Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
artış hızı dikkate alındığında neredeyse eksi olarak
bile kabul edilebilir. 2006 yılının ikinci yarısından bu
yana ara ara olumsuz işaretler veren ekonomide acil
önlemlerin alınması gerektiği hükümetle iyi ilişkiler
içinde olan kurumlarca da açıkça ifade ediliyor.
Ağustos ayının son haftasında Ankara’da top-
lanan TOBB 4. Türkiye Sektörel Ekonomi Şûra-
sı’nda üretim ekonomisinin masaya yatırıldığı
ama, masadan kaldırılamadığı anlaşılıyor. Temel
sektörlerin tümünde sıkıntı var.
Otomotivciler siparişlerin yüzde 10-20 oranın-
da azalmasından yakınıyor. Buna dayalı olarak iş-
ten çıkarmalar kaygı verici düzeyde.
Gıda sektörü, kayıt dışılıktan ve düzensizlikten
yakınıyor.
İnşaat sektörüne göre, büyük durgunluk var, gir-
diler yükseliyor, fiyatlar buna paralel artmıyor.
Enerji sektörünün derdi yatırımsızlık ve güven-
sizlik.
Tekstilciler, dünya ile rekabet edemez hale gel-
diklerini söylüyor.
Yakınma uzayıp gidiyor. Öyle anlaşılıyor ki, kâr
eden ve sorunsuz olan tek sektör, siyaset sektö-
rü!
Bu yakınmalara karşın hükümetin bulduğu çö-
zümler hem akılcı değil hem de çelişkilerle dolu.
Bir süredir kamuoyunda tartışılmakta olan Ulu-
sal Program (UP) ekonomiye ilişkin yeni düzen-
lemeleri de içeriyor. En etkili düzenleme şu:
Her şeyi özelleştirmek, elden çıkarmak!
Bu yöntemle ekonomiyi herkes yönetir... Hem
programın adına “ulusal” sözcüğünü yerleştire-
ceksiniz hem de ulusal olan ne varsa satmayı ön-
göreceksiniz...
Yakışır...
Tekstille ilgili olarak açıklanan çözüm ise şu:
Fabrikanızı doğuya taşıyın, teşvik verelim!
Al fabrikayı, katla bavula koy, atla otobüse, git
doğuya ertesi gün aç!
Bu yöntemle uygulanan teşvik sisteminin işe ya-
ramadığı öteden beri bilinen bir gerçek. Bir za-
manlar doğuya fabrika için teşvik alanlar, soluğu
Antalya’da almışlar, yan yana dev oteller kon-
durmuşlardı...
Hükümet bugün de farklı bir şey önermiyor.
Örneğin, Bitlis’te yatırım yapmayı teşvik edi-
yorsunuz. Burada salça fabrikası kursanız da teş-
vik alıyorsunuz, iplik fabrikası kursanız da... Oy-
sa her ikisinin hammaddesi başka kentlerden ge-
lecek. Kent bazında değil de üretilen ürün bazın-
da teşvik daha akılcı ama, siyasetin akla gerek-
sinimi yok...
Hükümet ekonomiye hâkim olmaktan şunu
anlıyor:
Ekonomiyle ilgili tüm kurumların yönetimine hâ-
kim olmak!
En son Türkiye İhracatçılar Meclisi’nde de
(TİM) aynı durum yaşandı...
Ekonominin bütün kurumları sizin elemanınız
olunca, doğal olarak eleştiri de azalıyor... İşler de
iyiye gidiyormuş gibi görünüyor!
Hükümet rakamlara hâkim; Türkiye İstatistik Ku-
rumu, her türlü veriyi itina ile hazırlıyor...
Özerk kurumlara da hâkim; her biri AKP’nin özel-
sektörel koluymuş gibi demeç veriyor...
Geriye ne kaldı?
Üretim ekonomisi...
Ülke üretimsizlik kıskacında ama, olsun...
Mühim olan rakamlar...
Üretimin ne önemi var!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
İddiaya göre, Çankaya’daki AKP’li, Kafkas-
lar’da son barış umudu.
Düşünmüş taşınmış, Türkiye’nin yıllardır haklı
olarak öne sürdüğü koşullarla Ermenistan’la iliş-
ki kurulamayacağı sonucuna varmış.
ABD yıllardır Ermenistan’la ilişkileri normalleş-
tirmemizi istiyor. Bu gerçeği kanıtlayan belgeler
Dışişleri arşivlerinde ve gazete koleksiyonlarında.
Çankaya’daki hiç gereği yokken Beyaz Saray’ı
neden aradı? Türkiye’yi ilgilendiren veya zora so-
kan başka hiçbir sorun yokken Erivan’a gidece-
ğini söylemek için. Başkan Bush da Çanka-
ya’dakini övgü dolu sözlerle destekledi.
Erivan ziyaretinin altyapısı yok. Daha önce -İn-
giliz Guardian da yazdı- Türk diplomatlarıyla Er-
meni diplomatları arasında şurada buradaki gö-
rüşmelerde Erivan’ın Ermeni anayasasına girmiş
Ağrı Dağı’na uzanan toprak isteklerinden, soykı-
rım iddialarından vazgeçeceğini gösteren herhangi
bir işarete, bir belirtiye rastlanmıyor.
Bizim medyanın tarihi diye nitelediği Erivan zi-
yaretinden sonra ortaya çıkan sonuç nedir:
Toprak istekleri, soykırım iddiası ve Türkiye aley-
hine dünyanın dört bir tarafında sürdürdükleri -hâ-
lâ devam eden- aleyhte propagandayı durdura-
cağına ilişkin hiçbir ipucu yok, yok, yok!
Sonuçta Ermenistan’ın ABD ve AB desteğinde
sürdürdüğü politika kazandı!
Kazandı; çünkü günlerdir yazıyoruz. İlk planda,
öncelikle yoksulluk ve yokluk içinde kıvranan Er-
meni halkının yaşamsal gereksinimlerini karşıla-
mak için her şeyden önce Türkiye’nin sınır kapı-
larını açması gerekiyor.
Erivan’ın iyi ilişkiler kuralım derken öne sürdü-
ğü ilk ve değişmez koşul bu.
Koşulun ikinci ayağı diplomatik ilişkilerin ku-
rulması. Böylece, Türkiye ile aralarındaki sorun-
ların -çözümü demek de zor- çözümsüzlüğünü ge-
lecek yıllara bırakmak!
CNN Türk; muhabirinin Erivan’da 10 Eylül 2008
günü Ermenistan Dışişleri Bakanı Edward Nal-
bandyan ile yaptığı görüşmeyi haber bültenlerinde
yayımladı. Nalbandyan, şöyle diyor:
“… Bölgenin tam entegrasyonu ve iki ülke ara-
sındaki ilişkiler ‘bu sınır kapalı olduğu sürece’ sağ-
lanamaz…”
Bizimkilerin değinmedikleri ve bu sırada deği-
nilmemesini istedikleri soykırım sorununa gelin-
ce; Nalbandyan, “… Ermenistan tarafından bu so-
runun ‘yakın zamanda’ gündeme getirilmeyece-
ğini…” ve:
“…. Bütün sorunların ancak ilişkilerin normal bir
ortamda olduğu sırada çözümlenebileceğini…”
söylüyor. Yani:
Kapılar açılır, Ermenistan’ın ve halkının ya-
şamsal sıkıntıları asgari düzeye indirilir.
Ancak bu koşul yerine geldiği zaman… Erme-
nistan asla vazgeçmeyeceği soykırım iddialarını
görüşmeye başlayabilir.
Çankaya’daki ne yazık ki Ermenistan’ın ola ki yü-
züne söylediği bu koşulları kabul etti ve…
… Tarihsel bir başarı kazandığına inanarak An-
kara’ya döndü.
Medyamız öngörü yetersizliğini alkışladı, alkış-
lıyor.
İsmet İnönü, 1965’lerde Kıbrıs’a müdahalemi-
zi ABD’nin engellemesinden sonra, “yeni bir dün-
ya kurulur ve Türkiye bu dünyada yerini alır” demişti.
İnönü’nün, tabii ABD bağnazlığına karşı söyle-
diği bu söz, 43 yıl sonra gerçekleşti:
Türkiye, AKP-ABD’nin kurduğu yeni bir dünyada
yerini aldı!
ABD’nin kuyruğuna takılarak! ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 13 EYLÜL 2008 CUMARTESİCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul PB 31
Edirne B 34
Kocaeli B 33
Çanakkale B 30
İzmir B 33
Manisa B 35
Aydın B 35
Denizli B 34
Zonguldak B 28
Sinop B 27
Samsun B 28
Trabzon PB 28
Giresun PB 27
Ankara B 29
Eskişehir B 30
Konya PB 29
Sıvas B 28
Antalya PB 32
Adana Y 32
Mersin Y 32
Diyarbakır B 35
Şanlıurfa PB 34
Mardin PB 32
Siirt B 35
Hakkâri B 25
Van B 24
Kars B 24
Oslo Y 15
Helsinki Y 13
Stockholm Y 13
Londra Y 13
Amsterdam Y 18
Brüksel Y 14
Paris Y 18
Bonn Y 15
Münih Y 21
Berlin Y 17
Budapeşte Y 20
Madrid PB 25
Viyana Y 18
Belgrad Y 23
Soyfa Y 30
Roma Y 26
Atina Y 29
Zürih Y 15
Moskova Y 14
Aşkabat A 30
Astana PB 25
Taşkent A 38
Bakû Y 28
Bişkek A 31
Tiflis B 23
Kahire PB 33
Şam B 31
Yurdun kuzeydoğu,
güney ve öğle saatle-
rinden sonra Trakya
kesimleri parçalı ve çok
bulutlu; Orta ve Doğu
Akdeniz’in iç kesimle-
ri kısa süreli sağanak ve
gökgürültülü sağanak
yağışlı; diğer yerler az
bulutlu geçecek. Hava
sıcaklığı; kuzey ve iç
bölgelerde 2 ila 4 de-
rece artacak.
İstanbul Haber Servisi - SONAR araştõr-
ma şirketi tarafõndan gerçekleştirilen eylül ayõ
“Altıncı yılında siyasi iktidarın değerlen-
dirilmesi” araştõrmasõna göre, 22 Temmuz
2007 seçimlerinde yüzde 46.6 oranõnda oy alan
AKP 35.6’ya geriledi. Seçimlerde yüzde 20.9
oranõnda oy alan CHP 24.8’e, MHP ise
14.3’ten 15.7’ye çõktõ.
Altõncõ yõlõnda siyasi iktidarõn değerlendi-
rilmesi araştõrmasõ SONAR tarafõndan İstan-
bul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Aydõn,
Balõkesir, Bursa, Çorum, Diyarbakõr, Edirne,
Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Kars, Kayse-
ri, Malatya, Mersin, Muğla, Samsun, Trabzon
ve Zonguldak illerinde yapõldõ. 22 ilin yanõ sõ-
ra 22 ilçe ve 36 köyün de dahil edilerek, yüz-
de 34’ü kõr özelliği taşõyan ilçe ve köylerde ger-
çekleştirilen ankette, tesadüfi yöntemle se-
çilmiş 2 bin 927 kişi ile görüşüldü. 1-9 Eylül
tarihleri arasõnda gerçekleştirilen araştõrmada,
“yüz yüze anket” yöntemi uygulandõ.
Araştõrmaya katõlanlara yöneltilen, ‘‘Bugün
bir genel seçim olsa oyunuzu hangi parti-
ye verirsiniz?’’ sorusuna katõlõmcõlarõn yüz-
de 32.12’si AKP, 22.33’ü CHP, 14.12’si
MHP, 6.14’ü DTP, 4.03’ü SP, 3.60’õ GP,
2.34’ü DP, 2.05’i BBP, 1.55’i DSP, 1.87’si ise
diğer yanõtõnõ verdi. Yüzde 9.79 oranõndaki
“kararsızlar”õn orantõsal dağõlõmõ gerçek-
leştirildiğinde ise oranlar şu şekilde değişti:
AKP yüzde 35.61, CHP 24.75, MHP 15.65,
DTP 6.87, SP 4.47, GP 3.99, DP 2.59, BBP
2.28, DSP 1.72, diğer 2.08.
Araştõrmaya katõlanlara sorulan, “Genel ola-
rak düşündüğünüzde AKP hükümeti ba-
şarılı mı yoksa başarısız mıdır?” sorusuna
ise katõlõmcõlarõn yüzde 51.89’u “hayır ba-
şarısızdır” cevabõnõ verirken 29.11’i “evet ba-
şarılıdır”, 19’u ise “fikrim yok” cevabõnõ ver-
di. Şubat 2007 tarihinde “evet başarılıdır” di-
yen yüzde 49.4’lük oran ise Eylül 2008 tari-
hinde 29.1’e geriledi
“Basında ‘Deniz Feneri davasõ’ olarak yer
alan iddialarla ilgili aşağıdaki görüşlerden
hangisine katılıyorsunuz?” sorusuna ise
katõlõmcõlarõn 48.41’i “duymadım-duydum
ama fikrim yok” şeklinde ilgi çekici yanõt-
lar verdi.
Katõlõmcõlarõn yüzde 31.81’i ise “Başba-
kanlık ile ilgili bağlantılar olduğunu dü-
şünüyorum”, 19.78’i “Bu iddiaların Baş-
bakanlık’la bir ilgisi olduğuna inanmıyo-
rum” şeklinde yanõtlar verdi.
“Açıklanan enflasyon rakamlarına ina-
nıyor musunuz? sorusuna katõlõmcõlarõn yüz-
de 64.99’u “hayır” cevabõnõ verirken, “evet”
diyenlerin oranõ 22.61, “fikri olmayanların”
oranõ 12.40 olarak tespit edildi. “Ekonominin
gidişatını nasıl görüyorsunuz?’’ sorusunun
yöneltildiği katõlõmcõlarõn yüzde 69.39’u
“olumsuz”, 19.61’i “olumlu” şeklinde yanõt
verirken 11’i ise fikir belirtmedi. “Ekono-
minin gidişatı ile ilgili öngördüğünüz durum
satın alma davranışlarınızı nasıl etkili-
yor?” sorusuna ise katõlõmcõlarõn yüzde
66.31’i “olumsuz”, 17.05’i “olumlu”, 8.99’u
“fark etmiyor”, 7.65’i ise “fikrim yok” ya-
nõtõ verdi. “Önümüzdeki 2 yılı düşündüğü-
nüzde ailenizin ekonomik durumunu aşa-
ğıdaki ifadelerden hangisi en iyi anlatır?”
sorusuna da katõlõmcõlarõn yüzde 48.79’u
“daha kötü olacak” derken “fikrim yok” di-
yenler ise yüzde 23.98 gibi yüksek bir oranõ
buldu. Bu soruya katõlanlarõn yalnõzca 10.22’si
“daha iyi olacak” yanõtõnõ verirken, 17.01 ise
“değişmeyecek” cevabõnõ verdi.
ANKARA/İSTANBUL
(Cumhuriyet) - Adalet Bakan-
lõğõ, Ergenekon soruşturmasõnõ
yürüten savcõ Zekeriya Öz’ün de
bulunduğu savcõlar hakkõnda so-
ruşturma izni vermedi. Ergenekon
savcõlarõnõn soruşturulmamasõna
gerekçe olarak ise yeterli kanõt el-
de edilememesi gösterildi. Bu
davada sanõk olan gazeteci Vedat
Yenerer’in avukatõ Vural Ergül,
yargõ sistemine olan güvene da-
ir tartõşmalarõn bir an önce son-
landõrõlarak, savcõ Öz’ün ceza-
landõrõlmasõna ilişkin yaptõklarõ
soruşturma izni taleplerini red-
deden Adalet Bakanlõğõ’nõn bu iş-
leminin iptal edilmesi istemiyle
Ankara İdare Mahkemesi’nde
dava açtõ.
Adalet Bakanlõğõ’ndan yapõ-
lan yazõlõ açõklamada, Ergenekon
soruşturmasõ kapsamõnda tutuk-
lanan bazõ sanõklar ve avukatla-
rõnõn, tarihli ve tarihsiz şikâyet di-
lekçeleri üzerine söz konusu so-
ruşturmayõ yürüten İstanbul cum-
huriyet savcõlarõ ve ilgili hâkim
hakkõnda Ceza İşleri Genel Mü-
dürlüğü’nün inceleme başlattõğõ
ve incelemeyi İstanbul cumhuri-
yet Başsavcõlõğõ’nõn yürüttüğü
anõmsatõldõ. Bu süreçte, avukat
Turgut Kazan ile bazõ tutuklular
ve avukatlarõnõn da tarihli ve ta-
rihsiz şikâyet dilekçeleri ile söz
konusu soruşturmayõ yürüten İs-
tanbul cumhuriyet savcõlarõ ve il-
gili hâkim hakkõnda şikâyet ve ih-
barda bulunduğu vurgulanan açõk-
lamada, bazõ gazetelerde soruş-
turmayõ yürüten cumhuriyet sav-
cõlarõnõn hatalõ işlemler yaptõkla-
rõna ilişkin haberlerin ihbar kabul
edilerek önceki şikâyetlerle bir-
likte Ceza İşleri Genel Müdürlü-
ğü’nün inceleme dosyasõna kay-
dedildiği bildirildi. Açõklamada
şunlar kaydedildi:
“İstanbul Cumhuriyet Baş-
savcılığı’nca, kapsamlı bir in-
celeme yapılması ve ayrıntılı gö-
rüş bildirilmesi sebebiyle Ceza
İşleri Genel Müdürlüğü’nün
(105.34-1092-2008) sayılı dos-
yasının, (105.34-2936-2007) sa-
yılı dosya ile birleştirildiği ve ya-
pılan değerlendirme sonucu,
bakanlık oluruyla İstanbul
Cumhuriyet savcıları Zekeriya
Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve il-
gili cumhuriyet savcısı ile bu yer
ilgili hâkimi haklarında işlem
yapılmasına yer olmadığına ka-
rar verilmiştir. Bu kararın ta-
raflara tebliğ işlemleri devam
etmektedir. Söz konusu ihbar
ve şikâyetler üzerine 2802 sayılı
Hâkimler ve Savcılar Kanunu
çerçevesinde gerekli inceleme
yaptırılmış olup, ilgili cumhu-
riyet savcıları ve hâkim hak-
kında ileri sürülen iddiaların,
‘Cumhuriyet savcõsõnõn delillerin
toplanmasõ, değerlendirilmesi ve
suçun vasõflandõrõlmasõ, hâkimin
ise yargõ yetkisi ve takdir hakkõ
kapsamõnda kaldõğõ, adõ geçen
cumhuriyet savcõlarõ ile hâkimin
bu hak ve yetkilerini herhangi bir
şekilde kötüye kullandõklarõna
dair delil elde edilemediği’ an-
laşıldığından, ilgililer hakkında
soruşturma izni verilmemiş-
tir.”
Yenerer’in avukatı
dava açtı
Ergenekon sanõğõ Vedat Ye-
nerer’in avukatõ Vural Ergül, Be-
şiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde
gazetecilere yaptõğõ açõklamada,
Cumhuriyet Savcõsõ Zekeriya Öz
hakkõnda Hâkimler ve Savcõlar
Yüksek Kurulu’na (HSYK) ken-
SONAR Şirketi’nin eylül ayõnda yaptõğõ araştõrma sonuçlarõ açõklandõ
AKP giderek eriyor
PKK’de kanlı
iç hesaplaşma
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Düzen-
lenen operasyonlarda
ağõr kayõp veren terör ör-
gütü PKK’de iç hesap-
laşma başladõ. Örgütün
Ermenistan’daki mali
sorumlusu olduğu öne
sürülen “Yılmaz” kod
adlõ Murat Yücel ile
sevgilisi olduğu belirti-
len “Mizgin” kod adlõ
kadõnõn cesetleri İran’õn
Ermenistan sõnõrõndaki
bir köyde çobanlar tara-
fõndan bulundu. Terö-
ristlerin kafalarõ kesile-
rek infaz edildiği öğre-
nildi. Güvenlik birim-
lerinden alõnan bilgiye
göre, Murat Yücel ve
sevgilisinin “kendileri-
ne teslim edilen, örgü-
te ait yüklü miktarda
parayla kaçarken, sı-
nırda yakalandıkları”
kaydedildi. Teröristle-
rin “evlenebilmek için
örgütün parasını kul-
landıkları” yönündeki
özeleştirilerini dikkate
almayan “Kargo Sü-
leyman” kod adlõ örgüt
sorumlusunun emriyle
başlarõ kesilerek öldü-
rüldüğü bildirildi.
Öte yandan, bir infaz
haberi de İran’õn Uru-
miye kentinden geldi.
Terör örgütünün İran so-
rumlularõndan “Ararat”
kod adlõ Muhammet
Aslan ile “Ferhat” kod
adlõ Cemal Polat’õn
Urumiye bölgesindeki
köylerden “vergi” adõ
altõnda topladõklarõ yak-
laşõk 200 milyon tümen
(300 bin ABD Doları)
tutarõndaki parayla orta-
dan kaybolduklarõ be-
lirtildi. Ancak, Muham-
met Aslan ve Cemal Po-
lat’õn bir süre sonra
PKK’li teröristler tara-
fõndan yakalanarak öl-
dürüldüğü ve cesetleri-
nin gömüldüğü tespit
edildi.
İran’õn Salmas bölge-
sinde yaşayan Kürt ai-
lelerin kõzlarõyla evlen-
diği ortaya çõkan “Rıd-
van” ve “Nedelin” kod
adlõ örgüt mensuplarõy-
la eşlerinin de “örgütte
evlenmenin yasak ol-
duğu” gerekçesiyle öl-
dürüldükleri dile geti-
rildi. Geçtiğimiz aylarda
da İran’õn Salmas ala-
nõndaki Cander köyü ya-
kõnlarõndaki bir mağa-
rada 6 PKK mensubu ör-
güt içi infaz kararõnõn ar-
dõndan öldürülmüştü.
Savcı Zekeriya Öz’e bakanlık koruması
disinin 2, diğer avukatlarõn 7 ol-
mak üzere toplam 9 suç duyuru-
su yapõldõğõnõ söyledi. Ergül, 7 ay
önce yaptõğõ 2 suç duyurusuna
ilişkin Adalet Bakanlõğõ’nõn
HSYK’ye soruşturma izni ver-
mediğini belirterek suç duyuru-
larõnõ yaptõklarõ 60 günlük yasal
süre içerisinde kendilerine her-
hangi bir şey bildirilmediğini
söyledi. Yasalara göre 60 günlük
süre içerisinde cevap verilme-
mesinin bu suç duyurularõnõn
reddedildiği anlamõna geldiğini
ifade eden Ergül, bu gerekçeyle
HSYK’ye soruşturma izni ver-
meyen Adalet Bakanlõğõ hak-
kõnda Ankara İdare Mahkeme-
si’ne dava açtõğõnõ bildirdi.
Hazõrladõğõ dava dilekçesin-
de, Öz hakkõnda HSYK tarafõn-
dan soruşturma yapõlmasõna izin
verilmesini isteyen Ergül, Erge-
nekon savcõlarõnõn soruşturma
dosyasõnõn gizliliğini koruya-
madõklarõnõ anõmsattõ.
Tutanaklara
ulaşamadık
Ergül, vekil olarak savunma
görevini yaptõğõ soruşturma dos-
yasõnda alõnmõş kõsõtlama kararõ
gereğince savunduğu müvekki-
linin sorgu tutanaklarõna dahi
ulaşamadõğõnõ belirtti. Ergül,
“Avukat olarak bana verilme-
yen belgeler ve sorgu tutanak-
larını, gazetelerin adliye mu-
habirlerinden temin edebilmiş
olmam muhakkak ki şahsım ol-
duğu kadar her avukat için hu-
kuk adına aynı derecede bir
utanç ve ayıp olsa gerek” diye
konuştu.
İstanbul Haber Servisi - İstanbul Teknik Üni-
versitesi’nin (İTÜ) yeni akademik yõlõnõn açõlõşõnõ ya-
pan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Üniver-
sitelerin eleştirel aklın ve özgür düşüncenin yeri
olduğunu, fikirlerin ‘demokratik yöntemlerle ifa-
de edilmesinin’ kimseyi rahatsız etmeyeceğini” söy-
lerken aynõ anda dõşarõda Başbakan Erdoğan’õ ve
AKP iktidarõnõ ‘demokratik tepkilerini göstererek’
protesto eden öğrencilere polis müdahale etti. Öğ-
rencilere karşõ sert davranan polis 18 kişiyi gözaltõ-
na aldõ. Başbakanlõk korumalarõ da gazetecilerin sa-
lon dõşõna çõkmamasõnõ sağlayarak görüntü alõnma-
sõnõ engellemeye çalõştõ.
Başbakan Erdoğan, İstanbul Teknik Üniversite-
si’nin 2008-2009 eğitim-öğretim yõlõ nedeniyle dün
üniversitenin Ayazağa Yerleşkesi’ndeki Süleyman
Demirel Kültür Merkezi’nde düzenlenen törene ka-
tõldõ. Törende konuşan Başbakan Erdoğan, sanki olan-
lara nazire edercesine üniversitelerin, eleştirel ak-
lõn ve özgür düşüncenin yeri olmasõ gerektiğini ve
iktidarlarõn baskõsõndan uzak kalmasõ gerektiğini be-
lirtti. Erdoğan şöyle sürdürdü:
“Fikirlerin özgür ve demokratik biçimde ifa-
de edilebildiği bir üniversite ortamından hiç
kimse rahatsız olamaz. Bütün üniversitelerimizde
birbirine saygı çerçevesinde en aykırı fikirler da-
hi serbestçe yer bulabilmelidir. Sadece öğrenci-
ler değil, öğretim elemanlarımız da hiçbir endi-
şe taşımadan görüşlerini ifade edebilirler. Üni-
versitelere siyasi müdahale olmamalı, bağımsız ve
özerk bir işleyişe sahip olmalıdır.” Erdoğan’õn ko-
nuşmasõ sõrasõnda, kültür merkezinin yakõnõnda ay-
rõ ayrõ gruplar halinde bir araya gelen Türkiye Ko-
münist Partisi (TKP) ile “İTÜ Öğrenci Kolektifi”
üyeleri çeşitli döviz ve pankartlar açarak, Başbakan
Erdoğan’õ ve AKP’yi protesto etti. Bir süre Başba-
kan Erdoğan ve üniversite rektörü aleyhine slogan-
lar da atan öğrencilerden TKP üyeleri, eylemleri bi-
tince dağõlõrken, protestolarõnõ sürdüren Öğrenci Ko-
lektifi üyesi öğrencilere polis müdahale ederek 18 öğ-
renciyi gözaltõna aldõ.
Silaha karşõ eylem
Bireysel silahlanma karşıtı eylem
amacıyla Cumhuriyet Meydanı’nda
toplanan platform üyeleri Atatürk
Anıtı önünde saygı duruşunda
bulundu. Bireysel Silahlanmaya Tepki
Platformu Genel Başkanı Tuncer
Eşsizhan yaptığı konuşmada bireysel
silahlanmada artış yaşandığını,
Türkiye’de yaklaşık 10 milyon insanın
silah taşıdığını belirtti. İnsanların,
silahlardan çıkacak mermilerin kime
isabet edeceğini bilemeden
yaşadıklarını ifade eden Eşsizhan, “A
Milli Takım, Avrupa Kupası’nda
yarıfinale çıktığı zaman burukluk
kapladı içimi. 10 milyon silah ceplerde.
Hangi sebeple neden olursa olsun o
silah bulunduğu yerden çıktığı anda
kan ve ölüm getiriyor, acı getiriyor”
diye konuştu. (Fotoğraf: AA)
İTÜ’de Başbakan
Erdoğan’a protesto