25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 21 OCAK 2009 ÇARŞAMBA 4 HABERLER İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN namikzafer@yahoo.com GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Peki, Şimdi Ne Oldu? İsrail’in hava saldırıları, kara savaşında uyguladı- ğı post-modern mekân yönetim teknikleri, çoğu sı- ğınmacı bir buçuk milyon Filistinlinin yaşadığı Gaz- ze şeridinde neredeyse taş üstünde taş bırakmadı. Bu arada tam sayısı belli olmamakla birlikte çoğu ka- dın, çocuk sivil 1400’den fazla Filistinli öldü, 3 bin 500’den fazla yaralı var. Ama üç hafta süren sava- şın sonunda, yorumcular (Guardian, Financial Times), hiçbir sorunun çözülemediğinden yakınıyorlardı. Herkes kazanmış (!?) İsrail’e bakılırsa, Hamas’a büyük bir zarar verdi. Ne kadar kısa sürede ne kadar insan öldürebileceğini, bina yıkabileceğini göstererek, askeri gücünü dos- ta (eğer hâlâ kaldıysa), düşmana (sayıları giderek ar- tıyor) kanıtladı. Bu büyük bir zafer olmuş. Hamas’a bakılırsa, füze atma kapasitesini kaybetmemiş, li- derliğini koruyabilmiş. O da savaştan zaferle çıkmış. İki taraf da, zafer kazandıkları için olacak, tek taraf- lı ateşkes ilan ettiler. Felaket bu kadar büyük olmasaydı, İsrail ve Ha- mas liderliklerinin zekâları üzerine eminim bir sürü müstehcen şaka üretebilirdik. Ama ne yazık ki, dünyada yükselen İsrail karşıtı gösterilere bakarak, tarihin karanlık günlerini anımsayan İsrail halkının ge- lecek korkularıyla; kaybettikleri sevdiklerinin bir kıs- mını gömerken, geri kalanını da çökmüş binaların al- tında aramaya devam eden Gazze halkının göz- yaşlarını, bir an kenara bırakarak, bu “zaferler” üze- rinde “düşünmekle” yetinmek durumundayız. İsrail en azından Hamas’a büyük bir darbe vura- rak roketlere son vermeyi, Abbas’ın ve Filistin yö- netiminin yeniden Gazze’de egemen olmasının yo- lunu açmayı amaçlıyordu; sergilediği askeri kap- asiteye karşın amaçlarına ulaştığını söylemek zor. Bir meşruiyet sorunu var İsrail’in uzun süreli güvenliği, uluslararası alanda meşruiyetini, soykırım yaşamış bir halkın kurduğu “de- mokratik, uygar devlet” imajını korumaktan geçiyordu. Ancak Gazze’de yaşananların küresel medyadaki yankıları, Avrupa’nın büyük kentlerinde yükselen İs- rail karşıtı protesto gösterileri, Türkiye’de de oluşmaya başlayan Yahudi düşmanlığı havası, İsrail’in yalnız- ca uluslararası imajını zedelemekle kalmadığını, ya- kın müttefikleriyle bağlarının zayıflamaya, İsrail hal- kının kendi ahlaki üstünlüğüne inancının sarsılmaya başladığını gösteriyor. Dahası, Haarez, Jarusalem Post gazetelerinin ak- tardığı gibi, İsrail seçkinleri şimdi, kendilerini bir “ulus- lararası savaş suçları davaları” dalgasının beklediği- ne inanıyorlar. Adının açıklanmasını istemeyen bir ba- kan, “Gazze’deki yıkımın çapı belli olduktan sonra ben artık Amsterdam’a tatil için değil mahkemelere çık- mak için giderim” diyormuş. Bu savaş İsrail’in bugüne kadar benimsediği gü- venlik paradigmasının iflas ettiğini de gösteriyor. Ar- tık, salt askeri güce dayanarak, Filistin tarafının ba- kış açısını inkâr ederek, Hamas’la konuşmayı red- dederek ilerlemek olanaklı değil. Bu yüzden, İsrail ba- rış hareketine yıllarını vermiş bilge adam Uri Avine- ri, “bu savaş son tahlilde bizzat bize, İsrail devletine zarar verdi” diyor. Bir de sorumluluk… Yukarıdakiler, Hamas’ın “zafer” iddialarını adeta haklı çıkarıyor. Gerçekten de Hamas’ın Birleşmiş Mil- letler Güvenlik Konseyi’nde muhatap alınması önem- li bir gelişme. Komuta kademesini, kadrolarının ço- ğunu koruyabilmesi, İsrail’e füze atmaya devam ede- cek kadar ayakta kalması da… Ancak bu “başarılar”, “Hamas’ın Filistin halkına olan sorumluluklarını yerine getirebildiği” anlamına gel- miyor. Örneğin, Hamas’ın izlediği politika barış sü- recine ne kadar hizmet ediyor? Hamas, yönetimini üstlendiği Gazze’de halkın güvenliğini ve refahını sağ- layabiliyor mu? Bu sorulara olumlu cevaplar vermek çok zor. Bi- rincisi, Hamas’ın İsrail’i tanımamaya, askeri açıdan hiçbir anlamı olmayan füzeleri atmaya devam etmesi, barış sürecini tıkıyor. İroni şurada ki İsrail’deki mu- hafazakâr kanadın da istediği bu. Her ikisi de “iki dev- let” çözümüne kendi açılarından farklı gerekçelerle karşılar. İkincisi Hamas artık işgal altındaki bir böl- gede değil, Gazze’de yönetimde olan bir örgüt. Bir başka ülkeye saldırırken bunun, sonuçlarını da he- sap etmekle yükümlüdür. Eylemleri, kendisini ku- caklayan toplumda yaşayanların ekonomik, siyasi ve hayati güvenliğine öncelik vermiyor. Hamas, Hizbullah gibi İsrail askerlerini sahada gö- ğüsleyerek, yenilgiye uğratarak ayakta kalmadı, övünerek söylediği gibi savaşmayarak ayakta kaldı. İsrail’in gazabına katlanmak da, bir yere kaçamayan Gazze halkına kaldı. Hamas bu taktiği izlerken Gazze halkının onayını almak yerine, onlara durumu, camilerde dini içerik- li konuşmalarla, şehitlik nutuklarıyla açıklamaya de- vam etti. Hamas dini bir örgüt olarak, tabii ki, Tanrı karşısında sahip olduğuna inandığı sorumluluğa öncelik verdi, kendisini ayakta tutan toplumsal ya- pının insanlarının hayatına, iradesine değil… Hamas belki İsrail saldırısı karşısında ayakta kal- mayı başardı, ama bu savaş özelde Gazze, genel- de Filistin halkının, güvenliğini, refahını, geleceğini Ha- mas’a emanet edemeyeceğini de gösterdi. erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.com Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda ele geçirilen silahlarla ilgili Meclis araştõrmasõ istendi CHP’den Aydõn’a gensoruANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP, “TRT’yi Ergenekon soruş- turmasının propaganda aracına dönüştürdüğü, firari şüphelileri TRT ekranlarına çıkararak siyasi muhalifleri sindirmeye yönelik açık- lamalarına göz yumduğu, saygın in- sanların kişilik haklarına saldırttı- ğı, yargıyı etkilemesine zemin oluş- turduğu” gerekçesiyle Devlet Baka- nõ Mehmet Aydın hakkõnda gensoru önergesi verdi. CHP, soruşturma kap- samõnda ele geçirilen silah ve patla- yacõlarla ilgili de Meclis araştõrmasõ açõlmasõnõ istedi. CHP’nin gensoru ve araştõrma öner- geleri dün Grup başkanvekilleri Hak- kı Süha Okay, Kemal Kılıçdaroğlu ve Kemal Anadol imzalarõyla TBMM Başkanlõğõ’na verildi. Gensoru öner- gesinde Tuncay Güney’in 4 saat bo- yunca TRT ekranõndan birçok kişi ve kurumsal yapõ hakkõnda hakaret, ifti- ra, şantaj ve tehditlerle dolu açõkla- malar yaptõğõna dikkat çekilirken şöy- le denildi: “Ergenekon soruştur- masının bir sonraki aşaması için he- defler gösterilmiş, kamuoyu oluş- turulmuştur. Tuncay Güney’in TRT ekranlarına çıkarılması, ha- bercilik refleksi ya da bu kişinin da- ha önce diğer televizyon kanalları- na çıkmış olması gibi basit ve hu- kuki dayanaktan yoksun açıkla- malarla geçiştirilemez. TRT’nin Tuncay Güney’e ekranlarını aç- ması ve bu kişiyi saygın, güvenilir bir kişi formatı ile izleyicilere sun- ması, sadece yayın etiğinin değil, ya- saların da açık ihlali niteliğindedir. Firari şüpheli bir kişiye siyasi ikti- darın, TRT’nin ekranlarını açma- sı, kamuoyu oluşturma, yargıyı et- kilemeye ve siyasi muhalifleri sin- dirmeye dönük bir girişimdir. Tun- cay Güney’in açıklamalarının zam- anlaması da düşündürücüdür.” Önergede, Sabih Kanadoğlu’nun gözaltõna alõnacağõnõn TRT tarafõndan saatler önce açõklanmasõ ve kazõ ça- lõşmalarõnõn sadece TRT üzerinden servis edilmesi gibi olaylarõn “bugü- ne kadar yandaş medya üzerinden yürütülen dezenformasyonun, bun- dan sonra devletin resmi televizyo- nu önderliğinde gerçekleştirileceğini ortaya koyduğu” vurgulandõ. “TRT’den sorumlu devlet Bakanı Mehmet Aydın TRT’nin yayın eti- ği ve yasaları ihlal eden yayın poli- tikası konusunda, suskunluğunu koruyarak sorumluları himaye et- miş ve bu siyasi komplonun plan- layıcısı konumunda hareket etmiş- tir” ifadesine de yer verildi. Silahlarla ilgili araştõrma önerge- sinde de, “Ergenekon soruşturma- sının her aşamasına siyasi iktidarın gölgesinin düştüğünün net bir şe- kilde ortaya çıktığı” vurgulanõrken şu görüşlere yer verildi: “Dalga olarak adlandırılan göz- altı süreçlerindeki uygulamalar, gerçek suçluların yanında siyasi iktidar karşıtlarının da soruşturma kapsamına sokularak muhalefetin yok edilmesinin hedeflendiğine iliş- kin kuvvetli kuşkuların ortaya çık- masına neden olmaktadır. Ka- muoyunda 10. dalga olarak adlan- dırılan aşamada silah ve patlayıcı- lar ele geçirilmiş, bununla birlikte siyasi iktidara muhalifliği ile bilinen saygın hukukçular, bilim adamla- rı ve orgeneraller gözaltına alınmış ya da evlerinde arama gerçekleşti- rilmiştir. Silahların saklandığı alan- larda yapılan aramalar gizli yürü- CHP, “TRT’yi propaganda aracõna dönüştürdüğü, firari şüphelileri TRT ekranlarõna çõkararak siyasi muhalifleri sindirmeye yönelik açõklamalarõna göz yumduğu” gerekçesiyle Devlet Bakanõ Aydõn hakkõnda gensoru önergesi verdi. İSTANBUL’A 3 SAVCI İSTEMİ ‘Gelecek hafta karar vereceğiz’ Adalet Bakanõ Şahin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn iş yoğunluğu nedeniyle 3 savcõ daha görevlendirilmesi talebinin HSYK’nin gündeminde olduğunu belirtti. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şa- hin, Ergenekon soruş- turmasõnõ yürüten İstan- bul Cumhuriyet Baş- savcõlõğõ’nõn 3 savcõ is- temiyle ilgili olarak “Önümüzdeki salı gü- nü bu konuda bir ka- rar verebileceğimizi düşünüyorum” dedi. Şahin, Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu (HSYK) toplantõsõndan ayrõlõrken sorularõ ya- nõtladõ. İstanbul Cum- huriyet Başsavcõlõğõ’nõn iş yoğunluğu nedeniyle 3 savcõ daha istediğinin anõmsatõlmasõ üzerine, Şahin özel yetkili mah- keme cumhuriyet savcõ- lõğõnõn ihtiyacõ doğrul- tusunda bildirdiği talebin HSYK’nin gündemin- de olduğunu belirtti. Şa- hin, “Muhtemelen önü- müzdeki salı günü bu konuda bir karar ve- rebileceğimizi düşü- nüyorum” dedi. İstanbul Başsavcõlõ- ğõ’nõn isteği üzerine gö- revlendirilecek 3 savcõ- nõn Ergenekon soruştur- masõnda görevlendirilip görevlendirilmeyeceği- nin sorulmasõ üzerine Şahin, kurul olarak her- hangi bir yargõ çevresi- ne atadõklarõ hâkim ve- ya savcõnõn hangi işlere bakacağõnõ tayin etme- diklerini, bunun kuru- lun görevi olmadõğõnõ anõmsattõ. Şahin, ihtiyaç yazõsõnda “5 cumhuri- yet savcısının Ergene- kon diye nitelenen so- ruşturmayla ilgilendi- ği, bunun dışında elle- rinde 16 savcı bulun- duğu ve bu nedenle ila- ve savcıya ihtiyaç du- yulduğunun” bildiril- diğini kaydetti. Tuncay Güney’le il- gili Kanada’dar istenen adli yardõm talebiyle il- gili sorulara karşõlõk da Şahin, bu konuda Dõşiş- leri ve Adalet bakanlõk- larõnõn koordineli çalõş- masõnõn devam ettiğini söyledi. Şahin, “Bizim Kanada ile doğrudan doğruya adli yardım- laşma açısından bir an- laşmamızın olmadığını arkadaşlar bildirdiler. Ancak uluslararası an- tlaşmalar çerçevesin- de Kanada’dan talep- te bulunacağız” dedi. “Ergenekon soruş- turması kapsamında dinlemelere takılan 30’dan fazla görevdeki hâkim ve savcının bu- lunduğu ve bunlar hakkında işlem yapıl- ması yönünde bir talep yazısı size gönderildi mi?” sorusuna ise Şahin, “Bundan hiç haberim yok” yanõtõnõ verdi. ‘Kuyu’ iddiaları TBMM’de DTP’lile- rin gündem dõşõ konuş- malarõnõ yanõtlayan Şa- hin, Silopi Başsavcõlõ- ğõ’nõn; 1990’lõ yõllarda öldürülen kişilerin, Si- lopi’de bulunan BOTAŞ kuyularõna atõldõğõ id- diasõyla ilgili soruşturma açtõğõnõ bildirerek, “Eğer nerede, kim ve kimler, asit kuyuların- da yakılmışsa, lütfen adli makamlara yar- dımcı olun. Bunların üzerine gitmezsek, o zaman eleştiri getirin. Ama siz, delilsiz bir takım isnatlarda bu- lunuyorsunuz” dedi. tülmemiş, kazıları yü- rüten polislerle birlikte basın mensuplarının da aramalara eşlik etmesi sağlanmıştır. Bir tarafta Türkiye’nin alanların- da yetişmiş saygın in- sanlarının gözaltına alın- masına ilişkin görüntüler basına servis edilirken bir yandan da kazı gö- rüntüleri naklen yayın- larla kamuoyuna akta- rılmıştır. Psikolojik ha- rekât yöntemlerinin uy- gulandığı görüntüler or- taya çıkmıştır. Suç çete- lerinin ve bunların uzan- tılarının ortaya çıkarıl- ması ve cezalandırılma- sı demokrasimiz açısın- dan son derece önemli- dir. Ancak suç örgütle- riyle mücadele ediyor görüntüsü altında öç al- ma psikolojisi ile toplu- mun muhalif kesimleri- nin sindirilmesine yöne- lik girişimler çetelerin yok edilmesine değil, hu- kuk devletinin polis dev- letine dönüşmesine hiz- met eder. Geçmiş dö- nemlerde, kamu düzeni içinde yer alan, hukuk dışı, kendi çıkarlarına yönelik hareket eden, çe- te oluşumlarının varlığı bir gerçekliktir. Bu açı- dan, Ergenekon soruş- turması kapsamında ele geçirilen silah, patlayıcı ve mühimmatlara iliş- kin gerçeklerin ortaya çıkarılması hiçbir siyasi tartışmaya konu edile- mez, edilmemelidir.” İŞÇİ PARTİSİ Öz için HSYK’ye başvuracak İstanbul Haber Servi- si - İşçi Partisi (İP) Genel Başkanvekili Mehmet Bedri Gültekin, Ergene- kon soruşturmasõnõ yürü- ten savcõ Zekeriya Öz’ün görevden alõnmasõ için tekrar Hâkimler ve Savcõ- lar Yüksek Kurulu’na (HSYK) başvuracaklarõnõ belirtti. İP’in Beyoğlu’ndaki İs- tanbul İl Başkanlõğõ’nda basõn toplantõsõ düzenle- yen Gültekin, Ergenekon iddianamesinde TSK’ye yöneltilen suçlamalarõn orduyu yõpratarak etkisiz kõlmayõ amaçladõğõnõ söy- ledi. Gültekin, iddiana- mede hiçbir kanõt olma- masõna karşõn TSK’nin PKK ile işbirliği yaptõğõ, uyuşturucu ticaretini yü- rüttüğü, Öcalan ile anlaş- ma sağladõğõ yönünde id- dialar olduğunu anõmsat- tõ. Gültekin, “Savcı Öz’ün yalnızca görevden alın- ması değil, aynı zaman- da cezalandırılması ta- lebimizle önümüzdeki günlerde yeniden HSYK’ye başvuracağız. Buradan Türkiye Cum- huriyeti’nin ilgili tüm kurumlarını göreve ça- ğırıyoruz. Unutmamak gerekir ki orduyu sa- vunmak, vatan savun- masının gereğidir” dedi. Ergenekon’da tutukluluğa itiraz İstanbul Haber Servisi - Ergenekon soruştur- masõ kapsamõnda bir süre önce tutuklanan eski Özel Harekât Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin, Yalçõn Küçük, Engin Aydõn, Yaşar Oğuz Şahin, Fatma Cengiz ve Oğuz Bulut’un tutukluluklarõna itiraz edildi. İbrahim Şahin’in avukatõ tarafõndan, İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne dün verilen itiraz dilekçesinde, Şahin’in sağlõk sorunlarõ nede- niyle serbest bõrakõlmasõ istendi. Dilekçede, İbra- him Şahin’in hafõza kaybõna uğradõğõna ilişkin 2003 yõlõnda verilen Adli Tõp Kurumu Rapo- ru’nun da bu kurumdan istenmesi talep edildi. Polis okulunda tüp patladı: 7 yaralı KASTAMONU (AA) - Kastamonu Polis Mes- lek Yüksekokulu’nun mutfak bölümünde dün saat 10.00’da gaz sõkõşmasõ sonucu patlama meydana geldi. Patlamada 5’i öğrenci toplam 7 kişi yaralan- dõ. Patlama sonucu okulun mutfak kõsmõ tamamen kullanõlamaz hale geldi, çõkan küçük çaplõ yangõn, Kastamonu Belediyesi itfaiye ekibince kõsa sürede söndürüldü. Durumlarõ iyi olan yaralõlardan 6’sõ ayakta tedavi edilirken 1 kişi tedavi altõna alõndõ. Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda, Garih cinayeti hükümlüsünün bilgisine başvuruldu Yener Yermez ifade verdi İstanbul Haber Servisi - İşada- mõ Üzeyir Garih’i öldürdüğü ge- rekçesi ile müebbet hapis cezasõna çarptõrõlan Yener Yermez, Erge- nekon soruşturmasõ kapsamõnda İs- tanbul Emniyet Müdürlüğü’nde ta- nõk olarak ifade verdi. Yermez’in avukatõ Mustafa Yalçınkaya, özel yetkili ağõr ceza mahkemelerinin bulun- duğu Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi önünde açõklama yaptõ. Yermez’in İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde tanõk olarak ifadesinin alõn- dõğõnõ söyleyen Yalçõnkaya, “Tanık olarak ifadesi alındığı için yanında avukatının bulunması zorunlu değil. Soruşturma giz- li olduğu için hangi konuda ifadesinin alındığı ve müvekkilim hakkında hangi de- lillerin bulunduğu konusunda bilgim yok” dedi. Yermez’in hükümlü olduğunu ifadesi- nin alõnmasõ için mahkeme kararõnõn gerekli olduğunu belirten Yalçõnkaya, “Savcının ta- lebi üzerine mahkeme ifadesinin alınmasına karar verdi. Yener Yermez 7-8 yıl önce söy- lediklerinin aynısını şimdi de söylüyor. Müvekkilimin ifadelerinin alınması adli tıp raporları ile ilgili olabilir. Başka bir bağ- lantı olacağını düşünmüyorum” diye ko- nuştu. Yermez’in Ergenekon terör örgütü ile bir bağlantõsõnõn olup olmadõğõnõn sorulmasõ üzerine Yalçõnkaya soruşturmanõn gizliliği ne- deniyle bu konuda bir bilgisinin ol- madõğõnõ söyledi. Savcılar da sorgulayabilir Önceki gün hükümlü bulundu- ğu Kõrõkkale Cezaevi’nden Erge- nekon soruşturmasõnõn yürütül- düğü İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn Beşiktaş’taki adliye binasõna getirilen Yener Yermez’in ifadesinin alõnmasõ için mahke- meden karar çõkartõldõ. Kararõn ardõndan Yer- mez İstanbul’daki işlemleri bitene kadar kal- masõ için Metris Cezaevi’ne götürüldü. Dün de İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürü- len Yermez’in tanõk olarak ifadesi alõndõ. Eğer gerek görülürse Ergenekon soruştur- masõnõ yürüten savcõlar tarafõndan da Yer- mez’in tanõk olarak ifadesi alõnabilecek. Üzeyir Garih cinayetinden hümüm giyen Yener Yermez Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda tanõk olarak ifade verdi. Yermez’in avukatõ “Yermez 7-8 yõl önce söylediklerinin aynõsõnõ söylüyor” dedi. MÜHİMMATLAR SERGİLENDİ Ergenekon soruşturması kapsa- mında muvazzaf Yarbay Mustafa Dönmez’in evinde ele geçirildiği öne sürülen krokiler ışığında An- kara’da Zir Vadisi’nde yapılan kazıda ele geçirilen bazı el bom- baları ve mühimmat İstanbul’ta medyaya gösterildi. Yakalanan el bombaları ve mühimmat şöyle sıralandı: “2 adet aydınlatma fi- şeği, 12 adet tüfek bombası, 1 adet renkli sis kutusu, 1 adet renkli sis kutusu, 2 adet taaruz ti- pi el bombası, 10 adet el bombası, 10 adet el bombasına ait ateşleme mekanizması, 18 adet 32 parça dilim el bombası gövdesi, 12 adet tuzaklı aydınlatma fişeği, 6 adet gösteri bombası, 9 adet göz ya- şartıcı bomba, 800 adet normal ve izli G-3 mermisi.” Krokiler so- nucunda çıkarılan mühimmatın arasında yer alan el bombaları- nın seri numarası ile 5 yıl önce İzmir’de yasadışı bir örgütten ele geçirilen el bombalarının aynı kafileden olduğunu belirten em- niyet yetkilileri, çalışmaların bu yönde ağırlık kazandığını söyledi. Bu arada Ankara Zir vadisinde ele geçirilen bombalarla, 2003 yılında MLKP üyesi Mustafa Sami Özbil tarafından Star ga- zetesinin İzmir bürosuna atılan bombaların aynı seriden olduğu iddiası yalanlandı. Özbil’in avukatı Rahşan Aytaç, müvek- kilinin asılsız haberlerle Erge- nekon soruşturmasına dahil edilmek istendiğini savundu. Fotoğraf: CİHAN ORUÇOĞLU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle