Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
soru işaretleriyle başlar. Yine öyle oldu. Ancak bu
yıl daha ciddi bir tablo ile karşı karşıyayız...
Açılım konularının içine işsizlikten Aleviliğe her
konu katılınca Meclis’in açılışı da doğal olarak bu
zeminde gerçekleşti. Açılımın güncel ayrıntıları ayrı
tartışma konusu; genel olarak bakınca ilk dikkati
çeken şu:
Meclis’in içinde ortak paydalar azalıyor. Partiler
birbirlerine karşı giderek kapanıyor!
TBMM’nin önceki dönemlerinde de partiler
arasında ciddi kavgalar, çekişmeler olurdu. Bunu
da doğal karşılamak gerekir. Farklılıklar siyasetin
doğası... Ancak başta Kıbrıs olmak üzere özellikle
ulusal çıkarlara ilişkin temel sorunlara bakış “ortak”
olurdu. Gelinen noktada Kıbrıs’la ilgili örneğin
ortak bir bildiri çıkarmak olanaksız görünüyor.
Hatta terörle mücadelede bile tüm partilerin altına
imza atacağı ortak bakış üretmek bugünkü
tabloda neredeyse olanaksız.
Bu köşede yeri geldikçe paylaştığımız bir
değerlendirmeyi yeniden aktaralım:
En kötü Meclis bile kapalı bir Meclis’ten iyidir.
O Meclis ki; Kurtuluş Savaşı’nda bile ülkenin
kaderinin başlıca hâkimiydi. Mustafa Kemal,
Meclis’ten aldığı yetkiyle Kurtuluş Savaşı’nın
başkomutanlığını yürüttü. Bunu yaparken “kaldır
parmak, indir parmak, maksat Meclis’ten yasa
çıkarmak” gözüyle bakmadı. Düşüncelerine
katılmayanları da dinledi... Sözcüğün tam
anlamıyla, Meclis’e hesap verdi.
Bugünkü tablo nasıl?
Meclis çalışmaları nasıl yürütülüyor?
Bu da soru mu canım; iktidar gücüne sahip
olan, Meclis’e de hâkim olur...
Bu anlayış tümüyle yerleştiği için artık
yadırganmıyor da... Hatta bu gücü kullanma
anlayışı “karizma” bile sayılıyor.
Türkiye parlamenter sistemle yürütüldüğü için
Meclis ayrıca önemli. Bir “bütün” olarak, “toplam
güç” olarak önemli. Toplam güç de sadece iktidarı
içermez, muhalefet partilerini de içerir. Hatta
parlamento dışı partileri bile kapsaması gerekir.
Oysa iktidar yerine göre “halk, gücü, iradeyi
bana verdi, kimseyle paylaşmam” diyor; yerine
göre, tek başına sorumluluk almak istemeyince
parlamento dışı partileri baştacı ediyor.
Parlamenter sistemin iki önemli unsuru var:
Kuvvetler ayrılığı ve denetim mekanizmaları...
Kuvvetler ayrılığı üç önemli ayak üzerinde
oturuyor; yasama, yargı, yürütme... Bu üç
kuvvetin, biri ötekinden önemli. Hiçbirinin ötekinin
sahasına girmemesi, sınırını aşmaması gerekiyor.
Kuvvetler ayrılığı sözünün anlamı da bu. Ancak
yasama gücünü elinde bulunduran iktidarların
öteki güçleri etkisi altına alma hırsı süregelen bir
hastalık.
Denetim mekanizmasının kalbi TBMM. Tıpkı
kuvvetler ayrılığındaki erozyon gibi denetimde de
işlevsizlik dikkati çekiyor.
Önceki Meclis açılışlarına ilişkin yazılarımızda
genellikle “beklentileri” öne çıkarıyorduk. Ortak
paydaların giderek azalması doğal olarak ortak
beklentileri de azaltıyor. Böylesi sorunları çözmek,
eksiklikleri gidermek öncelikli olarak iktidarlara
düşer.
Son olarak yaman bir çelişkinin altını çizelim...
Yeni yasama yılı, DTP’li milletvekillerinin
mahkemeye gidip ifade verip vermeme
çekişmeleri arasında başladı. Dokunulmazlık
tartışmasının ayrıntılarına girmek istemiyoruz. Bu
ayrı bir yazı konusu.
DTP’lilerin mahkemeye gitmeme, ifade
vermeme tutumunu izledikçe Silivri’deki durumu
düşünüyorum...
Biz de bir an önce ifade verebilsek diye
düşünüyoruz da!..
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
bir görüşme.
AKP lideri görüşmeye temel olacak konulardan
söz etmiyor.
CHP lideri Baykal, RTE’nin tersine
mektubunda açılımla ilgili görüşlerini açık
biçimde yazıyor. Başbakan’a, görüşmeden önce
üzerinde duracağı konuları sıralarken:
“… Milli kimliğimizi, ulusal bütünlüğümüzü
tartışmaya açan, anayasanın ilk üç maddesinin
değiştirilmesini talep etmeyi makul karşılayan bir
siyaset zemini oluşturulduğunu…
…. İmralı’dan gelecek yol haritasının
gizlenemeyen ilgi ile beklenildiğini…
… Anayasal değişikliği kapısının uzun dönemde
açık olduğunun ısrarla söylendiğini…” altını
çizerek önemle ve özenle vurguluyor.
Oysa görüşme gerçekten tarihsel diye
nitelenecek bir görüşme.
Muhalefet açılımın önce ayrışmayı başlattığına,
daha sonraki süreçte bölünmeye kapıyı
aralayacağına inanıyor.
Aksini öne süren, inandırıcılıktan uzak
söylemlere tanık olundu ama; RTE ve hükümeti
muhalefetin görüşünü yalanlayan, kamuoyunu
tatmin edecek, rahatlatacak içerikte bir açıklama
yapmadı.
Başbakan istediği kadar görüşmeyi iki parti
arasında klasik bir buluşma diye büyütmemeye
çalışsın.
Görüşme; devletin bekâsıyla ilgili!
RTE ya Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini
dinamitleyecek, ayrışmayı körükleyecek,
bölünme olasılığını daha da güçlendirecek
girişimlerde bulunmayacağına Deniz Baykal’ı
ikna edecek ya da:
CHP lideri, bilinen görüşlerinin dışına çıkmayan
RTE’nin açılım adı altında başka ufuklara yelken
açmaya heveslendiğini saptayacak!
RTE, son grup toplantısındaki konuşmasında
“açılımı gizli bir süreç olarak işletmediğini, Baykal
ile buluşmasının Dolmabahçe’de Genelkurmay
Başkanı Büyükanıt ile yaptığı görüşmeden farklı
olduğunu” söyledi.
Zamanın Genelkurmay Başkanı ile devlet
sorunları üzerinde konuştuk, diyor. Baykal ile
görüşmenin “temel hassasiyetleri, bakış açılarını
ortaya koyacağında direniyor ve bu nedenle
görüşmeye olağanlıktan öteye bir anlam
verilmemesini” istiyor.
Devletin geleceğini ilgilendiren konuların
tartışılması beklenirken görüşmeyi hafife almak…
açılım sürecinin olağan bir aşamasıymış gibi
göstermek… iki aydır gündemden düşmeyen
kaygıları, kuşkuları gözden uzak tutmaya
çalışmak... iktidar politikasının temeli!
Başbakan, kısa ve orta vadede
yapacaklarından hangilerine ana muhalefetin
destek vereceğini saptamak için Baykal’la
görüşmek istiyorsa, ne zahmet?
Bugüne kadar gizlediği açılım önlemlerini
açıklayıverir; ana muhalefet hangilerini
destekleyeceğini ya da desteklemeyeceğini aynı
gün açıklayarak RTE’yi rahatlatır!
Medyamız ise görüşmenin rejimsel
sakıncalarını tartışmıyor.
Varsa yoksa Baykal’ın görüşmenin TV
kameralarıyla kayda geçirilmesine RTE’nin
vereceği yanıt!
CHP lideri, son grup toplantısındaki
konuşmasında da kamera isteminde direndiğini
gösterdi.
Oysa RTE; “görüşmeden sonra o da açıklama
yapar ben de” anlamına gelen bir iki cümle ile
Baykal’ın kameralı görüşme istemine taraftar
görünmediğini duyumsattı.
RTE’den ret yanıtı alırsa Baykal ne yapacak?
Soru bu. Ülkenin geleceğiyle ilgili görüşmede
neler konuşulduğunu ulustan gizlemeye hakkın
yok diyerek; görüşmeden acaba vazgeçecek mi?
Bekleyip göreceğiz. Halep orada ise arşın
burada!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
İstanbul B 20
Edirne B 18
Kocaeli B 23
Çanakkale B 20
İzmir B 23
Manisa B 25
Aydın B 26
Denizli B 26
Zonguldak B 20
Sinop Y 20
Samsun Y 21
Trabzon Y 20
Giresun Y 23
Ankara PB 23
Eskişehir PB 23
Konya PB 22
Sıvas B 24
Antalya Y 26
Adana PB 32
Mersin PB 30
Diyarbakır B 29
Şanlıurfa B 30
Mardin B 26
Siirt B 29
Hakkâri PB 21
Van PB 19
Kars PB 21
Oslo B 8
Helsinki B 7
Stockholm B 9
Londra B 14
Amsterdam B 13
Brüksel B 9
Paris PB 9
Bonn B 9
Münih Y 4
Berlin B 8
Budapeşte Y 7
Madrid PB 26
Viyana Y 6
Belgrad Y 10
Sofya B 13
Roma B 18
Atina B 20
Zürih Y 7
Moskova Y 10
Aşkabat PB 27
Astana PB 19
Taşkent PB 30
Bakû PB 22
Bişkek PB 22
Tiflis PB 24
Kahire B 30
Şam B 31
Yurdun kuzey iç ve ba-
tı kesimleri parçalı çok
bulutlu, Batı Akdeniz,
Orta Karadeniz, Sinop
ve Muğla çevreleri gece
saatlerinde Marmara’nın
batısı ile Kıyı Ege sağa-
nak ve gökgürültülü sa-
ğanak diğer yerler az
bulutlu geçecek. Hava
sıcaklığı güney ve batı
bölgelerde 4 ile 6 dere-
ce artacak.
SAYFA CUMHURİYET 15 EKİM 2009 PERŞEMBE
8 HABERLERİN DEVAMI
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Sağlõk
Emekçileri Sendikasõ (SES) İzmir Şubesi, Sağlõk
Bakanlõğõ’nõn, 18-35 yaş arasõ kadõnlara yönelik
uyguladõğõ “kızamıkçık” aşõlamasõ kampanyasõn-
da ciddi hatalar oluştuğu ve bu nedenle kürtaj yap-
tõrmak zorunda kalan kadõnlar belirlendiği yönün-
de yaptõklarõ açõklamaya “iddia” yanõtõnõ veren
bakanlõk yetkililerini istifaya çağõrdõ. SES İzmir
Şube Başkanõ Ergun Demir, gündeme getirdikleri
kürtaj örneklerinin resmi veriler olduğunu belirte-
rek, “Sağlık Bakanlığı’nın, uygulanan kampan-
yada hatalar olduğunu bildiren, belgesini esas
alarak yaptığımız açıklamalara iddia denilme-
si, kabul edilemez” dedi. SES geçen hafta yaptõğõ
açõklamada, İzmir’de yanlõş aşõlamalar nedeniyle
100’e yakõn kadõnõn olumsuz etkilendiğini, 60
kürtaj vakasõyla karşõlaşõldõğõnõ bildirmişti.
Akdağ’a istifa çağrısı
KIZAMIKÇIK AŞILAMASI
BAYBURT (A.A) - “Kara basma iz olur” tür-
küsüyle tanõnan besteci ve söz yazarõ Mustafa
Ahıskalıoğlu (69) Bayburt’ta yaşamõnõ yitirdi.
Ahõskaloğlu Bayburt Valisi, Belediye Başkanõ ve
yurttaşlarõn katõldõğõ törenle toprağa verildi. Ahõs-
kalõoğlu’nun Kuşburnu Derde Derman, Koçlarõ
Vurdum Dereye, Küp Dibinde Pastõrma (Mavi-
lim), Güzel Al Giyinmiş, Tilliko, Al Yeşil Giyin-
miş Sunalar, Attõm Sandalyeyi Otur Sevdalõm
Otur, Kuşburnunun Kurusu, Bir Serçe Vurdum,
Bir Taş Attõm Çeğile gibi eserleri bulunuyor.
Ahıskalıoğlu öldü
BESTECİ, SÖZ YAZARI
CUDİ VE GABAR DAĞLARI
Haber Merkezi - Cezaevinde
yakalandõğõ kanser hastalõğõ te-
davisi gören tutuklu Güler Ze-
re’nin, üçüncü kez ameliyat ol-
duğu ancak yoğun bakõm ünite-
sinde ayaklarõndan yatağõna ke-
lepçelendiği bildirildi. Kelep-
çe, ancak avukatõn uyarõsõyla
çõkartõlabildi.
Yasadõşõ örgüt üyesi olduğu
gerekçesiyle 34 yõl hapis cezasõ-
na çarptõrõlan ve 14 yõldõr ceza-
evinde bulunan Zere’yi ameliyat
olduğu Balcalõ Devlet Hastane-
si’nde ziyaret eden avukatõ Oya
Aslan 2 Ekim’de yapõlan kont-
rolünün ardõndan kanserin boynun
sağ bölgesine yayõlmasõ üzerine
ameliyat kararõ alõndõğõ müvek-
kilinin önceki gün Balcalõ Devlet
Hastanesi’nde ameliyat edildiği-
ni söyledi. Müvekkilini dün has-
tanede ziyaret ettiğini anlatan
Aslan, Zere’nin yoğun bakõm üni-
tesinde ayağõndan kelepçelenmiş
halde yattõğõnõ gördüğünü söyle-
di. Yürürlükte olmayan bir kanuna
dayanarak kelepçelerin takõldõ-
ğõnõ belirten Aslan’õn uyarõsõ üze-
rine “kaçma ihtimaline karşı”
Zere’nin ayağõndaki kelepçelerin
çõkarõldõğõ bildirildi. Avukat As-
lan, “Hakkı olan özgürlüğünün
gasp edilmesi yetmezmiş gibi
morale en çok destek duyduğu
günlerde kelepçe uygulamasıy-
la moralini bozmak için elle-
rinden geleni yaptıklarını söy-
lersek kimseye haksızlık etmiş
olmuyoruz. Prosedür nedeniy-
le ağır işleyen işler, ‘doğru’ ka-
rar verilsin diye beklenen ra-
porlar nedeniyle Güler’in öl-
mesi mi bekleniyor?” dedi. Ad-
li Tõp Kurulu, tahliyesi istenen Ze-
re’yle ilgili son raporu, tedavi so-
nucu beklendiği için henüz ta-
mamlamadõ.
Yoğunbakõmdakelepçe
PKKsorumlusuyakalandõ
SEYFETTİN METE
ÇORUM - Mardin’in Bilge
köyünde 7’si çocuk 44 kişinin öl-
dürüldüğü katliamõn 2. duruşma-
sõnda katliamõ azmettirmekle yar-
gõlanan Mehmet Çelebi, “Ben yi-
ne bir tek imama üzülüyorum.
Günahlarımı affettirmek için
her gün namaz kılıp dua edi-
yorum. Öldürdüklerimin ka-
fasını kesmeliydim” dedi. Çele-
bi’nin eşi F.Ç., Fesih Çelebi ile
ilişkisi olduğu iddialarõnõ redde-
derken F.Ç’nin geçen aylarda
dünyaya getirdiği bebeğe DNA
testi yapõlmasõndan vazgeçildi.
Mahkeme heyeti, köyde keşif ya-
põlmasõna karar verdi.
Çorum Ağõr Ceza Mahkeme-
si’ndeki duruşmada 9 tutuklu sa-
nõk ile bazõ müştekiler ve avu-
katlarõ hazõr bulundu. Geniş gü-
venlik önlemlerinin alõndõğõ du-
ruşma, sanõklardan birinin 18 ya-
şõndan küçük olmasõ nedeniyle ba-
sõna kapalõ olarak yapõldõ.
‘Kafalarını kesmeliydim’
Davanõn ilk duruşmasõna “Ben
43 kişiye değil bir tek imama
üzüldüm. Öldürdüklerimin ci-
ğerini söküp yiyemedim” söz-
leriyle damgasõnõ vuran ve kat-
liamõn azmettiricisi olarak yargõ-
lanan Mehmet Çelebi, bu duruş-
mada da söz alarak “Ben yine bir
tek imam için üzülüyorum. Öl-
dürdüklerimin kafasını kes-
meliydim” diye konuştu. Bunun
üzerine Mahkeme Başkanõ Hâkim
Hüseyin Turgut Bayraktar,
“Burada şov yapmayın” diyerek
Çelebi’nin daha fazla konuşma-
sõna izin vermedi. Katliamda ölen
köy imamõ Hacı Kazım Ozan’õn
babasõ İzzet Ozan’õn da katõldõ-
ğõ duruşmada bazõ sanõklarõn avu-
katlõğõnõ yapan Eşref Kaya, ba-
zõ tanõk ifadelerinde çelişkiler ol-
duğunu iddia etti.
‘Eşim namus için yaptı’
Bazõ maktul ve müşteki ya-
kõnlarõnõn Mardin’de talimatla
alõnan ifadeleri, Çorum Ağõr Ce-
za Mahkemesi’ne ulaştõ. Bazõ
ifadelerin gönderilmesinin ise ha-
len beklendiği belirtildi. Mazõda-
ğõ Asliye Ceza Mahkemesi’nde
talimatla ifadesi alõnan Mehmet
Çelebi’nin eşi F.Ç’nin, Fesih Çe-
lebi’nin kendisini rahatsõz ettiği-
ni, ancak ilişkileri olmadõğõnõ be-
lirtti. F.Ç, “Kocam bana ara-
mızda bir şey olup olmadığını
sordu. Ben de ‘yok’ dedim.
Ama inanmadı ve bu işi namus
için yaptı. Oğlum, M.Ş.Ç’nin bu
işte suçu yok” diye ifade verdi.
Mahkeme, saldõrõ tarihindeki
hava şartlarõna benzer bir günde
Bilge köyünde keşif yapõlarak
ifadelerin doğruluğunun araştõ-
rõlmasõnõ istedi. Keşfin Mazõdağõ
Asliye Ceza Mahkemesi’nce ya-
põlacağõ, hangi tarihlerin uygun
olacağõ konusunun Kandilli Ra-
sathanesi’ne sorulacağõ bildirildi.
Duruşma, 20 Kasõm’a ertelendi.
Saldõrõ tarihindeki hava şartlarõna uygun bir günde ifadelerin doğruluğu araştõrõlacak
Köyde keşif yapılacak
Operasyonlar sürüyor
Kanser hastasõ olmasõna karşõn serbest bõrakõlmayan Zere, üçüncü kez ameliyat olduktan
sonra kelepçeyle yatağa bağlandõ. Avukatõnõn uyarõlarõ üzerine kelepçeler çõkarõldõ
İstanbul Üniversitesi (İÜ) öğrencileri, afiş asmanın da
aralarında bulunduğu çeşitli faaliyetler gerekçe gösterile-
rek 54 öğrenciye ceza verilmesini protesto etti. İstanbul Üni-
versitesi önünde toplanan yaklaşık 200 öğrenci “Arkadaşıma dokunma”, “Bilim içeri YÖK dışarı”
yazılı pankart ve dövizler açarak, slogan attı. Yapılan açıklamada, 54 öğrencinin iki hafta ile dört
dönem arasında değişen; okuldan uzaklaştırma cezası aldığı belirtilerek, “Sudan sebeplerle bize
ceza vermeye devam ediyorlar. Afiş astığımız, saldırıya uğradığımız için ceza alıyoruz” denildi.
Cezalara isyan ettiler
ŞIRNAK (Cumhuriyet) - Şõrnak kõrsalõnda-
ki Cudi ve Gabar Dağlarõ’nda terör örgütü
PKK’ye yönelik operasyonlar sürdürülüyor.
Operasyonlar kapsamõnda bölgede dün sabah
yoğun hava hareketliliği yaşandõ. Operasyona
23. Jandarma Sõnõr Tümen Komutanlõğõ ve Ça-
kõrsöğüt Jandarma Komando Tugayõ’ndan kal-
kan helikopterler de havadan destek verdi. Özel
eğitimli jandarma komandolarõn indirildiği ope-
rasyon bölgelerine Cizre’den asker ve zõrhlõ araç
sevkõyatõ yapõldõ. Bölgede mayõn arama-tarama
faaliyetlerinin de sürdürüldüğü bildirildi.
SAVCILIK VE TMSF BAŞVURDU
Uzan’a yakalama kararı
İstanbul Haber servisi - Fransa’ya siyasi sõ-
ğõnma talebinde bulunan Genç Parti Genel Başka-
nõ Cem Uzan hakkõnda yakalama kararõ çõkarõldõ.
Basõnda çõkan haberlerin ardõndan İstanbul
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn yanõ sõra Tasarruf
Mevduatõ Sigorta Fonu (TMSF) mahkemeye baş-
vurdu. TMSF’nin dilekçesinde, Uzan hakkõnda
“özel banka parasını zimmete geçirmek” su-
çundan yargõlandõğõ, yurtdõşõna çõkõş yasağõ bu-
lunduğu anõmsatõlarak yakalama müzekkeresi çõ-
kartõlmasõ istendi. İstanbul 8. Ağõr Ceza Mahke-
mesi, Uzan hakkõnda yakalama kararõ çõkarttõ.
SANIKLARA SALDIRI
Güngören
duruşmasında
gerginlik
İstanbul Haber Servisi - Gün-
gören’de 27 Temmuz 2008’de
biri hamile olmak üzere 17 kişi-
nin ölümüne ve 154 kişinin de
yaralanmasõna neden olan pat-
lamaya ilişkin davanõn ikinci
duruşmasõnda da gerginlik ya-
şandõ. Aileler duruşma öncesi sa-
nõklarõ taşõyan cezaevi araçlarõ-
na saldõrdõ, gerilime Çevik Kuv-
vet ekipleri müdahale etti.
Saldõrõda ölenlerin yakõnlarõ
Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi
önüne gelerek ellerinde ölen ki-
şilerin fotoğraflarõyla duruşma-
nõn başlamasõnõ bekledi. Adli-
yeye gelen tüm cezaevi araçlarõnõ
Güngören sanõklarõ zannederek
sanõklara saldõrmak isteyen ai-
leler, fenalõk geçirdi. Sanõklar ad-
liyeye geldiği sõrada ise aileler,
cezaevi araçlarõnõ tekmeledi.
Duruşmada ise, patlamada oğ-
lu, gelini, kõzõ ve kendisi yarala-
nan Aysel Hazarlı beddua ede-
rek sanõklara tükürdü. Mahkeme
Başkanõ Mehmet Karababa
“Burası intikam yeri değil.
Devlet yargılama yapar” dedi.
Patlamada oğlunu kaybeden Pe-
rihan Ağca’nõn avukatõ Musta-
fa Arıboğan, “gerçek kişile-
rin” yargõlamaya dahil edilme-
sini istediklerini vurgulayarak,
“Görgü tanığımız var” dedi.
‘Emniyet ne yaptı?’
Sanõklardan Hüseyin Türeli
ve Cihan Aydın’õn avukatõ Er-
can Kanar, emniyetin olayla il-
gili 21 Nisan 2008’de teknik ta-
kip yapmaya başlandõğõnõ anla-
tarak, “Olay 27 Temmuz
2008’de meydana geliyor. Giz-
li tanık 12 Mayıs 2008’de sa-
nıkların bazılarını teşhis etmiş.
Olay tarihine kadar geçen sü-
rede emniyet ne yapmıştır?
Emniyet gizli tanık beyanla-
rına inanmamış, olay gerçek-
leşince de gerçek faili bula-
mayınca kamuoyunda, ‘infial
var’ diye, ‘sanõk bulmak la-
zõm’ diye kurgu yapmıştır” ifa-
delerini kullandõ.
DİYARBAKIR (Cumhuri-
yet Bürosu) - Terör örgütü
PKK’nin propaganda sorumlusu
“Beritan” kod adlõ Cihan Asi,
Van’da özel hastanede sahte kim-
likte tedavi olurken yakalandõ.
Asi, Van Cezaevi’ne konuldu.
Örgütün üst düzey yöneticilerin-
den Murat Karayılan’a en yakõn
isimlerden biri olan Asi’nin adõ 12
askerin şehit olduğu Dağlõca bas-
kõnõyla ilgili davanõn iddianame-
sinde de geçiyor.
Kanser hastalõğõna yakalanan
Asi’nin Kuzey Irak’taki hastane-
lerde tedavi edilememesi üzerine
geçen günlerde Hakkâri üzerinden
sõnõrdan geçirilerek Türkiye’ye so-
kulduğu belirtildi. Asi, terör ör-
gütünün ulaklarõ tarafõndan son
model bir otomobille Van’a ge-
tirildi. Burada sahte kimlikle özel
bir hastaneye yatõrõlan Asi, poli-
sin düzenlediği operasyonla ya-
kalandõ. Asi’ye yardõm ve yatak-
lõk eden refaketçiler de gözaltõna
alõndõ. Mardin nüfusuna kayõtlõ
olan Asi, cezaevine konuldu.
Asi’nin 12 askerin şehit oldu-
ğu Dağlõca baskõnõyla ilgili id-
dianamede de adõ geçiyor. İddia-
namede, hakkõnda dava açõlan
terör örgütü üyelerinden Hanife
Aslan’õn “Beritan” kod adlõ Asi
ile bağlantõlõ olduğu, terör örgü-
tünün dağ kadrosuna eleman ka-
zandõrma faaliyetlerinde bulun-
duğu belirtildi.
1999 Eylül’ünde terör örgütü-
ne katõlan Asi’nin Zap kampõnda
eğitim gördüğü, Tim komutanõ ol-
duktan sonda Kandil’e geçtiği
bildirildi.
Özel bir hastanede sahte kimlikle tedavi olduğu belirlenen
‘Beritan’ kod adlõ Cihan Asi, Van Cezaevi’ne konuldu
ABD: KARAYILAN UYUŞTURUCU KAÇAKÇISI
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ABD Hazine Bakanlõ-
ğõ, PKK’nin lider kadrosunda yer alan Murat Karayılan, Ali
Rıza Altun ve Zübeyir Aydar’õ “Özel Olarak Belirlenmiş
Uyuşturucu Kaçakçısı” ilan etti. Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn
açõklamasõnda, ABD Hazine Bakanlõğõ bünyesindeki Yabancõ
Varlõklarõn Kontrolü Ofisi’nin Karayõlan, Altun ve Aydar’õn
ABD’de bulunan mal varlõklarõnõn dondurulmasõna ve ABD
vatandaşlarõnõn bu şahõslarla ekonomik veya ticari nitelikli iş-
lem yürütmesinin yasaklanmasõna karar verdiği belirtildi.