18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 OcakTARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN www.mumtaz-arikan.com CMYB C M Y B DÜZ ÇİZGİ ÜMİT ZİLELİ ‘Dosyalar ABD’den!..’ Ergenekon’da 10. dalga da tamamına erdi!.. Hedefte bu kez kimler vardı?.. Milli Güvenlik Kuru- lu Genel Sekreterliği, ordu komutanlığı yapmış emek- li generaller, muvazzaf ve emekli subaylar yani ordu, aralarında YÖK’ü 8 yıl yönetmiş bir profesörün de bu- lunduğu bilim insanları yani üniversite ve “hukuk abi- desi” kimliği ile ülkenin en saygın hukukçularının ba- şında gelen Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcı- sı yani yargı… Sonra ne oldu? - Hemen tümü serbest bırakıldı!.. Taktik, diğer dalgaların tıpkıbasımı gibiydi; ülkenin yurtsever, saygın isimlerini alırsın, yanlarına da bir iki “kirlenmiş” ismi eklersin, al sana operasyon!.. Eski İç- işleri Bakanı, emniyet teşkilatının efsaneleşmiş isim- lerinden Sadettin Tantan’a bizim gazete operasyo- nu sormuş, iki sözcüklü yanıt neresinden baksanız deh- şet verici: - Yabancıların operasyonu!.. Tantan, Türkiye’nin istikrarsızlaştırıldığını, yeni yol ha- ritalarının çizilmek istentiğini vurgulayıp tarihe kazınacak şu değerlendirmeyi de eklemiş: - Ülke Ergenekon ile meşgul edilirken, Kürdis- tan’ın kurulması, Apo’nun serbest bırakılması, devlet gücünün hükümetsel güç olarak kullanılması arzusu var. Bunu okumamak için aptal olmak lazım… Başka söze gerek var mı?.. Bu dalga da işbirlikçileri kesmedi!.. Daha 10. dalganın tozu dumanı ortalığı kasıp ka- vururken, yaşamını “tetik çekerek” kazanan işbirlikçiler, “11. dalga geliyor” kampanyası başlattı. Bu kez he- defte kimlerin olduğunu da özenle belirtmek kaydıy- la tabii… - Siyasiler ve medya!.. Star gazetesinin başyazarı Mehmet Altan, “Med- yadaki Ergenekoncular” başlıklı yazısında, “Ergene- kon tablosunun dehşetini yok saymanın nedeni nedir” sorusunu sorup, ardından şu dehşetengiz yargıya va- rıyor: - Galiba bunu medyadaki Ergenekon çözülünce an- layacağız. Bakarsınız bu da tahminlerden önce ger- çekleşir… Müthiş değil mi?.. Hani kendini tutamasa isim ve ta- rih de verecek!.. Zaten tahminleri varmış da, daha ön- ce de olabilirmiş!.. Aynı gazetede daha Ergenekon iddianamesi yazıl- mamışken “içeriden aldığı bilgilerle” kitap yazan Şa- mil Tayyar, iyice kendini kaybedip “Deniz Bey sos- yalist lideri hatırla” başlıklı yazısıyla ülkenin ana mu- halefet liderini tehdit ediyor. İtalya’daki “Temiz Eller” operasyonuna gönderme yapıp Sosyalist Parti Genel Başkanı ve eski Başbakan Bettino Craxi’nin yargı önü- ne çıkarıldığını yazıyor ve şöyle diyor: - Deniz Bey’in kulakları çınlasın… Bu adamcağıza “Temiz Eller” operasyonunda sos- yalist başbakanın yanı sıra üç de Hıristiyan Demokrat yani sağcı başbakan, 25 bakan, 100 üst düzey büro- krat ve 400 milletvekilinin yargılandığını anımsatmak gerekiyor. Peki savcılar bu işi nasıl başardı? Çünkü yar- gı gerçekten bağımsızdı (örneğin, adalet bakanı, Sav- cı ve Hâkimler Yüksek Kurulu Başkanı değildi!) ve mil- letvekillerinin dokunulmazlığı yoktu da ondan!.. Bun- ları bilmemek ayıp, bilip de saklamak ise çok ayıp… Gelelim Taraf gazetesinde Neşe Düzel’in Mahmut Övür’le yaptığı söyleşiye… Sabah gazetesi yazarı Övür, 11. operasyonun eli kulağında olduğunu belirttikten sonra hedefte kimlerin olduğunu da açıklıyor: - Siyasetçiler ve medya!.. Övür öylesine anlatıyor ki, isimlerini vermese de ço- ğunun kim olabileceğini anlayabiliyorsunuz. Şu ta- nımlamaya bakın: - 11. operasyon asıl olarak, 90’ların ikinci yarısında ve 2000’lerin başında etkin olan politikacılara ve medyanın darbeci damarına yönelik… Nasıl ama?.. Bitmedi, Övür emekli askerlere de çok daha etkin operasyon yapılacağını, bir eski genel- kurmay başkanının da bu operasyonda yer alacağını söylüyor!.. Müjdeyi de veriyor: - Ergenekon’da daha pek çok dalga yaşanacak!.. Ama ben en çok son bölümü sevdim. Övür diyor ki; - BEN DOSYALARIN ABD’DEN GELDİĞİNİ, OPE- RASYONUN SADECE KENDİ GÜCÜMÜZLE OLMA- DIĞINI DÜŞÜNÜYORUM… Bundan daha açık bir itiraf olamazdı!.. NOT: Ali Bayramoğlu, Tamer Korkmaz, Mümta- zer Türköne vb... büyük tesadüf eseri neredeyse ay- nı sözcüklerle “medyadaki Ergenekoncuları” yazan ka- lemşorları unutmuş değilim, yalnızca yerim bitti… ENVER TOPALOĞLU Şair Nâzım Hikmet’e yeniden yurttaşlık hakkının tanınmasına sevinmeyeceğiz. Nesine sevi- nelim? Dünyaca ünlü sosyalist ve anadilinin en iyi şairinin, dostlar alışverişte görsün mak- sadını aşmayan bir girişime alet edilmesine neden sevinelim? Nâzım Hikmet, bir şairin, bir ko- münistin olmak istediği yerde- dir zaten. Şairin, “kardeşlerim bakmayın sarı saçlı olduğuma ben asyalıyım bakmayın mavi gözlü oldu- ğuma ben afrikalıyım” dizeleri de bunu açıkça dile getirir. Türkçenin ve modern şiirin doğum sürecinde şiirleri, sos- yalist düşünce ve mücadelesiyle dünyaca ünlenen şair Nâzım Hikmet, elli sekiz yıl önce Ba- kanlar Kurulu kararıyla Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığından çı- karıldı. Memleket sevdası ve anadili tutkusuyla Sovyetler Birliği’nde sürdürdüğü yaşa- mını orada yitirdi . Onurlu bir ya- şamın hak ettiği taçlandırmay- la gömüldü. Sovyetler Birliği’nin kendisi için düzenlediği meza- rında yatıyor Altmış Üç yılının Üç Haziran’ından bu yana. Son yıllarda bazen mezarının Türki- ye’ye getirilmesi, bazen yurt- taşlığa geri alınması yönünde is- temler daha sık dile getirilmek- teydi. Şimdi bunlardan birine yanıt verilmiş gibi görünüyor. Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Ba- kanlar Kurulu, Menderes’in başkanı olduğu Bakanlar Kurulu kararıyla yurttaşlıktan çıkarılan şair Nâzım Hikmet’i yeniden yurttaşlığa aldı. AKP hüküme- tinin girilen seçim sürecinde verdiği bu karar, sözüm ona sol çevrelere göz kırpma adımı ol- maktan başka türlü değerlen- dirmeye olanak tanımıyor. Şair Nâzım Hikmet yurttaş- lıktan çıkarılmadan önce ülke- sinde tutuklanmış, düşüncele- ri ve yazdıkları nedeniyle mah- kûm edilmiş, yıllarca hapis yat- mış ve en ağır koşullarda ya- şamak zorunda bırakılmıştı... Düzene, sisteme muhalif ol- manın bütün acılarını yaşamış, ödenecek bütün bedelleri öde- miştir. Bilindiği kadarıyla Nâzım Hik- met’in yurttaşlığını geri almak için bir başvurusu da söz ko- nusu değil. O zorlu yaşamını şa- ir olmanın, sosyalist olmanın onurunu bayrak yapıp onun al- tında sürdürmüştür. Aşkını, sev- gisini, kederini ve öfkesini dile getirdiği her şiiri, her dizesi Nâ- zım Hikmet’in kişiliğini oluşturan şairliğinin ve sosyalist düşün- celerinin bir yansımasıdır. AKP’nin derinliklerine nüfuz eden ve zaman zaman açığa çıktığında kamuoyunda şaş- kınlık yaratan dünya ve hayat anlayışına, insana bakışına gö- re Nâzım Hikmet, değil affedil- mesi, adının bile anılmaması gereken biridir. Bugün yurttaşlığını iade et- mek için imza atanlar karşısın- da Nâzım Hikmet yaşasaydı kuşkusuz, zamanında olduğu gibi yine mücadele bayrağını dalgalandırıyor olurdu. AKP zih- niyetinin beslendiği düşünce- lerin ağababalarıyla Nâzım Hik- met’in zamanında sürdürdüğü mücadelesi unutulacak gibi de- ğildir. “Onlar ümidin düşmanıdır” dizesinin yer aldığı ve “Elbette sevgilim, elbet dolaşacaktır elini kolu- nu sallaya sallaya dolaşacaktır en şanlı elbise- siyle; işçi tulumuyla bu güzelim memlekette hür- riyet” dizelerinde dile getirilen işçi- lere Başbakan’ın nasıl baktığı- nı geçen yılki 1 Mayıs öncesi yaptığı “ayaklar baş oldu” açık- lamasıyla öğrenmiştik. Nâzım Hikmet’in iade edile- cek bir yurttaşlığı yoktur. Kara- rı “itibarının iadesi” olarak de- ğerlendirenlerse eğer maksatlı değillerse şunu bilmeliler ki Nâ- zım Hikmet itibarını hiçbir za- man yitirmedi. Yurttaşlıktan çı- karma gerekçesi de bunu açık- ça gösteriyor. Eski ceza yasa- sının 141 ve 142. maddelerine göre bir bakanlar kurulu kara- rıyla yurttaşlıktan çıkarılan şair Nâzım Hikmet’e, “yasa kaldırıl- dığı için” yurttaşlık hakkının ve- rileceği belirtilmişti. Şair Nâ- zım Hikmet yaşasa bu kararı an- cak yırtıp atardı. Şairlerin yurdu dilleridir, şiir- leridir. Hiçbir şairi, şiirin yurt- taşlığından kurul kararıyla, ka- nunla çıkaramaz ya da oraya buyruklarla alamazsınız. Yurttaşlığın iadesi ne anlama gelmektedir? AKP hükümetinin bu girişimdeki faydacı yaklaşı- mı gizlenecek gibi değil. Ama bazı silahlar geri teper. Nâzım Hikmet’e Bakanlar Ku- rulu’nun olsa olsa açıktan ifade edeceği özür borcu söz konu- sudur. Yurttaşlığın iadesinden daha önemlisi Nâzım Hik- met’ten özür dilenmesidir. An- cak böyle bir girişim gerçekçi ve içtenlikli olabilir. Gerisi yalan... Nâzım’la Oynamayın! KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci mynet.com HARBİ SEMİH POROY HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN [email protected] Yüksek Yerilim Hattı [email protected] Bana arkadaşını söyle sana Ergenekon’dan gözaltına alınıp alınmayacağını söyleyeyim! 15 OCAK 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 15 Kılıç’ın damadının arsa takasını nasıl yorumlayacağız? “Takas”ı tersten okuyarak! Sadet Nami Tepe: “Yalçın Küçük, Kemalist olmakla suçlanmış. Ergenekon’da sadede gelinmiş!” Rutin Mustafa Pınar: “Adalet Bakanı, kaç cumhuriyet başsavcısının kendisine her hafta rutin ziyaret yaptığını açıklayabilir mi?” Sap Selim Sümen: “Yargıçlar ve Savcılar Birliği YARSAV’a YARSAP diyen Adalet Bakanı Hâkimler ve Sapçılar Yüksek Kurulu Başkanı mı oluyor!” Mars T. Doğan Özdinç: “TRT Şeş’ten sonra TRT Gele, TRT Mars ve oyun biter!” YağmurDeniz İstanbul Belediyesi’nin sulu ihalesi! İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi Sosyal ve İdari İşler Müdürlüğü’nün açtığı iki ihalenin sonuçları Kamu İhale Kurumu Bülteni’nde açıklanmış. İhalelerden ilki su ve maden suyu alımıyla ilgili olarak açılmış. İkinci ihale ise kola ve meyve suyu alımıyla ilgiliymiş. Özetle; sulu bir ihale! 2.4 milyon liralık su ve maden suyu ihalesine iki şirket girmiş. Fakat şirketlerden birinin teklifi daha ihalenin başında geçerli sayılmamış. 4.7 milyon liralık kola ve madensuyu ihalesine üç şirket girmiş. Fakat şirketlerden ikisinin teklifi daha ihalenin başında geçerli sayılmamış. Sonuçta ne olmuş; iki ihaleye, teklifi geçerli sayılan birer şirket katılmış. Şu işe bakın ki, iki ihaleye alınan şirket aynı şirket olmuş. Koskoca İstanbul’un kocaman İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne su, maden suyu, kola ve meyvesuyu pazarlama kabiliyetinin sadece bir şirkette olması ne kadar ilginç değil mi? Böylesine güzel bir ihalenin üstüne ne de güzel bir bardak soğuk su içilir ama! İstanbul’da beş yıldır hız kesmeyen belediye başkanı Kadir Topbaş’a afiyet olsun! Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.” SAYIN seyirciler, yeni bir bomba patlatmak üzere az önce aldığımız bir flaş haberi vermek için normal yayınımıza ara vererek anormal yayına geçiyoruz. Evet sayın seyirciler, Ergenekon’da yeni patlayan son bomba habere göre daha önce tutuklanan emekli Orgeneral Hurşit Tolon ve emekli Orgeneral Şener Eruygur ile son dalgada gözaltına alınan emekli General Tuncay Kılınç ve emekli Orgeneral Kemal Yavuz’un, Kara Harp Okulu’ndaki bir karargâh bahçesinde farklı zamanlarda yapılan toplantılarda silah üzerine yemin ettikleri ortaya çıktı. Ergenekon dalgalarında gözaltına alınarak tutuklanan veya tutuklanmayan öteki emekli generallerin, emekli subayların ve muvazzaf subayların da karargâh bahçelerindeki toplantılarda silah üstüne topluca yemin ettikleri ele geçen belgelerden anlaşıldı. Başbakanlık, Milli Savunma, Adalet ve İçişleri bakanlıklarına yakın kaynaklardan alınan bilgilere göre silah üstüne yemin eden emekli veya muvazzaf askerlerin sayısının bundan sonraki Ergenekon dalgalarında hızla artması bekleniyor. Görüşüne başvurduğumuz çok güvenilir bir kaynak “Bunlar daha işin başı, silah üstüne yemin edenlerin sayısında ürkütücü rakamlara ulaşılmasını bekliyoruz” dedi. Başka bir kaynak ise Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un da silah üstüne yemin ettiği konusunda çok güçlü deliller bulunduğunu kaydederek şunları söyledi: “Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un, son Ergenekon dalgası üzerine Sayın Cumhurbaşkanımızla olan haftalık olağan toplantısından önce Sayın Başbakanımızla yaptığı olağanüstü görüşmede hangi konularda ricada bulunduğu konusunda yorum yapmak istemiyorum; burası bir hukuk devletidir.” Evet sayın seyirciler... Daha birkaç yıl öncesine kadar en çok güvenilen kurum durumundaki Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bugün içinde bulunduğu hale ışık tutması bakımından büyük önem taşıyan karargâh bahçelerinde yapılan silah üzerine yemin toplantılardan bazı görüntüler şimdi ekrana geliyor. Şu anda, Tuncer Kılınç’ı Kara Harp Okulu’ndan mezuniyet töreni sırasında silah üzerine yemin ederken görüyoruz; teğmen rütbesindeki Kılınç, sağdaki sıranın sol başında duruyor! Yemin SESSİZ SEDASIZ (!) BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Gaziantep yö- resine özgü, simit biçiminde bir tür çörek... Hitit. 2/ Sakarya iline öz- gü bir tür tatlõ... Sepicilikte ve he- kimlikte kullanõ- lan, tadõ buruk bitkisel madde. 3/ Salam, sosis, su- cuk gibi hazõr yi- yeceklerin satõldõ- ğõ dükkân. 4/ Ekvator kuşağõndaki geniş tropi- kal çayõrlara verilen ad. 5/ Uzun ve yorucu ça- lõşma... Erzurum yöre- sinde yetişen, gövdesi yenilen ya da turşu ya- põlan otsu bir bitki. 6/ Yaklaşõk on iki bin yõl önce Pasifik’e gömül- düğüne inanõlan, insan- lõğõn ve uygarlõğõn anayurdu sayõlan kõta... Satrançta bir taş... Islandõğõ zaman kolayca biçimlendirilebilen yumuşak ve yağlõ toprak. 7/ Elma, armut, ayva gibi meyvelerin yenmeyen iç bölümü... Tavlada “üç” sa- yõsõ. 8/ Bir göz rengi... Proton verebilen maddelerin genel adõ. 9/ Rütbesiz asker... Yasal. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Gaziantep yöresine özgü, koyunun en değerli etiy- le yapõlan kebap. 2/ Mesafe... Bir çeşit testere. 3/ Kon- ya’nõn Akşehir ilçesine özgü, dövülmüş buğday ve et- le yapõlan bir yemek... Yabancõ. 4/ Hamamböceği. 5/ Eşya üzerindeki mikrop ya da ufak böcekleri basõnçlõ buharla öldürmeye yarayan büyük kazan... Bir cetvel türü. 6/ Hücum, saldõrõ... Yaşamsal sõvõ. 7/ İğdiş edil- miş hayvan... Kenar süsü. 8/ Antibiyotik bir ilaç. 9/ Küçük erkek kardeş... Bildirme yazõsõ, mesaj. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Ç Ö K E L E K K Ö R E K T A K A K E Ş A N Y A R E K A B İ R M A L N İ Ş A N K E T R A A B U K A Y N A K İ L K A M B İ N A K A R A K U L A K 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 e-posta: [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle