Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 TEMMUZ 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA
17
Triiban
Serkan Deniz:
"Karısının türbanı
ile tribünü 'trüban'a
çeviren Futbol
Federasyonu başkanı
biraz protokol dersi
almalı!"
D E N İ Z S O M
Elektronik posta: denizsom@cumhuriyet.com.tr www.denizsom.com Tel: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343
- Fetoş, milyarlarca doları
yönetiyormuş...
"Paranın dîni, imamın
cüzdanı yoktur!"
Ispanya 'nın
hakkını verelim:
Boğa, rakiplerini
boğa boğa
şampiyon oldu!
Kalem
Avni Kurtuldu:
"Başbakanlık Özel
Kalem Müdürü'nün
örtülü harcaması 540
milyon lira. Altın
Kalem Ödülü'nün
sahibi belli oldu!"
KARABÜKTE katıldığı bir panelde Islamcı
AKP iktidarının enerji politikalarını eleştirdiği için
Karabük'ün AKP'Iİ Müslüman Belediye Başkanı
Hüseyin Erer tarafından susturulan ve hakarete
uğrayan yazar Latife Tekin, "Birden Madımak
aklıma geldi; Madımak'ı hissettim" diyor.
Madımak neydi? 2 Temmuz 1993'te Sıvas'ta
Pir Sultan Abdal Şenliği'ne katılanlardan 35
aydın, kuşatıldıkları Madımak Oteli'nde Islamcı
faşistlerce yakılarak öldürülmüştü.
Aradan 15 yıl geçmiş.
önceki gün bir yazar Karabük'te
yaşadıklarından korkuya kapılıp 15 yıl önce
Sıvas'ta tekbir sesleri arasında yakılan yazarları,
ozanları anımsıyor ve kaçarcasına kenti terk
ediyorsa eğer, bu ülkeyi yönetenler takkelerini
önlerine koyup düşünmelidir!
Takkesini önüne koyması gerekenlerin başında
Yeni Madımak
da Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay
geliyor olsa gerek.
Sosyal demokratlıktan dönme AKP'Iİ
Müslüman Ertuğrul Günay, Latife Tekin'e bir
geçmiş olsun demeliydi; henüz diyemedi!
Belki de dedirtmediler! "Biz ve onlar" üzerine
kurulu parti politikası gereği olabilir...
Ortada "mağdur" bir türbanlı olsa hiç
kuşkusuz Ertuğrul Günay'ın Başbakanı RTE,
daha o dakika telefona sarılmıştı bile!
Veya tüm bu varsayımlar boşuna, çünkü ha
Ertuğrul Günay ha Hüseyin Erer; sonuçta ikisi de
aynı Islamcı partinin elemanı! Belediye Başkanı
Hüseyin Erer, Latife Tekin'den özür diledi mi ki
Entel
Mustafa Pınar:
"Fetoş'u, medya
anketini tıklayarak
dünyanın en
entelektüeli
1
seçmişler.
Sırada, jüriyi
gıdıklayarak Nobel'i
almak olmalı!"
Deplasman
Fikri Çakır: "Bir de ^
Iran'da Humeyni'yi sfij
sevmiyorum,
Atatürk'ü seviyorum
desinler de görelim!"
SESSİZ SEDASIZ (!)
Kültür Bakanı Ertuğrul Günay dilesin
diyebilirsiniz. Sıvas'ta bunların eski
gömlekdaşlarından Temel Karamollaoğlu da
asja ama asla özür dilememişti!
Üstelik Hüseyin Erer, "Parayı ben verdim;
benim istediğim gibi konuşacaksın" gibilerinden
demeçlerle üste çıkmaya çalışıyor.
Parayı verip konferansta konuşturma ve tebliğ
yazdırma deyince insanın aklına Fetoş geliyor...
Amerikalı savcı ne güzel çözdü Fetoş'un
taktiğini.
Bu arada Karabük'teki panel sırasında
hakarete uğrayan bir başka yazar Onur Caymaz
da "Boynunu kırarız" tehdidi aldığını söylüyor.
Görünen o ki, AKP'Iİ Müslümanlar Karabük'te
yeni bir Madımak'a soyunmaktan kendilerini zor
almışlar. Patlak ampulle ortaçağın karanlığında
dolaşıyoruz!
Mahkemelik Ataşehir'e atama yapılıyor
ISLAMCI AKP'nin yerel seçim
öncesi bazı ilçeleri bölme, bazı
ilçeleri ortadan kaldırma projesi;
Anayasa Mahkemesi'nde dava
konusu oldu.
Mahkemede iptal davası sürüyor
ama Islamcı iktidar da bildiğini
okumaya devam ediyor.
Istanbul'da Kadıköy'den
kopartılan Ataşehir'e,
kaymakam ve milli eğitim müdürü
atandı bile.
Konya'nın Meram ilçesinden
Ataşehir'e kaymakam olarak
gönderilen Turgut Çelenkoğlu
"Kutlu Doğum Ormanı" kurmakla
tanınıyor. Kartal Samandıra Imam
Hatip Lisesi Müdürlüğü'nden
Ataşehir Milli Eğitim Müdürlüğü'ne
getirilen Şaban Karataş ise bir
Kuranıkerim uzmanı. Yasal
zorunluluk gereği Anayasa
Mahkemesi'nin kararını beklemesi
gereken Islamcı iktidar, yargıyı
umursamadan kadrolaşmayı
sürdürüyor ama örneğin
Ataşehir'de kadrosunu oturtacağı
bina yok. Şimdilik Kadıköy
Belediyesi'nin Ataşehir Afet
Koordinasyon Merkezi ile
Küçükbakkalköy Halk Eğitim
Merkezi binalarına göz dikmişler.
Yüksek Yerilim Hattı Q r t ü / Ü ğdenek tartışmasından pis kokular geliyor:
erdincutku6yahoo.com Üzerini türbanla örtün!
Ayıptır Beyler Ayıp!..
PERİHAN ERGUN
AKP'nin kapatılması öneri-
si Anayasa Mahkemesi'ne ve-
rildiğinden beri parti yetkilile-
rinde bir beyin çalkantısıyla ruh
kararmasının getirdiği saç-
malıklar gözlenir oldu. Şeyh
Sait isyanının, kanlı Kubilay
olayının bastırılması ile 27 Ma-
yıs'ın içlerine oturan kinlerini
kusarcasına içte ve dışta or-
talığa saçmaya koyuldular.
Bunlardan biri de geçen haf-
tanın başında AKP'nin Baş-
bakan Vekili D. M. M. Fırat.
"M. Kemal, 24 saatte memle-
ketteki hukuk, inanç, giyim
kuşam, yazı, eğitim ve yöne-
timle ilgili bütün alışılagelmiş
yaşantıyı ortadan kaldırarak
toplumda travma yarattı" de-
yiverdi. Doğrudur. Başta Hz.
Muhammed'in, puta tapan-
lara, çarpık inançlara karşı
tekTanrılı Islam dinini duyur-
ması; 1789 Fransız Ihtilali'nin
ortaçağ yapısındaki kiliseye
kul edilip bağlandırılmış In-
sanları kölelikten kopararak
bağımsız, özgür, demokrat,
hukuk ilkelerine bağlı bireyler
olarak düzen kurması; Rus-
ya'da Lenin'in Proleter Devrim
kalkışması elbette alışılagelmiş
tek kişilik iktidarlarla törelere,
dogmalara kul edilmişlerde
travma yaratacaktır. Ama M.
Kemal'in bir günde bu yeni-
likleri yaptığı söylemi tam bir
tarih bilgisinden yoksunluğun
ürünüdür. D. Fırat'a, bir saat-
lik zamanını ayırarak, Sayın
Yekta Güngör ve arkadaşla-
rı tarafından hazırlanarak Bil-
gi Yayınevi'nce çıkarılan "M.
Kemal'in Devrim Kronoloji-
s/"ni okumasını öneririm. Eğer
bu önerimi değerlendirirse,
Atatürk Devrimlerinin Amasya
Tamimi, Erzurum, Sıvas Kon-
greleri'nden sonra 23 Nisan
1920'de TBMM'nin kurulu-
şundan sonra yeni Anayasa ve
Kurtuluş'tan sonraki Kuruluş
Yasaları'nın 1924'ten itibaren
Şeriye ve Evkaf Nezareti'nin
kaldınlışıyla birlikte, giderek bi-
rer ikişer sene aralıklarıyla 17
Şubat 1926'da Medeni Ka-
nun'la nüfus, evlilik v.s. hak-
larının kabulü, Arap hurufa-
tından Latin harflerine geçiş -
1928-, belediye il meclisleri ile
muhtarlıklara da kadınlarımızın
seçilebilmesi -1930-.. şapka
ve kıyafetlerin çağdaşlaştırıl-
ması, dış ülkelerden önce -
1935'te- gene kadınlarımıza
seçme ve seçilme hakkının ve-
rilişi, Din ve Devlet Işleri'nin ay-
rılışı adıyla isimlendirilip en
önemli insani hak olan vicdan
özgürlüğünün ve demokrasi-
nin açıcı anahtarı Laiklik ilke-
sinin getirilişi, kısaca özetle-
meye çalıştıklarımızı Onun da
öğrenerek, bizlerin bunları bil-
mediğimiz iddiasıyla
TBMM'de adaba aykırı bir ta-
vırla bağırmaktan mutlaka vaz-
geçeceğini umuyorum.
D. Fırat'ın bu kabul edilemez
tanımına Sayın Demirel "Dev-
rime meydan okumaktır" der-
ken, Genelkurmay Başkanı
Org. Büyükanıt da "Değer-
lendirmeye gerek bile duymu-
yorum" dedi. En doğrusu da
bu olsa gerek..
• • •
Bu zat SKY-Türk'te söyle-
mini "Yanlış yorumlandı" diye
yatsırken, kendisine Fethul-
lah'ın son çıkarılan "Silahsız
çete kurmak" kanununa da-
yandırılarak beraat ettirilişi
hakkındaki düşünce- cesi so-
rulduğunda, "Hoca Türk va-
tandaşıdır. Yurda dönmesi
O'nun kadar kendisini seven-
leri de mutlu edecektir"\ bu-
yurdu. ABD güdümünde llım-
lı Islam'ın taşeronluğunu yap-
tığını da es geçiverdi... Bu
hem öyle bir taşeronluk ki,
mülki ve yerel yönetimde,
emniyette, tüm dünyaya ya-
yılmış eğitim kurumlarında,
yeşil para ve medya gücünde
ABD'de de kabul edildiği gibi
kaynağı bilinmeyen bir örgüt-
lenme. Doğrusu demokratik,
laik Cumhuriyetçileri hiç de
mutlu etmeyecek bir dönüş
olur.
• • *
Bu memleketi dışa bağımlı
hale getirmedeki tavırlarıyla
ABD, AB ve AKPM'den siya-
si yardım isteklerinde o kadar
ileri gittiler ki, bu topluluklar bi-
zi sömürgeleri sanıp çizmeyi
aşarak her şeyimize onur kırı-
cı biçimde karışır oldular.
içerde halkımız aşsızlık ve iş-
sizlikle inim inim inlerken, bir
de enerjiye Ocak'taki yüzde 20
zam yetmezcesine, 1 Tem-
muz'dan geçerli olmak üzere
elektriğe konutlarda 21, sa-
nayide 22 getirerek, zammı
yüzde42'yeçıkarıyorlar... Dar
gelirli kirasını veremez, aşına
yağ katamazken, en küçük
ailede bile 100 YTL ödemeye
mahkûm ediliyor. Buna insaf-
sızlık denmez mi?
• • •
Gene tekrarlamak zorun-
dayım.. Bu azaptan akıllarını
başlarına toplayıp sosyal de-
mokrat partiler beraberlikle
halkımıza seçenek sunamaz-
larsa, ne yazık ki memleket
gitti gider...
ÇİZGÎLİK KÂMlL MASARACI kamilmasaracl@mynet.com
H A R B t SEMİH POROY
HAYAT EPİK TİYATROSU MVSTAFA BtLGtN
HAÖÎŞÎMOt
ELF5TTR BAKALIML
hetiyatrosu@mynet.com
(ÇOPLUK ÇOCUKLAR1) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com
SEN NİYE
BU KAPARCERİ
ZEKALISIN?!
PLKISEN
NİYE SİYAHSIN?
TARİHTE BUGÜN MVMTAZAMKAN l Temmuz www.mumtaz-arikan. com
YEDf MESALECILER
132.8'os ,
I.Ü. Endüstri Mühendisliği
öğrenci kimlik belgemi
kaybettim. Hükümsüzdür.
ÇİĞDEM ÇAKIR
Alman kimlik kartımı kaybettim.
Hükümsüzdür.
AYŞE ALTUNTAŞ
Ormanlarımız da yüreğimiz de yanıyor,
üzülmek yerine
yeni fidanlardikelim.
Fidan Dikim Hattı
Tel: 0212 284 80 00
T. Iş Bankası Levent Şb. 822350
www.tema.org.tr
Ülkemizde her yıl, 11-19 yaş arasındaki 450 bin çocuk ve gencimiz
büyüklerini örnek aldıkları içln sigaraya başlamaktadır.
Ne yazık ki bunlardan en az 150 binl erken yaşta ölüme mahkûm olacaktır.
Sigarayı bırakmanız için daha kaç yüz bin
çocuk ve gencimiz ölüme mahkûm olmalı?
Türkiye Sigarayla Savaş Derneği
Tel: 0212.212 50 60
GÖRÜŞ
BEDRtBAYKAM
Çağdaş Futbol Kiiltiirü'
Genç Kızlar Sahaya!
Futbol kültürü, yine yüz milyonlarca kadına "Tan-
rım bu ne zevkli spormuş meğer" dedirterek hayatı-
mıza girdi çıktı. Ben geçen hafta söylediklerimde hak-
lı olduğumu kanıtladım. Hâlâ milli takımımızı 30 yıl ön-
ceki seviyesinde sananlar, bayağı şaşırdılar. "Almanlar
bize beş çeker" diyenler, acaba rakibimizin son sa-
niyeye kadar korkuyla titrediği ve maçın sonunda Bre-
zilya'yı yenmiş kadar sevindiği sahneleri görünce aca-
ba ne hissettiler?
Evet, son dakika gollerinden şikâyet etme hakkı
olan son takım biziz, biliyorum. Ama yine de içim içi-
mi yiyor. O finali bizim Ispanya ile oynayıp kazana-
cağımıza inanıyordum. Yenilmesini istediğim herdiş-
li rakip, Hollanda, Italya, Rusya aradan çıkmıştı. Dört
dakika daha sabredip maçı uzatrnaya taşısak, ala-
cağımıza emindim, ama sağlık olsun, böyle oldu. Ah
ah! Federasyon Başkanı, attığımız her golden son-
ra, Abdullah Gül'ü unutup, karısına sarılıp kalmasa
belki de bu uğursuzluk olmazdı! ölsem unutmam o
anı: Gül, Hasan Doğan'ın kaburgalarına, kapıyı ça-
lar gibi vuruyor: "Pardon, ben de biriyle kucaklaşa-
bilir miyim?"
Bu ülkede bir de "Fatih Terim düşmanlığı" yüzün-
den, milli takımın yenilmesini isteyenler var. Benim bu
duyguyu anlamama imkân ihtimal yok. Kafalarında
spor, siyaset, uluslararası ilişkiler, soruşturmalar,
sağ-sol, mafya, hepsi bir çorba olmuş, böyle bir so-
nuca ulaşmışlar! Hem de bayağı "akıllı" bildiğimiz dost-
lar! Ne diyelim, ben çok farklı düşünenlerdenim.
Şablonlara esir olup, geçmeli matruşka bebeklere kon-
muş neden-sonuç ilişkileriyle bu kararlara ulaşanlara,
"pes" diyorum. Terim, Türk futbolcusunu ve ülkenin
futbol zihniyetini en iyi anlamış insanlardan. Türk in-
sanının "motivasyon" olgusunu anlaması ımümkün ol-
mayan insanlarla hiçbir şey başaramadığını hep ya-
şadık. Tumuva bizim için bittiğinden beri, Rüştü'ye yük-
leniyor herkes. Rüştü Fenerbahçe ve milli takımı ne-
redeyse 15 yıl taşıdı. Refleksle yapılan bir hatalı çıkıştan
dolayı onu bir ömür boyu karalamayalım. "Keşke o
maçta anlık kamrlan daha yehnde olsaydı" diyelim, ama
Rüştü'ye saygısızlık yapmayalım.
Futbol çağdaş kültürün bir parçasıdır. Insanlar be-
raber, kızlı erkekli gruplar olarak eğlenirken bira içer-
ler, maça beraber giderler. Kahkaha vardır, beraber
gol sevinci yaşama vardır... Bu dünyada cennet ve
cehennemi kabul etmek ve mağlubiyeti hazmetme-
yi öğrenmek vardır. Bana şimdi mafya, silah ve şi-
keyi hatırlatmayın. Bunlar silmeye mecbur olduğu-
muz kötü ömekler. Işin özü değil. Futbol, tam tersi-
ne keyif, mutluluk, heyecan ve başarıdan kaçan ge-
riciliklerin tam karşıtı olan evrensel formüldür. Tüm
aynı düzeyde spor heyecanları arasında en tutkulu
olandır. Futbol utanılacak bir zaaf değil, çağımızın ev-
rensel bir büyük tarihi gerçeğidir. Ve artık kadınlar da
bu heyecanın fazlasıyla kapsama alanı içindeler.
Gelelim köyümüze... Bildiğiniz gibi bu ülkede
"özgürlük ve demokrasi", malum "taraf'lar tarafından
yalnız genç kızlarımızın "türban" hakkı olarak anla-
tıldı yeni kuşağa... Şimdi sizeTürkiye'ye bu ortaçağ
tartışmalarını sollatabilecek birformül önerisi getiri-
yorum: Genç kızlarımız, her ilimizde, şortlarını giyip,
takımları kurup antrenmanlara başlasınlar! Bakın fut-
bolun o kadar zor tanıtıldığı Amerika'da bile, Mia
Ham, yıldız kadın futbolcu olarak tarihe kalabildiy-
se, bu ülke niye kendi yıldızlarını yetiştirmesin? Sa-
kın beni "Zaten kadınlar da top oynuyor" diye al-
datmayın. Ben, aynen basketbol ve voleybolda ol-
duğu gibi gerçekfedere "Kadınlar Futbol L/g/"nden
sözediyorum. Bütün büyük takımlarımızın katılımıyla
tüm Anadolu'nun katılımıyla, yeni büyük bir heyecan
kasırgası! Futbolda Fenerbahçe Galatasaray ya da
Eskişehir-Beşiktaş veya Sivasspor-Trabzonspor ay-
nı hafta ligde kapışsın, hatta Erman Toroğlu bile yo-
rumlarını bu ligden esirgemesin. Genç kızlarımız öz-
gürlüklerini sporla beraber, dünyaya ve başarıya açıl-
ma üstünden yaşasınlar.
Ülkenin üstüne çökertilen sıkıntılı havayı futbol tut-
kumuzu kullanarak kaldıralım. En azından genç be-
yinlere "gıcırformalan giyip, antrenmana, deplasman
maçlarına kalkıp gitmenin" de başka bir demokratik
açılım olduğunu anlatalım!
Sakın şaka yapıyorum sanmayın. Bu fikri bugün-
den itibaren tartışmaya açıyorum. Internet ve face-
book'ta da "Kadınlar Futbol Ligi Kurulsun" grubu
kuruyorum ve desteğinizi bekliyorum.
BULMACA SEDATYAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/ Anlam ay- -\
kınlığı, çelişki.
1 2 3 4 5 6 7
denilen, tane- 3
lcri zehirli 4
olan ve ekin c
tarlalannı sa-
ran bir ot... «
Antalya yöre- 7
sine özgü, ka- g
burga ve pi- Q
rinçle yapılan "
bir yemek. 3/ lz-
mir'in Kemalpaşa il-
çesinin eski adı...
Bataklık, sazlık. 4/
Müslümanların bir
çocuğun doğumuıı-
dan yedi gün sonra
kestikleri kurban...
Orhan Hançerlioğ-
lu'nıın bir romanı. 5/
Az pişirilmiş yu-
1 2 3 4 5 6 7 8 9
K
A
P
U
çl
N
O
•
A
F
T
•
s
T
N
H
A
K
A
M
•K
U
P
I
R
•K
A
G
T
R
•
N
A
M
|
H
A
[
•S
I
•A
R
I
Â~
B
A
I
I
H
I
A
R
A
•A
•U
T
•E
R
A
[
•
h
IA
N
T
I
Y
0
N
murta. 6/ Öğütülmüş tahıl... Geniş, engin. II "Bu
— her şey billurdan gibi" (C. S. Tarancı)..- Ha-
vadaki su buhan. 8/ Fırat ırmağının iki kolundan
biri... Demir elementinin simgesi. 9/ Osmanlı mut-
fağına özgü çamsakızlı muhallebi.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Azalma, eksihne. 2/ "Yaşadım / — ağacları şa-
hidimdir" (B.R. Eyüboğlu)... Mektup. 3/ Dalıa çok
mehtcr müziğinde kullaııılan, madeni üflemeli bir
çalgı... Yalnız iki geniş yüzü tcstereyle düzeltıl-
miş tahta. 4/ Ender, seyrek... Balı alınmış petek.
5/ Mehınet Akif Ersoy'un toplu şiirlerini içeren
yapıtı. 6/ Muğlanın bir ilçesi... Iskaınbilde bir kâ-
ğıt... Titan elementinin simgesi. 7/ Konya-Aksavay
yolu üzerinde, Anadolu Selçuklulan döneminden
kalma ünlü kervansaray. 8/ Ankara'nın bir ilçe-
si... Kabadayı. 9/ Divan edebiyatında içki ve iç-
ki âleminin övülerek anlatıldığı manzum yapıt-
lann genel adı.