19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 HAZİRAN 2008 ÇARŞAMBA HABERLER AKP savunmasmdaki iddialar eleştirilerek 'Hukuktan üstün olmadıklannı yaşayarak göreceklerdir' denildi YARSAV davaaçıyor• YARSAV Yönetim Kurulu'ndan yapılan açıklamada, "Savunma dokunulmazhğını aşan, gerçekdışı ve ağır saldırı niteliğindeki bu sözler nedeniyle her türlü hukuksal yollara başvurulacaktır" denildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YAR- SAV), AKP'nin savunmasmdaki kendilerine yönelik "saldırüar" ne- deniyle dava açacağını duyurdu. Ya- pılan açıklamada, "YARSAV'a sal- dıranlar da asla hukuktan üstün ol- madıklannı yaşayarak görecek- lerdir" denildi. YARSAV Yönetim Kurulu'ndan yapılan açıklamada, AKP savunma- smdaki iddialar sert bir dille eleşti- rildi. Açıklamada, birliğin kuruldu- ğu günden bugiine değin tüzüğü uya- nnca hukukun üstünlüğü, etkinliği ve egemenliğini amaçlayarak yargı ba- ğımsızhğı için faaliyette bulunduğu ve her türlü hukuk dışı saldınlara mu- hatap kaldığı anımsatılarak, "Tüm bu saldırıları hukuk yolu ile bertaraf etmiştir" denildi. YARSAV'm tüm faaliyetlcrinde, hiçbir zaman hiçbir siyasi partinin ya- nında ya da karşısında olmadığının da beliıtildiği açıklamada şöyle denildi: "Yaratılan gerçek dışı senaryo ve servisler yoluyla her türlü hukuk SÖaÜSflKUNMAYAHUOK Dosya Yargıtay'a gönderildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP kapatma davasında süreç hızlanıyor. 1 Anayasa Mahkemesi. partinin esas hakkındaki savunmasını dün Yargıtay Cumhuriyet . Başsavcılığf na gönderdi. Anayasa Mahkemesi, 1 , Temmuz'da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın sözlü açıklamalannı, 3 Temmuz'da da AKP yetkililerinin sözlü savunmalannı dinleyecek. Bu sürecin ardmdan, davaya ilişkin bilgi ve belgeleri toplayacak olan Anayasa Mahkemesi raportörü, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Bu işlemlcr sürerken, gerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı gerekse davalı AİCP ek delil veya yazılı ek savunma verebilecek. Raporun, Anayasa Mahkemesi'nin 11 üyesine dağıtılmasının ardından, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, toplantı günü belirleyecek. • Üyeler, beliılenen günde bir araya - gelerek kapatma istemini esastan " görüşmeye başlayacak. AKP • hakkındaki kapatma davasını 11 -kişiden oluşan Anayasa - Mahkemesi heyeti karara - bağlayacak. Asıl üyelerden • herhangi birinin bulunmaması ' veya emekliye aynlması - durumunda 4 yedek üyeden en 'kıdemlileri heyetekatılacak. '•' Anayasaya göre, bir siyasi l partinin kapatılmasına karar I verilebilmesi için nitelikli '. çoğunluğun oyu aranacak. Buna - göre, kapatma karan için Anayasa ''Mahkemesi'nin 11 asıl üyesinin 'en az 7'sinin oyu gerekecek. ! Anayasa Mahkemesi, anayasanın • 69. maddesine göre "temelli kapatma" yerine, dava konusu ',.fiillerinağırlığına göre "Hazine yardımından kısmeıı veya ! tamamen yoksun bırakma" I kararı da verebilecek. m : Erdoğan'ın beklentisi : temmuzun ikinci yarısı Başbakan Tayyip Erdoğan da, > önceki günkü MYK toplantısında, - partisi hakkındaki kapatma ! davasının temmuzun ikinci ' yansında sonuçlanacağı ! beklentisini dile getirdi. Y A R S A V B A Ş K A N I E M Î N A Ğ A O Ğ L U U Y A R D I 'Bakanhk karışınasm' YARSAV Başkanı Enıinağaoğlu ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Yargıçlar ve Savcılar Bir- liği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Adalet Ba- kanlığı'nın hiçbir konuda savcı- lıklara