03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada artış hızı dikkate alındığında neredeyse eksi olarak bile kabul edilebilir. 2006 yılının ikinci yarısından bu yana ara ara olumsuz işaretler veren ekonomide acil önlemlerin alınması gerektiği hükümetle iyi ilişkiler içinde olan kurumlarca da açıkça ifade ediliyor. Ağustos ayının son haftasında Ankara’da top- lanan TOBB 4. Türkiye Sektörel Ekonomi Şûra- sı’nda üretim ekonomisinin masaya yatırıldığı ama, masadan kaldırılamadığı anlaşılıyor. Temel sektörlerin tümünde sıkıntı var. Otomotivciler siparişlerin yüzde 10-20 oranın- da azalmasından yakınıyor. Buna dayalı olarak iş- ten çıkarmalar kaygı verici düzeyde. Gıda sektörü, kayıt dışılıktan ve düzensizlikten yakınıyor. İnşaat sektörüne göre, büyük durgunluk var, gir- diler yükseliyor, fiyatlar buna paralel artmıyor. Enerji sektörünün derdi yatırımsızlık ve güven- sizlik. Tekstilciler, dünya ile rekabet edemez hale gel- diklerini söylüyor. Yakınma uzayıp gidiyor. Öyle anlaşılıyor ki, kâr eden ve sorunsuz olan tek sektör, siyaset sektö- rü! Bu yakınmalara karşın hükümetin bulduğu çö- zümler hem akılcı değil hem de çelişkilerle dolu. Bir süredir kamuoyunda tartışılmakta olan Ulu- sal Program (UP) ekonomiye ilişkin yeni düzen- lemeleri de içeriyor. En etkili düzenleme şu: Her şeyi özelleştirmek, elden çıkarmak! Bu yöntemle ekonomiyi herkes yönetir... Hem programın adına “ulusal” sözcüğünü yerleştire- ceksiniz hem de ulusal olan ne varsa satmayı ön- göreceksiniz... Yakışır... Tekstille ilgili olarak açıklanan çözüm ise şu: Fabrikanızı doğuya taşıyın, teşvik verelim! Al fabrikayı, katla bavula koy, atla otobüse, git doğuya ertesi gün aç! Bu yöntemle uygulanan teşvik sisteminin işe ya- ramadığı öteden beri bilinen bir gerçek. Bir za- manlar doğuya fabrika için teşvik alanlar, soluğu Antalya’da almışlar, yan yana dev oteller kon- durmuşlardı... Hükümet bugün de farklı bir şey önermiyor. Örneğin, Bitlis’te yatırım yapmayı teşvik edi- yorsunuz. Burada salça fabrikası kursanız da teş- vik alıyorsunuz, iplik fabrikası kursanız da... Oy- sa her ikisinin hammaddesi başka kentlerden ge- lecek. Kent bazında değil de üretilen ürün bazın- da teşvik daha akılcı ama, siyasetin akla gerek- sinimi yok... Hükümet ekonomiye hâkim olmaktan şunu anlıyor: Ekonomiyle ilgili tüm kurumların yönetimine hâ- kim olmak! En son Türkiye İhracatçılar Meclisi’nde de (TİM) aynı durum yaşandı... Ekonominin bütün kurumları sizin elemanınız olunca, doğal olarak eleştiri de azalıyor... İşler de iyiye gidiyormuş gibi görünüyor! Hükümet rakamlara hâkim; Türkiye İstatistik Ku- rumu, her türlü veriyi itina ile hazırlıyor... Özerk kurumlara da hâkim; her biri AKP’nin özel- sektörel koluymuş gibi demeç veriyor... Geriye ne kaldı? Üretim ekonomisi... Ülke üretimsizlik kıskacında ama, olsun... Mühim olan rakamlar... Üretimin ne önemi var! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada İddiaya göre, Çankaya’daki AKP’li, Kafkas- lar’da son barış umudu. Düşünmüş taşınmış, Türkiye’nin yıllardır haklı olarak öne sürdüğü koşullarla Ermenistan’la iliş- ki kurulamayacağı sonucuna varmış. ABD yıllardır Ermenistan’la ilişkileri normalleş- tirmemizi istiyor. Bu gerçeği kanıtlayan belgeler Dışişleri arşivlerinde ve gazete koleksiyonlarında. Çankaya’daki hiç gereği yokken Beyaz Saray’ı neden aradı? Türkiye’yi ilgilendiren veya zora so- kan başka hiçbir sorun yokken Erivan’a gidece- ğini söylemek için. Başkan Bush da Çanka- ya’dakini övgü dolu sözlerle destekledi. Erivan ziyaretinin altyapısı yok. Daha önce -İn- giliz Guardian da yazdı- Türk diplomatlarıyla Er- meni diplomatları arasında şurada buradaki gö- rüşmelerde Erivan’ın Ermeni anayasasına girmiş Ağrı Dağı’na uzanan toprak isteklerinden, soykı- rım iddialarından vazgeçeceğini gösteren herhangi bir işarete, bir belirtiye rastlanmıyor. Bizim medyanın tarihi diye nitelediği Erivan zi- yaretinden sonra ortaya çıkan sonuç nedir: Toprak istekleri, soykırım iddiası ve Türkiye aley- hine dünyanın dört bir tarafında sürdürdükleri -hâ- lâ devam eden- aleyhte propagandayı durdura- cağına ilişkin hiçbir ipucu yok, yok, yok! Sonuçta Ermenistan’ın ABD ve AB desteğinde sürdürdüğü politika kazandı! Kazandı; çünkü günlerdir yazıyoruz. İlk planda, öncelikle yoksulluk ve yokluk içinde kıvranan Er- meni halkının yaşamsal gereksinimlerini karşıla- mak için her şeyden önce Türkiye’nin sınır kapı- larını açması gerekiyor. Erivan’ın iyi ilişkiler kuralım derken öne sürdü- ğü ilk ve değişmez koşul bu. Koşulun ikinci ayağı diplomatik ilişkilerin ku- rulması. Böylece, Türkiye ile aralarındaki sorun- ların -çözümü demek de zor- çözümsüzlüğünü ge- lecek yıllara bırakmak! CNN Türk; muhabirinin Erivan’da 10 Eylül 2008 günü Ermenistan Dışişleri Bakanı Edward Nal- bandyan ile yaptığı görüşmeyi haber bültenlerinde yayımladı. Nalbandyan, şöyle diyor: “… Bölgenin tam entegrasyonu ve iki ülke ara- sındaki ilişkiler ‘bu sınır kapalı olduğu sürece’ sağ- lanamaz…” Bizimkilerin değinmedikleri ve bu sırada deği- nilmemesini istedikleri soykırım sorununa gelin- ce; Nalbandyan, “… Ermenistan tarafından bu so- runun ‘yakın zamanda’ gündeme getirilmeyece- ğini…” ve: “…. Bütün sorunların ancak ilişkilerin normal bir ortamda olduğu sırada çözümlenebileceğini…” söylüyor. Yani: Kapılar açılır, Ermenistan’ın ve halkının ya- şamsal sıkıntıları asgari düzeye indirilir. Ancak bu koşul yerine geldiği zaman… Erme- nistan asla vazgeçmeyeceği soykırım iddialarını görüşmeye başlayabilir. Çankaya’daki ne yazık ki Ermenistan’ın ola ki yü- züne söylediği bu koşulları kabul etti ve… … Tarihsel bir başarı kazandığına inanarak An- kara’ya döndü. Medyamız öngörü yetersizliğini alkışladı, alkış- lıyor. İsmet İnönü, 1965’lerde Kıbrıs’a müdahalemi- zi ABD’nin engellemesinden sonra, “yeni bir dün- ya kurulur ve Türkiye bu dünyada yerini alır” demişti. İnönü’nün, tabii ABD bağnazlığına karşı söyle- diği bu söz, 43 yıl sonra gerçekleşti: Türkiye, AKP-ABD’nin kurduğu yeni bir dünyada yerini aldı! ABD’nin kuyruğuna takılarak! [email protected] SAYFA 13 EYLÜL 2008 CUMARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul PB 31 Edirne B 34 Kocaeli B 33 Çanakkale B 30 İzmir B 33 Manisa B 35 Aydın B 35 Denizli B 34 Zonguldak B 28 Sinop B 27 Samsun B 28 Trabzon PB 28 Giresun PB 27 Ankara B 29 Eskişehir B 30 Konya PB 29 Sıvas B 28 Antalya PB 32 Adana Y 32 Mersin Y 32 Diyarbakır B 35 Şanlıurfa PB 34 Mardin PB 32 Siirt B 35 Hakkâri B 25 Van B 24 Kars B 24 Oslo Y 15 Helsinki Y 13 Stockholm Y 13 Londra Y 13 Amsterdam Y 18 Brüksel Y 14 Paris Y 18 Bonn Y 15 Münih Y 21 Berlin Y 17 Budapeşte Y 20 Madrid PB 25 Viyana Y 18 Belgrad Y 23 Soyfa Y 30 Roma Y 26 Atina Y 29 Zürih Y 15 Moskova Y 14 Aşkabat A 30 Astana PB 25 Taşkent A 38 Bakû Y 28 Bişkek A 31 Tiflis B 23 Kahire PB 33 Şam B 31 Yurdun kuzeydoğu, güney ve öğle saatle- rinden sonra Trakya kesimleri parçalı ve çok bulutlu; Orta ve Doğu Akdeniz’in iç kesimle- ri kısa süreli sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı; diğer yerler az bulutlu geçecek. Hava sıcaklığı; kuzey ve iç bölgelerde 2 ila 4 de- rece artacak. İstanbul Haber Servisi - SONAR araştõr- ma şirketi tarafõndan gerçekleştirilen eylül ayõ “Altıncı yılında siyasi iktidarın değerlen- dirilmesi” araştõrmasõna göre, 22 Temmuz 2007 seçimlerinde yüzde 46.6 oranõnda oy alan AKP 35.6’ya geriledi. Seçimlerde yüzde 20.9 oranõnda oy alan CHP 24.8’e, MHP ise 14.3’ten 15.7’ye çõktõ. Altõncõ yõlõnda siyasi iktidarõn değerlendi- rilmesi araştõrmasõ SONAR tarafõndan İstan- bul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Aydõn, Balõkesir, Bursa, Çorum, Diyarbakõr, Edirne, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Kars, Kayse- ri, Malatya, Mersin, Muğla, Samsun, Trabzon ve Zonguldak illerinde yapõldõ. 22 ilin yanõ sõ- ra 22 ilçe ve 36 köyün de dahil edilerek, yüz- de 34’ü kõr özelliği taşõyan ilçe ve köylerde ger- çekleştirilen ankette, tesadüfi yöntemle se- çilmiş 2 bin 927 kişi ile görüşüldü. 1-9 Eylül tarihleri arasõnda gerçekleştirilen araştõrmada, “yüz yüze anket” yöntemi uygulandõ. Araştõrmaya katõlanlara yöneltilen, ‘‘Bugün bir genel seçim olsa oyunuzu hangi parti- ye verirsiniz?’’ sorusuna katõlõmcõlarõn yüz- de 32.12’si AKP, 22.33’ü CHP, 14.12’si MHP, 6.14’ü DTP, 4.03’ü SP, 3.60’õ GP, 2.34’ü DP, 2.05’i BBP, 1.55’i DSP, 1.87’si ise diğer yanõtõnõ verdi. Yüzde 9.79 oranõndaki “kararsızlar”õn orantõsal dağõlõmõ gerçek- leştirildiğinde ise oranlar şu şekilde değişti: AKP yüzde 35.61, CHP 24.75, MHP 15.65, DTP 6.87, SP 4.47, GP 3.99, DP 2.59, BBP 2.28, DSP 1.72, diğer 2.08. Araştõrmaya katõlanlara sorulan, “Genel ola- rak düşündüğünüzde AKP hükümeti ba- şarılı mı yoksa başarısız mıdır?” sorusuna ise katõlõmcõlarõn yüzde 51.89’u “hayır ba- şarısızdır” cevabõnõ verirken 29.11’i “evet ba- şarılıdır”, 19’u ise “fikrim yok” cevabõnõ ver- di. Şubat 2007 tarihinde “evet başarılıdır” di- yen yüzde 49.4’lük oran ise Eylül 2008 tari- hinde 29.1’e geriledi “Basında ‘Deniz Feneri davasõ’ olarak yer alan iddialarla ilgili aşağıdaki görüşlerden hangisine katılıyorsunuz?” sorusuna ise katõlõmcõlarõn 48.41’i “duymadım-duydum ama fikrim yok” şeklinde ilgi çekici yanõt- lar verdi. Katõlõmcõlarõn yüzde 31.81’i ise “Başba- kanlık ile ilgili bağlantılar olduğunu dü- şünüyorum”, 19.78’i “Bu iddiaların Baş- bakanlık’la bir ilgisi olduğuna inanmıyo- rum” şeklinde yanõtlar verdi. “Açıklanan enflasyon rakamlarına ina- nıyor musunuz? sorusuna katõlõmcõlarõn yüz- de 64.99’u “hayır” cevabõnõ verirken, “evet” diyenlerin oranõ 22.61, “fikri olmayanların” oranõ 12.40 olarak tespit edildi. “Ekonominin gidişatını nasıl görüyorsunuz?’’ sorusunun yöneltildiği katõlõmcõlarõn yüzde 69.39’u “olumsuz”, 19.61’i “olumlu” şeklinde yanõt verirken 11’i ise fikir belirtmedi. “Ekono- minin gidişatı ile ilgili öngördüğünüz durum satın alma davranışlarınızı nasıl etkili- yor?” sorusuna ise katõlõmcõlarõn yüzde 66.31’i “olumsuz”, 17.05’i “olumlu”, 8.99’u “fark etmiyor”, 7.65’i ise “fikrim yok” ya- nõtõ verdi. “Önümüzdeki 2 yılı düşündüğü- nüzde ailenizin ekonomik durumunu aşa- ğıdaki ifadelerden hangisi en iyi anlatır?” sorusuna da katõlõmcõlarõn yüzde 48.79’u “daha kötü olacak” derken “fikrim yok” di- yenler ise yüzde 23.98 gibi yüksek bir oranõ buldu. Bu soruya katõlanlarõn yalnõzca 10.22’si “daha iyi olacak” yanõtõnõ verirken, 17.01 ise “değişmeyecek” cevabõnõ verdi. ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet) - Adalet Bakan- lõğõ, Ergenekon soruşturmasõnõ yürüten savcõ Zekeriya Öz’ün de bulunduğu savcõlar hakkõnda so- ruşturma izni vermedi. Ergenekon savcõlarõnõn soruşturulmamasõna gerekçe olarak ise yeterli kanõt el- de edilememesi gösterildi. Bu davada sanõk olan gazeteci Vedat Yenerer’in avukatõ Vural Ergül, yargõ sistemine olan güvene da- ir tartõşmalarõn bir an önce son- landõrõlarak, savcõ Öz’ün ceza- landõrõlmasõna ilişkin yaptõklarõ soruşturma izni taleplerini red- deden Adalet Bakanlõğõ’nõn bu iş- leminin iptal edilmesi istemiyle Ankara İdare Mahkemesi’nde dava açtõ. Adalet Bakanlõğõ’ndan yapõ- lan yazõlõ açõklamada, Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda tutuk- lanan bazõ sanõklar ve avukatla- rõnõn, tarihli ve tarihsiz şikâyet di- lekçeleri üzerine söz konusu so- ruşturmayõ yürüten İstanbul cum- huriyet savcõlarõ ve ilgili hâkim hakkõnda Ceza İşleri Genel Mü- dürlüğü’nün inceleme başlattõğõ ve incelemeyi İstanbul cumhuri- yet Başsavcõlõğõ’nõn yürüttüğü anõmsatõldõ. Bu süreçte, avukat Turgut Kazan ile bazõ tutuklular ve avukatlarõnõn da tarihli ve ta- rihsiz şikâyet dilekçeleri ile söz konusu soruşturmayõ yürüten İs- tanbul cumhuriyet savcõlarõ ve il- gili hâkim hakkõnda şikâyet ve ih- barda bulunduğu vurgulanan açõk- lamada, bazõ gazetelerde soruş- turmayõ yürüten cumhuriyet sav- cõlarõnõn hatalõ işlemler yaptõkla- rõna ilişkin haberlerin ihbar kabul edilerek önceki şikâyetlerle bir- likte Ceza İşleri Genel Müdürlü- ğü’nün inceleme dosyasõna kay- dedildiği bildirildi. Açõklamada şunlar kaydedildi: “İstanbul Cumhuriyet Baş- savcılığı’nca, kapsamlı bir in- celeme yapılması ve ayrıntılı gö- rüş bildirilmesi sebebiyle Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün (105.34-1092-2008) sayılı dos- yasının, (105.34-2936-2007) sa- yılı dosya ile birleştirildiği ve ya- pılan değerlendirme sonucu, bakanlık oluruyla İstanbul Cumhuriyet savcıları Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve il- gili cumhuriyet savcısı ile bu yer ilgili hâkimi haklarında işlem yapılmasına yer olmadığına ka- rar verilmiştir. Bu kararın ta- raflara tebliğ işlemleri devam etmektedir. Söz konusu ihbar ve şikâyetler üzerine 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu çerçevesinde gerekli inceleme yaptırılmış olup, ilgili cumhu- riyet savcıları ve hâkim hak- kında ileri sürülen iddiaların, ‘Cumhuriyet savcõsõnõn delillerin toplanmasõ, değerlendirilmesi ve suçun vasõflandõrõlmasõ, hâkimin ise yargõ yetkisi ve takdir hakkõ kapsamõnda kaldõğõ, adõ geçen cumhuriyet savcõlarõ ile hâkimin bu hak ve yetkilerini herhangi bir şekilde kötüye kullandõklarõna dair delil elde edilemediği’ an- laşıldığından, ilgililer hakkında soruşturma izni verilmemiş- tir.” Yenerer’in avukatı dava açtı Ergenekon sanõğõ Vedat Ye- nerer’in avukatõ Vural Ergül, Be- şiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde gazetecilere yaptõğõ açõklamada, Cumhuriyet Savcõsõ Zekeriya Öz hakkõnda Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu’na (HSYK) ken- SONAR Şirketi’nin eylül ayõnda yaptõğõ araştõrma sonuçlarõ açõklandõ AKP giderek eriyor PKK’de kanlı iç hesaplaşma ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Düzen- lenen operasyonlarda ağõr kayõp veren terör ör- gütü PKK’de iç hesap- laşma başladõ. Örgütün Ermenistan’daki mali sorumlusu olduğu öne sürülen “Yılmaz” kod adlõ Murat Yücel ile sevgilisi olduğu belirti- len “Mizgin” kod adlõ kadõnõn cesetleri İran’õn Ermenistan sõnõrõndaki bir köyde çobanlar tara- fõndan bulundu. Terö- ristlerin kafalarõ kesile- rek infaz edildiği öğre- nildi. Güvenlik birim- lerinden alõnan bilgiye göre, Murat Yücel ve sevgilisinin “kendileri- ne teslim edilen, örgü- te ait yüklü miktarda parayla kaçarken, sı- nırda yakalandıkları” kaydedildi. Teröristle- rin “evlenebilmek için örgütün parasını kul- landıkları” yönündeki özeleştirilerini dikkate almayan “Kargo Sü- leyman” kod adlõ örgüt sorumlusunun emriyle başlarõ kesilerek öldü- rüldüğü bildirildi. Öte yandan, bir infaz haberi de İran’õn Uru- miye kentinden geldi. Terör örgütünün İran so- rumlularõndan “Ararat” kod adlõ Muhammet Aslan ile “Ferhat” kod adlõ Cemal Polat’õn Urumiye bölgesindeki köylerden “vergi” adõ altõnda topladõklarõ yak- laşõk 200 milyon tümen (300 bin ABD Doları) tutarõndaki parayla orta- dan kaybolduklarõ be- lirtildi. Ancak, Muham- met Aslan ve Cemal Po- lat’õn bir süre sonra PKK’li teröristler tara- fõndan yakalanarak öl- dürüldüğü ve cesetleri- nin gömüldüğü tespit edildi. İran’õn Salmas bölge- sinde yaşayan Kürt ai- lelerin kõzlarõyla evlen- diği ortaya çõkan “Rıd- van” ve “Nedelin” kod adlõ örgüt mensuplarõy- la eşlerinin de “örgütte evlenmenin yasak ol- duğu” gerekçesiyle öl- dürüldükleri dile geti- rildi. Geçtiğimiz aylarda da İran’õn Salmas ala- nõndaki Cander köyü ya- kõnlarõndaki bir mağa- rada 6 PKK mensubu ör- güt içi infaz kararõnõn ar- dõndan öldürülmüştü. Savcı Zekeriya Öz’e bakanlık koruması disinin 2, diğer avukatlarõn 7 ol- mak üzere toplam 9 suç duyuru- su yapõldõğõnõ söyledi. Ergül, 7 ay önce yaptõğõ 2 suç duyurusuna ilişkin Adalet Bakanlõğõ’nõn HSYK’ye soruşturma izni ver- mediğini belirterek suç duyuru- larõnõ yaptõklarõ 60 günlük yasal süre içerisinde kendilerine her- hangi bir şey bildirilmediğini söyledi. Yasalara göre 60 günlük süre içerisinde cevap verilme- mesinin bu suç duyurularõnõn reddedildiği anlamõna geldiğini ifade eden Ergül, bu gerekçeyle HSYK’ye soruşturma izni ver- meyen Adalet Bakanlõğõ hak- kõnda Ankara İdare Mahkeme- si’ne dava açtõğõnõ bildirdi. Hazõrladõğõ dava dilekçesin- de, Öz hakkõnda HSYK tarafõn- dan soruşturma yapõlmasõna izin verilmesini isteyen Ergül, Erge- nekon savcõlarõnõn soruşturma dosyasõnõn gizliliğini koruya- madõklarõnõ anõmsattõ. Tutanaklara ulaşamadık Ergül, vekil olarak savunma görevini yaptõğõ soruşturma dos- yasõnda alõnmõş kõsõtlama kararõ gereğince savunduğu müvekki- linin sorgu tutanaklarõna dahi ulaşamadõğõnõ belirtti. Ergül, “Avukat olarak bana verilme- yen belgeler ve sorgu tutanak- larını, gazetelerin adliye mu- habirlerinden temin edebilmiş olmam muhakkak ki şahsım ol- duğu kadar her avukat için hu- kuk adına aynı derecede bir utanç ve ayıp olsa gerek” diye konuştu. İstanbul Haber Servisi - İstanbul Teknik Üni- versitesi’nin (İTÜ) yeni akademik yõlõnõn açõlõşõnõ ya- pan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Üniver- sitelerin eleştirel aklın ve özgür düşüncenin yeri olduğunu, fikirlerin ‘demokratik yöntemlerle ifa- de edilmesinin’ kimseyi rahatsız etmeyeceğini” söy- lerken aynõ anda dõşarõda Başbakan Erdoğan’õ ve AKP iktidarõnõ ‘demokratik tepkilerini göstererek’ protesto eden öğrencilere polis müdahale etti. Öğ- rencilere karşõ sert davranan polis 18 kişiyi gözaltõ- na aldõ. Başbakanlõk korumalarõ da gazetecilerin sa- lon dõşõna çõkmamasõnõ sağlayarak görüntü alõnma- sõnõ engellemeye çalõştõ. Başbakan Erdoğan, İstanbul Teknik Üniversite- si’nin 2008-2009 eğitim-öğretim yõlõ nedeniyle dün üniversitenin Ayazağa Yerleşkesi’ndeki Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde düzenlenen törene ka- tõldõ. Törende konuşan Başbakan Erdoğan, sanki olan- lara nazire edercesine üniversitelerin, eleştirel ak- lõn ve özgür düşüncenin yeri olmasõ gerektiğini ve iktidarlarõn baskõsõndan uzak kalmasõ gerektiğini be- lirtti. Erdoğan şöyle sürdürdü: “Fikirlerin özgür ve demokratik biçimde ifa- de edilebildiği bir üniversite ortamından hiç kimse rahatsız olamaz. Bütün üniversitelerimizde birbirine saygı çerçevesinde en aykırı fikirler da- hi serbestçe yer bulabilmelidir. Sadece öğrenci- ler değil, öğretim elemanlarımız da hiçbir endi- şe taşımadan görüşlerini ifade edebilirler. Üni- versitelere siyasi müdahale olmamalı, bağımsız ve özerk bir işleyişe sahip olmalıdır.” Erdoğan’õn ko- nuşmasõ sõrasõnda, kültür merkezinin yakõnõnda ay- rõ ayrõ gruplar halinde bir araya gelen Türkiye Ko- münist Partisi (TKP) ile “İTÜ Öğrenci Kolektifi” üyeleri çeşitli döviz ve pankartlar açarak, Başbakan Erdoğan’õ ve AKP’yi protesto etti. Bir süre Başba- kan Erdoğan ve üniversite rektörü aleyhine slogan- lar da atan öğrencilerden TKP üyeleri, eylemleri bi- tince dağõlõrken, protestolarõnõ sürdüren Öğrenci Ko- lektifi üyesi öğrencilere polis müdahale ederek 18 öğ- renciyi gözaltõna aldõ. Silaha karşõ eylem Bireysel silahlanma karşıtı eylem amacıyla Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan platform üyeleri Atatürk Anıtı önünde saygı duruşunda bulundu. Bireysel Silahlanmaya Tepki Platformu Genel Başkanı Tuncer Eşsizhan yaptığı konuşmada bireysel silahlanmada artış yaşandığını, Türkiye’de yaklaşık 10 milyon insanın silah taşıdığını belirtti. İnsanların, silahlardan çıkacak mermilerin kime isabet edeceğini bilemeden yaşadıklarını ifade eden Eşsizhan, “A Milli Takım, Avrupa Kupası’nda yarıfinale çıktığı zaman burukluk kapladı içimi. 10 milyon silah ceplerde. Hangi sebeple neden olursa olsun o silah bulunduğu yerden çıktığı anda kan ve ölüm getiriyor, acı getiriyor” diye konuştu. (Fotoğraf: AA) İTÜ’de Başbakan Erdoğan’a protesto
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle