa ne bedenler yanıyordu
Kuzey Irak’ta?.. 5 gün boyunca
dolaştığım Irak kentlerinden
manzaralar yansıtmıştık sizlere...
Bağdat’taki terör korkusuna
karşın Kuzey Irak’ın ne denli
sakin ve zenginleşme yolunda
olduğunu... 8 şeritli yolları, lüks
siteleri, 5 yıldızlı otel inşaatlarını
ve her sokakta adeta
görmemişliğin şatafatlı gösterisini
yapan binlerce son model cipi...
Oysa tüm o debdebenin
ardındaki acı dramı bir kez daha
görmem için Kuzey Irak’ta
faaliyet gösteren “Kürdistan İnsan
Hakları Bilgi Bankası” adlı
kuruluşun raporuna bakmam
yetti!.. Rapor, “denge azad” adlı
web sitesinde de yayımlanmıştı...
Kürt hükümetinden bağımsız
çalışan bu kuruluşun, Ocak-Eylül
2009 arasında bölgede yaşanan
insan hakları ihlalleriyle ilgili
hazırladığı raporda, kadına
yönelik şiddetle ilgili çok acı ve
çok çarpıcı şu bilgiler vardı:
“Şiddete karşı direniş
gösteremeyen 135 kadın
bedenini gazyağı dökerek yakmış,
47 kadın da silahla veya kendini
asarak intihar etmiştir. 9 aylık
süreç içerisinde 403 kadın aile içi
şiddet ve işkenceye maruz
kalmış, 50 kadın namus adı
altında yakınları tarafından
öldürülmüş, 303 kadın da ölümle
tehdit edilmiştir.”
Kuzey Irak’ta kadınların
durumu geçen yıl daha da
kötüymüş!..
Fedaral Kürt Bölgesi’nde 2008
yılında 117 kadın cinayete kurban
gitmiş. 303 kadın ise kendini
yakmış... Bölgedeki insan hakları
derneklerinin 2008 raporuna
göre, cinayete kurban giden 117
kadından 52’si Erbil’de, 43’ü
Süleymaniye’de ve 22’si ise
Dohuk’ta öldürülmüş. Erbil’de
129, Süleymaniye’de 118,
Duhok’ta ise 56 kadın kendini
yakarak yaşamına son vermiş!..
Kuzey Irak’ta yasal
yetersizliklerden cesaret alan
feodal kültür, devletleşme
çabaları sırasında topluma sosyal
bunalımlar da yaşatıyor. Politik ve
ekonomik gelişmeler bölgede
hızlı bir değişime yol açıyor. Bu
gelişim içinde kendilerine yer
bulmaya çalışan kadınlar ise
törenin kanlı şiddetiyle
karşılaşıyor...
Evet, sınırımızın yanı başında
bir devlet kuruluyor... Kadınların
katledilmesine göz yuman bir
devlet!..
obursali@cumhuriyet.com.tr
B A K A N L I K U Y A R D I
Sosyal yõkõm
tehlikesi var
İstanbul Haber Servisi - Dünyada ilk kez bu
yõl mart ayõnda ortaya çõkan domuz gribi
(A H1N1), ülkemizde ise 15 Mayõs’ta,
ABD’den gelen bir kişiden havaalanõnda
yurda girişi sõrasõnda termal kameralar ara-
cõlõğõ ile tespit edildi. Sağlõk Bakanlõğõ, do-
muz gribine karşõ koruma amaçlõ 3 farklõ
ilaç firmasõndan 43 milyon doz aşõ alõmõ
için anlaşmalarõnõ tamamladõ.
Çok sayõda ülkenin risk gruplarõ için ye-
tecek aşõ anlaşmalarõnõ yaptõğõ belirtildi.
Avrupa’da birçok ülke aşõlama çalõşmalarõ-
nõ kõsa sürede başlatõlacağõnõ ilan etti. Sağ-
lõk Bakanlõğõ pandemilerin (kõtalararasõ sal-
gõnlara yol açmasõ) insan kaybõnõn yanõ sõra
çok büyük sosyal ve ekonomik yõkõmlara
da neden olabileceğini, bu nedenle 2003’te
ortaya çõkan SARS hastalõğõnõn bir pande-
mi karakteri göstermediği halde olumsuz
sosyal ve ekonomik sonuçlara neden oldu-
ğunu anõmsatarak, 2005’te Pandemi Ulusal
Faaliyet Planõ hazõrladõğõnõ kaydetti.
P A N D E M İ K H 1 N 1
? Mart 2009’da Meksika’da ortaya çıktı.
? Hastalığa etken virüsün domuz gribi
virüsüne benzerliği ve virüsteki genetik de-
ğişimin domuzda meydana gelmesi nede-
niyle ‘domuz gribi’ denildi.
? Hastalık önce bölge ülkelerine, ardın-
dan da dünyaya yayıldı.
? 11 Haziran 2009’da Dünya Sağlık Ör-
gütü yeni H1N1 grip virüsüne bağlı pande-
minin başladığını ilan etti.
? Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) son
açıklamalarına göre, bugüne kadar 510
binden fazla domuz gribi vakası, 5 bin 952
de ölüm görüldü.
? WHO’ya laboratuvar teyitli vakalar
bildiriliyor. Salgın olan birçok ülkede bü-
tün hastalara laboratuvar teyidi yapılama-
dığından, vaka sayısının milyonlarla ifade
edilecek kadar fazla olduğu belirtiliyor.
Büyük temizlik başladı
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir
Topbaş, İETT otobüsleri, deniz otobüsü, tram-
vay, metro ve vapurların hepsini dezenfekte et-
tiklerini belirterek “Dezentefte çalışmalarında
ekipler yalnızca çamaşır suyu değil başka dezen-
fekten maddeler de kullanacaklar” dedi. Top-
baş, “aşı olacak mısınız” sorusuna “Gerekiyorsa
yaptıracağız tabii ki” yanıtını verdi. Ankara’da
EGO yetkilileri sayıları 2 bine yaklaşan otobü-
sün her gün bakımdan geçirildiği, iç ve dış te-
mizliğinin düzenli olarak yapıldığını ifade etti.
İzmir Büyükşehir Belediyesi de otobüsler, va-
purlar, metro araçları ve okullarda ilaçlama ça-
lışmaları gerçekleştiriyor. (Fotoğraflar: AA)
AĞRI’DA ÜÇ KİŞİ KARANTİNA ALTINA ALINDI
Yurt Haberleri Servisi - Ağrõ’da bi-
ri öğretmen 3 kişi yüksek ateş şikâye-
tiyle Ağrõ Devlet Hastanesi’ne başvur-
du. Yapõlan incelemeler sonrasõnda do-
muz gribi olabilecekleri şüphesiyle
hastalar gözetim altõna alõndõ.
Sakarya Valisi Hüseyin Atak da
geçtiğimiz günlerde Arifiye ilçesinde
yaşayan ve domuz gribi (H1N1) virü-
süne rastlanan 12 yaşõndaki bir çocu-
ğun tedavisinin sürdüğünü söyledi.
Atak, “Domuz gribi olan 1 hastamız
var, Kocaeli’nde tedavi altında. Ge-
rekli önlemler alındı, korkulacak bir
durum yok” dedi. Mardin’de 2 öğren-
cide domuz gribi virüsüne rastlanmasõ
üzerine okullarda hafta sonuna kadar eği-
tim ve öğretime ara verildi.