soruşturma açılması konu- sunda ihbarda bulumnaması ge- rektiğini belirtti. Eminağaoğlu, bakanın savcılara dava aç emri verme yetkisinin da- ha önce olduğunu. ancak AB uyıım sürecinde yapılan değişiklikle bu yetkisinin kaldırıldığını söyledi. Eminağaoğlu,"YARSAV olarak Adalet Bakanhğı'mn 'hiçbir ay- ran gözetmeksizin, hiçbir konuda' savcılıklara soruşturma açılma- sı konusunda ihbarda bulunma- ması gerektiği düşüncesindeyiz. Resen takibi gereken suçlarda, savcıhklar zaten koşulları var ise soruşturma açmaktadırlar. Sav- cılıkların resen harekete geçebi- lecek olması, bu konuda ilgilile- rin soruşturma açılması için baş- vuru yapmasına engel değildir" dedi. Savcılıklarca açılan soruş- turmalann basında yer almayabi- leceğini kaydeden Eminağaoğlu şunlan söyledi: "Çünkü savcılıkların değil ba- kanın basına açıklama yapma yetkisi vardır. Oysa yapılacak düzenleme ile her adliyede basın konusunda yetkili bir birinı ohış- turulmalı, soruşturma açıldı- ğında da kamuoyunu ilgilendiren konularda basın bilgilendiril- melidir. Adalet Bakanı'nın, HSYK Başkanı olduğu ve ana- yasa uyarınca, yargıç ve savcı- ların idari olarak Adalet Ba- kanlığı'na bağlı oldukları da gö- zetildiğinde, bakanlığın savcı- lıklara, soruşturma açılması ko- nusundaki başvuruları çeşitli yönlerden tartışmalı durumlara neden olabilmektedir." ötesi adımlar atılarak YARSAV'ın adı, 2008 yılında açılan bir kapat- ma davası ile ilintilendirilmek için olağanüstü çaba sarf edilnıiş, hat- ta çeşitli soruşturmalarla YAR- SAV'ın ilişkisinin kurulması için de görülmedik bir seferberlik içine gi- rilnıiştir. Bu konuda her türlü hu- kuksal yollara başvurulmuştur. Halen başvurumuz üzerine bir kı- sım soruşturmalar devam etmek- te ise de, YARSAV'a yöneltilen ger- çek dışı isnatlar hakkında YAR- SAV'ın başvurusu üzerine 'iftira, devam eden soruşturmalan etkileme ve gizliliği ihlal' suçlarından, ilgi- liler hakkında kamu davası açıl- mıştır." Açıklamada, yargıç ve sav- cılann tek meslek örgütüne ve yargıya saldın niteliğindeki eylemlere YAR- SAV'ın yanıtının "hiç kimsenin kendisini hukuktan üstün görme- mesi" gerektiği olacağına işaret edil- di. Açıklamada, "YARSAV'm tek düsturu hukuktur. YARSAV'a saldıranlar da asla hukuktan üstün olmadıklannı yaşayarak görecek- lerdir. Savunma dokunulmazhğı- nı aşan, gerçekdışı ve ağır saldırı niteliğindeki bu sözler nedeniyle her türlü hukuksal yollara başvu- rulacaktır" denildi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nm AKP iddianamesinin yazıldığı kâ- ğıtlardan birisinin arkasında YAR- SAV antedi bulunması, AKP'nin önceki gün Anayasa Mahkemesi'ne sunduğu savunmada sert bir dille eleştirilmişti. Anayasayı taımmyor AKP, savunmasında Yargıtay Başsavcısı Yalçınkaya 'yı eleştiriyor gibi gözüküp Cumhuriyet rejiminin en önemli ilkelerinden laikliği sorguladı EMtNE KAPLAN ANKARA - AKP, Anayasa Mahkemesi'ne sunduğu esasa ilişkin savunmada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yal- çınkaya'yı eleştiriyor gözükerek Cumhuriyet re- jiminin en önemli ilkelerinden laikiik ilkesini sor- guladı. Anayasadaki laikiik tanımının "çağdışı" olduğunu, dünyada laikliğin tartışıldığını ilcri sü- ren AKP, partinin laikiik karşıtı eylemlerin oda- ğı olmadığını ispatlanıaya çahşırken yeni laik- iik tanımı yaptı. AKP'nin kapatılamayacağı te- zini AlHM'nin kararlarına oturtmak isteyen AKP, malıkemenin RP ile ilgili karannı ise tar- tışmalı buluyor. Savunmada, AKP'nin hoşgörülü bir parti olduğuna "Cumhuriyet mitingleri" ör- neği verilirken, "AKP hükümetini hedef alan nütinglere rağmen, milyonlarca üyesi bulunan partimiz sukûnetini muhafaza ederek karşı mitinglcr düzenlemekten bile kaçınmıştır" ifa- dcsi dikkat çekiyor. AKP'nin savunmasında öne çıkan bazı görüşler şöyle: • AKP'nin laikiik anlayışı, çağdaş demokratik toplumların özgürlükçü laikiik anlayışıyla ta- mamen uyumlu bir yaklaşımı yansıtmaktadır. Partimizin savunduğu laikiik anlayışı, başka- lannın temel hak ve özgürlüklerine asla bir teh- dit içennemektedir. Laikiik, farklı din ve inançlan sosyolojik bir gerçeklik olarak kabul ederek, onlann bir arada banşçıl beraberliğini sağlamayı hedefleycn siyasal bir ilkedir. Bu ne- denle laikiik bireyi değil, devleti muhatap alır. Bu anlamda laikiik, çağdaş demokrasilerin benimsediği temel ilkelerden biri olan devle- tin tarafsızlığmm din-devlet ilişkilerine yansı- masını ifade etmektedir. • tddianamede laikiik prensibi değil, laikiik adıyla totaliter bir ideoloji, bir felsefî kanaat ve en tehlikesi diğer dinî inançlarla rekabet halin- de olan bir inanç sistemi tanımlanmakta ve sa- vunulmaktadır. Bu tanımlamalar bireysel hak ve özgürlüklere yönelik ciddi ve yakın bir tehdit içer- mektedir. Çünkü bu tanımlarda geçen inançlar, şehitlikte TBMM Başkanı Köksal Toptan, Dağlık Karabağ soruım çözülmeden Türkiye-Er- menistan ilişkilerinin hallolmayacağım belirterek "Umnyorum ve diliyorum ki herkes bu sorunun çözümüne olumlu, ak- tifkatkı yapar'' dedi. Toptan 'm Bakû 'da- ki ziyaretinin dün ilk durağı, Fahri Hıya- ban ve Türk Şehitliği oldıı. Toptan, Fahri Hıyaban 'da, Azerbaycan 'ın eski Cıtmhur- başkam Haydar Aliyev'in kabrini ziyaret ederek üzerinde "TBMMBaşkanı''yazan bir çelenk bıraktı ve saygı duruşunda bu- lundu. Daha sonra Azerbaycan 'ın bağım- sızlık mücadelesinde, bu ülkeye destek ve- rirken şehit olan Mehmetçiğin anısına yaptınlan Türk Şehitliği 'ni de ziyaret eden Toptan, şehitlik defterini imzaladı. Toptan, şehitlik ziyaretlerin ardmdan Azerbaycan Milli Meclisi 'ne geçerek Milli Meclis Baş- kanı Oktay Asadov ile bir araya geldi. bir "yaşam biçimi" olarak dayatılmaktadır. • Laikliğin dinamik bir kavram olduğu ve dev- letin demokratikleşmesi sürecinde laikiik anla- yışının da demokratikleştiği bir gerçektir. Laik- liğin dünyada en katı şekilde uygulandığı Fran- sa'da bile bu dönüşüm yaşanmıştır. Bu ülkede de demokratikleşme sürecinde laikliğin ikinci temel unsuru olan din ve vicdan özgürlüğü diğer öz- gürlükler gibi gelişmiştir. • Devletin sosyal, hukuki, siyasi ve ekonomik temel düzenlerini Avrupa hukukuna uyarlayarak modernleştimıiş ve laikliğin ikinci ayağı olan din ve vicdan özgürlüğünün alanını genişletmiş bir partinin, laikliği ihlal ettiğini ileri sürmek ancak bir algılama hatasından kaynaklanmış olabilir. • Paıtimiz hakkında açılan davada "AKP'nin laikliğc aykırı eylemlerin odağı" haline geldi- ği iddia edilmektedir. Partilerin yasaklanmasına ilişkin kurallar karşısında bu iddia tamamen hu- kuki dayanaktan yoksundur. 'Parti mensuplannın açıklamalan laikliğe aykırı değildir' • AİHM içtihadına göre parti- mizin kapatılması mümkün değil- dir. AÎHM'nin siyasi parti men- suplannın ifadeleri ile ilgili olarak çizdiği tek sınır "şiddete teş- vik"tir. Partimiz mensuplannın ka- patma davasma konu olan sözleri- nin hiçbirisi, kin, neiret veya şiddet söylemi içermemektedir. Tersine, bu sözlerin nerdeyse tamamında de- mokrasi, özgürlük, çoğulculuk, hoşgörü, birlik ve beraberlik gibi banşçıl bir şekilde bir arada yaşa- mayı teşvik eden kavramlar ege- mendir. Zorlama ve ilgisiz yorum- larla bazı sözlerin "şiddet" çağn- sı niteliğinde olduğunu söylemek ise kabul edilemez. • lddianamede AKP'nin önceki bazı partilerin devanıı olduğunun ileri sürülmesi ve sık sık AlHM'nin Refah Partisi karanna atıf yapılması da, birbiriyle ilgisiz konulann ilgi- liymiş gibi gösterilmcsidir vc bu an- lamda tam bir hedef saptınna ör- neğidir. Ortada birbirinden tama- men farklı iki siyasi parti vardır. AlHM'nin RP kararmın isabetli olup olmadığı bir yana, bu kararla partimiz hakkındaki davanın hiçbir benzerliği yoktur. • Parti mensuplannın açıklama- lan ve faaliyetleri ifade ve örgüt- lenme özgürlüğü kapsamındadır ve laikliğe aykın değildir. Bu da- vanın cn önemli özelliği bir ifade özgürlüğü davası olmasıdır. lddia- namede, militan laikiik anlayışı ile bağdaşmayan ifadeler kapatma ne- deni olarak gösterilmektedir. Oysa özgürlükçü bir demokraside siyasi partilerin kamusal sorunlar konu- sunda farklı politikalan savunma- lanndan daha doğal bir şey olamaz. • Başbakan'ın, başörtüsünün di- ni inancm gereği olup olmadığı hu- susunun din bilginleri (ulema) ta- rafından tartışılacak bir konu ol- duğuna işaret eden açıklaması da id- dianamede laikliğe aykın delil ola- rak gösterilmiştir. Oysa, Başba- kan'ın iddianamede yer verilen bu sözleri, hukuk sistemimizde yer alan ve uygulanan bilirkişilik mü- essesine ilişkindir. Laik bir hukuk devletinde yargıçlann bir dinin ge- rekleri konusunda uzman olmala- n beklenemez. Teknik bilgi ve bi- rikim gerektiren bu hususun yar- gılama sırasında konunun uzman- larına sorulması laikiik ilkesine aykınlık teşkil etmemektedir. Ni- tekim uyuşmazlık konusunun, din- sel içerıkli bir konu olması duru- munda din bilginlerinin görüşleri- ne "bilirkişi" olarak başvurulma- sı yargıda da benimsenen bir yön- temdir. AVRUPA GURAY OZ Avrupa Birliği'nin B Planı Avrupa Biriiği'nin "Valerie Giscard d'Estaing ana- yasası" yerine icat ettiği Lizbon Anlaşması sizle re ömür. Ilkini Fransızlarla Hollandalılar halletmişti, Irlanda halkı da Lizbon taslağını arşive gönderdi. Neden böyle oluyor? Neden şu haşmetli AB bir tür- lü neoliberal düzenini yasa haline getiremiyor, ne- den bir türlü sosyal haklan toptan silip süpürecek de- ğişiklikleri gerçekleştiremiyor? Biliyorum şimdi Türkiye'nin sıkı AB'cileri "ne ilgisi var?" diyeceklerdir. Fransızların da, Irlandalılann da AB anayasa taslaklarını neden reddettiğini gözler- den gizlemek işlerine gelecektır. Ama onlann bin de- reden su getirme gayretleri gerçekleri değiştirmez ki. Fransızlar, sonra Hollandalılar, AB kodamanları- nın serbest piyasayı anayasa maddesi haline geti- ren taslağını bu nedenle çöpe göndermişlerdi. Ir- landalılar da Lizbon Anlaşması'nı benzer duygular- la arşive yolladılar. Bir iddiaya göre bu gelişme, AB bürokratlannı çok- tandır düşünüp durdukları B planına yöneltecektir. Kuşkusuz bu anayasa işine çok emek verdiler, çok para harcadılar, ama B planı da yabana atılacak bir plan değildir! Şimdi B planı için fırsat çıkmış olamaz mı? • • • B planı oldukça eskidir. Birkaç kez AB'nin ideologları tarafından dile ge- tirilmiştir. özellikle eski Alman Dışişleri Bakanı, Bundestag'a kotla girip takım elbiseyle çıkan yeşil politikacı Joschka Fischer, filozof Habermas'tan mülhem bu planı sık sık dillendirmiş, enine boyuna anlatan makaleler yazmıştır. B planı kısaca şöyledir: AB üç halka olarak düşünülür. İlk halka AB'nin ba- ba ülkelerinin yer aldığı, mümkünse 5 üyeli çekirdek halkadır. Burada AB'nin her türlü kuralı tam olarak geçerlidir. Savunma ve dış politika konularında karar mekanizmalarının ağırlığı bu çekirdek halka- dadır. Sonra ikinci halka gelir. İkinci halka ekonomik olarak görece sorunlu ül- keler, Euro bölgesine tam uyum sağlayamamış dev- letlerden oluşur. Bunlar da kararlara belirli formül- ler ölçüsünde katılırlar. Üçüncü halka birliğe yeni katılan, katılacak ülke- lerden oluşur. Bunlar kararlara uyarlar, fikir verirler, daha da çok emir alırlar. Halkalarda zaman içinde geçişler, girişler, çıkışlar yaşanabilir. ••• Irlanda hezimetinden sonra yeniden gündeme gel- mesi beklenen bu planın Türkiye'deki saf ve safkan AB'cileri heyecanlandırdığını biliyorum. Geçen günlerde dördü de aynı görüşte oldukları halde tartışır gibi yapan bu saf AB'cilerin bir prog- ramını izledim AKP medyasına ait birTV kanalında. Insan gülmeden edemiyor. Kanal değiştirecektim vazgeçtim. Güle güle izledim arkadaşlan. • • • v • Irlanda hezimetinden sonra ortaya çıkan bu yeni durum Türkiye için büyük bir fırsat olabilirmiş. AB Tür- kiye'yi almak istemiyor ya, bu B planı sayesinde üçüncü halka Türkiye için uygun ve artık hiç kimsenin itiraz edemeyeceği bir yol olabilirmiş. Ne AB itiraz edermiş, ne Türkiye. önce şunu söyleyelim de boşuna umut beslemesin bu arkadaşlar. AB ülkelerinin bu üç halkalı planı be- nimsemeleri, kabul etmeleri olanaklı değildir. Şim- diki haklan, hukuklarıyla onlann böyle sınıflara ay- nlmış bir yapıya "evet" demeleri, siz Joschka'yı cid- diye almayın, hayal bile edilemez. Ama diyelim ki öy- le oldu. Üç halkalı bir AB'miz doğdu ufuktan. Türkiye, AB'nin üyesi değil, olsa olsa üçüncü halkanın "imtiyazh ortağı" olur. Gerçi bu arka- daşların dilinin altındaki bakla da zaten oydu, ama açık açık da söylenemiyor ki! Hele bugünlerde hiç söylenemez. Bir yandan kapatma davasında AB desteği elzem, öte yandan Çekleri yenmiş, Viyana kapılarına da- yanmışız, "milli duygular" kabarmış, Hasan Cemal bile kendini tutamamış "ikinci Viyana kuşatma- sı"ndan söz eder olmuş, dıdının dıdısı olmak savu- nulabilir mi hiç bugünlerde. Yoksa ne güzel olurdu ama, değil mi sevgili ar- kadaşlar? e-posta: [email protected] A K P Ç A R P I T I Y O R 'Giil'ün bağı kalmadı 9 A N K A R A (Cumhuriyet Bürosu) - AKP, esas hakkındaki savunmasında A b d u l l a h Gül'ün kapat- ma davası açıl- madan önce Cumhurbaşkanı seçildiğini, dola- yısıyla partiyle hu- kuki ve fiili bağı kalmadığını belir- terek Gül'e yönelik si- yaset yasağı isteminin dayanaktan yoksun ol- duğunu ileri sürdü. Oysa partiler hakkın- daki kapatma davalan ceza davalanndan ayn- lıyor. Kapatma davala- nnda siyasiler değil par- ti tüzelkişiliği yargıla- manın ana konusunu oluşturuyor. Ancak par- tililerin eylem ve be- yanlan dava kapsamın- da irdeleniyor. AKP'nin, Cum- hurbaşkanı seçil- mesiyle partiyle bağını koparttı- ğını savunmasına karşm Gül, Cumhurbaşka- nı sıfatıyla de- ğil AKP'li Baş- bakan ve Dış- işleri Bakanı olarak eylem ve beyanlan nedeniy- le iddianamede yer aldı. Mevzuata göre, kişi- lerin siyasi parti üyeliği dönemindekd eylemleri, daha sonra partiden ay- nlsa bile o partiyi so- rumlu kılıyor. Cumhur- başkanı Gül, AKP hak- kındaki kapatma dava- sında "yargılanan kişi" konumunda olmayacak, ancak davanın olası so- nuçlanndan doğrudan etkilenecek kişiler ara- smda yer alacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle