Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
altını bir kez daha çizelim:
Nereden gelirse gelsin, amacı ne olursa olsun, te-
rörün her türlüsüne hayır!
Ankara’daki kazılar sonucunda ortaya çıkan silah,
el bombası, patlayıcı ve mermilerle ilgili haberlere de
yaklaşımımız elbette böyle. Kazılarla ilgili karanlık iliş-
kilerin bir an önce açığa çıkması gerekiyor.
Zir Vadisi’ndeki son kazıdan silah yerine bir tes-
tinin çıkması, Ergenekon tarihlemesi konusunda med-
yada yaşanan karmaşaya bir yenisi daha eklendi.
Medyadaki Ergenekon uzmanları 10 yılla 100 yıl ara-
sında gidip gelen tarihler veriyorlar. Arkeologlar
testinin Selçuklu döneminden kalma olabileceğini
söylüyor. Bu durumda Ergenekon’un kuruluşunun 12.
yüzyıla kadar uzanması muhtemel!
Kara mizah bir yana; dün de kazı yerine park ça-
lışması vardı. Demetevler Cemre Parkı’nda 2 el bom-
bası, Oran’daki alışveriş merkezinde de 200 kadar
mermi bulundu! Her gelişme bir öncekine ilişkin ola-
sılıkları ya çürütüyor ya düğümlüyor. Bütün beklen-
timiz, soru işaretlerinin bir an önce ortadan kalkması.
Eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz önceki gece
şu değerlendirmeyi yaptı:
“Türkiye’de terörle mücadele edilirken hukuk dışına
çıkıldığı zamanlar olmuştur.”
Bize göre yüzlerce sayfalık açıklamaya bedel bir
değerlendirme.
1- Türkiye, 1984’ten itibaren PKK terörünün kıs-
kacına girdi. Başlangıçta bu tehlikeyi küçümsedi. Dö-
nemin Başbakanı Özal, “3-5 çapulcunun işi” dedi.
2- 1990’larda terör iyice azınca özel yapılanmalar
öne çıkarıldı. Koruculuk yaygınlaştı, özel tim özel yet-
kilerle donatıldı.
3- Terörle mücadelede önemli yol alan güvenlik
güçleri içinde kendine olağanüstü güvenenler ve kont-
rol dışına çıkanlar oldu.
4- İşte bu aşamadan sonra kimi unsurlar kendi ara-
larında ayrıca örgütlü hareket etmeye girişti. İşin içi-
ne cinayetler girdi, rant kavgaları girdi.
Susurluk’a giden yol, böyle özetlenebilir.
Kritik soru şu:
Türkiye, bu hukuk dışılığı nasıl tüm yönleriyle açı-
ğa çıkaracak ve temizleyecek?
Geçmişte bu yöndeki denemeler başarılı olama-
dı.
Ergenekon operasyonlarıyla olabilir mi?
Operasyon o kadar çok boyutlu ve o kadar kar-
maşık hale geldi ki, bu konuda iyimser olmak zor.
Medyadaki kimi AKP demokratları, kimi liberaller
şu tezi açık açık savunuyor:
“Ergenekon operasyonları bugünkü hızda ve çap-
ta giderse, başarılı olunur. Bu yolda kimi hukuk dışı
uygulamalar olabilir ama, bunlara takılmamak gere-
kir.”
Öyle anlaşılıyor ki, Başbakan ve çevresi de böy-
le düşünüyor.
Bu mantığın, Özal’ın “anayasayı bir kere delmek-
ten bir şey çıkmaz” demesinden farklı yok. Bir kez
delince, artık delinmiş oluyor! Sayının önemi kalmı-
yor.
Hukuk dışı işleri, hukukun dışına çıkarak çözme-
ye girişirseniz, siz de hukukun dışına çıkmış olursu-
nuz.
Bu ilke benimsenmeden “temiz Türkiye”ye ulaşı-
lamaz.
