Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
15 OCAK 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EMEK 7emek@cumhuriyet.com.tr
Türk-İş, işten çõkarmalar ve krizin be-
delinin çalõşanlara ödetilmesi yak-
laşõmõnõ protesto etmek amacõyla 15 Şu-
bat Pazar günü İstanbul’da miting dü-
zenlemeyi kararlaştõrdõ. Alõnan bilgiye gö-
re Türk-İş Yönetim Kurulu, 13 Ocak’ta yap-
tõğõ toplantõda, ekonomik kriz sonrasõnda işçi-
ler açõsõndan yaşanan gelişmeleri değerlendir-
di. Yönetim kurulu, işten çõkarmalar başta olmak
üzere krizin bedelinin çalõşanlara ödetilmesi
yaklaşõmõnõn protesto edilmesi amacõyla
15 Şubat Pazar günü İstanbul’da geniş
kapsamlõ bir miting düzenlemeye karar
verdi. Mitinge ağõrlõklõ olarak, Türk-İş’e
bağlõ sendikalarõn Marmara, Trakya ve
Bursa örgütlerinin katõlacağõ belirtildi. Detay-
larõ daha sonra belirlenecek mitinge tüm emek
örgütleri de davet edilecek.
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Hayalet Yasaklar...
Siyaseti ayrıca değerlendirmeye gerek olma-
dığını sanıyorum.
Çünkü güvenilirlik sıralamasında en sonda yer
aldığını belirtmek, kamuoyunda oluşmuş olan ka-
nıyı özetlemeye yetiyor.
Aynı değerlendirmede yayın organları daha
yukarıda, kişilik olarak gazeteciler onun üstünde,
yargı da daha üstte yer alıyor.
Ancak hemen belirtmeliyim ki içinden geçmekte
olduğumuz süreçte, hem medya, hem gazeteci-
ler, hem de yargı önemli ölçüde yaralanmış du-
rumda.
Görüntünün böyle olmasına karşın, “kurunun ya-
nında yaş da yanar” örneğinin tersine kurallara
uyanları da sorumlu tutmak mümkün değil.
Ama unutmayalım ki “istisnalar kaideyi bozmaz”
kuralı da geçerliliğini sürdürüyor.
Halkın bilgilenme hakkını, gazetecilerin de ha-
berlere ulaşma, yayma, eleştirme ve yorumlama
haklarını yok saymadan bir değerlendirme yap-
mak durumundayız.
Bu nedenle de “Yukarıdaki hakları yok sayan ya-
sa maddeleri nasıl yapılabilir” sorusuna yanıt
bulmamız gerekiyor.
Ergenekon (son günlerde Orgenekon diyenler
de var) soruşturması sürecinde yaşananları anım-
sayalım.
Gözaltına alınanların emniyetteki ya da cum-
huriyet savcılığındaki ifadeleri daha mürekkebi ku-
rumadan televizyon ekranlarında, ertesi gün de ga-
zetelerde tefrika edilmeye başlanıyor.
İşin ilginç yanı da yandaş medyada çalışmayan
birkaç uzman gazeteci dışında, ayrıntıların daha
çok yandaş medya olarak nitelendirilen yayın or-
ganlarında yayımlanıyor olması.
İfadelerin bilerek ve istenerek sızdırıldığı kuş-
kularını giderme konusunda ne İçişleri Bakanlı-
ğı’ndan ne de Hâkimler ve Savcılar Yüksek Ku-
rulu Başkanı sıfatını da taşıyan Adalet Bakanı’ndan
atılmış tek bir adım var.
“Gazeteci, ele geçirdiği haberi yazar arkadaş”
diyen meslektaşlarımıza söyleyecek sözümüz
pek yok.
Zaten gazetecileri değil, uygulanamayacak
maddelerin taslaklarını hazırlayan bürokratları
ve onları yasalaştıran siyasetçileri sorgulamak ge-
rekiyor.
Basın Yasası’nda, Türk Ceza Yasası’nda ve Ce-
za Muhakemesi Yasası’nda “yargı gücünün oto-
rite ve tarafsızlığının sağlanması amacı” ile geti-
rilmiş çeşitli sınırlamalar var.
Örneğin, Basın Yasası’nda iddianame hazırla-
nıp ilgili mahkemeye sunulmadan, hazırlık so-
ruşturması dosyasında yer alan “cumhuriyet sav-
cısı, hâkim veya mahkeme işlemlerinin ve diğer bel-
gelerin içeriğinin açıklanmasını” suç olarak ta-
nımlayan özel bir madde yer alıyor.
Merak ediyorum, yasanın hazırlanması süre-
cinde, bu maddenin eski Basın Yasası’nda da yer
almasına karşın uygulanamadığını, yeni yasa
döneminde de uygulanamayacağını dile getiren
gazetecileri ciddiye almayanlar bugün ne düşü-
nüyorlar? Uygulamaya maddeler yazmaktan
mutlu mudurlar?
Erdoğan, dünkü AKP Meclis grup toplantısın-
da “Yasama, yürütme ve yargı birbirinin işine ka-
rışamaz” dedi. Oysa anayasaya göre yargı, çeşitli
düzeylerde yasama ve yürütmeyi denetlemekle
görevli.
Yürütmenin yargıya karışmaması görüşüne
karşı çıkmak ise olanaksız. Ama o zaman da Ada-
let Bakanı ile müsteşarının Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu’nda ne işi olduğuna, bu yargı gö-
revlileri ile ilgili inceleme ve soruşturma iznini ni-
ye Adalet Bakanı’nın verdiğine ve bu işlevin ba-
kanlıkta görevli Adalet müfettişleri tarafından ya-
pıldığına da mantıklı bir açıklama getirmek gere-
kiyor.
“Kanun” yapmadaki kafa karışıklığının çeşitli ne-
denleri olduğu biliniyor.
Bir neden de ben ekleyeyim. Kanunların nasıl
yapılacağını belirleyen kanuna, “anakanun” değil
de “anayasa” diyoruz. Kanunların yapılmasını
“yasama” olarak nitelendiriyor ve bu yetkinin Tür-
kiye Büyük Millet Meclisi’nde olduğunu anayasaya
koyuyoruz. Ama nedense “yasa” değil de “kanun”
yapıyoruz.
Acaba “kanun” denince aklımıza her telden ça-
lınabilecek sazı anımsatan bir tercih geliyor da
onun için mi “yasa” diyemiyoruz?
oerinc@cumhuriyet.com.tr
Başta finans ve otomotiv olmak
üzere pek çok sektörde binlerce işçi,
kriz nedeniyle işinden oldu. Pek çok
ülkede büyük çapta gösteriler yapõlõyor.
Y
üzyõlõn ekonomik
krizi olarak nite-
lenen küresel kriz,
dünyanõn tüm işçilerini,
işsizlik tehlikesinde bir-
leştirdi. Yurtdõşõnda baş-
ta finans ve otomotiv,
yurtiçinde başta otomotiv
ve tekstil olmak üzere
pek çok sektörde binlerce
işçi işinden oldu. Olma-
yanlar da işsizlik tehdi-
diyle karşõ karşõya...
? Peru’da, küresel ma-
den cevherleri fiyatlarõnõn
düşmesinin madencilik
sektörünü olumsuz etki-
lemesi ve yeni yatõrõmla-
rõ engellemesi yüzünden
5.460 maden ve çelik iş-
çisi işini kaybetti.
? Brezilya’da ABD’li
General Motors (GM)
fabrikasõndan 800 geçici
işçinin çõkarõlmasõnõ pro-
testo için iş yavaşlatma
eylemi yapõldõ.
Sendika söz-
cüsü Rodrigo Correia,
Sao Jose dos Campos fab-
rikasõnda sabah vardiya-
sõnda çalõşan 3.000 işçinin
bir saatliğine iş durdur-
duğunu ve akşam vardi-
yasõnda da 3.000 işçinin
aynõ eylemi yapacağõnõ
söyledi.
? İngiltere’de müzik,
oyun ve DVD perakende
zinciri şirketi Zavvi’nin
18 mağazasõnõ daha ka-
pattõğõ ve 353 kişinin işsiz
kaldõğõ kaydedildi.
Geçen yõl aralõk ayõnda
Zavvi’ye kayyum olarak
atanan Ernst&Young,
Zavvi’nin 74 mağazasõnõn
açõk kalmaya devam ede-
ceğini bildirdi. Zavvi 8
Ocak’ta 22 mağazasõnõ
kapatmõş ve 178 kişi işsiz
kalmõştõ.
Kadõköy
ritmini bozdu
K
adõköy Bele-
diyesi’ne
bağlõ KAS-
DAŞ sağlõk polikli-
niklerinde, sendika
kurduklarõnõn teyit
edilmesi sonrasõnda,
biri diş hekimi ol-
mak üzere dört sağlõk
personelinin görevi-
ne son verilirken beş
çalõşanõn da görev
yerleri değiştirildi.
DİSK’e bağlõ Dev-
Sağlõk İş Başkanõ Arzu Çerkezoğ-
lu, işten çõkarmalarõn kriz dolayõsõyla
küçültmeye gidilmesinden kaynak-
landõğõ iddiasõnõ yalanlayarak işten
çõkarõlmadan bir gün önce yapõlan
2009 ihalesine göre iş pozisyonlarõ-
nõn aynen korunduğunu söyledi.
Çerkezoğlu, işten çõkarõlmalarõn ön-
cesinde ve sonrasõnda baskõlar, sür-
günler ve sendikadan istifaya zorla-
malar yaşandõğõnõ, konuyla ilgili
savcõlõğa suç duyurusunda bulun-
duklarõnõ ifade etti. Kadrolu işçile-
rin geçmişten gelen sendikal örgüt-
lülüklerine tanõnan olanağõn taşeron
işçilere de tanõnmasõ gerektiğinin
vurgulandõğõ toplantõda, Kadõköy
Belediyesi’ne bu yanlõş tutumdan
dönmesi için çağrõda bulunuldu.
İngiliz Barclays Bankası, 2
bin 170 kişiyi işten çıkarmayı
planlıyor. İşten çıkarmalar,
bankanın toplam işgücünün yüzde 7’sini temsil ediyor. İşten çıkar-
maların 1.300’ünün Barclays Capital’den, 500’ünün Barclays We-
alth’den ve 370’inin ise Global Investors bölümlerinden olacağını be-
lirtti. Küresel kredi krizi nedeniyle eylülden başlayarak GMAC,
HSBC, Commerzbank, Royal Bank of Scotland, Citigroup, Credit Su-
isse, Nomura, American Express ve birçok diğer banka binlerce ki-
şiyi işten çıkardı. Londra merkezli Ekonomi ve İş Araştırmaları Mer-
kezi’ne göre geçen yıl İngilte-
re’de finans sektöründe işini
kaybedenlerin sayısı 28 bin
kişiye ulaştı. Merkez bu yıl da 34 bin kişinin işini kaybetmesini bek-
liyor. Dünyanın en büyük ilaç şirketi Pfizer, araştırma alanlarını
daraltarak bu alanlarda çalışan 800 kişiyi işten çıkaracak. New York
merkezli şirket, bu yıl küresel araştırma işgücünü oluşturan 10 bin
kişiyi yüzde 5 ile yüzde 8 arasında azaltmayı planlıyor. Pfizer, 2007
Ocak ayında başlayan büyük yeniden yapılanmayla 14 bin 600 kişi-
yi işten çıkarmış, 8 fabrika ile başka üretim yerlerini de kapatmıştı.
2 bin bankacı daha kapı dışarı
Küresel ekonomik kriz emekçiyi vuruyor. Brezilya, Türkiye, İngiltere ve Japonya’da her gün binlerce kişi işini kaybediyor
Dünyanõn bütün işçileri işsiz
T Ü R K - İ Ş S E S S İ Z L İ Ğ İ N İ B O Z U Y O R
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanõ Bir-
can Akyõldõz, yaşanan kriz dolayõ-
sõyla enflasyon oranõnõn söylenildiğinin
aksine yüzde 10 değil, yüzde 20 dola-
yõnda gerçekleştiğini iddia ederek, “Bu
durumun etkilerinin giderilebilmesi için me-
mur maaşlarõna derhal aylõk 200 TL iyileştir-
me yapõlmasõ gerekir” dedi. Vatandaşlarõn en-
flasyonunun yüzde 10 değil, yüzde 20 olduğu-
nu kaydeden Akyõldõz, “2008’in ikinci al-
tõ aylõk döneminde memurlarõn yüzde 2
alacaklõ olduğu ortaya çõkmaktadõr.
2008 yõlõnõn ikinci yarõsõnda memurla-
ra yüzde 2 maaş artõşõ yapõlmõştõr. Do-
layõsõyla enflasyon farkõ kriterlerinin de yüz-
de 2 olarak alõnmasõ gerekmektedir. Hiçbir ge-
rekçeye dayanmayan yüzde 4’lük oranõ yargõ-
ya taşõyacağõz” diye konuştu.
MEMUR, 200 TL İYİLEŞTİRME İSTİYOR
elden para teslim almak suretiyle kuryelik yap-
tõğõ şeklinde gerçek dõşõ bilgilere yer veril-
miştir.
1. Sayın Zekeriya Karaman ne Al-
manya ne de bir başka ülkeden elden pa-
ra almak suretiyle Türkiye’ye para ge-
tirmemiş, bu yolla kuryelik yapmak gibi
bir para transferinin içinde hiçbir şekil-
de yer almamıştır
2. Sayın Zekeriya Karaman’ın, yuka-
rıda belirtilen habere konu olan Deniz Fe-
reni e.V. adlı dernekle hiçbir bağlantısı
bulunmamaktadır.
3. Ortada, habere konu olan bilgileri
doğrulayan hiçbir kanıt, belge ya da res-
mi bir karar bulunmadığı halde bu yayını
yapan Cumhuriyet Gazetesi yetkilileri, id-
dianın taraflara sorularak teyit edilmesi
gibi basın ahlakı açısından önemli bir kai-
deyi de açıkça ihlal etmiştir.
4. Cumhuriyet gazetesi, müvekkilim
Sayın Zekeriya Karaman ile ilgili verdi-
ği bilgilerde, haber kaynağı tarafından
gerçeğe aykırı iddialarla yanıltılmış ve ba-
sın ahlakına yakışmayan bir tavır içinde
olayı araştırmadan yayın yapmak yoluna
gittiği için kamuoyunu yanlış bilgilen-
dirmiştir.
5. Cumhuriyet gazetesinin Murat Kış-
lalı imzası taşıyan ve Sayın Zekeriya Ka-
raman ile Yönetim Kurulu Başkanlığı gör-
evinde bulunduğu Kanal 7 Tel-
evizyonu’nu karalamaya yönelik başka
gerçekdışı haberler de yayımladığı göz
önüne alındığında, yapılan yayınların
gazetecilikten ziyade bir karalama kam-
panyasının ürünü olduğu anlaşılmaktadır.
Tüm bu maddi gerçekler varitken, iddia-
larõn doğruluğu ve ciddiyeti hususunda bir
araştõrma yapmaya dahi gerek görmeyen Ba-
sõn kuruluşunuz, haklarõnda karalama yapõ-
lan müvekkilime iddialarõn doğruluğunu
sorma nezaketinde dahi bulunmadan, basõn
ilkeleri ve kişilik haklarõnõ da yok sayarak,
eleştiri sõnõrlarõnõ aşarak müvekkilimiz hak-
kõnda yakõşõksõz ve gerçekdõşõ suçlamalarõ
gazeteniz aracõlõğõyla okuyucu kitlesi ve ka-
muya aktarmõş, kamuoyu ve gazeteniz okur-
larõ bu hususta yanlõş bilgilendirilmiş, mü-
vekkilimiz aleyhine aldatõlmõştõr.
Yeni Dünya İletişim AŞ ve Zekeriya
Karaman Vekili Av. İlknur Türker
Cevap ve düzeltme
Bugün elinizde tuttuğunuz Cumhuriyet’te
bir cevap ve düzeltme metni var. Kanal 7 ad-
lõ televizyon kanalõ ve bu kanalõn başõndaki
isim Zekeriya Karaman, bu metinle Cum-
huriyet’in 16 Eylül 2008 günlü iki ayrõ habe-
rini “düzeltmiş oluyorlar”. Ama “düzelt-
me” yetmediği için olsa gerek şu iddialara da
yer verilmiş metinde: Söz konusu haberlerle
Cumhuriyet “basın ilkeleri ve kişilik hakla-
rını yok saymış”, “eleştiri sınırlarını aş-
mış”, “yakışıksız ve gerçekdışı suçlamala-
rı aktarmış”, “karalama kampanyası yap-
mış” ve böylece kamuoyu ve Cumhuriyet
okurlarõ Kanal 7 ve Z. Karaman aleyhine “al-
datılmış”. Bu ifadelerle neyin düzeltildiğini
ya da cevaplandõğõnõ biz anlayamadõk. Ama
metni yayõmlamak zorundaydõk, çünkü önce
Eyüp 2. Sulh Ceza Mahkemesi, ardõndan
Eyüp 2. Asliye Ceza Mahkemesi bu metnin
yayõmlanmasõna karar verdiler.
Kestirmeden gidelim, söz konusu haberler-
le “Cumhuriyet’in okurlarını aldattığı” id-
diasõnõ paylaşan iki yargõcõmõzõn kararõ yan-
lõştõr: Cumhuriyet, bu yayõnõyla okurlarõnõ al-
datmamõş; aksine gerçek, güncel ve yayõm-
lanmasõnda kamu yararõ olan bir konuda, ob-
jektif bir haber yaparak kamuoyunu bilgilen-
dirmiştir.
İki haber söz konusudur. İlki gazeteci Os-
man Çutsay’õn Frankfurt’ta görülen Deniz
Feneri e.V. yargõlamasõna ilişkin izlenimleri-
dir. Çutsay’õn haberinde Kanal 7 ve Z. Kara-
man ile ilgili verilen iddialar, masa başõnda
uydurulmamõştõr. Bunlar soruşturmayõ yürü-
ten polis müdürü Alexander Böhm’ün du-
ruşma sõrasõnda yaptõğõ açõklamalardõr. Bu
açõklama gerçektir. Bu nedenle de tüm gaze-
telerde yer almõş, devletin resmi haber ajansõ
olan Anadolu Ajansõ tarafõndan da aboneleri-
ne servis edilmiştir. Söylemeye gerek var mõ,
Türkiye’de ya da Almanya’daki bir polis mü-
dürünün, üstelik de bir yargõlama sõrasõnda
yaptõğõ açõklamalarõn “haber değeri” olduğu
açõktõr. Gazetecinin görevi, bunu haberleştir-
mekten ibarettir. Yapõlan açõklamanõn somut
olarak gerçek olup olmadõğõnõ araştõrmak ise
yargõnõn işidir.
Diğer haber gazeteci Murat Kışlalı’nõn
Sermaye Piyasasõ Kurulu’nun Denetleme Dai-
resi’nin Kanal 7 ve Z. Karaman’la ilgili tes-
pitlerin de yer aldõğõ raporunun örtbas edil-
mesiyle ilgilidir. Bu rapor da gerçektir (Bir ör-
neği düzeltme ve cevap dosyasõna da sunul-
muştur). Haberde yer alõp da raporda yer al-
mayan “tek bir satır iddia” yoktur. Ve evet
burada da gazetecinin görevi, bu raporu ha-
berleştirerek kamuoyunun, SPK’nin niçin bu
rapora göre işlem yapmadõğõnõ sorgulamasõ-
nõ sağlamaktõr.
Peki, bugün yayõmlanan düzeltme ve cevap
metni neyi düzeltmektedir? Polis Müdürü
Böhm duruşma sõrasõnda dinlenmemiş midir?
Yoksa konuşmuş ama Deniz Feneri e.V.’ den
Deniz Feneri’ne Zekeriya Karaman aracõlõ-
ğõyla para aktarõldõğõnõ mõ söylememiştir? Ya
da yargõçlarõn da gördüğü rapor hayal ürünü
müdür? Gazeteci bunu evinde mi yazmõştõr?
Gerçek ifadenin, gerçek raporun gerçek ha-
berlerine “karalama kampanyası” denemez.
Bu haberler ile “Cumhuriyet okuru aldatıl-
mıştır” da denemez. Cumhuriyet okurlarõnõ
aldatmamõştõr. Gazetecilik onurlu bir meslek-
tir. Mahkeme kararõ nedeniyle zorunlu olarak
yayõmladõğõmõz “düzeltme ve cevap metni”
gazetecilerin onurunu çiğnemektedir. Cum-
huriyet okuru bu gerçeği bilmelidir.
C
Cumhuriyet okurlarını aldatmamıştırBaştarafı 1. Sayfada
İstanbul Haber Servisi -
Emek ve meslek örgütleri, 22
Şubat’ta İstanbul’da yapa-
caklarõ “İşsizliğe ve yok-
sulluğa hayır” mitingine
destek çağrõsõ yaptõ. DİSK
Genel Başkanõ Süleyman
Çelebi, Türk-İş’in 15 Şu-
bat’ta miting kararõ almasõnõ
da eleştirerek, “Türk-İş, bi-
zim mitingimize destek ve-
receğini açıklamıştı” dedi.
Süleyman Çelebi, Şiş-
li’deki DİSK Genel Mer-
kezi’nde dün düzenlediği
basõn toplantõsõnda ekono-
mik krizin “işsizlik” krizi-
ne dönüştüğünü belirterek,
AKP iktidarõnõn önlem adõ
altõnda uyguladõğõ politi-
kalarõn emekçilerin çalõşma
ve yaşam koşullarõnõ daha
da kötüleştirdiğini söyledi.
“Kriz emekçileri teğet
geçmiyor” sözleriyle geli-
nen süreci değerlendiren
Çelebi, şöyle devam etti:
“Tarım sektöründe her
50 saniyede bir, bir çiftçi
mesleğinden oluyor. Tür-
kiye, bu krizden en çok et-
kilenen ülkeler arasında-
dır. Biz emek ve meslek
örgütleri olarak krize ve
krizin yarattığı sonuçlara
karşı sesimizi yükseltmek
ve mücadelemizi birleş-
tirmek için 22 Şubat’ta
Kadıköy’deki mitingimi-
ze herkesin katılması, des-
tek olması çağırısında bu-
lunuyoruz.”
22 Şubat’taki mitinge
destek vermeleri için Türk-
İş Genel Başkanõ Mustafa
Kumlu ile yaklaşõk bir haf-
tadõr görüşmelerde bulun-
duklarõnõ da kaydeden Çe-
lebi, “Türk-İş Genel Baş-
kanı, bu sabah (dün) mi-
tinge destek vereceklerini
söyledi. Ancak, Türk-İş
yönetimi, bu görüşmelere
karşın 15 Şubat’ta miting
yapma kararı aldı. Türk-
İş’e destek çağrımızı sür-
dürüyoruz. Biz kimseye
tabi olmadan ortak bir
eylem ortaya koymak is-
tiyoruz” diye konuştu. TTB
Başkanõ Gencay Gürsoy
ise “Emek örgütleri ara-
sında birlik görüşmesi
varken Türk-İş’in bize
haber vermeden böyle bir
karar alması uygun de-
ğildir” dedi.
Başkanlar herkesi 22 Şubat’ta Kadıköy’e çağırdı.
DİSK, KESK, TMMOB, TTB, TÜRMOB,TÜDEF ve Çiftçi-Sen 22 Şubat’ta alanlarda olacak
Kriz emekçiyi teğet geçmiyor
Praktiker ceza
ödemeyi göze aldõ
T
ürkiye’de yapõ
marketleri sektö-
ründe faaliyet gös-
teren bir işletmede ilk
kez sendikal örgütlenme
tamamlandõ. Çalõşma ve
Sosyal Güvenlik Bakan-
lõğõ, Türk-İş’e bağlõ Ko-
op-İş Sendikasõnõn, Prak-
tiker Yapõ Marketleri ve
bağlõ iş yerlerinde ço-
ğunluğu sağladõğõna ka-
rar verdi. Ancak ne ol-
duysa ondan sonra oldu.
Sendika Başkanõ Eyüp
Alemdar’õn verdiği bil-
giye göre, sendika ör-
gütlenmeyi tamamlaya-
rak, Çalõşma Bakanlõ-
ğõ’na çoğunluk ve yetki
tesbiti için başvuruyor.
Bakanlõk, 15 Aralõk’ta,
sendikaya çoğunluğun
sağlandõğõ bilgisini veri-
yor. Sonra işveren, ba-
kanlõğa “Ben aslında işe
47 kişi daha almıştım
ancak bildirmeyi unut-
muşum” diyerek 100 bin
TL’yi aşan bir cezayõ da
göze alarak çoğunluğun
düşmesi için adõm atõyor.
Alemdar, sürecin mah-
kemelerle devam edece-
ğini, bu süreçte kimlerin
sendikalõ olduğunun an-
laşõlacağõnõ ve baskõ ya-
põlacağõnõ dile getiriyor.
Dünyanõn her yerinde
sendikalõ çalõşan Prakti-
ker’in Türkiye’de bir kö-
le düzeni kurmak istedi-
ğini ileri süren Alem-
dar, kendilerine uluslar-
arasõ kuruluşlardan ve
yabancõ sendikalardan
da destek geldiğini dile
getirdi.
Otodabüyükyõkõm
İngiliz Jaguar Land Rover 450
personelini işten çõkaracağõnõ açõkladõ.
Geçen yõl Hintli Tata Motors’un
Ford’dan 1.7 milyar sterline satõn aldõğõ
Jaguar Land Rover şirketi, işten çõkarma
kararõnõ, kredi sõkõşõklõğõyla ve talepteki
ciddi düşüşle mücadele için aldõğõnõ
açõkladõ. Şirketin üst yöneticisi David
Smith yaptõğõ açõklamada, satõşlarõn “bir
süreliğine” normal seviyelerine
dönmesini beklemediğini söyledi.
Geçen yõl kasõm ayõnda 750 kişinin işine
son veren şirket, önceki gün, Noel
tatilinde üretime ara verilen Solihull
bölgesindeki fabrikasõnda üretimin bir
hafta daha durdurulacağõnõ açõklamõştõ.
Atılan sağlık
emekçilerin-
den Asiye
Yetkiner bil-
gi verdi.