22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 TEMMUZ 2008 SALI HABERLER AKP iktidannın 2002 yılından bu yana uygulamalan, yurttaşlan hizmet alamaz noktaya getiriyor Sağlıkta adımadımçöküş ZEYNEP ŞAHİN ANKARA - AKP hükümeri, ikti- dara gcidiği 2002 yılından bu yana sağlık sistemini adım aduıı çöküşe gö- türdü. Propaganda aracı olarak kul- lanılan vaatler "lafta kalırken" sağ- lık sisteminin bugünkü durumu hem hastaları hem hastaneleri hem de sağlık çalışanlannı nıağdur ediyor. AKP hükümetinin "Sağlıkta Dö- nüşünı Programı" kapsamında uy- gulamaya koyduğu politikalar, sağ- lık sistemini iyileştirmek yerine gi- derek "çıkmaz sokağa" götürüyor. Hükümetin sağlıktaki en önemli vaatleri uygulamada bekleneni ve- remezken en temel sıkıntılar çerçe- vesinde bugünkü durum şöyle: Hastanelerin yükü arttı İ L A Ç T A B Ü Y Ü K S I K I N T I Y A $ A N I Y 0 R AKP hükümetinin en önemli vaatlerinden biri, Uaç kuyruklarını bitiı ıııek ve herkesin kolaylıkla ilacına ulaşabilmcsini sağla- nıaktı. Bu amaçla SSK eczaneleri kapatı- larak "serbest eczane" uygulamasına ge- çildi. Uygulama, ilaç kuyruklarını orta- dan kaldırsa da yeni sorunları beraberin- de getirdi. Geri ödeme sisteminin sağlıklı işlememesi nedeniyle eczaneler sosyal güvenlik kuruluşlarından paralarım za- manında alamadı. Defalarca basın açık- lamalarıyla, hatta düzenlenen eylemlerle "ke- rak seslcrini duyurmaya çalıştı. Halen geri ödeme kurumlarından alınacak paraların ec- zanelere girişi, ilaç satıldıktan sonra en er- kcn 1-2 ayda ödeniyor, sürenin 6-8 aya kadar çıktığı da ifade ediliyor. Geri ödeme kurumlarından parasını alamayan eczane- lerin ilaç depolarına borçlarını ödeyeme- mesi ise yeni ilaç alımı yapılamamasım ve yurttaşların ilaç bulmakta sıkıntı çekmesi- ni beraberinde getiriyor. Son olarak ise ge- rek bu nedenler, gerekse ilaç indiriminin sa- nayide değil eczanede yapılması nedeniyle ec- penk indirme noktasına geldiklerini" vurgulaya- zaneler ile hükümet arasındaki ipler iyice gerildi. Sağlıkta tek çatı uygulaması Şu- bat 2005'te başladı. Sağlık Bakan- lığı, "Sigorta kurumuna bakıl- ıııuksızııı vatandaşlanmızın iste- diği hastanelere gidebilmesini sağ- ladık. Emekli Sandığı, SSK, Bağ- Kur ve Yeşil Karthlar, Türki- ye'nin her yerinde hiçbir ayrıma tabi tutulmaksızın hizmet alabi- liyor" propagandasım 0 dönemden bu yana sürdürüyor. Ama gerçekte durum aktanldığı gi- bi değil. Hastane kuyruklarınm bi- tirilmesi, hasta yoğunluğunun azal- tılması söz konusu olmadiğı gibi üs- telik üniversite hastaneleri artan yü- kü kaldıramamaya ve asıl işlcri olan araştırma ve eğitim iaaliyetini yü- rütemcmeye başladı. Geri ödeme kurumlanndan ala- caklan geciktiği için sıkıntıdan kur- tulamayan, gelir kalemleri sürekli açık vercn üniversite hastaneleri, ne hastalarına gerekli kalitede hizmet verebiliyor ne de gerektiği gibi araştırma ve eğitim faaliyetinde bulunabiliyor. Doğudan batıya tüm tıp fakültesi hastanelerinde aynı manzara ortaya TTB, Erdoğan'm Türkiye'de hekim açığı var' sözlerini bilim dışı olarak niteledi 'Amaçları doktor itlıal etmek' StBEL BAHÇETEPE Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın sık sık gündeme getirdiği Türkiye'de hekim açı- ğının olduğu yönündeki açıklamaları de- ğerlendiren hekimler, bu açıklamalann bi- linısel verilere dayandmlmadan yapıldığı- nı, hekim eksiğinm bulunmadığını; soru- nun, hekimlerin coğrafi bölgelere dağılı- mındaki dengesizlikler ve yetersiz istih- dam olanakları olduğıuıu söylediler. AKP'nin, sağlığı piyasanın hizmetlerine göre şekillendirdiğini vurgıılayan hekim- ler, asıl amacın ithal hekimliğin önünü aç- mak ve hekim emeğinin ucuzlatılmak ol- duğuna dikkat çektiler. Başbakan Erdoğan'ın son olarak hafta sonu lstanbul Göztepe'deki özel bir hasta- nenin açılışında söylediği, "Doktorda cid- di eksiğimiz var. Bııııu gidermemiz la- zım" sözlerinc, hekimler ve tabip odala- rından tepki geldi. Türk Tabiplcri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, hekim açığının AKP iktidannın ve Sağlık Bakanlığı'nın yıllardan beri savunduğu bi- limsel gerçeğe dayaumayan, kuşkulu bir göriiş olduğunu söyledi. Gürsoy, eksik olan hekim dallannın dahi bilinmediğini anımsatarak, "Sağlık Bakanlığı'na çok kez 'Türkiye'de ne tür hekime ihtiyaç var' diye başvuruda bulunduk. Ancak, bir yanıt alamadnV' dedi. TBMM'de bekJe- yen Tam Gün Yasası'nın içinde de ithal hekim kavramının bulunduğunu kaydeden Gürsoy, ithal hekimlerle, hekim emeğinin ucuzlatılmak istendiğini dile getirdi. lstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan, hekimlerin ülke genelin- de dağılımlannda ciddi sonmlannın bulun- duğunu vurgulayarak, "Hekim sayısı he- saplanırken doktora giden insan sayısı da hcsaplanmalıdır. Türkiye'de Avrupa ortalamasına göre doktora ve kontrolle- re giden savı çok az. Doktora gidişler artınca hekim savısı artmalıdır" dcdi. v ZAM öf *°0/tt TİRYAKİSİ AKP'nin enerji politikalan îstanbul'da gösterilerle protesto edildi THD 'den elektrikzammına dava Haber Merkezi - Tüketici Hakları Derneğı (THD) ile Encrji Sanayi ve Maden Kanıu Emekçileri Sendikası (ESM), elektrikte otomarik zam kara- nnın iptali ve yürütmenin dur- durulması istemiyle Danış- tay'da dava açtı. THD Genel Başkanı Tur- han Çakar, Danıştay Baş- kanlığı'na dava dilekçesini sunduktan sonra basın açikla- ması yaptı. Çakar, elektrik fi- yatlanndaki artışın nedeninin, halkın ve ülkenin çıkarlarına uygun olmayan yanlış ve dışa bağımlı eneıji politikalan ol- duğunu söyledi. Alım garan- tili özel elektrik kuruluşlann- dan çok yüksek fiyatlarla elek- trik ahndığını ifadc eden Ça- kar, "yap-işlet-devret", "yap- işlet", "işletme hakkı devri" gibi imtiyaz verilerek gerçek- leştirilen özelleştirmelerc son verildiğinde de elektrik fiyat- lannın en az yan yarıya düşe- ceğini kaydetti. Elektıik zamlan BEDAŞ'ın Taksim'deki binası önünde Elektıik Mülıendisleri Odası (EMO) lstanbul Şubesi, DÎSK. TMMOB lstanbul II Koordi- nasyon Kurulu, Ener-Sen, KESK, Tes-Iş 1 No'lu Şube, TÜKODER, TÜDEF tarafin- dan protesto edildi. Temel Hak- lar Federasyonu üyeleri de Me- cidiyeköy'deki AKP Şişli ilçe binası önünde elektrik, su, do- ğalgaz ve eknıeğe yapılan zam- lann geri çekilmesini istedi. çıkarken, yurttaşlar bir diğer sorun- la da özel hastanelerde karşılaşıyor. Sosyal güvcncesi olan yurttaşların ar- tık özel hastaneye de gidebileceği, es- kiden orta halli vatandaşların "ka- pısının önünden geçemediği" özel hastanelere artık rahathkla başvur- duğu savunuluyor. Fakat gerçekteki işlcyiş bu söylemi haksız çıkanyor. Özel hastaneler halen parası ol- mayana hizmet vermiyor. Çünkü sağlık giderlerinin belli yüzdelerini devlet karşılıyor, ancak kalan kı- sımdaki "fark ücretini" hastanın ce- binden vennesi gerekiyor. Önıeğin bir SSK'li, özel bir hastanede en- doskopi yaptırmak istediğinde, cc- binden ortalama 200 YTL çıkması gerekiyor, sadece muayene için bi- le ortalama 50 YTL isteniyor. Randevular aylar sonraya AKP, uyguladığı politikalarla hastanelerdeki yoğunluğu bitirdiğini, verilen hizmetin kalitesinin arttığı- nı da öne sürüyor. Ancak muayene saatlerinde oluşan kuyruklar ve bekleme sıralan, poliklinik girişle- rini "adım atılamaz" duruma ge- tiriyor. Yurttaşlar, hastanelere sabah erkenden gidip ilk numaraları ala- rak sıraya girerken, öğleye doğru hastaneye başvurmak, ya günün sonuna doğru muayene olabilmeyi ya da hiç sıra alamamayı berabe- rinde getiriyor. Devlet vc üniversite hastanelcrinin yoğunluğu, yurttaşlan bir anlamda özel hastanelere zorunlu kılan bir çarka da yol açıyor. Çünkü kamu has- tanelerinde özellikle "tomografı, MR, endoskopi" gibi birçok işlenı için, yuıttaşlara en iyi ihtimalle 2-3 ay sonrasma randevu veriliyor. Hastanın tanı sürecini erteleme- mcsi ve dolayısıyla tedavisinin uza- maması gerekliliği de özel hastane- lerin yolunu tutmasını gerektiriyor. Aksi takdirde, mevcut sağlık şikâ- yetleriyle aylarca yaşamaya devam ediyor. Yani hastanelerin yoğunluğu azalmadığı gibi yurttaş sosyal gü- vencesiyle özel hastaneye başvursa da "parası olmadan" sağlık hizmeti alaınıyor. Birinci basamak bitti Aile hekimliği Kasım 2004'te ka- bul edilen pilot yasa ile uygulanma- ya başlandı. AKP, "aile hekimF'ni, "anne karnındaki bebekten ailenin en yaşlısına kadar bütün aile fert- lerinin sağuğından, hastalıklanndan ve sağlık kayıtlarından sorumlu kişi" olarak tanıttı. Uygulama pilot il- lerde sürüyor. Ancak yurttaşlar aile he- kimine nasıl başvurabileceğini, hatta uygulamanın tam olarak nc anlama geldiğini bile halen bilmiyor. Özellikle mcrkezden uzak kırsal ke- simlerde, yurttaş birinci basamak sağlık hizmetinden mahrum kalıyor. Sağlık ocaklannın "bir kenara itil- mesi", hemşiresiz, araç-gereç eksik- likleriyle baş başa bırakılması, doktor sayısının azlığı, buraları yararlanıla- maz hale getiriyor. Sağlık emek ör- gütleri, çağdaş bir sağlık sisteminde sağlık sorunlannın yüzde 80 - 90'ının birinci basamakta çözüldüğünü, ancak Türkiye'de bu oranın yüzde 30'lara kadar düştüğünü vurguluyor. Taraflardün gün boyu süren görüşmelerin ardından anlaşma sağlarkenyeniprotokol bugün uygulanmaya başlanacak SGK ile eczacılar uzlaşma sağladı Türk Eczacıları Birliği Başkanı Çolak, ilaç protokolüyle ilgili krizin aşıl- ması için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik'le bir araya geldi. (AA) ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Türk Eczacıları Birliği (TEB) ile Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) arasmda ilaç alım protokolünün imzalanmasında yaşanan kriz dün gün boyu taraflar arasmda süren gö- rüşmeler sonucu uzlaşmayla so- nuçlandı. Yeni protokol bugünden itibaren geçerli olacak. Birlik yönetim kurulu ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik sabahm erken sa- atlerinde bir araya geldi. Yapılan görüşmede TEB Başkanı Erdoğan Çolak eczacılardan alınan mua- yene ücreti, eczacı ıs- kontosu ve hesap kesin- tilerinin kaldınlmasmdan ödün ver- meyeceklerini söyledi. Erdoğan Çolak, "Bizim bu taleplerimizin büyük bir kısmı da bizim eks- tradan istediğimiz şeyler değil. Bi- zc yük olarak getirilen, protokolle ya da başka uygulamalarla geti- rilen işler. Biz onların üstümüz- den kaldırılmasını istiyoruz" me- sajrnı yineledi. Üç saat süren toplantının ardından Bakan Faruk Çclik, eczacıların ta- leplerini değerlendirmek üzere Ba- kanlar Kuralu toplantısına katıldı. Bakanlar Kurulu toplantısı bit- tikten sonra Çalışma ve Sosyal birlikte kameralar karşısma çıkarak anlaşmaya vardıklarını açıkladı. Faruk Çelik, "İlaç temini proto- kolü uzlaşmayla sonuçlanmıştır. Protokol, 1 Temmuz'dan itibaren geçerli olacaktır" dedi. Iskonto oranları • Türk Eczacıları Birliği Başkanı Çolak görüşmelerden, yurttaşlan sıkıntıya sokmayacak bir karar çıktığını belirtti. Çolak "Tüm vatandaşlar, çok rahat bir şekilde eczanelerden ilaçlannı temin edebileceklerdir. Bu konuda hiçbir sıkıntı olmamıştır" dedi. Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Ma- liye Bakanı Kenıal Unakıtan, Sağ- lık Bakanı Recep Akdağ ile TEB Başkanı Erdoğan Çolak, protokole son şeklini vermek bir araya geldi. Akşam saatlerinde sona eren gö- rüşmcnin ardından Bakan Faruk Çe- lik, TEB Başkanı Erdoğan Çolak ile Çelik, ilaç konusunda 0-350 milyar arasındaki ciroda yüzde 1 ıskonto, 350-600 milyar arasındaki ciroda yüzde 2 ıskonto, 600-900 milyar arasındaki ciroda yüzde 3 ıskonto, 900 milyarın üzerindeki cirolarda ise yüzde 4 ıs- kontoda ulaşmaya vanl- dığını söyledi. TEB Baş- kanı Çolak ise görüşmelerden, yurt- taşlan sıkıntıya sokmayacak bir karar çıktığını belirterek "Yanndan (bugünden) itibaren, tüm vatan- daşlar, çok rahat bir şekilde ec- zanelerden ilaçlannı temin ede- bileceklerdir. Bu konuda hiçbir sıkıntı olmamıştır" diye konuştu. SALI ORHAN BURSALI Ortadoğu'ya İtilmek! AKP ve Fethullahçıların dışarıda (ve içeride) Tür- kiye'ye karşı oluşturdukları "kutsal ittifak" çembe- ri, Avrupa Konseyi'ni de içine aldı; bu kurumun Par- lamenterler Meclisi, tam bir eblehlik örneği vererek, ancak geri kalmış bir ülkede geçerli olabilecek "dü- şük düşünce" ile Türkiye'ye, "giymesi gereken don"un ölçülerini açıkladı! Konseyin meclisi, devlet-yurttaş-laiklik ilişkileri, de- mokrasi ve laiklik konusunda bir "içtihat" yaratma- ya girişti. Bakın ne diyorlar: "Dini temellere dayalı partilehn üye Cılkelerde yaygın şekilde mevcut olduğunu dik- kate alarak siyasi partilerden laik olmalannın istene- meyeceği görüşündeyiz. Bir diniparti ülkeyiyönetirken anayasaya aykın kararlaralırsa o kararlaraleyhine da- va açılması mümkündür ama o karan çıkardığı ge- rekçesiyle siyasi parti aleyhine dava açılamaz..." Sanki AKP'liler yazıp da Parlamenterler Mecli- si'ndekilerin ellerine tutuşturdu! Konseyin meclisi, uygarlık süreci içinde demok- rasi mücadelesi, siyaset bilimi ve felsefesi ile tanımı- içeriği belirlenmiş ve Avrupa'da uygulanmakta olan laiklik-devlet-yurttaş ilişkileri konusunda, ne za- mandır ve neye dayanarak böylesine ahkâm kesiyor! ••• Bu kararla bize dayatmak istedikleri nanelere ye- niden bakahm: 1) "AKP'nin dinciliğini, ülkeyi dini kurallara uygun yönetmek isteyebileceğini kabul etl" 2) "Ülkedeki -dinci- partilerden, laik kurallara bağ- lı olmalannı isteme!" 3) Eblehliğin üst noktası: "Eğer AKP anayasaya aykın yasalar çıkarırsa dava açabilirsin ama bundan partiyi sorumlu tutamazsınl". Peki, kim sorumlu tutulacak? O halde zımnen, Anayasa Mahkemesi'ne, "Hü- kümeti tutuklat veya hükümeti kapat" mı diyorlar?! Ve- ya "TBMM'ym Soytanlık Avrupa Konseyi Parlamenterler Mecli- si'nde taht mı kurmuş durumda!? Öyleyse, uygar- lık ve insanlık namusu ve kazanımları adına, on- lara koskoca bir siyaaa çekmenin hiçbir sakıncası yok... Çünkü bu gücü ve hakkı, Avrupa uygarlığının ta kendisinden almış oluruz... ••• Ancak, siya çekmek önemli değil, Barroso-La- gendijk gibilerden ve şimdi de Avrupa Konseyi gi- bi kurumsal yapıdan Türkiye'ye yönelen bu düşün- ce ve uygarlık ahlaksızlığı bizi nereye götürür, bu daha önemlidir: Türkiye'ye "Sen Ortadoğu ülkesi olmalısın. Dinin Islam, ne işin var Avrupa'nın laik sisteminde! Layık ol- duğun yere dön, oradan çıkma\" diyorlar. Bu, AB'nin, en azından bugünkü konjonktürde Tür- kiye'yi AB'den dışlama vizyonuyla tutarlıdır! Bu konuda AKP ile ittifak kuruyorlar... Bu aslında AKP'nin vizyonuyla da tutarlıdır! Böylece AKP bugüne kadar izlediği temel politi- kayı AB'ye veya Konsey'e onaylatmış, üstelik daha ileri mevzilere yönelmiş oluyor: • Devleti, yönetimi dincileştirmek; • Dinci politikayla bu milletin ruhunu her zerre- sine kadar sömürmek; • Türkiye'yi tam bir Ortadoğu'nun sıradan ülke- lerinden birine dönüştürmek! Çünkü din sömürgeciliği, AKP, Feto vb. gibilere, en azından banş döneminde, sonsuza kadar halk üze- rinde bir sömürge tahakkümü kurma ve iktidar- da kalma garantisi vaat ediyor! Bu çok bilinen adi birfesartır: Milleti, açlıktan yer- lerde sürünse bile, önüne atacakları bir kemik par- çasıyla, bir lokma-bir hırka, Allah'ın dediği olur ka- derciliği içine hapsetmek! ••• AB, AKP ve Fetocuların, ülkemizdeki "entelektü- el" kılıklılan koçbaşı kullanarak, (demokratlaştırma ve sivilleştirme bahanesiyle), Türkiye'ye ve orduya kar- şı sürdürdükleri "savaş politikası", ülkeyi sadece Or- tadoğu'ya götürür! Hem ruh ve politika olarak, hem de bu savaşların bir sonucu-ürünü olarak! Türkiye'nin sağlıklı kesimi, yarısından büyük ço- ğunluğu, salt bu savaş politikası nedeniyle nefretle AB'den uzaklaşıyor... Biz herzaman ülkemizin ulu- salcılığını ön plandatutan politikalardan yanayız, bu açıdan güçlü olmasını istiyoruz. Ama "Kutsal lttifak"m savaş politikası, ırkçılığı yükseltecek ve bağnazlığı art- tıracaktır. Bağnazlığın dinci kesiminin kanatları altı- na sığınmış olmaları, koçbaşı liberal-solcu eskileri- ni kurtarır mı? Yoksa, kendilerine gönderilecek AB pasaportlarına mı güveniyorlar? Ikiye bölen ve kışkırtan politikalar, gelecekte mut- laka tepkisini doğrurur. Ama bugün ama yarın!.. Bu büyük bir tehlikedir! "Ordu artık hiçbir şey ya- pamaz.."fetvasıyla, AKP'ye "ileri, marş marş.." ko- mutu veren kargadan kılavuzlar, sırtlarında kırılacak tek bir yumurta bile taşımıyorlar! Onlar, herzamanki gibi, yarın da başka türküler çağırabilecek bir ruh çıplaklığı içindeler! Bu politikanın bugün doğurduğu kargaşaya bakın! Tam bir Ortadoğu ülkesi havasında Türkiye! Hangi Avrupa ülkesinde, yaşadığımız istikrar- sızlığın zerresi var! obursali@cumhuriyet.com.tr HÜKÜMETTEN YANTTBEKLENİYOR BOTAŞy doğalgaz içinyine zam istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Elektriğe ya- pılan yüzde 21 oranındaki zammın ardından BOTAŞ doğalgaza konutlarda yüzde 9, sana- yide ise yüzde 11 oranında zam yapılmasını teklif etti. BOTAŞ, haziran ayında da doğalga- za konutlarda yüzde 7.4, sanayide yüzde 8.3 oranında zam yapmıştı. BOTAŞ, aıtan petrol fiyatlan gerekçesiyle geçen haziran ayında zamlanan doğalgaza bir ay aradan sonra ikinci zammın yapılmasını da istedi. Bakanlar Kuru- lu 'na sunulan talepte konut için yüzde 9, sana- yi için ise yüzde 11 oranında zam yapılması önerildi. BOTAŞ yönetimi hükümetten gele- cek yanıta göre yazılı bir açıklama yaparak oranlan duyuracak. Öneri kabul edilirse 1 Temmuz'dan itibaren doğalgaz ortalama yüz- de 10 oranında zamlı alınacak. BOTAŞ, hazi- ran ayında doğalgaza konutlarda yüzde 7.4, sa- nayide yüzde 8.3 oranında zam yapmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle