23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 MAYIS 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Olaylardan AKP 'yi sorumlu tutan CHP, îçişleri Bakanı 'nı istifaya çağırdı 'Provokasyonu hiikümet yaph' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 1 Mayıs'ta lstanbuJ'da yaşananlardan dola- yı hükümcti kınarken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı "Ayaktakımı diye di- yc ayaklar altına aldırdığı, zulüm de- recesinde şiddet uygulattığı emekçiler- den ve hayatım zehrettiği lstanbullular- dan" özür dilemeye çağırdı. CHP Grup Başkanvckili Hakkı Süha Okay da Îçiş- leri Bakanı Beşir Atalay'ı dcrhal istifa- ya çağınrken "İstanbul Emniyet Mü- dürü vc tetikçi valinin de" görcvdcn alın- nıasını istcdi. Okay, tçişleri Bakanı hak- kında gensoru önergesi de vcrcbilecekle- rini bildirdi. Baykal, 1 Mayıs'ta lstanbul'da yaşa- nanlarla ılgili olarak yaptığı yazılı açık- lamada, "Başta Başbakan olnıak üze- rc hiikümet yetkililerinin öne sürdüğü provokasyon iddialarını haklı çıkara- cak herhangi bir şcy söz konusu değil- dir. Provokasyon bizzat AKP hükiime- li tarafından yaptırılmıştır" dedi. (VAŞANANLAR AKP'NİN YÜZ T KARASI' Baykal, açıklamasında şu görüşlcri dc dile getirdi: "Başta DİSK olmak üzere sendikaların olumlu, sağduyulu ve so- rumlu yaklaşımları çerçevesinde hii- kümet de ayııı anlayış ve yaklaşımı gös- ternıiş olsaydı, dün (önceki gün) yaşa- nan utanç manzaraları yaşanmazdı. Hükümct 1 Mayıs kutlamasını engel- lenıek için aldığı önlemleri 1 Mayıs kut- lamalarının Taksim'de yapılması için alsaydı, ne kadınlar dövülür, ycrlerdc sürüklenir, ne biber gazıyla gazctecilcr dahil olmak üzere işçiler, memurlar, hat- DSP POLİS TERÖRÜNÜ BAŞBAKAN'A SORDU DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, 1 Mayıs gösterilerindeyaşanan olaylara iliskin olarak "Demokrasilerde tehdit varsa, hükümetin söylediğigibionıın tedbiri alınır. Yoksa vatandaşın u'zerine hüyükgüç kullanarak gîtmek çok bilyük hakstzltktır " dedi. DSP istanbul Millen'ekili Süleyman Yağız da Baş- bakanErdoğan V/ı yanıtlaması istemiyle TBMM'ye sunduğu önergede, "Şiddeti nasıl karşıhyorsunuz? Bıınun sorıtıtılıısu bakanlanmz değil mi" diye sordu. ta Etfal Hastancsi'nde yatanlar zehir- lenir, ne de hayat Istanbulluya zehıedi- lirdi. İstanbuİ'da yaşananlar AKP hü- kümeti ve Başbakan için henı bir yüz karası, hcm de bir utanç tablosudur. Artık emck dünyası açısından, scııdi- kal örgüllenme ve hak arama açısından. ağızlardan düşürülmeyen demokratik hak ve özgürlüklerin kullanılması açı- sından 1 Mavıs öncesi AKP'si ile 1 Ma- yıs sonrasınm AKP'si vardır. Bu ibret verici tarihi bir kırılıııu noktasıdır. 1 Ma- yıs öncesi uzlaşmaz tavrı, 1 Mayıs gü- nü baskıcı ve kabul edilemez şiddet uy- gulaması ilc 1 Mayıs sonrası ortaya koydukları sorunısuz ve umursamaz tavırları yüzünden, başta Başbakan ol- mak üzere AKP hükümetini şiddctle kı- nıyorum. Elbettc ?nn H 1 Mayıs'ının da hesabı soıulacalv ERDOĞAN ŞÎDDETÎN SENDÎKALARIN DAYATMASINDAN KAYNAKLANDIĞINISAVUNDU Başbakan sendikaları suçladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İs- tanbuİ'da 1 Mayıs "tayaşanan olaylardan sendikaları sorumlu tııttu. Olayların bü- yümemesi için Taksim'e yürümekten vaz- geçen sendikaların tutumunu gönnezden gclcn Erdoğan, ortaya çıkan şıddetin, sen- dikaların dayatmasından kaynaklandığı- nı savundu. Erdoğan, gazetecılerin "İs- tanbuİ'da 1 Mayıs'ta yaşanan olayları değerleııdirir misiniz" sorusuna şu ya- nıtı verdi: "tstanbul'da bu olayda arzu edilme- yen neticelerin doğması dayatmalar- dan kaynaklanmıştır. Görüldüğü gibi önce bize 'Dolnıabahçe'de toplanacağız, oradan Taksim'e çıkacağız' diyen DİSK Cenel Başkanı, '30-35 bin kişi Dolma- balıçe'de toplanacağız, sadcce orada bir saat basın toplantısı yapacağız'... Ben şinıdi sizin takdirlerinizc sunuyorum 30-35 bin kişilik basın toplantısı olur mu? Dün (önceki gün) yaşananlar eğer meydanda ifade edildiği gibi 35 bin ki- şinin katildığı bir nıiting haline dönüş- müş olsaydı bunun faturası çok daha farklı çıkabilirdi. Devlet burada üzeri- ne düşen görevi yapmıştır. Aıııa olaym gelişmesi esnasında arzu edilmeyen ba- zı sahnelerle de maalesef karşılaşma du- runıları olnıuştıır." Bir gazetecinin "Sizin 'Ayakların baş olduğu ycrde kıyamet olur' yönündcki sözlerinize yönelik eleştiriler var" şek- lindeki sözlcri üzcrine Erdoğan, şöyle dc- \ aı n etti: "Bu ifade üzerinde çok duru- luyor. Bu ifade biliyorsunuz bir atasö- zümüzdür. 'Ayaklann baş olduğu yerde kıyamet kopar' ifadcsi bir defa otorite- nin zaafa uğratılnıasına yönelik kulla- nılmış bir ifadedir. Ben 'ayaktakımj' demedim. Ben kendim işçiyim. Ben iş- çilikten gelme birisiyim." BAŞBAKAN TÜRBANLI, SAKALLI MİTİNGİ BEĞENDİ Erdoğan, Türk-lş'in, bu tekliflerine olumlu yaklaştığını, ancak DİSK ve KESK'in buna olumlu yaklaşmadığını ifa- de etti. Erdoğan, Hak-lş tarafından düzen- lencn, türbanlı, sakallı görüntülerle arşiv- lere geçen mitingi övdü. Erdoğan, "An- kara'da mitinglcr oldu. Aıııa dikkat edin bir tancsinde hiçbir olay olmadı. Eğlence içinde yapıldı. Ama bir diğer mi- tingde ne yazık ki, yine orada illegal ör- gütler, legal örgütlerle beraber çoğu bunların işçi falan da değil. onu da söy- lcycyim size, geldiler, burada ne yazık ki Sıhhiye'de terör estirdiler" dedi. Polisin atüğı gaz bombalarından en çok küçük çocuklar etldlendi. Emniyet güçlerinin yurttaşa terör cst irnıcsi tepki çekti. Bakan Çelik olaylarda ölüm olmamasının sevindirici olduğunu söyledi 6 Sertligîn izahı gerekiyor' ANKARA/ADANA (Cumhuriyet) - , Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Fa- ruk Çelik, İstanbuİ'da yaşanan 1 Mayıs olaylanyla ilgili olarak, "Hastanelere gaz bombası atıldı gibi yaklaşımları doğru • bulmuyorum. Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da defalarca ikaz etmiş- ti" derken, polisin, daha işin başlangıcın- da sert davrannıasının ise bir açıklaması- • nın olması gerektiğıni söyledi. TBMM'de, gazclccilerin sorularını ya- nıtlayan. Çelik, "Turistler coplandı, has- taneye gaz bombaları atıldı. Bunlar- dan rahatsızlık duydunuz mu" soruya, "70 milyon nasıl rahatsızlık duyduysa biz de rahatsızlık duyduk. Olumsuz gö- rüntülere, kim olumlu bakabilir?" kar- şılığuıı verdi. Çelik, Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan' ın defalarca ikaz ettiğini be- lirterck "Bu işin içinde marjinal grup- lar, bunu sabote etmek isteyen çevreler var; Olayları bir yönüyle görüyoruz. Polisin bu şekilde, işin başlangıcında sert davrannıasının, polis, emniyet, gü- venlik açısından, mülki amirler tarafın- dan bir izahı gerekiyor. Bu görüntülcr olmamalıydı. Ölüm. daha feci durum- lar olmadı. Bu yönüylescvindirici. Ama olayları, görüntüleri tasvip etmek münı- kün değil" dedi. AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Den- gir Mir Mehmet Fırat, sendikacıhk ha- rckctinin giderek güç kaybettiğini ileri sü- rerek, "Sendikalar 1 Mayıs'ta kendile- rindeki bu erimeyi, bir nevi toplumun gözünden kaçırabilmek için böyle bir eylem tarzımn içine girdiler" dedi. AKP Milletvekili Lütfi Çırakoğlu, 1977 yılının 1 Mayıs'ında 36 kişinin öl- düğünü anınısatarak, " 0 1 Mayıs'ta, de- rin yapılanmanın etkilerinin görüldü- ğünü söyleycbiliriz. Dünkü 1 Mayıs'ta da farklı bir versiyonu halen devam eden 'derin devletin' ekmeğine yağ sür- dürülmek istendi" iddiasında bulundu. "Öğrenirken ölçmek, ölçerken öğretmek" Türkçe - 1 - Cumhuriyet Gazetesi olarak bundan böyle bir sayfamızın yarısını Türkçe Alıştırmalanna ayıracağız. 1960 yılında kurulan Kültür Koleji, 50 yıla yakın bir süredir kendi içinde öğretmenlerine yönelik yaptığı çalışmaları kamuya açma önerisiyle bize geldiğinde doğrusu heyecanlandık. Heyecanımızın sebebi, özel bir eğitim kurumunun bu kadar uzun bir süredir anadilimize dönük çalışmaları kendine görev edinmesi ve bu işe özel bir önem vermesiydi. Bunu kamuyla paylaşmak istiyorlar, bizimle işbirliği öneriyorlardı. Değerli okurlarımızın anadilimiz konusundaki hassasiyetini gözönüne alarak bu işbirliği önerisine olumlu yanıt verdik. Bu sütunlarda yer alan alıştırmalar kamudan ve özel kurum- lardan, okullardaki Türkçe derslerinden derlenmiş sorular, sorunlar doğrultusunda değişik bir alıştırma mantığı içinde ele alınmıştır. Bu değişik alıştırma biçiminin salt kamunun ve özel kurumların sınavlarına girenlere değil, her yaştan okuyucumuza, özellikle öğretmen okuyucularımıza dahası basın yayın organlarımıza, Türkçe değerlendirmelerinde yardımcı olabileceğini umuyoruz. Bu alıştırmaların temel amacı daha kapsamlı ve iddialıdır. Bu çalışmaların ardında anadilimizin doğru kullanımı konusunda bilinç geliştirmeye katkı sunma çabası vardır. Açıklama Bu tür çalışmalarla hem bildiklerimizi pekiştirmiş, unuttuklarımızı anımsamış, hem de bilmediklerimizi öğrenmiş olacağız. Bu çalışmanın amacı sınav değil öğretimdir. Bir insanın kendi kendini denetlemesi kadar yararlı bir değerlendirme yoktur. Eğitimde bu tür çalışmalara "Öğrenirken ölçen, ölçerken öğreten yöntem." denir. Aşağıda, bir soru köküne dayalı yargılardan kimileri doğru, kimileri yanlıştır. Alıştırmayı okuyunca soru kökündeki yargının sonunda- ki ayraç içine "doğru, yanlış, bilmiyorum' anlamına gelen (D, Y, B) imcelerinden (harf) birini yazarak yanıtlayın. (D), soru kökünde verilen yargının doğruluğunu; (Y) yargının yanlış olduğunu gösterir. Bölümceden (pa- ragraf) soru kökündeki yargının doğruluğu, yanlışlığı hakkında kesin karar veremediğiniz durumlarda da alıştırmayı bilmiyorum anlamına gelen (B) imcesiyle yanıtlayın. Bir kişinin bilmediğini bilmesi, doğruya giden yolu bulabileceğini gösterir. Ayrıca alıştırmanın doğruluğuna, yanlışlığına ilişkin yanıtınızı defterinize kesinlikle kısaca yazın. Kalem yazma aracı değil, düşünme aracıdır. Türkçe -1 ı. "Ahlakın kaynağı edebiyattır. Bizi ahlaksızlıktan şiirler, öyküler, ronıanlar, denemeler, perdeler kurtarır. Bize insanlan edebiyat tanıtır. Bir kimseyi görünce okuduğunuz romanlardan, izlediğiniz oyunlardan birini, bir kişisini anımsarsınız. Edebiyattan, özellikle romanlardan öykülerden uzak kalırsanız, insanlığı salt gözlerinizle görürsünüz; gözleriniz başka bir canlının gözünden aynmı çok az olan bir organdır sizin için. Onları içlerinden tanıyamaz, imgeleminizde canlandıramazsınız. Bilim bize dışı öğretir, öğrettiklcri dışımızda kalır; edebiyat ise öğretmez, sezdirir, ınsanlann içiııi açar bize; ahlakın istediği de budur; insanlan anlama, içlerine bakabilme, kavranıa gücü verir. Bu nedenle ahlakın oluşmasında özdeksel veriler etkilidir, içeriksel veriler değil." 1. Bölümce, bir düşünce birimidir; sözcüklerden, tümcelerden oluşur. Konu, konuya bakış açısı, anadüşüncc, bölümcenin temel öğclcridir. Bir bölümcede ne üzerinde duruluyor, bölümcede neden söz ediliyorsa, o öğe bölümcenin konusudur. Konu genellikle bir sözcük ya da bir tamlamayla belirtilir. Buna göre yukarıdaki bölümcenin konusu "ahlak"tır. ( ) 2. Bölümcenin ikinci öğesi "konuya bakış açısı"dır. Bölümcede konuya bakış açısı genellikle konuyu içeren kısa bir anlatım birimidir. Bu bölümcede konuya bakış açısı "edebiyatın işlevi" sözcükleriylc açıklanabilir. ( ) 3. Bir bölümcede üçüncü temel öğe anadüşüncedir. Anadüşünce, bölümcede açıklanmak istenen temel görüşü, çok kısa ve öz bir tümceyle ortaya koyan düşüncedir. Bu tanıma göre bu bölümcenin anadüşüncesi "Kişiyi, edebiyat ürünleri ahlaklı kılar." tümcesiyle açıklanabilir. ( ) 4. Yazarlar yazılannda okuyucularına iletmek, vurgulamak istedikleri görüşlerini açıklamak için yazılannda düşünceyi geliştirmek için "tanımlama, örnekleme, tanık gösterme, karşılaştırma" anlatım yollanndan birine, ikisüıe başvururlar. Bu bölümcede yazar bu yollardan karşılaştırmaya başvuruyor. ( ) 5. Bu bölümcede kiıııi öğrenciler bir anlatım bozukluğu olduğunu söylüyor, kimileri de bölümcede anlatım bozukluğu olmadığını ilcri sürüyorlar. Size göre bu görüş doğru mu? yanlış mı? ( ) II. "(I) Büyük adamı, sıradan adamın ölçüleri ile ölçmemek gerekir. (II) Büyük adanı da her insanda bulunan nitelikleri taşır. (III) Ancak o, öteki insanlarda bulunmayan yönüyle büyük adamdır. (IV) Onu büyük adam yapan, gerçekleştirmiş olduğu, tarihin içine yerleştirdiği yanıdır. (V) Yoksa onun da basbayağı isteklerden, tutkulardan örülmüş bir dünyası vardır. (VI) Öte yandan büyük adam diye tarihe geçmiş insanlarda da kimi kusurlar, olumsuzluklar bulunabilir. (VII) Bunlar büyük adam büyüklüğünü etkilemez. (VIII) Sözün kısası büyük adam da her insan gibi bir insandır, ama her insanda bulunan nitelikleri de taşıyan kişidir büyük adam." 6. Her bölümcenin bir konusu bir de konuya bakış açısı vardır. Bu bölümcenin konusu "büyük adanı", konuya bakış açısı da "büyük adamın özel düııyasf"dır. ( ) 7. Bu bölümcenin VII. tünıcesinde geçen "bunlar" adılı (zamir) bölümcenin ilk iki tümcesinin ycrini tutuyor. ( ) 8. "Ayrıca bunların başka insanlarda bulunması da gerekmez, bu kinıseye özgü niteliklerdir bunlar." tümcesi bölümccye sekizinci tümce olarak konabilir. ( ) 9. Tümcelerde bir görüşün kuvvetlendirilmesi için, ayııı görüş başka sözcüklerlc bir kcz daha dile getirilir. Bu yola bölümcenin IV. tünıcesinde başvurulnıuştur. ( ) 10. Bölümcelerde tümceleri öteki tümcelerden soyutlayarak düşündüğümüzde, tümcede bir anlatım bozukluğu bulunduğunu anlamak olası değildir. Tümce, o bölümcedeki görevini tam karşılıyorsa anlatımı bozuk bir tümce sayılmaz. Bu bölümcede VIII. tümce bu anlamda anlatımı bozuk bir tümcedir. ( ) YANITLAR 1. ( Y) Bu bölümcenin konusu "ahlcık" değil "edebiyat "lır, çünkü bölümcede başından sonuna dek "edebiyat" kavramı üzerinde duruluyor. 2. (D) Bu bölümcede alılak, edebiyat kavramım açıklamak için bir araç olarak ele almmış, ahlakın niteliğinin ancak edebiyat yoluyla açıklaııabileceği üzerinde dunılmuştur. Bu nedenle bölümcede konuya bakış açısı "edebiyatın işlevi" sözcükleriyle açıklanabilir. 3. ( Y) Bu bölümcenin anadüşüncesi edebiyat ürünlerini üreten kişi değildir. Bölümcenin anadüşüncesi, ilk tümcesidır. "Ahlakın kaynağı edebiyattır. " 4. (D) Bu bölümcede yazar bilimle edebiyatı yanyana koyarak "Ahlakın kökenini edebiyat ürünleri oluşturur, bilim ürünleri değil." demekle karşılaştırma yoluna başvurmuştur. 5. (D) Soıı tümcede anlatım bozukluğu vardır. Bu bozukluk tümcedeki "özdeksel verilerle içeriksel veriler " sözcüklerinin yer değiştirilmesiyle giderilebilir. 6. ( Y) Bölümcenin konusu "büyük adam ", konuya babş açısı da "büyükadamın nitelikleri" biçiminde açıklanabilir. 1. ( Y) Yanlış, bu adıl (zamir), VI. tümcedeki "kusurlar, olumsuzluklar" sözcüklerinin yerini tutuyor. 8. ( Y) Bu tümce bölümceye yedinci tümce olarak konabilir. 9. (D ) Bölümcenin IV. tümcesindeki "gerçekleştirmiş olduğu " sözcükleriyle, "tarihin içine yerleştirdiği" sözcükleri özdeş anlamı veren anlatımlardır. 10. (D) VIII. tümce birinci yantümce olumsuz eylem P H M İ İSTANBUL olmalıvdı. celil.altin@kultur.k12.tr KULTUR EĞİTİM KURUMLARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle