Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Deniz
Feneri e.V. davasõnda hâkim Jochen Müller
tarafõndan “baş sorumlular” arasõnda gös-
terilen RTÜK Başkanõ Zahid Akman, gör-
evinden istifa etmedi. RTÜK üyesi olduktan
sonra çeşitli şirketlerde genel müdürlük ya-
parak kurul yasasõnõ çiğneyen Akman’õn ya
istifa etmesi gerektiği ya da “görevinden çe-
kilmiş sayılacağının tespiti” için oylama ya-
põldõ. Öneri, 3 CHP’li üyenin “evet”, 5
AKP’li üyesinin ise “hayır” oyu ile redde-
dildi. Kuruldaki görüşmelere ve oylamaya ya-
sa gereği Akman katõlmadõ. Kararõ yargõya ta-
şõmaya hazõrlanan CHP’li üyeler, “AKP
kontenjanından seçilen arkadaşlar, ken-
dilerini koruma içgüdüsüyle hareket etti”
görüşünde birleşti.
RTÜK, Akman’õn durumunu görüşmek
üzere dün olağanüstü toplandõ. Akman,
RTÜK Yasasõ gereğince, konu kendisini il-
gilendirdiği için müzakerelere ve oylamaya
katõlmadõ. Saat 11.00’de başlayan toplantõda
öncelikle konunun gündeme alõnõp alõnma-
yacağõ tartõşõldõ. Akman’õn da konunun tar-
tõşõlmasõ gerektiği yönündeki önerileri doğ-
rultusunda AKP’li üyeler konunun gündeme
alõnmasõnõ kabul etti. Öğle saatlerinde veri-
len aranõn ardõndan yeniden toplanan kurul-
da bu kez CHP’li üyelerin Zahid Akman’õn
hakkõndaki iddialar nedeniyle istifaya davet
edilmesi gerektiği önerisi tartõşõldõ. Ancak bu
öneri AKP’li üyeler tarafõndan kabul edilmedi.
Ardõndan da Akman’õn RTÜK üyesi se-
çildikten sonra 4 ayrõ şirkette genel müdür-
lük görevlerinde bulunduğu ve bu şirketlerin
birindeki görevinin 13 ay boyunca sürdüğü,
bu nedenle RTÜK Yasasõ’na aykõrõ hareket
ettiği konusu masaya yatõrõldõ. Bu durumun
RTÜK Yasasõ’nõn 9. maddesine aykõrõ oldu-
ğunu vurgulayan CHP’li üyeler, Akman’õn
“görevinden çekilmiş sayılacağının tespit
edilmesini” istedi.
‘YASAYA AYKIRI HAREKET ETTİ’
AKP’li üyeler ise, iddianameye yansõyan
söz konusu görevlerin Akman’õn 2005’te baş-
layan ve iki yõl süren görev süresini kapsa-
dõğõnõ, 2007’de yeniden göreve seçildiğini ve
bu dönemle söz konusu şirketler arasõnda bir
bağlantõ bulunmadõğõnõ savundu. Görüşme-
lerin ardõndan yapõlan oylama sonucunda 3
CHP’li üyenin “evet” oyuna karşõn 5 AKP’li-
nin “hayır” oylarõyla Akman’õn görevinden
çekilmiş sayõlmayacağõna karar verildi. Alõ-
nan karara şerh düşen CHP’li üyeler konuyu
yargõya taşõmaya hazõrlanõyor.
CHP’li Şaban Sevinç, hukukçulardan al-
dõklarõ görüşler doğrultusunda AKP’lilerin or-
taya koyduğu teze karşõ çõktõklarõnõ belirterek,
“Sonuçta Sayın Akman’ın birinci görev dö-
nemi ile ikincisi arasında bir zaman farkı
yok, konuyla ilgili mevzuatta bir değişiklik
de yok, ayrıca kişi değişikliği de yok. Son ola-
rak şirket bağlantılarıyla ilgili bilgiler bu yıl
ortaya çıktı. Bu nedenle kendisinin görevden
çekilmiş sayılacağını düşünüyoruz” dedi.
Bir diğer CHP’li üye Hülya Alp ise, Ak-
man’õn üye seçilmesinin ardõndan yürüttüğü gö-
revlerle ilgili 3 ayrõ hukukçudan görüş istedi-
ğini ve bu görüşlerin tümünün Akman’õn yasaya
aykõrõ hareket ettiği noktasõnda birleştiğini
anõmsattõ. CHP’li üye Mehmet Dadak ise,
“Sonuç itibarıyla biz yargıya başvuracağız.
Arkadaşlar kendilerini koruma içgüdüsüy-
le hareket ettiler” dedi.
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 20 EYLÜL 2008 CUMARTESİ
6 HABERLER
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Cahil, Kibirli, Saldırgan
Cahil sözünü Arapçadan almışız.
Birkaç anlamı içinde (toy, deneyimsiz vb.), di-
limizde sıklıkla bilgisiz kişi anlamında kullanıyo-
ruz.
Bilgi, kuşkusuz, tartışmaya açık bir kavramdır.
Hiç kimse her şeyi bilemez...
Her alanda bilgi birikiminin ve yanı sıra da yi-
ne her alanda uzmanlaşmanın günümüzde ulaş-
tığı boyutlarda, bu gerçekten olanaksızdır.
Böyle olmakla birlikte, yine de, bilgili ve bilgi-
siz kişiyi birbirinden ayıran temel ölçütler yok mu-
dur?
Ben iki temel ölçüt olduğunu düşünüyorum: Hü-
manizm ve bilimsel bilgi.
İkisinin toplamına da aydınlanma düşüncesi, in-
san odaklı dünya anlayışı diyebiliriz...
Aydınlanma kavramının bilgisine (duygusuna,
sezgisine) sahip olan kişi, okuryazar bile olmasa,
bence cahil sayılamaz...
Buna karşılık, bu kavramın uzağında bulunan ki-
şi, herhangi bir uzmanlık alanında allame bile ol-
sa, insan aklının ulaştığı düzeyin gerisinde, yani
cahil demektir...
Araştırırken iki ilginç deyimle karşılaştım: “Ca-
hil-i basit” ve “cahil-i mürekkep”...
Yani basit cahil ve karmaşık cahil...
İlki, ilk bakışta, en sıradan, en kara cahil sanı-
labilir...
Tam tersine, cahil olduğunu bilen, cahilliğinin
farkında olan kişi anlamına geliyor...
Cahilliğinin farkında olan kişinin kendini düzeltme
şansı vardır çünkü.
“Cahil-i mürekkep” deyimi ise, cahil ama ce-
haletinin farkında olmayan kişi için kullanılıyor...
Dilimize “katmerli cahil” diye çevirebiliriz...
Ve öyle sanıyorum ki kibir kavramı da tam bu-
rada karşımıza çıkacak...
Kibir (kibr) sözünün sözlükte karşılığı şöyle: Ken-
disini büyük gösteriş. Kendisini, başkalarından üs-
tün olmadığı halde üstün görme ve gösterme has-
talığı...
Bilgi sahibi kişi kibirli olmaz.
Çünkü bilginin sınırsızlığının farkındadır.
Cahilliğinin bilincinde olan kişinin de kibirli ol-
ması pek olası değil.
Buna karşılık, cahilliklerinin farkında olmayan
kimselerin(katmerli cahillerin) bu özelliklerine bir
de kibirlilik eklendiğine sıklıkla tanık oluruz...
Hem de her toplumsal ortamda ve aşamada...
Kişi ne kadar cahilse ve cahilliğinin farkında ol-
maktan ne kadar uzaksa, o denli burnu büyük, kib-
rinden o denli yanına yaklaşılmaz olmaktadır...
Bu iki kişilik eksikliği ya da bozukluğunun (ca-
hilliğinin bilincinde olmamak ve kibir) aynı kişide
bulunması, neredeyse yasa gibi bir şeydir...
Gelelim saldırganlığa...
Bu güzelim Türkçe sözcüğün içerdiği anlam, bi-
lindiği gibi, sadece insana özgü bir özelliğin adı
da değil...
Fakat ne yazık ki insanların dünyasında da yi-
ne sıklıkla görülmekte.
Bu bakımdan, bir insanda insanlaşma gelişiminin
tamamlanmamış olmasıyla da açıklanabilir...
Hem cahil hem kibirli olan kişinin, yatkınlık ta-
şıyacağı düşünülse bile, aynı zamanda saldırgan
olması ille de gerekmiyor...
Fakat şu ya da bu nedenle bu üç özellik, cehalet,
kibir ve saldırganlık tek bir kişilikte bir araya gel-
mişse, ürkütücü, irkiltici, korkutucu bir tablo kar-
şısındayız demektir...
Çünkü şantaj, tehdit, yalan, iftira, bugün söy-
lediğini yarın yadsıma, sıkışınca tavır değiştirme
gibi başkaca kötülükler de bu türden bir kişilik bo-
zukluğunun ayrılmaz bileşenleridir...
Günlük yaşamda böyleleriyle karşılaştığımızda,
uzak durmaya, bulaşmamaya dikkat ederiz...
Buna karşılık bir ülkenin yönetimi bu gibi kim-
selerce şu ya da bu biçimde ele geçirilmişse, o
ülke bir uçurumun eşiğine gelmiş ya da belki o
uçuruma yuvarlanmaya başlamıştır bile...
Fakat bu gibi şeyler genellikle demokrasi dışı
toplumlarda söz konusudur...
Bizde ise çok şükür demokrasi olduğundan,
böyle bir tehlikenin uzağındayız demektir...
Bir not: Bugün barolarda önseçim var. Demo-
krat, toplumcu bütün adaylara başarılar dilerim.
Avukat olmasam da benim oyum, demokrat ve
toplumcu kişiliğini yakından tanıdığım, güven
duyduğum, değerli hukukçu, avukat Başar Yaltı ar-
kadaşımadır. A.B.
ataolb@cumhuriyet.com.tr
Faks: (0212) 343 72 64
CHP’li üyelerin Başkan Zahid Akman’õn görevinden çekilmiş sayõlmasõ istemi reddedildi
RTÜK’te AKP dayanõşmasõRTÜK üyesi olduktan sonra çeşitli şirketlerde genel müdürlük ya-
parak kurul yasasõnõ çiğneyen Akman’õn “görevinden çekilmiş sayõ-
lacağõnõn tespiti” için verilen öneri, 3 CHP’li üyenin “evet”, 5 AKP’li
üyenin ise “hayõr” oyu ile reddedildi. Kararõ yargõya taşõmaya hazõr-
lanan CHP’li üyeler, “AKP kontenjanõndan seçilen arkadaşlar, kendi-
lerini koruma içgüdüsüyle hareket etti” görüşünde birleşti.
YOLSUZLUK DIŞ BASINDA
‘Ak artık
temiz
değil’
OSMAN ÇUTSAY
FRANKFURT- De-
niz Feneri davasõ ve so-
nuçlarõ, Alman medyasõ-
nõn “giderek görmeye
başladığı” haberler ara-
sõnda yer aldõ. Kararõn
açõklanmasõndan sonra ga-
zeteler, radyo ve televiz-
yonlar haber programla-
rõnda davayõ özetlediler.
Özellikle Deniz Feneri da-
vasõ ile birlikte RTÜK
Başkanõ Zahid Akman
hakkõnda da Frankfurt
Savcõlõğõ tarafõndan so-
ruşturma açõldõğõnõn du-
yurulmasõ, gelişmelere
gösterilen ilgiyi arttõrdõ.
Der Spiegel ve Focus gibi
iki haftalõk haber dergisi,
internetteki haber sitele-
rinde Deniz Feneri ve so-
nuçlarõnõ geniş olarak du-
yururken, Zahid Akman’õn
durumu da işlendi. Merkez
sağ eğilimli Frankfurter
Allgemeine Zeitung,
“Savcılık Türkiye’deki
medya bekçisi hakkında
soruşturma açtı” başlõ-
ğõnõ kullanõrken, sol eği-
limli Frankfurter Rundsc-
hau, RTÜK Başkanõ için
açõlan soruşturmayõ ayrõ
bir haber olarak değerlen-
dirdi.
Yeşiller Partisi’ne yakõn
Tageszeitung ise, Jürgen
Gottschlich imzalõ yo-
rumda, “Ama bir dönem
yolsuzluklarla savaş için
seçilmiş Tayyip Erdo-
ğan’ın beyaz yeleği üze-
rinde artık hiç hoş ol-
mayan lekeler var” ifa-
deleri dikkat çekti.
Economist dergisinde,
“Pek ak değil mi?” baş-
lõğõyla verilen haberde,
“Adalet ve Kalkınma
Partisi’nin liderleri sık
sık partilerinin kısalt-
masının anlamının ak,
temiz olduğundan gu-
rurla söz ederler. Ama
artık değil... Bir dizi yol-
suzluk iddiası partinin
dürüstlük imajını sarsı-
yor” denildi.
Dergi Erdoğan’õn kul-
landõğõ “sert ve öfkeli
ifadelere” ilişkin olarak
adõ açõklanmayan bir Av-
rupalõ Büyükelçi’nin
“Acaba oruç, sinirlerini
bozmuş olabilir mi?”
şeklindeki sözlerine yer
verdi.
İngiliz Times gazetesi,
olayõn, Türkiye’de yeni
“siyasi çalkantılar”õ ya-
ratabileceği yorumunu
yaptõ. Haberde, “Türki-
ye’de iktidardaki parti,
bir yıldan kısa bir süre
içinde ikinci defa bir
kapatma davası ile kar-
şı karşıya kalabilir” de-
nildi.
D E P O L A R I N K U L L A N I M I
Tekel’den
itiraf gibi
açõklama
TARKAN TEMUR
Tekel Genel Müdürlüğü, depolarõ-
nõ Deniz Feneri Derneği’ne kullan-
dõrdõğõna yönelik haberimize itiraf
gibi açõklama gönderdi. Tekel Genel
Müdürü Fahri Arıkan imzalõ açõkla-
mada, AKP Bitlis Milletvekili Vahit
Kiler ve Bitlis Valisi Asım Hacı-
mustafaoğlu’nun etkisi olmadõğõnõ
iddia etmesine karşõn, Bitlis Sigara
Fabrikasõ Müdürlüğü’nü vekâleten
yürütün İsa Haspolat’õn, Tekel Ge-
nel Müdürlüğü’ne yazdõğõ yazõda yer
alan “Malzemelerin burada depo-
lanması sayın milletvekilimiz Va-
hit Kiler ve sayın valimiz Asım
Hacımustafaoğlu tarafından uy-
gun görülmüştür” ifadelerini gör-
mezden geldi.
Tekel Genel Müdürlüğü, gazete-
mizde 15 Eylül’de “Depoları gasp
etmişler” başlõğõyla yayõmlanan ha-
bere ilişkin yaptõğõ açõklamada, Te-
kel’e ait binanõn, Bitlis’te faaliyetle-
rini sürdüren ve başkanlõğõnõ AKP
Bitlis Milletvekili Vahit Kiler’in
yaptõğõ Bitlis Feneri Yardõmlaşma
Derneği’ne, 3 müfettişin farklõ tarih-
lerde “depoların boşaltılması” yö-
nündeki raporlarõna karşõn kullandõr-
dõklarõnõ kabul etti. Açõklamada,
Bitlis Feneri Derneği’nin depo olarak
kullandõğõ depoyu 30 Eylül 2007’de
boşaltõğõ belirtilerek idare zararõ gö-
rünen kira bedeli 4 bin 305 YTL’nin
ancak yaklaşõk 3 yõl sonra 27 Nisan
2008 tarihinde tahsil edilebildiğini
açõkladõ. Arõkan’õn, derneğin “kamu
yararına çalışan dernekler” statü-
sünde bulunup bulunmadõğõ ve depo-
nun usule aykõrõ olarak derneğe kul-
landõranlar hakkõnda yasal işlem ya-
põlõp yapõlmadõğõna ilişkin ise hiçbir
açõklama yapmamasõ dikkat çeker-
ken, müfettişlerin görev yerlerinin
değiştirilmesinin ise 20 Mart 2007
tarihinde alõnan yönetim kurulu kara-
rõyla gerçekleştiği belirtildi.
Telekom sandõğõna suç duyurusu
MURAT KIŞLALI
ANKARA - Eski Türk Telekom
İdari İşler Direktörlüğü Başkan Yar-
dõmcõsõ Rana Akbaykal, kendi bölü-
müne bağlõ Türk Telekom Sağlõk Yar-
dõm Sandõğõ’nõn (SYS), tüm persone-
lin hakkõ olan yaklaşõk 130 milyon
YTL’lik birikimiyle beraber, “hukuka
aykırı olarak” Türk Telekom Sağlõk
ve Sosyal Yardõm Vakfõ’na intikal et-
tirildiğini ihbar etti.
SYS Yönetim Kurulu Başkanõ ve
Türk Telekom Destek Hizmetleri Baş-
kanõ Şükrü Kutlu ile Türk Telekom
İdari İşler Direktörü İlhami Küçüker
hakkõnda suç duyurusunda bulunan
Akbaykal, bu konu nedeniyle işten
atõldõğõnõ söyledi.
Telekom Sağlõk Yardõm Sandõğõ’nõn
eski bir yöneticisi, sandõğõn 130 milyon
YTL’sinin yasaya aykõrõ olarak bir
başka vakfa aktarõldõğõnõ bildirdi. Ak-
baykal tarafõndan 1 Eylül 2008 tarihinde
Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na
gönderilen suç duyurusu dilekçesinde
şu ifadeler yer aldõ:
? 406 sayõlõ Telgraf ve Telefon (Türk
Telekom) Yasasõ’na 4502 sayõlõ Yasa ile
eklenen ek 23. maddede “Sandığın tas-
fiye edilmesi, özel sağlık sistemine
dönüştürülmesi veya gerekli görüle-
cek diğer düzenlemelerin yapılması
hususları 31.12.2003 tarihine kadar
Türk Telekom Yönetim Kurulu ta-
rafından düzenlenir” hükmü bulun-
maktadõr. Yönetim kurulu da özelleş-
tirmeden hemen önce 18 Aralõk 2003 ta-
rihinde bu doğrultuda karar almõştõr.
?“Özel sağlık şirketi kurulması ve-
ya ortak olunması”na kadar SYS’nin
mevcut statüsü ile devamõ konusunda
makam (Genel Müdür) “Olur”u alõn-
mõştõr. Bu olur ile ilgili genel müdür
yardõmcõsõ ve aynõ zamanda SYS Yö-
netim Kurulu Başkanõ Şükrü Kut-
lu’nun da imzasõ mevcuttur.
?Kurum özelleştikten sonra Türk Te-
lekom yeni yönetim kuruluna bu
‘Olur’dan hiç bahsedilmeden Türk
Telekom Sağlõk ve Sosyal Yardõm
Vakfõ’nõn kurulmasõna gidilmiştir. Bu
vakfõn da yönetim kurulu başkanõ ve
mütevelli heyeti üyesi Kutlu olmuştur.
? Kutlu, özelleşen Türk Telekom’un
yönetiminin ek 23. maddeye göre SYS
üzerinde bir tasarruf yetkisi olmadõğõ
halde, bu sandõğa ait 122.513.434
YTL’yi (şu anda 130 milyon YTL’yi
aşmõş bulunmaktadõr) özelleşen Türk
Telekom yönetiminin kurduğu vakfõn
banka hesabõna aktarmõştõr.
? Diğer şüpheli, SYS Müdürlü-
ğü’nün faaliyet gösterdiği İdari İşler Di-
rektörü İlhami Küçüker, yönetim ku-
ruluna vakõf kurulmasõ ile ilgili teklifi
götüren kişidir.
? Özelleşen şirkete vakõf kurdurula-
rak, personelin maaşõndan kesilerek ne-
malandõrõlan para, personelin bilgisi ve
rõzasõ dõşõnda işbu vakfõn hesabõna ge-
çirilmiştir.
Eski İdari İşler Direktörlüğü Başkan Yardõmcõsõ Akbaykal birikmiş faiziyle birlikte yaklaşõk 130
milyon YTL’lik sandõğõ, yasaya aykõrõ olarak yeni kurduklarõ vakfa devreden müdürlerini ihbar etti
Harcama bağışlardan fazla
CHP’li Kart, Erdoğan’a Deniz
Feneri yolsuzluğunu sordu
BARIŞ YAMAN
KONYA - CHP Konya Milletvekili Atilla Kart,
Deniz Feneri yolsuzluğunu TBMM gündemine
taşõdõ. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn
yanõtlamasõ istemiyle bir soru önergesi veren
Kart, Mali Suçlarõ Araştõrma Kurulu’nun (MA-
SAK) harekete geçmemesinin düşündürücü ol-
duğunu belirtti, RTÜK Başkanõ Zahid
Akman’õ da istifaya çağõrdõ.
Hükümetin, olaya seyirci kaldõğõnõ, tartõşõl-
masõnõ ve soruşturulmasõnõ engelleyici bir tavõr
içine girerek, hedef saptõrmaya çalõştõğõnõ belir-
ten Kart, “Hükümet, bürokraside yaratmış
olduğu ‘Parti memuru’ yapılanması yoluyla,
MASAK ve diğer ilgili kuruluşların, etkin
inceleme ve soruşturma yapmasını engelle-
yecektir. Esasen, bu baskı ve yönlendirme-
ler en üst düzeyde Başbakan tarafından ya-
pılmış durumdadır” dedi. Kart, önergesinde
Başbakan’a şu sorularõ yöneltti: “MASAK ne-
den bir an evvel devreye sokulmamaktadır?
Almanya’daki derneğin, Türkiye bağlantıla-
rı ve ilişkileri için idari ve yasal anlamda ge-
rekli önlemler neden alınmamaktadır? ”
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Almanya’daki bağõşlarõ iç eden ay-
nõ isimdeki dernekle ortak faaliyetler
yürüttüğü belirlenen Türkiye’deki
Deniz Feneri, özellikle insanlarõn
yoğun olduğu yerlere yerleştirdiği yar-
dõm kumbaralarõyla milyonlarca YTL
bağõş topluyor. Derneği diğer yardõm
kuruluşlarõna göre avantajlõ hale ge-
tirense AKP tarafõndan verilen “ka-
mu yararına dernek” statüsü oldu.
Bu konum nedeniyle dernek izinsiz
para toplayabiliyor. Dernek yalnõzca
7 ayda 6.9 milyon YTL topladõ.
Kõzõlay başta pek çok yardõm ku-
ruluşu yardõm severlerden bağõş top-
lamakta zorlanõrken, Deniz Feneri
Derneği binlerce yardõm kutusu ile
milyonlarca YTL bağõş topluyor.
Yardõm Toplama Yasasõ, kişi ve ku-
ruluşlarõn yetkili makamlardan izin al-
madan yardõm toplayamayacaklarõnõ
hüküm altõna alõyor. Ancak aynõ ya-
sada, kamu yararõna çalõşan dernek,
kurum ve vakõflardan hangilerinin izin
almadan yardõm toplayabilecekleri,
İçişleri Bakanlõğõ’nõn önerisi üzerine
Bakanlar Kurulu’nca belirlenip ilan
edileceği belirtiliyor. AKP tarafõndan
Deniz Feneri’ne “kamu yararına
dernek” statüsü verildi. Böylece De-
niz Feneri yasa kapsamõ dõşõnda çõ-
kartõlarak, izinsiz yardõm toplamasõnõn
yolu açõlmõş oldu. Dernek aynõ za-
manda veraset ve intikal vergisinden
de muaf hale geldi.
7AYDA 6.9 MİLYON YTL
Deniz Feneri Derneği’nin faaliyet
raporuna göre Ocak-Temmuz 2008
döneminde derneğe 9 bin 885 kişi ba-
ğõş yaptõ. Bağõşçõlar 1 milyon 33 bin
YTL, 4 milyon 102 bin YTL’lik
giysi, 95 bin YTL’lik gõda, 755 bin
YTL’lik ise ilaç yardõmõ yaptõ. Der-
nek ayrõca 10 bin 300 YTL’lik me-
dikal malzeme, 225 bin 148 YTL’lik
de eğitim bağõşõ aldõ. Deniz Feneri ay-
nõ dönemde ise 123 bin 218 kişiye
yardõm yaptõ. Dernek 2 bin 402 kişi-
ye 57 bin 590 YTL nakit yardõmõ ya-
parken, 35 bin 447 kişiye 5.5 milyon
YTL’lik yardõmda bulundu. Dernek
56 bin 268 kişiye ise 281 bin 370
YTL’lik sõcak yemek yardõmõ yaptõ-
ğõnõ rapor etti. Rapora göre dernek 4
bin 326 kişiye de 64 bin 899 YTL’lik
konaklama yardõmõ yaptõ.
Yardõm Toplama Yasasõ’na göre ki-
şi ve kuruluşlarõn yardõm toplayabil-
mesi için yetkili makamdan izin al-
ma zorunluluğu bulunuyor.
AKP hükümetinin kõyağõyla ‘kamu yararõna dernek’ statüsü verilen
Deniz Feneri 7 ayda 6.9 milyon YTL topladõ, 9.3 milyon YTL dağõttõ
TBMM önünde Deniz Feneri davası ile ilgili eylem yapan Hal-
kevleri üyesi 13 kişi gözaltına alındı. TBMM’nin Dikmen kapı-
sı yakınlarına gelen Halkevleri üyesi grup, hükümet ve Deniz Fe-
neri Derneği aleyhine sloganlar attı. Bir süre slogan atan gruptakiler pankart ve dövizlerle Meclis’e gir-
meye kalkışınca polis engel oldu. Dağılmaları yönündeki uyarılara uymayan Halkevleri üyesi 13 kişi göz-
altına alındı. Bu kişiler ifadeleri alınmak üzere Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. (Fotoğraf: AA)
Meclis önünde gözaltı