04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 MAYIS 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER MHP, DSP, Anavatan liderleri yaptıklan açıklamalarla Yargıtay Başkanhk Divanı bildirisine destek verdiler Muhalefet Erdoğan'atepkili ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Muhalefettcn, yargıyı hedef alan AKP yönetimi ve Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan'a sert tepki gcldi. MHP Gcnel Başkanı Devlct Bah- çeli, Yargıtay Başkanhk Divanı bil- dirisine destek verirken, AKP yöne- timi ve Başbakan Erdoğan'ı "yargı- yı bcdef alan hukuk ve ahlak dışı ta- ciz, tehdit ve terör kampanyası başlatmakla" suçladı. Bahçeli, Cum- hurbaşkanı Abdullah Gül'ü yasama, yargı ve yürütme arasında diyalog or- tamını sağlamak için devreye girme- ye çağırdı. Bahçeli, şunlan söyledi:" AKP'nin kapatılması için açılan dava son- rasında Başbakan Erdoğan ve AKP, bağımsız Türk yargısını he- def alan, hukuk ve ahlak dışı bir ta- ciz, tehdit ve terör kampanyası başlatmıştır. Başbakan ve AKP, kcndilerini meşru zeminlerde sa- vunmak yerine, siyasi güç gösteri- si ve meydan okuma yolunu seçmiş ve yargıya karşı adeta cihat ilan et- miştir. AKP'nin siyasi ihtirasları • MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Yargıtay Başkanhk Divanı bildirisine destek verirken, AKP'yi tehdit kampanyası başlatmakla suçladı. DSP Genel Başkanı Sezer hükümeti istifaya çağırdı. Anavatan Partisi Genel Başkanı Mumcu da yargının kendisine yönelen baskıya haklı tepki gösterdiğini vurguladı. ÖDP lideri Ufuk Uras ise Yargıtay'ı eleştirdi. uğruna Türkiye'nin onuru ve hay- siyeti ayaklar altına abnmış, Baş- bakan ve arkadaşları Anayasa Mahkenıesi'ni baskı altına almak için yabancı başkentlerin karanuk koridorlarında yargıyı ihbar tur- larına çıkmıştır. Türkiye'yi aşağı- lamayı meslek edinen Avrupalı müfettişlerin Cunıhuriyetin tenıel değerlerine dil uzatmaları ve aııa- yasal kurumlara yönelttikleri ağır hakaretler, bizzat Başbakan tara- fından haklı ve meşru müdahaie olarak görülmüş ve savunulmuş- tur." Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun bildirisinin böyle bir ortamda ya- yımJandığına dikkat çeken Bahçeli, bildiriyi "Türk yargısının, bağım- sızhğını vc onurunu korumayı amaçlayan haklı bir tepki ve tavır olarak görmek gerektiğini" vurgu- ladı. DSP: Hükümet istifa etmeli DSP Genel Başkanı Zeki Sezer de dün parlamentoda düzenlediği basın toplantısında şu görüşleri dile gctirdi: "Ne yazık ki AKP'nin demokrasi anlayışı da demokrasinin olmazsa olmaz hukuk devleti olma anlayı- şı ve yargının bağımsızhğı ile ilgi- li anlayışı konusunda düşünceleri çarpıktır ve dahası sicili bozuktur. Oyle olmasa, toplumun tümünü reddeden, bir anlayışın ürünü 'Ye- ni AKP anayasasını' dayatmazdı. Yi- ne öyle olmasa Madrid'den bir gi- rişimle türban sorununu ortaya atarak toplumu içinden çıkılmaz bir bölücülük tuzağına atmazdı. Öyle olmasa, hazırladığı sözde yar- gı reformunu önce AB'ye sun- mazdı. Hükümet, içte ve dışta ba- ğımsız yargıya yapılan kabul edi- lemez saldırılara karşı çıkmadı. Bu hükümet derhal istifa etmeli- dir." Sezer, hükümetin, Yargıtay'm açık- lamasını "siyasi" olarak dcğerlen- dirmesıyle ilgili bir soru üzerine de "Kusııı a bakmasın hükümet, siya- set o bildirinin neresinde bilmiyo- runt. Yargıtay'ın açıklamasını yo- rumlamak bana düşmez ama ora- da siyasete değil, hukukun üstün- lüğüne vurgu vardı. 'Biz konuşalım, biz saldıralım, gerekirse yargı men- suplannm araçlarını dinleyelim, bas- kı altına alalrm. Aman hiç kimse ko- nuşmasın karşımızda...' Bu bir dik- tatörlük anlayışıdır" görüşünü dile getirdi. Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, yaptığı yazılı açık- lamada, "Yargı, topyekûn yargı kurumlanna yönelen baskı ve eleş- tirileri bu bildiri ile kınamakta haklıdır" dedi. ÖDP: Yargı taraf olmamah ÖDP Genel Başkanı ve Istanbul Milletvekili Ufuk Uras, "Yargının bu konularda taraf olmaması ge- reldr. Yargı mensuplan, siyasi par- ti ve milletvekili gibi davranma- malı" görüşünü dile getirdi. Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, yaptığı yazılı açıklamada anayasal kurumlar arasında ahengi bo- zacak yaklaşımlann telafisi olmayan sonuçlar doğurabileccğini vurguladı. Yargıtay bildirisine 'Demokratik ve hukuki meşruiyeti yok' diyen AKP, ön savunma için de benzer ifadeleri kullanmıştı AKP hep Başsavcı'yı hedef aldı • AKP, kapatma davası iddianamesine karşı hazırladığı önsavunmayı hukuki bir temele oturtmak yerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahınan Yalçınkaya'yı kişisel olarak hedef alan ifadeler kullanmıştı. I ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay Baş- kanlar Kurulu'nun bildirisi- ne sert yanıt veren AKP, kapatma davası iddianame- sine karşı hazırladığı önsa- vunmayı hukuki bir temele oturtmak yerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Ab- durrahman Yalçınkaya'yı kişisel olarak hedef alan ifa- deler kullanmıştı. AKP, Yal- çınkaya'yı "keyfi, sübjektif, algılama sorunlu, kav- ramları birbirine karıştı- ran, önyargıh ve muhale- fet gibi davranmakla" suç- lamıştı. AKP, iddianame için de "Siyasi ve hukuki meşruiyeti yok" derken "si- yasi bir bildiri" niteleme- sinde bulunmuştu. AKP'nin önsavunmasın- da, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'ya yönelik şu eleştirilerde bulunulmuştu: • Hukuk alanında keyfilik, kişisellik ve sübjektiflik, bu iddianamede görüldüğü gi- bi gerçeklikten uzaklaşmaya ve hukuk standartlannın ör- selenmesine yol açmakta- dır. Hukuk alanında olgula- rın doğru algılanamaması ve çarpık bir okuma sonucu gerçeklerle ilgisi olmayan sonuçlara ulaşılmasının he- pimiz için telafisi imkânsız zararlar doğuracağı açıktır. 'Algılama sorunu var' • Bu iddianame, hukuk sisteminin en temel karakteri olan objektiflik, nesnellik, nedensellik ve rasyonelliğe dayanmamakta; en iyimser yaklaşımla bir algılama so- rununun varlığını ortaya koymaktadır. Partimiz hak- kında hazırlanan iddiana- me, önyargıh bir yaklaşımı yansıtmaktadır. • Dayatmacı, dışlayıcı ve aynştmcı bir siyasi anlayışa karşı, demokratik ve laik bir hukuk devleti olan Cum- huriyetin değer ve nitelikle- rini birleştirici ortak payda- lanmız olarak siyasi reka- betin üzcrinde tutmaya çalı- şan bir partiyi, Cumhuriye- tin niteliklerine aykın bir oluşum olarak göstermeye çalışmak ciddi bir paradok- su yansıtmaktadır. • Hakkımızda düzenlc- nen iddianamede tenıel sorun, AKP'nin siyasi fel- sefesi ve vizyonunun an- laşılamamış, hatta daha da vahimi yanlış anlaşümış olmasıdrr. • Kamu adına dava açma yetkisine sahip bir maka- mın siyaseten tarafsız bir söylem kullanması, iddia ve ithamlannı hukukla sınırh tutması gerekir. Halbuki id- dianame siyasi ve ideolojik bir tercihi yansıtmakta, bu haliyle hukuki bir metin ol- maktan ziyade önyargılann egemen olduğu bir siyasi bildiri niteliği taşımaktadır. 'Art niyetli yorumlar' • Iddianamedeki "şiddet ihtimali" iddiası tamamen hayal ürünüdür. Iddianame- deki delillerden hiçbirisinde en ufak bir şiddet içeren, şid- detle bağlantı kurulması mümkün olan ya da talırik çağrısı olarak nitelendirile- bilecek bir ifade yer alma- masına rağmen tamamen zorlama vc art niyetli yo- rumlarla şiddet bu sürccin içerisine sokuşturulmaya ça- lışılmaktadır. Partimizi şid- detle ilintili gösterme gayreti akıl ve mantığın sınırlannı zorlamaktadır. Sonuç olarak, AKP hükü- metlerinin yürüttüğü dış po- litikanm, tamamen ülkemi- zin ve milletimizin yüksek menfaatlannı gözenııeye yö- nelik olmasına rağmen id- dianamede adeta laikliğe ay- kırılığın kanıtı olarak su- nulmaya çahşılması bu tür iddialann gerçeklikten ko- puk ve hayal mahsulü oldu- ğunu göstermektedir. 'Cımbızlamış' • İddianame baştan sona okunduğunda ilk göze çar- pan husus, çok özensiz ve düzensiz bir şekildc kaleme alınmış olmasıdır. Gerçekten büyük bir kısmı doğruluğu araştınlmadan, gazete ku- pürlerine dayanılarak hazır- lanmıştır. İddianame, dü- zeltmcler, açılan davalar ve mahkeme ilamlan dikkate alınmadan, televizyon prog- ramlannda yapılan tartış- malann kayıtlanna bakıl- madan, günlük gazetelerde çoğu kez çarpıtılarak veril- miş haberler ve köşe yazar- larının kasıtlı yorumları "makaslama" vc "cımbız- lama" yöntcmiyle delil ha- nesine konularak kaleme alınmıştır. Böylece "kla- sörleri dolduran deliller" ile desteklenen bir iddiana- me görüntüsü verilmeye ça- lışılmıştır. Babalarıyla vedalaştılar Mardin'in Nu- saybin ilçesinde mayın patlaması sonucu şehit olan jandarma Uz- man Çavuş Yü- cel Koç'un cena- zesi Kars'ın Sa- rıkamış ilçesinde gözyaşları ara- sında toprağa verildi. Koç'un çocukları ibra- lıim (sağda), Fa- ruk (solda) ve Yiğit babaları- nın tabutunun başında bekledi. (Fotoğraf: AA) Şırnak'ta çatışma: 2şehit Önceki gün Mardin 'de Uzman Çavuş Yücel Koç 'un şehit düşmesinin ardından dün de Beytüşşebap 'tan 2 acı haber geldi. Terör örgütü 1 askeri de yaraladı Yurt Haberleri Servisi - Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesinde PKK ile çıkan çatışmada 2 askcr şehit oldu, 1 gü- venlik görevlisi dc yaralandı. Bölge- deki operasyonlar genişletildi. Beytüşşebap'ın Kontik mevkiinde sürdürülen arama ve tarama faaliye- ti sırasmda önceki gccc 21.40 sırala- rında güvenlik güçleri bir grup PKK'liyle karşılaştı. Çıkan çatışma- da askerler Uzman Çavuş Erkan Çörtük ve er Hidayet Erdoğan şe- hit olurken, bir asker de yaralandı. Bölgede operasyonlar gcnişletilirken, Cudi vc Gabar dağları ile Bestler Derelcr mevkisindeki operasyonlara helikopterlerle havadan destek sağ- landı. Çatışmada şehit olan askerler için de dün Şımak 23. Smır Jandarma Tümen Komutanlığı'nda tören düzenlendi. Törenin ardından Çörtük'ün cenaze- si Hatay'a, Erdoğan'ınki de Kon- ya'nın Ercğli ilçesine gönderildi. Uzman Çavuş Erkan Çörtük'ün Ha- tay'ın Dörtyol ilçesinin Çaylı Mahal- lesi'nde oturan ailesi acı haberle göz- yaşlarına boğuldu. Baba Ali Çörtük (85) ile Anne Miyasa Çörtük (68), bir ay önce izne gelen oğullannın jandar- ma astsubayı olmaya hak kazandığını ve tayin beklediğini söylediler. Konya'nın Ereğli ilçesinde oturan şehit jandarma er Hidayet Erdoğan'ın babası Muzaffer Erdoğan ise "Bir oğlum daha var. Onu da askere göndereceğinı. Ülkemizi bölmek is- teyenleri, terör örgütünü lanetli- yorum" diye gözyaşı döktü. Bakan Şahin 'Dam üstünde saksağan' açıklamasını Antalya 'da değerlendirdi Yayımlanmasaydı da cevap vermeseydirn GÜRSU KUNT ANTALYA - Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun bildirisi ve karşılığında yaptığı "Dam üs- tünde saksağan" açıklamasını, "Keşke öy- le bir bildiri olmasaydı, ben de öyle bir açıklama yapmak durumunda kalma- saydım" diye değerlendirdi. Antalya'da basma kapalı devam eden ve Yargı Reformu Strateji Taslağı'nın da tar- tışıldığı toplantımn üçüncü gününe katılan Bakan Şahin, burada basın mensuplannın sorulanna yanıt verdi. Avnıpa Parlamcntosu Türkiye Raportörii Ria Oomen Rujiten'in, "Türkiye'deki savcılar Avrupa ülkele- rinde olmadığı kadar özgür. Sorun ta- rafsızlıkta" cümlesiyle ilgili olarak Bakan Şahin, yargı ve yargıçlann subjcktif olma lükslerinin bulunmadığını söyledi. Bakan Şahin, "Avrupa Parlamentosu adına ko- nus.an kişinin, o değerlendirmesinin ki- şisel görüşü olduğu kanaatindeyim. Biz, 'Bıı kadar bağımsız olan savcı Avrupa'da yok' sözünden rahatsız değiliz. Başsav- cılarımızın, yargıçlarımızın bağımsız ol- masından son derece memnunuz. Ba- ğımsız hareket etmelerinden şikâyetimiz yok" diye konuştu. Bakan Şahin, bir ga- zeteciıün "Türkiye'de tarafsızlığa ilişkin bir sorun var mı" sorusunu ise şöyle ya- nıtladı: "Adalet Bakanı olarak böyle bir sorun var dersem yargı camiamızı itham etmi; olurum. Ancak Antalya'da yapılan top- lantımn sabahki oturumunda bazı sav- cı arkadaşlarımız, yargıç arkadaşlanmıı tarafsızhk konusuna daha titiz riayet et- meliyiz, temennisinde bulundu." DUZ YAZI ORHAN BIRGIT Erkler Arasındaki Savaş Her gazetenin, farklı başlıklarla verdiği Yargıtay Başkanlar Kurulu bildirisinin bana göre tek amacı var. Yargı erkinin bağımsızlığını korumak. Başından sonuna kadar soğukkanlılıkla okursanız, yüksek yargıda, özellikle AB Troykası adına gelen De- netleme Kurulu'nun Başkanı Olli Rehn'e Adalet Ba- kanı Şahin'in övünçle sunduğu "Yargıda Reform Taslağı" hakkında bilgi sahibi yapılmamış olmanın haklı tepkisini görürsünüz. Başkanlar Kurulu, anayasal sorumluluğu gereği bir parti hakkında kapatma davası açmış olan Cumhu- riyet Başsavcısfnın, sanki kişisel bir girişim yapmış- çasına "talebin muhataplarınca" hücum ve tehdit- lere uğramasını Başsavcılık makamının yıpratılması- na yönelik gördüğünü söylüyor. iddianamenin ku- rumsal olduğu gerçeğini, talebin muhataplarına hatırlatmak gereğini duyuyor. Söz konusu dava için, talebin muhataplarının san- dıktan aldıkları yetki ile diledikleri her şeyi yapabile- ceklerine dayanan inançlarını "şaşırtıcı" olarak de- ğerlendiren Yargıtay Başkanlar Kurulu, yargının hedef gösterilmesinden ve kapatma davası için ya- bancıların katkılarının devreye sokulmasından da şi- kâyetçidir. Yürütme erkinin başı isteseydi Çarşamba bildiri- sini, yüksek yargıda oluşan tepkileri yatıştırmak için bir fırsat olarak değerlendirir ve öncelikle bir bekle- yiş sürecine girerdi. Oysa Başbakan'ın talimatı ile Baş- bakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in başkanlığında ik- tidar partisinin Genel Başkan Yardımcısı ile bir Mec- lis Grup Başkanvekili'nden oluşan kurul, karşı bildi- ri için hızla harekete geçirilmiştir. Sandık demokrasisinin vitrini Öylece siyasal iktidar, her gücün üstünde gördüğü sandık demokrasisinin vitrinindeki "hükümet+par- ti+parlamentodaki çoğunluk" unsurlarını özenle öne çıkartmakta ısrarlı olduğunu söylemek istiyor. Bu üçlünün açıklamasında Yargıtay Başkanlar Ku- rulu'nun, yargı erkinin sınırlannı korumaya yönelik açıklaması, yetkiyi aşma olarak nitelendirilmekle kal- mıyor; hukuki meşruiyetten uzak ve siyasi bir bil- diri olarak görülüyor. Dahası da var. Yürütme erkinin sözcülüğünü üstlenen "üçlü kurul", Yargıtay Başkanlar Kurulu açıklamasını kapatma davası iddianamesini kutsa- yan, türban için anayasada yapılan değişikliklerin ip- tali amacıyla açılmış davada Anayasa Mahkemesi'ni etkilemeye olarak anayasanın 138. maddesinin açıkça ihlali olarak gördüğünü söylüyor. Içeride ve dışarıdan, 138'inci maddeyi hiçe sayarak yapılmak istenilen yönlendirmeleri unutmuş görünen Çiçek ve arkadaşları, bir tür yavuz hırsız çağrıştırması yap- tıklarını gizleyeceklerini sanıyorlar. AKP nasıl bir yargı istiyor? Iktidarın nasıl bir yargı erki istediği, bu son tartış- malar nedeni ile gizlenmez bir şekilde ortaya çıktı. Ya- sama gücünü bir orkestra şefinin disiplini ile yöneten Erdoğan'ın, yürütmenin yaptığı tasarrufları denetle- mekle yükümlü Danıştay üyelerini, "ulemanın yet- kisine dokunmak"la suçladığı biliniyor. Altı yıldır denetiminde bulundurduğu yasama gü- cü milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırmak gi- bi bir görevi olduğunu unutmuş görünüyor. O gücün, kendisi öyle istediği için Ihale Yasası'nı, bilmem ka- çıncı kez bir defa daha değiştirmek ayıbını üstlene- ceğinden öylesine emin ki, gazeteler TBMM'ye ye- ni birtasarının gönderilmiş olduğunu tek sütunluk sı- radan bir haber olarak yazıyorlar. Bu tür değişiklik- ler ile hangi hortumlamaların eski listelere eklenece- ği elbette bugünden bilinmiyor. Ama son Sabah- atv ihalesinde krediyi üstlenen kamu bankasının yö- netimindeki o iki karşı oy sahibi üyenin kellelerinin alın- mış olması karşısında liderin vekilleri umursamadan bir gensoruyu gündeme almıyorlar. Çünkü onlara "Azı- cık bekleyin. Yargının kaleleri yakında bir bir dü- şürülecek" diye moral aşıları şırınga ediliyor. "Türkiye'nin yargı sınavından geçtiği"ni duyuran dünkü Zaman gazetesinin verdiği habere göre, 27 Mayıs'ta, yani üç gün sonra Brüksel'de Ali Baba- can'ın da katılımı ile toplanacak olan Ortaklık Kon- seyi'nde, AB'nin bizden istediği yargı reformu paketi görüşülecekmiş. O paketi hazırlayan Hollandalı par- lamenter Ria Oomen Ruijten "AB'deki hiçbir sav- cı Türkiye'deki kadar bağımsız değil" diye ülke- mizdeki cumhuriyet savcılarının bağımsız olmasına göz koymuş! Savcılar, sadece kamu adına ve o gücün sözcü- sü gibi davranmak zorunda mıdıriar? Yargı önüne gel- miş, garip gurebanın, kimsesizlerin gerektiği zaman yürütme gücü karşısındaki haklarını korumaları AB'nin gözüne mi batıyor?.. Son bildiri ile yargı, kendisinden bağımsızlığını al- mak isteyen politik güce karşı uyarı görevini yaptığı için, yayımladığı bildiri, meşruiyet dışı olarak suçla- nıyor! Hükümet böylece, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nu da mı meşruiyet tartışmasının hedefi yapmaya hazırla- nıyor? Dileriz bu tartışma daha büyük gerginliğe dön- dürülmesin ve... Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] SHP'DE KURULTAYA DOĞRU iosyaldemokrat Halk Partisi (SHP) Genel Başkan Yar- dımcısı llhan Göğüş, SHP'nin, tüzüğüyle veprogramıyla Türki- ye'nin en ilericipartisi olduğu- nu savunarak, "Yeni seçilecek olan yönetimlerimiz, önümüzde- ki süreciyönlendirecek olması nedeniyle çok b'nemli olacaktır" dedi. Gazetemizi ziyaret ederek yöneticilerimizle görüşen Gö- ğüş, SHP'nin 3. Olağan Kurul- tayı 'nın hafta sonu gerçekleşti- rileceğini anımsatarak, Ankara Balgat'taki Anatolia Gösteri Merkezi'nde yapılacak kurulta- ya liim SHP örgütlerinden bini aşkın temsilcinin katılacağım helirttL Göğüş, "Genel başkan- hk seçiminde ise Sayın Murat Karayalçın tek adayımız" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle