22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Deniz Feneri e.V. davasõnda hâkim Jochen Müller tarafõndan “baş sorumlular” arasõnda gös- terilen RTÜK Başkanõ Zahid Akman, gör- evinden istifa etmedi. RTÜK üyesi olduktan sonra çeşitli şirketlerde genel müdürlük ya- parak kurul yasasõnõ çiğneyen Akman’õn ya istifa etmesi gerektiği ya da “görevinden çe- kilmiş sayılacağının tespiti” için oylama ya- põldõ. Öneri, 3 CHP’li üyenin “evet”, 5 AKP’li üyesinin ise “hayır” oyu ile redde- dildi. Kuruldaki görüşmelere ve oylamaya ya- sa gereği Akman katõlmadõ. Kararõ yargõya ta- şõmaya hazõrlanan CHP’li üyeler, “AKP kontenjanından seçilen arkadaşlar, ken- dilerini koruma içgüdüsüyle hareket etti” görüşünde birleşti. RTÜK, Akman’õn durumunu görüşmek üzere dün olağanüstü toplandõ. Akman, RTÜK Yasasõ gereğince, konu kendisini il- gilendirdiği için müzakerelere ve oylamaya katõlmadõ. Saat 11.00’de başlayan toplantõda öncelikle konunun gündeme alõnõp alõnma- yacağõ tartõşõldõ. Akman’õn da konunun tar- tõşõlmasõ gerektiği yönündeki önerileri doğ- rultusunda AKP’li üyeler konunun gündeme alõnmasõnõ kabul etti. Öğle saatlerinde veri- len aranõn ardõndan yeniden toplanan kurul- da bu kez CHP’li üyelerin Zahid Akman’õn hakkõndaki iddialar nedeniyle istifaya davet edilmesi gerektiği önerisi tartõşõldõ. Ancak bu öneri AKP’li üyeler tarafõndan kabul edilmedi. Ardõndan da Akman’õn RTÜK üyesi se- çildikten sonra 4 ayrõ şirkette genel müdür- lük görevlerinde bulunduğu ve bu şirketlerin birindeki görevinin 13 ay boyunca sürdüğü, bu nedenle RTÜK Yasasõ’na aykõrõ hareket ettiği konusu masaya yatõrõldõ. Bu durumun RTÜK Yasasõ’nõn 9. maddesine aykõrõ oldu- ğunu vurgulayan CHP’li üyeler, Akman’õn “görevinden çekilmiş sayılacağının tespit edilmesini” istedi. ‘YASAYA AYKIRI HAREKET ETTİ’ AKP’li üyeler ise, iddianameye yansõyan söz konusu görevlerin Akman’õn 2005’te baş- layan ve iki yõl süren görev süresini kapsa- dõğõnõ, 2007’de yeniden göreve seçildiğini ve bu dönemle söz konusu şirketler arasõnda bir bağlantõ bulunmadõğõnõ savundu. Görüşme- lerin ardõndan yapõlan oylama sonucunda 3 CHP’li üyenin “evet” oyuna karşõn 5 AKP’li- nin “hayır” oylarõyla Akman’õn görevinden çekilmiş sayõlmayacağõna karar verildi. Alõ- nan karara şerh düşen CHP’li üyeler konuyu yargõya taşõmaya hazõrlanõyor. CHP’li Şaban Sevinç, hukukçulardan al- dõklarõ görüşler doğrultusunda AKP’lilerin or- taya koyduğu teze karşõ çõktõklarõnõ belirterek, “Sonuçta Sayın Akman’ın birinci görev dö- nemi ile ikincisi arasında bir zaman farkı yok, konuyla ilgili mevzuatta bir değişiklik de yok, ayrıca kişi değişikliği de yok. Son ola- rak şirket bağlantılarıyla ilgili bilgiler bu yıl ortaya çıktı. Bu nedenle kendisinin görevden çekilmiş sayılacağını düşünüyoruz” dedi. Bir diğer CHP’li üye Hülya Alp ise, Ak- man’õn üye seçilmesinin ardõndan yürüttüğü gö- revlerle ilgili 3 ayrõ hukukçudan görüş istedi- ğini ve bu görüşlerin tümünün Akman’õn yasaya aykõrõ hareket ettiği noktasõnda birleştiğini anõmsattõ. CHP’li üye Mehmet Dadak ise, “Sonuç itibarıyla biz yargıya başvuracağız. Arkadaşlar kendilerini koruma içgüdüsüy- le hareket ettiler” dedi. CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 20 EYLÜL 2008 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Cahil, Kibirli, Saldırgan Cahil sözünü Arapçadan almışız. Birkaç anlamı içinde (toy, deneyimsiz vb.), di- limizde sıklıkla bilgisiz kişi anlamında kullanıyo- ruz. Bilgi, kuşkusuz, tartışmaya açık bir kavramdır. Hiç kimse her şeyi bilemez... Her alanda bilgi birikiminin ve yanı sıra da yi- ne her alanda uzmanlaşmanın günümüzde ulaş- tığı boyutlarda, bu gerçekten olanaksızdır. Böyle olmakla birlikte, yine de, bilgili ve bilgi- siz kişiyi birbirinden ayıran temel ölçütler yok mu- dur? Ben iki temel ölçüt olduğunu düşünüyorum: Hü- manizm ve bilimsel bilgi. İkisinin toplamına da aydınlanma düşüncesi, in- san odaklı dünya anlayışı diyebiliriz... Aydınlanma kavramının bilgisine (duygusuna, sezgisine) sahip olan kişi, okuryazar bile olmasa, bence cahil sayılamaz... Buna karşılık, bu kavramın uzağında bulunan ki- şi, herhangi bir uzmanlık alanında allame bile ol- sa, insan aklının ulaştığı düzeyin gerisinde, yani cahil demektir... Araştırırken iki ilginç deyimle karşılaştım: “Ca- hil-i basit” ve “cahil-i mürekkep”... Yani basit cahil ve karmaşık cahil... İlki, ilk bakışta, en sıradan, en kara cahil sanı- labilir... Tam tersine, cahil olduğunu bilen, cahilliğinin farkında olan kişi anlamına geliyor... Cahilliğinin farkında olan kişinin kendini düzeltme şansı vardır çünkü. “Cahil-i mürekkep” deyimi ise, cahil ama ce- haletinin farkında olmayan kişi için kullanılıyor... Dilimize “katmerli cahil” diye çevirebiliriz... Ve öyle sanıyorum ki kibir kavramı da tam bu- rada karşımıza çıkacak... Kibir (kibr) sözünün sözlükte karşılığı şöyle: Ken- disini büyük gösteriş. Kendisini, başkalarından üs- tün olmadığı halde üstün görme ve gösterme has- talığı... Bilgi sahibi kişi kibirli olmaz. Çünkü bilginin sınırsızlığının farkındadır. Cahilliğinin bilincinde olan kişinin de kibirli ol- ması pek olası değil. Buna karşılık, cahilliklerinin farkında olmayan kimselerin(katmerli cahillerin) bu özelliklerine bir de kibirlilik eklendiğine sıklıkla tanık oluruz... Hem de her toplumsal ortamda ve aşamada... Kişi ne kadar cahilse ve cahilliğinin farkında ol- maktan ne kadar uzaksa, o denli burnu büyük, kib- rinden o denli yanına yaklaşılmaz olmaktadır... Bu iki kişilik eksikliği ya da bozukluğunun (ca- hilliğinin bilincinde olmamak ve kibir) aynı kişide bulunması, neredeyse yasa gibi bir şeydir... Gelelim saldırganlığa... Bu güzelim Türkçe sözcüğün içerdiği anlam, bi- lindiği gibi, sadece insana özgü bir özelliğin adı da değil... Fakat ne yazık ki insanların dünyasında da yi- ne sıklıkla görülmekte. Bu bakımdan, bir insanda insanlaşma gelişiminin tamamlanmamış olmasıyla da açıklanabilir... Hem cahil hem kibirli olan kişinin, yatkınlık ta- şıyacağı düşünülse bile, aynı zamanda saldırgan olması ille de gerekmiyor... Fakat şu ya da bu nedenle bu üç özellik, cehalet, kibir ve saldırganlık tek bir kişilikte bir araya gel- mişse, ürkütücü, irkiltici, korkutucu bir tablo kar- şısındayız demektir... Çünkü şantaj, tehdit, yalan, iftira, bugün söy- lediğini yarın yadsıma, sıkışınca tavır değiştirme gibi başkaca kötülükler de bu türden bir kişilik bo- zukluğunun ayrılmaz bileşenleridir... Günlük yaşamda böyleleriyle karşılaştığımızda, uzak durmaya, bulaşmamaya dikkat ederiz... Buna karşılık bir ülkenin yönetimi bu gibi kim- selerce şu ya da bu biçimde ele geçirilmişse, o ülke bir uçurumun eşiğine gelmiş ya da belki o uçuruma yuvarlanmaya başlamıştır bile... Fakat bu gibi şeyler genellikle demokrasi dışı toplumlarda söz konusudur... Bizde ise çok şükür demokrasi olduğundan, böyle bir tehlikenin uzağındayız demektir... Bir not: Bugün barolarda önseçim var. Demo- krat, toplumcu bütün adaylara başarılar dilerim. Avukat olmasam da benim oyum, demokrat ve toplumcu kişiliğini yakından tanıdığım, güven duyduğum, değerli hukukçu, avukat Başar Yaltı ar- kadaşımadır. A.B. ataolb@cumhuriyet.com.tr Faks: (0212) 343 72 64 CHP’li üyelerin Başkan Zahid Akman’õn görevinden çekilmiş sayõlmasõ istemi reddedildi RTÜK’te AKP dayanõşmasõRTÜK üyesi olduktan sonra çeşitli şirketlerde genel müdürlük ya- parak kurul yasasõnõ çiğneyen Akman’õn “görevinden çekilmiş sayõ- lacağõnõn tespiti” için verilen öneri, 3 CHP’li üyenin “evet”, 5 AKP’li üyenin ise “hayõr” oyu ile reddedildi. Kararõ yargõya taşõmaya hazõr- lanan CHP’li üyeler, “AKP kontenjanõndan seçilen arkadaşlar, kendi- lerini koruma içgüdüsüyle hareket etti” görüşünde birleşti. YOLSUZLUK DIŞ BASINDA ‘Ak artık temiz değil’ OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT- De- niz Feneri davasõ ve so- nuçlarõ, Alman medyasõ- nõn “giderek görmeye başladığı” haberler ara- sõnda yer aldõ. Kararõn açõklanmasõndan sonra ga- zeteler, radyo ve televiz- yonlar haber programla- rõnda davayõ özetlediler. Özellikle Deniz Feneri da- vasõ ile birlikte RTÜK Başkanõ Zahid Akman hakkõnda da Frankfurt Savcõlõğõ tarafõndan so- ruşturma açõldõğõnõn du- yurulmasõ, gelişmelere gösterilen ilgiyi arttõrdõ. Der Spiegel ve Focus gibi iki haftalõk haber dergisi, internetteki haber sitele- rinde Deniz Feneri ve so- nuçlarõnõ geniş olarak du- yururken, Zahid Akman’õn durumu da işlendi. Merkez sağ eğilimli Frankfurter Allgemeine Zeitung, “Savcılık Türkiye’deki medya bekçisi hakkında soruşturma açtı” başlõ- ğõnõ kullanõrken, sol eği- limli Frankfurter Rundsc- hau, RTÜK Başkanõ için açõlan soruşturmayõ ayrõ bir haber olarak değerlen- dirdi. Yeşiller Partisi’ne yakõn Tageszeitung ise, Jürgen Gottschlich imzalõ yo- rumda, “Ama bir dönem yolsuzluklarla savaş için seçilmiş Tayyip Erdo- ğan’ın beyaz yeleği üze- rinde artık hiç hoş ol- mayan lekeler var” ifa- deleri dikkat çekti. Economist dergisinde, “Pek ak değil mi?” baş- lõğõyla verilen haberde, “Adalet ve Kalkınma Partisi’nin liderleri sık sık partilerinin kısalt- masının anlamının ak, temiz olduğundan gu- rurla söz ederler. Ama artık değil... Bir dizi yol- suzluk iddiası partinin dürüstlük imajını sarsı- yor” denildi. Dergi Erdoğan’õn kul- landõğõ “sert ve öfkeli ifadelere” ilişkin olarak adõ açõklanmayan bir Av- rupalõ Büyükelçi’nin “Acaba oruç, sinirlerini bozmuş olabilir mi?” şeklindeki sözlerine yer verdi. İngiliz Times gazetesi, olayõn, Türkiye’de yeni “siyasi çalkantılar”õ ya- ratabileceği yorumunu yaptõ. Haberde, “Türki- ye’de iktidardaki parti, bir yıldan kısa bir süre içinde ikinci defa bir kapatma davası ile kar- şı karşıya kalabilir” de- nildi. D E P O L A R I N K U L L A N I M I Tekel’den itiraf gibi açõklama TARKAN TEMUR Tekel Genel Müdürlüğü, depolarõ- nõ Deniz Feneri Derneği’ne kullan- dõrdõğõna yönelik haberimize itiraf gibi açõklama gönderdi. Tekel Genel Müdürü Fahri Arıkan imzalõ açõkla- mada, AKP Bitlis Milletvekili Vahit Kiler ve Bitlis Valisi Asım Hacı- mustafaoğlu’nun etkisi olmadõğõnõ iddia etmesine karşõn, Bitlis Sigara Fabrikasõ Müdürlüğü’nü vekâleten yürütün İsa Haspolat’õn, Tekel Ge- nel Müdürlüğü’ne yazdõğõ yazõda yer alan “Malzemelerin burada depo- lanması sayın milletvekilimiz Va- hit Kiler ve sayın valimiz Asım Hacımustafaoğlu tarafından uy- gun görülmüştür” ifadelerini gör- mezden geldi. Tekel Genel Müdürlüğü, gazete- mizde 15 Eylül’de “Depoları gasp etmişler” başlõğõyla yayõmlanan ha- bere ilişkin yaptõğõ açõklamada, Te- kel’e ait binanõn, Bitlis’te faaliyetle- rini sürdüren ve başkanlõğõnõ AKP Bitlis Milletvekili Vahit Kiler’in yaptõğõ Bitlis Feneri Yardõmlaşma Derneği’ne, 3 müfettişin farklõ tarih- lerde “depoların boşaltılması” yö- nündeki raporlarõna karşõn kullandõr- dõklarõnõ kabul etti. Açõklamada, Bitlis Feneri Derneği’nin depo olarak kullandõğõ depoyu 30 Eylül 2007’de boşaltõğõ belirtilerek idare zararõ gö- rünen kira bedeli 4 bin 305 YTL’nin ancak yaklaşõk 3 yõl sonra 27 Nisan 2008 tarihinde tahsil edilebildiğini açõkladõ. Arõkan’õn, derneğin “kamu yararına çalışan dernekler” statü- sünde bulunup bulunmadõğõ ve depo- nun usule aykõrõ olarak derneğe kul- landõranlar hakkõnda yasal işlem ya- põlõp yapõlmadõğõna ilişkin ise hiçbir açõklama yapmamasõ dikkat çeker- ken, müfettişlerin görev yerlerinin değiştirilmesinin ise 20 Mart 2007 tarihinde alõnan yönetim kurulu kara- rõyla gerçekleştiği belirtildi. Telekom sandõğõna suç duyurusu MURAT KIŞLALI ANKARA - Eski Türk Telekom İdari İşler Direktörlüğü Başkan Yar- dõmcõsõ Rana Akbaykal, kendi bölü- müne bağlõ Türk Telekom Sağlõk Yar- dõm Sandõğõ’nõn (SYS), tüm persone- lin hakkõ olan yaklaşõk 130 milyon YTL’lik birikimiyle beraber, “hukuka aykırı olarak” Türk Telekom Sağlõk ve Sosyal Yardõm Vakfõ’na intikal et- tirildiğini ihbar etti. SYS Yönetim Kurulu Başkanõ ve Türk Telekom Destek Hizmetleri Baş- kanõ Şükrü Kutlu ile Türk Telekom İdari İşler Direktörü İlhami Küçüker hakkõnda suç duyurusunda bulunan Akbaykal, bu konu nedeniyle işten atõldõğõnõ söyledi. Telekom Sağlõk Yardõm Sandõğõ’nõn eski bir yöneticisi, sandõğõn 130 milyon YTL’sinin yasaya aykõrõ olarak bir başka vakfa aktarõldõğõnõ bildirdi. Ak- baykal tarafõndan 1 Eylül 2008 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na gönderilen suç duyurusu dilekçesinde şu ifadeler yer aldõ: ? 406 sayõlõ Telgraf ve Telefon (Türk Telekom) Yasasõ’na 4502 sayõlõ Yasa ile eklenen ek 23. maddede “Sandığın tas- fiye edilmesi, özel sağlık sistemine dönüştürülmesi veya gerekli görüle- cek diğer düzenlemelerin yapılması hususları 31.12.2003 tarihine kadar Türk Telekom Yönetim Kurulu ta- rafından düzenlenir” hükmü bulun- maktadõr. Yönetim kurulu da özelleş- tirmeden hemen önce 18 Aralõk 2003 ta- rihinde bu doğrultuda karar almõştõr. ?“Özel sağlık şirketi kurulması ve- ya ortak olunması”na kadar SYS’nin mevcut statüsü ile devamõ konusunda makam (Genel Müdür) “Olur”u alõn- mõştõr. Bu olur ile ilgili genel müdür yardõmcõsõ ve aynõ zamanda SYS Yö- netim Kurulu Başkanõ Şükrü Kut- lu’nun da imzasõ mevcuttur. ?Kurum özelleştikten sonra Türk Te- lekom yeni yönetim kuruluna bu ‘Olur’dan hiç bahsedilmeden Türk Telekom Sağlõk ve Sosyal Yardõm Vakfõ’nõn kurulmasõna gidilmiştir. Bu vakfõn da yönetim kurulu başkanõ ve mütevelli heyeti üyesi Kutlu olmuştur. ? Kutlu, özelleşen Türk Telekom’un yönetiminin ek 23. maddeye göre SYS üzerinde bir tasarruf yetkisi olmadõğõ halde, bu sandõğa ait 122.513.434 YTL’yi (şu anda 130 milyon YTL’yi aşmõş bulunmaktadõr) özelleşen Türk Telekom yönetiminin kurduğu vakfõn banka hesabõna aktarmõştõr. ? Diğer şüpheli, SYS Müdürlü- ğü’nün faaliyet gösterdiği İdari İşler Di- rektörü İlhami Küçüker, yönetim ku- ruluna vakõf kurulmasõ ile ilgili teklifi götüren kişidir. ? Özelleşen şirkete vakõf kurdurula- rak, personelin maaşõndan kesilerek ne- malandõrõlan para, personelin bilgisi ve rõzasõ dõşõnda işbu vakfõn hesabõna ge- çirilmiştir. Eski İdari İşler Direktörlüğü Başkan Yardõmcõsõ Akbaykal birikmiş faiziyle birlikte yaklaşõk 130 milyon YTL’lik sandõğõ, yasaya aykõrõ olarak yeni kurduklarõ vakfa devreden müdürlerini ihbar etti Harcama bağışlardan fazla CHP’li Kart, Erdoğan’a Deniz Feneri yolsuzluğunu sordu BARIŞ YAMAN KONYA - CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Deniz Feneri yolsuzluğunu TBMM gündemine taşõdõ. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn yanõtlamasõ istemiyle bir soru önergesi veren Kart, Mali Suçlarõ Araştõrma Kurulu’nun (MA- SAK) harekete geçmemesinin düşündürücü ol- duğunu belirtti, RTÜK Başkanõ Zahid Akman’õ da istifaya çağõrdõ. Hükümetin, olaya seyirci kaldõğõnõ, tartõşõl- masõnõ ve soruşturulmasõnõ engelleyici bir tavõr içine girerek, hedef saptõrmaya çalõştõğõnõ belir- ten Kart, “Hükümet, bürokraside yaratmış olduğu ‘Parti memuru’ yapılanması yoluyla, MASAK ve diğer ilgili kuruluşların, etkin inceleme ve soruşturma yapmasını engelle- yecektir. Esasen, bu baskı ve yönlendirme- ler en üst düzeyde Başbakan tarafından ya- pılmış durumdadır” dedi. Kart, önergesinde Başbakan’a şu sorularõ yöneltti: “MASAK ne- den bir an evvel devreye sokulmamaktadır? Almanya’daki derneğin, Türkiye bağlantıla- rı ve ilişkileri için idari ve yasal anlamda ge- rekli önlemler neden alınmamaktadır? ” ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Almanya’daki bağõşlarõ iç eden ay- nõ isimdeki dernekle ortak faaliyetler yürüttüğü belirlenen Türkiye’deki Deniz Feneri, özellikle insanlarõn yoğun olduğu yerlere yerleştirdiği yar- dõm kumbaralarõyla milyonlarca YTL bağõş topluyor. Derneği diğer yardõm kuruluşlarõna göre avantajlõ hale ge- tirense AKP tarafõndan verilen “ka- mu yararına dernek” statüsü oldu. Bu konum nedeniyle dernek izinsiz para toplayabiliyor. Dernek yalnõzca 7 ayda 6.9 milyon YTL topladõ. Kõzõlay başta pek çok yardõm ku- ruluşu yardõm severlerden bağõş top- lamakta zorlanõrken, Deniz Feneri Derneği binlerce yardõm kutusu ile milyonlarca YTL bağõş topluyor. Yardõm Toplama Yasasõ, kişi ve ku- ruluşlarõn yetkili makamlardan izin al- madan yardõm toplayamayacaklarõnõ hüküm altõna alõyor. Ancak aynõ ya- sada, kamu yararõna çalõşan dernek, kurum ve vakõflardan hangilerinin izin almadan yardõm toplayabilecekleri, İçişleri Bakanlõğõ’nõn önerisi üzerine Bakanlar Kurulu’nca belirlenip ilan edileceği belirtiliyor. AKP tarafõndan Deniz Feneri’ne “kamu yararına dernek” statüsü verildi. Böylece De- niz Feneri yasa kapsamõ dõşõnda çõ- kartõlarak, izinsiz yardõm toplamasõnõn yolu açõlmõş oldu. Dernek aynõ za- manda veraset ve intikal vergisinden de muaf hale geldi. 7AYDA 6.9 MİLYON YTL Deniz Feneri Derneği’nin faaliyet raporuna göre Ocak-Temmuz 2008 döneminde derneğe 9 bin 885 kişi ba- ğõş yaptõ. Bağõşçõlar 1 milyon 33 bin YTL, 4 milyon 102 bin YTL’lik giysi, 95 bin YTL’lik gõda, 755 bin YTL’lik ise ilaç yardõmõ yaptõ. Der- nek ayrõca 10 bin 300 YTL’lik me- dikal malzeme, 225 bin 148 YTL’lik de eğitim bağõşõ aldõ. Deniz Feneri ay- nõ dönemde ise 123 bin 218 kişiye yardõm yaptõ. Dernek 2 bin 402 kişi- ye 57 bin 590 YTL nakit yardõmõ ya- parken, 35 bin 447 kişiye 5.5 milyon YTL’lik yardõmda bulundu. Dernek 56 bin 268 kişiye ise 281 bin 370 YTL’lik sõcak yemek yardõmõ yaptõ- ğõnõ rapor etti. Rapora göre dernek 4 bin 326 kişiye de 64 bin 899 YTL’lik konaklama yardõmõ yaptõ. Yardõm Toplama Yasasõ’na göre ki- şi ve kuruluşlarõn yardõm toplayabil- mesi için yetkili makamdan izin al- ma zorunluluğu bulunuyor. AKP hükümetinin kõyağõyla ‘kamu yararõna dernek’ statüsü verilen Deniz Feneri 7 ayda 6.9 milyon YTL topladõ, 9.3 milyon YTL dağõttõ TBMM önünde Deniz Feneri davası ile ilgili eylem yapan Hal- kevleri üyesi 13 kişi gözaltına alındı. TBMM’nin Dikmen kapı- sı yakınlarına gelen Halkevleri üyesi grup, hükümet ve Deniz Fe- neri Derneği aleyhine sloganlar attı. Bir süre slogan atan gruptakiler pankart ve dövizlerle Meclis’e gir- meye kalkışınca polis engel oldu. Dağılmaları yönündeki uyarılara uymayan Halkevleri üyesi 13 kişi göz- altına alındı. Bu kişiler ifadeleri alınmak üzere Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. (Fotoğraf: AA) Meclis önünde gözaltı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle