Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
? KEŞ PARALARI TES-
LİM ALIYORDU Almanya
ve Türkiye’deki şirketlerin hisse-
darlarõ şunlarmõş: Karahan, Çelik,
Akman, Gürhan. Karaman, Gür-
han’õ, Almanya EURO 7 için so-
rumlu ve yetkili kişi olarak görev-
lendirmiş. Daha önce genel mü-
dürlüğü Akman yapõyormuş. Al-
manya’dan Türkiye’ye keş getiri-
len paralarõ teslim alõyor ve kõsmen
de, bu paralarõn teslim edildiğine
dair belgeler de imzalõyormuş. (88.
sayfadan...)
? SATRANÇ TAHTASIN-
DA PİYON Ermiş’in ifadele-
rinde, “Yardım alındı” makbuz-
larõnõn (belgelerin) Türkiye’de dü-
zenlendiğini (hazõrlandõğõnõ), ken-
disi bizzat, bir bavul dolusu “Alın-
dı makbuzu” (Empfangsbeschei-
nigung) getirdiğini, bunlarõn hep-
sinde tarih ve meblağ yerlerinin boş
bõrakõlmõş halde olduklarõnõ, bun-
larõ İstanbul’da Kanal 7’nin bina-
sõnda, 3. katta Harun Kapıyoldaş
adõndaki şahõstan teslim aldõğõnõ,
Bedrettin Bilgin’in ve daha ön-
celeri de Adil Aşçı adõndaki şahsõn
da Türkiye’den böylesi belgeler ge-
tirdiklerini, Dr. Akman ve İzzet
Kurum’un, santranç oyun tahta-
sõnda piyon olduklarõnõ, Kurum’un,
Gürhan’õn eniştesi (veya kayõn-
biraderi) olduğunu açõklamõştõr.
(107. sayfadan...)
? AYRI SORUŞTURMA
2003 yõlõnda Weiss Handels- und
Investment GmbH şirketinin ser-
mayesi 500.000,00 Avro olarak
arttõrõlmõş ve 250.000,00 Avro
(ödenmiş) ödeyen şahõslar olarak
da, haklarõnda ayrõca soruşturma
yapõlan Karaman, Karahan, Ak-
man, Çelik ve sanõk Gürhan gös-
terilmişlerdi. Deniz Feneri’nin gay-
ri resmi muhasebesine de, Weiss
şirketine karşõ 250.000,00 Avro
“Sermaye olarak ödendi” ibare-
CMYB
C M Y B
7 EYLÜL 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 9
EVET / HAYIR
OKTAY AKBAL
Ya Buna Ne Dersiniz?
“Siyasi ve sosyal bir görüşten kaynaklanan bir
amaçla cürüm işlemek için devasa bir teşekkülün li-
derliğini, belediye başkanı seçildiği 1 Mart 1994 ta-
rihinden 6 Kasım 1998’e kadar fiilen ve aktif bir şekil-
de; söz konusu tarihten bugüne kadar da perde ar-
kasından sürdürdüğü...”
Bu, Mülkiye Müfettişi Candan Eren’in 3 Eylül 2001
tarihli raporundan bir alıntıdır!..
Bu rapor üzerine, İstanbul’un AKP’li Belediye
Başkanı Recep Tayyip Erdoğan görevinden alın-
mış, yargılanıp dört ay hapse mahkûm edilmiş!.. Bu
mahkûmluğu da bir kıyı cezaevinde çekmiştir...
Şu günlerde Türk toplumu yeni bir haberle çal-
kalanıyor! Bir telefon konuşmasından öğrendiğimi-
ze göre Tayyip Erdoğan’ın avukatı daha az ceza ver-
meleri için yargıçlara rüşvet önermiş!.. Bunu eski AKP
milletvekili Şirin’in bir gazeteciyle yaptığı telefon ko-
nuşmasından öğreniyoruz. Şirin, “Benim telefonu-
mu hangi hakla dinlersiniz” diyor, adı geçen gaze-
teci ise konuşmayı anımsamadığını söylüyor...
İşin en tuhafı, bu ilginç olayın Ergenekon savcı-
sının iddianamesinde yer alışı!..
