Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 21 OCAK 2009 ÇARŞAMBA
4 HABERLER
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
namikzafer@yahoo.com
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Peki, Şimdi Ne Oldu?
İsrail’in hava saldırıları, kara savaşında uyguladı-
ğı post-modern mekân yönetim teknikleri, çoğu sı-
ğınmacı bir buçuk milyon Filistinlinin yaşadığı Gaz-
ze şeridinde neredeyse taş üstünde taş bırakmadı.
Bu arada tam sayısı belli olmamakla birlikte çoğu ka-
dın, çocuk sivil 1400’den fazla Filistinli öldü, 3 bin
500’den fazla yaralı var. Ama üç hafta süren sava-
şın sonunda, yorumcular (Guardian, Financial Times),
hiçbir sorunun çözülemediğinden yakınıyorlardı.
Herkes kazanmış (!?)
İsrail’e bakılırsa, Hamas’a büyük bir zarar verdi. Ne
kadar kısa sürede ne kadar insan öldürebileceğini,
bina yıkabileceğini göstererek, askeri gücünü dos-
ta (eğer hâlâ kaldıysa), düşmana (sayıları giderek ar-
tıyor) kanıtladı. Bu büyük bir zafer olmuş. Hamas’a
bakılırsa, füze atma kapasitesini kaybetmemiş, li-
derliğini koruyabilmiş. O da savaştan zaferle çıkmış.
İki taraf da, zafer kazandıkları için olacak, tek taraf-
lı ateşkes ilan ettiler.
Felaket bu kadar büyük olmasaydı, İsrail ve Ha-
mas liderliklerinin zekâları üzerine eminim bir sürü
müstehcen şaka üretebilirdik. Ama ne yazık ki,
dünyada yükselen İsrail karşıtı gösterilere bakarak,
tarihin karanlık günlerini anımsayan İsrail halkının ge-
lecek korkularıyla; kaybettikleri sevdiklerinin bir kıs-
mını gömerken, geri kalanını da çökmüş binaların al-
tında aramaya devam eden Gazze halkının göz-
yaşlarını, bir an kenara bırakarak, bu “zaferler” üze-
rinde “düşünmekle” yetinmek durumundayız.
İsrail en azından Hamas’a büyük bir darbe vura-
rak roketlere son vermeyi, Abbas’ın ve Filistin yö-
netiminin yeniden Gazze’de egemen olmasının yo-
lunu açmayı amaçlıyordu; sergilediği askeri kap-
asiteye karşın amaçlarına ulaştığını söylemek zor.
Bir meşruiyet sorunu var
İsrail’in uzun süreli güvenliği, uluslararası alanda
meşruiyetini, soykırım yaşamış bir halkın kurduğu “de-
mokratik, uygar devlet” imajını korumaktan geçiyordu.
Ancak Gazze’de yaşananların küresel medyadaki
yankıları, Avrupa’nın büyük kentlerinde yükselen İs-
rail karşıtı protesto gösterileri, Türkiye’de de oluşmaya
başlayan Yahudi düşmanlığı havası, İsrail’in yalnız-
ca uluslararası imajını zedelemekle kalmadığını, ya-
kın müttefikleriyle bağlarının zayıflamaya, İsrail hal-
kının kendi ahlaki üstünlüğüne inancının sarsılmaya
başladığını gösteriyor.
Dahası, Haarez, Jarusalem Post gazetelerinin ak-
tardığı gibi, İsrail seçkinleri şimdi, kendilerini bir “ulus-
lararası savaş suçları davaları” dalgasının beklediği-
ne inanıyorlar. Adının açıklanmasını istemeyen bir ba-
kan, “Gazze’deki yıkımın çapı belli olduktan sonra ben
artık Amsterdam’a tatil için değil mahkemelere çık-
mak için giderim” diyormuş.
Bu savaş İsrail’in bugüne kadar benimsediği gü-
venlik paradigmasının iflas ettiğini de gösteriyor. Ar-
tık, salt askeri güce dayanarak, Filistin tarafının ba-
kış açısını inkâr ederek, Hamas’la konuşmayı red-
dederek ilerlemek olanaklı değil. Bu yüzden, İsrail ba-
rış hareketine yıllarını vermiş bilge adam Uri Avine-
ri, “bu savaş son tahlilde bizzat bize, İsrail devletine
zarar verdi” diyor.
Bir de sorumluluk…
Yukarıdakiler, Hamas’ın “zafer” iddialarını adeta
haklı çıkarıyor. Gerçekten de Hamas’ın Birleşmiş Mil-
letler Güvenlik Konseyi’nde muhatap alınması önem-
li bir gelişme. Komuta kademesini, kadrolarının ço-
ğunu koruyabilmesi, İsrail’e füze atmaya devam ede-
cek kadar ayakta kalması da…
Ancak bu “başarılar”, “Hamas’ın Filistin halkına olan
sorumluluklarını yerine getirebildiği” anlamına gel-
miyor. Örneğin, Hamas’ın izlediği politika barış sü-
recine ne kadar hizmet ediyor? Hamas, yönetimini
üstlendiği Gazze’de halkın güvenliğini ve refahını sağ-
layabiliyor mu?
Bu sorulara olumlu cevaplar vermek çok zor. Bi-
rincisi, Hamas’ın İsrail’i tanımamaya, askeri açıdan
hiçbir anlamı olmayan füzeleri atmaya devam etmesi,
barış sürecini tıkıyor. İroni şurada ki İsrail’deki mu-
hafazakâr kanadın da istediği bu. Her ikisi de “iki dev-
let” çözümüne kendi açılarından farklı gerekçelerle
karşılar. İkincisi Hamas artık işgal altındaki bir böl-
gede değil, Gazze’de yönetimde olan bir örgüt. Bir
başka ülkeye saldırırken bunun, sonuçlarını da he-
sap etmekle yükümlüdür. Eylemleri, kendisini ku-
caklayan toplumda yaşayanların ekonomik, siyasi ve
hayati güvenliğine öncelik vermiyor.
Hamas, Hizbullah gibi İsrail askerlerini sahada gö-
ğüsleyerek, yenilgiye uğratarak ayakta kalmadı,
övünerek söylediği gibi savaşmayarak ayakta kaldı.
İsrail’in gazabına katlanmak da, bir yere kaçamayan
Gazze halkına kaldı.
Hamas bu taktiği izlerken Gazze halkının onayını
almak yerine, onlara durumu, camilerde dini içerik-
li konuşmalarla, şehitlik nutuklarıyla açıklamaya de-
vam etti. Hamas dini bir örgüt olarak, tabii ki, Tanrı
karşısında sahip olduğuna inandığı sorumluluğa
öncelik verdi, kendisini ayakta tutan toplumsal ya-
pının insanlarının hayatına, iradesine değil…
Hamas belki İsrail saldırısı karşısında ayakta kal-
mayı başardı, ama bu savaş özelde Gazze, genel-
de Filistin halkının, güvenliğini, refahını, geleceğini Ha-
mas’a emanet edemeyeceğini de gösterdi.
erginy@tr.net
http://erginyildizoglu.blogspot.com
Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda ele geçirilen silahlarla ilgili Meclis araştõrmasõ istendi
CHP’den Aydõn’a gensoruANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- CHP, “TRT’yi Ergenekon soruş-
turmasının propaganda aracına
dönüştürdüğü, firari şüphelileri
TRT ekranlarına çıkararak siyasi
muhalifleri sindirmeye yönelik açık-
lamalarına göz yumduğu, saygın in-
sanların kişilik haklarına saldırttı-
ğı, yargıyı etkilemesine zemin oluş-
turduğu” gerekçesiyle Devlet Baka-
nõ Mehmet Aydın hakkõnda gensoru
önergesi verdi. CHP, soruşturma kap-
samõnda ele geçirilen silah ve patla-
yacõlarla ilgili de Meclis araştõrmasõ
açõlmasõnõ istedi.
CHP’nin gensoru ve araştõrma öner-
geleri dün Grup başkanvekilleri Hak-
kı Süha Okay, Kemal Kılıçdaroğlu
ve Kemal Anadol imzalarõyla TBMM
Başkanlõğõ’na verildi. Gensoru öner-
gesinde Tuncay Güney’in 4 saat bo-
yunca TRT ekranõndan birçok kişi ve
kurumsal yapõ hakkõnda hakaret, ifti-
ra, şantaj ve tehditlerle dolu açõkla-
malar yaptõğõna dikkat çekilirken şöy-
le denildi: “Ergenekon soruştur-
masının bir sonraki aşaması için he-
defler gösterilmiş, kamuoyu oluş-
turulmuştur. Tuncay Güney’in
TRT ekranlarına çıkarılması, ha-
bercilik refleksi ya da bu kişinin da-
ha önce diğer televizyon kanalları-
na çıkmış olması gibi basit ve hu-
kuki dayanaktan yoksun açıkla-
malarla geçiştirilemez. TRT’nin
Tuncay Güney’e ekranlarını aç-
ması ve bu kişiyi saygın, güvenilir
bir kişi formatı ile izleyicilere sun-
ması, sadece yayın etiğinin değil, ya-
saların da açık ihlali niteliğindedir.
Firari şüpheli bir kişiye siyasi ikti-
darın, TRT’nin ekranlarını açma-
sı, kamuoyu oluşturma, yargıyı et-
kilemeye ve siyasi muhalifleri sin-
dirmeye dönük bir girişimdir. Tun-
cay Güney’in açıklamalarının zam-
anlaması da düşündürücüdür.”
Önergede, Sabih Kanadoğlu’nun
gözaltõna alõnacağõnõn TRT tarafõndan
saatler önce açõklanmasõ ve kazõ ça-
lõşmalarõnõn sadece TRT üzerinden
servis edilmesi gibi olaylarõn “bugü-
ne kadar yandaş medya üzerinden
yürütülen dezenformasyonun, bun-
dan sonra devletin resmi televizyo-
nu önderliğinde gerçekleştirileceğini
ortaya koyduğu” vurgulandõ.
“TRT’den sorumlu devlet Bakanı
Mehmet Aydın TRT’nin yayın eti-
ği ve yasaları ihlal eden yayın poli-
tikası konusunda, suskunluğunu
koruyarak sorumluları himaye et-
miş ve bu siyasi komplonun plan-
layıcısı konumunda hareket etmiş-
tir” ifadesine de yer verildi.
Silahlarla ilgili araştõrma önerge-
sinde de, “Ergenekon soruşturma-
sının her aşamasına siyasi iktidarın
gölgesinin düştüğünün net bir şe-
kilde ortaya çıktığı” vurgulanõrken şu
görüşlere yer verildi:
“Dalga olarak adlandırılan göz-
altı süreçlerindeki uygulamalar,
gerçek suçluların yanında siyasi
iktidar karşıtlarının da soruşturma
kapsamına sokularak muhalefetin
yok edilmesinin hedeflendiğine iliş-
kin kuvvetli kuşkuların ortaya çık-
masına neden olmaktadır. Ka-
muoyunda 10. dalga olarak adlan-
dırılan aşamada silah ve patlayıcı-
lar ele geçirilmiş, bununla birlikte
siyasi iktidara muhalifliği ile bilinen
saygın hukukçular, bilim adamla-
rı ve orgeneraller gözaltına alınmış
ya da evlerinde arama gerçekleşti-
rilmiştir. Silahların saklandığı alan-
larda yapılan aramalar gizli yürü-
CHP, “TRT’yi propaganda aracõna dönüştürdüğü, firari şüphelileri TRT ekranlarõna
çõkararak siyasi muhalifleri sindirmeye yönelik açõklamalarõna göz yumduğu” gerekçesiyle
Devlet Bakanõ Aydõn hakkõnda gensoru önergesi verdi.
İSTANBUL’A 3 SAVCI İSTEMİ
‘Gelecek hafta
karar vereceğiz’
Adalet Bakanõ Şahin, İstanbul Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’nõn iş yoğunluğu nedeniyle 3
savcõ daha görevlendirilmesi talebinin
HSYK’nin gündeminde olduğunu belirtti.
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Adalet
Bakanõ Mehmet Ali Şa-
hin, Ergenekon soruş-
turmasõnõ yürüten İstan-
bul Cumhuriyet Baş-
savcõlõğõ’nõn 3 savcõ is-
temiyle ilgili olarak
“Önümüzdeki salı gü-
nü bu konuda bir ka-
rar verebileceğimizi
düşünüyorum” dedi.
Şahin, Hâkimler ve
Savcõlar Yüksek Kurulu
(HSYK) toplantõsõndan
ayrõlõrken sorularõ ya-
nõtladõ. İstanbul Cum-
huriyet Başsavcõlõğõ’nõn
iş yoğunluğu nedeniyle
3 savcõ daha istediğinin
anõmsatõlmasõ üzerine,
Şahin özel yetkili mah-
keme cumhuriyet savcõ-
lõğõnõn ihtiyacõ doğrul-
tusunda bildirdiği talebin
HSYK’nin gündemin-
de olduğunu belirtti. Şa-
hin, “Muhtemelen önü-
müzdeki salı günü bu
konuda bir karar ve-
rebileceğimizi düşü-
nüyorum” dedi.
İstanbul Başsavcõlõ-
ğõ’nõn isteği üzerine gö-
revlendirilecek 3 savcõ-
nõn Ergenekon soruştur-
masõnda görevlendirilip
görevlendirilmeyeceği-
nin sorulmasõ üzerine
Şahin, kurul olarak her-
hangi bir yargõ çevresi-
ne atadõklarõ hâkim ve-
ya savcõnõn hangi işlere
bakacağõnõ tayin etme-
diklerini, bunun kuru-
lun görevi olmadõğõnõ
anõmsattõ. Şahin, ihtiyaç
yazõsõnda “5 cumhuri-
yet savcısının Ergene-
kon diye nitelenen so-
ruşturmayla ilgilendi-
ği, bunun dışında elle-
rinde 16 savcı bulun-
duğu ve bu nedenle ila-
ve savcıya ihtiyaç du-
yulduğunun” bildiril-
diğini kaydetti.
Tuncay Güney’le il-
gili Kanada’dar istenen
adli yardõm talebiyle il-
gili sorulara karşõlõk da
Şahin, bu konuda Dõşiş-
leri ve Adalet bakanlõk-
larõnõn koordineli çalõş-
masõnõn devam ettiğini
söyledi. Şahin, “Bizim
Kanada ile doğrudan
doğruya adli yardım-
laşma açısından bir an-
laşmamızın olmadığını
arkadaşlar bildirdiler.
Ancak uluslararası an-
tlaşmalar çerçevesin-
de Kanada’dan talep-
te bulunacağız” dedi.
“Ergenekon soruş-
turması kapsamında
dinlemelere takılan
30’dan fazla görevdeki
hâkim ve savcının bu-
lunduğu ve bunlar
hakkında işlem yapıl-
ması yönünde bir talep
yazısı size gönderildi
mi?” sorusuna ise Şahin,
“Bundan hiç haberim
yok” yanõtõnõ verdi.
‘Kuyu’ iddiaları
TBMM’de DTP’lile-
rin gündem dõşõ konuş-
malarõnõ yanõtlayan Şa-
hin, Silopi Başsavcõlõ-
ğõ’nõn; 1990’lõ yõllarda
öldürülen kişilerin, Si-
lopi’de bulunan BOTAŞ
kuyularõna atõldõğõ id-
diasõyla ilgili soruşturma
açtõğõnõ bildirerek,
“Eğer nerede, kim ve
kimler, asit kuyuların-
da yakılmışsa, lütfen
adli makamlara yar-
dımcı olun. Bunların
üzerine gitmezsek, o
zaman eleştiri getirin.
Ama siz, delilsiz bir
takım isnatlarda bu-
lunuyorsunuz” dedi.
tülmemiş, kazıları yü-
rüten polislerle birlikte
basın mensuplarının da
aramalara eşlik etmesi
sağlanmıştır. Bir tarafta
Türkiye’nin alanların-
da yetişmiş saygın in-
sanlarının gözaltına alın-
masına ilişkin görüntüler
basına servis edilirken
bir yandan da kazı gö-
rüntüleri naklen yayın-
larla kamuoyuna akta-
rılmıştır. Psikolojik ha-
rekât yöntemlerinin uy-
gulandığı görüntüler or-
taya çıkmıştır. Suç çete-
lerinin ve bunların uzan-
tılarının ortaya çıkarıl-
ması ve cezalandırılma-
sı demokrasimiz açısın-
dan son derece önemli-
dir. Ancak suç örgütle-
riyle mücadele ediyor
görüntüsü altında öç al-
ma psikolojisi ile toplu-
mun muhalif kesimleri-
nin sindirilmesine yöne-
lik girişimler çetelerin
yok edilmesine değil, hu-
kuk devletinin polis dev-
letine dönüşmesine hiz-
met eder. Geçmiş dö-
nemlerde, kamu düzeni
içinde yer alan, hukuk
dışı, kendi çıkarlarına
yönelik hareket eden, çe-
te oluşumlarının varlığı
bir gerçekliktir. Bu açı-
dan, Ergenekon soruş-
turması kapsamında ele
geçirilen silah, patlayıcı
ve mühimmatlara iliş-
kin gerçeklerin ortaya
çıkarılması hiçbir siyasi
tartışmaya konu edile-
mez, edilmemelidir.”
İŞÇİ PARTİSİ
Öz için
HSYK’ye
başvuracak
İstanbul Haber Servi-
si - İşçi Partisi (İP) Genel
Başkanvekili Mehmet
Bedri Gültekin, Ergene-
kon soruşturmasõnõ yürü-
ten savcõ Zekeriya Öz’ün
görevden alõnmasõ için
tekrar Hâkimler ve Savcõ-
lar Yüksek Kurulu’na
(HSYK) başvuracaklarõnõ
belirtti.
İP’in Beyoğlu’ndaki İs-
tanbul İl Başkanlõğõ’nda
basõn toplantõsõ düzenle-
yen Gültekin, Ergenekon
iddianamesinde TSK’ye
yöneltilen suçlamalarõn
orduyu yõpratarak etkisiz
kõlmayõ amaçladõğõnõ söy-
ledi. Gültekin, iddiana-
mede hiçbir kanõt olma-
masõna karşõn TSK’nin
PKK ile işbirliği yaptõğõ,
uyuşturucu ticaretini yü-
rüttüğü, Öcalan ile anlaş-
ma sağladõğõ yönünde id-
dialar olduğunu anõmsat-
tõ. Gültekin, “Savcı Öz’ün
yalnızca görevden alın-
ması değil, aynı zaman-
da cezalandırılması ta-
lebimizle önümüzdeki
günlerde yeniden
HSYK’ye başvuracağız.
Buradan Türkiye Cum-
huriyeti’nin ilgili tüm
kurumlarını göreve ça-
ğırıyoruz. Unutmamak
gerekir ki orduyu sa-
vunmak, vatan savun-
masının gereğidir” dedi.
Ergenekon’da tutukluluğa itiraz
İstanbul Haber Servisi - Ergenekon soruştur-
masõ kapsamõnda bir süre önce tutuklanan eski
Özel Harekât Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin,
Yalçõn Küçük, Engin Aydõn, Yaşar Oğuz Şahin,
Fatma Cengiz ve Oğuz Bulut’un tutukluluklarõna
itiraz edildi. İbrahim Şahin’in avukatõ tarafõndan,
İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne dün verilen
itiraz dilekçesinde, Şahin’in sağlõk sorunlarõ nede-
niyle serbest bõrakõlmasõ istendi. Dilekçede, İbra-
him Şahin’in hafõza kaybõna uğradõğõna ilişkin
2003 yõlõnda verilen Adli Tõp Kurumu Rapo-
ru’nun da bu kurumdan istenmesi talep edildi.
Polis okulunda tüp patladı: 7 yaralı
KASTAMONU (AA) - Kastamonu Polis Mes-
lek Yüksekokulu’nun mutfak bölümünde dün saat
10.00’da gaz sõkõşmasõ sonucu patlama meydana
geldi. Patlamada 5’i öğrenci toplam 7 kişi yaralan-
dõ. Patlama sonucu okulun mutfak kõsmõ tamamen
kullanõlamaz hale geldi, çõkan küçük çaplõ yangõn,
Kastamonu Belediyesi itfaiye ekibince kõsa sürede
söndürüldü. Durumlarõ iyi olan yaralõlardan 6’sõ
ayakta tedavi edilirken 1 kişi tedavi altõna alõndõ.
Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda, Garih cinayeti hükümlüsünün bilgisine başvuruldu
Yener Yermez ifade verdi
İstanbul Haber Servisi - İşada-
mõ Üzeyir Garih’i öldürdüğü ge-
rekçesi ile müebbet hapis cezasõna
çarptõrõlan Yener Yermez, Erge-
nekon soruşturmasõ kapsamõnda İs-
tanbul Emniyet Müdürlüğü’nde ta-
nõk olarak ifade verdi.
Yermez’in avukatõ Mustafa Yalçınkaya,
özel yetkili ağõr ceza mahkemelerinin bulun-
duğu Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi önünde
açõklama yaptõ. Yermez’in İstanbul Emniyet
Müdürlüğü’nde tanõk olarak ifadesinin alõn-
dõğõnõ söyleyen Yalçõnkaya, “Tanık olarak
ifadesi alındığı için yanında avukatının
bulunması zorunlu değil. Soruşturma giz-
li olduğu için hangi konuda ifadesinin
alındığı ve müvekkilim hakkında hangi de-
lillerin bulunduğu konusunda bilgim yok”
dedi. Yermez’in hükümlü olduğunu ifadesi-
nin alõnmasõ için mahkeme kararõnõn gerekli
olduğunu belirten Yalçõnkaya, “Savcının ta-
lebi üzerine mahkeme ifadesinin alınmasına
karar verdi. Yener Yermez 7-8 yıl önce söy-
lediklerinin aynısını şimdi de söylüyor.
Müvekkilimin ifadelerinin alınması adli tıp
raporları ile ilgili olabilir. Başka bir bağ-
lantı olacağını düşünmüyorum” diye ko-
nuştu. Yermez’in Ergenekon terör örgütü ile
bir bağlantõsõnõn olup olmadõğõnõn sorulmasõ
üzerine Yalçõnkaya soruşturmanõn gizliliği ne-
deniyle bu konuda bir bilgisinin ol-
madõğõnõ söyledi.
Savcılar da sorgulayabilir
Önceki gün hükümlü bulundu-
ğu Kõrõkkale Cezaevi’nden Erge-
nekon soruşturmasõnõn yürütül-
düğü İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn
Beşiktaş’taki adliye binasõna getirilen Yener
Yermez’in ifadesinin alõnmasõ için mahke-
meden karar çõkartõldõ. Kararõn ardõndan Yer-
mez İstanbul’daki işlemleri bitene kadar kal-
masõ için Metris Cezaevi’ne götürüldü. Dün
de İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürü-
len Yermez’in tanõk olarak ifadesi alõndõ.
Eğer gerek görülürse Ergenekon soruştur-
masõnõ yürüten savcõlar tarafõndan da Yer-
mez’in tanõk olarak ifadesi alõnabilecek.
Üzeyir Garih cinayetinden hümüm giyen Yener Yermez
Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda tanõk olarak ifade
verdi. Yermez’in avukatõ “Yermez 7-8 yõl önce
söylediklerinin aynõsõnõ söylüyor” dedi.
MÜHİMMATLAR SERGİLENDİ
Ergenekon soruşturması kapsa-
mında muvazzaf Yarbay Mustafa
Dönmez’in evinde ele geçirildiği
öne sürülen krokiler ışığında An-
kara’da Zir Vadisi’nde yapılan
kazıda ele geçirilen bazı el bom-
baları ve mühimmat İstanbul’ta
medyaya gösterildi. Yakalanan
el bombaları ve mühimmat şöyle
sıralandı: “2 adet aydınlatma fi-
şeği, 12 adet tüfek bombası, 1
adet renkli sis kutusu, 1 adet
renkli sis kutusu, 2 adet taaruz ti-
pi el bombası, 10 adet el bombası,
10 adet el bombasına ait ateşleme
mekanizması, 18 adet 32 parça
dilim el bombası gövdesi, 12 adet
tuzaklı aydınlatma fişeği, 6 adet
gösteri bombası, 9 adet göz ya-
şartıcı bomba, 800 adet normal
ve izli G-3 mermisi.” Krokiler so-
nucunda çıkarılan mühimmatın
arasında yer alan el bombaları-
nın seri numarası ile 5 yıl önce
İzmir’de yasadışı bir örgütten ele
geçirilen el bombalarının aynı
kafileden olduğunu belirten em-
niyet yetkilileri, çalışmaların bu
yönde ağırlık kazandığını söyledi.
Bu arada Ankara Zir vadisinde
ele geçirilen bombalarla, 2003
yılında MLKP üyesi Mustafa
Sami Özbil tarafından Star ga-
zetesinin İzmir bürosuna atılan
bombaların aynı seriden olduğu
iddiası yalanlandı. Özbil’in
avukatı Rahşan Aytaç, müvek-
kilinin asılsız haberlerle Erge-
nekon soruşturmasına dahil
edilmek istendiğini savundu.
Fotoğraf: CİHAN ORUÇOĞLU