25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 MAYIS 2008 CUMARTESİ HABERLER ÜAK Başkanı, "Yurtdışı veyurtiçi 'bilinen'odaklardanyargıyayapüan müdahalelere karşıyız" dedi Rektörlerden yargıya destekANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Üniversitelcrarası Kurul (ÜAK), Yargıtay ve Danıştay'ın Başkanlar Kurullanndan yapılan açıklamalara destek verdi. ÜAK toplantısı dün Hacettepe Üni- versitesi Beytepe Yerleşkesi'nde ÜAK Başkanı Mustafa Akaydın başkan- lığında gcrçeklcştirildi. Toplantı ön- ccsindc sorulan yanıtlayan ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut, "Defalaıca biz söyledik. Yürütme, yasama vc yargının güçleri belli. Güçlerin ayrılığı da dcınokrasinin 'olmazsa olmaz' koşulu. O açıdan herkesin birbirine saygılı olınası la- zım. Yargının baskı altında tutul- manıası la/ını. Toplumda cn büyük rahatsızlık ülke dışından bazı in- sanların yargımız hakkında hak etmediği ifadeler kullanmasıdır. O da bizi rahatsız ediyor" dcdi. Toplantı sonunda basm açıklama- sı yapan ÜAK Başkanı ve Akdeniz • Üniversitelerarası Kurul toplantısı sonrasında açıklama yapan Başkan Prof. Akaydın, son dönemde yargıya yapılmak istenen müdahalelere dikkat çekerek "UAK, demokratik rejimimizin en önemli güvencelerinden biri olan Türk yargısına özellikle yurtdışı odaklardan ve yurtiçi bilinen odaklardan yapılan yorumlarla, müdahalelerle yapılan söylemleri doğru bulmamaktadır, bunlara karşıdır" dedi. Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mus- tafa Akaydın, "Türk yargısına son aylarda birtakım müdahaleler ol- duğunu" belirtti. Akaydın, şunlan söyledi: "ÜAK, demokratik rejimimizin en önem- li güvencelerinden biri olan Türk yargısına özellikle yurtdışı odak- lardan ve yurtiçi bilinen odaklardan yapılan yorumlarla, müdahaleler- le yapılan söylemleri doğru bul- mamaktadır, bunlara karşıdır. Bu- ııu Türldyc'nin rejimi açısından, de- mokrasinin en önemli güvencesi olan, saygı duyulması gereken yar- gı kurumunnıza haksızlık olarak değerlendirmektedir." Bu konudaki duyarlılıklannı ka- nıuoyuna iletnıek istediklenni dile gc- tircn Akaydın, "Yargının saygınh- ğının korunmasını, yargıya güve- nilmesini özellikle bu tür odaklar- dan rica ediyoruz" diyc konuştu. ÜAK'nin olağan bir gündem mad- desiyle toplandığını belirten Akaydın, bu topiantının en önemli maddesinin doçentlik smavjürilerinin belirlenmesi oldugunu ve bunun gcrçckleştirildiğini söyledi. Kurul'un ülkenin günde- minde olan çoğunluğu üniversitcleri ilgilendiren bazı konularda görüş be- lirlemc ihtiyacı duydugunu ifade eden Akaydın, görüşlerin, çoğunlugu rek- törlerden oluşan 134 katılımcının oy- birliği ilc bclirlendiğini kaydetti. Akaydın, şunlan söyledi: "Şu anda üniversitelcrimiz gerek örtülü alan altyapısı olarak, gerek bütçe olarak, gerekse hepinizin bil- diği gibi son zamanlarda akademik eleman sıkıntısı da ortaya çıkmış- tır. Bu tür sıkıntılardan dolayı kon- tenjanlann arttırılmasını son derece sakıncalı ve Türk yükseköğretimi- nin kalitesini bozucu anlamda de- ğerlendirmektedir. Şu anda bir- çok üniversitemizde öğrenci ders- likleri, mevcut öğrencilere bile yet- memektedir. Bu tür kararların rektörlerin ve üniversitelerin göriişü alınmadan ileriye sürülmesini de kurulumuz, üniversite özerkliğine de ayrıca bir müdahalc olarak yo- ruııılamaktadır." ÖSS sistemindc yapılması istenen değişikliklere de dcğincn Akaydın, bu değişikliklerin kamuoyunda son 6 yıl içinde çok sık tartışma konusu ya- pıldığmı belirtti. Akaydın, bu konu- ya ilişkin şunları söyledi: "Kurulu- muz, bu değişikliklerin altında, meslek liselerimizden üniversiteye geçişte katsayı uygulamasının or- tadan kaldırılmasının yattığı dü- şüncesindedir. O bakımdan bu tür ÖSS sistcmindeki değişikliklerin aceleci bir şekilde ve yine ÜAK'nin ve Rektörler Komitesi'nin görüşlcri alınmadan geçirilmesini Türk yük- seköğretiminin geleceği açısından sakıncalı bulduğunu yine oybirli- ğiyle ifade etmektedir." Gül: Sonra duyacaksımz • ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Cumhur- başkanı Abdullah Gül dün Çankaya Köşkü'nde KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer ve beraberin- deki heyetı kabul etti. Ba- sına kapalı gerçekleşen kabulün başlangıcmda gazetecilerin görüntü al- masına izin verildi. Gül, bu sırada bir gazetccinin, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yargı ile hükümct arasındaki gerilime müdahale etmesi istemiyle ilgili olarak, "Değerlendirmcnizi yap- tınız mı" sorusu üzerine, "Ne yapacağımızı sonra duyacaksımz" dedi. Damştay sanığı sorgulandı • ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Danış- tay 2. Dairc üyelcri ve gazetemizc yönclik sal- dırılarla ilgili davanın tutuklu sanıklanndan Osman Yıldırım hak- kında, karar duruşması sırasında söylediği söz- ler nedeniyle "Atatürk'e ve mahkeme heyetine hakaret" suçlarından da tutuklama kararı verildi. Yıldırım, tutuklu bulun- duğu Sincan F Tipi Cc- zaevi'nden, jandanna ekiplerinin yoğun gü- venlik önlemleri altında Ankara Adalet Sara- yı'na getirilerek Cum- huriyet Savcısı Nadi Türkaslan tarafından sorgulandı. Yıldırım ye- niden Sincan F Tipi Ce- zaevi'ne götürüldü. Sayın Öcalan' cezası • lstanbul Haber Ser- visi - Barış Anncleri Ini- siyatifı tarafından Beyoğlu Galatasaray Meydanı'nda yapılan ba- sın açıklamasında terör Örgütü PKK'nin lideri Abdullah Öcalan için *sayın' ifadcsini kulla- nan Latifc Bıığday, 'suç- luyıı övınek' gerekçesi ile 1 ay 20 gün lıapis ce- zasına çaıptırıldı. lstan- bul 11. Ağır Ceza Mah- kemesf ndeki duruşmada mahkeme heyeti Buğday için istenen cezanın 2 yı- la kadar oldugunu belir- terek 5 yıl denetimli ser- bestlik uygulanmasına karar verdi. Buğday suç işlediği takdirde ise hak- kında verilen hapis ceza- sı yürürlüğe girecek. ANAYASA MAHKEMESt Türban 2 hafta sonra görüşülecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP grubu ile 12 DSP millctvekili ve Tunceli Bağıınsız Millctvekili Kanıer Genç'in, değişikliğin iptali ya da yok hükmünde sayılması istemiyle 27 Şubat'ta Anayasa Mahkemesi'ne açtığı dava 87 gün sonra nıhayet gündeme alındı. Anayasa Mah- kemesi Başkanı Haşim Kılıç dün mahke- mcyc gelışinde gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Haşim Kılıç, üniversitelerdc türbanı serbest bırakma amacına yönelik anayasa dcğişikliğinin iptali istemli dava- nın haziran ayının ilk haftası görüşülece- ğini söyledi. Kılıç, gazetecilerin Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun bildirisiyle ilgili sorulannı isc yanıtsız bıraktı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç'ın görevlendir- diği raportör Osman Can, 80 günde ra- pomnu tamamlamıştı. Raportör Can, CHP'nin iptal istemlerine karşı çıkarak, ağırlıklı görüşünü rct yönünde şekillen- dinnişti. Öte yandan Yargıtay Cumhuri- yet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınka- ya da 2 Haziran'a kadar AKP hakkındaki kapatma davasında esas hakkındaki görü- şünü Anayasa Mahkemesi'ne iletecek. Başsavcılığm görüşü AKP'ye göndcrile- cek ve AKP de esasa ilişkin savunmasını yapacak. Belirlenecek bir tarihte Yalçın- kaya sözlü açıklama, AKP yetkilileri dc sözlü savunina yapacak. Bütün bu aşama- larda istcncbilecek ek süre taleplerini de Anayasa Mahkemesi değerlendirecek. Bu sürecin ardından, davaya ilişkin bilgi, bel- geleri toplayacak raportör, esas hakkında- ki raporunu hazırlayacak. Bu işlemler sü- rerken, gerek Yargıtay Cumhuriyet Baş- savcılığı, gerekse davalı AKP ek delil ve- ya yazılı ek savunma vercbilecek. YÜKSEK MAHKEMEYİ ELEŞTİRDl Miliband'dan AKP mesajı ELÇİN POYRAZLAR \VASHINGTON - Ingiltere'nin Dışişleri Bakanı David Müiband temaslarda bu- lunduğu Washington'da AKP kapatma davasına yönelik mesaj verdi. Stratejik vc Uluslararası Etütler Merkczi'nde (CS1S) bir toplantıda konuşan Miliband, AKP kapatma davasına yönelik bir soru- yu "Doğru olan, Türk hükümetinin hukukçular değil seçmenler tarafından seçilmesi" şeklindc yanıtladı. Geçen hatta Türkiyc'de oldugunu söyleycn Mi- liband, "Görünen o ki Anayasa Mahke- mesi bu esasa karşı" şeklinde konuştu. Türk sisteminın bir çıkış yolu bulması gerektiğini söyleyen Miliband, ülkede "özel dini seçimlerle kanıu alanları arasında nasıl bir denge sağlanacağı- nın" tartıştldığını söyledi. Türkiyc'nin AB üycliğinc büyük destek vcrdiğini vurgulayan Miliband, AB'yi Türk kimli- ğinin bir parçası olan laiklik için "en iyi güvence" olarak gördüğünü ifade ctti. Miliband toplantıda ayrıca Türkiyc vc Endonezya gibi ülkelerde "demokrasi ve İslamın birlikte yaşayabilmesi için yol- lar bulunduğu" söyledi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat, dün Başbakan Tayyip Erdoğan'ın gözündeki rahatsızlık nedeniyle katılma- dığı il başkanları toplantısına başkanlık etti. (Fotoğraf: AA) Yargının bildirilerineyanıtı, 'Herkes milli egemenliğe boyun eğsin' oldu Fırat'a göre egemenliğiıı tek adresi, partisi AKP ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - AKP'den Yargıtay vc Da- nıştay'ın bildirilerine yönelik scrt tcpki sürüyor. AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat, Yargı- tay ve Danıştay'ın, bildirileriyle Anayasa Mahkemesi'nde süren iki davanın örtülü tarafı oldugunu ortaya koyduğunu savunarak, bil- diriye imza koyanlann tarafsız- hklannı yitirdiğini ilcri sürdü. Fırat, dün Başbakan Tayyip Erdoğan'ın gözündeki rahatsızlık nedeniyle katılmadığı il başkanlan toplantısına başkanlık etti. Hiçbir bariycr, engel ve zorlamanm Tür- kiye Cumhuriycti'nin demokratik yürüyüşünü durdurmaya "muk- tedir" olamayacağını anlatan Fı- rat, herkesin milli iradeye ram ol- ması (boyun eğmesi) gerektiğini söyledi. AKP'nin oyunu yüzde 37'den yüzde 47'ye çıkardığmı, bunu kimsenin küçümsemcyc hak- kının olmadığını ileri sürcn Fırat, AKP'nin bu başansını küçümse- nıenin miilctin iradesini küçüm- semek ve milletin tercihlerini red- detmekle eşanlamlı oldugunu söy- ledi. Yargı bağımsızlığmın sadece yargının siyasi iktidardan bağım- sızlığı ohnadığını belirten Fırat, şu görüşleri dile getirdi: "Kamuo- yuna siyasi açıklamalar yapan bir yargı, tarafsızlığını ve ba- ğımsızlığını kaybetmiş bir yar- gıdır. Anayasal görevleri önle- rine gelen davalarda karar üret- mekten ve yargı yetkisini kul- lanmaktan ibaret olan Yargıtay ve Danıştay'ın bir bildiri yarı- şına girmelerini Türk millcti ibret ve hayretle izliyor. Bu bil- dirilere imza koyanlar taraf- sızhklarını yitirmişlerdir. İyi bilinmelidir ki yargı bağımsız- lığı yargının tarafsızlığı ile nriinı- kündür. Bu bildiriler ile ana- yasamn 138. maddesi açıkça yargı tarafından ihlal edilmiştir. Yüksek Anayasa Mahkeme- mizde görülmekte olan iki da- vanın karara bağlanacağı şu günlerde, anayasamızın 138. maddesi uyarınca özellikle sus- ması gereken Yargıtay ve Da- nıştay'm, hiçbir sebep yokken vc kendilerine yönelik en ufak bir eleştiri mevcut değilken bildiri yayımlamaları, kcndilerinin sö- zü geçen davaların örtülü tara- fı olduklarını açığa çıkarmıştır." tamam o zaman denlzden gldgllm lstanbul »Mikonos «Pire •Port Said (Kahire) •Ashdod (Kudüs) LİmaSOİ •Antalya Antık Ege uygarhkları, firavunlar dıyan ve piramitlerin yanı sıra Kudüs 'de kutsal toprakları ziyaret edeceğınız unutulmaz bir tatil. 458 € * Türk rehber ve hostesler eşliğinde, Türkçe hizmet avantajlanyla! 'Başlangıç tıyatlandır Fiyatlara genııde tam pansıyon konaklama. akltvıteter ve anımasyotılaf dahıl olup, lıman vergılen, kara gezılen dahıl değıldır "Indırım <1 -18 Hazıran ;'00Si çıkışlı tmlnıda ve yonı lezeıvasyûııljr ı İdi CRUISE * TRAVEL DESIGNEB Cumhuriyet Cad. No: 339/4 Harbiye lstanbul Tel: 0212 225 47 91-92 / 0212 225 03 00-01 CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU İnatlaşmak 21 Mayıs tarihli Cumhuriyet'te, ayrı sayfalarda, ilk bakışta birbirinden bağımsız iki haber dikka- timi çekti. llki birinci sayfada yer alıyor. Günümüz cumhurbaşkanı ve başbakanı eşle- rinin bir arada ve zorlama olup olmadığı belirsiz birer gülücükle kameralara poz verdikleri fotoğ- rafın altında şöyle yazılı: "Küskün ikili, çayda buluştu"... Iç sayfalarda yer alan öteki haberde ise Leyla Zana'nın Ingiltere Parlamentosu'nda "Türkiye, Kürtler ve Avrupa Birliği" konulu Kürtçe bir ko- nuşma yaptığını öğreniyoruz. İlk bakışta birbirin- den bağımsız bu iki haber arasında, denebilirse eğer, bir içsel bağıntı oldugunu duyumsadım ve bu bağıntının "inatlaşmak" sözüyle karşılanabi- leceğini düşündüm... Cumhurbaşkanı ve başbakan eşleri (aralarındaki küslükten hiç değilse görünüşte vazgeçmişlerse de) türban takmak konusundaki inatlarından vazgeçecek gibi görünmüyorlar... Tıpkı Leyla Zana'nın önce Türkiye Parlamen- tosu'nda, sonra birçok yerde, son olarak da In- giltere Parlamentosu'nda Kürtçe konuşma inadı gibi... ••• Şimdi bu iki inatlaşma olgusunu, türban ina- dından başlayarak daha yakından irdeleyelim. Herkes kendisine en çok yakıştığını düşündü- ğü giyim kuşamı taşımakta kuşkusuz ki özgürdür. Dinsel inançların bu alandaki yansımalarına da kimsenin bir diyeceği olamaz. Fakat özel yaşamın sınırları içinde kalmak ko- şuluyla... Bu sınırlar içinde insanlar kendilerini -söz ko- nusu hanımefendileri dışında tutarak söyleyelim- diledikleri gibi gülünçleştirme, çirkinleştirme, ba- yağılaştırma hakkına da sahiptirler... Bütün bunlara kimsenin bir diyeceği olamaz. En fazla gülüp geçilir, tuhaf karşılanır, küçüm- senir vb... Fakat kamusal alanın kuşkusuz ki kuralları vardır... Türkiye'de yasalar, Cumhuriyetin temel felse- fesi, kamu alanında dinsel simgelerin şu ya da bu biçimde taşınmasına izin vermiyor. Bu aslında uygar insan olmanın da başlıca bir koşuludur. Gelgelelim, milyon kez yinelenen bu gerçekler, türban inadı karşısında işe yaramıyor. İlgili parti hakkında kapatma davası açılmış ol- ması bile türbancıları inatlarından vazgeçirmiyor. Cumhuriyetin değerlerine, Türkiye Cumhuri- yeti'nin temellerine karşı, akıldışı, yasadışı inat- laşma sürüyor... • • • Kürtçe konuşma konusuna gelirice... Hiç kimseye herhangi bir dil zorla konuşturu- lamayacağı gibi herhangi birdili konuşmanın ya- saklanamayacağı da açık bir gerçektir. Fakat bunun da belli kuralları, yeri, zamanı, or- tamı olsa gerek... Sayın Zana, Ingiliz Parlamentosu'nda, Kürtçe değil de sözgelimi Ingilizce konuşmuş olsa ben- ce daha etkili olabilirdi... Tıpkı, milletvekili olarak girdiği Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde de, Kürtçe değil de Türkçe ko- nuşmayı yeğlese, sonrasındaki bütün sorunlara yol açılmamış olacağı gibi... Fakat ne yazık ki o da, tıpkı türbancıların tür- ban inadı gibi, resmi plarformlarda Kürtçe ko- nuşmakta inat ediyor. Türbancılar nasıl, kimi kez açık kimi kez üstü ör- tülü, Türkiye Cumhuriyeti ve yasaları bizim umu- rumuzda değil demektelerse, dil konusundaki inat- laşma da bu meydan okumanın bir başka biçimini oluşturuyor... * * • Birbirinden ayrı alanlarda gibi görünen, aslın- da ise Cumhuriyetin değerlerine, temel ilkeleri- ne meydan okumada buluşup birleşen bu iki inat- laşma arasında bir başka benzerlik daha var: Gerilik, biçimcilik, slogancılık... Birinde, yeri geldiğinde saygın ya da gerekli bir giyinme öğesi olabilen başörtüsü; ötekinde, her dil gibi saygıdeğer Kürtçe, biçimsel bir simgeye, slogana dönüşüyor... Sadece bizim ülkemizin değil dünya uygarlaş- ma tarihinin en yüksek aşamalarından birini oluşturan Türkiye Cumhuriyeti, demokrasi ve özgürlük değerlerini zedelemeksizin, bu türden ge- rici, slogancı, ilkel inatlaşmaları aşabilecek mi? Aşmakzorunda... ataolb@cumhuriyet.com.tr Faks:(0212)343 72 64 ATAOL BEHRANOĞLII YURD1I TENlNDE DUYNAKYfireği ülkesiyle birlikte çarpan bir ozanın sesleniûdir Diı kltap. Ataol Behramoglu, mfiziğln tınısına kapılıp şiirlerinl okumak için dpştiiğfi yoliarda Anadolu'yu bir uçtan bir uca üoiaşırken koıııık oiduğu yerlerde tanijtığı insanların öykulerine ortak oluyor. AlKlA Yamı-Da)ıtım S 212272 4546 Mnkaz: Ankara Şube: ianlr Şube: ALFA DAGITIM llUiltltl) c< Cumhuriyet Kilapları www.cumhuriyetkitaplari.com Prof. Nurettın Mazhar Öktel Sokak No: 2 Şişli Tel: 0 212 343 72 74 Alatürk Bulvaıı No: 125 Kal: 4 Bakanlıklar Tel: 0 312 419 50 20 H Ziya Bulvaıı 1352. Sokak No: 2/3 Pasaport lel 0 232 44112 20 !
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle