03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 MAYIS 2008 CUMARTESİ HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Talan Özgürlüğii Demokrasi Değildir AKP iktidarının 1 Mayıs'taki tutumu üzerine DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, - Bunlar yalnızca türban özgürlüğünden yana- dırlar, demiş. Bence, olay bu denli yalın değil. Bugün iktidar olan zihniyet, dinsel ve siyasal sim- geleri kamu alanına egemen kılarak kendi sulta- sını pekiştirmek istiyor. Bu bir gerçek. Ama "tarikat-ticaret-siyaset" üçgenini bütünüy- le kavramak gerek. Bu üçgenin sihirli altın kenar- ları, ondan yararlananları, zengin etmeye yönelik bir alanın sınırlarını oluşturuyor. Aslındatarikat kenannın korumak istediği dezen- ginleşmedir. Yurttaşların, bireylerin zenginleşmesi demokra- si için hiç de kötü bir şey değil. Sürdürülebilir bir kalkınma ile bu gelişmenin meyvelerinin toplum içinde görece hakça devşi- rilmesi rejimi de güçlendirir. Ancak demokrasideki zenginleşme, ister eşit- likçi olsun, ister olmasın, her halükârda üretime dayanmalıdır. Demokrasi bir burjuva rejimidir. Burjuvazi üre- tim ilişkilerini kendi yaranna oluştururken, üreti- mi de büyük ölçüde arttırmayı başarmış, rejimini böylece ayakta tutmayı becermiştir. ••• Türk demokrasisine bakınca ne görüyoruz? Cumhuriyet 1923 yılında kurulmuş, belli başlı kurumları 10-15 yıl gibi bir süre içinde yaşama ge- çirilmiş. Rejim kuruluşundan 23 yıl sonra çok par- tili yönetime evrilmiş; 27 yıl sonra, kuruluşunun üze- rinden elli ay bile geçmemiş olan muhalefet par- tisi iktidar olmuş. Kısacası Cumhuriyetimiz seksen yaşını aşmış, "demokrasi" diye algıladığımız çok partili yöneti- mimiz de altmışıncı yıhnı geride bırakmış. Avrupa'nın ucundaki Ispanya'ya bakalım. Biz- de cumhuriyet kurulduğunda Ispanya krallıktı. Ar- dından 2. Dünya Savaşı öncesi bir iç savaş ya- şadı ve ondan Franco diktasıyla çıktı. Kırk yıla yakın süre Franco sultasında yaşayan Ispanya, 1973'te diktadan kurtuldu. Kısa sürede bütün güçlerin büyük özverisi ve işbirliğiyle kuru- lan ve oturan demokrasinin Ispanya'daki geçmi- şi topu topu 35 yıllık. Yani hâlâ krallık olan Ispanya'nın demokrasisi bize oranla çok daha genç, ama gelin görün ki çok dahasağlam. Ispanya AB'nin önemli üyelerinden biri. Üstelik bir zamanlar dinsel taassubun fazla baskın olduğu bu ülkede, bizde çok tartışılan cumhuriyet kurumları ve değerleri, rejim krallık olmasına rağmen daha geniş bir kabul görmüş du- rumda. Iki ülke arasındaki fark, bizim sistemimizde bir yanlışlık olduğunu gösteriyor. • • • Farklılık nereden kaynaklanıyor diye araştırırken, bakılması gereken yer, iki ülkenin ekonomilerinin yapısıdır. Ispanya'daekonomi, üretime dayanıyor. Bu ül- kede, çeşitli etnik farklılıklar sorun oluştursa bile, sürdürülebilir bir kalkınma sağlayacak ekonomik model oturtulabilmiş. Tartışmalar, üretimin payla- şımı noktasındaodaklanıyor, burjuva demokrasi- lerinin alışılmış görüntüsüdür bu. Ürettiğinden çok üreyen insanların ülkesi Tür- kiye'de ise 70 milyon nüfusa, yalnızca 20 milyon , kişi çalışarak bakabiliyor. Üretim yetersiz. ; Ama bazı insanlar yine de zenginleşiyorlar, do- lar milyarderi sayımız artıyor, hatta Avrupa'da do- lar milyarderi sayısında dereceye bile girer hale geliyoruz. Bu zenginleşmenin temelinde üretim yok. O denli milyarder üretecek bir ekonomik yapıya sa- hip değiliz. Bu zenginleşmenin temelinde talan ve avanta yatıyor. "Iş bilenin, un akıtanın" döneminde, spekülas- yon, avanta krediler, avanta nimetler ve talandan sağlanan paraların özgürlüğü savunuluyor. Kamu alanındaki türban, tarikat-ticaret-siyaset alanı için- deki avanta ve talan düzenini örtmek için kullanı- lıyor. Türban özgürlüğünün asıl korumak istediği özgürlük budur. Talan ve avantanın bölüşüm kavgası ise de- mokratik tartışmayla olmuyor. Talan ve avanta öz- gürlüğü demokrasi değildir. Talan ve avanta özgürlüğü emeğin de, demok- rasinin de düşmanıdır. asirmen(ö)cumhuriyet.com.tr CHP'li Antman'a ağır hakaretler içeren şeriatçı Tohum dergisi TBMM'de ücretsiz dağıtılıyor Dinci yayınlara göz yumuluyor • TBMM milletvekili bankolarında ücretsiz olarak dağıtılan "Tohum" adlı şeriatçı derginin mart-nisan sayısında, CHP milletvekili Canan Antman hakkında ağır hakaretler içeren ifadeler yer aldı. Dinci basın tarafından hedef gösterildiğine, şimdi de Meclis'te ücretsiz dağıtılan bir dergide kendisine hakaret edildiğine işaret eden Antman, TBMM Başkanlığı'nın buna göz yummasını eleştirdi. AYŞE SAYIN ANKARA TBMM'de milletvekili odalanna "ücretsiz" da- ğıülaıı "Tohum" adlı der- gide, CHP Izmir Millet- vekili Canan Antman "fahişe gibi giyinmek- le"suçlandı. TBMM Baş- kanı Köksal Toptan'a mektupla şikâyette bulu- nan Antman, dinci bası- nın sürekli kendisini he- def gösterdiğine dikkat çekerek "Bu tür yayın- ların Meclis'te dağıtıl- ması için özel olarak inı- kân mı tanınıyor" soru- sunu yöneltti. TBMM'de birkaç gün önce milletvekili banko- lannda ücretsiz olarak da- ğıtılan "Tohum" adh der- ginin mart-nisan sayısın- da, derginin "imtiyaz sa- hibi" olarak da görülen Yusuf Ziyaettin Sula'nın, "Sık sorulan Sorular ve Muhtemel Cevaplar" başlıklı yazısında Ant- man'a da hakaret içeren ifadeler yer aldı. Sula, imam hatip ve türbanla il- gili "sıkça" sorulan soru- lara kendince verdiği ya- nıtlann yer aldığı yazısın- da şu görüşleri savundu: "Canan Antman isimli milletvekili, bir açıkla- masında başörtüyü es- kiden fahişelerin örttü- ğünü söylemek seviye- sizliğini göstermiştir. Biz de kalkıp onun kıyafeti- nin bugünkü fahişelere benzediğini söyleyecek kadar seviyemizi düşüre- meyiz." CHP'li Antman ise Cumhuriyet'c yaptığı de- ğerlendirmede, kendisüün zaten dinci basın tarafın- dan hedef gösterildiğine, şimdi de Meclis'te ücret- siz dağıtılan bir dergide kendisine hakaret edildi- ğine işaret etti. Dergide sözü edılen açıklamasının da son derece çarpıtılarak yansıtıldığım kaydeden Antman, bu sözleri nede- niyle AKP'li Fatma Şa- hin'in kendisi hakkında dava açtığını, ancak dava- nın mahkemece reddedil- diğini anımsattı. TBMM Başkam Top- tan'a mekrup yazarak bu yayının engcllcnmesini is- teyen Antman, " Meclis önüne gelenin istediğini hedef gösterip hakaret edeceği yayınların dağı- tıldığı bir yer olmamalı- dır. Bu yayınlann dağı- tılması için özel imkân mı sağlamyor, özel olarak koruma altına mı alıııı- yor" dedi. CHP 'DE GÖREVDENALMA Hk ceza EsMşehir'e CANHAaOĞLU 'Entegrasyon sürmeli' mesajı Makedonya'nın Ohri kcntindc başlayan 15. Orta Avrupa Ülkeleri LJderleri Zirvesi'ne özel konukolarak kaülan CumhurbaşkanıAbdullah (iüI, zirvenin açıkşında tngilizce yardımcı olacağını belirtti. "Bölgenin yeniden şekillendiği bir dönüşüme şahit oluyoruz" diyen Gül, bölgedeki reformlann devamı için Avrupa Birliği ve NATO gibi kurumlara entegrasyon hedefînin temel amaç olarak sürdürülmesini istedi. Gül, başta Almanya CumhurbaşkanıHorstKöhleroknak üzereçoksayıda cumhurbaşkanı ile baş başa görüştü. Zirveye kalılan cumhurbaşkanlan Ohri'de, "tmaret" olarak da andan Plaosnik Manasnn'nı gezerek haüra fotoğrafi çektirdi. (Fotoğraf: AA) ESKtŞEHİR - CHP kurultayının ar- dından, ilk görevden alma Eskişe- hir'de yaşandı. CHP Yüksek Disiplın Kurulu, Eskişehir Merkez îlçe Baş- kanı Erdal Caferoğlu ve 5 üyeyi partiden uzaklaştırdı. CHP Yüksek Disiplin Kurulu, delege seçimlerini engellemeye çalıştıklan iddiasıyla Merkez îlçe Başkanı Erdal Caferoğlu ve eski Merkez îlçe Başkanı Ka/ıın Kurt'a iki yıl geçici olarak partiden ' uzaklaştırma cezası verdi. CHP üye- leri Ali Rıza Menevşe, Turan Duru, Nazmi Kurtyılmaz ve Mehmet Öz- can 1 yıl uzaklaştırma, Nazım Özel ile İsnıail Kumru da kınamayla ce- zalandınldı. CHP Yüksek Disiplin Kurulu Başkanlığı'nnı gerekçeli ka- rannda, partiden uzaklaştırma ceza- sına çarptınlan CHPTilerin, genel merkez yöneticileri ile genel başkana hakaretlerde bulunduklan öne sürül- dü. Caferoğlu, konuyu yargıya taşı- yacaklannı ifade etti. Okul değil şeriat sitesi Şanlıurfa VîranşehirLisesi'nin internetsitesindenseçmecekitaplar: tla-yıKelimetullah Ve Cihat, Kulluğum Sultanlığımdır, Tefsirde Israiliyyat, Lemezat-ı Hulviyye, TasavvufYolunda Manevi Cih FIRATKOZOK ANKARA - Şanlıurfa Viranşehir Li- sesi'nin internet sitesi, iceriği ile şeriat- çı yayın organlannı aratmıyor. Silede, Seyyid Kutub ve Fethullah Gülen'in kitap tanıtımlan ve sözleri yer alıyor. Şanlıurfa Viranşehir Lisesi'nin resmi internet sitesi, milli eğitimin geldiği nok- tayı tünı netliğiyle gözler önüne seriyor. http://viransehirlisesi.meb.kl2.tr/in- ternet adresli sitenin "Kitap Özetleri" başlıkh bölümünde, Seyyid Kutub, Fet- hııllah Gülen, Mehmet Kırkmcı, İmam Gazali, Ebu Nasr Serrac Tusi başta ol- mak üzere dını görüşleriyle tanınan bir- çok isme ait kıtaplann özetleri yer alıyor. Sitede, Necip Fazıl kısakürek ve Mus- tafa İslamoğlu'nun şiırlen de dikkat çe- kıyor. Kitap özetleri, "Psiko-Sosyal ve Metafizik", "Din", "Kuran ve Hadis" ve "Tasavvuf" başhklan altında verilcn sitede yer alan bazı din kitaplan şöyle: AnaHatlanyla îslam Felsefesi, lslamı Bilimde Metodoloji Sorunu, Islam Dev- let Felsefesi, Islam Hukukunda Hısımlık Nafakası, KaderNedir?, Kulluğum Sul- tanlığımdır, Mekke Resullerin Yolu, Mev- cut Kaynaklara Göre Hıristiyanlık, Mez- hepler Nasıl Ortaya Çıktı, Mitoloji, Ki- tab-ı Mukaddes ve Kuran-ı Kerim, Müs- lüman Olmam Neyi üerektirir, Müslü- manlann îhtilaf Etmesinin Sebebleri, îs- lamda Zaman Tanzimi, Yoldaki Işaret- ler. Aynı sitede 23 tane hadis ve tasavvuf kitabına da yer veriliyor. Bu kitaplar da şöyle sıralaruyor: Kuran-ı Kerim vc Ku- ran tlimlerine Giriş, Kuran'da Dua, Ku- ran'da Edcbi Tasvir, Kuran-ı Kerim Bil- gileri, Kuran'ın îkna Hususiyeti, Tefsir- de lsrailiyyat, Ana Hatlanyla Hadis, Ha- dislerde Fitne, Hadislerle Gerçekler, Re- sulullah'ın Dıplomatik Münasebetleri, Tevrat ve lncil'e Göre Hz. Muhammed (A.S.), Tasavvufiın Esaslan (Avarif-ul Mearif), El Munkızu Mided Dalal, îlim, Amel Seyru Suluk, Islam Tasavvufu, îs- lam Tasavvufunun Meseleleri, Lemezat- ı Hulviyye, Sülemi ve Tasavvufi Tefsiri, Tasavvuf ve Tarikatler, TasavvufYolun- da Manevi Cihat. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] 1 Mayıs'ı kutlama çabaları sırasında Istanbul polisinin gösterdiği performans dünya çapındaydı. Sendikacıları ve iş- çileri Taksim Meydam'na sokmamak konusundaki hükümet kararlılığını iyi kavrayan Istanbul Valisi MuammerGü- ler, Emniyet Müdürü Celalettin Cer- rah'la birlikte gerçekten göz kamaştı- rıcıydılar. Dediklerini yaptılar, hatta de- diklerinin ötesine bile geçerek, kıpırda- yanı anında hareketsiz hale getirdiler. Bu dünya çapındaki şiddet gösterisi, bizi yine dünyanın önde gelen ülkelerinden birisi haline getirdi. TV'lere yansıyan saldırgan polis tablolanyla Erdoğan ve arkadaşlan ne kadar övünseler yeridir. HattaAnayasa Mahkemesi'ndeki savun- malanndadavadosyasınai Mayısgö- rüntülerini de koysalar işlerine bile ya- rayabilir. "Bakın biz ne kadar düzen ta- raflısıyız" diyebilecekleri bir örnek gös- termiş oldular. Aslında AKP'li hükümetin ve Istanbul Vilayeti'nin yöneticilerinin 1 Mayıs'ta yaptıkları, bildiğimizgeleneksel "devlet refleksi"yd\. Devlet dediğin böyle yapar- 1 Mayıs ve Türkiye'nin Demokratik Dokusu... dı. Geçmişte böyle yapmamış mıydı? AKP'nin geçmiştekilerden bir farkı ol- madığının kanıtlanması için birfırsat eli- ne geçmişti. AKP hükümeti de gele- neksel devlet refleksinin biraktörü ola- rak bekleneni yaptı. Geleneksel devlet refleksi nedir: Işçiyi, emekçiyi düşman görür, onla- rın hertürlü hakkını hukukunu ortadan kaldırmayı kendisine vazife sayar. Da- ha da ötesi "yasa/c"çıdır. Dünyanın gelişmiş, gelişmemiş nere- deyse bütün ülkelerinde bir bayram ve tatil günü olarak kabul edilen, emekçi- lerin talep ve tepkilerini dile getirdikle- ri 1 Mayıs'ı ve 1 Mayıs'ın Türkiye'de sembolü olan Taksim Meydanı'nı gös- terilere yasaklamak ve yasağı uygula- yabilmek amacıyla bütün şehirde dev- let terörü estirmek AKP'ye çok yakıştı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve onun emrindeki güvenlik güçleri de bi- ze yakışanı yaptılar. 1 Mayıs'taki "deWefn9/Ms/"hepimi- ze bir kez daha gösterdi ki Türkiye'de demokratik birdevlete sahip olmak öy- le kolay bir iş değil. Avrupa Birliği ile üye- lik müzakereleri yürütmek, yasaları de- mokratikleşme yönünde değiştirmek bazı ülkeleri değiştirebilir, ama Türki- ye'yi değiştiremez. Orneğin polislerdeki öfke ve saldır- ma isteği nereden kaynaklanıyor? Bel- li ki bir saldırganlık kültüründen. Belli ki muhalif olana karşı birikmiş ya da birik- tirilmiş birhınç yüzünden. Hani yıllardır Avrupa Birliği polisleri eğitiyordu, insan hakları ve bireysel haklar konusunda yol gösterici kurslar düzenliyordu? Bir kötülükle yüz yüze gelindiğinde bir çözüm üzerinde anlaşılır "Eğitimşartkar- deşim" denir ya... Işte eğitim de yapıl- mış, sonuç ortada, diyebiliriz. Avrupa Birliği'nden gelen eğitimcilerin yaptığı eğitim nedir ki? Asıl eğitim, gündelik hayat içindeki eğitim. Polisler, bir şid- det kültürünün içinde yaşıyor ve görev yapıyorlar. Üstüne birde hükümetten ve yerel yö- neticilerden yönlendirme olduğu za- man asıl eğitimin ne olduğu bir anda or- taya çıkıveriyor. ••• 1 Mayıs'taki manzaranın asıl so- rumlusu hiç şüphesiz hükümettir. Hü- kümeti böyle davranmaya iten ne- dir? Herhalde, ben devletim mantığı. Bir başka şekilde söylersek, hükümetin başında olmak yasakları savunmayı gerektiriyor diyen bir anlayışın onla- ra da egemen olması, böyle davran- malarına neden oldu. 1 Mayıs'ta yaşananları görünce ül- kemizin geleceği adına büyük bir en- dişe duymamak mümkün değil. Bu ül- keyi yönetenler, kendi halkını hâlâ bir tehdit olarak görmeye devam ediyor- lar. Bu ülkeyi yönetenler, bu devletin demokratikleşmesi gibi bir dert için- de değiller. AKP'nin AB süreci boyunca dilinden düşürmediği, kapatma davası sırasın- da daha kuvvetli şekilde vurguladığı "demokrasi", "insan haklan", "özgür- lükler" gibi sözcükleri ne kadar içselleş- tirdiğini ahlamak için 1 Mayıs görüntü- lerini izlemek önemli bir ölçü. Buyurun seyredin, tabloyu görün... ••• 1 Mayıs'ta yaşadıklanmız, Türkiye'nin demokratikleşmesi, Avrupa Birliği öl- çütlerine ulaşmamız için ne kadar yol almamız gerektiğini de gözler önüne seriyor. Zaman zaman AB'den gelen ters rüz- gârlara sinirlenip "Zafen onlarbizialma- yacaklar" diyoruz ya, şimdi elinizi vic- danınıza koyun ve şu yaşananlara ba- karak siz karar verin: Bu ülke bu haliy- le Avrupa Birliği'ne üye olabilir mi? Türkiye'nin ruhsal ve siyasi dokusu- nun demokratikleşmesi kolay değil. Bunu bir kez daha yaşayarak öğren- mişolduk... J^OOST LAGENDIJK DAVAYI ELEŞTÎRDt 'AKP'nin kapatılmasına ilişkin güçlü işaretler var' www.robînfur.com.tr HuvaSmanı himıor Qüvaıılik veıplM ve viife Ocreii poko! llyalına tlolıil doflıldir. Ilaber Merkezi - Türkiye-AB Kar- ma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk, AKP'nin kapatılaca- ğına ilişkin güçlü işaretler bulunduğu- nubelirterek "AKP'nin kapatılacağı- nı, üst düzey yöneticilerin ortadan kalkacağım ve Avrupa'dakilerin bu- nu asla kabul etmeyeceğini" söyledi. lzmir'de Dokuz Eylül Üniversite- si'nde (DEÜ) "Türldye-AB llişkileri Gündemi" konulu konferansa katılan Lagendijk, AKP'nin kapatılmasına iliş- kin "Yapılan yanhşlar, bir partiyi ka- patmak için yeterli değildir. Avru- pa'da kinıse yüzde 47 oy alan bir par- tinin kapatılmasını anlamıyor. Se- çimlerde yapılmak istenen, davayla başka şekilde yapılmaya çalışüıyor. Bunun için de anayasa ve hukuk kul- lanıhyor" şeklinde görüş bildirdi. AKP'nin kapatıhnası durumunda da yine aym ideolojide yeni bir partinin kurulacağım, o partinin de "sempati toplayarak gelecek seçimleri kazana- cağını" belirten Lagendijk, kapatılma- ntn Avrupa'daki yankılanna yönelik ise şu öngörüde bulundu: "Avrupa Türkiye'ye 'Lütfen anaya- sanızı değiştirin' ya da 'Müzakereleri askıya alırız' diyebilir. Türkiye'nin de bizim de kafanuz kanşık. Türkiye'nuı AB'ye girmesi çok önemli. AKP ka- patılsa bile uzun vadede müzakere- ler durdurulmayacak."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle