04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada rak, 1990’lı yılların iç-dış gelişmeleriyle sarsıldı. Za- man zaman zor günler geçirdi. Kimileri, Cumhuriyet’in artık yaşayamayacağını, adım adım eriyip gideceği- ni düşünüyordu. Öyle olmadı... Gazetenin okurları ve çalışanları, dünyanın çok az ülkesinde görülecek bir özveriyle Cumhuriyet’i 21. yüz- yıla taşıdılar. Gazetenin batmasını bekleyenler boşuna bekledi. Bu olmayınca her altı ayda bir şunu çıkardılar: Cumhuriyet satılıyor! Batma, satma iddiaları doğal olarak okurlarımızı da etkiledi. Karşılaştıkça bana da sormaya başladılar: “Cumhuriyet satılıyormuş doğru mu?” Baktım olacak gibi değil, şöyle bir yanıt seçtim: “Evet satılıyor... Her bayide var, bulamazsanız, ha- ber verin!” “Cumhuriyet batıyormuş, doğru mu” sorusuna da yanıtım şu oldu: “Doğru, her kesime batıyor...” Gazetenin, yaşam sınırı olan, 40-50 bin duvarını aşıp 80 binleri geçmesiyle birlikte “batma-satma” uydur- maları da sona erdi. Bu kez başka saldırılarla karşı karşıya kalmaya baş- ladık. Kurulduğu günden beri yasaların dışına çık- mamış, Türkiye’nin laik, demokratik, sosyal bir hu- kuk devleti olması için her türlü çabayı göstermiş, bu uğurda şehitler vermiş Cumhuriyet’e çamur atma ya- rışı olanca hızıyla sürüyor. Cumhuriyet bir gazetedir... Cumhuriyet bir işletmedir... Gazetecilik işlevini yerine getirmesi için doğal olarak iyi bir işletme olması gerekir. Bunu başara- mazsak, dünyanın en iyi gazetesini yapsak bile ayakta kalmamız olanaksız. Ankara Bürosu’nu da adı- na yakışır, çağdaş bir yapıya kavuşturduk. Burada, tam bir kültür merkezi işlevini yerine getirecek et- kinlikler de planlıyoruz. Öyle anlaşılıyor ki gazeteci- liğimizin yanı sıra bu tür işlevlerimiz de pek çok ke- sime batıyor. Cumhuriyet okuruna gerçekleri en açık biçimde ak- tarma borcumuz var. Başka kimseye hiçbir borcumuz yok. Cumhuriyet, yasaların milim dışına çıkmadan ya- yın yaşamını sürdürüyor. Çankaya Belediyesi’nin gazeteye verdiği kimi ilan- lar ve bunun karşılığı olarak ödemesi gereken para- lar bile bambaşka anlamlar yüklenerek sunulmaya ça- lışılıyor. Dün bunu yapan Ethem Sancak’ın gazete- sinde AKP’li Yenimahalle Belediye Başkanı’nın bay- ram kutlama ilanı vardı! Belediyeye ilişkin ortaya atılan iddilara ne mi di- yoruz? Tabii ki araştırılmalı, gerçek neyse ortaya çıkmalı. Cumhuriyet’e başka ne yakışır ki! Her gün yüz binlerce gazeteyi bedava dağıtanlar da Cumhuriyet’in zaman zaman 500 gazete dağıt- masının altında olmadık şeyler arıyorlar. Bu bayram gününde kendimden söz etmek zo- runda kalacağım için özür dileyerek, bir konuyu da- ha açmak istiyorum. Daha önce F tipi yayın organ- larında şu haber yayımlandı: “Balbay 1982 yılında arkadaşlarını ihbar etti. Onlar cezaevine giderken kendisi elini kolunu sallaya sallaya çıktı...” F tipi yayın organlarında bu tutmayınca, A tipi ya- yın organına, Ahmet Çalık’ın televizyonuna taşındı. Tümüyle yalan, düzmece, beni karalamaya yöne- lik bir haber. 12 Eylül’ün o karanlık günlerinde, de- ğil elimi kolumu sallayarak çıkmak, uzun süren göz- altı nedeniyle meslek yaşamım kesintiye uğradı. Buna en hafif anlatımla, medya faşizmi denir. Balbay’ın gazeteciliğinden suç üretmeye çalıştılar, olmadı... Şimdi geçmişinden ve Ankara Temsilcili- ği’nden suç üretmeye çalışıyorlar. Bu da tutmayacak... Gazetecilikte yapabildiğim her şey, ürettiğim her kitap yapmak istediklerimi arttırıyor. Ankara Temsilcisi olarak da Cumhuriyet için her tür- lü çabayı harcıyorum... Bunları yaparken, okura anlatamayacağım, hesa- bını veremeyeceğim hiçbir şey yok. 90’lı yıllardan daha farklı bir kuşatma altındayız... Onu yardık... Bunu da yaracağız... GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Çocuk çocukluğunu, büyükler büyüklüğünü bilir- di. Çocuklara bayram harçlıkları aile büyüğünün mad- di olanaklarına göre kimi evde ipek, kiminde sade bir mendil içinde el öpenlerin çok olsun temennileriyle verilirdi. Dini bir bayram sosyal ve toplumsal olay, kay- naşma, kucaklaşma olarak algılanır, o anlamda kutlanırdı. Dün, ramazan sonrası gelen üç gün Şeker Bay- ramı’ydı. Bugün olduğu gibi kimi dini kurallar kullanılarak din sömürüsünün yapılmadığı günlerdi o günler… Hiçbir iktidarın, hiçbir siyaset adamının üç günü Ramazan Bayramı adıyla anmayı aklının ucundan ge- çirmediği, toplumsal barışın, toplumsal birliğin uy- gulandığı günlerdi eski bayram günleri. Adamın kafası dine takılı. Adamın yüreği ne yap- sam etsem de toplumu hemen her olayda din ku- rallarına göre biçimlendirsem diye yanıyor. Şeker Bayramı, Ramazan Bayramı’dır diye tutturdu. Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, ad önem- li değil, bayrama verilen ad sosyokültür bir olaydır diyor. Hayır, iktidar kafası; dinsel anlayışı topluma sin- dirmeye uğraşıyor. Her adımında, konuşmasında iyi niyet arayanlar, RTE’nin bayramın dinsel özelliğini anımsattığını düşündüler. Oysa çağdaşlığa aykırı gelen ne varsa RTE’nin def- terinde yazılı. İktidarını övme sanatını sergilediği son Ulusa Sesleniş programında Şeker Bayramı diyemedi, ulusun Ramazan Bayramı’nı kutladı. Ya Çankaya’daki AKP’linin “kardeşini” yalnız bı- rakmama çabasına, bayram konusundaki çelişkile- rine ne demeli? Bir vesile verdiği ilanlarda Şeker Bayramı ifadesi- ni kullanıyor. RTE bayramın adını değiştirdiğini gö- rünce taa ABD’den Çankaya Köşkü’nün web site- sinde yapılan duyurularda Ramazan Bayramı ifadesini yeğliyor. Hiç yadırgamadım. Bu ikili laik Cumhuriyet’e an- lam veren her şeyi kökünden kazımakta birbiriyle ya- rışıyorlar. Türbanı savunanları rektör yapan, Ramazan Bay- ramı demekte geç kaldığına hayıflanan bir Cum- hurbaşkanı’ndan ne bekleyebilirsiniz? ABD Başkanı’nın eşi Laura Bush dünya liderle- rinin eşlerini ağırlıyor. Çağrılılar arasında Hayrünni- sa Hanım da var. Üç-beş gün önce lider hanımları- nı Bayan Bush’la birlikte gösteren bir fotoğraf ya- yımlandı. Fotoğrafta davete katılan Müslüman, Hıristiyan, Ya- hudi 36 devlet başkanı eşlerinin hepsinin başları açık. Tek istisna bizimki. Türbanlı başı, yüzüne yapışık gü- lümsemeyle Hayrünnisa Hanım göze çarpıyor. Eşimi, eşinizi, Türk kadınını Hayrünnisa Hanım mı temsil ediyor? Hayır! Çankaya’daki AKP’liyi ve din- dar eşinin bağlı olduğu dinci partiyi temsil ediyor Hay- rünnisa Hanım! RTE nedense son iki gündür bayramlık ağzını aç- madı. En azından “ulan” demedi. Yerine ikinci ada- mı Dengir Bey konuştu. Siyasal karşıtına mezar soy- guncusu veya sahtekâr diyerek… RTE bir sözü bir sözünü tutmayan konuşmaları- na, açıklamalarına devam etti. Anımsayacaksınız; RTE, 1 Mayıs’ın İşçi Bayramı ilan edilmesini iste- yenlere verdiği yanıtta “Türkiye resmi tatil ülkesi ha- line geldi. Bir günün maliyeti yaklaşık 2 katrilyon. Faz- lası yok azı var… Bizden önceki hükümet bizim yap- tığımızı yapmadı. İzinleri bol keseden dağıttı…” di- yordu. Aradan beş ay geçti. RTE, Şeker Bayramı’nı do- kuz gün tatil ilan etti. RTE’nin bakkal hesabına göre 9 gün tatil demek, devlete 18 katrilyon kazık demek! Dün öyle, bugün böyle; “şimdi devlet kesesinden izin dağıtıyor”. AKP iktidarından önce hiçbir bayramı ayrılık- gayrılık, laik-laik karşıtları, dinciler-dinsizler ayrımı ile bölünerek kutlamadık. Dün öyle idi, bugün böyle. Yarın nasıl olacak? Bu gidişle AKP’nin ayrımcı, bölücü zihniyetinin gi- derek katlanması olası. Bugün dünü nostaljik bir hava içinde anımsayan- ların yerini, yarın bugünleri hasretle arayanlar alacak. Gidiş o gidiş. Bu adamlar işbaşından gitmedikçe! [email protected] / IŞIL ÖZGENTÜRK İşte gene huzurlarõnõzdayõm. Dayanamadõm, iznimi kõsa kestim, meğer yazõ yazmak da bir çeşit bağõmlõlõğa giriyormuş, şükür kavuştu- rana, önce size bir ahududu likörü ikram edip söze başlayalõm. Efendim, ben yaklaşõk altõ gündür, şarapla yatõp şarapla kalkõyorum. Yanlõş anlaşõlmasõn, Karaburun’da dostlarõma davetliydim ve on- lar, bu yõl en çok da eşe dostta dağõtmak için üç ton şarap yapmayõ akõllarõna koyduklarõn- dan, hep birlikte, üzümün ikinci ve etkin sõ- kõlma sõrasõnda ortaya çõkan karbonmonok- sit gazõndan ve mayalanan üzüm suyunun şa- raba dönüşmesi evresinde dõşarõ vuran alkol- den bir birkaç gün hafif sersemlemiş bir hal- de dolaşõp durduk, ancak iki gün sonra ken- dimize gelebildik. Bu deneyim benim için muhteşem bir şey- di. Kendimi en ilkel yöntemlerle şarap yapan Kapadokya’daki ilk Hõristiyanlar gibi his- settim. Yüzyõllar öncesine gittim ve onlarõn İsa’ya duyduklarõ aşkõn nedenlerini keşfettim. Malumunuz şarabõn adõ onlar arasõnda ‘İsa’nın kanı’ydõ ve kafa bulmak için kendilerine müt- hiş bir özür yaratmõşlardõ. Dostlarõm üzümleri sõkarken bana evde bulduğum bir dergiden ünlü Fransõz şairi Paul Eluard’õn ünlü aşkõ ve eşi Gala’ya yaz- dõğõ şiirleri okumak düştü. Gala müthiş bir ka- dõn, kõskandõm vallahi, her gören ona âşõk. Pu- al, karõsõnõn zaman zaman başka er- keklerle gitmesine izin veriyor. Adam büyük şair ya, bütün büyük şairlerin geçip gittiği yolu izliyor. Acõ çekmek istiyor, çünkü biliyor ki şiirin birinci derecedeki itici gücü acõ çekmektir. Kimse mutluyken şiir fi- lan yazmaz, yazdõğõnõ söyleyene inanmayõn. Acõ şiiri taçlandõrõr; çünkü şiir ruhun en çõplak sunul- duğu bir alandõr. Mahremdir ve an- cak acõ bu mahremin içinde yolculuk edebi- lir. Tabii arkadaşlarõmõn kafasõnõ bu türlü bü- yük laflarla ağrõtmadõm, ben temkinli biriyim; ya biri oturup “ben niye acı çekmiyorum” di- ye ağlamaya başlarsa; üzümün zamanõnda sõ- kõlmasõ gerek, işgücü kaybõ kesinlikle olamaz. Likörün tadõ nasõl, ben beğeniyorum, rah- metli annem nedense her bayram muz likörü alõrdõ ve ben zorla içerdim, çünkü oturaklõ bir tadõ yoktu, bu ahududu epey oturaklõ bir likör. Lütfen badem ezmesinden de alõn. Çünkü şimdi anlatacaklarõm oldukça şa- şõrtõcõ, şekerinizin biraz yükselme- sinde fayda var. Arkadaşlar, kos- koca Amerikan Başkanõ Bush, be- ni kurtarmak için harekete geçti. İş- te bomba haber bu! Efendim ben bilmeden nasõl küreselleşmişim, bilemezsiniz. Ben de yeni öğrendim, haberleri dinliyorum Bush bir si- gorta şirketini kurtarmaktan söz ediyor ve şirketin binasõ tam kar- şõmda ve koskoca AIG logosu. “Yahu,” di- yorum kendi kendime “ben bu logoyu bir yerlerden anımsıyorum.” Sonra kendi ken- dimi yatõştõrõyorum: “Ayol ben çulsuz bir ya- zarım, böyle bir dev şirketle ne ilgim ola- bilir?” Hayõr var, önemli belgelerimi koydu- ğum çekmeceyi açõyorum ve olay çözülüyor, HSBC Bankasõ’nõn bana sattõğõ kaza ve kan- sere karşõ önlem sigortalarõnõn sözleşme me- tinlerinin başõnda koskocaman AIG logosu du- ruyor. Yaşasõn bugünleri de gördüm, ansõzõn kü- resel bir dünya vatandaşõ oldum. Hadi Bush şu önlem paketini senatodan geçir, çünkü ucu bize dokunuyor. Bayram ziyaretleri nedense hep kõsa tutulur likör içilir, şeker yenir ve “hadi bize eyval- lah” denir. Güle güle ama bir dakika, hani şu Berlin hay- vanat bahçesinde annesi tarafõndan reddedi- len, adõ halkõn oylarõyla seçilen yavru ayõ Knut (kar tanesi) vardõ ya, anõmsadõnõz mõ? Onun bakõcõsõ, ona annelik eden, onunla oynayan, dans eden, onu besleyen Thomas Dörflein ge- çen hafta kalp krizi sonucu öldü. Knut gene annesiz kaldõ, hadi yola düşerken Thomas Dörflein için güzel bir çift söz söyleyin, bel- ki Knut duyar. Not: Fotoğrafta gördüğünüz kişi Gala, res- mi de yapan, şu anda Sabancõ Müzesi’nde ya- põtlarõ sergilenen, Salvador Dali. Gala, Paul Eluard’õ bõrakõp Dali’ye kaçmõş. Tam bir pembe dizi, ama dizinin kahramanlarõ çok sõ- ra dõşõ. Evet kõskanõn. isilozgenturk gmail.com SAYFA 30 EYLÜL 2008 SALICUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul B 20 Edirne PB 21 Kocaeli Y 19 Çanakkale PB 20 İzmir PB 22 Manisa PB 21 Aydın PB 24 Denizli PB 21 Zonguldak Y 17 Sinop Y 17 Samsun Y 18 Trabzon Y 19 Giresun Y 17 Ankara B 17 Eskişehir Y 15 Konya B 15 Sıvas Y 10 Antalya PB 26 Adana Y 26 Mersin Y 28 Diyarbakır Y 19 Şanlıurfa Y 22 Mardin Y 19 Siirt Y 20 Hakkâri Y 13 Van Y 18 Kars Y 15 Oslo Y 9 Helsinki Y 12 Stockholm Y 14 Londra Y 14 Amsterdam Y 14 Brüksel Y 12 Paris Y 15 Bonn Y 13 Münih Y 15 Berlin Y 14 Budapeşte Y 20 Madrid B 25 Viyana Y 18 Belgrad Y 20 Soyfa Y 20 Roma Y 22 Atina PB 22 Zürih Y 16 Moskova Y 13 Aşkabat A 23 Astana A 13 Taşkent Y 20 Bakû Y 16 Bişkek Y 21 Tiflis Y 19 Kahire B 30 Şam B 25 Bütün bölgelerimiz par- çalı ve çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, Karadeniz, İç Anado- lu’nun kuzey ve doğu- su, Doğu Akdeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri sa- ğanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçe- cek. Hava sıcaklığı; iç ve doğu bölgelerde 2 ila 4 derece azalacak. Ahududu Likörü ve Badem Ezmesi Savunma sanayisinden 6 firma özgün tasarõmlarõnõ yurtdõşõna satõyor Türk şirketlerinin başarõsõ SERTAÇ EŞ ANKARA - Türk Silahlõ Kuv- vetleri’nin (TSK) ihtiyaçlarõnõ karşõlamak amacõyla çalõşmala- rõnõ son yõllarda yoğunlaştõran sa- vunma sanayi firmalarõ, özgün ta- sarõmlarõnõ yurtdõşõna da satma- ya başladõ. İhracat yapan savun- ma firmalarõnõn başõnda Aselsan gelirken toplam 6 firma dõşarõya ürünlerini satõyor. Savunma sanayisinde her ge- çen gün yeni aşamalar kateden Türk firmalarõ özgün tasarõm olan ürünlerini ihraç etmeye de başladõ. İhracatta başõ Aselsan çe- kiyor. Aselsan, geliştirdiği sayõ- sal tabanlõ telsizleri hemen he- men dünyanõn her kõtasõna satõ- yor. ABD, Uruguay, Mõsõr, Azer- baycan ve Pakistan gibi ülkele- rin ordularõ ve güvenlik birimleri Aselsan telsizlerini kullanõyor. Aselsan ayrõca Alçak İrtifa Sa- vunma Sistemi olan Kaideye Monteli Stinger Sistemini de ih- raç etmeye başladõ. Aselsan, Hollanda Kraliyet Ordusu’nca açõlan ihaleyi kazandõ. Fennek aracõnõn üzerine monte edilen Stinger sistemleri Hollanda ha- vaalanlarõnõn güvenliğini sağla- yacak. Roketsan, son dönemde üret- tiği 122 milimetrelik çok namlulu roketatar sistemlerini TSK’nin yanõ sõra Birleşik Arap Emirlik- leri, Malezya ve Suudi Arabistan gibi ülkelere ihraç ediyor. Sistem, sõnõfõnõn en gelişmiş özellikleri- ni barõndõrõyor ve yüksek vuruş yeteneğine sahip bulunuyor. Havelsan ilk ihracatõnõ geçen yõl gerçekleştirdi. Geliştirdiği eğitim simülatörünü Güney Ko- re’ye sattõ. Eğitim simülatörü pilotlarõn eğitiminde ciddi oran- da tasarruf sağlõyor. Simülatör, gerçek uçuş eğitimlerde telafisi olmayan hatalarõn önceden gö- rülmesini ve düzeltilmesini sağ- lõyor. Kurum ayrõca Pakistan ve yi- ne Güney Kore’ye Elektronik Hap Test ve Eğitim Sahasõ ürü- nünü satõyor. Sistem ordulara ileri teknolojik komuta kontrol olanaklarõ sağlõyor. Ürettiği sa- vunma araçlarõnõ ihraç eden özel Türk firmalarõ da bulunuyor. Bunlardan Türk tankõnõn üreti- minde ana yüklenici görevi alan Otokar, lastik tekerlekli zõrhlõ araç olan Cobralarõ Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir ve Bah- reyn’e satõyor. Cobralar, Afga- nistan’da da görev yapõyor. Yonca-Onuk firmasõ ürettiği ani müdahale botlarõnõ Pakis- tan, ABD, Arnavutluk ve Ma- lezya’ya satõyor. Botun, yüksek sürat ve manevra kabiliyeti ve yüksek denizcilik özellikleri bu- lunuyor. Özel firmalardan FNSS ise uluslararasõ standartlarda ürettiği zõrhlõ muharebe aracõnõ Birleşik Arap Emirlikleri, Ma- lezya, Filipinlar ve Suudi Ara- bistan’a satõyor. İlköğretim öğrencilerine erotik şiir BURDUR (Cumhuriyet) - Burdur’un Gölhisar ilçesinde, il- çe milli eğitim müdürlüğünce ilköğretim ve ortaöğretim okul- larõndaki öğrencilerine satõlan bir şiir kitabõnda erotik ifadelerin yer almasõ tepki çekti. Gölhisarlõ şair Osman Akkoç, “Bir Deste Gül” adlõ şiir kitabõ- nõn gelirini ilçe milli eğitim mü- dürlüğüne bõraktõ. Kitap, 2007- 2008 eğitim öğretim yõlõnõn ikin- ci yarõsõ içerisinde ilçedeki ilk- öğretim okullarõ ve liselerde öğ- rencilere satõldõ. Ancak kitapta yer alan erotik ifadeler velilerin ve eğitimcilerin tepkisini çekti. Kitabõn 2. sayfasõnda “Kitabın tüm yasal hakları Gölhisar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne ait- tir” ifadesi bulunurken, kitabõn önsözünde de eski Gölhisar Kay- makamõ Selami Kapankaya, İl- çe Milli Eğitim Müdürü Osman Candeğer ve Gölhisar Belediye Başkanõ Mehmet Yavuzer’in ki- tap ve yazar hakkõnda övgü dolu sözleri bulunuyor. Ancak Kültür ve Turizm Bakanlõğõ’nõn ban- drolünün de yer aldõğõ kitabõn 105. sayfada bulunan “Böyle Gü- zel Görmedim” adlõ şiirde “Gö- ğüslerin üslerinin üstünden, ne hoş olur içmesi”, “Göğüslerin uçları, bir tülle örtülenmiş” gi- bi ifadeler yer alõyor. Olaya tep- ki gösteren Eğitim-İş Burdur Şu- be Başkanõ Hasan Cengiz, “Bu kitaba övgüler yağdıran yetki- liler acaba bu kitabı okumamış mı?” dedi. İlçe Milli Eğitim Mü- dürü Candeğer ise kitabõ mü- dürlük bünyesindeki Özel De- ğerlendirme Komisyonu’na iki kez incelettiğini belirterek “Ko- misyona incelettim. Komisyon tutanağını da Burdur Milli Eği- tim Müdürlüğü’ne gönderdim ve bir sakınca görülmedi. Ki- tapta ufak tefek kelimeler var. Ama komisyon sakınca görme- di.” dedi. Kitabõn 125. sayfasõnda yer alan “Dibek” adlõ şiirde yer alan bazõ ifadeler ise şöyle: “İki göğ- sün arası, sanki kahve dibeği / Kıpır kıpır ediyor, mis kokuyor göbeği / İlk önce sakin idi, sev- dikçe bir hal oldu / Sarıldık alt üst olduk, seviştik ve sevindik.” BURHANİYE (Cumhuriyet) - Balıkesir’e bağlı Burhaniye’deki C Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda dün sabaha karşı çıkan isyan son bulurken, olaylara karışan tutuk- lu ve hükümlülerin başka kentlerdeki ceza- evlerine nakledileceği bildirildi. İsyan so- nucu ölen ya da yaralanan olmazken, yetki- liler cezaevindeki durumun normale dön- düğünü bildirdiler. Burhaniye C Tipi Ka- palı Cezaevi koşullarının olumsuz olduğu- nu öne süren, bunun yanı sıra da af isteyen tutuklu ve hükümlülerin çıkardığı isyanda 5 gardiyan rehin alındı. Dün sabaha karşı 02.30 sıralarında meydana gelen isyan 3 koğuşta yaşandı. İsyan çıkardığı belirlenen 30 tutuklu ve hükümlü, yetkililerin ikna ça- lışmaları sonucu eylemlerine son verdi. 5 gardiyanın rehin alındığı isyan sırasında tutuklu ve hükümlüler, koğuşlardaki tel- evizyon, bozdolabı, dolap gibi eşyaları kıra- rak avluya attılar, yatakları tutuşturdular. AHMET KURT KOCAELİ - Emekli Orgeneral Şener Eruy- gur’un uyandõrõldõğõ, oksijen tedavisi uy- gulandõğõ belirtildi. Ergenekon operasyonu kapsamõnda tutuklu bulunduğu Kandõra F Tipi Cezaevi’nde düşerek beyin kanamasõ geçiren, sağlõk durumunun bu şekilde sey- retmesi halinde birkaç gün içerisinde yoğun bakõmdan çõkarõlacağõ bildirildi. Eruy- gur’un sağlõk durumuna ilişkin açõklama yapan Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tõp Fa- kültesi Hastanesi Araştõrma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Nazım Mutlu, “Hastamızı dünden bu yana uyutmuyoruz, oksijen veriyoruz. Gözleri yarı açık, eşinin elini sıkmasına tepki gösterebiliyor” dedi. Mutlu, Eruygur’un tansiyonu dõşõnda her şeyin normal olduğu- nu, birkaç gün daha aynõ tedaviyi sürdüre- ceklerini, hastanõn daha sonra yoğun ba- kõmdan çõkarõlarak tedavisine beyin cerrahi servisinde devam edilebileceğini söyledi. Burdur’un Gölhisar ilçesinde milli eğitim müdürlüğünce ilköğretim ve lise öğrencilerine satõlan bir şiir kitabõnda erotik ifadelerin yer almasõ tepki çekti İsyan kısa sürdü WASHINGTON (AA) - ABD Savunma Bakanlõğõ (Pentagon), Türkiye’ye havadan havaya atõlan 107 gelişmiş AMRAAM füzesi sa- tõlmasõ için Kongreye bildirimde bulundu. Savunma Güvenlik ve İş- birliği Dairesinden (DSCA) yapõ- lan açõklamada satõşõn, 107 adet AIM-120C-7 AMRAAM (İleri Orta Menzilli Havadan Havaya Fü- ze) ve ilgili füze konteynerleri, ye- dek parça, destek ve test teçhiza- tõnõn yanõ sõra eğitim verilmesini kapsadõğõ belirtildi. Füzelerin top- lam bedeli 157 milyon dolar. DSCA’in Kongreye bildirimde bulunmasõnõn ardõndan iki hafta içinde Kongreden resmi itiraz gel- memesi durumunda satõşa onay otomatikman verilmiş olacak. Ha- va hedeflerine karşõ etkili şekilde fõrlatõlan AMRAAM füzelerinin, F-16 savaş uçaklarõ tarafõndan kullanõlmasõ bekleniyor. Uyandõrõldõ ve tepki verdi ERUYGUR’UN SAĞLIK DURUMU 107 ADET ABD Türkiye’ye Amraam füzeleri satacak(Fotoğraf:AA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle