22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada altını bir kez daha çizelim: Nereden gelirse gelsin, amacı ne olursa olsun, te- rörün her türlüsüne hayır! Ankara’daki kazılar sonucunda ortaya çıkan silah, el bombası, patlayıcı ve mermilerle ilgili haberlere de yaklaşımımız elbette böyle. Kazılarla ilgili karanlık iliş- kilerin bir an önce açığa çıkması gerekiyor. Zir Vadisi’ndeki son kazıdan silah yerine bir tes- tinin çıkması, Ergenekon tarihlemesi konusunda med- yada yaşanan karmaşaya bir yenisi daha eklendi. Medyadaki Ergenekon uzmanları 10 yılla 100 yıl ara- sında gidip gelen tarihler veriyorlar. Arkeologlar testinin Selçuklu döneminden kalma olabileceğini söylüyor. Bu durumda Ergenekon’un kuruluşunun 12. yüzyıla kadar uzanması muhtemel! Kara mizah bir yana; dün de kazı yerine park ça- lışması vardı. Demetevler Cemre Parkı’nda 2 el bom- bası, Oran’daki alışveriş merkezinde de 200 kadar mermi bulundu! Her gelişme bir öncekine ilişkin ola- sılıkları ya çürütüyor ya düğümlüyor. Bütün beklen- timiz, soru işaretlerinin bir an önce ortadan kalkması. Eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz önceki gece şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye’de terörle mücadele edilirken hukuk dışına çıkıldığı zamanlar olmuştur.” Bize göre yüzlerce sayfalık açıklamaya bedel bir değerlendirme. 1- Türkiye, 1984’ten itibaren PKK terörünün kıs- kacına girdi. Başlangıçta bu tehlikeyi küçümsedi. Dö- nemin Başbakanı Özal, “3-5 çapulcunun işi” dedi. 2- 1990’larda terör iyice azınca özel yapılanmalar öne çıkarıldı. Koruculuk yaygınlaştı, özel tim özel yet- kilerle donatıldı. 3- Terörle mücadelede önemli yol alan güvenlik güçleri içinde kendine olağanüstü güvenenler ve kont- rol dışına çıkanlar oldu. 4- İşte bu aşamadan sonra kimi unsurlar kendi ara- larında ayrıca örgütlü hareket etmeye girişti. İşin içi- ne cinayetler girdi, rant kavgaları girdi. Susurluk’a giden yol, böyle özetlenebilir. Kritik soru şu: Türkiye, bu hukuk dışılığı nasıl tüm yönleriyle açı- ğa çıkaracak ve temizleyecek? Geçmişte bu yöndeki denemeler başarılı olama- dı. Ergenekon operasyonlarıyla olabilir mi? Operasyon o kadar çok boyutlu ve o kadar kar- maşık hale geldi ki, bu konuda iyimser olmak zor. Medyadaki kimi AKP demokratları, kimi liberaller şu tezi açık açık savunuyor: “Ergenekon operasyonları bugünkü hızda ve çap- ta giderse, başarılı olunur. Bu yolda kimi hukuk dışı uygulamalar olabilir ama, bunlara takılmamak gere- kir.” Öyle anlaşılıyor ki, Başbakan ve çevresi de böy- le düşünüyor. Bu mantığın, Özal’ın “anayasayı bir kere delmek- ten bir şey çıkmaz” demesinden farklı yok. Bir kez delince, artık delinmiş oluyor! Sayının önemi kalmı- yor. Hukuk dışı işleri, hukukun dışına çıkarak çözme- ye girişirseniz, siz de hukukun dışına çıkmış olursu- nuz. Bu ilke benimsenmeden “temiz Türkiye”ye ulaşı- lamaz. Temizliğe girişen işe muhaliflerinden başlar! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Oysa: Ümraniye’de bir evde el bombalarının bu- lunmasından, Danıştay saldırısından sonra… “Bu iş daha büyüyecek” diyen bir zamanların Dışişleri Ba- kanı, günümüzde Çankaya’daki AKP’li. “On on beş gün sonra iddianame açıklanacak”, “Yürütme ile yargı el ele yürüyecek”, son olarak önceki gün, “Daha işin başındayız. Da- ha neler olacak neler” diyen de RTE! Ne diyor son grup toplantısında: “…Birilerinin bu işe güvenle, cesaretle gitmesi ge- rekiyor. Ben burada güvenle, cesaretle, vicdanının se- sine uyarak adım atan herkesi kutluyorum, tebrik edi- yorum…” Bu sözleriyle Ergenekon savcılarını överek gökle- re çıkaran da, garaja çekilmiş balyoz yemiş zırhlı ma- kam arabasını namı Türkiye sınırlarını aşan Zekeri- ya Öz’e gönderen de TC Başbakanı sıfatını taşıyan RTE! Kimin eli yargının içinde... RTE’ye ait söylemlerle kanıtlanıyor, belgeleniyor. “Neden korkuyorsunuz” diye soruyor. Kimsenin RTE’den korktuğu falan yok. Nihayet cir- mi kadar yer yakar. Korkutucu olan; RTE’nin hukukun üstünlüğü adı altında yasaları, yargıyı el altından türlü yollardan ge- çerek muhaliflerine karşı bir silah olarak kullanma- sı... Mademki savcılar hiçbir etki altında kalmadan gö- revlerini yerine getiriyorlar; öyleyse ana muhalefet li- derinin CHP grubunda dile getirdiği olaya hükümet, savcılar ve Adalet Bakanı bir açıklama getirmek zo- runda. Öyle gelişmeler izlendi ki, “Ergenekon davasını ye- ni aşamaya taşıma kararlılığı ciddi bir frenle durdu- ruldu”. Genelkurmay Başkanı program dışı önce Başba- kan’la ve sonra Çankaya’daki ile uzun görüşmeler yaptı. Ve sonra… Bu ne perhiz ne lahana turşusu deyi- şine örnek olacak bir olay izlendi: Zekeriya Öz; üç gün önce gözaltına aldığı emekli orgenerallerle, üst dü- zey kimi subayları, eski YÖK Başkanı’nı hâkim önü- ne götürmeden serbest bıraktı... CHP liderinin sorduğu soruyu biz de soralım: “Ne oldu o üç günde?” Adalet Bakanı Şahin’le, “Elinizi ve dilinizi yargının üstünden çekin” diyen RTE’nin bu soruyu yanıtla- maları gerekmiyor mu? Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun Zekeriya Öz’le il- gili Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) suç duyurusunda bulunma kararından sonra anlamlı, ancak içeriği anlaşılmayan gelişmeler izlendi. Garip bir rastlantı demek çok zor. Aylardır HSYK’ye başkanlık etmeyen Adalet Bakanı Şahin, ani bir ka- rarla Kurul’u ziyaret etti. Kurul’da “Ergenekon sav- cıları ile ilgili bir görüşme yapılmadığını” söyledi. RTE’nin Ergenekon savcısına övgüler sıralamasıyla Şahin’in Zekeriya Öz sorununun tam göbeğinde HSYK’ye başkanlık etmesi… İster istemez hükümetin, Yargıtay’ın suç duyurusunun akla gelen sonucunu engellemeye çalıştığı gibi bir olasılığı gündeme ge- tiriyor. Hükümet, yargıyı siyasallaştırma marifetini örtmek için savcı ve hâkimleri muhalefetin baskı altına aldı- ğını öne sürerek en iyi savunma saldırıdır kuralını uy- guluyor. Marifeti belgeleyen söylemler ortada iken.. Tabii bu taktiği yutan da yok! ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA15 OCAK 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET 17HABERLERİN DEVAMI İstanbul B 14 Edirne Y 13 Kocaeli B 15 Çanakkale Y 10 İzmir B 17 Manisa B 16 Aydın B 17 Denizli PB 15 Zonguldak PB 16 Sinop PB 5 Samsun Y 13 Trabzon B 16 Giresun B 13 Ankara PB 11 Eskişehir PB 10 Konya PB 11 Sıvas Y 3 Antalya PB 17 Adana PB 17 Mersin PB 17 Diyarbakır PB 11 Şanlıurfa PB 14 Mardin PB 10 Siirt PB 9 Hakkâri PB - 2 Van S 6 Kars PB - 5 Oslo B - 4 Helsinki K 1 Stockholm B 0 Londra B 8 Amsterdam B 2 Brüksel B 1 Paris PB 1 Bonn Y 4 Münih K 1 Berlin PB 2 Budapeşte K 1 Madrid Y 8 Viyana PB 3 Belgrad K 3 Soyfa PB 11 Roma Y 13 Atina Y 17 Zürih PB 4 Moskova K - 2 Aşkabat B 11 Astana K - 5 Taşkent PB 12 Bakû B 10 Bişkek PB 5 Tiflis B 11 Kahire PB 23 Şam PB 17 Yurdun kuzey ve ba- tı kesimleri parçalı çok bulutlu, Marmara’nın batısı Edirne, Kırkla- reli, Çanakkale, Balı- kesir, Kıyı Ege ile sa- bah saatlerinde Orta Karadeniz yağışlı, di- ğer yerler parçalı ve az bulutlu geçecek. Hava sıcaklığı yurt ge- nelinde 3 ila 5 derece artacak. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - YÖK Genel Kurulu’nun muhalif 5 üyesi başta başkanõ ol- mak üzere yapõsõ değişen YÖK’ün bir yõllõk uygulamalarõ hakkõnda sert bir bildiri yayõmladõ. Son bir yõlda atanan üyeler ve rektörlerin türbana özgürlük bildirisine imza atanlar ve AKP’ye yakõn olanlar- dan seçilmesinin kaygõ verici ol- duğunu belirten YÖK üyeleri, AKP yanlõsõ tutumun kurulu ana- yasal bir kurum olma çizgisinden hõzla uzaklaştõrdõğõnõ vurguladõ. YÖK’te bugün yapõlacak top- lantõda ÖSS’ye ilişkin önemli ka- rarlar alõnacak. Toplantõ öncesin- de 20 üyesi olan YÖK Genel Ku- rulu’nun 5 üyesi sert bir bildiri ya- yõmladõ. Prof. Engin Ataç, Prof. Mustafa İlhan, Prof. Tunçalp Özgen, Bülent Serim ve Prof. Fi- kret Şenses’in ortak bildirisinde anayasada YÖK üyelerinin Cum- hurbaşkanõ, Bakanlar Kurulu ve Üniversitelerarasõ Kurul (ÜAK) olmak üzere üç farklõ kontenjan- dan seçilmesi öngörülerek bir denge kurulmasõnõn amaçlandõğõ kaydedildi. Bildiride, Aralõk 2007’den itibaren YÖK Başkan- lõğõ ve üyeliklerine yapõlan ata- malarõn, YÖK Genel Kurulu’ndaki çoğunluğun siyasal iktidarla aynõ görüşü paylaşan kişilerden oluş- masõna neden olduğu vurgulandõ. Karardan önce demeç Bildiride, “Son dönemde çok sayıda devlet ve vakıf üniversi- telerinin kurulmuş olması, yakın gelecekte, ÜAK kontenjanın- dan seçilecek üye bileşiminde de kuşkusuz aynı doğrultuda bir değişikliğe yol açabilecektir. Bu doğrultudaki değişim Genel Ku- rul bileşimiyle sınırlı kalma- mış; yapılaşma, YÖK’ün idari ve denetim kademelerine başka kurumlardan atamalar yapıla- rak pekiştirilmiştir” denildi. Bildiride, YÖK Başkanõ Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’õn genel kurula danõşmadan üniversitelere, “türban serbestisi” genelgesi göndermesi, Sağlõk ve Milli Eği- tim bakanlarõnõn YÖK yetkisin- deki konularda YÖK kararõndan önce demeçler vermesinin ku- rumla hükümet arasõndaki ilişki- nin boyutunu gösterdiği kayde- dildi. Bildiride, şöyle denildi: “Son bir yılda atanan YÖK üyelerinin ve üniversite rektör- lerinin çoğunlukla, son genel seçimlerde iktidar partisi mil- letvekili adayları, iktidar parti- si yanlılıkları çeşitli ilişkileriyle kamuoyunca bilinen kişiler ya da ‘türbana özgürlük bildirisi’ne imza koyan akademikler ara- sından seçilmesi ve alınan ka- rarların tümünün, hiçbir sapma göstermeden YÖK Genel Ku- rulu’na bu dönemde egemen olan görüş doğrultusundaki ‘blok oylar’ sonucunda alınmış olması, yalnızca yükseköğretim üst kuruluşu olan YÖK açısın- dan değil, tüm yükseköğretim kurumları açısından kaygı verici bir durumdur. Böyle bir or- tam, kaçınılmaz olarak, öğren- cisinden öğretim üyesine yük- MURAT KIŞLALI ANKARA - Kamu İhale Kurulu’nun, Melih Gökçek’in başõnda bulunduğu Ankara Anakent Belediyesi’nin ye- mek ihalesini “mevzuata ay- kırı bulduğu” ancak “aykırı- lığın esası etkilemediği” ge- rekçesiyle iptal etmediği orta- ya çõktõ. Kamu İhale Kurumu’nun ra- poru “ihalenin iptal edilme- sini” önerirken, Kurul’un iki üyesi de “ihalenin iptal edil- mesi gerektiğini” bildirerek Kurul’un kararõna karşõ çõktõ. Kamu İhale Kurulu’nun 2007/ UH.Z-323 sayõlõ kararõna göre, belediyenin “Sabah Kahval- tısı, Öğle ve Akşam Yemeği Verilmesi Hizmet Alımı” iha- lesindeki süreç şöyle gelişti: Personel sayısı belli de- ğil: Belediyenin 14 Kasõm 2006’da çõktõğõ ihaleye Piramit Makina Şirketi “İdari şart- namenin 7.3.2.c. maddesinde ‘istekliler istenen asgari per- sonel sayõsõnõn yüzde 40’õnõn ihale tarihinden önceki 5 yõl içerisinde ve benzeri işlerde ça- lõştõrõldõğõna dair 4 aylõk sigorta primleri bordrosunu veya bu süreye ilişkin aylõk hizmet bel- gesini teklifle beraber suna- caklardõr’ düzenlemesi bu- lunmasına rağmen idari ve teknik şartnamede personel sayısına ilişkin bir düzenleme yapılmamasının mevzuata aykırı olduğu” gerekçesiyle itiraz etti. İnceleme raporunda ip- tal istemi: Kamu İhale Ku- rumu tarafõndan 24 Ocak 2007’de hazõrlanan Esas İnce- leme Raporu’nda “İhale sü- recinde yapılan ve mevzuata aykırılığı tespit edilen işlem- lerin düzeltici işlemle gideri- lemeyecek nitelikte işlemler olduğu”nu saptayarak “ihale işlemlerinin ve ihale kararı- nı iptaline karar verilmesinin uygun olacağını” bildirdi. Kurul mevzuata aykı- rılığı tespit etti: Raporu in- celeyen Kamu İhale Kurulu ise karar yazõsõnda, Kamu İhale Genel Tebliği’nde “Malzeme dahil yemek hazırlama hiz- meti veya hazırlama ve da- ğıtım işlemine ilişkin hiz- metler personel çalıştırılma- sına dayalı hizmet alımı ola- rak değerlendirilmeyecek- tir” hükmünün yer aldõğõna dikkat çekerek, “Sabah kahv- altısı günlük ortalama 260 ki- şi, öğle yemeği günlük orta- lama 250 kişi, akşam yeme- ği günlük ortalama 260 kişi olarak tanımlanan ihale ko- nusu işin personel çalıştırıl- masına dayalı hizmet alımı işi olmadığı anlaşılmıştır” tes- pitinde bulundu. Yasal aykırılık esasa etkili bulunmadı: Kurul kararõnda, bu tespite karşõn, “İdari şartnamede yapılan düzenlemenin yürürlükteki mevzuata aykırı olduğu an- laşıldığından başvuru sa- hibinin iddiası yerinde bulunmuş, ancak bu ay- kırılık esasa etkili bir aykırılık olarak değer- lendirilmemiştir” ifade- leri yer aldõ. YÖK’e ağõr suçlama Genel kurulun 5 üyesi, kurumun bir yıllık uygulamalarını sert bir bildiriyle eleştirdi AKP’nin devraldığı laik ve demokratik ülke değil” denildi. Başbakan Tayyip Erdoğan’õn Türkiye’yi Rusya ve İran’a yaklaştõrdõğõnõn belirtildiği yazõda Türkiye’de Amerikan, Hõ- ristiyan ve Yahudi karşõtlõğõnõn arttõğõ vurgu- landõ. Türkiye’deki bu dönüşümün ardõnda “AKP’nin etkili siyasi makinesinin yanı sıra Gülen’in liderliğindeki karanlık İslamcı ta- rikat” bulunduğu da belirtildi. Makalede “Gülen ve Fethullahçılar yalnızca hükümeti etkilemeyi değil aynı zamanda hükümetin kendisi olmaya çabalıyorlar” denildi. ABD’deki üssünden kurdu Gülen’in Batõ’da “ılımlı İslam” savunucusu olarak alkõşlandõğõ, yalnõzca ilkokul mezunu olmasõna karşõn özellikle ABD’de bir entelek- tüel, bilim adamõ ve eğitmen olarak kabul edil- diği belirtilen yazõda, “Gülen ABD’deki üs- sünden kendi ününü ve transnasyonal im- paratorluğunu kurdu” denildi. Gülen’in medya, bürokrasi, üniversite, yargõ, güvenlik ve istihbarat kurumlarõ, iş dernekleri, sendika- lar, sivil toplum arasõnda yandaşlarõ bulunduğu ve daha önce hiç kimsenin Türk toplumunu bu denli temelinden değiştirmeyi hedefleyen bir hareket başlatmadõğõ da ifade edildi. ‘En etkili yalanlardan biri’ Gülen’in eylemlerine yönelik endişelerin “önemsiz paranoya” olarak reddedildiğinin belirtildiği yazõda AKP kapatma davasõnõn Ba- tõlõ diplomatlarla birlikte İslamcõ medyada “demokratik olmayan yargı darbesi” olarak görüldüğü oysa aynõ çevrelerin bir tarafta İs- lamcõlõk ve demokrasi diğer tarafta laiklik ve faşizm ayrõmõna giderek Ergenekon iddiana- mesini alkõşlarla karşõladõklarõ vurgulandõ. Makalede “İslamcı çevrelerin Türkiye’nin İslamcılarını ‘reformcu demokrat’ ve mo- dern; laik Türkleri ise ‘köktendinci’ şeklin- de damgalaması modern siyasetin en aşağı- layıcı ve üzücü bir biçimde en etkili yalanla- rından biri olmalı” görüşü belirtildi. Baştarafı 1. Sayfada seköğretim kuruluşlarının tüm mensupları arasında kendile- rini doğrudan ilgilendiren ko- nularda bile yılgınlığa ve sus- kunluğa yol açmaktadır.” ‘Dünyada benzeri yok’ Bildiride, YÖK Genel Kuru- lu’nun değişen yapõsõ içinde son bir yõlda alõnan kararlarõn AKP hü- kümetiyle YÖK arasõndaki etki- leşim ve yaklaşan yerel seçimler bağlamõnda değerlendirilmesi ge- rektiği vurgulandõ. Bildiride, öğ- retim elemanõ başta olmak üzere yeterli kaynak ve alt yapõ oluştu- rulmadan hiçbir ülkede benzeri gö- rülmemiş bir hõzda çok sayõda yeni üniversite açõlmasõnõn, aynõ “özensiz tutumla” üniversite kon- tenjanlarõnõn önemli ölçüde arttõ- rõlmasõnõn ve çok sayõda vakõf üniversitesinin kurulmasõna izin verilmesinin YÖK’teki siyasal ik- tidar yanlõsõ tutumun ulaştõğõ bo- yutu gösterdiği ifade edildi. Prof. Celal Şengör’ün YÖK üyeliği konusundaki sürece de değinilen bildiride, şöyle denildi: “ÜAK tarafından YÖK üyeli- ğine seçilen ve bir öğretim üye- sinin, aradan geçen süreye kar- şın, önceleri sonucu etkilemeyen oy sayım hatası, sonra da hak- kında açılan ve sürüncemede bı- rakılan soruşturma gibi baha- nelerle önünün kesilmesini, YÖK Genel Kurulu’nda ÜAK’ın temsilini eksik bırak- manın ötesinde, en hafifinden yakışıksız bir ‘karşõtlarõ sindirme’ politikası olarak değerlendir- mek gerekir. Bu yaklaşım, kimi üniversitelerimizde bu dönem- de atanan rektörlerin, kendile- rinden farklı düşünen akademik yöneticileri ve öğretim eleman- larını sindirme çabalarında yan- sımasını bulmaktadır.” ‘İlkeler hiçe sayıldı’ Bildiride, eski YÖK Başkanõ Prof. Dr. Erdoğan Teziç döne- minde hazõrlanan Yükseköğretim Strateji Raporu’nun kamu gör- evinde süreklilik ilkesi hiçe sayõ- larak rafa kaldõrõldõğõ belirtildi. Geçen ay yapõlan mesleki ve tek- nik yükseköğretimin yeniden dü- zenlemesi sürecinde ÜAK ve di- ğer kuruluşlardan görüş alõnmadõğõ ifade edilen bildiride, “Bu durum, YÖK’e egemen olan kadroların demokrasi anlayışının, siyaset tarafından yönlendirilmiş ‘tür- bana özgürlük’ ve benzeri amaç- larla sınırlı olduğunu göster- mektedir” denildi. ‘YÖK anayasal bir kurum olmaktan uzaklaşıyor’ YÖK Genel Kurulu’nun gün- demine geleceği üniversiteye gi- riş sistemiyle ilgili düzenlemenin siyaset tarafõndan yönlendirilen öğeler içereceği belirtilen bildiri- de, YÖK’teki AKP yanlõsõ tutu- mun YÖK’ü anayasal bir kurum olma çizgisinden hõzla uzaklaş- tõrdõğõ kaydedildi. Bildiride, “YÖK üyeleri olarak özetleme- ye çalıştığımız gelişmelerden büyük kaygı duyduğumuzu, bu gelişmeler çerçevesindeki uy- gulamalara katılmadığımızı, bu uygulamalara dayanak olan ka- rarlara toplantı aşamasında tep- ki gösterdiğimizi ve tutumu- muzu karşı oy yazılarıyla bel- gelediğimizi kamuoyunun bil- gisine sunarız” denildi. Tuzla Tersanler Bölgesi’nde faaliyet gösteren TORGEM tersanesi işçileri 3 aylık ücretleri- ni alamadıkları için 8 Ocak’ta başlattığı grev nedeniyle dün Taksim’de yürüyüş yaptı. İşçi- ler krizin faturasının kendilerine çıkarılmak is- tendiğini ifade ederek, haklarının verilmesini istediler. Galatasaray Lisesi önünde, işçiler adı- na hazırlanan açıklamayı okuyan Zeynel Ni- hadioğlu devletin Tuzla’da birtakım göster- melik önlemler dışında sorunun esasına do- kunmadığını belirterek “Biz kendimizden baş- ka hiç kimseye güvenmiyoruz. Tuzla tersane- lerini de düzeltirse kendi örgütlü gücümüz dü- zeltecektir. Bunun dışında başkaca bir çözüm yolu yoktur. Tuzla’yı düzelttik diyenlerin ar- kasında bıraktıkları enkaz ortadadır” dedi. Belediyenin bir ihalesi mevzuata aykırı bulundu ancak iptal edilmedi TRT GELENEĞE SON VERDİ Takvimde Atatürk yok Fethullah Gülen imparatorluğu FIRAT KOZOK ANKARA - Yõllardõr bastõrdõğõ duvar takvimleri- ne Atatürk fotoğraflarõ koyan TRT geleneği bu yõl bozdu. Kurum tarafõndan bastõrõlan du- var ve masa takvimi ile ajandada Atatürk fo- toğraflarõna yer verilmedi. Türkiye’yi Eurovi- sion’da temsil edecek olan Hadise’nin fotoğ- raflarõ ise ajandalarõ süslüyor. TRT’nin 2009 için hazõrlattõğõ duvar ve ma- sa takvimleri ile ajandalar, tepkiyle karşõlandõ. Ajandanõn başlangõç bölümünde yer alan “Di- ni Günler” başlõğõ altõnda; kandiller, üç aylar, hicri yõlbaşõ, Ramazan’õn başlangõcõ ve aşure gününe yer verildi. Resmi tatil günlerinin de yer aldõğõ ajandada, 10 Kasõm görmezden ge- lindi. Takvim ve ajandalarda TRT’de yayõnla- nan çeşitli programlarõn ve 17 Aralõk’ta yapõ- lan Şeb-i Arus töreninden fotoğraflar kullanõl- dõ. Takvimlerde ayrõca TRT internet sitesinin ve TRT Çocuk kanalõnõn tanõtõmlarõna da yer verildi. Bu yõlki takvimlerde TRT’nin yõllardõr süren bir geleneğine de son verildi. Yõllardõr Atatürk fotoğraflarõyla tasarlanan takvimlerde bu yõl Yüce Önder’in fotoğraflarõ yer almaz- ken Türkiye’yi Eurovision’da temsil edecek Hadise’nin fotoğraflarõ ajandalarõ süsledi. Çalışanlardan tepki TRT tarafõndan bastõrõlan ve çalõşanlara da imza karşõlõğõ dağõtõlan takvimlerde Atatürk fotoğrafõnõn bulunmamasõna çalõşanlar da tep- ki gösterdi. Çalõşanlar geçen yõl bastõrõlan tak- vimdeki Atatürk fotoğrafõnõ keserek yeni du- var takviminin üzerine yapõştõrdõ. TRT takvim- leri genel sekreterlik tarafõndan hazõrlanõyor. Yasaya aykırı Gökçek’e değil Karara katılma- yan üyeler: Bu gerek- çeyle şikâyeti yerinde bul- mayan Ku- rul’un iki üyesi Ad- nan Zen- gin ile Nejat Ünlü ise “ihale- nin iptali gerektiği oyuyla” karara ka- tõlmadõklarõ- nõ bildirdi. TUZLA İŞÇİLERİ YÜRÜDÜ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle