23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÖRÜŞ BEDRİ BAYKAM Ezber Bozma (1): Çözüm Anıtkabir Değil! Televizyonda Obama’nın iktidarı devralma şen- liklerini imrenerek izliyorum. Darısı bizim başımıza! Aman ha Bedri! Dikkatli konuş! Sonra “zemin ha- zırlıyor bak” diye başına çorap örmeye kalkarlar ha(!) Tanrı şahit ki, bu iktidar gittiği gün yaşanacak bay- ram, Obama’yı bile kıskandırabilir! Birkaç haftadır sarsılmış durumdayım. En yakın ve en eski arkadaşlarımdan biri, yalnız kendisinin bil- diği sebeplerle, Paris’te yaşamına son verdi... Hem de hayatında nihai ve entelektüel dünyanın gerilimleri olmamasına karşın. İçimde açılan yaranın kapana- bileceğini sanmıyorum. Bazen insanlar intihar eder, bazen de ülkeler... İle- ride 1980’den günümüze yaşananlara bakan tarih- çiler, bu ülkenin göz göre göre, milyonlarca insanın ikaz davulları arasında nasıl intihar ettiğini hiç anla- yamayacaklar. Aynen bir tek yargı mensubuna, han- gi mantıkla, demokrasiyi tek başına altüst edip dur- durma noktasına getirebilecek gücün nasıl verile- bildiğini anlayamayacakları gibi! Sevgili Hıncal Uluç da geçen hafta dayanamamış, hem de Sabah’ta içini dökmüş: Bu polisin nasıl or- duyu yıpratmada kullanıldığını, devlet televizyonunun nasıl o gün polisin nereleri basacağını önceden bile- bildiğini, o malum kazılar yapılırken, nasıl o operas- yonlarda yalnızca TRT’ye izin verildiğini ve Atatürk- çülerin bu ülkede sindirilmesini hedef alan her komployu, sansürsüz kaleme almış... Hem de bu ce- sareti gösterme gücünün bugün olduğunu haykıra- rak... Şu andan itibaren neler yazacağımı lütfen dik- katle okuyun. Bazı ezberlerinizi bozacak, ama bun- ları söylemeye mecburum. Unutmayın ki bu satırla- rın yazarının yayımlanmış 21 kitabı arasında en az al- tısı, Atatürkçülük ve onun çizgisindeki sosyal de- mokrasiyi anlatıyor; ömrümde bu konuda binlerce ma- kale yazdım, konferans verdim. Bunları hatırlayarak okuyun. Ülkemizde Atatürk’ün yeri ve önemi, başka hiçbir ülke alınmasın, hiç kimseyle kıyaslanamaz. Ne George Washington’la, ne De Gaulle’le, ne de Lenin’le! Bu- nun da çok karmaşık ve derin nedenlerini esas biz bi- liriz. Bu nedenle de dünya, ölümünden 70 sene son- ra, Atatürk’ün nasıl hâlâ bizim için en heyecan uyan- dıran konu ve insan olduğunu pek anlayamaz. Ancak bir türlü göremediğimiz bir gerçekle artık yüzleşme zamanı geldi: 10 Kasım’da, 29 Ekim’de ve 23 Nisan’da Anıtkabir’i doldurup taşıralım. Her içi- mizden geldiğinde de, kendimiz için veya kurumu- muz için Anıtkabir’e gidelim. Ama yaşadığımız dra- matik siyasi akış konusunda, Atatürk’e duru- mumuzu şikâyet etmek için gitmeyelim! AB ve- ya ABD ile ilişkilerimizi anlatmak ve ona bu slo- ganlarımızı duyurmak için gitmeyelim. Bu iktidarın hukuktan sapışı, laikliği yıpratışına karşı yapılan o gör- kemli Cumhuriyet mitinglerinin ardından da Anıtka- bir’ e uğramayalım; buna benzer durumlarda kaderini değiştiren ve tarih yazan dünya halkları nereye yü- rümüşlerse, oraya yürüyelim. Örneğin yeni liderimiz olarak görmek istediğimiz bir insanın evinin ya da par- tisinin önüne... Ya da birini protesto edeceğimiz bir alana... Atatürk bu Cumhuriyeti kurdu ve bizlere ema- net etti. Ama bu şekilde gençliğe sorumlulukları da devretti. O gençlik, Anıtkabir’e dönüp Bursa Nutku’nu, zaten kendisi yazmış olan Atasına ge- ri okuduğu zaman, Atatürk kabrinde dört dönüp kahroluyor... Atatürkçülük bu değil. Türkiye Cum- huriyeti böyle korunmaz. Acil kararlarla, yeni lider- lerle, demokratik alan sonuna kadar “terletilerek” sa- hada korunur, Anıtkabir’de değil. Dünya bu formülü uyguladığı için, Lula’larını, Cha- vez’lerini, Obama’larını buluyor... Bizde ise kök- tendinciler bile, bu dünyanın insanlarına kendi ge- leceklerini teslim ederken, bizler “kurtuluşu” Atatürk’te arıyoruz. Hem de her birimizin onun düne ve bugüne ilişkin potansiyel yorumları hakkında farklı inançla- ra sahip olmamıza rağmen! Karşı taraf ise, enerjisi- ni tek partiye ve canlı liderlere devrettiği için, bizi kuk- la yerine koyup, ülkeyi istediği gibi yönlendiriyor. Bilmem anlatabildim mi? Anıtkabir bizim kökümüz, kalbimiz... Ama bu sevgiyi yanlış kullanmak, bugün artık Atatürk’ün Türkiyesi’ni ölüme ya da intihara sü- rüklüyor! bedri.baykam@gmail.comFaks: 0212 227 34 65 PERİHAN ERGUN Türkiye’de Ergenekon se- naryolarının kara kutusu Tun- cay Güney kim? Dolandırıcı- lıktan soruşturmaya alınmış, beş vakit namaz kılarken Fet- hullah sevdasıyla önce ABD’ye gitmiş, sonra da Mu - sevileşerek Kanada’da sahte hahamlığa soyunmuş, buka- lemun örneği bir kişi. 2001’de ifadesi alınmış –içinde 2005’i de kapsayan-; bu abuk anla- tımlar o günden bu yana or- talara dökülmemiş. Hakkında ne suçlu, ne tanık veya muh- bir değerlendirmesi yapılma- mışken birdenbire Ergenekon suçlamalarının baş kahrama- nı oluverdi. Hem de yürütme ve yasamanın tüm hukuk ku- ralları yok edilerek... Ortado- ğu’nun en gözde, çağdaş, la- ik, demokratik Cumhuriyetini karıştırmak, ılımlı İslamla or- tadan kaldırmak isteyen em- peryalist güçlerin robotu nite- liğindeki bu pisikopat görün- tülü adam medyada, bir de bi- zim vergilerimizle oluşturulan devlet kurumu TRT 2’de sa- atlerce kafaları karıştırıcı akıl al- maz anlatımları ve suçlamala- rıyla kamu vicdanında yaralar açtı. Eğitim ve mesleğim ge- reği didaktik ve tecrübi psi- koloji öğrenimi almış bulun- mam ve deneyimlerim nede- niyle ahlak yoksunu bu adam yalan makinesi olarak kurgu- lanmış bir paranoyak. Olayın asıl üzüntü veren yanıysa; ya- pıştırılmış yayın organlarıyla icra güçlerinin sekiz yıl sonra tahlisiye simidi gibi bu man- yağın uskuruna dolanmış ol- maları. Lütfen artık, çete veya mafya her neyse, bu davada somut kanıtlarla suçlular, suç- suzlar akıl ve etikle ayıklanıp gerçekler saptansın. Bizi dün- yaya rezil eden bu Ergenekon senaryosu sonuçlansın. Gazze’de insanlık ayıbı, soy- kırım günlerdir İsrail’in acıma- sızlığıyla devam ediyor... ABD, Ortadoğu stratejik plancılığıy- la bu kanlı gidişten memnun ve övüngen. AP’si de teşvikçilik- te açıkça ortalarda. Kendileri- ne “Müslüman Kardeşler” adı- nı veren Araplar, ABD’nin uşaklığında içleri sızlamadan çoğunluğu kadın ve çocuk olan ölümleri seyrediyorlar. Venezüella ile Bolivya’nın İs- rail’le ilişkilerini kesmesi ve hatta Bolivya lideri Morales’in İsrail yetkililerinin cezalandırıl- maları için uluslararası ceza mahkemesine başvuracağını söylemesi, bir de Venezüella Devlet Başkanı Hugo Cha- vez’in ülkesinden İsrail Bü- yükelçisi’ni sınır dışı etmesi Arapları utandırmıyor. Bu tra- gedya bana muharrem ayında aşure günlerindeki anılarımdan Büyükanneciğimin anlatımla- rındaki “Ehl-i Beyt’e Kerbe- la”da yapılan acımasızlığı içi- mi sızlatarak hatırlatıyor. O matem sayılan günlerde orucun dışında evde doyasıya yemek yenmez, cam bardak- tan su içilmezdi. Dualarla in- dirdiği hatimlerini Hz. Hüse- yin’e bir de 10 Kasım’larda Atatürk’e gönderirdi. Beni en çok etkileyen anlatımı Ye- zid’in Hüseyin’i katlettirdiği yerde açılan çukura Fatıma Ana’nın kanlı gözyaşlarını dö- kerken, “Bu çukur kıyamete dek kanla dolacak” deyişiydi. Şimdi düşünüyorum da Arap Yarımadası’ndaki acımasızlığın İslamın ilk günlerinden- çıkar- cılık ve iktidar hırsıyla - bu- günlere kadar uzanışını aklım almıyor. Babamın öğretisi olan Caferiliğin İslamda bir nevi reform olduğu, Aleviliğin hü- manizmasıyla Hacı Bektaş-ı Veli Hz.’nin özdeyişleri bu ka- til ruhlu yaratıkları hiç etkile- yememiş... Aynı çağdaş Tür- kiye’yi yaratan Mustafa Ke- mal’in aydınlanmacı ilkelerini gerici ve karşıdevrimcilerin göz ardı etmeleri gibi. Bir üzüntüm de yurdun de- ğerlerini satmanın dışında ye- şili, ormanı yok edici yasalar ve yasadışı imar uygulamalarının ayrı bir katliam oluşu. Yıllardır gözlerini diktikleri Üsküdar Va- lidebağ Korusu’nun doğal ya- pısını yok etme girişimleri. Va- lidebağ Gönüllüleri Derneği ile bazı çevre örgütleri Adile Sul- tan Kasrı Öğretmenevi önün- de toplanarak Üsküdar Bele- diyesi’nin koruya parkur yap- ma bahanesiyle soktuğu dozer ve kamyonları basın açıkla- masıyla yadsıdılar. Dileğim de- falarca yapılmış olan bu uya- rının belediyenin aklını başına getirmesidir. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci mynet.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN www.mumtaz-arikan.com (ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com HARBİ SEMİH POROY 20 Ocak Şaşırmadım, Üzüldüm... HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com BULUT BEBEK NURAY ÇİFTÇİ bulutbebek@hotmail.com 20 OCAK 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA 15 Hamasçı Müberra Şimşek: “İsrail’in Birleşmiş Milletler’den atılmasını isteyen RTE, Hamas’ın Birleşmiş Milletler’e katılmasını ne zaman isteyecek!” Torunlar Kemal Öncü: “Padişahtan kelle isteyen yeniçerilerin medyadaki torunları, görüldüğü gibi hâlâ ergene-kan’a doymadılar!” Haksızlık Kaya Çetin: “Bakan Hilmi Güler’in doğalgaza seçenek olarak ortaya attığı ‘fındık’ önermesi kuru fasulyeye karşı büyük bir haksızlık olmuyor mu!” Müslüman eşbaşkan Gazze çıkmazında GAZZE katliamında ABD’nin Ortadoğu’daki Musevi asbaşkanı Ehud Olmert attığı bombalarla taş üstünde taş, Müslüman eşbaşkanı RTE ise ettiği laflarla mangalda kül bırakmıyor! Türkiye’de RTE’nin eşbaşkanlığının farkında olan antiemperyalist grupların İsrail’i protesto gösterililerini polis tekme- tokat ve gaz bombasıyla dağıtmaya çalışırken, İslamcı iktidarın kanatları altındaki şeriatçı grupların gösterileri ise neredeyse polis tarafından sevk ve idare ediliyor! Avrupa’yı sarsan Deniz Feneri sadakalarındaki dolandırıcılığın Türkiye’ye uzanan ampulleri kapatılmaya çalışılırken RTE’nin yönetimindeki İslamcı Adalet ve Kalkınma Partisi, Gazze için halktan para topluyor. Hem de Kızılay’a yardımcı olmak için! Bir yandan koskoca tarihi Kızılay, dünkü bir siyasi parti ile özdeşleştiriliyor öte yandan o partinin ilçe örgütlerinin para toplamak için düzenledikleri toplantılarda türbanlı kadınlar vur patlasın çal oynasın göbek atıp eğleniyor! Bu arada Gazze’de ölen çocuklar için göbek atarak para toplamaları yetmiyormuş gibi okullardaki çocukların ceplerine de el atılıyor. Devletin okullarında paralar kayıtsız-kuyutsuz zarflanırken öğrenciler sıraya sokulup “ırkçılık” tuzağına düşürülüyor. Neresinden tutsanız elinizde kalıyor! Çünkü eşbaşkanın elinden ancak bu kadarı geliyor! Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.” RTE’NİN savcısı olduğu Ergenekon denilen dalgada amaç İslamcı iktidara muhalif çevreleri sindirmek değil ise... Hukuk devletini, kanunlar gücüyle polis devletine dönüştürmek değil ise... Korku imparatorluğu kurmak değil ise... Emperyalistlerin beklentisi ve Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir parçası olarak ‘Türkiye Ilımlı İslam Cumhuriyeti’nin temellerini atmak değil ise... İktidar yandaşı medyayı sonuna kadar kullanarak kirli ve çirkin bir siyasi propaganda yürütmek değil ise... Yaşadışı işlere bulaşmış ve bulaşma olasılığı bulunan kişiler üzerinden yurtseverleri lekelemek değilise... Olayları birbirine karıştırıp konuyu içinden çıkılmaz hale getirmek değil ise... Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmak değil ise... Parmak hesabıyla yasamaya egemen olan ve yargıyı da egemenliği altına almak isteyen yürütme yani hükümet, demokrasiye biraz olsun inanıyor ve hükümetin başı bu konuda bir nebze samimi ise... Başbakan RTE, Ergenekon dalgasında yürütmenin yargı ile birlikte çalıştığı yolundaki demecinin bir dil sürçmesi olduğunu belirterek “Ergenekon savcılığı” görevinden istifa ettiğini kamuoyuna derhal açıklamalıdır! Ergenekon dalgalarında kafalarda soru işareti yaratan tutum ve davranışları nedeniyle Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve TRT’den sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Aydın görevlerinden istifa etmelidir. İstifalarla boşalan bakanlıklara toplumda güven duygusu yaratacak yeni isimler atanmalı; iktidar partisi içinde bu tür siyasiler yoksa Meclis dışından güvenilir isimler aranıp bulunmalıdır. Ergenekon dalgalarında hukuk dışına çıktıkları yolunda iddialara muhatap olan memur, müdür, her kademedeki bürokrat hakkında geniş kapsamlı bir soruşturma başlatılmalı ve soruşturmanın güvenilirliği açısından bu şahıslar görevlerinden uzaklaştırılmalıdır. Hazırlık soruşturmalarının gizliliğini açıkça ihlal eden medyadaki görevlilere, gerçek bir hukuk devletinde kendileri de dahil olmak üzere kimsenin dokunulmazlığının olmadığı gösterilmelidir! Gerisi laf salatasıdır. İlerisi İslamcı faşizmdir! İse SESSİZ SEDASIZ (!) Olmert: ‘Hedefe ulaştık’ Doğru... Çünkü Gazze’de yıkılacak başka yer kalmadı! YağmurDeniz BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Başka bir dinde iken Müslüman olan kimse. 2/ Ta- rõmda kullanõlan azotlu gübre... Gösteriş, ilgi çe- kecek durum. 3/ Açõk yeşil renkli, mayhoş ve kokulu bir elma cinsi... Kokmuş hayvan ölüsü. 4/ Türkme- nistan’õn plaka imi... Kum falõ. 5/ Yaşam için gerekli organik madde. 6/ Memelilerde asalak olarak yaşayan ipsi solu- can... Tavlada “üç”sayõ- sõ. 7/ İnanç, iman. 8/ Acõklõ... Genellikle dört dizeden oluşan, halk edebiyatõ nazõm şekli. 9/ Pasak... Muğla-Marma- ris karayolunda, çok güzel bir panoramaya sahip olan dağ geçidi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Müslümanlõğõ bõrakõp başka bir dine geçmiş olan kimse... İlave. 2/ Faiz... Yelkenli gemilerde, gabya çar- mõklarõnõ ana direğe bağlayan kõsa çarmõklar. 3/ Gü- neydoğu Asya müziğinde kullanõlan bir tür org... Yat- sõ namazõndan sonra kõlõnan üç rekatlõk namaz. 4/ Bel- li iki yer arasõnda gidip gelebilme. 5/ Güzelin ve güzel sanatlarõn doğasõnõ inceleyen felsefe dalõ. 6/ Tavlada “iki” sayõsõ... Bahreyn’in başkenti. 7/ Uzun bir zaman aralõğõ içinde belirli bir bölgede egemen olan atmos- fer koşullarõ... Şenliklerde caddelere kurulan süslü ke- mer. 8/ Halk edebiyatõnda aruz ölçüsüyle yazõlan şiir türlerinden biri... Sodyum elementinin simgesi. 9/ Ki- mi giysilerin bol olmasõ için yanlarõna eklenen kumaş parçasõ... İslam inancõna göre ölüleri mezarõnda sor- guya çekecek olan iki melekten biri. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 E K O M E T R İ Y A M A K U L A T R R E P L İ K İ N E K R E N O Ş I K S A T E N İ K A M E T K İ M A B E Y İ N T R İ T K O L İ T A R A Z T A N 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. NURTEN ÜNAL Sınava giriş belgemi kaybettim. Hükümsüzdür. UĞUR YARENOĞLU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle