03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-f 4 Cumhuriyet HAFTA 3 MAYIS 2008 CUMARTESİ 0> c o Revan'da Hıdırellez Kasablanca Revan'da sahne alan Suzan Kardeş, 5 Mayıs'ta 'Hıdırellez gecesi' düzenliyor. Misafirlerin gelirken yanlarında tek kalmış bir küpe, kopuk bir düğme, bir boncuk ya da küçük bir taş gibi küçük hediyeler getirmesini isteyen Kardeş, "Benim de size hediyelerim var: Kırmızı keseniz hazır (içindeki para Siz'den), kırmızı - beyaz sağlık bilekliği, kırmızı yumurta" diyor. Salıncakta sallanılacak, ateşten atlanılacak ve gül dalına adaklar adanacak gecenin programı saat 21.00'de başlıyor. Ama bütün hikaye 00.00'dan sonra... Efsane ikili Istanbul'da Grunge müziğin önemli isimlerinden Mark Lanegan ve alternatif müziğin karizmatik solisti Greg Dulli'den oluşan The Gutter Twins, bu akşam Binboa sponsorluğunda 'Radyo Eksen Konserleri' kapsamında Yeni Melek sahnesinde olacak. Alternatif müzik camiasının 'çirkin kral'ı olarak tanınan Lanegan, 1986 yılında grubu Screaming Trees'le çıktığı yolda Nirvana, Queens of The Stone Age, Mad Season, The Tvvilight Singers ve Belle & Sebastian'dan Isobel Campbell gibi birçok önemli kişi ve toplulukla çalıştı. The Gutter Tvvins'in diğer yarısı Dulli ise, Afghan VVhigs, if Backbeat Band ve Tvvilight 'l Singers topluluklarının solistiydi. (0216 556 98 00, biletler 45 ve 40 YTL) ••-•' < ^ M H M K M N I H İ H H K H Gece boyu rock Ghetto'ya bu akşam üç farklı Irlandalı rock grubu konuk olacak. 2005 yılında Dublin'de biraraya gelen ve 'Biraz gürültü biraz da müziksel deneyler' yapmak için yola çıkan Van Cleef, Avrupa'nın 'en batısı' Dublin ile 'en doğusu' Istanbul arasında yaşayan insanın masalını anlatan Joyce ve alt kültürle ilgili şarkılar yapan Reclaim... Saat 22.30'da başlacak konserlerde üç topluluk sırayla sahne alacak. Rockseverlerin kaçırmaması gereken bir gece. (0216 556 98 00, biletler 22.50 YTL) Dans müziğinin en akı rap vokalisti: MaxiJazz Geçen hafta Beyoğlu'ndaki tndigo'nun çok özel bir konuğu vardı: Faithless grubunun beyni ve karizmatik vokalisti MaxiJazz! Öncelikle müzik dünyasının bu büyük ismini ağırladıklan için Indigo ekibini kutluyorum. Mütevazı ve çok da geniş olmayan bir •• mekânda büyük işler Z U L A L yapıyorlar. Maxi KALKANDELEN J^Smirnoff. bxperıence gecesıne D] setiyle katılması da bunun son örneği. Uçağı kaçırsa da, onu gece saat 01.00'da röportaj için kulise getirmeyi başardılar. Disko, pop, hip-hop ve R&B ağırlıklı eğlenceli performansının öncesinde ünlü müzisyenle çok keyifli bir sohbet yaptık. Beklemeye gerçekten değerdi. - Dans müziğine sosyal temalara değinen politik şarkı sözlerini taşumakla ünlüsünüz. Dinleyicilere aktarmak istediğiniz en önemli mesaj ne? Yazdığım sözlerin, insanlara kendi güçlerinin farkına varmasında yardımcı olmasını umarım. Çünkü her insanun, insan olmaktan dolayı özel bir değere sahip olduğuna inanıyorum. îlk bakışta hepimiz farklıyız, başka anne ve babaların çocuklanyız. Sevdiğimiz yemekler, müzikler, kıyafetler farklı, ama sonuçta hepimiz aynı nedenlerle seviyor ve ağlıyoruz. Hepimiz mutlu olmak istiyoruz. Önemli olan şu ki, eğer insan olarak kendi içinizdeki güzelliğe inanmazsanız, etrafınızdaki güzelliklerin farkına varamazsınız. - O etkileyici şarkı sözlerinizin ardındaki temel etken Budizm mi? Kesinlikle. Eğer Budizm'e inanmasaydım, yazdığım sözler mutlaka farklı olurdu. Inanç sistemim, hayata ve dünyaya bakışımı tümüyle değiştirdi. - Fakat örneğin, ben dindar ya da ruhani biri olmamama karşın, sizin söylediklerinizi hissediyorum, her dediğinizi onaylıyortun. Sizce neden? Bu gerçekten çok iyi bir soru... Belki de içtenlikle ilgili. Olduğumdan başka biri gibi görünmeye çakşmıyorum. Şarkı yazarken bana doğru gelen düşünceleri olduğu gibi aktarıyorum. Ilk gençlik yıllarımda sürekli radyo dinlerdim ve birçok farklı şeyden hoşlanırdım, ama belli şarkılar anlattıklarıyla bana özellikle dokunurdu. Şimdi ben de bunu yapmaya çalışıyorum. Bunun tek yolu da, benim için anlamı olan düşünce ve duyguları içtenlikle anlatmak. - Birçok dans grubunun çoğunlukla hedonizme odaklanma nedeni ne sizce? Sanırım bu house müziğin ortaya çıkışıyla ilgili. Esasen gerçekten bir tür kaçış yöntemiydi bu müzik. Gençler, hafta sonu dışan çıkıp bütün paralarmı alkole ve uyuşturucuya harcıyor, dans edip gerçeklerden uzaklaşmak istiyorlardı. Oysa benim yetiştiğim dönemde, 60'lar ve 70'lerde dinlediğim pop, reggae ve hip-hop, gerçeklerden kaçmıyordu. Reggae, bir protesto şekliydi; hükümete, yüksek vergilere, savaşa, polis baskısına, vahşete karşı bir protesto aracıydı. Public Enemy'den Chuck D, hip-hop'ın "CNN'in getto versiyonu" olduğunu söylemişti bir keresinde. Reggae de ilk önceleri aynen öyleydi; bu müziği dinieyerek toplumda olanları öğrenebilirdiniz. Çünkü müzisyenler müzik aracılığıyla kendi yaşam deneyimlerini aktarırlardı. House müzikse, Detroit'li siyah gay'lerin iyi vakit geçirip olanları unutmak amacıyla başlattıkları bir akımdı. Amerika'da herhalde hem siyah hem de gay olmaktan daha kötü bir durum yoktur. Bu yüzden onlar da, hergün yaşadıkları sorunları konuşmak yerine, "Dans edelim, uzaklaşalım bu sorunlardan!" diyorlardı. Ama sonuçta yine "Sorunları konuşalım" noktasına geldik! - "Mass Destruction" adlı şarkınızda, gerçek kitle imha silahlannı sıralamıştınız. Bunlardan birisi dc korkuydu. Günümüzdeki gibi, korkunun ve evrensel düzeyde bir aldatmacanın hakim olduğu dönemlcrde, bir sanatçı insanlann hayaönda ne yönde etkili olabilir? Bir sanatçı, ancak gerçekleri aktararak insanlann hayatmda etkili olabilir. Bu konuda farklı düşünenler vardır mutlaka, ama bence bir sanatçının ilk yapması gereken budur. Kendinize olan güveniniz tamsa, düşünce ve duygulannızı korkmadan söylersiniz, însanlar bundan hoşlanmayabilir, müziğinizi sevmeyebilirler, bu yüzden size saldırabilirler. Ama bu yaptığınızın doğru ya da iyi olmadığı anlamına gelmez, Korkunun kol gezdiği bir dünyada yapılacak en iyi şeyse, insanlara hiçbirşeyin yoluna girmeyeceği mesajını vermemek; zor olsa da, doğru olduğunu hissettikleri şeylerin peşinden gitmelerini söylemek. O zaman sizi dinlerler. Düşünsenize; Peter Tosh, Bob Marley gibi müzisyenler, Jamaika'dan çıkıp dünya çapında kahraman oldular. - Hip-hop'ın geçirdiği dönüşümü nasıl değerlendiriyorsunuz? Müzik endüstrisinde 80'lerin sonunda aniden bir keşif yapıldı. Seks ve şiddet diğer herşeyi pazarladığına göre neden hip-hop'ta da kullanılmasın diye düşündüler ve N.W.A. adlı grubun başarısından sonra plak şirketleri gangsta rap denilen türü desteklemeye başladı. Çünkü para oradan geliyordu. O dönemde 15 yaşında bir genç radyoyu açtığında tek duyduğu, seks ve silahlardan söz eden gangsta rap'ti. Ama bu medyanın öne çıkardığı birşeydi. Plak şirketleri hayatın gerçeklerini anlatan rapçilerle ilgilenmiyordu. Oysa araba yıkamak ya da annesine duyduğu sevgi hakkında yazanlar vardı. Hayatın bazen ne kadar zor, bazen de ne kadar güzel olduğundan söz ediyorlardı. De La Soul'un "Baby Phat" adlı bir şarkısı var. Şişmanhğın da güzel olabileceğini, her kadının videolardaki gibi incecik görünmek zorunda olmadığını anlatıyor. Ben hayatın sıradan yanlarını anlatan bu tür şarlulan çok seviyorum. - Geriye dönüp müzikte yapoklannıza baköğınızda, sizi harekete gcçiren ortak dürtü nedir? Benim tutkum değişim. Yaşlandıkça bunu daha çok istiyorsunuz. - Ne tür bir değişim? İnsan ve müzisyen olarak. Telefon şirketindeki işimi bıraktığımda tek istediğim, dünyaya hip-hop'ın ne kadar güzel olduğunu gösterebilmekti. O dönemde en önemli şey işim yani hip-hop'tı. Ama yıllar geçtikçe ondan daha güzel bir şey olduğunu anlıyorsunuz: O da hayatın kendisi. Artık yapmak istediğim, yalnızca hip-hop'm değil, bütünüyle hayatın güzelliklerini göstermek ve onlan paylaşmak. Şevket Uğurluer'le Anılarla Müzik ELÇİOĞLU Rock müzik yazıları yazan biri olarak bu haftayı Şevket Uğuriu- er'e ayırdığımı görenler şaşırabilir. Ancak benim yazıp çizme serü- venimin başından itibaren kendi dinlediğim ve sevdiğim şeyleri in- sanlarla paylaşmak vardır. Bu yüzden Şevket Uğurluer yerine yeni bir rock grubuna yer vermiş olsay- .___..••.. , . . _ ı _ dım, samimi davranmamış olacaktım. Son iki yıldır her hafta neredeyse hiç kaçırmadan izlediğim tek program "Şevket Uğurluer'le Anılarla Müzik" olmaktadır. Bu ilgim o denli büyüktür ki, şimdilerde TV8'de yayınlanan bu programın daha önceki ve TRT'deki kayıtlarını da bir yerlerde bu- lamak için çırpınıyorum. Her Çarşamba gecesi, saat 00.00'da başlayan "Anılarla Müzlk'te programın değişmez elemanı Piyanist Şevket Uğurluer üçlüsüyle konuklarını ağırlarken, tadına doyulmaz bir müzik ziya- fetine de adım atıyorsunuz. Piyano, bas ve davuldan oluşan bu üçlü klasikleşmiş bir caz standardı ya da 50'lerin popüler bir par- çasıyla programa başlar ve ardından konuğu davet edilir. Progra- mın sonunda konuğa veda edilir ve davulcu Korkut Koray'a sıra gelir. Şevket Uğurluer, Koray'a dönerek "Bugün blze ne çalacak- sın" der ve finali oluşturan Italyanca ya da Latin bir şarkı başlar. Televizyon programlarında alıştığımız ünlü ve gündemde olan konuk seçimi "Anılarla Müzlk'te pek geçerli değildir. Yıllardır gör- mediğiniz eski bir şarkıcıyı bulabileceğiniz gibi hiç ismini duyma- dığınız ama önemli bir yorumcuyu da konuk olarak bulabilirsiniz. Şevket Uğurluer, "Anılarla Müzik" programıyla 17. yılına adım atarken aynı zamanda Türk televizyonculuğunun en uzun soluklu müzik programına da imza atıyor. TRT'de başladığı programı özel televizyon kanalına taşıyan bu usta müzik adamı bugünlerde de çıkardığı "Anılarla Müzik" albümüyle de müzik mağazalarının vit- rinlerinde. 1938 yılında doğan Şevket Uğurluer, ilkokul sıralarında başladı- ğı müziği, 1955 yılında profesyonel boyuta taşıyacaktı. Onun bu merakı da ailesinden filizleniyordu. Şevket Uğurluer'in ablaları olan Flkret Kozinoğlu ve Ismet Çevlker de Ankara Radyosu'nun ses sanatçılarıydı. Uğurluer daha 17 yaşındayken Erol Büyük- burç, Metlrt Ersoy, Kanat Gür ve Sallm Ağır- baş'la birlikte ilk orkestralarını kuracaklardı. Florya Plajı'nda kurulan bu topluluktan üç yıl sonra Uğurluer, ilk bestesi olan "You" ile 2. Bo- ğaziçi Müzik Festivali'nde yarışacak ve üçüncü ge- lecekti. 50'li yıllar ve 60'ların ilk çeyreği tüm dünya gibi Türkiye'de de orkestra müziğinin hakim olduğu yıllardı. Uğurluer de döne- min belli başlı orkestralarında çalıştıktan sonra 1961 yılında kendi adını taşıyan orkestrasını kuracaktı. Şevket Uğurluer ve Arkadaş- ları adıyla devrin meşhur şarkılarını seslendirmenin yanısırafolk ve Klasik Türk Müziği yapıtlarınrı da caz'a adapte edeceklerdi. "Ana benl Eversene", "Not Responslble", "Tombalacık Hallmem", "You" isimli 45'lik plakları o yılların en ilgi uyandıran örnekleriydi. Mimarlıkla geçlnfp müzikle yaşamak 60'ların sonuna doğru büyük orkestralar ve caz etkili müzikler yerini "aranjman" diye de tabir edilen Türçe Sözlü Hafif Müziğe bırakırken Şevket Uğurluer'in orkestrası da dağılacaktı. Bu aralar- da o da müziği bırakarak akademik eğitimini aldığı mimarlığa yö- nelecekti. Ancak gene de müzikten tam anlamıyla kopamayarak ikisini de birlikte sürdürmeye karar verir. Çeşitli kulüpler ve otel- lerde müzik yapmayı sürdüren Uğurluer'i 1991 'de yapılan Eurovi- sion Şarkı Yarışması'nda besteci olarak bulacaktık. Oğlunun ses- lendirdiği rock'n roll temalı "Ikl Daklka" o yılki yarışmada Türki- ye'yi temsil edecekti. Şevket Uğurluer'in TV'de yaptığı programın CD'ye taşınması diyebileceğimiz ve bugünlerde piyasaya çıkan "Anılarta Müzik" al- bümünde sanatçıyla özdeşleşen "Not Responslble", Nat Klng Cole'ün döneminin listelerini alt üst eden "Mona Usa'sı, bizim AJ- da Pekkan'ın yorumuyla "Ikl Yabancı" diye bildiğimiz "Strangers In TheNlght", Too Young", "HitTheRoadAga- In" gibi 22 klasik parça yer alıyor. Albümde Şev- ket Uğurluer'in piyano ve vokaline davulda Hasan Hür, kontrabasta da Tevflk Glrginer eşlik ediyor. 70 yaşında bir müzik de- likanlısı olan Şevket Uğur- luer 50. sanat yılında çıkar- dığı ilk albümüyle karşımız- da. O yıllar öncesinin sesle- rini günümüze aksettiren bir yıldız. Bugün ülkemizde grup müziği yapılıyorsa Şevket Uğurluer'e minnet borcumuz sonsuzdur. Klasik gitar dinletisi Klasik gitaristlerimiz Kürşad Terci ve Kağan Korad, bu akşam Bilkent Konser Salonu'nda verecekleri konserle birlikteliklennin 20. yılını kutlayacaklar. Dünya çapında başarılar elde etmiş Terci-Korad Gitar Ikilisi'ne konserde şef Bujor Hoinic yönetimindeki Bilkent Senfoni Orkestrası eşlik edecek. İkili saat 20.00'de başlayacak etkinlikte Bujor Hoinic'in 'İki Gitar Konçertosu'nu seslendirecek. 20. yılını tamamlayan topluluk, Almanya'daki Uluslararası Koblenz Müzik Festivali, Yunanistan'daki Uluslararası Volos Gitar Festivali ve Uluslararası Belgrad Guitarart Festivali'ne davet edilen ilk Türk sanatçılar olmuşlardı. (www.tercikorad.com) Müzik festivali Kadir Has Üniversitesi öğrenci konseyi ve kulüplerinin desteğiyle düzenlenen Khasfest, bu yıl 9- 10 Mayıs tarihlerinde gerçekleşecek. Selimpaşa kampüsünde yapılacak festival kapsamında Burhan öcal&Funky C&Ayben, Demet Akalın, Dolapdere Big Gang ve Teoman konser verecek. Marmara Denizi'ne sıfır bir sahil kasabasında yer alan kampüste müzik dolu iki gün geçirebilirsiniz. (0216 556 98 00, biletler 50, 40, 35 ve 30 YTL) Koçfest Türkiye'yi geziyor Türkiye'nin en büyük gençlik festivallerinden Koçfest dün Mersin Üniversitesi'nde başladı. 1 Haziran Pazar gününe kadar devam edecek festival kapsamında gerçekleşecek etkinlik ve oyunların ardından ünlü sanatçılar konserler verecek. 5 Mayıs Pazartesi Mustafa Kemal Üniv., 7 Mayıs Çarşamba Uludağ Üniv., 9 Mayıs Cuma Kocaeli Üniv., 12 Mayıs Pazartesi Anadolu Üniv., 14 Mayıs Çarşamba Selçuk Üniv., 16 Mayıs Cuma Hacettepe Üniv., 19 Mayıs Pazartesi Inönü Üniv., 21 Mayıs Çarşamba.19 Mayıs Üniv., 23 Mayıs Cuma Cumhuriyet Üniv., 26 Mayıs Pazartesi Atatürk Üniv., 28 Mayıs Çarşamba Erciyes Üniv., 30 Mayıs 9 Eylül Üniv.ve 1 Haziran Pazar Parkorman müzikle dolacak. Caz gecesi Kristina Svolkinaite, 8 ve 9 Mayıs akşamları Nardis Jazz Club'de müzikseverlerle buluşacak. Litvanya doğumlu genç sanatçıya gitarda önder Focan, bas gitarda Erdal Akyol ve davulda Ediz Hafızoğlu eşlik edecek. Konser perşembe akşamı saat 21.30'da, cuma akşamı ise 22.30'da başlayacak. Kom katkılarıyla gerçekleşecek gecelere Svolkinaite'nin hocası vokalist Steponas Januâka da katılacak. Cazseverler için keyifli bir etkinlik. (0212 244 63 27, biletler 25 ve 15 YTL) Türk müziği üçlüsü Kanun, kemençe ve viyolonseli bir araya getiren ve üç kadın müzisyenden oluşan 'Nazenin Türk Müziği Üçlüsü' 5 Mayıs Pazartesi akşamı konser verecek. Türk müziğinin 20. yüzyıl eserlerinl seslendirmek amacıyla kurulan topluluk ağırlıklı olarak 19. yüzyıldan itibaren Türk müziğini etkilemiş ve Batı müziği etkisinde bestelenmiş modern şarkı, kanto ve tango gibi eserlere hayat veriyor. Nermin Kaygusuz, Ayşegül Kostak Toksoy ve Rüya Kocamemiş'ten oluşan grup, Sermet Çifter Salonu'nda saat 18.00'de konser verecek. [email protected] RİFAT MUTLU [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle