Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
"Kalem yazma aracı değil, düşünme aracıdır."
Türkçe
- 4 -
Açıklama
Bu tür çalışmalarla hem bildiklerimizi
pekiştirmiş, unuttuklarımızı anımsamış, hem
de bilmediklerimizi öğrenmiş olacağız. Bu
çalışmanın amacı sınav değil öğretimdir.
Bir insanın kendi kendini denetlemesi kadar
yararlı bir değerlendirme yoktur. Eğitimde
bu tür çalışmalara "Öğrenirken ölçen,
ölçerken öğreten yöntem." denir.
Aşağıda, bir soru köküne dayalı yargılardan
kimileri doğru, kimileri yanlıştır. Alıştırmayı
okuyunca soru kökündeki yargının sonundaki
ayraç içine "doğru, yanlış, bilmiyorum'
anlamına gelen (D, Y, B) imcelerinden birini
yazarak yanıtlayın. (D), soru kökünde verilen
yargının doğruluğunu; (Y) yargının yanlış
olduğunu gösterir. Bölümceden soru
kökündeki yargının doğruluğu, yanlışlığı
hakkında kesin karar veremediğiniz durum-
larda da alıştırmayı bilmiyorum anlamına
gelen (B) imcesiyle yanıtlayın. Bir kişinin
bilmediğini bilmesi, doğruya giden yolu
bulabileceğini gösterir. Ayrıca alıştırmanın
doğruluğuna, yanlışlığına ilişkin yanıtınızı
defterinize kesinlikle kısaca yazın. Kalem
yazma aracı değil, düşünme aracıdır.
Türkçe - 4
ı.
"Tiyatro sokakla arasını açtı mı, kolay kolay kendine
gelemiyor artık. Salonları kibarlar çevresini kazanmak
isteyen tiyatro, ister isteraez incelip ziippeleşiyor,
nükteden öteye geçemez oluyor. Nükte dc iyi şeydir
anıa, likör misali hoşa gitmekie kalır: İnsanı nc doyurur,
nc coşlurur. Sahnede söz rakı gibi sert, su gibi cöınert
gerek. Kibarlarsa tiyatroda sözün bu tiirlüsünden
tiksinirler. Tiyatroya, bir ibadete gider gibi ciddi ciddi
gittüderi halde, piyesin hafıf ve tatlı olmasını, şakayı
tadında bırakmasını islerlcr; lıkınnda giden hayatlannı
sarsacak cüretli oyunlardan hoşlanmazlar. Halk içinse
tiyatro sudan bir eğlence değil, gülmeleri ağlamalanna,
istekleri dertlerine karışır: Sahneden iyi kötii bir ışık
süzülür."
1. Bölümcenin birinci tümcesinin yerine "Tiyatro,
halkın sorunlarını sahnelememeye başlayınca,
bir türlü eski niteliğini kazanamıyor." tümcesi
konabilir. ( )
2. Bölümcenin ikinci tümcesindeki "tiyatro"
sözcüğüne kadar olan kısmında bir anlatım
bozukluğu var. ( )
3. Yazar görüşünü inandırıcı kılınak için bölümcede
örncklenıc yönteminc başvurmuş. ( )
4. Yazarın bu bölümceyle asıl ortaya koymak istediği
tiyatronun izleyici yokluğu sorunudur. ( )
5. Bölümcenin altı çizili tümcesinde beşinci sözcük
yerinde kullamlmamış. ( )
II.
"(1) Bir romancı romanını yazarken kendi
yaşamından da, başkalarının yaşamlarından da
yaı-arlanabilir, doğaldu' bu. (2) Ama yazar romanı salt
kendi yaşamı ya da salt bir kişinin yaşamı iizerine
kurmaya kalkışırsa, romanın temel yasalanndan birine
uymamış olur. (3) Çünkü giindelik yaşamın aynntılanyla
romana özgü kurgunun ayrıntıları çatışır. (4) Böyle
olunca da hem başanlı bir kurgu sağlanamaz, hem de
roman, okunı ilgilendirmeyen çok gereksiz aynntılarla
dolar. (5) İşlevsel olmayan aynntılann isc romanda yeri
yoktur."
6. Bu bölümcede "Romanda yer alan her ayrıntı,
romana özgü bir amaca hizmet etmelidir." yargısı
vurgulanmaktadır. ( )
7. Birinci auştırmada belirtilen romana özgü nitelik,
bölümcenin 1. ve 5. tümcelerinde açıklanmıştır.
( )
8. Bölümcede "romanın temel yasalan" ile "romanın
işlevsel ayrıntıları" eşanlamda kullanılmış. ( )
9. Tümcelerde sık görülen anlatım bozuklukların-
dan biri de tünıcede gereksiz yere sözcük
kullanümasıdır. Bölümcenin 4. tümcesinde böyle
bir anlatım bozukluğu yapılmıştır. ( )
10. Bölümcenin ikinci tümcesinde geçen "ya da salt
bir kişinin yaşamı" sözcükleri romanın tanımına
ters düşüyor. ( )
III.
"(1) Gençlerin gelişiminde, kişiliklerinin oluşumunda
edebiyatın önemi büyüktür. (2) Edebiyatla uğraşanların
yanında, eğitimci ve ruhbilimcilerimizin dc edebiyatın
bu özelliği iizerine eğilmeleri gerekir. (3) Gençlerimiz
edebiyaü sevmemekte, anlamadıklan için küçümsemekte,
ayrıca yakınlarınca tek yönlii teknik adam olmaya
zorlanmaktadırlar. (4) Bu durum, özellikle lise
öğrencilerinin yüksek öğretim sorunları, edebiyat
derslcrini bir angarya gibi görnıelerine neden oluyor.
(5) Oysa biz edebiyatın sağlayabilcccği duygu, düşünce
ve eleştirme özgürlüğünden olabildiğince
yararlanabilecek bir gençliğin yetişmesine yardımcı
olmalıyız."
11. Bu bölümcenin anadüşüncesi, "Biz gençlerimizi,
edebiyat ürünlerinden yararlanabilecek biçimde
yetiştirmeUyiz." tümcesiyle açıklanabilir. ( )
12. Bölümcenin son tümcesinde, bir sözcüğün yerli
yerinde kullanılmaması nedeniyle anlatım
bozukluğu oluşmuştur. ( )
13. Bu bölümcede "amaçla uygulama" birbirine
karşıt iki durum olarak ortaya konuyor. ( )
14. Bölümcenin ilk tümcesinde bir sıfat tamlaması
oluşturulması gerekirken bu tamlamanın
oluşturuimaması nedeniyle tümcenin anlaını
yetersiz kalmış. ( )
15. Bölümce genellikle betimleyici öyküleme anlatım
biçimiyle yazılmıştır. ( )
YANITLAR
1. (D) Yazar birinci tümcesiyle, önerilen bu tümcedeki
anlann vermek istemiş.
2. (D) Tü'mce "Salonlarında kibarlar çevresini
toplamak isteyen tiyatro,..." biçimindeyazılmahydı.
3. (Y) Yazar "örnekleme"yönteminedeğil,
"karşılaştırma "yöntemine başvurmuş; nükteyi
likörle, sözü rahyla karşılaştırmış.
4. (Y) Yazarın amacı tiyatronun izleyici sorunu değil,
tiyatronun toplum sorunlarını ele almasvm gereğini
vurgulamak.
5. (Y) Bölümcede yerinde kullanümayan sözcük beşinci
sözcük değil altmcı sözcük "tiksinirler" sözcüğüdür.
Bununyerine "hoşlanmazlar"sözcüğü
kuUamlabilirdi.
6. (D) Bu yargının doğruluğunu, bölümcenin üçüncü
tümcesi apaçık belirtiyor.
I. (Y) Romana özgü nitelikleri açıklayan tümceler 2.,
3., ve 4. tümcelerdir.
8. (D) Değişik anlatımlarla bu iki öğe, romanın temel
niteliği olarak ele ahmyor.
9. (D) 4. tümcede "ilgilendirmeyen " sözcüğü
kullanıldıhansonra birde "gereksiz"sözcüğünün
kullanılmasına gerek yoktu.
10. (Y) Yanlış, çünkü bir kişiyi konu alan romanlar da
vardır.
II. (D) Bölümcenin her tümcesi, bu anadüşünceyi
destekleyici nitelikte oluşturulmuştur.
12. (Y) Bölümcenin son tümcesindeki anlatım bozukluğu
bir sözcüğün tümcede yerli yerinde değil, yerinde
kullanılmaması nedeniyle anlatım bozukluğu
oluşmuştur. Tümcedeki "özgürlüğünden "
sözcüğünün yerine "yeteneğinden " sözcüğü
yazılmahydı.
13. (D) Bölümcede gençlerin biryandan edebiyatı sevip
kendilerini gelişmeleri isteniyor, öteyandan da
sınav kazanma sorunlarıyla edebiyata önem
vermedikleri, vermemeleri vurgulamyor.
14. (D) Bu yetersizlik "Gençlerin ruhsal gelişiminde..."
biçiminde yazılmahydı.
15. (Y) Bölümce betimleyici anlatım biçimiyle değil,
öyküleyici anlatım
biçimiyle vazıhmştır. I j l j 1İSTANBUL
\M IKÜLTÜR
celil.altin@kultur.k12.tr
SAYFA
17
••» YAŞAMDA Bireysel
MALİÇÖZÜM emeklilikte vergi
YAHYAARIKAN
malicozum@ismmmo.org.
[ uygulamaları
Ü\
'Ikemizde bireysel emeklilik sisteminin oluştu-
rulmasına vönelikyasal düzenlemeden sonra, Ge-
lir ve Kurumlar Vergisi yasalarında da düzen-
lemeler yapıldı. Bu değişiklikler bireysel emeklilik siste-
minin yant sıra şahıs sigortalarını da kapsıyor.
B
ireysel emeklilik sisteminden emeklilik hakkı kaza-
nanlara yapılan ödemelerin yüzde 25 'i, Türkiye 'de
kâin ve merkezi Türkiye 'de bulunan diğer sigorta şir-
ketlerinden on yıl süreyle prim ödeyenlere yapılan ödeme-
lerin yüzde 10 'u, gelir vergisinden istisna ediliyor.
KatllimCllardan toplanan katkı
payı veya primlerin nemalandırılarak hak sa-
hibine geri ödenmesi esasına dayalı bireysel
emeklilik sistemi ve benzeri nitelikteki birikimli
şahıs sigortaları kapsamında elde edilen ge-
liıier, Gelir Vergisi Kanunu'na göre menkul ser-
maye iradı olarak tanımlanıyor. Katılımcıla-
nn sistemde kalma süreleri ve aynlma biçimleri
elde edilen gelirin niteliğini değiştirmiyor.
Gelirlerde istisna uygulaması
Gelir Vergisi Kanunu'nda yapılan değişik-
likle elde edilen gelirlerin bir kısmı gelir ver-
gisinden istisna ediliyor.
Bu düzenlemeyle;
- Bireysel emeklilik sisteminden emeklilik
hakkı kazananlara yapılan ödemelerin yüzde
25'i,
- Türkiye'de kâin ve merkezi Türkiye'de bu-
lunan diğer sigorta şirketlerinden on yıl süreyle
prim ödeyenlere yapılan ödemelerin yüzde
1O'u,
gelir vergisinden istisna ediliyor.
Bireysel emeklilik sistemi ile diğer şahıs si-
gortalarından vefat, maluliyet ve tasfiye gibi
zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan öde-
melere de yukarıda belirtilen istisna uygula-
nıyor. Ayrıca tek primli yıllık gelir sigortaları-
na ilişkin ödemelerin tamamı gelir vergisinden
istisna edildi.
Tevkifat uygulaması
Gelir Vergisi Kanunu uyarınca, emeklilik
ve sigorta şirketleri; bireysel emeklilik söz-
leşmeleri ve birikimli şahıs sigortaları do-
layısıyla yaptıkları ödemelerden, istisna
edilen tutarlar hariç, gelir vergisi tevkifatı
yapmak durumundadır.
Bireysel emeklilik ile diğer sigorta şir-
ketlerince yapılacak ödemelerden yapıla-
cak tevkifat oranları;
1 - On yıl süreyle prim, aidat veya katkı pa-
yı ödemeden ayrılanlara yapılan ödeme-
lerden yüzde 15,
2- On yıl süreyle katkı payı ödemiş ol-
makla birlikte bireysel emeklilik sistemin-
den emeklilik hakkı kazanmadan ayrılanlar
ile diğer şahıs sigortalarından on yıl süreyle
prim veya aidat ödeyenlere ve vefat, ma-
luliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle
ayrılanlara yapılan ödemelerden yüzde 10,
3- Bireysel emeklilik sisteminden emek-
lilik hakkı kazananlar ile bu sistemden ve-
fat, maluliyet veya tasfiye gibi zorunlu ne-
denlerle ayrılanlara yapılan ödemelerden
yüzde 5 oranında gelir vergisi tevkifatı ya-
pılacak.
Daha önce de belirtildiği üzere gelir ver-
gisinden istisna edilen tutarlar üzerinden
tevkifat yapılmayacak.
Yıllık beyanname ile beyan
Gelir Vergisi Kanunu'na göre, bireysel
emeklilik sistemi ve şahıs sigortalarından el-
de edilen ve menkul sermaye iradı olarak ta-
nımlanmış gelirler tutarı ne olursa olsun yıllık
beyanname ile beyan edilmeyecektir. Dola-
yısıyla, Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesi
kapsamında yapılan tevkifat nihai vergileme
olmaktadır.
Ücret matrahının tespitinde
indirim
Vergiye tabi ücret matrahının tespitinde bi-
reysel emeklilik sistemine ödenen katkı pa-
yının elde edilen ücretin yüzdeiO'una kadar
olan kısmı indirim konusu yapılabilecektir. Bi-
reysel emeklilik dışında kalan şahıs sigorta-
ları için ödenen primlerin ise elde edilen üc-
retin yüzde 5'ine kadar olan kısmı ücret
matrahının tespitinde indirilebilecek.
Bireysel emeklilik sistemi ile diğer şahıs si-
gortaları için ödenen primlerin birlikte olma-
sı halinde matrahtan indirim konusu yapıla-
bilecek tutar, ücretin yüzdeiO'u ile sınırlı
olacak. Bu durumda şahıs sigorta primleri için
yüzde 5'lik sınır ayrıca aranacak.
Beyan edilecek gelirlerde
indirim
Yıllık beyanname veren mükellefler, vergi
matrahlarının tespitinde bireysel emeklilik
sistemine ödedikleri katkı payının beyan edi-
len gelirin yüzde 10'una kadar olan kısmını ge-
lir vergisi matrahlarının tespitinde indirim ko-
nusu yapabilecekler. Bireysel emeklilik dışında
kalan şahıs sigortalan için ödenen primlerin ise
beyan edilen gelirin yüzde 5'ine kadar olan kıs-
mı matrahın tespitinde indirim konusu yapı-
lacak. Beyan edilen gelir olarak, yıllık gelir ver-
gisi beyannamesinde yer alan indirimler ve
geçmiş yıl zararları toplamından önceki tutar
esas alınacak.Bireysel emeklilik
sistemi ile diğer şahıs sigortaları
için ödenen primlerin birlikte ol-
ması halinde matrahtan indirim
konusu yapılabilecek tutar beyan
edilen gelirin yüzde 10'u ile sınırlı
olacak. Bu durumda şahıs si-
gorta primleri için yüzde 5 ora-
nındaki sınır ayrıca aranacak.
Örnek: Yıllık beyanname vere-
cek olan bir mükellefin 2007 yılı
matrahının tespitinde indirim konusu yapabi-
leceği katkı payı ve prim tutarlarına ilişkin bil-
giler aşağıdaki gibidir.
2007 Beyan Edilen Gelir
Mükellef tarafından 2007 takvim yılında si-
gorta şirketine ödenen 2.4 milyar liralık
prim tutarı, asgari ücretin yıllık tutarını aş-
mamakla birlikte, yıllık gelir vergisi beyan-
namesinde yer alan indirimler ve geçmiş yıl
zararları toplamından önceki tutarın yüzde
5'ini aştığından gelir vergisi matrahından in-
dirilebilecek tutar 1.5 milyar lira olacak.
Bu ömekte mükellef tarafından ödenen bi-
reysel emeklilik sistemi ve şahıs sigorta prim-
leri toplamı olan 3 bin 400 YTL asgari ücretin
yıllık tutarını aşmadığından, matrahın tes-
pitinde indirim konusu yapılabilecek.
Mükellefin eşine ve küçük çocuklarına ait
hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, işsiz-
lik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta
poliçeleri ve bunlar adına bireysel emeklilik
sistemine ödenen prim ve katkı payları da
yukarıda belirtilen sınırlamalar çerçevesin-
de indirim konusu yapılabilecek.
örnek: 2007 yılında ticari faaliyetle 30 bin
YTL serbest meslek faaliyeti kârı elde eden
bir mükellefin 2007 yılı matrahının tespitin-
de indirim konusu yapabileceği katkı payı ve
prim tutarlarına ilişkin bilgiler aşağıdaki gi-
bidir.
Beyan Edilen Gelir 60.000.-YTL
Bireysel Emeklilik Sistemi Katkı Payı Ödemesi 1.000.-YTL
Şahıs Sigorta Primleri ödemesi
2007 Yılı Asgari Ücretin Yıllık Tutarı
Beyan Edilen Gelirin %10'u
Beyan Edilen Gelirin % 5'i
Jfc
2.400.-YTL
6.885.-YTL
6.000.-YTL
3.000.-YTL
30.000.-YTL
Bireysel Emeklilik Sistemi Katkı Payı ödemesi 2.500.-YTL
Şahıs Sigorta Primleri ödemesi 400.-YTL
Küçük Çocuklar Adına Şahıs Sigorta Primi Ödemesi 1.000.-YTL
2007 Yılı Asgari Ücretin Yıllık Tutarı
Beyan Edilen Gelirin %10'u / ...
Beyan Edilen Gelirin % 5'i
J
Gerek bireysel emeklilik sistemi gerekse
şahıs sigorta primleri için ödenen tutarlar
ayrı ayrı değerlendirildiğinde
beyan edilen gelirin yüzde
10'u ve/veya yüzde 5'i olarak
belirlenmiş sınırların altında
kalmakla birlikte, toplam indi-
rim tutarı (2.500+400+1000)=
3.900 YTL beyan edilen geli-
rin yüzde 10'u olan 3 bin
YTL'nin üstünde olduğu için
mükellefin yıllık gelir vergisi
beyanındaki matrahtan 3 bin
YTL indirilecek.
6.885.-YTL
"3.000.-YTL
1.500.-YTL
YILLIK İZİNLER NE ZAMANA KADAR KULLANILMALI?
KURUMLARI
IŞ Kanunu'na göre, işçi işyerine giriş ta-
rihinden itibaren deneme süresi de dahil ol-
mak üzere, bir çalışma yılını tamamlaması ha-
linde, ertesi yıl içinde yıllık ücretli izne hak ka-
zanıyor. Çalışanlann anayasadan ve Iş Ka-
nunu'ndan doğan bu haklarından vazgeç-
meleri mümkün olmadığı gibi, sözleşmeler-
de bu yönde hükümler de konulamaz.
Yıllık iznin, hak edildiği tarihten itibaren bir
yıl içinde kullanılması gerekiyor. Ancak, ba-
zen işlerin yoğunluğu nedeniyle işçi hak ka-
zanmasına rağmen yıllık ücretli izni kullan-
mamakta veya işveren tarafından o yıl için-
de kullandırılmamaktadır.
İşçi daha sonraki bir tarihte izin kullanmak
isteyebilmekte veya işten ayrıldığında kul-
lanmadığı izinlerin parasını talep edebilmek-
tedir. Yıl içinde kullanılmayan izinlerin yanması
söz konusu olmayıp, izleyen yıllarda kulla-
nılması mümkündür.
GAZETECİLERİN YILLIK İZNİ
Basın Iş Kanunu'nda yıllık ücretli izin süreleri
günlük gazetede çalışanla, günlük olmayan
gazetede çalışanlar için ayrı ayn düzenlen-
miştir. Günlük bir gazetede çalışan gazete-
ciye orada en az bir yıl çalışmış olması kay-
dıyla yılda dört haftalık yıllık ücretli izin veri-
lir. Meslekteki kıdemi on yıldan fazla olanlar
için izin süresi altı haftadır. Gazetecinin kıdemi
aynı gazetede geçen hizmet süresine göre de-
ğil, gazetecilik mesleğinde geçen hizmet
süresine göre hesaplanır.
Günlük olmayan gazetelerde çalışan ga-
zetecilere ise her altı aylık çalışma devresi için
iki hafta ücretli izin verilir. Burada artık gün-
lük olmayan gazetede en az bir yıllık çalışmış
olması şartı aranmayacaktır. Yıllık izin hak-
kından feragat edilemez. Yıllık iznini kullanan
gazeteciye bu süreye karşılık gelen yıllık izin
ücretinin peşin ödenmesi gerekir.
İŞÇİLERİN YILLIK İZNİ
İşçi, işyerine giriş tarihinden itibaren de-
neme süresi dahil olmak üzere, her çalışma
yılını tamamlaması halinde o yıla ilişkin ücretli
izne hak kazanır. Bir yıldan az süre için
orantılı olarak yıllık ücretli izin hakkı doğmaz.
Yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemez. Ta-
raflann rızası olsa bile, yıllık izin hakkı ortadan
kaldırılamaz.
Yıllık ücretli izne hak kazanılması için ge-
rekli şartlardan birisi de işçinin sürekli bir iş-
te çalışmasıdır. Niteliklerinden ötürü bir yıldan
az süren mevsimlik veya kampanya işlerin-
de çalışanlara bu kanunun yıllık ücretli izin-
lere ilişkin hükümleri uygulanmaz.
Yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli
sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir
veya çeşitli işyerierinde çalıştıkları süreler bir-
leştirilerek göz önüne alınır.
ışçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hiz-
met süresi;
a) Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil)
olanlara on dört günden,
b) Beş yıldan fazla on beş yıldan az olan-
lara yirmi günden,
c) On beş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara
yirmi altı günden,
az olamayacak.
Ancak on sekiz ve daha küçük yaştaki iş-
çilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere ve-
rilecek yıllık ücretli izin süresi yirmi günden az
olmamalıdır. İzin süreleri, iş sözleşmeleri ve
toplu iş sözleşmeleri ile arttırılabilir.
Yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin
süresine rastlayan ulusal bayrarrt, hafta tati-
li ve genel tatil günleri izin süresinden sayıl-
mayacaktır. Ancak, işyerierinde cumartesi gü-
nü çalışılıp çalışılmamasının herhangi bir
önemi bulunmamaktadır. Cumartesi günleri
yıllık izne dahil edilecektir.
MEMURLARIN YILLIK İZNİ
Devlet memurlarının yıllık izin süresi kıde-
mine bağlı olup, hizmeti 1 yıldan 10 yıla ka-
dar (10 yıl dahil) olan memurlar için 20 gün,
hizmeti 10 yıldan fazla olan memurJar içinse
30 gündür. Zorunlu hallerde bu sürelere gi-
diş ve dönüş için 2'şer gün eklenebilmekte-
dir. Buna göre; hizmeti 1 yıldan az olan me-
murtann yıllık izin hakkı bulunmamaktadır. An-
cak, 1 yılın doldurulduğu günü takip eden
günden itibaren 20 gün yıllık izin kullanımı
mümkün.
Yıllık izin sürelerinin hesabında hangi sta-
tüde olursa olsun kamu kurum ve kuruluşla-
nnda geçen hizmet süreleri ile kamu kurum
ve kuruluşlarında geçmese dahi devlet me-
murlarının kazanılmış hak aylıklarında de-
ğerlendirilen hizmet süreleri ile muvazzaf
askerlikte ve okul devresi dahil yedek su-
baylıkta geçirilen süreler, izin süresinin he-
sabına dahil edilerek bu sürenin hesabında
göz önünde bulundurulur.
f