Temizliğe girişen işe muhaliflerinden başlar!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Oysa: Ümraniye’de bir evde el bombalarının bu-
lunmasından, Danıştay saldırısından sonra… “Bu iş
daha büyüyecek” diyen bir zamanların Dışişleri Ba-
kanı, günümüzde Çankaya’daki AKP’li.
“On on beş gün sonra iddianame açıklanacak”,
“Yürütme ile yargı el ele yürüyecek”,
son olarak önceki gün, “Daha işin başındayız. Da-
ha neler olacak neler” diyen de RTE!
Ne diyor son grup toplantısında:
“…Birilerinin bu işe güvenle, cesaretle gitmesi ge-
rekiyor. Ben burada güvenle, cesaretle, vicdanının se-
sine uyarak adım atan herkesi kutluyorum, tebrik edi-
yorum…”
Bu sözleriyle Ergenekon savcılarını överek gökle-
re çıkaran da, garaja çekilmiş balyoz yemiş zırhlı ma-
kam arabasını namı Türkiye sınırlarını aşan Zekeri-
ya Öz’e gönderen de TC Başbakanı sıfatını taşıyan
RTE!
Kimin eli yargının içinde... RTE’ye ait söylemlerle
kanıtlanıyor, belgeleniyor.
“Neden korkuyorsunuz” diye soruyor.
Kimsenin RTE’den korktuğu falan yok. Nihayet cir-
mi kadar yer yakar.
Korkutucu olan; RTE’nin hukukun üstünlüğü adı
altında yasaları, yargıyı el altından türlü yollardan ge-
çerek muhaliflerine karşı bir silah olarak kullanma-
sı...
Mademki savcılar hiçbir etki altında kalmadan gö-
revlerini yerine getiriyorlar; öyleyse ana muhalefet li-
derinin CHP grubunda dile getirdiği olaya hükümet,
savcılar ve Adalet Bakanı bir açıklama getirmek zo-
runda.
Öyle gelişmeler izlendi ki, “Ergenekon davasını ye-
ni aşamaya taşıma kararlılığı ciddi bir frenle durdu-
ruldu”.
Genelkurmay Başkanı program dışı önce Başba-
kan’la ve sonra Çankaya’daki ile uzun görüşmeler
yaptı.
Ve sonra… Bu ne perhiz ne lahana turşusu deyi-
şine örnek olacak bir olay izlendi: Zekeriya Öz; üç gün
önce gözaltına aldığı emekli orgenerallerle, üst dü-
zey kimi subayları, eski YÖK Başkanı’nı hâkim önü-
ne götürmeden serbest bıraktı...
CHP liderinin sorduğu soruyu biz de soralım:
“Ne oldu o üç günde?”
Adalet Bakanı Şahin’le, “Elinizi ve dilinizi yargının
üstünden çekin” diyen RTE’nin bu soruyu yanıtla-
maları gerekmiyor mu?
Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun Zekeriya Öz’le il-
gili Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK)
suç duyurusunda bulunma kararından sonra anlamlı,
ancak içeriği anlaşılmayan gelişmeler izlendi.
Garip bir rastlantı demek çok zor. Aylardır HSYK’ye
başkanlık etmeyen Adalet Bakanı Şahin, ani bir ka-
rarla Kurul’u ziyaret etti. Kurul’da “Ergenekon sav-
cıları ile ilgili bir görüşme yapılmadığını” söyledi.
RTE’nin Ergenekon savcısına övgüler sıralamasıyla
Şahin’in Zekeriya Öz sorununun tam göbeğinde
HSYK’ye başkanlık etmesi… İster istemez hükümetin,
Yargıtay’ın suç duyurusunun akla gelen sonucunu
engellemeye çalıştığı gibi bir olasılığı gündeme ge-
tiriyor.
Hükümet, yargıyı siyasallaştırma marifetini örtmek
için savcı ve hâkimleri muhalefetin baskı altına aldı-
ğını öne sürerek en iyi savunma saldırıdır kuralını uy-
guluyor.
Marifeti belgeleyen söylemler ortada iken.. Tabii
bu taktiği yutan da yok!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA15 OCAK 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET
17HABERLERİN DEVAMI
İstanbul B 14
Edirne Y 13
Kocaeli B 15
Çanakkale Y 10
İzmir B 17
Manisa B 16
Aydın B 17
Denizli PB 15
Zonguldak PB 16
Sinop PB 5
Samsun Y 13
Trabzon B 16
Giresun B 13
Ankara PB 11
Eskişehir PB 10
Konya PB 11
Sıvas Y 3
Antalya PB 17
Adana PB 17
Mersin PB 17
Diyarbakır PB 11
Şanlıurfa PB 14
Mardin PB 10
Siirt PB 9
Hakkâri PB - 2
Van S 6
Kars PB - 5
Oslo B - 4
Helsinki K 1
Stockholm B 0
Londra B 8
Amsterdam B 2
Brüksel B 1
Paris PB 1
Bonn Y 4
Münih K 1
Berlin PB 2
Budapeşte K 1
Madrid Y 8
Viyana PB 3
Belgrad K 3
Soyfa PB 11
Roma Y 13
Atina Y 17
Zürih PB 4
Moskova K - 2
Aşkabat B 11
Astana K - 5
Taşkent PB 12
Bakû B 10
Bişkek PB 5
Tiflis B 11
Kahire PB 23
Şam PB 17
Yurdun kuzey ve ba-
tı kesimleri parçalı çok
bulutlu, Marmara’nın
batısı Edirne, Kırkla-
reli, Çanakkale, Balı-
kesir, Kıyı Ege ile sa-
bah saatlerinde Orta
Karadeniz yağışlı, di-
ğer yerler parçalı ve
az bulutlu geçecek.
Hava sıcaklığı yurt ge-
nelinde 3 ila 5 derece
artacak.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - YÖK Genel Kurulu’nun
muhalif 5 üyesi başta başkanõ ol-
mak üzere yapõsõ değişen YÖK’ün
bir yõllõk uygulamalarõ hakkõnda
sert bir bildiri yayõmladõ. Son bir
yõlda atanan üyeler ve rektörlerin
türbana özgürlük bildirisine imza
atanlar ve AKP’ye yakõn olanlar-
dan seçilmesinin kaygõ verici ol-
duğunu belirten YÖK üyeleri,
AKP yanlõsõ tutumun kurulu ana-
yasal bir kurum olma çizgisinden
hõzla uzaklaştõrdõğõnõ vurguladõ.
YÖK’te bugün yapõlacak top-
lantõda ÖSS’ye ilişkin önemli ka-
rarlar alõnacak. Toplantõ öncesin-
de 20 üyesi olan YÖK Genel Ku-
rulu’nun 5 üyesi sert bir bildiri ya-
yõmladõ. Prof. Engin Ataç, Prof.
Mustafa İlhan, Prof. Tunçalp
Özgen, Bülent Serim ve Prof. Fi-
kret Şenses’in ortak bildirisinde
anayasada YÖK üyelerinin Cum-
hurbaşkanõ, Bakanlar Kurulu ve
Üniversitelerarasõ Kurul (ÜAK)
olmak üzere üç farklõ kontenjan-
dan seçilmesi öngörülerek bir
denge kurulmasõnõn amaçlandõğõ
kaydedildi. Bildiride, Aralõk
2007’den itibaren YÖK Başkan-
lõğõ ve üyeliklerine yapõlan ata-
malarõn, YÖK Genel Kurulu’ndaki
çoğunluğun siyasal iktidarla aynõ
görüşü paylaşan kişilerden oluş-
masõna neden olduğu vurgulandõ.
Karardan önce demeç
Bildiride, “Son dönemde çok
sayıda devlet ve vakıf üniversi-
telerinin kurulmuş olması, yakın
gelecekte, ÜAK kontenjanın-
dan seçilecek üye bileşiminde de
kuşkusuz aynı doğrultuda bir
değişikliğe yol açabilecektir. Bu
doğrultudaki değişim Genel Ku-
rul bileşimiyle sınırlı kalma-
mış; yapılaşma, YÖK’ün idari
ve denetim kademelerine başka
kurumlardan atamalar yapıla-
rak pekiştirilmiştir” denildi.
Bildiride, YÖK Başkanõ Prof.
Dr. Yusuf Ziya Özcan’õn genel
kurula danõşmadan üniversitelere,
“türban serbestisi” genelgesi
göndermesi, Sağlõk ve Milli Eği-
tim bakanlarõnõn YÖK yetkisin-
deki konularda YÖK kararõndan
önce demeçler vermesinin ku-
rumla hükümet arasõndaki ilişki-
nin boyutunu gösterdiği kayde-
dildi. Bildiride, şöyle denildi:
“Son bir yılda atanan YÖK
üyelerinin ve üniversite rektör-
lerinin çoğunlukla, son genel
seçimlerde iktidar partisi mil-
letvekili adayları, iktidar parti-
si yanlılıkları çeşitli ilişkileriyle
kamuoyunca bilinen kişiler ya
da ‘türbana özgürlük bildirisi’ne
imza koyan akademikler ara-
sından seçilmesi ve alınan ka-
rarların tümünün, hiçbir sapma
göstermeden YÖK Genel Ku-
rulu’na bu dönemde egemen
olan görüş doğrultusundaki
‘blok oylar’ sonucunda alınmış
olması, yalnızca yükseköğretim
üst kuruluşu olan YÖK açısın-
dan değil, tüm yükseköğretim
kurumları açısından kaygı verici
bir durumdur. Böyle bir or-
tam, kaçınılmaz olarak, öğren-
cisinden öğretim üyesine yük-
MURAT KIŞLALI
ANKARA - Kamu İhale
Kurulu’nun, Melih Gökçek’in
başõnda bulunduğu Ankara
Anakent Belediyesi’nin ye-
mek ihalesini “mevzuata ay-
kırı bulduğu” ancak “aykırı-
lığın esası etkilemediği” ge-
rekçesiyle iptal etmediği orta-
ya çõktõ.
Kamu İhale Kurumu’nun ra-
poru “ihalenin iptal edilme-
sini” önerirken, Kurul’un iki
üyesi de “ihalenin iptal edil-
mesi gerektiğini” bildirerek
Kurul’un kararõna karşõ çõktõ.
Kamu İhale Kurulu’nun 2007/
UH.Z-323 sayõlõ kararõna göre,
belediyenin “Sabah Kahval-
tısı, Öğle ve Akşam Yemeği
Verilmesi Hizmet Alımı” iha-
lesindeki süreç şöyle gelişti:
Personel sayısı belli de-
ğil: Belediyenin 14 Kasõm
2006’da çõktõğõ ihaleye Piramit
Makina Şirketi “İdari şart-
namenin 7.3.2.c. maddesinde
‘istekliler istenen asgari per-
sonel sayõsõnõn yüzde 40’õnõn
ihale tarihinden önceki 5 yõl
içerisinde ve benzeri işlerde ça-
lõştõrõldõğõna dair 4 aylõk sigorta
primleri bordrosunu veya bu
süreye ilişkin aylõk hizmet bel-
gesini teklifle beraber suna-
caklardõr’ düzenlemesi bu-
lunmasına rağmen idari ve
teknik şartnamede personel
sayısına ilişkin bir düzenleme
yapılmamasının mevzuata
aykırı olduğu” gerekçesiyle
itiraz etti.
İnceleme raporunda ip-
tal istemi: Kamu İhale Ku-
rumu tarafõndan 24 Ocak
2007’de hazõrlanan Esas İnce-
leme Raporu’nda “İhale sü-
recinde yapılan ve mevzuata
aykırılığı tespit edilen işlem-
lerin düzeltici işlemle gideri-
lemeyecek nitelikte işlemler
olduğu”nu saptayarak “ihale
işlemlerinin ve ihale kararı-
nı iptaline karar verilmesinin
uygun olacağını” bildirdi.
Kurul mevzuata aykı-
rılığı tespit etti: Raporu in-
celeyen Kamu İhale Kurulu ise
karar yazõsõnda, Kamu İhale
Genel Tebliği’nde “Malzeme
dahil yemek hazırlama hiz-
meti veya hazırlama ve da-
ğıtım işlemine ilişkin hiz-
metler personel çalıştırılma-
sına dayalı hizmet alımı ola-
rak değerlendirilmeyecek-
tir” hükmünün yer aldõğõna
dikkat çekerek, “Sabah kahv-
altısı günlük ortalama 260 ki-
şi, öğle yemeği günlük orta-
lama 250 kişi, akşam yeme-
ği günlük ortalama 260 kişi
olarak tanımlanan ihale ko-
nusu işin personel çalıştırıl-
masına dayalı hizmet alımı işi
olmadığı anlaşılmıştır” tes-
pitinde bulundu.
Yasal aykırılık esasa
etkili bulunmadı: Kurul
kararõnda, bu tespite karşõn,
“İdari şartnamede yapılan
düzenlemenin yürürlükteki
mevzuata aykırı olduğu an-
laşıldığından başvuru sa-
hibinin iddiası yerinde
bulunmuş, ancak bu ay-
kırılık esasa etkili bir
aykırılık olarak değer-
lendirilmemiştir” ifade-
leri yer aldõ.
YÖK’e ağõr suçlama
Genel kurulun 5 üyesi, kurumun bir yıllık uygulamalarını sert bir bildiriyle eleştirdi
AKP’nin devraldığı laik ve demokratik ülke
değil” denildi. Başbakan Tayyip Erdoğan’õn
Türkiye’yi Rusya ve İran’a yaklaştõrdõğõnõn
belirtildiği yazõda Türkiye’de Amerikan, Hõ-
ristiyan ve Yahudi karşõtlõğõnõn arttõğõ vurgu-
landõ. Türkiye’deki bu dönüşümün ardõnda
“AKP’nin etkili siyasi makinesinin yanı sıra
Gülen’in liderliğindeki karanlık İslamcı ta-
rikat” bulunduğu da belirtildi. Makalede
“Gülen ve Fethullahçılar yalnızca hükümeti
etkilemeyi değil aynı zamanda hükümetin
kendisi olmaya çabalıyorlar” denildi.
ABD’deki üssünden kurdu
Gülen’in Batõ’da “ılımlı İslam” savunucusu
olarak alkõşlandõğõ, yalnõzca ilkokul mezunu
olmasõna karşõn özellikle ABD’de bir entelek-
tüel, bilim adamõ ve eğitmen olarak kabul edil-
diği belirtilen yazõda, “Gülen ABD’deki üs-
sünden kendi ününü ve transnasyonal im-
paratorluğunu kurdu” denildi. Gülen’in
medya, bürokrasi, üniversite, yargõ, güvenlik
ve istihbarat kurumlarõ, iş dernekleri, sendika-
lar, sivil toplum arasõnda yandaşlarõ bulunduğu
ve daha önce hiç kimsenin Türk toplumunu bu
denli temelinden değiştirmeyi hedefleyen bir
hareket başlatmadõğõ da ifade edildi.
‘En etkili yalanlardan biri’
Gülen’in eylemlerine yönelik endişelerin
“önemsiz paranoya” olarak reddedildiğinin
belirtildiği yazõda AKP kapatma davasõnõn Ba-
tõlõ diplomatlarla birlikte İslamcõ medyada
“demokratik olmayan yargı darbesi” olarak
görüldüğü oysa aynõ çevrelerin bir tarafta İs-
lamcõlõk ve demokrasi diğer tarafta laiklik ve
faşizm ayrõmõna giderek Ergenekon iddiana-
mesini alkõşlarla karşõladõklarõ vurgulandõ.
Makalede “İslamcı çevrelerin Türkiye’nin
İslamcılarını ‘reformcu demokrat’ ve mo-
dern; laik Türkleri ise ‘köktendinci’ şeklin-
de damgalaması modern siyasetin en aşağı-
layıcı ve üzücü bir biçimde en etkili yalanla-
rından biri olmalı” görüşü belirtildi.
Baştarafı 1. Sayfada
seköğretim kuruluşlarının tüm
mensupları arasında kendile-
rini doğrudan ilgilendiren ko-
nularda bile yılgınlığa ve sus-
kunluğa yol açmaktadır.”
‘Dünyada benzeri yok’
Bildiride, YÖK Genel Kuru-
lu’nun değişen yapõsõ içinde son
bir yõlda alõnan kararlarõn AKP hü-
kümetiyle YÖK arasõndaki etki-
leşim ve yaklaşan yerel seçimler
bağlamõnda değerlendirilmesi ge-
rektiği vurgulandõ. Bildiride, öğ-
retim elemanõ başta olmak üzere
yeterli kaynak ve alt yapõ oluştu-
rulmadan hiçbir ülkede benzeri gö-
rülmemiş bir hõzda çok sayõda
yeni üniversite açõlmasõnõn, aynõ
“özensiz tutumla” üniversite kon-
tenjanlarõnõn önemli ölçüde arttõ-
rõlmasõnõn ve çok sayõda vakõf
üniversitesinin kurulmasõna izin
verilmesinin YÖK’teki siyasal ik-
tidar yanlõsõ tutumun ulaştõğõ bo-
yutu gösterdiği ifade edildi.
Prof. Celal Şengör’ün YÖK
üyeliği konusundaki sürece de
değinilen bildiride, şöyle denildi:
“ÜAK tarafından YÖK üyeli-
ğine seçilen ve bir öğretim üye-
sinin, aradan geçen süreye kar-
şın, önceleri sonucu etkilemeyen
oy sayım hatası, sonra da hak-
kında açılan ve sürüncemede bı-
rakılan soruşturma gibi baha-
nelerle önünün kesilmesini,
YÖK Genel Kurulu’nda
ÜAK’ın temsilini eksik bırak-
manın ötesinde, en hafifinden
yakışıksız bir ‘karşõtlarõ sindirme’
politikası olarak değerlendir-
mek gerekir. Bu yaklaşım, kimi
üniversitelerimizde bu dönem-
de atanan rektörlerin, kendile-
rinden farklı düşünen akademik
yöneticileri ve öğretim eleman-
larını sindirme çabalarında yan-
sımasını bulmaktadır.”
‘İlkeler hiçe sayıldı’
Bildiride, eski YÖK Başkanõ
Prof. Dr. Erdoğan Teziç döne-
minde hazõrlanan Yükseköğretim
Strateji Raporu’nun kamu gör-
evinde süreklilik ilkesi hiçe sayõ-
larak rafa kaldõrõldõğõ belirtildi.
Geçen ay yapõlan mesleki ve tek-
nik yükseköğretimin yeniden dü-
zenlemesi sürecinde ÜAK ve di-
ğer kuruluşlardan görüş alõnmadõğõ
ifade edilen bildiride, “Bu durum,
YÖK’e egemen olan kadroların
demokrasi anlayışının, siyaset
tarafından yönlendirilmiş ‘tür-
bana özgürlük’ ve benzeri amaç-
larla sınırlı olduğunu göster-
mektedir” denildi.
‘YÖK anayasal bir kurum
olmaktan uzaklaşıyor’
YÖK Genel Kurulu’nun gün-
demine geleceği üniversiteye gi-
riş sistemiyle ilgili düzenlemenin
siyaset tarafõndan yönlendirilen
öğeler içereceği belirtilen bildiri-
de, YÖK’teki AKP yanlõsõ tutu-
mun YÖK’ü anayasal bir kurum
olma çizgisinden hõzla uzaklaş-
tõrdõğõ kaydedildi. Bildiride,
“YÖK üyeleri olarak özetleme-
ye çalıştığımız gelişmelerden
büyük kaygı duyduğumuzu, bu
gelişmeler çerçevesindeki uy-
gulamalara katılmadığımızı, bu
uygulamalara dayanak olan ka-
rarlara toplantı aşamasında tep-
ki gösterdiğimizi ve tutumu-
muzu karşı oy yazılarıyla bel-
gelediğimizi kamuoyunun bil-
gisine sunarız” denildi.
Tuzla Tersanler Bölgesi’nde faaliyet gösteren
TORGEM tersanesi işçileri 3 aylık ücretleri-
ni alamadıkları için 8 Ocak’ta başlattığı grev
nedeniyle dün Taksim’de yürüyüş yaptı. İşçi-
ler krizin faturasının kendilerine çıkarılmak is-
tendiğini ifade ederek, haklarının verilmesini
istediler. Galatasaray Lisesi önünde, işçiler adı-
na hazırlanan açıklamayı okuyan Zeynel Ni-
hadioğlu devletin Tuzla’da birtakım göster-
melik önlemler dışında sorunun esasına do-
kunmadığını belirterek “Biz kendimizden baş-
ka hiç kimseye güvenmiyoruz. Tuzla tersane-
lerini de düzeltirse kendi örgütlü gücümüz dü-
zeltecektir. Bunun dışında başkaca bir çözüm
yolu yoktur. Tuzla’yı düzelttik diyenlerin ar-
kasında bıraktıkları enkaz ortadadır” dedi.
Belediyenin bir ihalesi mevzuata aykırı bulundu ancak iptal edilmedi
TRT GELENEĞE SON VERDİ
Takvimde
Atatürk yok
Fethullah Gülen
imparatorluğu
FIRAT KOZOK
ANKARA - Yõllardõr bastõrdõğõ duvar takvimleri-
ne Atatürk fotoğraflarõ koyan TRT geleneği
bu yõl bozdu. Kurum tarafõndan bastõrõlan du-
var ve masa takvimi ile ajandada Atatürk fo-
toğraflarõna yer verilmedi. Türkiye’yi Eurovi-
sion’da temsil edecek olan Hadise’nin fotoğ-
raflarõ ise ajandalarõ süslüyor.
TRT’nin 2009 için hazõrlattõğõ duvar ve ma-
sa takvimleri ile ajandalar, tepkiyle karşõlandõ.
Ajandanõn başlangõç bölümünde yer alan “Di-
ni Günler” başlõğõ altõnda; kandiller, üç aylar,
hicri yõlbaşõ, Ramazan’õn başlangõcõ ve aşure
gününe yer verildi. Resmi tatil günlerinin de
yer aldõğõ ajandada, 10 Kasõm görmezden ge-
lindi. Takvim ve ajandalarda TRT’de yayõnla-
nan çeşitli programlarõn ve 17 Aralõk’ta yapõ-
lan Şeb-i Arus töreninden fotoğraflar kullanõl-
dõ. Takvimlerde ayrõca TRT internet sitesinin
ve TRT Çocuk kanalõnõn tanõtõmlarõna da yer
verildi. Bu yõlki takvimlerde TRT’nin yõllardõr
süren bir geleneğine de son verildi. Yõllardõr
Atatürk fotoğraflarõyla tasarlanan takvimlerde
bu yõl Yüce Önder’in fotoğraflarõ yer almaz-
ken Türkiye’yi Eurovision’da temsil edecek
Hadise’nin fotoğraflarõ ajandalarõ süsledi.
Çalışanlardan tepki
TRT tarafõndan bastõrõlan ve çalõşanlara da
imza karşõlõğõ dağõtõlan takvimlerde Atatürk
fotoğrafõnõn bulunmamasõna çalõşanlar da tep-
ki gösterdi. Çalõşanlar geçen yõl bastõrõlan tak-
vimdeki Atatürk fotoğrafõnõ keserek yeni du-
var takviminin üzerine yapõştõrdõ. TRT takvim-
leri genel sekreterlik tarafõndan hazõrlanõyor.
Yasaya aykırı
Gökçek’e değil
Karara katılma-
yan üyeler:
Bu gerek-
çeyle şikâyeti
yerinde bul-
mayan Ku-
rul’un iki
üyesi Ad-
nan Zen-
gin ile
Nejat
Ünlü ise
“ihale-
nin iptali
gerektiği
oyuyla”
karara ka-
tõlmadõklarõ-
nõ bildirdi.
TUZLA İŞÇİLERİ YÜRÜDÜ