Gerçi, Tayyip Erdoğan’la ilgili dosyalar yıllardır
Meclis komisyonlarında beklemektedir. Dokunul-
mazlık zırhından sıyrılmadığı için yargı kılına doku-
namıyor!.. Yalnız onun mu? En başta Çankaya’da-
ki Gül Bey’in de, hesap vermesi gereken nice dos-
yaları duruyor! En önemlisi de Refah Partisi’ne dev-
letçe verilen trilyonluk yardımın ne olduğu konusu!
Bir vatandaş olarak, bütün bunları görmezlikten,
duymazlıktan, bilmezlikten gelebilir misiniz?
Bu iki kişinin devletin en üst yerinde bulunması
demokrasiye de, hukuku da, insanlığa da ya-
kışmayan bir gerçek değil midir? Yurttaş olarak, böy-
le bir durumun seyircisi olmayı içinize sindirebiliyor
musunuz? Bu çok yanlış bir durumsa soruşturma
dosyaları tozlar içinde bekletiliyorsa, sözü edilen-
ler de sizlerin, bizlerin, yaşamlarını, yazgılarını etki-
leyecek güçte kimselerse!..
Birazcık utanmak da düşmez mi size, bize, her-
kese, hepimize!..
İşin çok daha ilginç yanı, Tayyip Bey’in yargı önün-
de cezadan kurtulması için, yargıçlara rüşvet ver-
diği söylenen avukatın, şimdi devlet bakanı kol-
tuğunda oturan kişi olması!..
Ya buna ne dersiniz?
PENCERE
Başımızdaki İktidar
Şüpheli...
Şüpheli sözcüğü ‘güven vermeyen, kuşku
uyandıran’ kişi için kullanılır...
Birisinden söz açarken o kişiye ‘itimat’ edile-
meyeceğini vurgulamak için denir ki:
- O şüpheli bir adamdır...
Şüpheli kişiye önemli bir iş emanet etmekten
herkes sakınır...
Ceza hukukunda ‘şüpheli’ sözcüğü yasal ola-
rak ‘zanlı’ yerine kullanılıyor...
Sözgelimi bu köşede Cumhurbaşkanı için
‘zanlı’ deyimini kullanıyorum; Gül’ün evrakta
sahtecilik davasında “şüpheli” olduğu bir gerçek...
Aynı davada Necmettin Erbakan da şüpheli idi...
Artık Erbakan hükümlü...
Ve sabıkalı...
Ama Gül ‘şüpheli’...
Almanya’da savcılar birtakım Türkler için da-
va açtılar...
Bu Türkler Müslüman Türkleri Almanya’da -ve
doğaldır ki- Türkiye’de dolandırmışlar...
İslamcılığı kullanarak, Allah ve peygamber
adına paralar toplamışlar...
Sonra da paraların üstüne oturmuşlar...
Peki, üstüne oturup da ne yapmışlar paraları?..
Bir sürü şirket kurmuşlar, televizyondan siya-
sal partiye dek açılan bir yelpazede AKP iktida-
rıyla tezgâh kurarak koltuğa oturmuşlar...
Alman savcı dolandırıcılığı saptamış, dava aç-
mış...
Bizim İslamcılar akıllı mı akıllı...
Kurnaz mı kurnaz...
Ama AKP yönetiminin ‘şüpheli’ olduğu da bir
gerçek...
İslamcıların iktidarı, anlaşılıyor ki şüpheliler
iktidarı...
Dosyalar bekliyor...
Başbakan RTE şüpheli...
Bakanların çoğu şüpheli...
Parti ileri gelenleri şüpheli...
Dokunulmazlıklar bir kalksın...
Seyreyleyin gümbürtüyü...
Peki, güven nerede?..
Şüpheliler iktidarına güven olabilir mi?..
Şüpheli istediği kadar Müslümanlığa sığın-
sın...
Tövbe estağfurullah, Hazreti Muhammet di-
rilse..
Gözlerini açsa..
Türkiye’ye gelse..
Bizimkilerin hallerini görse..
Ne der?..
Peygamber Efendimiz büyük bir olasılıkla der ki:
“- Önce mahkemeye gidin..
- Yargılanın..
- Üzerinizdeki ‘şüpheli’ kuşkusunu silin..
- Müslümanlığın gereği budur...”
Montrö Sözleşmesi ve Türkiye’nin Sorumluluklarõ
S
on haftalarda, ABD’nin ve onunla
birlikte davranan birkaç devletin sa-
vaş gemilerini Karadeniz’e çõkar-
ma girişimleri nedeniyle Möntrö
Boğazlar Sözleşmesi güncellik ka-
zandõ. Türkiye’nin egemenliği ve uluslar-
arasõ topluma karşõ sorumluluklarõ açõsõndan
çok büyük önem taşõyan bu sözleşmeyle ilgili
çeşitli haberler ve yorumlar yapõldõ, yapõlõyor.
Bunlar arasõnda, üzerinde fazla durulmadan or-
taya atõlmõş izlenimi verenler de var. Örneğin,
Karadeniz’e kõyõsõ olmayan devletlerin bay-
rağõnõ taşõyan savaş gemilerinin Karadeniz’de
öngörülen 21 günlük süreyi aşmalarõ halinde
bundan Türkiye’nin sorumlu olacağõ savõ. Bir
başkasõ, savaş gemilerinin Karadeniz’de ka-
lõş süresini tamamlayõp Çanakkale Boğa-
zõ’ndan çõkõp, hemen yeniden Boğazlardan ge-
çerek Karadeniz’e çõkmalarõnõn, bu savõ ile-
ri sürenlerin deyimiyle “Montrö’yü delme-
yeceği”.
Bu kõsa yazõda bunlardan ikisiyle ilgili
olarak görüşümü açõklamak istedim.
21 günlük süreyle ilgili koşullar: Montrö
Sözleşmesi, yabancõ savaş gemilerinin Türk
Boğazlarõndan geçişi bazõ temel kurallara
bağlamõştõr. 13. maddede belirtilen bu koşul-
lar şöyle özetlenebilir:
(i) Geçecek savaş gemisinin (gemilerinin)
bağlõ olduğu devletin Türkiye hükümetine ön-
ceden bir bildirimde bulunmasõ gerekir. Bu bil-
dirim “diplomatik yoldan” yapõlacaktõr.
(ii) Bildirimin, normal olarak, sekiz gün ön-
ceden yapõlmasõ gerekir. Karadeniz’e kõyõsõ ol-
mayan devletler için, bu sürenin on beş gün
olmasõ “arzuya şayan”dõr.
(iii) Bu bildirimle, gemilerin gidecekleri yer-
lerin adlarõ, tipleri, sayõlarõ ve geliş dönüş ta-
rihleri belirtilecektir.
(iv) Tarih konusunda değişiklik yapõlmasõ
durumunda da üç gün içinde bildirilmesi ge-
rekir.
(v) Geçiş, bildirilen ilk tarihten sonra en çok
beş günlük bir sürede başlamalõdõr.
Karadeniz’de kalış süresi ve Türkiye’nin
sorumluluğu: Montrö Sözleşmesi, dünyadaki
benzerlerinden ayrõ özellikleri olan çok özel
düzenlemeler getirmiştir. Türkiye bu sözleş-
meyle uluslararasõ topluluğa karşõ birtakõm yü-
kümlülükler altõna girmeyi kabul etmiştir. Bir
büyük dünya savaşõ ve soğuk savaş dönemi de
içinde olmak üzere 70 yõlõ aşkõn bir süredir
Türkiye bu yükümlülüklerini sorumlulukla ye-
rine getirmiştir.
Türkiye’nin yükümlülükleri, Boğazlardan
geçiş düzeniyle sõnõrlõdõr. Yani, sözleşme
hükümlerine uygun biçimde Karadeniz’e çõ-
kan bir savaş gemisinin orada 21 günlük ka-
lõş süresini aşmasõ halinde Türkiye’nin özel bir
sorumluluğu yoktur. Kaza ve arõza gibi hak-
lõ bir neden olmaksõzõn süreyi aşan bir gemi-
nin bayrağõnõ taşõdõğõ devlet, uluslararasõ hu-
kuktan doğan bir yükümlülüğüne aykõrõ dav-
ranmõş olur. Bu durumdan Türkiye’nin so-
rumlu tutulmasõ anlamsõzdõr.
Bu davranõş, uluslararasõ barõşõ ve güvenliği
tehdit eden bir boyutta ise, konuya BM Gü-
venlik Konseyi’nin el koymasõ gerekir. Ka-
radeniz’deki 21 günlük kalõş süresinin sonunda
yeni bildirim yapõlarak yeni bir sürenin baş-
latõlmasõ konusundaki bazõ yorumlar da cid-
diyetten uzaktõr. Bütün hukuk metinlerinin ma-
kul ve iyi niyetli biçimde anlaşõlõp yorum-
lanmasõ gerekir. Uluslararasõ Antlaşmalara İliş-
kin Viyana Sözleşmesi (1969) de kavramla-
rõn antlaşmanõn bütünü içinde değerlendiril-
mesini ve antlaşmanõn amacõnõn õşõğõnda iyi
niyetle yorumlanmasõnõ öngörmüştür.
Montrö Sözleşmesi’nin gerek sözel gerek
amaçsal yorumu, Karadeniz’de 21 günlük ka-
lõş süresini doldurmuş bir savaş gemisinin, ye-
niden Karadeniz’e dönebilmesi için, Çanak-
kale Boğazõ’ndan çõkmasõnõ ve yeni bildirimin
ancak bundan sonra yapõlmasõnõ gerektirir. Ge-
mi henüz Karadeniz’de iken ya da Boğazlar
bölgesinde iken bildirim yapõlmasõ kabul
edilemez.
Çanakkale Boğazõ’ndan Ege’ye çõkan bir sa-
vaş gemisinin Karadeniz’e geri dönebilmesi
için, yukarõda belirttiğimiz usullere uygun bi-
çimde yeni bildirim yapõlmasõ gerekir. Bu bil-
dirim, geminin Ege Denizi’ne çõkõşõndan
sonra normal olarak, sekiz gün önceden ya-
põlmalõdõr (Karadeniz’e kõyõsõ olmayan dev-
letler için, bu sürenin on beş gün olmasõ “ar-
zuya şayan”dõr).
Bunun dõşõnda bir sav, hukuk yorumlama-
sõ değil, bir tür “ağız kalabalığı ve yuttur-
maca” sayõlmalõ ve ciddiye alõnmamalõdõr.
Böyle bir anlayõş, güvenlik güçlerinin gözal-
tõ süresi sonunda kişiyi karakolun bir kapõ-
sõndan bõrakõp öteki kapõsõndan içeri alarak ye-
ni bir süre başlatma girişimine benzetilebilir
ki, kabul edilemez.
Sonuç
ABD, Karadeniz’de askeri varlõk göstermek
ve Rusya’ya meydan okumak için Montrö hü-
kümlerini açõkça zorlamaktadõr. 4.5 milyon nü-
fuslu Gürcistan’a besin maddesi ve sağlõk mal-
zemesi gibi insani yardõmlarõn nakliye uçak-
larõyla ya da ticaret gemileriyle ulaştõrõlmasõ
çok daha makul ve etkili bir yol iken, çocuk
mamalarõnõn füze taşõyan savaş gemileriyle
gönderilmesi, işin içinde başka hesaplar ol-
duğunu açõkça göstermektedir.
Türkiye’nin NATO üyeliğinden doğan so-
rumluluklarõnõn Montrö Sözleşmesi’nden do-
ğan yükümlülükleriyle çatõşmasõ söz konusu
edilmemelidir. İki uluslararasõ metin, gerek içe-
rik, gerek amaç bakõmõndan bütünüyle ayrõ ni-
teliktedir. Türkiye’nin, 70 yõldõr sürdürdüğü
Montrö Sözleşmesi’ni titizlikle uygulama
politikasõndan ayrõlmamasõnda kendi açõsõn-
dan da uluslararasõ topluluk açõsõndan da zo-
runluluk vardõr.
Türkiye’nin yükümlülükleri, Boğazlardan geçiş düzeniyle sõnõrlõdõr. Yani,
sözleşme hükümlerine uygun biçimde Karadeniz’e çõkan bir savaş gemisinin
orada 21 günlük kalõş süresini aşmasõ halinde Türkiye’nin özel bir sorumluluğu
yoktur. Kaza ve arõza gibi haklõ bir neden olmaksõzõn süreyi aşan bir geminin
bayrağõnõ taşõdõğõ devlet, uluslararasõ hukuktan doğan bir yükümlülüğüne aykõrõ
davranmõş olur. Bu durumdan Türkiye’nin sorumlu tutulmasõ anlamsõzdõr.
Prof. Dr. Rona AYBAY İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fak.
Kangroo Travel
(0216) 478 46 46 Pbx
Bonus Card’a Vade Farksız 3 Taksit
Şeker Bayramı Yurt İçi Turlarımız
Ayvalık – Assos - Bergama – Foça
29-Eylül-03 Ekim YP 179.90 Ytl’den İtibaren 3 Gece 4 Gün
Gizemli Likya Turu
29-Eylül-04 Ekim YP 179.90 Ytl’den İtibaren 4 Gece 5 Gün
Kuşadası Pamukkale Turu
29-Eylül-03 Ekim YP 179.90 Ytl’den İtibaren 3 Gece 4 Gün
Batı - Orta Karadeniz Turu
29-Eylül-03 Ekim YP 229.90 Ytl’den İtibaren 3 Gece 4 Gün
Tur Abdin ( Uçaklı)
30-Eylül-03 Ekim YP 179.90 Ytl’den İtibaren 3 Gece 4 Gün
Assos-Bozcaada Turu
29- Eylül -02 Ekim YP 189.90 Ytl’den İtibaren 2 Gece 3 Gün
Klikya Turu
29-Eylül-03 Ekim YP 299.90 Ytl’den İtibaren 3 Gece 4 Gün
Kapadokya Turu
29-Eylül-02 Ekim YP 279.90 Ytl’den İtibaren 3 Gece 4 Gün
Mavi Tur
27-Eylül-04 Ekim TP 499.90 Ytl’den İtibaren 7 Gece 8 Gün
Şeker Bayramı Yurt Dışı Turlarımız
Yunanistan Turu
29-Eylül-04 Ekim OK 299.90 ’den İtibaren 4 Gece 5 Gün
Nil ve Piramitler
30-Eylül-03 Ekim OK 449.90 ’den İtibaren 3 Gece 4 Gün
Sharm El Sheikh - Kahire
30-Eylül-03 Ekim OK 449.90 ’den İtibaren 3 Gece 4 Gün
Büyülü Fas
30-Eylül-04 Ekim OK 449.90 ’den İtibaren 4 Gece 5 Gün
Rodos Turu
30-Eylül-04 Ekim OK 229.90 ’den İtibaren 4 Gece 5 Gün
Roma
30-Eylül-04 Ekim OK 449.90 ’den İtibaren 4 Gece 5 Gün
Kıbrıs Turu
30-Eylül-04 Ekim YP 799.90 ’den İtibaren 4 Gece 5 Gün
Pazar Günü 12.00-18.00 saatleri arasında açı-
ğız. Diğer Turlarımızı ve otel paketlerimizle ilgili
detaylı bilgileri ofisimizden alabilirsiniz.
Merkez Caddebostan 0216 478 46 46
Ayrıntılı Bilgi İçin www.tatilhoteli.com
Akman’õn adõ 34 kez geçiyor
si altõnda geçirilmiştir.
2004 yõlõnda sermaye art-
tõrõmõ (250.000,00 Avro)
ödemesi yurtdõşõndan, Ka-
raman, Karahan, Akman
ve Çelik tarafõndan gön-
derilen havale ile yapõl-
mõştõ.
Weiss şirketinin gayri
resmi muhasebesinde (Ge-
lir gider tablosu=Summen
und Salden Listen) Deniz
Feneri’ne bir borcun ol-
duğu görünmektedir ki,
bu gerçek, gene yardõm
paralarõndan bu sermaye
arttõrõmõnõn yapõlmõş ol-
duğu yönünde kuvvetli sa-
nõ oluşmaktadõr. 2006 yõ-
lõnda da Weiss GmbH şir-
ketinin Frankfurt am Ma-
in’daki VakõfBank şube-
sindeki hesabõna
439.687,50 Avro , gene
yukarõda adõ geçen şahõs-
lar tarafõndan yatõrõlmõş.
Mevcut evraklardan bu
paranõn menşei (nereden
geldiği) şimdiye kadar tes-
pit edilememiştir.
Sanõk Ermiş ifadelerin-
de, Ferdinand-Porsche-
Strasse’deki (08.03.2006)
arsanõn Weiss şirketi tara-
fõndan satõn alõnmasõnda,
Weiss şirketi 240.000,00
Avro parayõ, yardõm para-
larõndan kullanmõş.
(115-116 sayfadan...)
CHP Almanya’ya gidiyor
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - CHP, Deniz Feneri Derne-
ği’nin topladõğõ parayõ amaç dõşõ
kullandõğõ gerekçesiyle dava açan
Almanya’ya milletvekili heyeti
gönderme kararõ aldõ. Türk yargõsõnõ
harekete geçmeye çağõran MHP
Grup Başkanvekili Oktay Vural,
bütün bu sürecin içinde Başbakan
Tayyip Erdoğan’õn “ayak izle-
ri”nin olduğunu söyledi.
İddianamede “kuryelikle” suç-
lanan RTÜK Başkanõ Zahid Ak-
man’õn yalanlamalarõna karşõn, il-
gili belgeyi kamuoyuna açõklayan
CHP’den bir heyet yarõn Alman-
ya’ya hareket edecek. Şaban Dişli
olayõnõ ortaya çõkaran CHP Grup
Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu
ile MYK üyesi Ali Kılıç’tan oluşan
heyet, olayõ soruşturan Alman sav-
cõ ile yasal prosedürün uygun ol-
masõ halinde görüşmeyi planlõyor.
CHP’liler ayrõca dava ile ilgili Al-
man makamlarõndan da bilgi iste-
yecek.
D E N İ Z F E N E R İ
Banka
ihbar
etti
İLHAN TAŞCI
ANKARA - Yoksullara yardõm
adõ altõnda topladõğõ paralarõ iç
eden Deniz Feneri Derneği vur-
gununun Alman bankasõnõn çe-
kilen 3.5 milyon Avroluk paranõn
nedenini derneğin açõklamamasõ
üzerine karapara aklama kuşku-
suyla emniyete yaptõğõ bildirim
üzerine ortaya çõktõğõ anlaşõldõ.
Frankfurt Savcõlõğõ’nca düzen-
lenen iddianamede olay şöyle yer
aldõ. Deniz Feneri Derneği’nin
yöneticileri 3 aylõk dönemde Com-
merzbank’tan 3 milyon 353 bin
Avro nakit para çekti. Bunun üze-
rine banka, derneğe bu büyük-
lükteki paranõn çekiliş nedenini ya-
zõyla sordu. Dernek yönetiminin
bankaya yanõt vermemesi üzerine
banka yönetimi Hessen Eyalet
Polisi’ne durumu “kara para yı-
kama” kuşkusu olarak iletti. Bu-
nun üzerine de savcõlõk devreye gi-
rerken, banka da derneğin hesabõ-
nõ kara para kuşkusuyla kapattõ.
SMS’le bağış
Almanya’daki Mintmatics şirketi
ile anlaşma yapan dernek, her te-
lefon kullanõcõsõndan SMS’le 5
Avro bağõş topladõ. Şirketin sav-
cõlõğa bildirimine göre derneğe
Ağustos 2006 ile Ocak 2007 ta-
rihleri arasõnda SMS’den sağlanan
133 bin Avro’luk bağõş aktarõldõ.
93 bin 107 Avro’luk bağõş için ise
savcõlõk tedbir koydu.
Düzenlenen bağõş toplama kon-
serlerinde büyük miktarda ziynet
eşyasõ ve altõnlarõn da hibe edildi-
ği saptanõrken, en çok bağõşõn da
bu konserlerde elde edildiği belir-
tildi. Bu belirleme üzerine görev-
lendirilen iki Alman sivil polisin de
konsere katõldõğõ, 2 bin 500 kişinin
katõldõğõ konserde sandalyeler üze-
rine bağõş için zarflar bõrakõldõğõ
anlatõldõ. Tutuklu sanõklardan Fir-
devsi Ermiş’in anlatõmõna göre,
toplanan yardõm paralarõnõn yüz-
de 40’õ yardõmlar için dağõtõlõyor,
yüzde 60’lõk kõsmõ ise kurulan şir-
ketlere aktarõlõyordu.
Almanya’dakiDenizFeneriiddianamesindeRTÜK Başkanõ için ciddi suçlamalar var
MHP: Başbakan’ın
ayak izleri var
Şaban Dişli olayõyla ilgili “sessiz” kalõp,
“istifaya davet”le yetinen MHP, Deniz Feneri
Derneği ile ilgili iddialar konusunda Türk yar-
gõsõnõ harekete geçmeye çağõrdõ. MHP Grup
Başkanvekili Oktay Vural, “Kamuoyunda bu
iddialar varken, takip etme görevi cumhuriyet
savcõlarõna düşüyor, savcõlar adõm atmak
için neyi bekliyor merak ediyorum” dedi.
Vural, Deniz Feneri’nde Başbakan Tayyip Er-
doğan’õn “ayak izlerinin” olduğunu söyledi.
HABERLER ÇIKTI STAND KALKTI
Deniz Feneri Derneği’nin Ay-
dõn’daki standõ, belediye zabõta
ekiplerince kaldõrõldõ. Aydõn Bele-
diye Başkanõ İlhami Ortekin, Ay-
dõn’da bu tür reklam, tanõtõm ve ba-
ğõş stantlarõ için en fazla 3-4 gün-
lüğüne izin verdiklerini ifade ede-
rek, bir aylõk stant izninin adil ol-
mayacağõnõ söyledi. İzni veren be-
lediye başkan yardõmcõsõnõn
hatalõ karar verdiğini belirten
Ortekin, “Standõn kaldõ-
rõlmasõ maksatlõ olarak
yapõlmõş bir olay de-
ğil. Aydõn’da bu-
güne kadar her-
kese eşit olarak davrandõk. Bu
olayda da eşitliğin bozulmamasõ
için böyle bir karar aldõk” şeklin-
de konuştu.
Ortekin, “zabõta ekiplerinin ulusal
basõnda çõkan haberler nedeniyle
belediye başkanõnõn stant açõlma-
sõnõ sakõncalõ gördüğü yönündeki
söyleminden haberinin olmadõğõnõ”
açõklayarak, kendisinin böyle bir
beyanatõnõn olmadõğõnõ kaydetti.
Deniz Feneri Derneği Aydõn Ra-
mazan Çalõşmalarõ Sorumlusu Ev-
ren Yõldõrõm da Almanya’daki der-
nekle hiçbir bağlarõnõn olmadõğõnõ
yineledi.
AYKUT KÜÇÜKKAYA
Almanya’daki Deniz Feneri e.V
davasõ Türkiye’nin gündemine otu-
rurken RTÜK Başkanõ Zahid Ak-
man’õn adõ iddianamede tam “34
kez” geçiyor. “Almanya’ya giriş
yasağı var” iddiasõnõ yalanlayan; an-
cak CHP’nin “Almanya’daki göz-
altı kararı olduğunu belgeyle du-
yurması” karşõsõnda herhangi bir
açõklama yapmayan RTÜK Başka-
nõ “istifa çağrılarını” dikkate al-
mõyor. Almanya’daki “192 sayfalık”
Deniz Feneri e.V iddianamesinde
RTÜK Başkanõ’nõn ismi “şirket
yönetimlerinde, sermaye arttı-
rımlarında, sanık ifadelerinde ve
savcılığın tespitlerinde” 34 kez
geçiyor.
Ekleri dikkate almadan yalnõzca
ana iddianamede yaptõğõmõz incele-
me sonucu Akman’õn adõnõn geçti-
ği önemli bölümler özetle şöyle:
? ODA REZERVASYONU Aynõ dosyada iki adet davetiye
yazõlarõ da bulunmuştur. Birinci doküman “Intercontinental Frank-
furt (2)” ve 04.10.06 tarihli. Hazõrlayan Gürbüz; Zekeriya Karaman
ve Mustafa Çelik için 06.10.06 ile 08.10.06 tarihleri arasõ için 2 adet
tek kişilik oda rezervasyonu. İkinci dokümanda da, 22.11.06 tarihin-
de hakkõnda ayrõca soruşturma yapõlan Zahid Akman için tek kişilik oda
rezervasyonu yapõlmakta. (173. Sayfadan...)
HABERLER