14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHÜRİYET 20 MAYIS 2008 SALI 14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr Bu yıl Resmi Program'da, dünya kentlerini konu alan kimi belgesel, kimi kurmaca türde pek çok fılm var I Beyazperdede kentlerVECDÎ SAYAR B u yıl Resmi Program'da, dünya kentlerini konu alan kimi belgesel, kimi kurmaca türde pek çok film var. Brezilya sinemasmın önde gelen yönetmcn- lerinden Walter Sallcs'in, Daniela Tho- mas ile birlikte gerçekleştirdigi "Linha de Pa- se" adlı film, dünyanın en kaotik kentlerin- SERGİ27 MAYIS'A DEK AÇDC KadirHas'ta 'Şişede' Kültür Sanat - Kadir Has Üniversitesi öğrencilerinin işlerinden oluşan "Şi- şede" sergisi 13 Mayıs'ta ziyaretçile- riylc buluştu. 27 Mayıs'a kadar açık olan sergi, Kadir Has Üniversitesi Ci- bali Merkez Kampusu, D Blok Sergi Salonu'nda görülc- bilir. Bu yıl ilk me- zunlannı verecek olan Kadir Has Üniversitesi lleti- şim Tasanmı Bö- lümü öğrencile- rinin hazırladıklan işlerden olu- şan sergide animasyondan vidcoya, grafık tasanmı ürünlerden kavramsal çalışmalara kadar birçok iş sergileni- yor. Sergi bir bakıma dört sene bo- yunca verilen eğitimin özeti niteliği- ni taşıyor. (0 212 533 65 32) den, 20 milyonluk Sao Paulo'da, üstelik sı- kıyönetim koşullan alttnda, var oluş savaşı ve- ren dört kardeşuı dramını anlahyor. Festivalde şu ana dek göstcrilen en ilginç yapımlardan biri. Çin Sineması, bu yıl Jia Zhangke'nin "24 Kent" adlı belgesel fılmiyle temsil edi- liyor. Japon ortak yapınıı olan fılmde bugün "24 Cıty" adlı lüks konut sıtesıne dönüşen, bir zamanların askcri fabrikası 420'nin öyküsü- nü, farklı sınıflardan ve kuşaklardan bireylerin tanıklıkları aracılığı ile anlatıyor. Batılıların beğenisine ve beklcntisme denk düşcn bu sis- tem eleştirisinden kendi payıma pek zcvk al- madığımı söylemeliyim. Güncel toplumsal yaşama ilişkin sorunla- n ele alan çeşitli fîlmlcr, belgesel olmasalar da belgesel tadı içeren kunııacalar program- Cannes'da Fransızlar... UĞUR HÜKÜM 61 buluşmada Fransızların, Fransız sinemasının ağırh- ğından, ödül şansmdan ko- nuşmak zorsa da belli bir ycrinin oldu- ğundan hiçbirimizin kuşkusu yok. 16 Mayıs sabahı programlanan 'Resmi Seç- me' filmi, 1960 doğumlu Arnaud Desp- lechin'in 6. uzun metrajlısı 'Un conte de Noel / Bir Noel Masalı' eleştinnenlerde beklenenden de olumlu izlenim bıraktı. Eser yabancı gazeteciler için olmasa da Fransız eleştirmenler nezdinde şu anda fes- tivalin en iyi filmi konumunda. Yeni nes- lin önde gelen sincmacılanndan Desp- lechin 2004'te çektiği enfes 'Krallar ve Kraliçeler'in çizgisinde, tipik Fransız burjuva ailelcnnin güncesini tutmaya de- vam edıyor. Çok cklemli bir ailenin dire- ği Junon rolünde olağan ötesi bir kom- pozisyon çiziyor Catherine Deneuve. Junon kanscrdir; 4 çocuklu ailenin aforoz ettiği 'kötü' kardeş-oğul, Henri'nin (Mat- hieu Amalric) de 5-6 yıl aradan sonra da- vetli edildiği Noel günü ailenin geleceği açısından belirleyici olacaktır. Hızlı, kısa kısa ama çok yoğun, birbirinden güzel, dantel gibi işlenmiş sekans ve diyaloglarla bezenmiş, gerçekten başarılı bir senaryo, sinema okullarında dcrs olabilecek bir kur- gu yaratılmış. Güçlü oyuncu kadrosu da fılme çeşitli ödüller kazandırabilecek bir düzeyde. YAKIN GEÇMIŞE TANIKLIK Yarışma dışı gösterilen ARTE televiz- yon kanalmm animatörlerinden Daniel Le- conte'un çektiği 'C'est dur d'etre aime par les cons / Gerzekler Tarafından Se- vilmek Zor Iştir' başlıklı belgesel yakm geçmişe tanıklıktı. Geleceğe katkısı olması beklenen bir taniklik. Leconte olaylı Haz- reti Muhammed karikatürlerini yayınla- yan mizah dergisi Charlie Hebdo'ya açı- NELER OLUYOR? Almanya Deniz Fenerı davası Türklya'yl sarsacok. Almanya'dan Ankara'ya uzanan dava dosyasında kimlsr var? Tuncay Mollaveısoğlu, Kemal Kılıçd Yalçın Bayer anlatıyor... EMEK DÜNYASI Eaın Ergenç Turhan Deri-is Sendikası Gon. Bşk. Musa Servi Ssndikada örgutlenen ve işten atılan Desa işçileri www.ulusalkanal.com.tr D-Smart 78. knnaMavıı lan davayı ve etrafmdaki tartışmaları yan- sıtıyordu. GüNDELİK YAŞAMA BAKIŞ Belgesel ustası, büyük fotoğrafçı Ray- nıond Depardon 'Profîls Paysans/Köy- lü ProfilleıT dizisinin devamı 'La vie mo- derne/Modern Hayat' ile 'Belli Bir Ba- kış' göstcrileriııde yer aldı. Depardon, ken- dine has insani ve mizahi bakışıyla 3. kez doğrudan yok olmakta olan bir mesleğe, çiftçilere ve köylülerin gündelik yaşamı- na eğiliyordu. 2000 ve 2005'tc çektiği 'Köylü Profilleri: Yaklaşım' vc 'Köylü Profiller: Gündelik'ten sonra o yıllarda tanıştığı, ziyarct ettiği, görüştüğü yaşlı, genç her durumda soyu tükenmekte olan bir sınıfa, onların son tcmsilcilerine nos- talji ve belli bir endişeyle bakıyor. Pazartesi sabahının hcyecanla beklenen filmiyse Fransız değil, aına Frankofon Bcl- D^STLAR TIYATRv/SU çika'dan geliyordu. Daha önce 'Rosetta' (1999) ve 'Çocuk' ile (2005) Altın Pal- miye alan Jean-Pierre ve Luc Darden- ne kardcşler bu kez bir başka sosyal dramla yarışmadalar. 'Le silence de Lor- na / Lorna'nın SessizliğT Belçika'da 'be- yaz evlilik' yaparak yaşayan genç bir Ar- navut kadın, Lonıa'nın sevgilisiyle bir 'bü- fe'ye sahip olabilmek amacıyla giriştiği se- rüvcni izliyomz. Dardenne kardeşler yine kendilcrine has yalınlık ve duruluk içerisinde hcm 'göçmen+kadın' hem de 'insanlık du- runı'larını sorguluyorlar. Bu fılmin ol- dukça iddialı bir seneye benzcyen 2OO8'de 'Palmiye'ye ulaşma şansı kanımızca sı- nırlı. Ekleyclim, resmi 9 yanşma rilrn içer- sinde (Darenne'ler hariç) uluslararası eleştirmenlerin Altın Palmiye favorisi halen Nuri Bilge Ceylan'ın 'Üç May- mun'u. da önemli bir ağırlık taşıyor. 'Belli Bir Bakış' bölümünün açılış filmi olan 'Hunger' (Açlık) vc Arjantin'li yonet- mcn Pablo Trapero'nun 'Leonera'sı, ha- pishane gerçeğini gözler önüne seren, oldukça sert filmler. Steve McQueen'ın 'Açlık'ı, 80'li yılların başında bir Kuzey Irlanda ha- pislıanesmde yaşanan vahşeti anlatıyor. Bir cinaycte kanştıktan sonra düştüğu kadınlar ha- pishanesinde bir çocuk büyüten kadmın öy- küsünü konu alan 'Leonera'nın en dikkatc değer yanı, başrolü üstlenen Martina Gus- man'ın oyunculuğu. • • U ç MAYMUN VE ŞİYASET Nuri Bilge Ceylan'ın 'Üç Maymun'u da, filme ustaca yerleştirilen siyasal göndennelerle, anlattığı öykünün toplumsal arkaplanma iliş- kin mükcmmel bir tablo çiziyor. Kadın-erkek ilişkisini, 'tklimler'de soyut düzlemdc tartı- şan Ccylan, bu kez toplumsal sistemin çeliş- kileri bağlamında ele alıyor. Güncel referans- lar eşliğinde, aşlan güç ve para ile ilişkisini sor- guluyor... AKP'nin seçim zaferi televizyonda yayımlanırken kayıtsız kalan, Yeşilçam film- lerini hayranlıkla izleyen, telefonlannda 'ara- besk' şarkılar çalan bu 'küçük' insanlann dün- yasındakifirtınalarla,toplumda olup bitenler birbiri ile ne kadar ilintili? Bu toplumda 'oros- pu' olmadan yaşamak mümkün mü? tnsan- lann camiye sığınması kimlerin, hangi sı- nıflann eseri? "Siyasete, almak için değil vernıek için girdik" diyen 'muhalif siya- setçi ne kadar dürüst ve ne kadar sorumlu, olup bitenlerden? Anlayacağınız, nice 'politik' fılmden da- ha doğru sorular soran, siyasal arka planı sağ- lam bir film "Üç Maymun". Tüm kahra- manlann 'anti-kahraman' olduğu, bireyle- rin suçluluk duyguları içinde kıvrandığı, herkesin birbirini 'kullandığı\ yalanlarla ya- şayan bir toplum betimlemesi kimilerine fazlaca 'karamsar' gelse de... Kadının rııt- saklığını, sınıf atlama özlcmini ve sınırsız ha- yallerini anlattığı için, kimi arkadaşlarımız- ca mizojen (kadm düşmanı) olarak nitelen- se de... Eyet, kadın toplumumuzda hâlâ 'kurban'. 'Üç Maymun'da da öyle... Peki, yalnızca kadın mı; fılmin hangi kahramanı 'kurban' değil ki? Hepimiz değil ıniyiz? GÜLTEN DAYIOĞLU ÖDÜLLERİ Çocukve Gençlik Edebiyat Ödülleri verildi Kültür Servisi - Gülten Dayıoğlu Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Vakfı'nın dü- zenlediği 2007 Çocuk Romanı Ödülle- ri; perşembe akşamı Dolmabahçe Sarayı Medlıal Salonu'nda, çocuk kitabı ya- zarları, yayıncıları ve sanatçılann ka- tıldığı bir törenle verildi. Gülten Dayıoğlu, açış konuşmasında hiç bitmeyen çocuk sevgisinden, onlar içm yazına tutkusundan söz etti. Danışma Kurulu Başkanı Doğan llı/laıı ile Kül- tür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da yaptıklan konuşmalarda çocuk edc- biyatının önemini vurguladılar. 9 yaş üzeri çocuklar için yazılmış ve he- nüz basılmarmş 98 romanın katıldığı ya- nşmada ödül, "Charta Pergamena" (Zehra Tapunç) ve "Canı Sıkılan Çocuk" (Dursun Ege Göçmen) adlı ro- manlar arasında paylaştınldı. Zelua Tapunç, IÜ Edebiyat Fakültesi Es- kiçağ Tarihi Bölümü'nü bitirmiş. Öğ- rermen. Çevirilcrinin yanı sıra, çocuk- lar için 5 öykü kitabı bulunuyor. Dur- sun Ege Göçmen ise Marmara Üni- versitesi lletişim Fakültesi'ni bitirmiş, Gazeteci ve televizyoncu. Gülten Dayıoğlu Çocuk ve Gençlik Ede- biyatı Ödülleri Yanşması ödülü gelecek yıl "yeni kitle iletişim araçlarının çocuk ve gençlik edebiyatına etkisi" konulu araştırmalara verilecek. AYNA ADNAN BINYAZAR Taşıllaşmış Kafalar "Leyla Gencer, Türkiye'de etnik kimliği azınlık olarak ifade eden sosyal bir gruptan geliyordu. Hiçbir zaman hiçbiryerde Müslüman olduğunu deklare etmedi. Kendisini Jesus'a (Hz. Isa) ye- niden veren bu kimlik, küllerini Ortaköy'e saçtı- rıyor. Madem öyle külleriniz de Italya da kalsın, niye kirletiyorsunuz suyumuzu? O modern Tür- kiye'nin bir ürünüydü. Ama asla bizim tercihimiz değildi." Bugün gazetesi yazarı Nuh Gönültaş'ın Tür- kiye'yi dünyaya tanıtmış bir sanatçıya bakışı böy- le... Bilgisizliğin kör karanlığında yaşayanlar, sa- natçının kimliğinin "sanat" olduğunu, onların sanatla bir barış dünyası yarattığını algılayamazlar. Biri çıkıp, çağdaş "Türkiye'nin ürünü" dediği dünya çapında bir sanatçının "asla kendi ter- cihleri" olmadığını söyleyebiliyorsa, ona "Siz kimsiniz!" diye soranlar çıkacaktır. ••• Leyla Gencer elli yılı aşkın bir süredir Italya'da yaşıyor. Dünyanın belli başlı sanat merkezlerin- de de sahneye çıktı. Hep Türkiye Cumhuriyeti pasaportuyla... Böyle bir kişide etnik ya da dinsel kimlik ara- nır mı?.. Ayrıca, Leyla Gencer başta, hiç kimse, "Müs- lümanlığını deklare etmek" zorunda değildir. Ki- şinin dinini öne çıkarması ayrıcalık yaratır. Dinin yeri vicdandır; sorulan, "Müslüman'ım" derse der, demezse demez. Laik Cumhuriyet'in en büyük düşmanı, bunu algılayamayan taşıllaşmış kafalardır. • •• Gönültaş'ın bilgisizliği, kendi inanç alanını da kirletiyor. Oyle olduğu için, "Jesus" adını suçla- yıcı bağlamda kullanınca, birdin adamından ya- nıtı alıyor: "Her birey kendi dinini seçmekte, kendisiyle il- gili seçimleri yapma konusunda tamamen öz- gürdür." Gönültaş "Gel, Gel, ne olursan ol, gel! Isterkâ- fir, isterateşe tapan, puta tapan ol, gel! Bizim der- gâhımız ümitsizlik dergâhı değildir. Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel!" diyen Mev- lana'dan da habersiz! Dünyanın dört bir yanından Konya'ya onu zi- yarete gelip iç arınmasına uğrayan binlerce Hı- ristiyan'dan da... ••• Oysa, sıradan bir Hıristiyan bile, külünün bizim sularımıza karışmasını istiyorsa, onu hoşgörüy- le bağrımıza basmalıyız. Bu hoşgörüden yoksun olan Gönültaş, bilgisizliğini katmerleştiriyor. Gencer'in "modern Türkiye'nin ürünü" oldu- ğunu ileri sürerek onu dışlamaya kalkarken, çağdaş Türkiye'nin kurucusu Atatürk'e dil uzat- tığı da açık. Gönültaş'ın en büyük bilgisizliği ise Atatürk'ün, laik Türkiye Cumhuriyeti olduğunu yorumlayıp an- layamamaktan doğuyor. Atatürk'e dil uzatanların karşısına evrensel ah- lak ilkeleri çıkar ki, erdem yoksunu kişilerin bu- nu kavramaları olanaksızdır. ••• Bugün, havaalanlarında ele tutuşturulan, is- teyenler alsın diye ortalıkta dolaştırılan bir ga- zetedir. Gazetenin Yayın Yönetmeni Selahattin Sadı- koğlu. "Yazı, Gönültaş'ın kendi kişisel görüşüdür. Kurumumuzu ve gazetemizin genelpolitikasını ke- sinlikle bağlamamaktadır. Yazı gözden kaçmış- tır. Daha önce görseydik, uyaracaktık, değişme- sini rica edecektik" diye açıklama yaparken kendi sorumsuzluğunu da dile getirmiş olmuyor mu? Biri çıkıp da, "Parasız dağıttığınız bu gazeteyi basacak parayı nerden buluyorsunuz?.." yö- nünde bir soru yöneltse acaba nasıl bir yanıt ve- rirdi?.. Biryandan da düşünüyorum; üst yöneticilerin bu tür uygulamaları görmezlikten geldiği bir ül- kede böyle bir sorunun ne önemi olabilir!.. binyazar@gmail.com (Vlüzik-Sen Başkanlığı'na 4. kez Çnkâ • Kültür Servisi - Müzik ve Sahne Sanatçılan Sendikası'nın (Müzik-Sen) 17-18 Mayıs tarihlerinde gerçekleştırilen 6. Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda yapılan seçimler sonucunda, Sendika Genel Başkanlığı'na 4. kez Mehmet Çırıka seçildi. Müzik ve sahnc sanatçılannı bünyesinde toplayan ve 1989 yılından bu yana üyelerinin mesleki, ekonomik, sosyal, kültürel hak ve çıkarlarmın korunması ve geliştirilmesi amacıyla çalışmalarını yürüten sendikanın yaptığı seçimlerde, Mehmet Çınka Genel Başkan, Serpil Akıllı Genel Sekreter, Bülent Yüce de Genel Mali Sekreter oldu. sıvas93y«««ıvvuo ıı GENCO ERKAL Mıuık FAZIL SAY r.lv ..ı ÖZLEIUI KAYA SON 2 OYUN 31 Mayıs C.tesi 20:30 . _ MuaınmerKaracaTiyalrosu(0212)252 59 3S f E F E S 6 Haziran Cuma 20:30 ^ Caddebostan Kültür Murkezi (0216) 467 25 68 w E F E S l'ilson'in kültür ve sanata katkıları artarak sürecek. HASAN HUSEYIN KORKMAZGIL ACIYI BAL EYL£DİK özgürlüğe, fufsaklığa ve tevdaya dair jiir, müzik ve belge filmlerle bir tahne gösierisi Sııtleıı yoıumlayonlaı: Gülsen TUNCER Ender yİĞİI Ncjmi AYKAR Müzik: ilkay AKKAYA - KIZILIRMAK Uyoflayan vc yönefcn: fc Erkal UMUI 25 MAYIS PA2AR SAAT: 15:00 • 31 MAYIS C TESI SAAT:20:30 LEVENT KIRCA • OYA BAŞAR TİYATROSU BAKIRKÖY BİLGI ICİN: 0212 572 04 44 - 660 51 52 Kamu Bilişim 21-25 Mayıs 2008 Limra OteL -Kerrjgr Antalya http://kamubib tb tı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle