22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 MAYIS 2008 CUMARTESİ 4 HABERLER DÜNYADA BUGUN ALt SİRMEN Ilfliislüman Demokrat'ın Yargı Reformu AB'nin kimi haddini aşan şaşkın yetkilileri, AKP'ye "ılımlı lslama"dan sonra bir sıfat daha ya- kıştırdılar: "Müslüman demokrat". AKP ile AB ilişkileri son derecede ilginç. AB, AKP'yi herkese karşı her konuda destekliyor. Bu arada AKP aracılığıyla Türk halkına da gerçek ol- 1 mayan bir mesaj veriyor: - Sizi Avrupa Birliği'ne alacağız. AKP de, AB'ye mesaj veriyor: - Avrupa'ya üye olmak için gerekli bütün re- ' formları yapacağız. Iki taraf da kendi söylediğinin de, karşısındaki- nin de doğru olrnadığını biliyor. AB'nin amacı, Türkiye'den istediği ödünleri AB aracılığıyla almak Iktidarın amacı da yolsuzluk ve talanını da tesettüre sokarak gözden kaçıracağı bir dinci düzeni kurarkerı AB'nin desteğiyle ülke içindeki engelleri aşmak. Bu arada gazetelerde, televizyonlarda boy boy "reform" haberleri çıkıyor, bunların sonuncusu da "yargı reformu" ile ilgiliydi. Hemen belirtelim ki, Türkiye'de yargının refor- ma acilen ihtiyacı var. Bu gerçeği kimse yadsı- ' mıyor. ••• Düzeltilmesi gereken hususların içinde, hatta ba- şında Türkiye'de şimdiye kadar hiçbir iktidarın içi- ne sindiremediği, birtek 1961 Anayasası'nda doğ- ru dürüst güvenceye alınmış olan yargı bağımsızlığı geliyor. Yargının yürütme ve yasama karşısında bağımsız olması, onların baskılarından, etkilerinden masun kılınması, yargı mensuplarının disiplin cezaların- dan atanmalanna, kimlik işlerine kadar her konu- . da, yasamadan ve yürütmeden bağımsız ku- rumlar tarafından denetlenip yönetilmesi, de- mokrasilerin temeli. Türkiye'de iktidarlar yargı ba- , ğımsızlığına hiçbir zaman sıcak bakmadılar; AKP de bakmıyor. , Yargı bağımsızlığının temel kurumu olan Hâ- , kimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda Adalet Ba- kanı ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı'nın yer alma- , sı, bu bağımsızlığı zedeleyen hususların birinci- si. Gerçek bir yargı reformunda ilk yapılması ge ,, reken şey, bu yanlışlığın giderilmesiydi. Ama gelin görün ki, AKP'nin hazırladığı taslak - ta, bu yanlış olduğu gibi korunmakla kalmıyor, baş- ka sakıncalı hususlar da yer alıyor. ı Konu önümüzdeki günlerde enine boyuna tar- , tışılacak bu sütunda da; bunlara geniş biçimde yer : vereceğim. Ama şimdiden söyleyebileceğimiz bir tek şey var , ki, her konuda olduğu gibi bu konuda da AKP'nin yapmak istediği, yargıyı reforme etmek değil, hem ı onu hem de demokrasiyi bu vesileyle deforme et ; mektir. ••• Reform sözcüğü bize Fransızcadan geliyor. Anlamı, bir şeyi yeniden biçimlendirerek düzelt- mek, '7©fo/77?er"fiilindentüremiş. Zıddıolan "cfe- . former" ise birşeyin biçimini değiştirerek bozmak - anlamına geliyor. . Işte AKP de "düzeltiyorum, reforme ediyorum" , derken deforme ediyor, yani bozuyor. Gelelim yargı reformu taslağının hazırlanış bi- . çimine. Demokrasilerde böyle bir konu gündeme gel- diğinde, yargı kurumlarının üyelerinin, kendi ör- gütleri aracılığıyla görüşleri alınır. Tabii bunlara ba- roların ve onlann biıiiklerinin de dahil olduğunu söy- lemek bile gereksiz. Taslak daha hazırlanmadan önce üniversitele- re başvurulur, onlardan da görüş alınır. • Daha sonra ise hazırlanan taslak kamuoyuna su- nulur, basında geniş biçimde tartışıldıktan sonra, görüşler not edilir. Pariamentoda komisyondaki gö- rüşmelerde, not edilen bu hususlar, oraya davet edilen kurum temsilcileri ve milletvekilleri tarafın- dan dile getirilir, aksaklıklar giderilir, sonra da ko- nu Meclis Genel Kurulu'nun önüne götürülür. Demokratik süreç budur. Ama AKP bunu yapmaz. Ne yapar? Son taslakta olduğu gibi, kamuoyundan ve II- gili kuruluşlardan saklarken AB'ye gönderir, onun icazetini ister. Şimdi anlaşılıyor mu, her konuda kendi ka- muoyundan değil, AB'den icazet isteyen AKP'nin Avrupa tarafından neden böylesine candan des- teklendiği? asirmen@cumhuriyet.com.tr ERTEM GÖREVDEN ALIND1 Resmi Gazete'deki dikkatçeken 'gizleme' ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Resmi Gazetc'nin dünkü sayı- sında yayımlanan ata- ma kararlanna göre Gümrük Müsteşar Yar- dmıcısı Bülent Ertem "başka bir göreve atan- nıak üzere görevindcn alındı. Ertcm'iıı yerine ise Ali Nural atandı. Atanıa karannda gümrük koııt- rolörü olan Ali Nural'm unvanına yer verilme- mcsi ise dikkat çekti. Gümrük kontrolörleri kararnamesiz devlet gö- revlisi olarak biliniyor. Kararnamesiz bir me- murun müsteşardan son- raki eıı üst düzeydcki kararnameli bir göreve atanması da gözlcrdcn kaçmadı. Görevden alı- nan-Bülent F.rtem, gcçen yıl Behiçbey Gümrük Müdürlüğü'nde "bir mi- nibüste ele geçirilcn" bombalarla ilgili günde- me gelmişti. Sıhhi- ye'deki çok katlı ota- parkta bomba yüklü bir aracın bulunmasının ar- dından Ankara'da da bomba yüklü minibüs ele geçirildiği duyurul- muştu. Ertem de "Kar- puz bile böyle taşın- maz" açıklamasını yap- mıştı. Ancak bir süre sonra patlayıcıların Ma- kine Kimya Enstitüsü'ne ait olduğu ortaya çık- mıştı. Ertem'in, Geb- zc'deki bir kaçakçihk olayında da haklannda takipsizlik kararı veri- lcn bürokratlann karan- na itiraz edilmemesi için talimat yazısı göndcrdi- ği belirlenmişti. 'Çete' oluşturulduğuna karar verilen davada, mahkemeye yapılan baskılar nedeniyle indirime gidilmedi AdnanHoca'ya3yılhapis HULYA KESKİN Adnan Hoca olarak bilinen Adnan Oktar, "çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönet- mek" suçundan 3 yıl hapis ce- zasına çarptınldı. Örgütün mah- kemeyi baskı altına alma giri- şimleri ve sanığın fıil sonrası davranışlan esas alınarak ceza- da indirim uygulanmadi. Sa- nıklar, avukatlan ve izleyiciler, karar açıklanmadan önce veri- len .ıı.ı sırasında topiuca adli- yeden aynldılar. Adnan Oktar ve Bilim Araş- tırnıa Vakfı üyelerinin de ara- larında bulunduğu 17 sanığın, Yargıtay'dan dönen "çete" da- • Adnan Oktar ile birlikte 16 kişinin yargılandığı "çete" davasında sanık avukatlannın reddi hâkim talebi "yargı- lamayı engelleme olarak" değerlendiril- di. Avukatların talebi reddedildi. vası dün sonuçlandı. Istanbul 2. Ağır Ceza Mahkemcsi'ndeki karar duruşmasına Adnan Oktar gelmedi. Sanık avukatlan, yar- gıçlar hakkında açtıkları taz- minat davasını gerekçe göste- rcrek, bu otunımda da mahkcme heyetini reddettiler. Taleplerinin kabul edilmemesi üzerine, sanık avukatlan, davadan çekildikle- rini belirttiler. Bazı samklar da kendilerine barodan avukat atan- masını istediler. Yargılamanın engellenmek istendiğini belirten mahkeme hcyeti, sanıklara ck savunma süresi verilmcsine ve avukat atanmasına gerek olına dığına hükmetti. Mahkeme heyeti, sanık Ad- nan Oktar'ı "çıkar amaçlı ör- güt kurmak ve yönetmek" su- çundan lchine olan yeni TCK'nin 220. maddesinin bi- rinci likrası uyannca 3 yıl hapis cezasına mahkûm etti. Örgütün, organize bir şekilde mahkeme- yi baskı altında tutmak ve yar- gılamayı engellemek için görsel ve yazılı basına ilanlar vçrdik- lerini, başkan ve üyc hâkime ha- karet ve iftirada bulunduklannı göz önünde bulunduran heyet, Oktar hakkında indirim uygu- lannıasına yer olmadığına karar verdi. Samklar Fırat Develioğ- lu, Ferhat Terkoğlu, Uğur Örmen, Alev Ulaşoğlu ve Ha- tice Tijen Öztemir de "çıkar amaçlı örgütü yönetme" su- çundan 3'cr yıl hapisle ceza- landırıldı. Sanık Ersin Alaca- dağ'a verilen 10 ay hapis ceza- sı ertelendi. 14Y1LDIRTUTUKLU Kartal dosyası yeniden açıldı lstanbul Haber Servisi DHKP/C'nin üst düzey yöneticisi Er- caıı Kartal'ın yeniden yargılanmasına beşinci kez başlandı. Yargıtay, son bozma karannda, eksik gerekçeyle hü- küm kurulduğunu bclirtmişti. lstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemc- si'ndeki duruşmaya, "Sabaııcı sui- kastı" ile "7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e suikast girişimi talimatını verdiği" iddiasıyla yargılanan tutuklu Kartal kahldı. Fsas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, Kartarın u Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek" suçundan müebbet ağır hapisle cezalandınlmasmı istedi. Kartal'ın avukatı Taylan Tanay, mü- vekkilinin 13 yıl 8 aydır tutuklu oldu- ğunu belirterek "Dosyada 8 yıldır hiç- bir işlcm yapmamışsınız. Demek ki ceza veremiyorsunuz, Bu kadar uzıııı tutukluluk hiçbir hukuk sisteminde yok" dedi. Tahliye taleplerini reddeden mahkeme duruşmayı erteledi. mp" iz• ı knra M • j , . ..• jğk ..., • 4, t' 11 „ 1- f\\\ m1 Tursun'a doğrudan ateş edilmiş & uymadığı gerekçesiyle polisin "uyarı umacıyla sıkılan kurşunun sekmesiyle" öldüğünü açıkladığı Baran Tursun'un kafasına doğrudan ateş edilerek öldürüldüğü belirlendi. Tursun'un ölmesine ilişkin bir polis memurunun yargılandığı davaya dün Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde de- vam edildi. Tursun'un avukatlan, tstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabi- lim Dalı öğretim Üyesi Doç. Dr. Nadir Arıcan tarafından hazırlanan adli tıp raporunu mahkemeye sundu. Raporda, emniyetin hazırladığı ve Tursun'un seken kurşundan öl- düğü yönündcki raporun aksine, Tursun'un doğrudan kafasına sıkılan kurşundan do- layı yaşamını yitirdiği belirtildi. Mahkeme heyeti, Arıcan' ın hazırladığı raporun lstanbul 1. Ihtisas Adli Tıp'Kurumu'na gönderilmesine karar vererek duruşmayı erteledi. Wt 1500 | www.avea.com.tr | wap.avea.com.tr RRİS Danıştay davasına temylz 'Arslan 'ın cezası arttınlsın' istemi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Danıştay 2. Daire üyeleri ve gazetemize yönelik saldın- laria ilgili davada verdiği karar, savcılarca temyiz edildi. Temyiz dilekçcsinde, tetikçi Alparslan Arslan'a az ceza verildiği, ceza- sınm arttınlması gerektiği vurgulandı. Cumhuriyet savcılan Salinı Demirci ve Kubilay Taştan, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin gerekçeli karannı açıkla- masının ardından karan temyiz etti. Temyiz dilckçesinde, sanık Alparslan Arslan hak- kında, mağdurlar Mustafa Birden, Ayla Gönenç, Ayfer Özdemir ve Ahmet Çoba- noğlu'nu tasarlayarak ve yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulurken, her bir müdahile karşı gerçekleştirdiği eylem yönünden alt sınırdan birbir^nden farklı ve orantılı şekilde uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi gerektiği halde, her bir müdahilin vücut bütünlüğünde meydana gelen zarar ve tehlike aynı şekilde gerçekleşmiş gibi değerlendirilerek 15'er yıl hapisle cezalan- dınldığı kaydediidi. Arslan'ın 20 yıla kadar cezalandırılması gcrektiğine dikkat çekildi. IR NOKTÂSI /ORAL ÇALIŞLAR Kıbns'Yeşil Hat Tüzüğü' Kıbns'tayız. Cumhurbaşkanı Mehmet AliTalafın konuğu olarak bir grup gazeteci ve akademisyen üç günlük bir zi- yaret için buradayız. Son dönemde Kıbns'ta neler oldu onu anlamaya çalışıyoruz. Son dönemden kastımız tabii ki Rum tarafındaki değişiklikten sonrasında neler olduğuydu. Kıbns'ta uzlaşma karşıtı Tassos Papadopulos seçim- leri kaybetti ve çözüm yanlısı olduğunu söyleyen AKEL Par- tisi lideri Dimitris Hıistofyas Rum kesiminin cumhurbaş- kanı seçildi. Hristofyas seçildiği andan itibaren KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile çözüm amacıyla gö- rüşmeye başladı. Işte bu görüşmeler başladığından bu yana neler olmuştu? Kıbns'ta çözümün yolu açılmış mıydı? Bunları öğrenebil- mek için Kıbns'ın her iki tarafının önde gelen siyasetçile- riyle ve tabii iki tarafın cumhurbaşkanıyla görüşeceğiz. ••• Benim açımdan heyecan verici olanı, yıllarca geldiğim Kıb- rıs'ta ilk kez Rum tarafına geçme şansını bulacak olrnam. Tabii Hristofyas'ın özel konuğu olarak onunla bu konuyu derinlemesine konuşmak da önemli. Bunları sizlerie pay laşacağız... Havaalanından otele döndük ve daha sonra Kıbns Türk Ticaret Odası'nın yöneticileriyle öğle yemeğinde buluştuk. Onlarla Kıbns Türk tarafındaki ticari gelişmeleri konuştuk. Annan Planı'nın kabul edilmesinden sonra, Türk tarafında ciddi bir ekonomik büyüme yaşanmaya başlamıştı. KKTC Ticaret Odası yetkililerine göre 2003-2006 yılları arasındaki ekonomik büyüme •yüzde 10'lann üzerine çık- mıştı. 2006 yılındaki büyüme yüzde 13.6 gibi olağanüstü bir boyuta ulaşmıştı. Bu büyümenin iki, üç temel sektör üze- rinde yoğunlaştığı söylenebilir. Turizm, inşaat ve tarım sektörü taşıyıcı bir rol oynuyor- du. Kıbns Türk Ticaret Odası Başkanı Hasan Ince'nin an- lattığına göre; 2004 yılında kabul edilen "Yeşil Hat Tüzü- ğü" Türk tarafının Güney'e mal satması olanağını da sağ- lamıştı. Bu ticarelın boyutunun çok büyük olmadığını da örel- likle vurguladılar. Dört yıl içinde Kuzey'den Güney'e giderek artan ihracat Türk tarafında toplam 11 milyon Avro'ya ulaşmıştı. Bu ar- tışın önemli bir bölümünü ise tarım ürünleri oluşturuyordu. Patates, birçok değişik sebze, mobilya bunlar arasınday- dı. Peki bu artış yeterli miydi? Kıbns Türk Ticaret Odası yet- kililerine göre yeterli değildi. Nedenlerinin başında güven- sizlik geliyordu. Her an ticaretin kesilme tehlikesi yatınm- cılan korkutüyordu. Bu nedehle yeteri kadar yatınm yapıl mıyordu. Kıbns Rum tarafı bu ticarete önemli engeller ko- yuyordu. Bu engellerin başında ise Rum tarafının koydu- ğu, "Kuzey'de öretilmeyen hiçbir mal Güney'e satılamaz" kaydı geliyordu. Hatta, hammaddesinin bir bölümü dışa- rıdan gelen mallann da ihracatı yasaktı. ••• Kıbns Türk Ticaret Odası yetkililerine göre Güney'e ya- pılan ihracat toplam ihracatın yalnızca yüzde 10'unu oluş- turuyordu. Tabii bir başka konu da bu ticareti tehdit edi- yordu. Eğer Türkiye limanlannı Rum kesiminin gemilerine açarsa, Türkiye ile Rum kesimi arasındaki oluşacak doğ- rudan ticaret Kuzey'i zor duruma sokabilirdi. Kıbns Türkleri bu konuda da kendilerine göre bir formül geliştirmişlerdi. Buna göre Türkiye'den Güney Kıbns Rum kesimine ticaret yollan açılırsa bunun Kuzey Kıbns üzerinden yapılması mümkündü. Aynı şekilde Güney Kıbns Rum ke- siminden Türkiye'ye yapılacak ihracat da Kuzey üzerinden geçebilirdi. ••• 2007 yılı, Kıbns Türk tarafında büyümenin durduğu ve eksiye döndüğü bir gerilemeye neden olmuştu. 2007 yılında büyümenin eksi 2.5 olduğu ifade edildi. Bu büyüyen Ku- zey'in ekonomisi için önemli birtehditti. Mutlu günler ge- ride mi kalıyordu? Işte burada da çözüm ihtiyacı gelip dayatıyordu. Eğer Kıb- ns'ta Kuzey'e uygulanan izolasyonların kaldınlması sağ- lanmazsa, ekonomi bundan büyük zarar görecekti. Izo- lasyonlann kaldırılması ise çözümden geçiyordu. Tabii ekonomik durgunluğun başka birçok nedeni bu- lunuyordu. Türklerin Annan Planı'nı kabul etmesiyle oluşan olumlu hava Kuzey'e yönelik ilgiyi arttırmıştı. Yabancılar Ku- zey'den mülk edinmeye yönelmişlerdi. özellikle de Ingilizler. Fakat çözümsüzlüğün devam ettiğinin ortaya çıkması, dünyadaki ekonomik kriz, Kuzey Kıbns ekonomik altyapı- sının yetersizliği güvensizliği arttırmıştı. Bu da ekonomiyi olumsuz yönde etkilemişti. Çözüm mümkün müydü? Bunu da konunun birinci de- receden muhataplanna sorabileceğiz... Devam yann...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle