18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 27 EKİM 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Bu Belge Örtülemez!.. Haber gazetelerin manşetlerinde... Kopyası ne zaman bulunmuştu “İrtica ile Mücadele Eylem Planı”nın? Nisanda hazırlanmış, haziranda ortaya çıkmıştı. Peki, aslı altı ay neden saklandı? Birileri bir oyunu sahneye koyuyor... PKK’lilerin gelişiyle birlikte ortaya çıkan tepkiler, belgenin aslıyla bir başka yöne çekiliyor. Gündem yine değiştiriliyor! Senaryoyu yazan kim, oynayanlar kim? Tüm sorun burada... Olayın aydınlanması, olup bitenlerin su yüzüne çıkması gerekiyor. Ortada bir zamanlama söz konusu... Kürt açılımı, Ermenistan’la ilişkiler... Irak, Suriye, Pakistan ve İran’la başlayan süreç... Kürt Açılımı’na özellikle AKP’nin tabanı olduğu kentlerde yükselen tepkiler. Bu sırada, Genelkurmay Karargâhı’nda görevli bir subayın gönderdiği “ihbar mektubu”, zamanlamanın kanıtı olarak karşımızda duruyor. Haberi manşetlerine taşıyan tarikatçı, dinci ve AKP yandaşı medya, bir subayın gönderdiği mektupta, Albay Dursun Çiçek imzalı belgenin basına yansımasından sonra, Genelkurmay Karargâhı’ndaki bilgisayarların geriye gelmeyecek biçimde 35 kez silindiğini, tüm veri dosyalarının yakıldığını öne sürüyor. İhbar mektubunu okuduğumda, bu kişinin Genelkurmay Karargâhı’nda daha önce görev yapmış bir subay olduğunu anlıyorum. Bu belge ilk günden beri tartışılıyordu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, belgenin fotokopisi ortaya çıkınca, bir basın toplantısı düzenlemiş ve şöyle demişti: “Bu bir kâğıt parçası.” Belgenin aslı savcılıkta şimdi... Orgeneral Başbuğ, kurumsal sorumluluk kapsamında gerekeni yapacaktır ama bu olay bununla noktalanmaz. Önce belgeyi gönderen gerçekten subay mı? Belge karargâhta mı üretildi? Sorumlular kimler? Mektubu gönderenin subay olduğu yazılan haberde, Genelkurmay Karargâhı’nda cunta ekibinin yasadışı çalışmalarda bulunduğunu, kendisinin de onlarla birlikte hareket ettiğini anlatıyor. Bu çok önemlidir! Eğer Genelkurmay Karargâhı’nda böyle bir yapılanma varsa ve bu yapılanma bugüne değin ortaya çıkarılmadıysa demokrasimiz için endişe vericidir. Olayın geçiştirilemeyeceğini sanıyorum! Suçu işleyen kim olursa olsun, Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan’ın değindiği gibi suçlanacak yer Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesidir. Subay olduğu öne sürülen kişinin yazdığı mektuba baktığımda, olayın bir başka boyutunu gördüm: “Mektubu yazan kişi çok şey biliyor!” Albay Dursun Çiçek imzasını taşıyan “İrtica ile Eylem Planı”nın fotokopisi Ankara’da bir avukatın evinde bulunmuş, haziran ayında uzun süre gündemde kalmıştı. Bugün gelinen süreçte, belge sahte de olsa, doğru da olsa, hazırlayanlar ve sorumlular kimse, yargıya teslim edilmeleri gerekir. Türkiye bir demokratik hukuk devletidir... Orgeneral Başbuğ’un olayın üzerine gideceğini, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmak isteyenlerin sergiledikleri senaryoları, oyunun aktörlerini ortaya çıkaracağına inanıyorum. Çünkü kurumsal sorumluluk bunu gerektiriyor! Savcılıkta belgenin aslı olduğuna göre kamuoyunun bu konuda aydınlatılması da kaçınılmazdır. Olayın bir başka boyutu, demokrasiye ve hukuk devletine aykırı cunta çalışmalarından hesap sorulması gereğidir. Şimdi bir soru: “Belge altı ay neden gizlendi?” Aslı olan belgenin ortaya çıkarılmaması insanı düşündürüyor. Gerçekten neler oluyor Türkiye’de? PKK’lilerin dağdan inip, davul zurnayla bir karnaval havası içinde karşılanmalarının ardından başlayan yoğun tepki... Ermenistan’la ilişkiler... Azerbaycan’la bayrak krizi... İran, Suriye, Irak ve Pakistan’la başlayan yeni süreç... AKP içindeki kıpırdanma... AKP’nin oy yitirmesi... Hepsi iç içe! Bana gelince: Eğer haberler doğruysa Adli Tıp “Belge gerçek” diyor. Yaşamım boyunca darbeciliği değil, laik demokratik Cumhuriyeti, hukuk devletini, demokrasiyi ve özgürlükleri savundum. Darbecilik savunulmaz!.. Irkçılığa, gericiliğe, tarikatçı yapılanmaya ve faşizme karşı durdum. Hep öyle kalacağım!.. [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com DTP lideri Türk, Avrupa’dan gelecek PKK’li grubun gelişinin ertelenmesine tepki gösterdi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - DTP lideri Ahmet Türk, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn, Avrupa’dan gelecek PKK’li gru- bun, Türkiye’ye gelişinin erte- lendiği yönündeki açõklamasõ- na, “Sayın Başbakan partimi- zi gerilim kaynağı olarak gös- termeye çalışarak başlangıçtaki olumlu yaklaşımını terk etme eğilimine girmiştir. ‘Eğer böy- le giderlerse sil baştan yaparõz’ denilmesi, açılım sürecinde ka- rarlı olunmadığını gösterir” sözleriyle tepki gösterdi. Avrupa’dan gelmesi planla- nan 14 kişilik PKK’li grubun Türkiye’ye gelişinin Erdoğan’õn açõklamasõ üzerine “durdurul- ması” nedeniyle iç değerlendir- me yapan DTP, dün Genel Baş- kan Ahmet Türk aracõlõğõyla tep- kisini dile getirdi. Türk, parti genel merkezinde yaptõğõ açõk- lamada, Öcalan’õn çağrõsõ üzeri- ne PKK’nin “barış grubu” gön- dermesinin Kürt sorununun de- mokratik ve barõşçõl çözümü açõ- sõndan yeni bir dönemi ifade et- tiğini belirterek bunun “yüz bin- lerce insanın barış ve özgürlük için ortaya koyduğu coşku ve sevgi selinden açıkça anlaşıl- dığını” ileri sürdü. Bu tabloyu özünden saptõrmaya çalõşan ve “şov” olarak gören yaklaşõmla- rõ “talihsizlik” olarak nitelen- dirdiklerini kaydeden Türk, “Si- yasi parti liderlerinin kullan- dığı dil, barış grubunun gelişi- ni bir gerilim kaynağı olarak göstermek isteyen, ortamı kış- kırtıp süreci provoke etmeye çalışan birtakım odakları bes- lemektedir” dedi. CHP lideri Deniz Baykal’õn gelişlerin ertelenmesi ile ilgili açõklamalarõna da tepki gösteren Türk, Baykal’õn bu çõkõşõyla “ba- rıştan değil, savaştan yana ol- duğunu, ölüm ve gözyaşından beslendiğini” ortaya koyduğunu ileri sürdü. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin de “ırkçı söylem- lerle Türkiye’yi tehlikeli bir noktaya sürüklediğini” öne sü- ren Türk, “Bahçeli, ‘İstanbul, Si- lopi değildir’ diyerek kime, hangi mesajı göndermektedir. Kürtleri linç mi ettirmek isti- yorsunuz, Kürtleri kıyımdan mı geçireceksiniz” diye konuş- tu. Olumsuz gelişmelerin bir ta- rafõnda da AKP’nin yer aldõğõnõ vurgulayan Türk, “Barış Gru- bu’nun gelişini açılım sürecine destek olarak görmesi gere- ken iktidarın işi en baştan şov olarak nitelendirmesi, hazin bir tabloyu yansıtıyor” dedi. Türk, DTP olmasaydõ da hal- kõn, gelen PKK’lileri “yüz bin- ler” olarak karşõlayacağõnõ söy- ledi. Türk, bundan sonra gelecek gruplarõn karşõlanmasõnda yaşa- nacak benzer görüntülerin en- gellenmesi için ne yapacaklarõnõn sorulmasõ üzerine bu görüntüle- ri “barışa olan arzu isteminin ifadesi” olarak değerlendirdik- lerini belirtti. Türk, teslim olan PKK’lilerin TBMM’ye geleceği yönündeki haberleri anõmsatma- sõ üzerine, “Bu insanlar barış için geldiklerini siyasi partile- re anlatmak için çaba göstere- cekler. Elbette partimize de geleceklerdir. Niyetlerini, niçin geldiklerini, mesajlarını vere- ceklerdir” karşõlõğõnõ verdi. GELİŞLER DEVAM EDECEK Mİ? Mola sonrasına formül aranıyor Suça karõşmõş PKK’lilerin silah bõrakarak Irak’ta kalmasõ ve Irak vatandaşlõğõ almasõ söz konusu olacak. BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Hükü- met, PKK’lilerin geri dö- nüşleri sõrasõnda oluşan rahatsõzlõk nedeniyle ve- rilen mola sonrasõna for- mül aramaya başladõ. Başbakan Tayyip Er- doğan’õn Avrupa’daki PKK’lilerin gelişinin as- kõya alõndõğõ yönündeki açõklamasõna karşõn, sü- recin işlemekte olduğu öğrenildi. Bu çerçeve- de, Türkiye’ye dönüş- lerde sorun yaşanmama- sõ için suça karõşmõş PKK’lilerin silah bõra- karak Irak’ta kalmasõ ve Irak vatandaşlõğõ almasõ söz konusu olacak. PKK’lilerin karşõlan- masõ sõrasõnda ortaya çõ- kan görüntülerin yarat- tõğõ rahatsõzlõğõn Avru- pa’dan gelişleri ertelet- mesiyle, açõlõm sürecinin bundan sonraki adõmla- rõ tartõşma konusu oldu. Başbakan Erdoğan’õn, “Sınırda yaşananlar ciddi rahatsızlık ya- rattı. Bu konu üzerin- de çalışacağız. Süreç devam ediyor” açõkla- masõndan sonra, süre- cin bundan sonra nasõl devam edeceği üzerine formül arayõşlarõ başla- dõ. Edinilen bilgilere gö- re, açõlõm sürecinde bir daha sõkõntõ yaşanma- masõ için şu başlõklar üzerinde değerlendir- meler yapõlõyor: ? Toplumdaki tepki- nin giderilmesi için, si- lah bõrakma ve eve dö- nüş süreci PKK’nin pro- paganda zemini duru- muna getirilmeyecek. Bu konuda DTP’nin ik- na edilmesi gerekiyor. ? PKK’lilerden Tür- kiye’ye dönüş yapacak olanlarõn hiçbirinin suça karõşmõş olmamasõ ge- rekiyor. Böylece, Kürt açõlõmõ kapsamõnda eve dönen PKK’lilerin, TCK’nin etkin pişman- lõğõ da düzenleyen 221. maddesi kapsamõnda bi- le yer almamasõ öngö- rülüyor. Bunun, terör ör- gütü militanlarõnõn silah bõrakmasõnõ kolaylaştõ- racağõ düşünülüyor. ? Terör örgütü içinde suça karõşmõş olanlar ve Türkiye’de haklarõnda soruşturma ya da ko- vuşturma yapõlmakta olan PKK militanlarõ- nõn Irak’ta, Irak vatan- daşlõğõ alarak kalmalarõ sağlanacak. Bu konuda gerek Irak hükümeti ge- rekse kuzeydeki bölgesel Kürt yönetimi ile Türki- ye arasõnda bir ön mu- tabakat bulunuyor. ? Eve dönüş kapsa- mõnda Türkiye’ye gelen PKK’lilerin ve aileleri- nin yaşam koşularõnõn takip altõnda tutulmasõ, yakõn çevrelerine iş ola- naklarõnõn sağlanmasõ öngörülüyor. ? Örgütün lider kad- rosuna ilişkin net bir yaklaşõmõn belirlenmesi, üçüncü ülkeye gönde- rilmeleri formülünün uy- gulanmasõna kesin karar verilmesi durumunda, söz konusu ülkeler ile te- maslarõn başlatõlmasõ he- defleniyor. Ancak örgü- tün lider kadrosu ara- sõnda Türkiye’de veya Irak’ta “Kürt politika- sı” çerçevesinde siyasal partilerde görev almak isteyen isimler de bulu- nuyor. MİYASE İLKNUR 2007 genel seçimlerinde milletve- killiğine aday olmayan eski Devlet Ba- kanõ Abdüllatif Şener’in AKP’nin yönetiminden de istifa etmesi, yeni bir parti kuruluşunu haber veriyordu. An- cak Şener’in partisinin kuruluş süreci beklenenden uzun sürüp eski partisin- den de beklenen kopmalar gerçekleş- meyince, Türkiye Partisi’nin kuruluşu sessiz sedasõz olmuştu. Parti kurucularõ arasõnda da Genel Başkan Abdüllatif Şener dõşõnda ka- muoyunda tanõnan tek isim eski Van ve Antakya Valisi Abdülkadir Sarı’ydõ. Partinin kuruluşunda zamanlamayõ yanlõş bulanlar, kurucularõn bilinmeyen isimlerden oluşmasõnõ da Şener ve partisi için dezavantaj olarak görü- yordu. Bu kanõyõ yõkmak bir yana adeta daha da pekiştirmek istercesine, Şener’de büyük bir sessizlik hâkimdi. Ancak ekim ayõ başõnda bu sesizlik bo- zuldu ve Şener, meydanlara çõktõ. İlk mitinglerini Samsun’da yapan Türkiye Partisi, ikinci mitinglerini Ab- düllatif Şener’in memleketi Sõvas’ta gerçekleştirdi. Her ikisinde de bekle- nenin üzerinde ilgi gören Şener, Doğu ve Güneydoğu gezisi öncesinde moral buldu. Şener, karayolu ile geldiği Sõvas gi- rişinde 3 bin araçlõk bir konvoyla kar- şõlandõ. Mitingi izleyen vatandaş pro- fili karõşõktõ. Ama eski partileri RP ve AKP’den çok daha önce merkez par- tilerde görev yapmõş ya da oy vermiş bir kitleye seslendi. ‘Post çürümüştü’ Otobüsün üstüne çõktõğõnda hemşe- rilerinin yoğun tezahüratõyla konuş- masõna başlayan Şener, önce bakanlõk döneminde Sõvas için yaptõğõ hizmet- lerin bir listesini sõraladõ. Ardõndan da post olarak nitelediği bakanlõk koltu- ğunu neden bõraktõğõnõ, “Postumu terk ettim çünkü o post çürümüştü” diye açõkladõ. Konuştuğu otobüsün önünde durdu- ğu Madõmak Oteli’nde 1993’te ger- çekleşen katliamõ, isim vermeden an- makla yetindi. . Stratejik kurumlarõn ya- bancõlara satõlmasõnõ ağõr bir dile eleş- tiren ve “Dünyada büyük bir sermaye birikimi var, eğer sahip çıkmazsanız fanilanızı bile alırlar” diyen Şener, ba- kanlõğõ döneminde hükümetin aldõğõ özelleştirme kararlarõnõn bir tekinin bi- le altõnda imzasõ olmadõğõyla övündü. Şener, bu ülkenin tek bir çakõl ta- şõndan da tek bir Kürt’ünden de vaz- geçilemeyeceğini vurgulayarak şunlarõ söyledi: “Sayın Başbakan diyor ki, ‘demokratik açõlõm’. Sayın Başbakan, sen demokrasinin ne olduğunu bilir misin? Sen kim, demokratik açılım kim? Senin için demokrasi ya bir tren vagonu ya da bir istasyondan ibarettir. Demokrasiyi içselleştir- memiş biri, nasıl demokratik açılım yapacak? Başbakan kulağını dışa- rıya vermekten vazgeçip içeriye vermeli. Obama çağırıyor diye bir ayda iki kez ABD’ye koşarak giden başbakan bir ayda Sıvas’a iki kez ge- lir mi?” Türkiye Partisi Genel Başkanı Şener Sıvas’ta kalabalık bir topluluğa hitap etti. Şener, konuşmalarõnda iktida- rõ sert bir dille eleştirirken ba- kanlõk yaptõğõ dönemdeki yanlõş politikalardan kendisini “İçime sindiremediğim kararlara imza atmadõm” diyerek soyutluyor. KILIÇDAROĞLU ‘AKP taşeron’ MEHMET CELEN ÇANAKKALE - CHP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçda- roğlu, AKP hükümetinin “ta- şeron” olduğunu vurgulaya- rak “Demokratik açılım yü- reğimizi burktu” dedi. CHP Çanakkale İl Başkan- lõğõ’nõn düzenlediği panelde konuşan Kõlõçdaroğlu şunlarõ söyledi: “Demokratik açı- lım yüreğimizi burktu. PKK’ler silahlarla birlikte gelecek diyorlar. Ortada si- lah yok, tam tersine valisin- den belediye başkanına, hâ- kimine savcısına tam kadro adamları karşılamaya gidi- yoruz. Demek ki bir eksiği- miz var. O da Başbakan’ın teslim olanları Ankara’da kabul etmesidir. Açılımı hazmettire hazmettire kabul ettireceğiz dedi. Birinci lok- ma daha ağzımızda henüz hazmedemedik. AKP hü- kümeti ülkenin ulusal çı- karlarını savunan bir hü- kümet değil, birilerinin ta- şeron hükümetidir.” DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk, “Başbakan partimizi gerilim kaynağõ göstererek olumlu yaklaşõmõnõ terk etme eğilimine girdi” dedi. Türk, DTP olmasaydõ da halkõn, gelen PKK’lileri yine “yüz binler” olarak karşõlayacağõnõ söyledi. Ahmet Türk. Türkiye Partisi Genel Başkanõ Abdüllatif Şener Sõvas’ta coşkuyla karşõlandõ ‘Başbakan demokrasiyi bilir mi?’ ‘Açõlõmda kararlõ değiller’ TEPKİLER ERTELETTİ Erdoğan 7 Aralık’ta ABD’de ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Tayyip Er- doğan’õn ABD ziyareti için 7 Aralõk tarihinin belirlendiği öğ- renildi. Erdoğan’õn, ABD Baş- kanõ Barack Obama tarafõndan 29 Ekim’de davet edilmesi mi- ni bir krize yol açmõştõ. Ankara, ziyaretin Cumhuriyet Bayra- mõ’na rast gelmesi nedeniyle ABD’den başka bir randevu ta- rihi belirlenmesini istemişti. Bunun üzerine Obama ile Er- doğan’õn görüşme tarihi 7 Ara- lõk olarak belirlendi. Erdo- ğan’õn Washington ziyaretinde ilişkilerin yanõ sõra, Irak ve Or- tadoğu’daki gelişmeler, İsrail ile yaşanan kriz, Karabağ soru- nu ve Kõbrõs var. Erdoğan’õn, “Alternatif tarih gelmezse 29 Ekim’de giderim” açõklamasõ muhalefetin tepkisine yol aç- mõştõ. CHP’li Ali İhsan Kök- türk, verdiği önergede, Erdo- ğan’õn 29 Ekim’de davet edil- mesini “anlamlı” bulduğunu kaydederek, Başbakan’a “Ve- rilmek istenen mesaj nedir? Gizli gündem mi söz konusu” sorularõnõ yöneltmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle