04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 MAYIS 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yiyecek fiyatlanndaki artışla birlikte açlık ve yoksulluk isyanları beraberinde getirecek Gıda savaşlarıkapıda DÜIUYA AÇLIĞA ÜKLENİYOR 6f. Dr. Ibrahim ORTAŞ îjfiversitesi Ziraat Fakültesi • Gıda fıyatlarının artnıası ile yoksul ülkelerde "açlık ve yok- sulluğun" beraberinde isyanla- rın ve gıda savaşlannm doğma- sından endişe ediliyor. Son bir ayda gıda fıyatlarındaki katla- nan artış başta îtalya, Mısır, Haiti, Özbekistan ve Endonez- ya'da kitleleri sokağa döktü. Onlarca insan ekmek kavgala- nnda hayatını kaybetti. S on günlerde bir anda bütün dünyanın gündcmine tahıllar- daki fıyat artışı ve buna bağ- lı olarak artan gıda fiyatlan ve ekmek bulma kavgalan oturdu. Kısa siire önce sanki olacaklan biliyor- muş gibi IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn, gıda fiyatlanının art- ması ile yoksul ülkelerde "açlık ve yoksulluğun" beraberinde isyanlara ve gıda savaşlannın doğmasına neden olacağını belirtiyordu. Son bir ayda gıda fıyatlarındaki katlanan artış başta Îtalya, Mısır, Hai- ti, Özbekistan ve Endonezya'da kit- leleri sokağa döktü. Görüntü önü- müzdeki dönenılerde dalıa ciddi so- runların yaşanacağını göstermektc- dir. Son bir ayda dünyada basına yan- sıdığı kadanyla onlarca insan ekınek kavgalannda hayatını kaybetti. En son 27 Mart tarihinde basına yan- Ceçcn aylarda Haiti'de gıda isyanı çıkmıştı. sıyan görüntülerde Mısır'da, ekmek üzerinde sağlanan haksız kazanç ne- deniyle çıkan ayaklanmada 5 kişi ha- yatını kaybetti. Bugün nerdeyse bir milyan aşan aç- lık sımnndaki insan sayısının tahıl- lardaki gıda artışı ile ikiye katlanaca- ğı belirtiliyor. Artık IMF ve Dünya Bankası yetkilileri dahi Bangladeş, Mı- sır, Sudan, Etiyopya, Güney Ameri- ka'daki artan yoksulluğun dalıa da cid- dı boyuta ulaşacağını ve bunun sosyal sorunlara neden olabileceğini belirti- yorlar. Genelde gelişnıiş ülkeler ile geliş- memiş ülkelerin besin kaynaklan fark- hlaşmaktadır. Gelir düzeyi artan tü- keticiler proteine yönelirkcn, yoksul- lar nişasta kökenli besinlere yönel- mektedir. Yoksulluğun kol gezdiği dünyada pek çok ülkede insanlann te- nıel besin ge- reksinimi olan nişastalı kay- naklann başında gelen ekmeğin sağlanması için ek önlemler alın- maktadır. Mısır'da devlet yoksulla- n korumak için tanm ürünlerine sübvansi-. yon uygulamak zo- rundakalmıştır. BBC kaynaklanna göre, ek- mek ve ürünlerine ay- rılan sübvansiyon yıl- lık 14 milyar dolan bulmaktadır. Sübvansiyon bütçesi eğitim ve sağ- hk bütçesini aşınca sorun yaşanmaya başlanmasıyla, Mısır hükümeti öteki kaynaklardan yardım istemiştir. Mı- sır'da ekmek fıyatlanna yapılan zam- mın ölümlere varan kavga ve protes- tolara neden olduğu bildirilmiştir. BİYOYAKIT YARAYA TUZ BASTI Gıda fiyatlanndaki artışın birçok nedeni var. Bunlardan biri halen azgelişmiş ülkelerde kontrol altı- na alınamayan nüfus artışı, birim alanda verimin daha da arttınlması olanaklan- nın hemen hemen tükenmiş olması, bi- yoteknolojinin de istcnilen düzeyde ve- rinı artışı sağlayamadığı gibi ciddi eleşti- rilere uğraması yanında, dünya tanm ürünleri üretimine istenilen yatınmlann yapılmaması, sunu-istem dengesi yanın- da, yeryüzünde besinlerin dağılımındaki yetcrsizlikler de ciddi fıyat artışlarına yol açmaktadır. FAO 2003 ve 2007 verilerine göre, bi- yoyakıt üretiminde kullanılan tahıl mik- tannda % 25 oranında bir artış görül- mektedir. Yalnız ABD'de 2000-2006 yıllan arasında yalnız mısınn etanol üre- timi için kullanımında ikı-iki buçuk kat oranında bir artış saptanmıştır. Uzmanlar karşılaştırmalı üstünlüğü söz konusu ol- duğunda; biyoyakıt ürctimi, artan petrol fiyatlan ile karşılaştınldığında, biyoya- kıtlar daha avantajlı görünmcktcdir. Bu durum belli tahıllann biyoyakıt ham- maddesi olarak kullammmı teşvik et- mektedir. Bu durumda, önümüzdeki yıl- larda biyoyakıtlann tahıl (buğday. mısır) piyasası üzerinde etkisinin daha da art- ması beklenebilir. Halen dünyanın önemli bir kısmı yoksulluk ve açlığın pençesinde kıvranırken, gıda üriinlerinin biyoyakıta dönüştürülmesi hem yapısal hem de ahlaki yönden yeni tartışmaların yaratılmasına neden olmaktadır. özellik- le yoksul ülkelerde tanm ürünlerinin bi- yoyakıta dönüştürülmesi sonucu gıda fî- yatlannın artmasıyla yoksullann daha da zor durumda kalacağı ve açlığın ciddi boyuta ulaşacağı belirtiliyor. Fiyat artışının sorumlusu TMO T ürkiye 'de buğday fiyatlannm düzensiz art- masında TMO'nun Türkiye'de beklenilen üretimin altmda gerçckleşeceği öngörülen yaklaşıkl milyon tonluk buğdayın dışalımını zamanında yapmaması ve spekülatif gelişmele- re karşı hazırhkh olmaması önemli etkenlerdir. Ülkemizde buğday amban olarak bilincn Konya ovasının ise son yıllarda istenilen dü- zeydc buğday üretmediği belirtilmektedir. Kon- ya Ticaret Borsası verilerine göre, Anadolu kır- mızı sert buğdayın aylık ortalama fiyat artışı- nın; ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 4, 2007 yılı Ocak ayma göre yüzde 22 olduğu yö- nündedir. Anadolu Ajansı muhabirinin Konya Ticaret Borsası 'ndan (KTB) aldığı bilgiye göre, küresel ısınmanın etkisiyle üretimde yaşanan azalmalar, özellikle hayvan yemi ve akaryakıt amaçlı istemlerde yaşanan patlamaya bağlı ola- rak, dünyada buğday fiyatlan yükseldi. Türkiye genelinde yurtiçi buğday fiyatlan ile TÜFE'de- ki gıda enflasyonu arasında yüzde 70'lik bir korelasyon bulunmaktadır. Benzeri şekilde önemli bir ölçüt olarak, Türkiye'deki buğday fiyatlan ile dünya buğday fiyatlan arasında yaklaşık yüzde 75 korelasyon göze çarpmakta- dır. Bu bağlamda dünyada meydana gelecek bir artış ülkemizde dc kcndisini hissettirecektir. Kuraklık vepetrol tarımı vurdu D ünyada Çin, Hindistan, ABD, Rusya, Avus- tralya, Kanada, AB ülkeleri, Arjantin, Pa- kistan, Kazakistan ve Türkiye önemli buğ- day üreticisi ülkeler olarak bilinir. Üretim ve is- tem dengesizliğinin bu eğilimde sürmesi ve buğ- day fıyatlarında meydana gelecek küresel dü- zeydeki artış dünya gıda fiyatlan üzerinde de cid- di baskılar oluşturabilir. Nitekim son aylarda cid- di fiyat artışı görülmeye başlanmıştır. Başta güb- re ve yakıt gibi girdilerin fiyatlannda meydana ge- len yüzde 20-30 arasındaki artışlar, doğal olarak ekmek fıyatlannı da yakında arttıracaktır. Petrole bağlı olarak yürütülen gübre üretimi, toprak işleme, ilaç ve öteki girdiler doğhıdan tanm üi"ünleri fiyatlannm artışına neden ol- maktadır. Buğday fiyatlan son 5 ayda, ABD'de yüzde 109, Fransa'da yüzde 151, Rusya'da yüzde 204 ve Arjantin'de yüzde 230 oranlann- da arttı. Türkiye'de de buğdayın kg. fiyatı 0.60 YTL'yc çıkarken, yeni dönemde buğdayda cid- di sıkıntılann yaşanması ve fiyatlann 0.70 YTL'yekadaryükselmesi bekleniyor. Küresel ölçektc meydana gelen su kıtlığı ve kuraklığın olumsuz etkisiyle bitkisel enerji isteminde meydana gelen artış buğday fiyatlanndaki artış eğilimini daha da yukarıya taşıyabilir. Özellik- le büyük ölçüde buğday yetiştiren Kuzcy Çin'de kuraklık artışının neden olabileceği ve- rimsizlik ve üretim düşüklüğü haberlerinin de etkili olduğu belirtilmektedir. Türkiye'de kuraklık nedeniyle üretimde ciddi düşüş oldu. Verim artışında gerideyiz T ürkiye'de ekili alanlann yüz- de 70'ini tahıllar oluştur- maktadır. Tahıllarda kendine yeten ülkeler arasında sayılan Tür- kiye, yaklaşık son 20 yıllık sürede kendi kendine yeter durumdaydı; bugün bu durum değişmiş görünü- yor. Ekim alanlannm azalması ve ik- lim değişimleri nedeniyle üretim dü- şebilir. Bu durumda, kimi ülkelerin doğal olarak buğday dışsatımını durdurduğu ve Avustralya'da ku- raklık nedeniyle verimde önemli dü- şüşlerin olduğu belirtilmektedir. FAO verilerine göre buğday ekim alanlannda son 6-7 yılda, aşağıda da görüleceği gibi, genelde tahıl ekim alanlannda ciddi bir azalma ya da değişim görülmemektedir. Fakat artan nüfus artışı ve tüketim artışı karşısmda verimdeki durağanlık dahi tedirginlik yaratmaktadır. (Tab- lolara bahmz) Türkiye ve dünyada son yıllarda ekim alanlannda bir değişim yok gi- bi görünmektedir. Ancak, son 30 yıl- da yeni ekim nöbetleri ve yetiştir- me teknikleri ile sulama sistemle- rinin de gelişmesiyle nadas alanla- rının önemli ölçüde daraldığı da unutulmamalıdır. Ülkemizde Tanm ve Köyişleri Bakanlığı'nca 1982 yı- lında yürürlüğe konulan Nadas Alanlannm Daraltılması (NAD) Projesi kapsamındaki uygulama- larla; son çeyrek yüzyılda nadas alanlanndan 4 milyon hcktara yakın ekim alanı kazanılmış olup bu ge- lişme, özellikle baklagil ve buğday üretim ve verimlerine de olumlu yansımıştır. Bakanlık adına Eski- şehir Tanmsal Araştırma Enstitüsü eşgüdümünde ve Ankara Üniversi- tesi Ziraat Fakültesi işbirliğiyle, başlangıçta Orta Anadolu ve geçit bölgelerindeki Hildeuygulamaya konulan projenin ilk beş yılındaki başansı üzerine kapsami; Doğu DÜNYA TAHIL EKİM ALANLARI1 ' ':'• * V . J A — Yıllar Milyon hektar 2000 2001 2002 217 216 214 Yıllar Milyon hektar 2003 209 2004 215-218 2005 219 2006 213-216 DÜNYA VE TÜRKİYE'DE BUĞDAY TARIMI Ekim Alanı (Milyon hektar) Üretim (Milyon ton) 1070-81 2004 1979-81 2004 Dünya 235 215 438 627 Verim (kg /dekar) 1979-81 2004 186 291 Türkiye 9.2 Kaynak: www.tao.org 9.4 17 21 185 223 Anadolu'dan 15 ilin katılımıyla 29 ile, 1990'da 33 ile çıkanlmıştır. "t-ÜRKÎYE'DE NADAS ALANI Tarım ve Köyişleri Bakanlığı planlama, uygulama, eşgüdüm ve yakın denetımiyle girdi sağlama, üriin alımı ve değerlendiımesinde görevli kurum ve kuruluşların des- teğiyle yürütülmüş olan on yıllık proje kapsamında, kışlık tahıllann ekim nöbetindc yemlik ve yemek- lik baklagillere özel önem verilmiş; baklagil üretim ve dışsatımında Türkiye dünya lideri olmuştu. Pro- jenin başlangıcında 8.5 milyon hek- tar dolayında olan Türkiye nadas alanı, on yıl sonunda 5 milyon hek- tara inmiş; tarla alanlannda ötedcn beri yüzde 35 olarak süregelen na- das oranı, 1992 yılında yüzde 21 dü- zeyine indirilebilmiş; 1991'de on yıllık süresi sonuna başanya ulaşan proje; 3.5 milyon hektar nadas ala- nının yıllık üretken duruma dönü- şümünü sağlamıştır (Kün,1994). Proje kapsamındaki yeni ekim nö- beti ve yetiştinne tekniği uygula- malan, buğday verimlerini olumlu etkilemiştir. Sulama alanlarındaki buğday ekilişlerinin belli bölümü- nün mısır ekimine dönüştürüldüğü göz önünde bulundurulmalı; deği- şimin yavaş da olsa sürmesi bek- leranelidir. Dünya buğday üretiminin büyük çoğunluğu yalnız doğal yağışlara bağlı tanm alanlannda gerçekleşti- rildiğinden, buğday üretimi yıllık ha- va koşullanna bağımhdır. Bununla birlikte, son 25-30 yılda dünya buğday verimindeki artış hayli be- lirgindir. Türkiye buğday verimi ar- tışı ise dünya ortalaması artışının ge- risinde kalmıştır. Son 25 yılda buğ- day verimindeki artış dünyada 105 kg/da iken, Türkiye'de ancak 38 kg/da dolayındadır. SÜRECEK ED CEZİR EHMET FARAÇ Milliyetçi', 'PeygamberL' Fethullah Gülen 2000 yılında Ankara DGM'de, 'pini kuralla- ra dayalı bir devlet kurmak ama- cıyla yasadışı örgüt faal'yetinde bu- lunduğu" iddiasıyla yargılanmıştı. 6 Mart 2008 tarihli bazı ç azetelerde, "Gülen'in Türkiye'ye rfönmesinin önünde yasal engel kz Imadı, Yar- gıtay, beraat kararını or adı" başlık- lı haberler yer aldı. Işte ne olduysa bundan sonra oldu. ABD'deki yı- kama, yağlama ve par atma lobisi harekete geçti ve dış t asında Fet- hullah hayranlığı başlaııldı! Daha önce Fethullah jıları "Güle- nist" diye tanımlayan The Econo- mist dergisi martın ilk haftasında Gülen için "Kendi ülkeıinde şeref- le ve biraz da şüpheylf karşılanan 'peygamber'.." dedi! 2 Mayıs tarihli Zamân gazetesi, TEHLİKENİN FARK Türkiye ELDEN GiDiYO "Foreign Policy, yaşayan en büyük 100 entelektüeli Ingiltere'de çıkan Prospect dergisi ile ortaklaşa belir- ledi. Zirveye çıkan isimler arasında Fethullah Gülen de var" diye yazdı. 4 Mayıs tarihli New York Times gazetesi, Gülen'i "Milliyetçi" diye ni- telendirdi. Reuters Haber Ajansı da 14 Ma- yıs'ta, "Türk Islam vaizi: Tehdit mi, hayırsever mi?" başlığını kullanarak Gülen'i "Modern hayata köksalmış mutedil Islamın savunucusu" olarak tanımladı. Siyaseti, ekonomiyi ve sosyal yaşamı ağ gibi saran Fethullahçılar, Türk medyasındaki yayılmacı poli- tikaları yetmemiş olacak ki, ABD ve Avrupa basınında da imaj çalışma- sı yürütüyorlar! Neden mi?.. Hoca- larını Pensilvanya'dan Istanbul'a uğurlamak için!.. 1 İJlkcnin gidişatından kaygüı ga- zeteler Yargıtay'ın AKP'ye yö- nelik tepkisiııe dünkü manşet- lerinde hak vermişti. Oysa yar- gıyı sürekli hedef alan Yakit, "Sanki CHP büdirisi"; Radikal, "Yargı değil ana muhalefet"; Taraf, "Yargıtay'dan darbe de- nemesi"; Yeni Şafak, "Yargı- tay'dan Anayasa Mi hkemesi'ne muhtıra"; Star, "Aynen iade" nıan- şetlerini atmıştı. Bazı dinci gazeteler daha temkinliydi. Fethullahçı Za- man'ın manşetinde, 'Türkiye yargı sınavından geçiyor" başlığı vardı. Bugün "Yargı isyanı' başlığıyla haberi küçük vermişti. Milli Gazete de birinci sayfanın en altında "Yargıtay'dan tuhaf açıklama" demişti. An- cak aym gazete ıııanşetiııe 'Türkiye elden gidiyor' başlığını atmıştı. Pe- ki ya Sabah?.. O ise " hforgıçlardan yargıya darbe" manşetini atmıştı. Sa- bah acaba taııı da bu' /akit'te, birilerinin Taraf ııuia Radikal'leşiyor ınu?.. Bardağı Taşıran Cemaat! Yabancı basın lobiyo kanıp Fet- hullah'a övgüler düzüyor. Oysa Türk basını öyle demiyor! Tarikat ve cemaatlerin markajlayjımadığı kimi yazarlar, rövanşa do udizgin gi- denlerin Cumhuriyet' değerlerine inanmış kt- leierin sabrını tükertiğini de anlatmaya çalışıycır! Sabahattin Önkibar'ı i, 20 Mayıs tarihli Yeniçağ'da yer a an, "Bardak taşıyor!" başlıklı şu yazısının üzerinde çok düşünülmesi gere<iyor: "Cemaat bugünlerde adeta hara- kiriyapıyor. Telefonlar cinleniyor, ar- kasında onların olduğt söyleniyor. kÜMNE YAZDI? "Her alana kendi kadrolarını yerleştirmek... Ü ke kaynak- larını son sürat kenc i yandaşla- rına aktarmak... Türr yasaları ve Anayasa'yı kendi çıkarlarına hiz- met edecek şekilde jeğiştirmek hevesindeki AKP ihtidarı, sağ- duyulu seslere kulak arını çoktan kapattı. Doludizgin ç idiyor. Ama nereye?" Melih Aşık, Milliyet başka bir şey Müslü|manlar, Av- demokra- u / ^ ö z ü paradan vHlgörmeyen rupalı olma sevdasııhı si iştahı diye yutturrr aya çalışan AB'ciler, tırsmış solcular, işte si- yasi sahneyi kapla^an bunlar." Nuray Mert, Radikal ((wargıtay dünkü bilc irisiyle Ana- I yasa'nın 138'inc açıkça ihlal etmiştir Mahkemesi'ne, gört Poliste ve bürokraside kadrolaşma deniliyor, onlaryine hedefte. Cemaat adeta rövanş için toplumsal hazırlık yaptığı izlenimini veriyor. Emin olun genel izlenim Cemaatin finale do- ______ ludizgin gittiği şeklinde- rjFJlr ZI dir. Bu gidişat fütursuz. Cemaat son olarak Ka- naltürk'ü alması gibi adımlarla bardağı taşırıyor. Cema- atçiler bilmelidir ki, eğer bir final ola- caksa, en çokzararı kendileri göre- cektir. Bu grup eskiden politize de- ğildi. Bugün adeta Tapınak Şöval- yeleri gibi davranıyorlar. Dostları bunları uyarmalı." nük herhangi toplumsal endişe, güvensizlik ve kutuplaşmadan söz etmek mümkün değildir." Ali Bayramoğlu, Yeni Şafak ((K le kadar zor değil mi, 'homo- Wseksüel', 'eşcinsel', 'trans- seksüel', 'gay've 'lezbiyen' gibi kavramlardan bahsetmek! Zafer Üskül, böylesine pis bir alana gir- miş. Ve toplumun nefretle andı- ğı bu 'pisliklerin' özgürce icrası için teminat vermiş!" Serdar Arseven, Vakit maddesini ve Anayasa mekte olan iki davayla ilgili telkini aşan bi- çimde etkili olma yo una gitmiş- tir. Bu bildirinin 27 Nisan gece- si Genelkurmay sitej ine konulan e-muhtıradan bir farkı yoktur." Ergun Babahan, Sabah (( r j ugün ise, dar ve kendi iç bu- Dnalımına tutulmuş bir kesimin gerginliği dikkate aljnmazsa, si- yasi iktidara ve politiKalarma dö- 22 Mayıs 2008 (Taraf Gazetesi) Yeniçağlaşmak!.. Tayfun pevecioğlu 19 Mayıs bünü Vatan gazetesinde, "Başbakanlık Basın Merkezi'nden yönetilen çıazete" baş- lıklı yazısında Sabah'ın son dönemdeki yayıncılığını eleştirirken, 'Başbakanlık Resmi Gazete'yi de yaynlıyor. Baş- bakanlık'tan ne çıkarsa yay ınlıyorlar. Sa- bah da öyle. Iktidar lehine ne varsa ka- fadan manşet" diye yazmştı. Sabah'ın yayın yönet- meni Ergun Babahan, t ir gün sonra, "Yalan ve iftirş" başlıklı yazlsında Doğe.n Grubu'nu hedef almış ancak başka- lannı da iğnelemişti! Babaian, Vatan'ın Dolmabahçe buluşmasıyla ilgili ha- berine tepki gösterirken, Belki de Ay- dın Doğan'/n gazetelerin* basılmadan önce görmesinde büyük yarar vardır, çünkü grubunun amiral gemisi hızla 'Yeniçağ'/aşma yolundn ilerlerken" demişti! Doğan Grubu ve Sabah ara- sındaki kavgaya Milliyetçi çizgideki Ye- niçağ niye kanştınlmıştı! Yeniçağ'ın ya- yın yönetmeni Hayri Köklü de bunu merak etmiş ve önceki gün "Çukurdan çamur sıçratma Ergun" başlığı altın- da Babahan'a şöyle seslenmişti: "Dost-düşman bilir Yeniçağ'ın yayın çizgisini. Atatürkçü, milliyetçi, ulusal- cı. Hürhyet'le kavga ederken Yeniçağ'ı hedef göstermeni senden kim istedi Ergun Babahan! Şimdi biz, 'Herkesin önünde eğilen, Ç.11 [ onun bunun eteğine tutu- narak sağa sola çamur atan' diye herhangi bir şahıs için veryansın etsek, sonra da bu kişi için 'gittikçe Er- gun Babahan'laşıyor' desek doğru olur mu?" Babahan, Yeniçağ'ın adını herhal- de renk olsun diye anmamıştır! Akla şu geliyor; Cumhuriyet ve Kanal- türk'ten sonra AKP muhalifi bu gazete de hedef tahtasına mı oturtuluyor? e-postii: [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle