24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 2 ARALIK 2008 SALI 6 HABERLER SALI ORHAN BURSALI Kriz-Metre Dünya ayırdında değil, oysa Türkiye’de bir Kriz-Metre var. Bizde ve dünyada gözler.. Aylık Amerikan ekonomik göstergelerine ve indekslerine; Londra-Paris-Frankfurt- Tokyo borsa grafiklerine; istihdam rakam- larına; petrol ve altın fiyatlarına; batık ban- kalara; kurtarma paketlerine; batma tehli- kesi içindeki şirketlere; ekonomik durgun- luğa; enflasyona; dolar-yen-Avro ilişkisine, kendini kabul ettirmiş önemli iktisatçılara; Amerika’yı yöneten bankacıların ‘durgun- luk’ çanlarına; pek çok Batılı uzmanın “bu kriz reel sektörde derinleşir, henüz başın- dayız” açıklamalarına; Batı medyasının alarm çanlarına... ...Bakıp duruyor. Oralardan durumu anlamaya çalışıyorlar. Grafikler bir aşağıda bir yukarıda... Umutla umutsuzluk el-ele, kol-kola... Sanayi üretim rakamları aşağıda... Perakende satışlar diplerde... Ülkeler bütün dünyada acil önlemler pe- şinde... Acaba dibe doğru düşüşü nerede tuta- biliriz uğraşısı içinde... Salaklar mı, ne!? Ankara’ya baksalar ya! Orada her şeyi ayna gibi dosdoğru göste- ren bir Kriz-Metre var! İşsizlik alarmı... Akbank, çok kârlı bir yıl geçirmesine rağmen, birden 1000 çalışanını kapı önüne koyuveriyor. Ülkemiz sanayicilerinde bir telaş bir telaş... Ortalık feryat figân! Umutsuzluk diz boyu! Ama durun, Ankara’ya bakın! Başba- kanlık’ta bir Kriz-Metre’miz var! “Bu kriz bizim kriz değil”le başladı... “Bize bir şey olmaz, bankalarımız sağlam, biz bu krizi 2001’de yaşadık, bitti” ile sür- dü! Arkasından “Hamdolsun, bizde işler yo- lunda” geldi! “Kriz bizi teğet geçer” ile sevinç yarattı! “Kriz tepe noktasına vardı, artık ışık gö- ründü” gibisinden, ibre iyimserlik doruğu yaptı.. Kriz-Metre’nin ibresi en son, ‘kriz inişe geçti’de! Aslında yaşanılan, bir deprem dalgasının ani yarattığı “Tsunami” imiş. Kimsenin ha- beri yok! Tsunami sahilleri vurmuş gitmiş, şimdi ise “hasar tespiti” yapılıyormuş! Ne korkacak bir şey var, ne de endişe edecek! Dünya gözünü bizim Kriz-Metre’ye çevirse -Yoksa “Deniz Feneri” mi demeli(!)- rahat- layacak, halüsinasyonlar değil önünü gö- recek, tsunaminin geçip bittiğini öğrenecek, öyle banka –şirket kurtarma- trilyon dolar- lar pompalama gibi salakça şeyler yap- mayacak... Sahillerdeki çerçöpü temizlemekle, kızı- lay-kızılhaç yardımlarıyla yaraları sarmak- la, çadır-madırla; sahra lokantalarıyla falan bitirecek işi! Tek yapacağı iş, Ankara’yı kerteriz almak; Kriz-Metre’nin göstergelerini uydu yayın- larıyla bütün dünya ekranlarına yansıt- mak... Fakat nedense, Ankara’daki Kriz-Metre’ye inanan yok! Türk sanayi ve ekonomisi, bu başıboş- lukla, yaşanılanı hafife almakla, kriz inişe geçti demeçleriyle, dünyanın Keriz-Metre’si ülkesine dönüşmek istemiyor! Tehlikenin kokusunu almış durumdalar, feryatları bundandır... TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr obursali@cumhuriyet.com.tr DİYARBAKIR - Güvenlik güçleri Güneydoğu ve Kuzey Irak’taki PKK tehdidini yok etmek için mücadele ederken örgütün 26 Kasım’da İsken- derun kent merkezine inerek 2 polisi şehit etme- si ne anlama geliyor? 17 yıldır Amanos Dağları’nı üs tutan örgüt, 40 civarındaki militanıyla Arap nü- fusun yoğun olduğu Hatay bölgesinde ne yap- maya çalışıyor? PKK, 1984 yılının Haziran ayında Siirt’in Eruh ilçesine baskın düzenledikten sonra terör ey- lemlerini yoğunlaştırdı. Ancak örgüt 1990’a ge- lindiğinde şiddet yorgunuydu! Suriye’de gizlenen Abdullah Öcalan dikkat çekmeyecek yeni bir ba- rınma hatta tedavi merkezi arayışına girdi. Kısa bir süre sonra hem Suriye’ye yakınlığı, hem de- niz bağlantısı, hem de metropollere iniş ola- nağı nedeniyle Hatay bölgesindeki Ama- nos Dağları PKK’nin “batı üssü” olarak be- lirlendi. Aslında bu plan kimilerine göre o dönemde Öcalan’ı barındıran Suriye’nin Hatay meselesine de hizmet ediyordu! Ge- rekçe ne olursa olsun terör göçü PKK’nin işine geliyordu! Devlet, Güneydoğu’da PKK’yle müca- dele ederken örgüt dikkat çekmeden ilk timleri- ni Suriye’nin Lazkiye bölgesinden Samandağ ve Arsuz kıyılarına çıkardı. Aralarında Güneydo- ğu’daki çatışmalarda yaralanmış ve ameliyat geçirmiş teröristler de vardı. İkinci bir tim ise Su- riye sınırındaki Hassa, Yayladağı ve Reyhanlı il- çelerinin kırsalından Toros Dağları sisteminin güney noktasındaki Amanoslar’a sızdırıldı. Ama- noslar, Asi Nehri’nin Akdeniz’e döküldüğü Sa- mandağ deltasında, Suriye sınırındaki Keldağ’ın karşısında son bulduğu için sızma olanağı veri- yordu! PKK önemli bölümü Hatay sınırlarında olan ve Amik Ovası ile Akdeniz’i birbirinden ayıran dağ- lara küçük gruplar halinde yerleşti. Arap köken- li yurttaşların nüfus yoğunluğu ve oluşabilecek top- lumsal tepkiye rağmen bölge sarp yapısı nede- niyle teröristlere çekici geliyordu! 1991 yılının Haziran ayında Erzin ilçesi kırsalında dolaşan bir grup köylü bir sırt çantası buldu. Bu- nun bir avcıya ait olduğu düşünüldü. Oysa için- de el bombaları, dürbün, giyecek ve gıda mad- deleri vardı. Olay jandarmaya iletildi. Çantada ya- pılan incelemede ceplere gizlenmiş bazı şifreli not- lara ulaşıldı. Bu notlar PKK’nin bölgedeki var- lığının ilk habercisiydi! Bu çanta bir unut- kanlığın eseri de olabilirdi, şiddetin haber- cisi olarak kasıtlı atılmış bir imza da!.. PKK bu çantanın güvenlik güçlerinin eline geç- mesi üzerine iki yıl boyunca eylemsellik açı- sından sessizliğe büründü. PKK bu suskunluğu örgütlenmesini ta- mamlamak için bir kamuflaj olarak da kul- lanmıştı! Örgüt ilk eylemini 1993 yılında yap- tı. İskenderun’da Feyazan kanalında bulunan ce- sedin PKK’nin dağ kadrosundan bir kadın militana ait olduğu saptandı. Çok sonraları örgütün bu mi- litanı ajan-itirafçı olduğu gerekçesiyle öldürdüğü anlaşılacaktı. Güvenlik birimlerine göre bu infaz hem militanlar arasında sorunlar yaşandığını gösteriyor hem de PKK örgütlenmesinin boyut- larını anlatıyordu! Kimbilir belki de bu cinayet ör- gütün bölgedeki varlığından rahatsızlık duyanla- ra, militanlara yiyecek vermeyen, parasal destek sağlamayan çevrelere bir gözdağıydı! İstihbarat birimleri 1990’ların başında Hatay böl- gesinde 5’er kişilik timler halinde 35-40 civarın- da terörist bulunduğunu saptamıştı. Militanlar Er- zin’in Karıncalı, Dörtyol’un Kozlu, Toftak, Mırır, Ka- pulu ve Çatlar yaylalarıyla Hassa’nın Akbez bel- desi kırsalı ve İskenderun-Kırıkhan arasında, bin metre yüksekliğndeki Alan Yaylası’nda barınıyordu. Örgüt ilk yıllarda ERNK makbuzlarıyla Hatay böl- gesindeki yurttaşlardan zorla para toplayarak ayakta kalmaya çalıştı. Güvenlik güçlerine yö- nelmeden bazı kaçırma, kundaklama eylemleri- ne girişti. İlk başta Amanos Dağları’nı örgütün din- lenme merkezi olarak kullanmak is- tiyen Öcalan, ne olduysa 1996’da planın kapsamını genişletti. PKK’nin, Kürt kökenli yurttaşların yaşadığı Akdeniz illeri ile metopol- lerde örgütlenme kararı uygula- maya konuldu. Öcalan uydu tele- fonuyla Kuzey Irak’ta bulunan Şemdin Sakık’a Akdeniz bölge sorumluluğunu verdi. Sakık, 1996’da Suriye üzerinden Hatay bölgesine geç- ti ve Amanos Dağları’na yerleşti. PKK’nin bölge- deki gücü bu tarihlerde zirveye ulaştı. Dönemin yetkililerine göre Sakık’ın gelmesiyle birlikte PKK’nin Hatay bölgesindeki militan sayısı 150’ye kadar ulaştı. Ancak örgütün bu kadar önemli bir isminin böl- geye sızması ve yaşanan hareketlilik güvenlik güç- lerini teyakkuza geçirdi. Deşifre olan Sakık, 6 ay sonra Öcalan’ın talimatıyla Kuzey Irak’a geri çe- kildi. PKK 1993’ten bugüne kadar bölgede çoğu kun- daklama, şantiye basma, adam kaçırma olmak üzere 50 kadar eylem yaptı. Biri yüzbaşı 6 asker çatışmalarda şehit oldu, PKK’nin ise 20 civarın- da militanı öldürüldü. Bölgede 140 kadar örgüt mi- litanı da yakalandı. Örgüt son 10 yıldır Amanos Dağları’nın kesiş- tiği Hassa, İskenderun, Erzin ve Dörtyol ilçeleri- nin kırsalında varlığını korumaya çalışıyor. Militanlar hem bölgedeki milis yapılanmalarına moral ver- mek hem de Amanos’taki grubu canlı tutmak için aralıklarla eylemlere girişiyor. Teröristlerin Serinyol 121. Jandarma Er Eğitim Alay Ko- mutanlığı’nın yakınındaki Bedirge Köprüsü’nün altına 11 Eylül 2006’da yerleştirdiği bombalar yapılan bir ihbar üzerine etkisiz ha- le getirildi. 2 Mayıs 2007’de Hassa ilçesi Amanos Dağları eteğindeki Söğüt beldesi kırsalında eylem yapma- ya çalışan üç teröristten kadın olanı öldürüldü. 11 Temmuz 2007’de, Serinyol beldesi, Kisecik köyü yakınlarında özel bir şirkete ait maden ocağını basan teröristler 8 iş maki- nesini yaktı. PKK’liler 2008 yılı başlarından itibaren eylem- leri yeniden yoğunlaştırmak istedi. 7 Mart’ta Dörtyol ve Erzin ilçeleri arasındaki Çağlalı köyü Ko- cadüz Yaylası yakınlarında bulunan bir maden ocağını basan teröristler Mehmet Şimşek adlı şo- förü öldürdü. 24 Mayıs’ta Hassa kırsalında güvenlik güçleriyle çatışmaya giren 4 PKK’liden 1’i yakalandı. Mili- tanların Suriye’den sızacak arkadaşlarına kılavuzluk yapmak için bölgeye geldikleri saptandı. 18 Eylül’de Hassa ilçesinde, altyapı çalışması yürüten bir şirkete ait iş makinelerini yakan terö- ristler köy muhtarı ile bir şantiye görevlisini kaçırdı. Söz konusu grup 21 Eylül’de Dörtyol ilçesi Totak Yaylası’nda kıstırıldı. Çatışmada 2 uzman çavuş yaralandı. Bir grup terörist ise 29 Ekim’de Hatay’ın Kise- cik köyündeki hava radar üssüne roketatarlı sal- dırı düzenledi. Roket, üssün 200 metre yakınına düştü. Teröristler son eylemlerini ise PKK’nin kuruluş yıldönümü nedeniyle 26 Kasım’da yaptı. Amanos Dağları’ndan İskenderun’a inerek bir bekçiyi re- hin alan militanlar, otoyol turnikelerinde denetim yapan trafik ekibine uzun namlulu silahlarla sal- dırdı. İbrahim Darıcı ve Halil Aksak adlı özel ha- rekât polislerini şehit eden PKK’liler Bitişik köyü kırsalında izlerini kaybettirdi. Bu son eylem de gösterdi ki, Amanos Dağları PKK için stratejik önemini koruyor. 17 yıldır böl- gede en az 35-40 militan barındıran örgüt bu te- röristleri Kürt kökenli yurttaşların yoğun olarak bu- lunduğu Adana, Mersin, İskenderun ve çevresinde “intifada” gibi toplumsal eylemler için baskı gü- cü olarak kullanıyor. Amanos yapılanması Gü- neydoğu’dan batıya kaçan militanların gizlenmesi için mobil güç olarak da korunurken PKK’lilerin gerek kara gerekse deniz yoluyla metropollere sız- dırılmasında rehber görevi üstleniyor! Amanoslar’ın sarp ve ormanlık yapısını, gizlenme ve kaçış ko- laylığını önemli bir avantaj olarak gören PKK, yıl- lar önce Suriye’nin desteğiyle uygulamaya koy- duğu Hatay planını şiddeti batıya taşıyabilme uğ- runa ayakta tutmaya çalışıyor! Amanoslar’da Kaybolan Çanta!.. Şemdin Sakık Halil Aksak İbrahim Darıcı Ergenekon davasõnda tutuklu sanõklar Aydõn Yüksek ve Muzaffer Şenocak arasõnda gerginlik yaşandõ ‘Benidolandõrmakistedi’HATİCE TUNCER/HİLAL KÖSE Ergenekon davasõnõn 22. oturu- munda savunmasõnõ yapan tutuklu sa- nõk Muzaffer Şenocak, kendisinde bulunan amonyum nitrat ve dinamit lokumunun yardõm için gittiği Düz- ce depreminden kaldõğõnõ belirterek, frekans kesici aletleri ise yurtdõşõndan ithal ettiğini ifade eti. Şenocak, tutuklu sanõk Aydın Yüksek’i 150 bin dolar dolandõrdõğõ iddialarõna karşõlõk, “Ay- dın Yüksek iş ortağımı tehdit etti. Ailemden 250 bin dolar istedi” de- di. Yüksek ile Şenocak arasõnda çap- raz sorgu sõrasõnda gerginlik yaşan- dõ. Mahkeme başkanõ Köksal Şen- gün’ün, ablasõnõn vefatõ nedeniyle ka- tõlamadõğõ dünkü oturuma üye yargõç Hasan Hüseyin Özese başkanlõk yaptõ. Tutuklu sanõk Aydõn Yüksek, avukatõ olmadõğõ için savunma yap- mayacağõnõ belirtince, tutuklu sanõk Muzaffer Şenocak’a geçildi. Hak- kõndaki suçlamalarõn hiçbirini kabul etmediğini söyleyen Şenocak, “Ne ör- güt üyesiyim, ne de devletin gizli belgelerini ele geçirdim. Buradaki kişilerden, 2004 yılında kısa bir sü- re işlerine yardımcı olduğum Fikret Emek ve Aydın Yüksek’i tanırım” dedi. Fikret Emek ile 2004 yõlõ Kasõm ayõndan itibaren görüşmediğini söy- leyen Şenocak, zamanõnõn çoğunu yurtdõşõnda geçirdiğini, işadamõ ol- duğunu, birçok sektörde iş yaptõğõnõ anlattõ. “Hedefleri her zaman yük- sek olan özgür ruhlu bir girişimci- yim” diyen Şenocak, Fikret Emek’in asker kökenli olmasõnõn iş görüşme- lerinde sorun çõkardõğõnõ ifade etti. Birlikte çalõştõklarõ atõk yağ projesinde yetki belgesi için gerekli şartlar oluş- mayõnca Emek ile gerginlik yaşa- dõklarõnõ söyleyen Şenocak, “O sı- rada yurtdışına davet edildim. Emek karşı çıktı. Tavrı olumsuz olunca, Emek’in düğününden son- ra kasım ayında yurtdışına çıktım. Bir daha görüşmedik” dedi. ‘Ailemden para istedi’ Şenocak, Türkiye’ye 2006’da gel- diğini, kendisini Kanal 6’nõn sahibi olarak tanõtan Aydõn Yüksek ile ta- nõştõğõnõ ve birlikte iş yapmaya baş- ladõklarõnõ anlattõ. Aydõn Yüksek’in kendisini, bir iş nedeniyle Etiler’de Ahmet Özal ile görüştürdüğünü, Özal’õn ilgi göstermediğini söyleyen Şenocak, 2006 yõlõ ortalarõnda yeni- den yurtdõşõna çõkmasõnõn ardõndan, Türkiye’deki, iş ortağõnõn Yüksek ta- rafõndan tehdit edildiğini ifade etti. Yüksek’in ortağõnõn pasaportuna el koyduğunu, telefonla, yurtdõşõndaki iş bağlantõlarõnõ sorunlu hale getirdiği- ni ifade eden Şenocak, “Bir arka- daşımın evine girerek iş ve aile bilgilerimi izinsiz bir şekilde ele ge- çirdi. Ailemden 250 bin dolar pa- ra istedi. Bilgilerimin olduğu CD’yi benimle ilgili araştırma yapması için Muzaffer Tekin’e vermiş” dedi. Şenocak, gözaltõna alõnmasõna neden olan bu CD’de, kendisine ait iş ve ai- le bilgileri, kontratlar ve iş ortaklarõ- na ait pasaport bilgileri olduğunu ifade etti. Arama kurtarma malzemesi Muzaffer Şenocak, çantasõndan çõ- kan kask, ip, tepe lambasõ, amonyum nitrat, konserve yiyecek ve gaz mas- kesinin ilk yardõm malzemesi oldu- ğunu, üzerlerinde 12 Kasõm 1999 Düzce Kaynaşlõ depreminin tozu ol- duğunu söyledi. Depremden sonra gö- nüllü olarak Kaynaşlõ’ya giden ilk eki- bin içinde olduğunu ve ilk 11 kişiyi kurtardõklarõnõ ifade eden Şenocak, amonyum nitratõn metal dahil her şe- yi erittiğini söyledi. Evinde ele geçi- rilen diğer malzemenin de altõnõn ayarõnõ ölçmeye yarayan bir asit ol- duğunu ifade ederek, yasak madde ol- madõğõnõ, Kapalõ Çarşõ‘da satõldõğõ- nõ belirtti. Dinamit lokumunu da deprem bölgesinde taşocaklarõndan gelen iş makineleinin paletlerinde bulduğunu söyleyen Şenocak, “Delil torbasına koyduğum bir malze- medir” dedi. Savcõnõn “Deprem ha- tırası olarak mı sakladınız” soru- suna karşõlõk, “Hayır. O günden sonra o çantayı açmadım” yanõtõnõ verdi. Yurtdõşõndan frekans kesici (JA- MER) alet ve bomba imha robotu it- hal ettiğini söyleyen Şenocak, “Jan- darma bu konudaki gelişmeleri takip ediyor ama emniyet için ay- nı şeyi söyleyemeyeceğim. Emni- yetin bombaları nasıl imha ettiği or- tada” dedi. BOTAŞ’a dosya verdim Mahkeme başkanõ Hasan Hüseyin Özese’nin “Sende arkasında mar- jinal grup yazan ve bazı komutan- ların adının geçtiği notlar bulun- muş. Bu konuda ne diyeceksin” di- ye sordu. Şenocak, marjinal grubun, inşaat sektöründeki bir firma oldu- ğunu söyleyerek yurtdõşõn işlerini ta- kip ettiğini kaydetti. Şenocak, Muzaffer Tekin’de bulu- nan ve içinde kendisine ait bilgilerin olduğu 16 No’lu CD’de devlete ait gizli bilgilerin olduğunu bilmediğini söyledi. CD içindeki beş dosyanõn ta- mamõnõn kendisine ve iş ortaklarõna ait olduğunu söyleyen Şenocak, “İçin- deki gizli bilgilerden haberim yok. Emniyette bana CD’deki dosyala- rın başlıklarını gösterdiler. İçeriğini göstermediler. CD şu anda inter- nette yayımlanıyor. Bu CD 28 Ara- lık 2006’da Aydın Yüksek tarafın- dan oluşturulmuş. Bu CD oluştu- rulduğunda yurtdışındaydım. 18 Ocak 2007’de Türkiye’ye geldim” diye konuştu. Şenocak, Cumhuriyet Savcõsõ Meh- met Ali Pekgüzel’in, “Patlayıcı eği- timi aldınız mı” sorusuna “hayır” yanõtõnõ verdi. Pekgüzel, “Bazı ta- nıklar sizin kendinizi Özel Kuv- vetler Komutanlığı’ndan (ÖKK) yüzbaşı olarak tanıttığınızı söylü- yor. ÖKK şilti sizde ne arıyor” di- ye sorunca, Şenocak, tanõklarõn poli- sin yönlendirmesi sonucu ifade ver- diklerini söyledi. Şenocak -Yüksek gerginliği Şenocak ile kendisine soru soran tu- tuklu sanõk Aydõn Yüksek arasõnda tartõşma yaşandõ. Yüksek, Şenocak’a “Bana ait Mehmet Çetin adında sahte kimlik sizde ne arıyor” diye sordu. Şenocak, “Bende fotokopisi çıktı. Siz çektirdiniz hatırlamıyor musunuz? Gerçeğinin bende ol- masına imkân yok” dedi. Yüksek, “Tanıştığınız her kişinin ya kimli- ği, ya ehliyeti ya da başka bir bel- gesinin fotokopisi sizde niye çıkı- yor” diye sorunca, Şenocak, “İşle- rimle ilgili belgeleri edinebilirim. Menfaat için kullandığımı söyle- yebilir misiniz?” diye konuştu. Şenocak, güvenlik soruşturmalarõ- nõ da bilgi edinme yasasõ kapsamõn- da yaptõğõnõ ifade etti. Yüksek, 16 No’lu CD’nin kendisine ait olduğu- nu kabul ettiğini söyleyerek “Evim- deki disketlerin içinde askeri bil- giler olduğunu biliyor muydun” di- ye sordu. Şenocak, bilmediğini söy- ledi. Yüksek, “Ailenizden 250 bin dolar istediğimi söylediniz. Eşiniz neden şikâyetçi olmadı” deyince Şenocak, “Ailecek bu konulara alı- şık değiliz. Sizi kale almamıştır” di- ye konuştu. Yüksek, “Beni yurtdı- şına çıkarmak için sahte kimlik siz tanzim ettirmediniz mi” sorusuna hayõr yanõtõnõ veren Şenocak, “Siz bu konuda arkadaşlarım var dedi- niz” karşõlõğõnõ verdi. Yüksek, soru- larõna Şenocak’õn avukatlarõndan iti- raz gelince, “Bu kişiyle bağlantım düşmanlık seviyesinde. Bu dava kapsamından kopamadığımız için husumetlerimi burada anlatmak zorundayım” dedi. Sorulara itiraz edildi Prof. Dr. Şebnem Korur Fincan- cı’nõn avukatõnõn, Şenocak’taki kim- lik bilgilerine ilişkin sorusu da iti- razlara neden oldu. Avukatlar, dos- yanõn sanõğõ ya da müştekisi olmayan kişilerin bilgilerinin deşifre olacağõ- nõ söylediler. Tutuklu sanõk Kemal Kerinçsiz’in sorusuna da ‘Sizinle ilgisi yok’ diyerek savcõ Pekgüzel iti- raz etti. Kerinçsiz, Şenocak’a kendi- sinde bulunan asitlerin imha edildi- ğini, imha edilmemesinde sakõnca olup olmadõğõnõ sordu. Şenocak, ha- yõr yanõtõnõ verdi. ‘Dink’in öldürülmesinde ihmal’ davası AHMET ŞEFİK TRABZON - Agos Gazetesi Genel Yayõn Yönetmeni Hrant Dink’in öl- dürülmesinde ihmalleri olduğu ge- rekçesiyle iki jandarma görevlisinin yargõlanmasõna devam edildi. Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkeme- si’ndeki duruşmaya sanõklar uzman çavuş O.Ş. ile uzman çavuş V.Ş. ka- tõlmadõ. Sanõklarõn avukatõ Nurhayat Bayraktar Gümrükçüoğlu ile Dink ailesinin avukatlarõ Ergin Cinmen ile Hakan Bakırcıoğlu ise duruşmada hazõr bulundu. Avukatlarõn gelecek duruşmada savunma ve değerlendir- me yapmalarõ istendi. Cinmen, dava kapsamõnda soruşturma izin verilen di- ğer jandarma görevlilerine ilişkin ha- zõrlõk soruşturmasõnõn başladõğõnõ be- lirterek “Bu soruşturma sonucunda da herhalde dava açılır. Bu geliş- meleri de takip edeceğiz” dedi. Ba- kõrcõoğlu da Dink cinayetinde ihmal- leri bulunduğu gerekçesiyle 8 jan- darma görevlisinden ikisinin Cum- huriyet Başsavcõlõğõ’nca ifadelerinin alõndõğõnõ, diğerlerinin de alõnmaya ça- lõşõldõğõnõ belirterek bu kişilerin ifa- delerine göre dava açõlõp açõlmaya- cağõna karar verileceğini ifade etti. Du- ruşma toplam 5 dakika sürerken, da- va 4 Şubat’a ertelendi. Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Köksal Şengün’ün (or- tada) vefat eden ablası Hicret Ceylan, Sarıyer Ali Ket- huda Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Garipçe Mezarlığı’nda toprağa verildi. Ce- naze törenine İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin de katıldı. (Fotoğraf: AA) Şengün’ün acı günü Tutuklu sanõk Muzaffer Şenocak, kendisinde bulunan amonyum nitrat ve dinamit lokumunun, yardõm için gittiği Düzce depreminden kaldõğõnõ ileri sürdü. Avukat Ergin Cinmen
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle