01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 TEMMUZ 2008 PERŞEMBE HABERLER DUNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Belçika'ya Bak Gör Halini! Belçika'daki olaylar, beni hep gülümsetmiştir. Yan- lış anlaşılmasın! Bu, yüzölçümü Konya ilimizin ancak üçte ikisi, hakeza nüfusu da Istanbul'un üçte ikisi ka- darolan ülkenin, üç ayaklı, üç ayrı dil konuşan üç ce- maate dayalı federal yapısı ve sürekli ayrılma teren- nüm eden insanların devletlerinin sloganının "birlikten kuvvet doğar" olması değil beni güldüren. Ben Belçika örneğini incelerken, bilir bilmez fikir be- yan eden, her olaya şablon uygulayan düşünce türüne gülerim hep. Nitekim bu hafta bütün bu gülünçlükleri bir kez da- ha gün yüzüne çıkaran bir gelişmeye daha sahne ol- du Belçika ve Başbakan Yves Leterne istifa etti. Leterne kabinesi, 2007 yazında yapılan seçimler- den sonra aylar süren görüşmelerin ardından, ancak 2008 Nisanı'nda kurulabilmişti ve ne yazık ki, ömrü 4 ay bile sürmedi. Şu anda Belçika'da, söz konusu olan bir hükümet veya rejim bunalımının da ötesinde, devlet bunalımı- dır. Kısacası, Belçika devletinin sona ermesi söz ko- nusudur ve bu gerçek yalnız son aylarda değil, uzunca bir süredir, çoğu çevre tarafından açıklıkla di- le getirilmekteydi. • • • "Kahrolsun Belçika!", Belçika'nın boyunduruğunda yaşamış, sömürgeciliğinin zulmünden nasibini almış, Kongolu yurtseverlerin değil, bizzat Belçika'nın siya- si hayatında çok önemli rol oynayan (Flaman bölge- sindeki oyların yüzde 25'ini almış olan) Vlaams Belang Partisi'nin sloganıdır. Belçika'nın içinde bulunduğu durumu anlarnak için, yakın tarihine ve yapısına kısaca göz atalım di- lerseniz. 1815'te Napolyon'un yenilgisi üzerine Fransa'ya kar- şı tampon olarak Hollanda krallığına bağlanmış olan Belçika halkı, bağlandığı ülke ile mezhep ayrılığı yü- zünden, 1831 'de bağımsız bir krallığa dönüştü. Zen- gin demir ve kömür madenlerinin yanı sıra, Anvers ya da Antvverpen liman kentinin katkıları ve Angola sö- mürgesinin sağladıklarıyla dünyanın küçük ama zen- gin ülkeleri arasında yer aldı. Halk genellikle Latin kökenli Valonlar ile Germen kö- kenli Flamanlardan oluşuyordu. Nüfusun yüzde 31 'ini oluşturan Valonların dili baş- larda egemendi. Ama çoğunluk Flamanlardaydı. 150 yıl kadar iyi kötü giden devlet, 1980'den son- ra, çoğunlukta olan Flamanların Valonların ayrıcalık- larına karşı çıkmalarıyla, federatif yapısı gittikçe ağır basan bir yapıya büründü, merkezi iktidarın yetkileri gittikçe kısıldı. Konya'dan küçük olduğu halde dokuz ile bölünmüş Belçika'da, nüfusun çok küçük bir bölümünü oluşturan ve Valon bölgesinin Almanya sınırında oturan Almanca konuşan topluluk bir yana bırakıhrsa, halk Valon ve Fla- man olarak ikiye ayrılmış durumdadır. • •• Bu yapı içinde Flaman bölgesinin ortasında, bir Va- lon adası gibi duran Başkent (aynı zamanda AB'nin de başkenti) Brüksel durmaktadır. Her on Belçika yurt- taşından birinin oturduğu BrüksePde nüfusun yüzde 80'i Valon kökenli olup, Fransızca konuşmaktadır. Çok garip bir şekilde Brüksel, Belçika'nın parça- lanmasını bugüne kadar erteleyen öğe olmuş durumda. Neden mi? Çünkü ayrılmaya eğilimli iki topluluğun hiçbiri Brüksel'i gözden çıkaramamakta, ama paylaşım için de bir formül üretememektedir. Bir başka ilginç nokta da, son kırk yılda refahını sü- rekli arttıran, ekonomik olarak artık Vaionları geçip, fer- sah fersah da geride bırakan, hukuki ve siyasal sta- tü olarak da, artık düşman olarak gördüğü topluluğun önüne geçen Flamanlardan kaynaklanmaktadır daha çok ayrılık isteği. Bu durumda, etnik ayrılığa karşı, bu talepte bulu- nanların, siyasi statülerinin iyileştirilmesi, ekonomik du- rumlarının güçlendirilmesi halinde bu istemlerin sona ereceği konusundaki hiçbirdayanağı olmayan, genel geçer görüş, bir kez daha Belçika örneğinde iflas et- miş oluyor. Belçika'nın parçalanmasının eli kulağında. Bundan on yıl kadar önce Flaman televizyonların- dan birinin muhabiri bana bölgenin ekonomik duru- munun düzeltilmesi halinde, Kürt etnik taleplerinin so- na erebileceği yolunda, her Avrupah'nın her bunu ye- meye amade Türk'e yaptığı gibi nasihatta bulunurken, dayanamayıp onu şöyle yanıtlamıştım: - Siz Flamanlar ki, ülkenizi ilk gördüğüm kırk yıl ön- cesinden bu yana 4 kat zenginleştiniz, aynlık emelleriniz azaldı mı, arttı mı? Brüksel'i paylaşmayı becerseniz, şu anda hemen ayrılacaksınız. Şimdi bana böyle ge- çersiz önerileri yapmanızı ciddiyete ve akla aykırı bul- mama herhalde kızmazsınız. Tabii ki, kızmıştı. Herhalde o ısmarlama röportajı için- de benim sözlerime de yer vermemeyi yeğlemişti. Belçika'nın ağlanacak haline bakarken, hangi uy- ruktan olursa olsun, bilir bilmez konuşan ahmaklara gülmem işte bu yüzdendir. [email protected] CHP'DEN OKKİR İÇİN ÖNERGE 'Ölümünde sorumlu olanlar belirlensin' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP, Er- genekon soruşturması kapsamında tutuklanan ve tahliyesinden birkaç gün sonra da yaşamını yiti- ren Kuddtısi Okkır'ın tutukluk sürecinde yaşa- nanlann incelenmesi ve ölümünde sorumluluğu bulunanlann belirleıımesi için Meclis Araştırması açılmasını istedi. CHP Grup Başkanvekili Kenıal Anadol, 3 grup başkanvekilinin imzasıyla TBMM Başkanlığf na sıınulan araştımıa önergesiyle ilgili düzenlediği ba- sın toplantısmda, Türkiye'de son dönemde "tersine bir McCartizm"in topluma egemen kı- Immak istendiğini kaydedeıek "Eğer darbelerc karşı çıkmak, bir yarış konusu olacaksa, bu ya- rışta 12 Mart'ta, 12 Eylül'de somut şekilde mü- cadclc eden insanlarla ne Reccp Tayyip Erdo- ğan ne de hempaları yarışamaz" dedi. Okkır'ın dramının Tiirkiye demokrasisinin içiııdc bulunduğu dramı ortaya koyduğunu belirten Anadol, yaşa- nanlan "vüz karası" olarak nitelendirdi. Aııayasa Mahkemesi raportörü, AKP'nin söylemlerini düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirdi Raportör karşı çıktıİLHANTAŞCl ANKARA - Aııayasa Mahkemesi Raportörii Osman Can raporunu ta- mamlayarak, başkanlığa sundu. Yük- sek Mahkemenin üyelerine dağıtılan raporda Can, türbanın üniversiteler- de serbest bırakılnıasına yönelik aııa- yasa düzenlemesini "banşçıl" bir de- ğişiklik olarak nitelendirirken, AKP'nin kapatılmaması yönüııde görüş bildirdi. Raporda, türbana yö- nelik aııayasa değişikliği AKP'nin de- ğil, TBMM'nin yasama faaliyeti ola- rak değerlendirildi. Raportör Doç. Dr. Osman Can ra- porunda, Yargıtay Cumhuriyet Baş- savcısı Abdurrahman Yalçıııka- ya'nın kapatmaya ilişkin iddiana- mesinde aynntılı olarak irdelediği tür- banın serbest bırakılmasıııa yönelik aııayasa değişikliğini kapsamlı olarak değerlendirdi. Raporda, Anayasa Mahkemesi'nin 5 Haziran 2008'de ip- tal ettiği türbanın üniversitelerde ser- best bırakılması amacıyla yapılan • AKP'nin kapatılmaması yönünde görüş bildiren Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can raporda, türbana yönelik anayasa değişikliğini AKP'nin değil, TBMM'nin yasama faaliyeti olarak değerlendirdi. Raporda, türbana ilişkin düzenlemelerin barışçıl değişiklikler olarak değeıiendirilmesi dikkat çekti. Raportörün raporunun Anayasa Mahkemesi üyeleri açısından herhangi bir bağlayıcılığı bulunmuyor. anayasanın 10. ve 42. maddesine ilişkin düzenlemelerin iptaliyle odak olma filinin ortadan kaldınlarak, de- nıokratik sistenı içerisinde ıejimin kendisini korumaya aldığı anlatıldı. Mahkemenin iptal karanyla eylemin bertaraf edildiğinin ilen sürüldüğü ra- porda, siyasi partinin konuyu yenideıı gündenıe getirme ihtinıalinin de ol- mayacağı kaydedildi. Raporda, tür- bana ilişkin düzcnlcnıelerin barışçıl değişiklikler olarak değerlcndiril- nıcsi de dikkat çekti. Raporda, türbana yönelik değişiklik faaliyetinin siya- si parti faaliyeti olmadığı, Meclis'in yasama faaliyeti olduğu belirtildi. Raporda, türbana yönelik anayasa de- ğişikliğinin siyasi parti faaliyeti ola- rak değerlendirilse bilc bu durumun Venedik Kriterleri'nde belirtilen şid- det ve hoşgörüsüzlükle değerlendi- rilemcycccği kaydedildi. Raportör Can raporda, türban değişikliğinin "özgürlük alanını genişlctmcye yö- nelik bir Meclis faaliyeti" olduğu görüşüne yer vertli. 'Orgütlenme özgürlüğü' Raportör Can, türban değişikliği- nin aynı zamanda "toplumsal bir ta- lebin karşılannıasından ibaret" olduğunu da savundu. Raporda, şid- dete başvunnadıkça siyasi partiler hakkında kapatma kararı verileme- yeecği görüşü kaydedildi. Raporda, Yargıtay Cumhuriyet Başsaveısı Yalçınkaya'nm iddiana- mede ayııntılı olarak irdelediği par- ti yönetici vc üyelerin söylemlerinin dc "düşünce açıklama özgürlüğü" çcrçevesinde değerlendirilmcsi gc- rektiği, bu nedenlc siyasi partinin ka- patılmasının ya da üyelerine siyasi yasak getirilmesinin Avrupa lnsan Haklan Sözleşmesi'nin "örgütlenme özgürlüğü"nü düzenleyen îıükınüne aykınlık oluşturacağı anlatıldı. Ra- portör Can, bütün bu değerlendir- meler ışığında Yargıtay Başsavcılı- ğı'nın AKP'nin kapatılması yönün- deki isteminin reddedilmesi gerekti- ği görüşüne yer verdi. Raportörün raporunun Aııayasa Mahkemesi üyeleri açısından her- hangi bir bağlayıcılığı bulunmuyor. Bıınıın son önıeği türbanın üniversi- telerde serbest bırakılnıasına yönelik anayasa değişikliklerinin iptalinde yaşandı. Türban davasının da rapor- törü olan Can, değişikliklerin iptal edilmemesi yönünde görüş bildir- nıişti. Ancak Anayasa Mahkemesi he- yeti 2'ye karşı 9 üyeııin oyuyla üni- versitelerde türbanı serbest bırakma- ya yönelik aııayasa değişikliklerini ip- tal ctnıişti. Anayasa Mahkemesi'nin kapatma davasını ağustos ayıııın ilk haftası karara bağlaması bekleniyor. 'Bırakın da tanıamlayalım' Anayasa Mahkemesi Başkanı Ha- şim Kılıç, Anayasa Mahkemesi'ııden aynlırken yaptığı açıklamada, rapor- lann bağlayıcı olnıadığını, üyelerin ça~ lışmalannı hızlandıncı vc onlara yar- dım edici nitelikte belgeler olduğunu söyledi. Kılıç, "Raporu üyelerimize dağıttım. Süreç içinde arkadaşlar- la konuşacağız, uygun olan za- manda gündemi verip, müzakere- lere geçeceğiz. Lütfen mahkemeyi rahat bırakın ve bu süreci sağlıklı bir şekilde tamamlayalım" dedi. Dfuk Uras, Mcclis'te düzenlediği basın toplantısmda, Türkiye'nin, son 50 yıllık tarihinde askeri darbelerle, muhtıralarla ve devlet erkini elinde bulıınduranların hukuk tanınıayan keyfı uygulamalarıyla ezildiğini söyledi. Uras, 12 Eylül darbesini yapaıı askcıierin de yargılanmasını istedi. (Fotoğraf:AA) 'îddiaları Meclis araştırmalı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ÖDP Genel Başkanı ve lstanbul Milletvekili Ufuk Uras, darbc ve muhtıra gibi demok- rasi dışı girişimlcrin beliıieıımesi amacıyla Meclis Araştımıası açılması için önerge ver- di. Uras 12 Eylül darbesini yapan askcrlc- rin de yargılanmasını istedi. Ufuk Uras, Meclis'te düzenlediği basın toplantısmda, siyasilcrin cesaretsizliği ne- deniyle karanlık ilişkileriıı açığa çıkarıla- madığını ileri sürdii. Uras, "Ayışığı" vc "Sarıkız" adlı dar- be girişimi iddialannın 5 Nisan 2007 ta- rihinde TBMM lnsan Haklannı Inceleme Komısyoııu'nda gündenıe geldiğini, ancak milletvekillerinin çoğunluğunun konu- nun araştınlmasına karşı çıktıklannı söy- ledi. Askeri ve sivil yargı ikiliğinin ortadan kaldınlnıasını isteyen Uras, disiplin sııçla- rı dışındaki asker kişilerin de yerel mah- kemelerde yargılanmasınm yolunun açıl- masını, darbelcrin yasal dayaııağı olarak ni- telendirilen TSK lç Hizmet Yönetmeliği'nin ilgili maddesinin değiştirilmesi gercktiği- ni söyledi. Uras, şunlan kaydetti: "Bir söz vardır 'yasalar cibinliğe (örüm- cek ağı) benzer; küçük sinekleri yakalar, eşek anlan deler geçer' diye. Biz kimscnin de- lip gcçemeyeceği demokrasiden ve hu- kuktan yanayız. Biz, Meclis'in iradcsini savunmak için geldik. Eğer Meclis'e yö- nelik bir kasıl varsa Meclis buna karşı ses- siz kalamaz, kalmamalıdır. Hukuk, yar- gı, sivri sineklcrlc uğraşırken, Meclis'in bataklığı kurutması gerekir. Ergenekon davası gibi önemli bir davanın, komed- yenlerin tavrıyla savunarak ele alıııma- yacağını düşünüyorum. Halkın iradesini gasp etmeye çalışanlara karşı şapkamızı alıp gitmcyeceğimize görc, başkalarına şapka çıkartacak iradenin bu Mecliste mutlaka çıkacağını düşünüyorum." MERAKLA BEKLENEN SÜREÇ Mahkeme înceliyor İstanbul Haber Servisi - Ergenekon soruşturmasının tamanılanan bölûmüne iliş- kin hazırlanan iddianame- nin, lstanbul 13. AğırCeza Mahkemesi tarafından in- celenmesi sürüyor. Mahke- me, Ceza Muhakemesi Ka- nunu'nun 170. maddesindc belirtilen şartların tamam- lanınası halinde iddiaııame- yi kabul edecek. Emekli Tuğgeneral Veli Küçük, lşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in de aralarında bulunduğu 48'i tutuklu, toplanı 86 şüplıeli hakkında, 'silalılı terör ör- gütü kurmak ve yönet- mek,' 'cebir ve şiddet kul- lanarak Tiirkiye Cumhu- riyeti Hükümeti'ni orta- dan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeyc te- şebbüs', 'Hükümete karşı halkı isyana tahrik' suçla- nndaıı dava açıldı. 'Danış- tay saldırısına ve Cumhu- riyet gazetesine patlayıcı madde atnıak suçlarına azmettirmek' suçlaıından da yargı lanmalan talep edi- len şüphcliler, mahkeme- nin iddianameyi kabul et- mesinin ardından yargıç kar- şısına çıkacak. Mahkeme lıeyeti, incelemesini ta- mamladıktan sonra yasalar- da belirtildiği halde bulun- mayan bir eksiklik tespit ederse, iddianameyi sonış- turma savcılarına iade ede- bilecek. Savcılardan, eksik- liklerin tamanılanmasını is- teyecek. Incelemenin belir- lenen, eıı geç 15 güıılük sü- rede tamamlanmaması du- rumunda, iddianamenin ka- bul edilmiş sayılacağı kay- dediliyor. Savcıların da iade kararına karşı ıtıraz edebi- lecekleri öngörülüyor. 'ERGENEKON' TARTIŞMASI Savcılar anlaşamadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - lstanbul Cumhu- riyet Başsaveısı Aykut Cen- giz Engin, Ergenekon ismi- nin savcılar tarafından ko- nulnıuş bir ad olnıadığını savunurken, savcı Zekeriya Öz'üıı resmi yazışnıalannda yapı "Ergenekon Terör ör- gütü" olarak kayıtlara geçi- rildi. Ergenekon soruşturması- nın iddianamesinin tamam- lanmasının ardından tekııik bilgileri basınla paylaşan Engin, "Örgütün adı var mı?" şeklindeki soruya, "Bu örgüt ismi, soruşturmayı yapan savcılarımız tara- fından konulnuış bir isim değildir. Zira Cumhuriyet Savcılarının yapmış bu- lundukları soruşturmalar- da herhangi bir isim ko- nulmaz. Böyle bir uygula- ma söz konusu değildir. İddianamede yer alan ve kamuoyunda 'Ergenekon' olarak vasıflandırılan bu isim, bir örgütün yapılan- masında örgüt mensubu olarak iddia edilen kişilerin kendilerinin örgütlerine verdikleri bir isimdir." ya- nıtını vermişti. Başsavcı Engin'in, sav- cıların soruşturmaya isim vcrmediği savına karşın, savcı Zekeriya Öz'ün eınni- yct ve ilgili birimlerlc yap- tığı yazışmalarda, malıke- me arama ve gözaltı karar- larında yapı hep "Ergene- kon terör örgütü" olarak kayıtlara geçirildi. Savcı Öz önceki gün degazetecilerin "Ergenekon ile ilgili yapı- lan spekülasyonlar sizi ra- hatsız ediyor mu?" sorusu üzerine, "Ergenekoncuları etsin. Beni mi edecek" ya- nıtını vemıişti. ABD'NİN ESKİ BÜYÜKELÇİSİ PARRIS 'AKP'nin kupanma olasılığıyüksek' ELÇİN POYRAZLAR VVASHINGTON - ABD'nin eski Türkiye bü- yükelçisi Mark Parris, AKP'nin kapatma dava- sı sonunda partinin kapanına olasılığının yüksek olduğunu söyledi. Washington'daki Stratejik ve Uluslararası Etüd- ler Merkezi'nde (CS1S) düzenlenen toplantıda, Tür- kiye'deki siyasi duruma ilişkin değerlendirnıeler- de bulunan Parris, AKP'nin kapatılnıasını engel- lcyetek bir çözüm bulunıııası şaıısuıııı bir ay ün- cesine kıyasla arttığmı ancak AKP'ye yönelik da- vada kapatma kararının daha güçlü bir olasılık ola- rak göründüğünü ifade ctti. Eski Büyükelçi Parris, AKP kapatma davası so- nunda "uzlaşıdan, karşılıklı yok etmeye kadar" pek çok farklı soııuç çıkabileceğini söyledi. Parris, kapatma kararı çıkmasının, Türkiye'nin ABD ile ilişkilerinin tonunda bir etkisi olacağım ve "zaten duraklamış olan" Türkiye'nin AB üyelik sürcci- ni "olumsuz etkileyeceğini" söyledi. 'Çatışanlar uçurunıdan düşebilir' Ergenekon soruştumıasıııa üstü kapalı bir bi- çimde değinen Parris, "Karşılıklı yok etme ba- zılarını siyasetin dışında, bazılarını soruştur- nıa altında ve bazılarını da hapiste bırakabilir" dedi. Panis, Türkiye'deki krize çözüm bulunma- ması durumunda "çatışan tarafların her ikisinin de uçurumdan düşebileceğini" söyledi. Panis ay- nca "yeri doldurulması zor, karizmatik bir li- der" olarak tanımladığı Başbakan Tayyip Er- doğan'a siyasi yasak getirilmesinin ülkede kao- sa yol açabileceğitıi ileri sürdü. Parris, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın AKP hükümetiyle "mükemmel ilişkile- ri olduğu" yönündeki açıklamalanyla Washing- toıı'un AKP'nin kapatılmasına karşı olduğunu açık- ça dile getirdiğini ifade etti. Mark Parris ayrıca 2007 seçimlerinin ardından Erdoğan'ın "bütün milletin partisi olacakları" sözünü tutmadığını da sözlerine ekledi. AYNI GÜN RESMİ GAZETE'DE Kararın gerekçesi bekletilmeyecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP hakkın- daki kapatma davasmda karann kapatma yönünde olması ve siyasi yasaklar getirilmesi durumunda, Anayasa Mahkemesi gerekçeli kararını beklet- meden Resmi Gazete'de yayımlayacak. Anayasa Mahkemesi AKP hakkındaki kapat- ma davasında tüm olasılıklan irdelerken olası bir kapatma karannda izlenecek yol haritasını da be- lirledi. Yüksek Mahkeme'nin davada AKP'nin kapatılması ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu partililere siyasi yasak ge- tirme olasılığı da bulunuyor. Bu yöndeki olası bir karar durumunda, Yüksek Mahkeme, normalde aylarca sürebilen gerekçeli kararını aynı gün kı- sa şckliyle Resmi Gazete'de yayımlanmak üze- re Başbakanlık'a gönderecek. Kararın açıklandığı günün akşamı mükerrer sa- yıda ya da karann ertesi günü yayımlanan ilk Res- mi Gazete'de kapatma gerekçesi yayımlanacak. Kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasıyla bir- likte hcm Erdoğan'ın milletvekilliği hem de hü- kümet düşecek. Milletvekilliği düşen kişi baş- bakan olamayacağından Erdoğan görevini sür- düremeyecek. AKP tüzelkişiliği de sona erece- ğinden parti milletvekillerinin tamamı "bağım- sız" milletvekili olacaklar. I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle