Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 TEMMUZ 2008 ÇARŞAMBA
4 HABERLER
CHP lideri Baykal, Ergenekon soruşturnıası kapsamında gerçekleştirilen gözaltılan değerlendirdi
'Başbakan'ın kişisel davası'
• CHP Genel Başkanı Baykal,
"Böyle toplu gözaltilar ancak
darbe dönemlerinde olur"
dedi. Baykal, '"Başbakan sanki
bu davanın basın sözcüsü"
diye konuştu.
ANKARA (Cumhuriyet Biiıo-
su) - CHP Gcnel Başkanı Deniz
Baykal, aralannda Ankara temsilci-
miz Mustafa Balbay'ın da bulıındıı-
ğu bazı kisjlerin gözaltma alııımasıyla
ilgili olarak "Başbakan sanki bu da-
vanın basın sözcüsü. Olay Ergene-
kon davası değil, Başbakan'ın ki-
şisel davası" dedi. "Böyle toplu
gözaltıların ancak darbe dönemle-
rinde yaşandığını" vurgulayan Bay-
kal, "Cumhuriyet ilan edildikten
sonra da laik cumluıriycti beniın-
semeyenleri etkisiz kılnıak için bu
üiı olaylar yaşandı. Şimdi ise Ata-
türkçüler ve laik cumhuriyete ina-
ııaıılar bu saldırının hedefi lıaline
geldi" görüşünü dile getirdi. AKP'li-
lerin yargı bağımsızlığından dem
vTinnasını da değerlendiren Baykal,
"Bu operasyoıuın en sevimli olaııı.
bütün AKP'lilcrin yargı bağımsız-
dır açıklaması yapnıaları. AKP'ye
kapatma davası üzerine dalıa düne
kadar Avrupa Parlamentosu'nda,
Avrupa'da, Aıııcrika'da kapı kapı
gezdiniz. Dalıa düne kadar her
türlü iftirayı attınız" dedi.
'Darbe dönemlerinde olur'
Partisinin grup toplantısında gözaltıları değerlendiren Baykal, olayı darbe dönemlerine benzetti. (Fotoğraf:AA)
Baykal, gnıp toplantısında son göz-
altılan değerlendirirken, "Türkiye
tarihi bir kırılnıa yaşıyor. Toplu
gözaltılar, toplumun çok saygıdeğer
insanlarının birden bire gözaltına
alınması ve bunun sistematik bir şe-
kilde sürdürülmesi normal hukuk
devletinde yaşanmayacak bir olay-
dır" dedi. Bu sürecin 1 yıldır iddia-
name konulmadan sürdürüldiiğünün
altını çizen Baykal, "Hukuk devle-
tinde bu olur niu? Ergenekon ko-
nusunda siyasi bağlantılara dik-
katinizi çekmeye çalışıyorum. Bu
olay, Ünıraniye'deki o çete ile baş-
ladı. Bu iş başlayınca, siyasal dü-
zeyde hemen Danıştay saldınsıyıla
irtibatlandırılmak istendi. Başbakan
çıktı, 'Bu derin konıplodur, içiııde
Baykal da vardır' dedi. Dışişleri Ba-
kanı Abdullah Gül, 9 Tenımuz
2007'de 'Ümraniye soruşturmasına
dikkat edin, o iş çok büyüyecek' de-
di. Bir büyük ilgi, bir biiyiik telaş,
konuyu komploya dönüştürme doğ-
rultusunda siyasi yönlendirıne ça-
baları... AKP yandaşı, dinci nıed-
yada bu konunun pompalanmaya
başlandığını, tutuklamalardan ön-
ce açıklanıalar yapıldığını görüyo-
ruz. Yargı süreci AKP yandaşı bir
kısım nıedya ile işbirliği içinde yü-
rütülüyor. Şimdi, Başbakan, id-
dianamenin hazırlanma sürecinin
sonuna geldik, diyor. Başbakan
sanki bu davanın basın sözcüsü. Ne
zanıan, ne olacak, savcı adına tali-
mat veriyor. Beıı, AKP derin dev-
letini kuruyor, demiştim. Normal
kadrolaşma dönemi bitti, kuşatılma
dönemi geldi" dedi.
Toplumun saygıdeğer insanlarının
böyle gözaltına alınmasının ancak
darbe dönemlerinde yaşandığını kay-
deden Baykal şöyle devam ctti:
'Nazi Almanyası gibi'
"Darbelerin öncesinde ya da son-
rasında ya da tarihi rejinı kesinti-
leri döneminde de böyle toplu öç-
ler, sürgünler, gözaltılar yaşanır.
Mesela Nazi Almanya'sıııda Hitler
iktidara geldi. 30 Haziran'ı 1 Tem-
ııuı/.'a bağlayan gece bir saldırı
yaptı, tutuklamalar oldu. Sovyet
Rusya'da Stalin döneminde,
İran'da böyle olaylar yaşandı. Böy-
le dönenılerde; birilerinin gözünde
toplumun saygıdeğer insanları say-
gıdeğer olmaktan çıktıysa, onlar
ERDOĞAN'DAN GÖZALTI YORUMU
'İddianamenin
tamamlanmasına
yönelik bir adım'
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Başba-
kan Tayyip Erdoğan.
Ergenekon soruşturması
çerçevesinde gazetemiz
Ankara temsilcisi Mus-
tafa Balbay'ın da arala-
nnda bulundıığu çok sa-
yıda kişinin gözaltına
alınmasının, "iddiana-
menin tamamlanması-
na yönelik bir adım"
olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan, ga-
zetecilerin konuyla ilgili
sorulan üzerine, devam
etmekte olan bir sürecin
soruşturma içerisinde bir
ııygulanıası olduğunu be-
lirterek, "Tabii bizler de
iddiananıenin bir an ön-
ce hazırlaıımasını bekli-
yoruz. Herhalde yargı-
nın (iddianameyi) ta-
mamlamasına yönelik
bir adımı diye düşünü-
yorunı. Sayın savcının,
İ0. Ağır Ceza Mahke-
mesi kararıyla atılmış
olan bir adım. Emniyet
teşkilatımız da nıalıke-
ıncniıı aldığı kararı, bu
sabalı uygulamaya koy-
muş. Tabii bizim bir an
öııce bunun bir ncticeye
kavuşturulması beklen-
timiz de vardır. Tenıen-
niıniz odıır ki, bu soruş-
turmalar ııeticesinde, ka-
ranlıklarda aydınhğa
çıkmış olur" dedi.
Vekilleri uyardı
Erdoğan, partisinin grup
toplantısmın basına ka-
palı bölümünde de Erge-
nekon soruşturmasına de-
ğindi. lçişleri Bakanı Be-
şir Atalay'dan bilgi al-
dıktan sonra soruşturma
kapsamında 20 kişinin
gözaltına alındığını, 4 ki-
şinin de arandığrnı belir-
ten Erdoğan, milletvekil-
lerini uyardı. Erdoğan,
"Gündem çok nazik.
Hem Ergenekon soruş-
turması hem kapatma
davası. Rastgele konuş-
mayın. Aleyhimize ııe-
den olacak açıklama-
lardan kaçınmak lazım.
Partiyi sıkıntıya sokma-
yın, dikkatli olun" dedi.
Ergenekon soruşturması
ile AKP arasında bağlan-
tı olduğunu iddia edenler
bulunduğunu kaydedeıı
Erdoğan, "Faturayı bize
kesmek isteyenler olabi-
lir. Bizinıle alakası yok.
Nasıl bir başsavcı AKP
hakkında Anayasa
Mahkemesi'ne dava aç-
mışsa bir başka başsav-
cı da bu soruşturmayı
yürütüyor. Bildikleri bir
şey vardır" diye konuştu.
Muhalefet partilerinin
AKP'yi tahrik ettiğini ile-
ri süren Erdoğan, "Gerek
CHP, gerekse MHP tah-
rik ediyor. Talıriklere
gelmeyin" dedi.
CHP'ye yüklenen Er-
doğan, Anayasa Malıke-
mesi'nin CHP'nin hesap-
larında usulsüzlük sapta-
masına değinerek,"Kendi
hesabını düzgün tuta-
nıayanlar, bu halkııı
hakkını hukukunu ko-
ruyamaz. Kendi hesabı-
nı veremeyenler, bu nıil-
let adına hiç kinıseden
hesap soramaz." dedi.
CHP lideri Deniz Bay-
kal'm Sosyalist Enternas-
yonal toplantısına katıla-
madığmı belirten Erdo-
ğan, Baykal'ın "Gider-
sek demokratik olmadı-
ğımızı söylerler, bugün-
kü CHP'nin otoriter bir
yönetimden yana oldu-
ğunu söylerler" diye dii-
şünerek Atina'ya gitme-
diğini ilcri sürdü.
Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, "Türkiye'nin siyasi, sosyal
ve ekononıik anlanıda tanı bir bunalını yaşamaya başladığım" söyledi. (Fotoğraf: AA)
'îktidar zafıyet içerisinde'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AKP 'nin temel
yönetim anlayışlannı dumura uğrattığını söyledi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - MHP Genel Baş-
kanı Devlet Bahçeli, kapat-
ma davası sonrası gelişme-
lerin, iktidarın zafîyetlerini
ortaya çıkardığını bclırterek
"Yaşananlar, AKP'nin de-
mokrasi. hukuk devleti,
ıııilli irade, vatan sevgisi, il-
keli siyaset ve onurlu dış
politika gibi temcl yönetim
anlayışlannı nasıl dumura
uğrattığını ve Türkiye'nin
kimlcriıı elinde yıllardır
nasıl heba edildiğini gös-
termesi açısından ibret ve-
rici olmuştur" dedi.
Bahçeli, partisinin grup
toplantısında yaptığı konuş-
mada, siyasi meşruiyetin, ik-
tidar partisinin "yozlaşmış
anlayışı sonucıında" sorgu-
lanmaya ve tartışılmaya baş-
landığını ifade ederek
"AKP Türkiyesi'nde, his-
sedilen derin buhran ve
kargaşa nedeniyle devlete
ııizam vercn bütün ölçü vc
ayarlar kaçmış, siyasetin,
güvenliğin, ekonominin, yö-
netimin bütün çivileri yer-
lerinden çıkmıştır" dedi.
AKP'nin hakkındaki ka-
patma davası sonuçlanma-
dan, en körü olasılık üzerin-
den bir çözüm yolıı bulma-
sı gcrektiğini vurgulayan
Bahçeli, "AKP her şeye
rağmcıı demokrasinin işler
halde devamını sağlaya-
cak asgari basireti göster-
melidir. Bizim önerimizin
esası budur." dedi.
"Cîaflet yolculuğu'
Bahçeli, yaptıklan öneri-
lerin Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan'da başka has-
sasiyetlere neden olduğu-
nun anlaşıldığını vurgula-
yarak şöyle devam ctti:
"Türk adaleti önünde
hesap vermek korkusu ile
rasyonel düşünme kabili-
yctini tamamen kaybeden
Başbakan dcmokrasiyi,
parlamenter rejiıni ve par-
tisini ateşe atacak ve siya-
si ihtiraslarına kurbaıı
edecek bir gaflet yolculu-
ğuna çıkmıştır."
Başbakan Erdoğan'ın,
MHP'nin 2002 seçimlerin-
de barajı geçemeyerek Mec-
lis dışında kaldığı yönünde-
ki değerlendinnclerine de
yanıt veren Bahçeli, "Sayın
Başbakan'ın örnek verdi-
ği 3 Kasım 2002 seçinıle-
rinin sonucıında oluşan
Meclis aritmetiği, kendi-
lerine taşeron arayan kü-
resel güçlerin yönlendir-
diği kirli siyasetin eseri
olarak ortaya çıkmıştır.
MHP'siz siyasetin kurgu-
laııdığı bu senaryoda, baş
aktörün AKP olduğu artık
belli olmuştur. Miliiyetçi-
lik yüzde 8.3'e inerken,
teslimiyetçilik yüzde 34.3'e
yiikselmiştir" diye konuştu.
Kapatma davası sonrası
gelişmclenn, AKP'nin zafî-
yetlerini ortaya çıkardığını
ifade eden Bahçeli, "Yaşa-
nanlar, AKP'nin deıııok-
rasi. hukuk devleti, ıııilli
irade, vatan sevgisi, ilkeli
siyaset ve onurlu dış poli-
tika gibi temel yönetim
anlayışlannı nasıl dumura
uğrattığını ve Türkiye'nin
kimlerin elinde yıllardır
nasıl heba edildiğini gös-
termesi açısından ibret ve-
rici olmuştur" görüşünü
dile getirdi. Bahçeli, 'Îktidar
partisinin "imdat bekleyen
bu davetkâr tutumu" kar-
şısında "yabancı mihrak-
ların, yerlilerle el ele ve-
reıek Türkiye'ye karşı da-
yatma ve tavsiye için kuy-
ruğa girdiğini" belirtti.
kendi değer yargılannı topluma ka-
bul ettirmek için gözaltına alırlar,
yargılama yaparlar. daha ötesini
yaparlar... Bu bir kavgadır. Reji-
min doku, tabiat değiştirmesi söz
konusudur. Cumhuriyet ilan edil-
dikten sonra böyle gözaltılar Tür-
kiye'de de cumhuriyeti kökleştir-
mek için yaşanınıştır. O zamanlar
laik cumhuriyeti benimseıneyenleri
etkisiz kılnıak çabası vardı. Şimdi
artık Atatürkçüler, laik cumhuri-
yete inananlar hedef haline geldi.
Farklı bir gidişat var. Yok, diyen
varsa oıılara Allalı rahatlık versin,
uykularına devam edebilirler. Bu
olay hukuk olmaktan çıktı. Bu
olay Ergenekon davası değil, Baş-
bakan'ın kişisel davası."
'Tuzu kurulara küpe olsun'
CHP lideri Baykal, "Bu iş sadece
enıekli askerlerle, gazetecilerle sı-
nırlı kalır, bize gclmez, diyen İs-
tanbul'un tuzu kuru çevreleri var-
sa, bu olay onların kulağma küpe
olsun. Ya teslim olursun, ya czer-
ler geçerler ya da onları ezemez ha-
le getirirsin. En güzeli de budur.
Anayasayı değiştirme yetkisini
AKP'ye vermek kediye ciğer teslim
edip ciğer kebabı istemek demek-
tir" göıüşünü dile getirdi.
AKP'lilcrin yargı bağımsızlığından
dem vunnasını da değerlendiren Bay-
kal, "Bu operasyonun en sevimli
olaııı. bütün AKP'lilerin yargı ba-
ğımsızdır açıklaması yapnıaları.
AKP'ye kapatma davası üzerine
daha düne kadar Avrupa Parla-
mentosu'nda, Avrupa'da, Ameri-
ka'da kapı kapı gezdiniz. Daha
düne kadar her türlü iftirayı attı-
nız" dedi.
Sıvas'ta öldürülenleri andı
Baykal, konuşmasında Sıvas'ta 2
Tenımuz 1993 tarihinde öldürülen 37
kişiyi andı. Son günlcrdc CHP'nin
mali yönetirninden sonra gündeme
getirilen savlara dikkal çeken Baykal,
şu açıklamayı yaptı: "CHP, bir bü-
yük yalan fırtınasının hedefi hali-
ne getirildi. Anayasa Mahkemesi de
özel bir ilgi, duyarhhk içinde bu ko-
ııuya girdi. Sayıştay'dan özel uz-
manlar istedi. Arkadaşlar şetTafhk
çerçevesinde elimizdeki her şeyi on-
lara sundu. Kısa bir süre sonra bir
baktık, onlara enıanet ettiğimiz
kimsede bulunmayan bazı biİgilcr
AKP yandaşı yayın organlarının
manşetlcrindc. Genel sekreterimiz
Anayasa Mahkemesi Başkanı'na
telefon açtı, böyle şey kabul edile-
nıez, dedi. Başkan da üzüntülerini
ifade etti."
Baykal, "CHP'nin kendine ema-
net ettiği parayı kendisine en uygun
şekilde harcadığından kimsenin
kuşkusu olmamalıdır. CHP'li ar-
kadaşlarımız yurtdışına giderler,
harcırah vermeyiz. Her sabalı ga-
/.eU'iııi kendi paranıla kcndim alı-
rını. Hiçbir zaman İstanbul'da 5-7
yıldı/.lı otellerdc kalıp oııun fatu-
rasıııı CHP'ye göndermedim. Gi-
derinı devletin misafirhanesinde
kalırım, orada öderim. CHP'nin
mali konularda veremeyecek hesabı
yoktur. Başbakan, yolsuzluk de-
meye çahşıyor, bunları buldu. Bir
teklifim var; MeclisM, anayasa de-
ğişikliğini bırak gel, sadece senin ve
benim, iki kişinin dokunulmazlık-
ları kaldınlsın" göıüşünü dile getirdi.
Baykal, Sosyalist Enternasyonal
konusunda da "yalan fırtınası" ya-
şandığını söyledi. Baykal, "Gitınedik,
hadi atsınlar, dedik. Sukûnetlc bek-
lediL Hiçbir şey yok... Yabancı ku-
ruluşlara ilişkilerde artık yeni bir
alışkanlık içine girmemiz gerekiyor.
AKP'yi muhafazakâr enternasyo-
naline almadılar. AKP Türkiye'yi
dışarıda jurnalliyor. Bizim kotn-
pleksiıııiz. yok, boynumuz eğik de-
ğil. Hiçbir kuruluşun Türkiye üze-
rinde CHP aracıhğıyla hegemonya
tesis etmesine yardımcı olmayaca-
ğız" açıklamasını yaptı.
'Çok tehlikeli siyasallaşma'
Baykal, grup toplantısı sonrasın-
da gazetccilcrin gözaltıların
zamanlamasına ilişkin sorulan üze-
rine, "Konunun adli bir konu ola-
rak değerlendirilmcsi imkânı kal-
madığını, konunun çok tehlikeli şe-
kilde siyasallaştığını" söyledi. Bay-
kal, "İşin özü, temeli, siyasal etki-
lere bu kadar açık olduktan son-
ra, zamanlamanın da açık olıııa-
sına hayret etmemek İazımdır.
Gözaltı kararının, 29 Haziran'da
alındığına ilişkin bilgi var. Bu, ola-
yın hukuk ve yargı sistemi içinde
ele alınan bir olay olmaktan çık-
tığının son belirtisi olarak da dc-
ğerleııdirilebilir" dedi.
GLOBALl'OLlTtKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Sıvas 1993-Türkiye
2008
On beş yıl önce, bugün, Sıvas'ta Madımak
Oteli'nde 37 insan yakılarak öldürüldü. Bu ola-
yın, "hakikatini" doğru anlamaya çalışmak son
derecede önemli. Özellikle de, şu günlerde, ül-
kede şekillenmekte olan yeni "toplu durum"ur\
içerdiği riskler açısından...
Sıvas katliamının 'hakikati'
Sıvas katliamının "hakikatini" düşünmeye üç
saptamayla başlayabiliriz: Birincisi, Sıvas kat-
liamı bir "meczubun", bir grup radikal militanın
planının ürünü değildi. Katliam "kitlesel" bir linç
atmosferinde gerçekleştirildi; kitlesel birolay-
dı. Ikincisi, bu linç olayını yaşayan kitle, belli bir
dünya görüşünü benimsemiş, belli bir "haki-
kat rejimine" ait insanlardan oluşuyordu.
Üçüncüsü, olayın gerçekleştiği 1993 yılı, AKP
olayı ile ivme kazanan siyasal Islamın yükseliş
dalgasının başlangıç noktasına denk düşü-
yor.
Bu saptamalardan hareketle, Sıvas'ın "haki-
katinin" öncelikle siyasal Islamın özelliklerinde,
"dini hakikat rejiminin" içinde aranması gerekir.
Dini "hakikat rejimleh", "gerçeğinin mutlaklı-
ğı" ve bireyin bir yüce varlığın kulu olduğu var-
sayımlarına dayanır. Bu rejimin mutlak gerçe-
ği, başka gerçekliklerin varlığını, bunları dü-
şünme önerilerini dışlar. Diğer bir deyişle, her
din, öteki dinlerin hakiki olmadığını (yücenin me-
sajını yansıtmadığını), ya da "artık" hakiki ol-
madığını varsayar.
Kulluk varsayımı ise, otonom öznellik, bi-
reysel özgürlük kavramlarını, demokratik ku-
rumlaşmayı dışlayan çok özel bir gerçekliğe yol
açar. "Yüce" varlık mesajını her "kuluna" doğ-
rudan, açık bir ilişki içinde ulaştırmaz. Bu ne-
denle son tahlilde, mesajın yorumlayıcıları, uy-
gulatıcıları, karşımıza bireyin bu dünyada kul-
luk edeceği merci olarak çıkar. Bu gerçeklik için-
de bireyin otonomi, özgürlük talebi, yücenin me-
sajına uygun olduğunu iddia eden "düzenin"
reddi anlamına gelir. Diğer taraftan, yücenin me-
sajının anlamıysa, kaçınılmaz olarak, demokratik
bir sürecin sonucunda saptanamayacak, Fet-
hullah Bey'in dile getirdiği gibi yaşamını bunu
anlamaya adamış olan uzmanların, seçkinlerin
yorumlarına bağlı olacaktır.
Siyasal Islam, bu iki varsayım üzerinden
devleti yönetmeye aday bir harekettir. Bu an-
lamda, siyasal Islam sürekli bir, "öteki" yarat-
ma ve dışlama, dışlayamaz, dönüştüremez
ise imha etme mantığı üreten siyasi, kültürel bir
"makinedir". Sıvas 1993'ün "hakikati", bir di-
ni "hakikat rejimiyle" siyasal Islamın kesiş-
tiği yerdedir. Bu, benzer olaylara her zaman ge-
be bir "hakikattir".
Bugünkü 'toplu durum' ve Sıvas
1993
Bugün de siyasal Islamın temsilcileri, yayın or-
ganları kendi projelerini benimsemeyen herke-
si, "öteki" ilan eden "makineyi" ısrarla çalıştırı-
yorlar. Bu "öteki", ya dinsizdir, ya demokrasi
düşmanıdır, ya da darbeci, ulusalcı, hatta ba-
zen de Yahudi yanlısıdır, hatta Yahudidir. Da-
hası, siyasal Islam salt kendi projesini değil, ya-
şam tarzını benimsemeyenleri de "öteki" ilan
eder, dışlar, gücü yettiği oranda ve yerde bas-
tırmaya çalışır.
Demokrasiyi bir "oy verme" işlemine indir-
geyen, burjuva liberal gelenek, işine gelmedi-
ğinde, seçim sonuçlarına aldırmaz, örneğin
Avusturya'da Heider'i iktidardan indirir, Italya'da
Berlusconi'yi indirmeye çalışır. İşine geldi-
ğinde, seçim sonuçlarını, yasalar ve anayasa
karşısında mutlaklaştırır, ülkenin siyasal rejimini
görelileştirir.
Liberallerin böyle davranması doğaldır ve "ger-
çekçidir". Ama Solun büyük çoğunluğunun
kapitalist düzende, özellikle "gösteri toplumu"
oluştuktan sonra yönetilenlerin kendilerini yö-
netecek olanları seçme sürecinin içinin nasıl bo-
şaldığını unutmaya kalkmaları, halen sürmek-
te olan kültürel, siyasi "mevzi savaşı içinde" si-
yasal Islamın barikatlarına ek cephane taşı-
maktan başka bir sonuç yaratmaz.
Bugün kendilerini "darbe- demokrasi" ikile-
mine hapseden, kimi solcuların trajikomik birya-
nı da var. "Yasal kurumlarla denetlenmeyen" bir
yürütmeyi, salt seçilmiş olmasına dayanarak de-
mokrasi adına savunmaya çalışan bu arkadaşlar,
kendilerini ABD'nin bölge politikalarına teslim
eden, feminizmi sapıklık kabul eden, Alev
Alatlı gibi yazarları bile sansür eden, Latife Te-
kin'i şiddet kullanarak susturmaya çalışan, bu
arada toplumsal dokuyu kendi kültürel önce-
liklerine göre dönüştürmeye devam eden bir si-
yasi akıma destek veriyorlar.
Şimdi, Anayasa Mahkemesi'nin AKP hakkında
bir dava açmasından sonra çok kritik bir "top-
lu durum" oluşmaya başladı. AKP'nin kimliğinde
siyasal Islamın momenti kırılmaya başladı. Bu-
na karşılık siyasal Islam, kitlesel desteğine gü-
venerek, tüm siyasi kurumlarının, yayın or-
ganlarının, uluslararası desteklerinin yardımıy-
la toplumu kutuplaşmaya itmeye başladı. An-
cak, siyasal Islamın burada duramadığı, Ana-
dolu'dan başlayarak, milliyetçi ve bütünselleş-
tirici (ortak akıl!) bir mantıkla, kitle eylemlerine
dayanan bir dinamik yaratmaya, "sivil isyan ya
da yeni siyasi dalga" (Yeni Şafak, 27/06/08) ya-
ratmaya niyetlendiği görülüyor.
Bu sırada medyada bir dini akımın lideri, Fet-
hullah Gülen'in hareketinin adeta bir toplum-
sal iktidar odağı olarak görülmesi olağanlaştı-
rılıyor; Fethullah Bey'in dönmesi, Humeyni'nin
dönmesi gibi "bir toplumsal olaya" dönüştü-
rülmeye çalışılıyor.
Sıvas 1993'ün 15. yıldönümünde, karşımız-
da, Meclis'te çoğunluğa, medyada büyük ağır-
lığa sahip bir siyasi parti, varlığı "gösteri top-
lumunda" meşrulaşmaya başlayan bir siyasi-
kurumsal-mali bir dinci akım, sürgünden geri
dönmeye hazırlanan bir dini liderden ve Ana-
dolu'dan başlayarak, bir kitlesel dalga yaratma
girişiminden oluşan bir "toplu durum" var. Bu
"toplu durum" içinden gerçek anlamda bir
"olayın" patlak vererek, "durumu" kökten de-
ğişmeye zorlama riski giderek artıyor...
erginy@tr.net
http://erginyildizoglu.blogspot.com