23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 15 EKİM 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Kemalizme ‘Uçan Hollandalı’ Bakışı... Prof. Erik-Jan Zürcher’in konuşmacı olduğu; “Türkiye’de sekülerleşme ve modernleşme” adındaki yuvarlak masa toplantısına giderken, bu “Uçan Hollandalı yorumlarını” doğrusu beklemiyordum. Yuvarlak masanın öğleden sonraki bölümünü -yazıyı yetiştirmek durumunda olduğum için- izleyemedim. Ama sabahki bölümde izlediklerim yetti. Zürcher gibi… “modern Türkiye tarihi” üzerinde geçmişte gayet “derli toplu” kitaplar yazmış bir akademisyenin; vardığı bu “kültürel rölativizm” (kültürel görelilik!) noktasını görmek benim için hayal kırıklığı oldu. Zürcher’in “Türkiye’nin AB sürecine katkılarından ötürü”; AKP hükümetinden “Üstün Hizmet Madalyası” aldığını hatırlayan bazı okurlar, biliyorum; şimdi bana sorar: “Afedersin ama ne bekliyordun?” Onlar sormadan ben söyleyeyim: “Daha farklı bir entelektüel derinlik bekliyordum. Beklediğim yanlızca buydu.” Zürcher’in Bilgi Üniversitesi’nde “Türk modernleşmesi” bağlamında “Kemalist projeyi” değerlendirdiği konuşmasında; aradığım o “entelektüel derinliğin” izlerini bulamadım… Bir ‘asrı saadet’ olarak Kemalizm... Sondan başlayayım: “Atatürk mirasına sahip çıkan Kemalistler” diyor -özetle- Prof. Zürcher: “Olsa olsa bir ‘modernlik nostaljisi’ olarak tanımlanabilecek; 80 yıl öncesinin kalıplarını kendilerine referans alıyor. ‘30’lar saplantılarını, bir ‘çağcıllık işareti/ölçüsü’ almak; İslami köktencilerin, ‘asrı saadet’ saplantısından çok da farklı değil. 80 yıl öncesinin ‘yol haritasını’ ‘çağdaşlık’ bellemek; başlı başına zaten sorun ve de ‘çağdaşlık’ kavramına taban tabana aykırı….” Bu kadar olsa iyi… Zürcher’in; “Atatürk modernliğine/ çağdaşlığına” baştan itirazı var… Sebep ne.. derseniz? Mustafa Kemal, kendisine “muasır medeniyet” adına sadece “Avrupa medeniyetini/Batı medeniyetini” “çağdaşlık/modernlik kıstası” almış… Oysa farklı toplumlarda… -Zürcher bunu doğrudan söylemiyor ama Türkiye’yi “farklı toplumlar” kontenjanından değerlendirdiği için burda tam bir “kültürel görelilik” şablonuna sapıyor-… modernliğin, “farklı alaşımları” oluşabilirmiş. Onlar da, kendilerine göre, “farklı biçimlerde” modern olabilirlermiş… Çeşit, çeşit modernlikler varmış. Bu çeşit, çeşit modernlikler içinde; Kemalistler, kendilerini, her şeyden önce yanlız bir Avrupa modernlik algısı ile sınırlamışlar… Bu da Kemalistlerin ‘ilk günahı’… Zürcher’e göre -çok özetleyerek söylüyorum…- Kemalistlerin “ilk günahı” bu: Avrupa ile aşık atmak! Avrupa’ya benzemeye çalışmak! “Çağdaşlaşma/modernlik projesinin” taa başlangıcından itibaren yeterince “ayrıntılandırılmamış” olması da ilaveten ikinci günah… Çağcıllıktan, Kemalistler, “genel geçer modernlik” anlıyormuş; Atatürk’ün ’30’lardaki konuşmalarında, kullandığı “muasır medeniyet” kavramının, enine boyuna dökümü yapılmamış… Zürcher; “muasır medeniyet”in; Cumhuriyet Türkiyesi’nin ilk yıllarındaki anlamını çözümlemek adına, şimdi “La Turquie Kemaliste” dergisine başvuruyor... Hollandalı profesörün Bilgi Üniversitesi’nde verdiği dünkü konferans; nerdeyse baştan sona bu dergi ve bu dergiden yola çıkarak yapılan “Kemalizm çıkarmaları” üzerineydi. “Bakın biz artık bildiğiniz o ‘fesli Türkler’ değiliz. Ata biniyoruz. Dans ediyoruz. Tenis oynuyoruz. Sizin kadar çağdaş, modern olduk!” demek ve Avrupalıları etkilemek adına 1934-41 yıllarında bir hükümet organı olarak çıkarılan bu “resmi propaganda dergisini” incelemek suretiyle Zürcher; “Kemalizmin modernlik kavramının içeriğinin ne olup, olmadığına dair” bir dizi -bence fevkalade “sığ”!- sonuçlar sundu. Zürcher’ in “La Turquie Kemaliste” dergisinin analizini, artık burda yerim bittiği için gelecek yazıya bırakıyorum. Basõn Hak ve Sorumluluklarõ mücadelemizin yõlmaz savaşcõsõ ağabeyimiz Nail Güreli’ye son güne kadar destek olan sevgili eşi MineAblamızı 14 Ekim Çarşamba günü sonsuzluğa uğurladõk. Yaygın ve Yerel Basın Emekçileri ‘Basõn özgürlüğü tehlikede’ Avrupa Komisyonu genişlemeden sorumlu komiseri Olli Rehn, Doğan Medya Grubu’na uygulanan vergi cezasõ ile ilgili olarak, “Ciddi kaygõlar taşõyoruz. Basõn özgürlüğü ciddiyetle ele alõnmalõdõr” dedi ÇİMEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL - Avrupa Komisyonu genişle- meden sorumlu komiseri Olli Rehn, dün açõk- lanan AB ilerleme raporunda ifade özgürlüğü ile ilgili paragrafta Atatürk’ü Koruma Kanunu’na atõf yapõlmasõ ile ilgili Cumhuriyet’in sorusuna, “Kemal Atatürk’e karşı büyük bir saygım var. O, bugün AB’ye üyelik sürecine girmiş olan Türkiye’nin ve Batı modernizasyonunun ku- rucusudur. Türkiye’nin modernleşmesi ve Av- rupalılaşması sürecinde tamamen onun adım- larını izliyoruz” yanõtõnõ verdi. Öte yandan Rehn, söz konusu kanunla ilgili Avrupa Komisyonu’nun pozisyonunu ortaya koyan net bir yanõt vermekten kaçõndõ. Rehn, ifade özgürlüğü konusunda 301’le ilgili ba- zõ uygulamalarõn eskisine oranla daha az da olsa, ifade özgürlüğünü hâlâ kõsõtlamakta ol- duğuna dikkat çekmek istediklerini belirtti. Ol- li Rehn, dün açõklanan komisyonun İlerleme Raporu’yla ilgili düzenlenen basõn toplantõ- sõnda, Wall Street Journal muhabirinin Do- ğan Medya Grubu’na uygulanan vergi ceza- sõnõ nasõl yorumladõklarõna ilişkin sorusunda net ifadeler kullandõ. Rehn şunlarõ söyledi: “İfade ve basın özgürlüğü ciddiyetle ele alınmalıdır. Tehlikede olan meseleler çok ciddidir, bunlar temel hak ve özgürlükler- dir. Bu davayı inceledik ve ciddi kaygılar ta- şımaktayız. Grubun aldığı yıllık gelirden yüksek. Bu ceza o kadar büyük ki bunun sadece finansal bir ceza değil aynı zaman- da siyasi bir ceza olduğu duygusu veriyor. Bu yüzden Türk yetkililere bu cezanın çok yüksek olduğunu söyledik.” Olli Rehn, “Or- han Pamuk’un tekrar mahkemeye çağrılması yolunda son derece hayal kırıklığı yaratan bir haber daha aldık” ifadesini kullandõ. Av- rupa Komisyonu’nun dün açõkladõğõ Strateji belgesinde de Türkiye’nin reformlara ağõrlõk vermesi, azõnlõk, kadõn, çocuk haklarõ, roman haklarõ ve sendikal haklar konusunda daha et- kili adõmlar atmasõ gerektiği belirtildi. Erbil vanayı kapadı Dış Haberler Servisi - Kuzey Irak’ta- ki bölgesel Kürt yönetimi, petrol ihraca- tõnõ merkezi Bağdat yönetimi ödeme ya- pana kadar durdurduğunu açõkladõ. Petrol gelirlerinin paylaşõlmasõ konusunda böl- gesel Kürt yönetimiyle, Bağdat yönetimi arasõndaki gerginlik tõrmanõyor. Kuzey Irak’taki bölgesel yönetim, kararõn mer- kezi Bağdat yönetimiyle aralarõnda pet- rol ihracatõna ilişkin ödemelerde yaşanan anlaşmazlõk nedeniyle alõndõğõnõ açõkla- dõ. Bölgesel Kürt yönetiminin Tabii Kay- naklar Bakanõ Aşti el Hawrami, AFP ajansõna yaptõğõ açõklamada petrol ihra- catõnõn Irak Petrol Bakanlõğõ’nõn bölgedeki yabancõ şirketlere ödeme yapmasõnõ içe- K.IRAK PETROL İHRACATINI DURDURDU ‘Bazõlarõ hâlâ Soğuk Savaş döneminde yaşõyor’ ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, ülkesinde ve Rusya’da bazı siyasetçilerin Soğuk Savaş politikalarına takılı kalmış olduklarını söyledi. Clinton, Rusya ziyaretinin ikinci gününde Moskova Devlet Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada, “Hem ABD hem de Rus hükümetinde geçmişte yaşayan insanlar var. Amerika ve Rusya’nın işbirliği yapabileceğine inanmıyorlar. Birbirlerine güvenmiyorlar” diye konuştu. Clinton, üniversite rektörü Viktor Sadovniçi’nin elini öpmesi karşısında şaşkınlığını gizleyemedi. (AP) Mussolini, İngiliz gizli servisine çalışmış Dış Haberler Servisi - Faşist İtal- yan diktatörü Benito Mussolini’nin, bir süre İngiliz istihbaratõ için çalõştõ- ğõ ortaya çõktõ. İngiltere’de yayõmla- nan Guardian gazetesinin, tarihçi Peter Martland’a dayanarak verdiği habere göre, Mussolini, 1917’de ga- zetecilik yaparken İngiliz gizli servi- si MI5 hesabõna çalõşarak İtalya’nõn Bi- rinci Dünya Savaşõ’nda müttefiklerin safõnda kalmasõ için faaliyette bulun- du. Haberde, Mussolini’nin 34 yaşõn- dayken İngiltere hesabõna yaptõğõ ça- lõşmalar için bugünün parasõyla haftada 6 bin 400 Avro aldõğõ belirtildi. Ga- zeteye konuşan Cambridge Üniversi- tesi tarihçilerinden Martland, Birin- ci Dünya Savaşõ’nda, İtalya’nõn İn- giltere’nin en az güvendiği müttefiki olduğunu söyleyerek “Mussolini, sa- vaş yanlısı kampanyaya en az bir se- ne destek verdi” dedi. ren anlaşmaya varõlmasõna kadar durdurulduğunu söyledi. Haw- rami, Türkiye’den Genel Enerji ve Norveç’ten DNO’ya, petrol gelirlerinin doğrudan Bağdat yö- netimine gitmesi nedeniyle öde- me yapõlamadõğõnõ belirtti. Irak Petrol Bakanlõğõ’ndan üst düzey bir yetkili ise gerek Irak hükümetinin gerekse ba- kanlõğõn Kuzey Irak’ta faaliyet gösteren bu şirketlerle herhangi bir sözleşme imzalamadõğõnõ, bölgesel yönetimin yaptõğõ an- laşmalarõ onaylamadõklarõnõ ve bu belgelerin ayrõntõlarõnõ gör- mediklerini söyledi. Aynõ yetkili, aralarõndaki an- laşma gereği kuzeydeki bölge- den çõkan petrol gelirinin Bağ- dat merkezi yönetiminin bütçe- sine aktarõlmasõnõ ardõndan, Kürt bölgesine bu bütçeden pay ve- rildiğini içerdiğini belirtti. ŞİDDETİN BİLANÇOSU Irak’ta 4 yõlda 85 bin kişi öldü Dış Haberler Servisi - Irak İnsan Haklarõ Bakanlõğõ, 2004-2008 döneminde bombalar, cinayetler ve çatõşmalar nedeniyle en az 85 bin kişinin hayatõnõ kaybettiğini bildirdi. Bakanlõğõn açõklamasõnda, 2004 yõlõndan, 2008 Ekim ayõ sonuna dek 147 bin 195 kişinin de yaralandõğõ kaydedildi. Bu rakamlarda sivil ya da askeri kayõplar konusunda ayrõma yer verilmedi. Aynõ zaman zarfõnda kimliği belirsiz 15 bin ceset bulunduğu ifade edilen açõklamada, 2003’ten beri öldürülen ve ailelerinin teşhis edemediği binlerce Iraklõnõn kimliği belirsiz kişiler mezarlõğõna gömüldüğü kaydedildi. nilgun@cumhuriyet.com.tr Sincan’da gözler mahkemede PEKİN (AA) - Çin’in Sincan Uygur Özerk Böl- gesi’nin merkezi Urumçi’de geçen Temmuz ayõnda Uygurlarla Hanlar arasõnda patlak veren olaylara ilişkin 14 kişinin daha mahkeme önü- ne çõkarõldõğõ bildirildi. Şinhua ajansõnõn habe- rine göre, Urumçi’de görülen davada, sanõklar ci- nayet, soygun, kundaklama suçlarõndan yargõ- lanõyor. Bölgede üç gün önce görülen davalar- da, mahkeme altõ Uyguru ölüm cezasõna çarp- tõrmõş, birine ömür boyu hapis cezasõ vermişti. Deprem 1100’ü aşkın can aldı CAKARTA (Dış Haberler) - Endonezya’nõn Sumatra adasõnda geçen ay sonunda meydana gelen depremde ölenlerin sayõsõnõn 1100’ü geçtiği bildirildi. Endonezya Afet İdaresi’nden yapõlan açõklamada, birçok köyde arama çalõş- malarõna ara verilmek zorunda kalõndõğõ, bu yüz- den birçok kişinin çöken binalara hapsolduğu ifade edildi. 7.6 büyüklüğündeki depremde 100 bin kadar ev ve bina yõkõlmõş, 500 bin ka- dar kişi evsiz kalmõştõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle