Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 MAYIS 2008 CUMA
HABERLER
Hükümetin tepkisini'Ayaküstü verilen bir yanıt' diye niteleyen Yargıtay Başkanvekili Şirin'den sert yanıt:
Ayaküstükarşılıkvermeyiz
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Yargıtay Başkanvekili Osıııan Şi-
rin, Yargıtay Başkanlar Kurulu bil-
dirisinin ardından hükümetin yaptı-
ğı açıklamaya, "Bildirilere ayaküstü
cevap vermeyiz. Ayaküstü verilen
cevaplara da ayaküstü karşılık
vermeyiz" sözleriyle yanıt verdi.
Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun
yayımladığı bildirinin ardından hü-
kümetin yargıya yönelik suçlamala-
nyla ilgili tartışmalar sürüyor. Yar-
gıtay Başkanvekili Osman Şirin,
dün sabah Yargıtay'a gelişinde ga-
zetecilerin sorularını yanıtladı.
Yargıtay Başkanlar Kurulu bildi-
risinin ardından Başbakan Yardım-
cısı Cemil Çiçek'in yaptığı açıkla-
manın anımsatılınası üzerine Şirin,
"Toplum önce bir değerlcndirsin.
Sağlıkh bir biçimde değerlendirme
yapılsın. Gerektiğinde yapılır. Biz
yargıçlarız. Bildirilere ayaküstü
cevap vermeyiz. Ayaküstü verilen
cevaplara da ayaküstü karşılık
vermeyiz" dedi. Yargıtay Başkanı
Hasan Gerçeker ise gazetecilerin ay-
nı yöndeki sorulanna yanıt vermedi.
• Yargıçlar ve Savcılar Birliği
(YARSAV) Başkanı Ömer Emi-
TBB BAŞKANI ÖZOK: TANSİYONU AKP YÜKSELTİYOR
Özdemir Özok
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı
özdemir Özok, tansiyonu hükümetin
yükselttiğini belirterek "Durup dururken
bildiri yayimlanmadı. Açıklama hafife
de alınmamalıdır. Hükümet yargıdan
üstün değildir" dedi.
Özok, ortamı daha fazla sertleştirmenin
kimseye yarar getinneyeceğini vurgula-
yarak "Kimse kullandığı yetkiyi diğeri-
nin yetkisinden daha güçlü zannetme-
mcli. Siyasal iktidar temsilcileri kendi-
lerini olağanüstü güçlerle donaülmış, her
şeyin egemeni olduklan anlayışını taşı-
yorlar. Bu anlayışı terk etmedikçe so-
runların tartışılmasına imkân yok" de-
di. Özok, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Kimse 'En üstün benim, benim dedi-
ğim doğru' diyemez. Böyle giderseniz
hiçbir soruna çözüm bulunamaz. Elbette
hukuk politikası yapacağız ve konuşa-
cağız. Söz hakkı yalnızca onların değil.
Çoğulcu demokrasiyi temsil cttiğini
söyleyenler bunu kabul edecekler.
Kabul etmediğinizde her söylenen si-
ze ters gelir, sert gelir ve batar. Bildiri
sert olabilir, içeriği tartışılabilir. Ama
Adalet Bakanı çıkıp 'Dam üstünde sak-
sağan' dememeli. Bu iş bu kadar hafıf ve
basit değildir. tktidar tansiyonu ayar-
layacağına daha sert bildiriyle yanıt ve-
riyor. Yargıtay bu açıklamayı durup du-
rurken yapmadı. Siz yargıyı baştan
aşağı değiştirme projesini yüksek yar-
gıdan, iç dinamiklerden önce AB tem-
silcilerine veriyorsanız, tarüşmaların ne-
deni siz oluyorsunuz.
Her konuşanı siyaset yapmakla suç-
lamak insafla bağdaşmıyor. İktidar,
olayları yatıştırmak yerine azgınlaştır-
maya neden oluyor."
lstanbul Barosu Başkanhğı'ndan yapı-
lan yazılı açıklamada da "Yargıtay Baş-
kanlar Kurulu'nun yanında, bağım-
sızlık ve tarafsızhk mücadelesine devam
edileceği" vurgulanarak, "Egemenliğin
kullanımmda, kuvvetler ayrıhğı ilkesi-
nin kavranamamış olması ve çoğun-
lukçu bir yaklaşım tarzıyla 'her şeye ka-
dir' bulunma inancı, bağunsız yargıyı as-
la oluşturmayacaktır. Son gelişmeler, ve-
rilen beyanatlar ve yayımlanan taslak-
lar, Türk yargısının kendisi açısından,
geleccğinin nasıl tasarlanmakta oldu-
ğunu aydınlığa kavuşturmuştur" denildi.
nağaoğlu, yargının tek referansının
hukukun üstünlüğünün sağlanması
olduğunu vurgulayarak "Bunu ze-
deleyen konulara dikkat çekmek
de en doğal hakkıdır.
Bu durum hukuk ve yargı ile il-
gili konuların sadece yasama ve
yürütme organlarının bakışına
göre biçinılenmemesi için erkler
ayrılığının da zorunlu bir gereği-
dir" dedi.
'Eleştiriler dayanaksız'
Eminağaoğlu, Yargıtay'ın açıkla-
masıyla güdülen amacın, hukukun üs-
fünlüğü ve yargı bağımsızlığmın ze-
delenmemesi, tersine güçlendiril-
mesi olduğuna işaret ederek şu de-
ğerlendirmeyi yaptı:
"Yargıyı etki altına alabilecek ve-
ya etki altında gösterebilecek tu-
tum ve davranışlardan kaçınıl-
ması gerektiğine özeUikle vurgu da
yapümaktadır. Bu nedenle açık-
DANIŞTAY'DAN BİLDİRİ
Hükümete tepki,
Yargıtay'a destek
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay Baş-
kanlar Kurulu'nun bildirisine hükümetin tepki
göstermesi üzerine dün de Danıştay Başkanlar
Kurulu toplanarak, hükümete ikinci uyanyı yap-
tı. Danıştay'ın bildirisinde, "Yargının demok-
ratik meşruiyetinin tartışmaya açılmış olma-
sını kaygı ile izliyoruz" denildi.
Danıştay Başkanlar Kurulu bildirisinin tam
metni şöyle: "Cumhuriyetin temel nitelikleri-
nin tartışmalara ve yeni tanımlara konu edil-
mesinden ve yargı erkine yönelik sistemli sal-
dırdarın ivnıe kazanmasından duyduğu kay-
gıyla toplanan Yargıtay Başkanlar Kuru-
lu'nun 21 Mayıs 2008 gününde yaptığı ve esa-
sen Danıştay'ca müteaddit açıklamalarda da
yer alan konulara dikkat çeken bildiri üzerine
Hükümet Sözcüsü ve Devlet Bakanı tarafın-
dan yapılan açıklamanın yarattığı rahatsızlık
nedeniyle Danıştay Başkanlar Kurulu, 22
Mayıs 2008 günü toplanarak, aşağıdaki gö-
rüşlerini kamuoyu ile paylaşma gereğini duy-
muştur.
Öncelikle belirtmek isteriz ki, yargıyı doğ-
rudan ilgilendiren konularda, yargı organla-
rının görüşlerini kamuoyu ile paylaşmaları-
nın siyasi bir niteliği bulunmamaktadır. Yar-
, gıyı ve yargılama sürecini ilgilendiren konu-
lardaki anayasal ve yasal değişiklik çalışmala-
rı hakkında yüksek yargı organlarının açıkla-
ma yapmaları, yasama organının faaliyet ala-
nına müdahale olarak görülmemeli; varlık
nedenleri arasında, gücünü aldığı Türkiye
Cumhuriyeti Anayasası'nın 1 ila 3'üncü mad-
delerinde öngörülen ve 4'üncü maddesine gö-
re değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek olan
Cumhuriyetin temel ilkelerini de koruma
görevi bulunan yargı organının işlevinin bir
parçası olduğundan kuşku duyulmamaudır.
Öte yandan; yargının demokratik meşrui-
yetinin tartışmaya açılmış olmasını kaygı ile
izliyoruz. Anayasanın 6'ncı maddesine göre
egemenlik yetkisi kayıtsız şartsız millete ait
olup; Türk Milleti, egemenliğini anayasanın
koyduğu esaslara göre yetkili organları eliyle
kullanmaktadır. Hiçbir kimse veya organ,
anayasadan kaynaklanmayan devlet yetkisini
kullananıaz. Anayasanın bu hükmüne bağlı
olarak da yargı yetkisi, Türk Milleti adına ba-
ğımsız mahkemelerce kullamlmaktadır. Gö-
rüldüğü üzere; yasama ve yürütme organları
nasıl yetkilerini halk oylaması ile kabul edilen
1982 Anayasası'ndan alıyorlar ise; yargı da,
Türk Milleti adına kullandığı yetkisini aynı
anayasadan almaktadır.
Yetkisini anayasadan alan organlann meş-
ruiyetlerinin tartışmaya açılması, bu organla-
nn kamuoyundaki güvenilirliklerini zedeleye-
ceği gibi; böyle bir yaklaşımın, devleti zaafa
uğratacağı gerçeği de gözlerden uzak tutul-
mamalıdır. Ayrıca, 10 Mayıs 2008 tarihli Da-
nıştay'ın kuruluş yıldönümü, Danıştay ve 1da-
ri Yargı Günü nedeniyle Danıştay Başkanı ta-
rafından yapılan açış konuşmasında da ifade
edildiği üzere, yargıya intikal eden konular-
da, uluslararası çevrelcrin de katılımıyla yar-
gı organlarını yönlendirme ve etki altına alma
girişimlerini doğru bulmuyor ve bu konudaki
müdahalelere öncelikle hükümetin karşı çık-
ması gerektiğini düşünüyoruz.
Bu bağlamda, Yargıtay Başkanlar Kurulu
kararında da sözü edilen Yargı Reformu Stra-
teji Taslağı'nın anayasal kurumlar olan Türk
yargı organları yerine, AB temsilcileri ile pay-
laşılmış olmasını, bağımsızlık ilkesi ile bağda-
şır bulmuyoruz. Bu ve bundan önceki açıkla-
malarımızın yüce Türk ulusuna yakışır, ev-
rensel ölçülerde bağımsız bir yargıyı amaçla-
dığını kamuoyunun takdirlerine sunuyoruz."
laıııa ile hukuk alanının dışına çı-
kıldığı, devam eden davalara tara
olunduğu eleştirileri dayanaksızdır.
Yapılması gereken, açıklama ne-
deniyle yargıya karşı duruş sergi-
lemek değil, yargının dikkat çek-
tiği konuları ortaya çıkaran et-
kenleri irdelemek olmalıdır."
BAHÇELÎ'NÎN ÇAĞRIS
Fischer Erdoğan 'la Çırağan 'da görüştü
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün resmi
konuğu olarak Türkiye'de bulunan Avusturya
Cumhurbaşkanı Heinz Fischer, Çırağan
Sarayı'nda Başbakan Erdoğan'la bir araya
geldi. Saat 13.15'te başlayan görüşme yaklaşık
5 dakika sürdü. Görüşme basına kapalı olarak
yapıldı. Fischer ve Erdoğan daha sonra, Dış
Ekonomik tlişkiler Kurulu (DEİK), Türk
Avusturya İş Konseyi Toplantısı kapsamında
düzenlenen heyetler arası görüşmeye katıldı.
Yaklaşık yarım saat süren görüşme basına
kapalı olarak gerçekleşti. (Fotoğraf: AA)
Abdullah Gül
inceliyor
ANKARA (Cumhuriye
Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ab-
dullah Gül, Yargıtay Başkan
lar Kurulu bildirisiyle ilgil
MHP Genel Başkanı Devle
Bahçeli'nin "Sayın Cumhur
başkanf ııın bu konuda inisi-
yatif alnıası yerinde ve yararh
olabilecektir" çağrısını ince
lediğini ve değerlendireceğin
bildirdi.
Gül, Çankaya Köşkü'ndı
Burkina Faso Dışişleri ve Böl
gescl Işbirliği Bakanı Djibri
Yipene Bassole'yi kabul ede
rek bir süre görüştü. Gazeteci
lerin sorulannı da yanıtlayan
Gül, "Bahçeli'nin 'Sayın Cum-
hurbaşkanı'nın bu konuda ini-
siyatif alması yerinde ve yararl
olur' değerlendirmesini na
sıl karşıladığı" yönündeki so
ruya, "Önüme yeni geldi. In
celiyorum, değerlendirece
ğiz" yanıtını verdi.
CHP Grup Başkanvekil
Hakkı Suha Okay, Bahçe
li'nin önerisini "fantezi" olaral
değerlendirdi. Okay, "Öneml
olan her gerilimin tarafı olan
siyasi iktidarın kendisini sor
gulaması ve anayasanın içe
riğine, ruhuna ve özüne uy
gun davranmasıdır" dedi.
AKP içeriye 'aslan'
Yargıtay'ın bildirisini 'siyasi' bulan hükümet, Avrupa'dan Türkyargısına
kapatma davasının açılmasından buyana yapılan eleştirileri görmezden geliyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
AKP hükümeti kendisini uyaran
Yargıtay Başkanlar Kurulu'na tepki
gösterirken, dışandan gelen
müdahalelere ses çıkarmıyor.
Yargıtay'ın bildirisini "siyasi" bulan
hükümet, Avrupa'dan Türk yargısma
kapatma davasının açılmasından bu
yana yapılan eleştirileri ise gönnezden
geliyor.
Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun
bildirisine sert yanıt veren hükümet,
aylardan bu yana kapatma davası ile
ilgili olarak yargıyı hedef gösteren
AB'ye hiçbir tepki göstermedi.
Türkiye'ye gelen konuklara yöneltilen
sorular sonrasında verilen tepkiler de
yok sayıldı ve yanıtlanma gereği
duyulmadı.
Bu durum son olarak Avusturya
Cumhurbaşkanı Heinz Fischer'in
Türkiye ziyaretinde yaşandı. Fischer,
dava ile ilgili olarak Türkiye'nin
içişlerine karışmak istemediğini
söylemesine karşın çeşitli eleştiriler
yöneltti. Fisher'in özellikle
"Avusturya'da böyle bir dava
açılmaz" ve "Halkın seçtiği bir
hükümet ve başbakan var"
değerlendirmeleri dikkat çekti.
Avrupa Parlamentosu'nun önceki gün
yayımlanan raporunda da kapatma
davası eleştirildi. AKP'nin şimdiye
kadar hiçbir tepki vermediği ve
doğrudan Türkiye'nin içişlerine
müdahale anlamma gelen
açıklamalardan bazıları şöyle:
• AB Komisyonu Başkanı Jose
Manuel Barroso:
Kapatılma davasını
duyunca doğrusu
şaşırdım. Laiklik bir
dogma değildir.
Demokratik-laik
anlayışta dini
gereklere saygı
gösterilmeli.
Böylesi bir süreci
gelişmiş bir ülkede
görmek mümkün değil. Avrupa
standartlannın uygulanmadığmı
görürsek kayıtsız kalamayız. Anayasa
Malıkemesi karanna da saygı duyarız;
ama ümit ediyorum, karar Avrupa
standartlanna, Venedik Komisyonu
içtihatlanna uygun olur.
• AB'nin genişlemeden sorumlu
üyesi Olli Rehn: Kapatma davası
Kopenhag kriterleri
ile uyuşmuyor. AB,
siyasi ve insan
haklan kriterlerinin
ısrarlı ve ciddi ihlali
durumunda
müzakere sürecini
gözden geçirmeye
mecbur kalabilir. Bu
da parti kapatma
olayları yaşanırsa
müzakerelerin kesilebileceği anlamına
gelebilir.
• AP-Türkiye KPK Eşbaşkanı Joost
Lagendijk: AKP
kapatılırsa
müzakereler
kesilebilir. Bence
AKP'nin
şüphecilere gizli
gündemi olmadığını,
laiklik taraftan
olduğunu göstermesi
gerekiyor. Ancak
AKP kapatılacaktır.
Yerine yeni bir parti
kurulacak ve iktidar olacaktır. AKP
anayasayı değiştirerek böyle bir şeyin
olmasını engelleyemedi.
BİR BAKIMA
SERVER TANtLLt
Şu Günlerin Görevleri...
Nefeslertutulmuş, gözler sabitleşmiş, kafalarbir
yöne çevrilmiş bir süredir.
Neden?
Anayasa Mahkemesi'nin kararı bekleniyor.
Böyle bir ortamda, Yüksek Mahkeme de, ister is-
temez baskı altında.
Hem içerden, hem dışardan.
Böyle bir tablo ile hiç karşılaşmamıştık!
Oysa Anayasa Mahkemesi, içinde bulunduğu ça-
ğın ve coğrafyanın bilincindedir: Laikliğin geçerli ol-
madığı bir Islam toplumunda demokrasi rafta ka-
lır; laik eğitimin bulunmadığı bir eğitim düzeninde
de inanç özgürlüğü yoktur.
Çağımızın hatırlatmalarıdır bunlar!
Bir de, şunun bilincindedir Yüksek Mahkeme: Ül-
kede, 50'li yıllardan beri yapılanlara ek olarak, son
7 yılda, laik ilkeye düşman kesilenler iktidarda ya-
pacaklarını yapmıştır.
Bu saldırının da bir müeyyidesi olmalı!
Anayasa Mahkemesi'nin karşısında herkes had-
dini bilmeli!
Bir dönem kapanmak üzeredir ve açılacak yeni
dönem için yapıcı olalım!
Kimi sorumlu kalemler şimdiden kınından çık-
mıştır...
•
Gelip durduğumuz noktada, demokrasimizin de
hasta olduğu anlaşılıyor.
Önce anayasal bir etken rol oynadı: 1961 Ana-
yasası, çağına uygun yenilikler getirmiş, örnek bir
eserdi.
Yazık ki sürdürülemedi.
Adalet Partisi'nin bilinçsizliğinden de yararlanan
12 Mart, eseri yaraladı.
12 Eylül de, yapacağını yaptı: 1961 Anayasası'nın
felsefesini bozup bir diktatörlük yarattı; ve sol'u ezip
sağcı ve dinci güçlerin önünü -ardına değin- açtı.
AKP, bu gelişmenin ürünüdür.
Ve, bugün de yürürlüktedir bu anayasa.
Şimdi yapılması gereken de, bu paçavrayı bir an
önce kaldırıp atmaktır.
Yeni bir anayasa için yapılacakları büyütmeme-
li: 1961 Anayasası'nın içinden İkinci Meclis'le ilgi-
li maddeleri atınız; geriye kalanlara kimi eklemelerle
eser güncelleşir. Onu da, bir Kurucu Meclis'e
yaptırmalı!
Ve bir de, yeni bir "Siyasal Partiler Yasası" ile ye-
ni bir "Seçim Yasası" konusu var.
Bugüne değin çektiğimiz hastalığın temelinde
bunlar da rol oynadı.
Bunları yapmadan yeni bir seçime gitmek, üstelik
zararlıdırda...
Ya kuracağımız demokrasinin üstüne oturacağı
sosyal ve ekonomik temeller?
Yolları aşacak olan, yine "piyasa güçleri" mi ola-
caktır? Iktidan ele geçiren bir iktidarın o güçlerin em-
rinde, ülkeyi içerden ve dışardan -son yıllarda ol-
duğu gibi- iliklerine kadar sömürmesi yeniden
başlayacak mı?
Nerededir emeğin de haklan?
Tuzla'dan -neredeyse- günaşırı çıkıp gelen işçi
ölümleri açıkça gösteriyor ki, emeğin haklan gü-
vencede değildir.
Nerede sosyal devlet? Nerede sosyal demokrasi?
Bir de, nerede "Kürt sorunu"nu üstüne oturtabi-
leceğimiz gerçekçi çözümler?
•
Anayasa Mahkemesi'nin kararlarını beklediğimiz
şu günlerde, onların arkasından "seçim tarihi" ye-
rine, şu konuları tartışıp bir ilkeye, bir kurala bağ-
lamak olmalı işimiz.
Bu arada, bir "ulusal kongre" de düşünülemez mi?
O kongrenin, mutlaka üstüne eğileceği bir temel
sorun da eğitimdir; Milli Eğitim'in temelleri çöker-
tilmiştir.
Işte, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın,
8 Mayıs 2008'de gazetelere yansımış, "Türkiye'de
Gençlik"\e tespitleri: 5 milyon genç işsiz ve okul-
suz; 1 milyonu iş arıyor, 300 bini bulma umudunu
yitirmiştir; 600 bini fiziksel engelli.
2.2 milyon genç kadın da evde oturuyor...
BILDIRİYE GİDEN SÜREÇ
Yargıtay eylülden
bu yana sabretti
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümetin
tepki gösterdiği Yargıtay Başkanlar Kuru-
lu'nun bildirisi, Eylül 2007'den bugüne de-
ğin hükümetin anayasa ve yargıya yönelik
değerlendirmelerini izleyen komisyonca ha-
zırlandı. Komisyonun şekillendirdiği bildiri,
önceki gün toplanan 35 kişilik Başkanlar Ku-
rulu'nda oybirliğiyle kabul edildi. Anayasa
Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt'ün
dinlendiği kuşkusu ise soruşturma aşamasın-
da olduğundan bildiri dışında tutuldu.
Geçen yıl eylülde hazırlanan ve yargıya
yönelik yeniden yapılandırma ve türban ser-
bestliğine yönelik düzenlemeleri de içeren
anayasa taslağı üzerine Yargıtay'da anayasa
değişikliklerini izleme komisyonu oluşturul-
du. Komisyon başkanlığına Yargıtay Başkan-
vekili Osman Şirin getirildi. Komisyon, yar-
gıya yönelik düzenleme ve eleştiriler günde-
me geldikçe çalışmalar yaptı. Anayasa deği-
şikliğinin gündeme alınması üzerine de ko-
misyon eylül ayında ilk bildirisini yayımladı.
AKP hakkında Yargıtay Başsavcılığı'nca açı-
lan kapatma davasma yönelik "yargıya sal-
dınlar" da komisyonca değerlendirildi.
Bazı üyeler 'daha sert ton' istedi
"Yargı Reformu Strateji Taslağı"nın ön-
ceki hafta Yargıtay ve diğer yüksek yargı or-
ganlanndan önce AB temsilcilerine verilmesi
rahatsızlık yarattı. Osman Şirin başkanlığın-
daki komisyon, geçen hafta bildiri hazırlığına
başladı. 35 yüksek yargıçtan oluşan Başkan-
lar Kurulu'nda kimi üyeler, hükümetin yargı-
ya yönelik uygulama ve eleştirilerinin daha
sert tonda yanıtlanması gerektiğine ilişkin
görüşleri dile getirdiler. Ancak yüksek yargı-
nın kendisine "yakışan" bir üslupla yanıt
vermesinin doğru olacağı görüşünde birleşi-
lerek bildiri oybirliğiyle kabul edildi.