Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHÜRİYET 10 MAYIS 2008 CUMARTESİ
8 İNCELEME
Tartışmalara son: Dedesinin mektubu belgeledi
Londra'yı Ali Kemal'in
torunu yönetiyor
MURAT BARDAKÇI
Milli Mücadele'ye karşı çıkmasıyla
tanınan ve Izmit'te 1922'nin 6 Kasım'mda
linç edilen gazeteci Ali Kemal'in toıim
çocuğu Boris Johnson'un Londra'ya
belcdiyc başkanı sccilmcsindcn sonra, ga-
zetelerimizde "Johnson'un Ali Ke-
mal'in gerçek torunu olup olmadığı"
şeklinde bir tartışma başladi.
Johnson, bir göriişe görc Ali Kemal'in
soyımdaıı gcliyordu anıa bir başka iddiaya
göre Ali Kemal'in ilk eşi olan lngiliz ha-
nımın daha önccki evliliğindcn doğan ço-
cuğunun torumıydu ve dolayisıyla da
Ali Kcmal ilc hiçbir ilişkisi yoktu.
Bıı tartışma, basmınıızda son seneler-
dc ortaya çıkan tuhaf bir âdetin son ör-
neğini oluşturuyor: Tarihte önenıli roller
oynamış bazı aileler konusunda bu aile-
leri bilmcdcn, incclcmcdcn ve tanımadan,
sadece kulaktan dolma bilgiler veriliyor,
yalan yanlış soyağaçlan düzcnleniyor
vc gcçmişin birçok öncmli ismi her ne-
clense genellikle "dönme" yapıhyor. ya-
hut asıllanmn Yahudi olduğu iddia edi-
liyor.
Ali Kemal ilc Boris Johnson bağlantı-
smda da geccn lıalıa aynı hatalar yapıldı.
Ali Kemal'in ailesi ile ilgili olarak ciddi
bir araştınna yapılmadan ve hatta Türki-
ye'de yaşayaıı torunlanna danışma gcrc-
ği bile duyulmadan, Boris Johnson ile Ali
Kemal arasmda bir kan bağının bulun-
madığı iddia edildi. Belki dc "Milli Mü-
cadele'ye karşı çıktığı için linç edilnıiş"
bir kişinin lorunu Londra Belcdiye Baş-
kanlığı gibi henı konıun, hem de protokol
bakımından öncmli bir makama layık gö-
rülmüyordu.
GERÇEK ALİ KEMAL'İN
KALEMİNDEN
Birkaç günden bu yaııa dcvam eden
"Boris Johnson, Ali KcnıaPin torunu
ınu dcğil mi?" tarlışmalannı oku-
yunca, işin aslıııt belgesiyle, hem
de bizzat AJi Kemal'in kalcminden
nakletmek istedim.
Öncelikle söyleyeyim: Boris
Johnson, tam adıyla Alexander
Boris de Pfefel Johnson, doğ
rudan doğruya Ali Kemal'in i
soyundan gelmektedir ve ga-
zetecinin "oğlunun oğlu-
nun oğlu"dur.
Şimdi bu büyükdede-torun
ilişkisinin nasıl olduğunu an-
latayını ve belgesini de ve-
reyim:
Genclik yıllarında zamanın
hükiimdaıi lkinci Abdülhamid
tarafindan birkaç kez sürgüne gönde-
rilen Ali Kemal, 20. yüzyılın başmda Lon-
dra'ya yerleşmiş, burada 19O3'te Wilfred
Brun adında bir lngiliz hanıınla cvlcnmiş
vc Selma admı vcrdikleri birkızı olmuştu.
Ali Kemal, 1908'de lkinci Mcşrutiyet'in
ilanı sırasında tstanbul'a döııdü. lkdam ga-
zetcsinde yazmaya vc o zamanın üniver-
sitcsi olan Darülfiinun'da ders vemıeye
başladı. Meşmtiyct sonrasında güçlenen
lttihad vc Terakki Partisi'ni amansız şe-
kilde eleştüiyordu. Bir yıl sonra patlayan
31 Mart isyanının ardından llareket Or-
dusu'nun lstanbul'a girişi sırasında ye-
niden sürgüne gitmek zorunda kaldı ve
tngiltere'ye, kansıyla kızının yanına
döndü.
Mulıalif gazclcciyi artık çok dalıa zor
• MilliMücadele'ye karşı çıkmasıyla tanınan
ve İzmit'te 1922 'nin 6 Kasım 'ında linç edilen ga-
zeteci Ali KemaVin torun çocuğu Boris John-
son'un Londra'ya belediye başkanı seçilmesin-
den sonra, gazetelerinıizde "Johnson 'un Ali Ke-
mal 'in gerçek torunu olup olmadığı"şeklinde bir
tartışma başladu Dcvam eden tartışmaları oku-
yunca, işin aslını belgesiyle, hem de bizıatAli Ke-
mal'in kaleminden nakletmek istedim.
günler bckliyordu. lngiliz eşi Wilfred,
1909'un sonunda bir crkck çocuk dünyaya
getirdi. Çocuğa "Osıtıaıı Kcmal" adını
verdiler ama anne, doğumdan kısa bir sü-
re sonra ani bir atcş yükselmesi sonucu lıa -
yatını kaybetti.
Ali Kemal, kızı ve yeni doğmuş oğlu ve
kayınvalidcsi Margaret Brun, üç yıl
boyunca Wimbledon'da maddi sıkıntı
içerisinde yaşadılar. Birara çocuklannı an-
neannelerinin yanında bırakarak lngilte-
re'nin güneyindeki Boumcmouth kasa-
basına taşınan Ali Kcmal, 1912'de ls-
tanbul'a döndü vc ikinci bir cvlilik yap-
tı. Yeni eşi, Tophane Nazın Zeki Paşa'nın
kızı Sabiha Hanım idi. Ali Kemal'in
1914'te bu cvlilikteıı doğan vc Zeki adı-
nı vcrdikleri oğlu, daha sonra "Kuneralp"
soyadını alacak vc Cumhuriyct döncıni
Türkiycsi'nin önenıli bir diplomatı ola-
caktı. Hayattan 1998'de ayrılan Zeki
Kuncralp'in iki oğlu oldu: Baba mesle-
ği diplomatlığı seçen biiyük oğul büyük-
elçi Seliın Kuneralp şu anda Dışişleri Ba-
kanlığf nda müstcşar yardımcılığı, küçük
oğul Sinan Kuneralp de lstanbul'da
yayıncılık yapıyor.
TRAJİK ÖYKÜ, İSTANBUL'A
DÖNMESİYLE BAŞLADI
Londra'nm çiçeği burnunda belediye
başkanı Boris Johnson'un ailcsinin trajik
öyküsii ise Ali Kemal'in 1912'de Lon-
dra'dan lstanbul'a dönmesiyle başladı.
Ali Kemal'in lngıltere'de anneanne-
lerinin yanında büyüycn çocuklan,
sonraki yıl-
larda lngi-
liz vatan-
daşı oldular
ve "Kemal" is-
nıini bırakarak anneannelerinin kızhk
soyadı "Johnson"ı kendilerine soyadı
yaptılar. Osnıaıı Kemal, "Osman Wilf-
red Johnson" oldu; Irene NVilHanıs
adında bir hanımla evlendi. Bu evlilikten
1940'ta dünyaya gelen oğlu Stanley
Patrick Johnson 1979 ile 1984 arasmda
Muhafazakâr Parti'den milletvekilliği
yapacak ve lngiltere'nin tanınmış bir ya-
. an. çevrecisi ve nüftıs uzmanı olacaktı.
Gcçen hatta Londra Belediye Başkan-
hğı'na seçilen Boris Johnson, işte Ali Ke-
mal'in torunu Stanley Johnson'un dört co-
cuğundan biridir...
Z OĞLU OLDUĞUNU
GÖSTEREN MEKTUP
Burada, Ali Kemal'in elyazısıyla olan.
şimdi özel arşivimdc bulunan ve Stanley
Johnson'un dedesi Osman Kemal'in Ali
Kemal'in öz oğlu olduğunu gösteren bir
mektubun tam mctnini, bazı eski keli-
mclerin günümüz Türkçesindeki karşı-
lıklannı vcrerek yayımhyorum.
Bir ara Ingiltcrc'den Fransa'ya geçen
Ali Kemal, 5 Ağustos 1910 tarihinde Pa-
ris'tc yazdığı bu mektubu, lttihad ve Te-
rakki'nin ünlü Maliye Nazırı Cavid
Bey'c göndemıiş. Metinden anlaşıldığı-
na göre Ali Kcmal, o sırada Paris'te bu-
lunan Maliye Nazın Cavid Bey ile 4
Ağustos'ta bir araya gelmiş, mektubu bir
gün sonra yaznıış ve tngiltcrc'dcki ka-
ymvalidcsinin çektiği maddî sıktntılan an-
lattığı mektuplan da kcndi yazdığına ek
olarak Cavid Bcy'c yollamış. Ali Kemal,
"iki ciğerparem" dediği çocuklarını
yaşlı anneanneleriylc bcrabcr "sokak
ortasında bıraktığım" söylüyor ve ls-
tanbul'da sahip olduğu küçük bu evin sa-
tılınasından sonra ödenıek üzere Cavid
Bey'den bir sarrafin kcndisine üç bin frank
borç vermesine aracılık etmesini istiyor.
Mektupta sözü edilen "ciğerpâre"ler-
dcn biıi Londra'nm yeni belediye başkanı
Boris Johnson'un, admı daha sonra
"Osman \Vilfred Johnson" ya-
pan büyükbabası Osman Kemal;
diğeri de onun kız kardeşi, yani
Boris Johnson'un önce Selma adı
verilen ama lngiliz yatandaşı
olmasmdan sonraki ismini bil-
mcdiğimiz biiyük halasıdır.
Ali KemaFin bu mektubunun
ilginç bir tarafı daha var: Ya-
zanın linç, yazılanın da idam
edilmiş olması...
Mektubu yazan Ali Ke-
mal yıllar sonra, 1922'delinç
cdilccck; muhatabı Cavid Bey
ise Mustafa Kemal 'c karşı Iz-
mir'de düzenlenen suikast giri-
şimine katıldığı gerekçesiyle yar-
gılandığı lstiklâl Mahkemesi'nde
idam cezasına çarponlacak vc cezası 26
Ağuslos 1926'da Ankara'da infaz edi-
lecekti.
--
ALİ KEMAL'İN 98 YIL ÖNCE GÖNDERDİĞI MEKTUP
\
I
İşte Ali Kemal'in Maliye Nazın Ca-
vid Bey'c bundan tam 98 yıl önce gön-
derdiği ve Londra'daki iki çocuğıuıdan
bahscdip yardım istcdiği mektup:
"Cavid Beyefcndi,
Kemâlât-ı fıkriyyenm ihtidadan
bcri asarınızdan, ef âlinizden anlar,
tebcîl cderdim, dün bana karşı evsâfi
muamelenizden uluvv-i kalbini/i dc
gördüm, sevindim (Düşüncenizin
olgunluğunu önccden bu yana eser-
lerinizden ve yaptıklarınızdan anlar,
yüceltirdim. Dün, bana karşı gös-
terdiğiniz güzel davranışını/dan yü-
ce kalpliliğinizi de gördüm, sevin-
dim).
Bu saika ile de ("böylelikle" aııla-
mında) uzun müddet düşündüktcn
sonra bir dcrcce küstâhâne (küstah
biçimde) olduğunu bildiğim halde yi-
nc sizdcn pek mahremâne (gizli)
bir surettc istirham ctmcyc cür'et
ediyorum:
Kayınvalidcmin melfiıf (ekteki)
mekl üplarını lütfen mütalâa ile (in-
ccleyerck) anlarsınız, birçok seneden
bcri çctiklerimiz scvk-i zarurisiylc
(çektiklerimizin zorunlu sevkiylc)
bugün iki ciğcrpâremi lngiltere'de
hiçbir medâr-ı maişeti (gelir kayna-
ğı), bcndcn başka da muîni (yardım
edcni) olmayan o ihtiyar kadınla
beraber sokak ortalannda bu*akmak
felakctinc uğradım. Bir felaket ki ec-
ncbilcre, bilhassa İngilizlerc karşı
haysiyet-i kavmiyycmc (ulusal onu-
ruma) de dokunduğu için bence cid-
den tahammül-güdâzdır (dayanma
gücümü ciddi bir şekilde eritmekte-
dir).
Hayatımı adeta zchirlcyen bir mu-
sibetten yakamı kurtarmak, Lon-
dra'ya giderck çocuklanmla beraber
bir köşede yerleşmck hâsılı (sözün kı-
sası) arzcttiğim gibi bir yandan o
cüz'i (az) gelirimle, bir yandan ise
sa'y-i kalemimlc (kalemimin eme-
ğiyle) yaşamaya muvafTak olabil-
nıek için şimdiĞk üç bin frank kadar
bir paraya ihtiyacım vardır. Der-
saadet'teki (istanbuFdaki) cmlâ-
kinıden biri, mcscla vckâlet-i bey'ü
fcrâğını (satış vc dcvir vckâlctini)*Sc-
lim Hüsnü'yc tevdi eylediğim (ver-
diğim) o ufak mülk satılınca faiziy-
le beraber tesviye olunmak (öden-
nıck) üzere cmrinizle, lutf-ı vesâte-
tinizle (lûtfcdip araya girmcnizle) bil-
diklerinizden bir sarraf bu mcblâğı
bana ikrâz etse (borç verse) şu da-
kikada ycniden hayat bulur, size
ömrüm oldukça minettar kaitnm.
İki sene evvel ben tkdam'da iken
fclckscdc (talihsiz) bir arkadaşım
benden böyle bir hizmct istemişti, is-
tediğine de derhal mazhar olmuştu
(kavuşmuştu). Ahmet Cevdet Bey gi-
bi en sanıimi refiklerimden (arka-;
daşlanmdan) bu devr-i musibet-i ha- j
yatımda (hayatımın bclâh döne
minde) yaman bir bîgânelik (fena bir
kayıtsızlık) gördüğüm için, bu lûtfu
sizin gibi pek uzaktan tanıdığım fa-
kat kalben ve fikren pek ziyade ne-
cib (kalp ve fikir bakımından son de-
rece temiz) bir zâtdan istirham ey-
liyorum.
Mümkün ise mcs'ûlümü is'âf edi-
ııiz (arzumu yerine getirhûz), dcğil-,
se bedbahlî-i hayaüma (hayatımın (a-
lihsi/liğine) yanmaktan ve bu tasdîi
garîb (zavalh bir şekilde verdiğim ra-
hatsızlık) için aifınızı dilemekten
maâda (başka) elimdcn ne gelir?
Bâkî arz-ı minnet ve ihtirâm eylerim.
(minnctlcrimi vc saygılarımı suna-
rıın) efendim.
5 Ağustos 1910.
Ali Kemal
152 Rmılcvard Montparnasse"
"Kalem yazma aracı değil, düşünme aracıdır."
Türkçe
Açıklama
Bu tür çalışmalarla hem bildiklerimizi
pekiştirmiş, unuttuklarımızı anımsamış,
hem de bilmediklerimizi öğrenmiş
olacağız. Bu çalışmanın amacı sınav
değil öğretimdir.
Bir insanın kendi kendini denetlemesi
kadar yararlı bir değerlendirme yoktur.
Eğitimde bu tür çalışmalara "Öğrenirken
ölçen, ölçerken öğreten yöntem." de-
nir.
Aşağıda, bir soru köküne dayalı
yargılardan kimileri doğru, kimileri
yanlıştır. Alıştırmayı okuyunca soru
kökündeki yargının sonundaki ayraç içine
"doğru, yanlış, bilmiyorum" anlamına
gelen (D, Y, B) imcelerinden (harf) birini
yazarak yanıtlayın. (D), soru kökünde
verilen yargının doğruluğunu; (Y) yargının
yanlış olduğunu gösterir. Bölümceden
(paragraf) soru kökündeki yargının
doğruluğu, yanlışlığı hakkında kesin karar
veremediğiniz durumlarda da alıştırmayı
bilmiyorum anlamına gelen (B) imcesiyle
yanıtlayın. Bir kişinin bilmediğini bilmesi,
doğruya giden yolu bulabileceğini gös-
terir. Ayrıca alıştırmanın doğruluğuna,
yanlışlığına ilişkin yanıtınızı defterinize
kesinlikle kısaca yazın. Kalem yazma
aracı değil, düşünme aracıdır.
Türkçe- 2
ı. III.
"(1) Her yapıt yaratüdıktan sonra gittikçc büyüyen bir
bağımsızhk, kcndi kendine zenginleşen "ikinci bir içerik"
kazanır. (2) Ama şimdiyc kadar eleştih, bu ikinci içeriği
hep sanatçıya bağlamıştır. (3) Sanki her güzellik sahibinin
tek olması şartmış gibi!. (4) Oysa bcn, sahiplerini gölgede
bırakan birçok şaheser biliyorum. (5) Yapıb okurken yazann
düşündüğünden, duyduğundan başka yapıta katkıda bulunan
okuyucular da vardır. (6) Bilinmez, yapıtı yardtırken yazann
düşündüklerinin ötelerinde kimi yerlcre varan, dahası yapıta,
yazann vermek istediğinin de, üstünde bir içerik veren
okuyuculann bulunduğu da varsayılabilir."
1. Bu bölümcede yazarların yapıtlarını genel bir
tutkudan yola çıkarak oluşturdukları ileri
sürülüyor. ( )
"Yazann düşünmediklerini veren yapıtlar da
vardır." tümcesi, bölümcenin 5. tümcesinin yerine
konabilir. ( )
Bölümcenin 6. tümcesindeki son virgülün kullanunı
yanlıştır. ( )
"Sanat ürünlerinin önemi, yapıtların özünden çok
okuyucunun, izleyicinin, eleştirmenin
değerlendirmesiyle ortaya çıkar." tümcesi
bölümcenin dördüncü ya da beşinci tümcesinin
yerine konabilir. ( )
Bu bölümceyi oluşturan altı tümceden beşi, ikinci
tümcedeki görüşü vurgulamak için yazılmıştır.
2.
3.
4.
5.
II.
"(1) Bugün, hemen hemen babaların birçoğu,
çocuklanndan yakınırlar. (2) Konuşmalanndan tutun da,
giyinişlerine vanncaya değin onlann her türlü davranışlannı
sert bir eleştiri süzgecinden geçirirlcr. (3) Doğrusu babalar
bu konuda çocuklarına karşı son derece acımasız
davranışlarda bulunuyorlar. (4) Çocuklara gelincc, nc denli
küçük olurlarsa olsunlar, babalarının kendilerine karşı
büyük haksızlık ettiklerinin bilincindedirler. (5) Oysa
babalar, bu konudaki tutumlannın yanlışlığını bir türlü
anlayamazlar. (6) Ölçüleri sürekli kendi çocukluklarıdır.
(7) İsterler ki çocuklan, kendilerinin küçük bir örneği
olsun."
6. Bu bölümcede ortaya konan görüşlerin dün olduğu,
bugün de, yarın da var olacağı tümcelerin
öznelerinden anlaşüıyor. ( )
7. Yedi tümceden oluşan bu bölümcenin beş
tümcesinden babalara, iki tümccsinden de çocuklara
ilişkin bilgiler alıyoruz. ( )
8. Babaların bu bölümcede vurgulanan yanlış
tutumlannın nedeni, altıncı tümcedeki yargıdan
ileri gcliyor. ( )
9. Çocuklardaki bilincin, babalarının çocukluklanyla
kendilerini karşılaştırmalarından oluştuğu
anlaşıhyor. ( )
10. Bölümcenin dördüncü tümcesinden "kendilerinden
beklenmesc bile" anlamı çıkarılabilir. ( )
"Eğitim ve dil, birbiriyle yakından ilgili iki alan.
Kuşkusuz dili kullanmanın tek amacı eğitim değildir; ama
eğitimi dilsiz gerçekleştiremezsiniz. Bu yüzden cğitici
yayınların dili, açık-seçik, doğru, seslendiği kitlenin
düzeyinc uygun olmalıdır. Bu koşullara uygun olmayan
bir kitap, içindeki bilgiler ne kadar yararlı olursa olsun,
işlevini yerine getiremez. Aktanlamayan bilgi bir bakıma
yok sayılır."
11. Bu bölümccye göre her kitap, okuyucusunun
anlayacağı dille yazılmalıdır. ( )
12. Bölümceye göre eğitim kitaplarının dili açık - seçik
obnakla birlikte ele aldığı konu da eğitimin belli
bir düzeyine göre ayarlanmalıdır. ( )
13. Bir iş alanına yönelik kitabın dili de o iş alanını
içeren kavram ve terimlcrdcn oluşmabdır. ( )
14. Bu bölümceden çıkan gencl anlama göre eğitimde
amaç aracı aşan bir nitelik taşıyor. ( )
15. Bölümcenin son tümcesinde önce sebep, sonra sonuç
verilmiştir. ( )
YANITLAR
1. (D) Bölümcenin ikinci ve üçüncü tümceleri bugöıiişü
doğruluyor.
2. ( Y) Bu tümce 4. tümcenin yerine konabilir.
3. (D) Bölümcedekison virgû'lhiçkullanılmamalıydı,
çünkü bu tümcede "de " bağlacmdan sonra virgû'le
gerek yoktur.
4. ( Y) Ne dördüncü, ne de beşinci tümcenin yerine
konabilir, salt birinci tümcenin yerine konabilir.
5. ( Y) Altı tümceden beşi, ikinci tümceyi değil dördüncü
tümceyi vurgulamak için yazılmıştır.
6. ( Y) Bu durum tümcelerin öznelerinden değil,
yüklemlerinin geniş zamanlı kuUammlarından
anlaşıhyor.
7. ( Y) Bölümcenin altı tümcesi babalara ilişkin, bir
tümcesi de (4. tümce) çocuklara ilişkin bilgi veriyor.
8. (D) Babalar, kendiçocukluklannı ölçüalmasalar,
çocuklarına karşı bu denli yanlış tutum içinde
olmazlardı.
9. (D) Bölümcenin genel içeriğinden buyargıya
ulaşılabilir.
10. (D) Dördüncü tümcedeki "ne denli küçük olurlarsa
olsunlar " sözcükleri bu anlamı içeriyor.
11. (D) Okuyucu, eğitimle ilgilikişiler olduğunagöre
eğitim yayınlarının dili eğitim içerikli olmalıdır; hukuk
dili, mimarlık dili olamaz.
12. (D) Bölümcede dilin eğitim dili olması ve eğitimin
düzeyine uygun olması vurgulanıyor.
13. (D) Bölümcede ilerisürülen kıırala uymayan kitabın
okuyucusu da belli olmaz.
14. ( Y) Bölümcede amaan eğitim, dilin de araç olmasına
karşın bölümcede aracm önemi vurgulanıyor. Bu
nedenle bölümcede amaan aracı aşan niteliğinden söz
etmekyanlıştır.
15. (D) Aktanlamayan bilgiyok sayılacağı için önce
sebep sonra sonuç verilmiştir.
İSJANBUL
KÜLTÜR
EĞİTİM
celil.altin@kultur.k12.tr
IKEK
KURUMLARI
I