Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
2 ARALIK 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 11
CMYB
C M Y B
soner@cumhuriyet.com.tr
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
İniş mi Yokuş mu?
Başbakan Erdoğan yurtdışı, hafta sonu çıkışları
ile Türkiye’nin gündemini değiştirme, yeni ateşli tar-
tışma gündemi yaratma yeteneğini sürdürüyor hâ-
lâ.. Biz de kaçınılmaz yeni haftaya dünyayı sarsan
büyük ekonomik krizde inişte mi yoksa yokuşta mı
olduğumuz tartışmasına gömüldük...
Gerçi Başbakan Erdoğan’ın bir kez daha siyasette,
kamuoyu oluşturmada medyatik olma yeteneğini kul-
landığını, yalan söylemeden doğruyu da söyleme-
diğini, imajlar üzerinden yürüyerek kesin bir şey söy-
lemeden söylemiş gibi yaptığını biliyoruz. Ekonomik
kriz üzerinden gerçekte söylediği dünyadaki büyük
piyasalar krizinde inişe geçildiği, ki zaten dünyanın
farklı görüşte uzmanları, Türkiye’dekiler de içinde ol-
mak üzere aynı gerçeğin saptanmasında buluşu-
yorlar. Yani büyük ekonomik krizi başlatan piyasa-
larda, dünya çapında devletlerin, başta ABD, onca
güçlü ekonominin onca parayı ortaya dökmesinden
sonra piyasalar krizinin daha fazla tırmanacak hali
kalmadığının altı çiziliyor. Milyarların, halkların sır-
tından, vergiler ile toplanmış paralardan bankaları kur-
tarmaya yönelik öylesine büyük operasyonlar yapıldı
ki.. Örneğin bir City Bank operasyonunun üstüne ar-
tık yeni sarsıcı piyasa krizi düşünülemiyor...
Tartışmanın odağında artık bu krizin gerçek eko-
nomileri vurması boyutları var... Piyasalar krizinin da-
ha önce yaşanmışlıkları nedeniyle çok fazla vurma-
dığı, gerçek ekonomi üretim üzerinden payını al-
masından korkulan Türkiye’de neler olacak? Baş-
bakan Erdoğan’ı dikkatlice dinledinizse aslında “kri-
zin inişe geçtiği”sözleri ile sadece dünyadaki birin-
ci büyük piyasalar kriz dalgasını kastetmiş oluyor.
Sözcükleri öylesine güzel kullanıyor ki, toplumsal al-
gılama, ülkemizi vurması beklenen, zaten gizliden giz-
liye vurmaya başlamış gerçek ekonomideki krizin ini-
şe geçtiği izlenimini veriyor. Siyasetçi, iktidarın ba-
şı, sorumlusu olarak, zaten görevi olan umut aşıla-
mada dozu birazcık kaçırmış olarak, sanki reel kriz
Türkiye’yi çarpmaya başlamamış, daha da çarp-
mayacakmış güvencesini vermeden vermiş oluyor.
Sıkışırsa, sıkıştırılırsa da “Ben reel ekonomimizdeki,
bizdeki krizden söz etmemiştim ki..” diyebilir. Şans
yüzüne güler, dünyada piyasalar krizinin inişe geç-
mesi sonrası, Türkiye mucizeler yaratıp reel ekono-
mideki krizi hafif, daha doğrusu çok görünmez at-
latabilirse de, “İşte ben dedim ve dediğimi de yap-
tım, kriz bizi vurmadan teğet geçti, inişi yaşadık...” söz-
leri ile hava basabilir..
Tabii medya, imajlar çağında, yaratılan gündemi
yaratılan çerçevelerde tartışmaya başladığımızda or-
talık arapsaçına dönüyor. İşin garabeti bir sürü tel-
evizyon kanalında bir sürü uzman, kelimeler üze-
rinden, aynı kelimelere farklı anlamlar yüklemiş ola-
rak işleri ciddi ciddi tartıştıklarında, sözcüklere yük-
lenen kavramların değişmesi, bulundukları yerler bağ-
lantılı herkes farklı bir şey anlıyor. Ortaya kocaman
bir kavram kargaşası, gerçeğin ortada görülmeme-
si, toz duman çıkıyor.. “Siyasi simge de olsa”,
“AKP kapatma davası”, “Anayasa mahkemesi türban
kararları”, “Anayasanın değiştirilemez maddeleri-
nin, laiklik ilkesinin değiştirilme özlemleri”.. üzerinden
yaşadığımız sayısız tartışmaların benzeri bir kaos da,
ekonomik kriz üzerinden.. Buyrun beğendiğiniz ye-
re konuma göre tartışın, yorumlayın.
Bir önemli farkla, daha önceki tartışmalarda bu-
lunulan yer, kavram algılamaları bir ölçekte soyut
da kalabilirdi. Ekonomik krizde her şey daha bir so-
mut. Hele de kriz piyasalardan inmiş, gerçek eko-
nomi, üretim üzerinden gündeme gelmişse.. yani
Denizli’de ....tekstil fabrikası kapanmış, binlerce ça-
lışan işçi daha işini kaybetmişse.. Yani tarihinde iş-
çi atmamış IBM ekonomik krizi gerekçe göstererek,
işyerinde ilk kez anlamlı bir sendikalaşma hareke-
tini yürüten üç işçi sendika liderini seçip işten at-
mışsa.. Yani Erdoğan hükümetleri iktidarları süre-
cinde, işçiler için anlamı olan gerçek enflasyon, iş-
çinin tüketimi üzerinden çok ciddi yüzdelerle sürekli
büyürken, gerçek işçi ücretleri yüzde 25’ler gibi çok
yüksek oranda geriye gitmişse...
Bunun tek anlamı sendikalı, sigortalı, kıdem ücreti
yükselmiş işçinin işten atıldığı, ücret ortalamalarının
böylece, sosyal dampingle sürekli aşağı çekildiğidir.
Zaten yine Erdoğan hükümeti iktidarlarında ekono-
mi ortalama yüz de 7’lerde büyür görünürken çalı-
şan sayısı artmamış eksilmiş, yani kâğıt üstünde ya-
muk bir ekonomik büyüme yaşanmıştır. Şimdilerde
büyümenin eksilerde olduğu ve önümüzdeki yıllara
sarkacağında da görüş birliği var. Başbakan Erdo-
ğan’ın kendisi bunu yalanlayamıyor. Yıllarca ami-
goluğunu yapmış işveren örgütleri temsilcileri, kriz
bu kez kendilerini vurmakta olduğundan ilk kez Baş-
bakan’a karşı sert çıkışlar yapmaktalar.
Yıllardır, sanal büyürken işsizlik sorunu çözülme-
miş Türkiye’de en kıdemli, en yüksek ücretlilerden
binler değil, on binlerce sayıda yeni işsiz yaratılıyorsa,
aile içinde işsizleri, düşük ücretlileri sırtlayanlar iş-
siz kalmışsa, çok daha büyük sayılarla uzun süreli
geleceğe dönük olarak kalmaya devam edecekler-
se.. bu işin şakası yok...
Kriz Ziraat’ten dünyaya örnek olacak proje çõkardõ
Ziraat Bankasõ
tarafõndan geliştirilen
VTM’ye girip yüzlerce
kilometre uzaktaki
banka memurunun
görüntüsü karşõsõnda
geçecek bir müşteri,
istediği banka işlemini
kendi kendine yapacak.
Ekonomi Servisi - Ziraat Banka-
sõ, Türkiye’de ilk kez uygulamaya gi-
recek görüntülü hizmet noktalarõ
Video Teller Machine (VTM) ile
Bankacõlõk hizmet kanallarõna yeni
bir açõlõm getiriyor. Özellikle banka
şubesinin bulunmadõğõ ilçe/beldelerle
büyük şehirlerde yoğun nüfus ba-
rõndõran yerleşim alanlarõnda hizmet
vermesi planlanan VTM’lerle ban-
kacõlõk hizmetleri, çağrõ merkezinin
personeliyle karşõlõklõ olarak anõnda,
sesli ve görüntülü olarak verilecek.
VTM aracõlõğõyla her türlü işlem ger-
çekleştirilebilecek.
VTM’nin fikir babasõ olan Ziraat
Bankasõ Genel Müdürü Can Akın
Çağlar, kamu ihale kanunu çerçe-
vesinde VTM’lerin seri üretimi için
ihaleye çõkõlacağõnõ ve bu sistemle
bankacõlõğõn gitmediği bir nokta bõ-
rakmayacaklarõnõ söyledi. Tarõmõn fi-
nansmanõnõn yüzde
95’inin Ziraat Bankasõ ta-
rafõndan gerçekleştirildiği-
ni belirten Çağlar, geçen yõl
5.4 milyar YTL, bu yõlsa
5.9 milyar YTL olan
desteğin çiftçilere
şubeleri aracõlõğõy-
la yapõldõğõnõ,
VTM ile hõzlana-
cağõnõ belirtti.
‘Teğet geçen kriz’ ihracatı vurdu
Başbakan Erdoğan’õn
Türkiye’yi teğet
geçeceğini söylediği
küresel kriz ihracatõn
yüzde 22.03 oranõnda
azalmasõna yol açtõ.
TİM Başkanõ
Büyükekşi
“piyasalardaki
krizin
etkisini bu
ay ciddi
olarak
gördük”
dedi.
MURAT GÜLDEREN
KOCAELİ -Ekonomik krizle oluşan ta-
lep daralmasõ kasõm ayõ ihracat rakamlarõy-
la ortaya çõkmaya başladõ. Türkiye İhracat-
çõlar Meclisi (TİM) Başkanõ Mehmet Bü-
yükekşi, tarafõndan açõklanan verilere göre
kasõm ayõ ihracatõ geçen yõlõn aynõ ayõna gö-
re yüzde 22.03 oranõnnda geriledi.
Aylõk ihracat 8 milyar 659 milyon dolar
olarak gerçekleşirken, 11 aydaki ihracat
artõşõ yüzde 24.85 artõşla 120 milyar 459 mil-
yon dolar olarak gerçekleşti. TİM Başkanõ
Büyükekşi, küresel piyasalardaki krizin ger-
çek etkisinin bu ay ortaya çõktõğõnõ belirtti.
Kasõm ayõ ihracat rakamlarõ Taşõt Araçlarõ
Yan Sanayisi Derneği’nin (TAYSAD) Geb-
ze’deki organize sanayi bölgesinde açõklandõ.
Buna göre geriye dönük bir yõllõk ihracat yüz-
de 23.49 artõşla 129 milyar 940 milyon do-
lar oldu. İhracatõn daha çok Avrupa ülke-
lerinde düştüğünü söyleyen TİM Başkanõ, ge-
çen yõla göre düşüşte dolar Avro paritesinin
de etkisi olduğunu kaydetti. Büyükekşi’nin
verdiği bilgilere göre, pariteden dolayõ Av-
ro bölgesine yüzde 13.29 düşüş var. Aynõ şe-
kilde kurlardaki yükseklik YTL bazõnda ih-
racatõ da arttõrdõ.
2007 yõlõnda 11
mil-
yar dolar olan ihracatõn karşõlõğõ 13 milyar
157 milyon. Kasõm ayõnda 13,5 milyar
YTL. Yüzde 5’lik bir fark var.
Taşõt Araçlarõ Yan Sanayisi Derneği
(TAYSAD) Yönetim Kurulu Başkanõ Ömer
Burhanoğlu da 2008 yõlõ için 1 milyon 300
bin araç üretilmesi hedeflendiğini, ancak son
çeyrekte yakalanan krizle 1 milyon 150 bin-
de kaldõğõnõ belirtti.
TOBB ve Halkbank’tan 1.5
milyon YTL’lik yeni ‘can suyu’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Halk
Bankasõ arasõnda imzalanan protokolle
KOBİ’lere, her iki kaynaktan toplam 1.5 milyon
YTL’lik can suyu kredisi kullandõrõlacak. Bu
kredinin 100 milyon YTL’lik bölümü TOBB
kaynaklarõndan, 800 milyon YTL nakdi ve gayri
nakdi, 400 milyon dolarõ da ihracat kredisi olmak
üzere Halk Bankasõ kaynaklarõndan verilecek.
Söz konusu krediyi ticaret, sanayi, ticaret ve
sanayi odalarõ, ticaret borsalarõ ve odalar birliği
üyeleri kullanacak. TOBB’den kullandõrõlacak
100 milyon YTL’lik kredinin vadesi 12 ay, aylõk
faizi yüzde 1.2, kredi aralõğõysa 20 ila 50 bin
YTL olacak. Halk Bankasõ kaynaklarõndan
kullandõrõlacak krediyse 500 bin YTL’ye kadar
ulaşabilecek. Söz konusu kredi eşit taksitler
halinde ödenmek üzere 36 ay vadeli, aylõk faizi
yüzde 2.25 olacak. Bankanõn ihracat kredisinin
faiziyse normal uygulamanõn bir puan altõnda
olacak. Bankanõn kullandõracağõ krediden
yararlanacak üretimi destekleyen firmalarla
sanayi ve tarõmsal sanayi firmalarõndan, banka,
sigorta ve muamele vergisi alõnmayacak.
Prof. Dr. Boratav: Dõş ticaret açõğõ getiren GB askõya alõnmalõ. MB radikal olmalõ
IMF’den uzak durun
FATMA KOŞAR
Ekonomide küçülme getiren eko-
nomik krizin en ağõr faturasõnõ çalõ-
şanlar ödüyor. İşten çõkarmalar yo-
ğunlaştõ. Kriz, kriz ortamõnda çalõ-
şanlarõ bekleyen işsizlik korkusu
ve işten atõlmalara karşõ geliştirilmesi
gereken çözüm önerileri konusunda
görüşlerine başvurduğumuz Prof.
Dr. Korkut Boratav, aşağõdaki
öneri ve saptamalarda bulundu:
Kriz ortamõnda işsizliği konu-
şurken iki yönlü önlem düşünmek
gerekir. Birincisi, kõsa dönemli ön-
lemler; sermayeye karşõ emeği ko-
rumak için; örneğin kõdem tazmi-
natlarõnõ güvence altõna almak ge-
rekir. Kapanma eşiğindeki işyerle-
ri için kõsa vadeli vergi kolaylõkla-
rõ ve borç ertelemeleri de uygula-
nabilir. Finansmanõ Hazine tarafõn-
dan üstlenilen bu uygulamalar eko-
nominin küçülme ivmesini sõnõrla-
yacaktõr.
İkincisi, kriz öncesinde de is-
tihdam yaratmayan büyümeyi sor-
gulamak, uzun vadede işsizlik so-
rununu hafifletecek seçenekleri dü-
şünmek gerekir.
IMF ile anlaşmaya dikkat
İşsizliğe çözüm ararken
IMF’den uzak durmak gerekir. Tür-
kiye dõş borç yükü ve çok büyük ca-
ri açõğõ nedeniyle krize kõrõlgan ya-
kalandõ. Bu tür bir ortamda krize sü-
rüklenen ülkeler için IMF reçetele-
ri, hem para, hem maliye politika-
larõnda toplam talebi kõsõcõ önlem-
leri içerecektir. Dahasõ, işgücünü ko-
ruyan özel önlemlere de, ‘emek pi-
yasalarõna katõlõk getirdiği’ gerek-
çesiyle karşõ çõkõlacaktõr. Ayrõca,
IMF, ‘bankalarõn dõş borçlarõnõn
garanti altõna alõnmasõnõ’ isteye-
cektir. Buna karşõ durmak zorunda-
yõz. IMF ile 20 milyar dolar civa-
rõnda bir stand-by yapõlacaksa zaten
devlet destekli genişleme öngören bir
program yapamazsõnõz. Stand-by
yerine, IMF’nin yeni uygulamaya
konulan kõsa vadeli likidite kolaylõ-
ğõ, katõ koşullar içermeyen seçe-
nekler değerlendirilebilir.
GB askıya alınsın
Krize karşõ, Batõ ülkeleri, neo-
liberal modelin tüm öğelerini çiğ-
neyerek önlemler alõyor. Onlarõ ör-
nek alalõm ve devletin hareket ser-
bestisini sõnõrlayan ve geçmişte bi-
ze kabul ettirilen her türlü iktisadi
dogmayõ çiğnemeye peşinen hazõr
olalõm.
Bu önlemleri şöyle sõralayabi-
lirim: Hem krizin etkilerini en aza in-
dirmek hem de uzun vadede işsizli-
ği azaltmak için Gümrük Birliği
askõya alõnmalõdõr. GB anlaşmasõ ge-
reği, 3. ülkelerden ithalata karşõ
Avrupa Birliği’nin ortak gümrük ta-
rifesi uygulanõyor. Bu nedenle Tür-
kiye, Dünya Ticaret Örgütü’nün
imkân verdiği koruma önlemlerini
bile kullanamõyor ve muazzam bir
dõş ticaret açõğõ veriyor. İthalat, ra-
kip sanayi üzerinde yõkõcõ, işsizliği
arttõrõcõ etkiler yapõyor.
Buna ek olarak döviz kurunun
hedeflenmesi şart. Bunun etkili ola-
bilmesi için sermaye hareketlerinin
denetlenmesi; yabancõ sermaye gi-
riş-çõkõşõ, yurtdõşõndan borçlanma, sõ-
cak para hareketlerinin sõnõrlanma-
sõ gündeme gelmeli. Bu önlemler et-
kili bir biçimde uygulanmaya ko-
nulursa, Türkiye’nin dõş borçlarõnõn
döndürülmesiyle ilgili sorunlar pat-
lak verince, Merkez Bankasõ’nõn
döviz basma imkânõ olmadõğõna
göre dõş borç ödemeleri için döviz
tahsis etmeme yoluna gidilebilir.
Özel dõş borçlara devlet ga-
rantisi verilemez; ama taksitlerin
zamana yayõlmasõ, askõya alõnma-
sõ gibi önlemler alõnarak baskõsõ az-
altõlmalõ. 2009’da kõsa vadeli tica-
ri krediler hariç 100 milyar, bunlarõ
da eklerseniz 140 milyar dolarlõk
bir dõş borç finansman yükü oldu-
ğu söyleniyor. Döviz maliyetleri-
ni karşõlama imkânlarõ olmayan pek
çok borçlu şirket batar. Bu riske gir-
memek için Merkez Bankasõ “Dö-
viz tahsis etmiyorum” diyerek
faizlerin dövizle, ana paralarõn
YTL ile ödenebileceği bir seçene-
ğe geçebilmeli.
İŞ-KUR’A BAŞVURU
İş arayanlar
bir ay içinde
yüzde 134 arttõ
Pirinçten
makarnayageçiş
daha başlamadõ
Ekonomi Servisi - Perakende pi-
yasalarõyla çok yakõn ilişkide olan
Metro Toptancõ Market Genel Müdü-
rü Hakan Ergin ve Real Hipermar-
ketler zinciri genel müdürü Kubilay
Özerkan, kriz konusunda şu gözlem-
lerde bulundular:
? Kriz öncesi iyimserlerin sesi çok
yüksek çõkõyordu. Şimdi karamsarla-
rõn sesi baskõn. Oysa gerçek ikisinin or-
tasõnda. Şu sõralarda gõda dõşõnda işler
duruyor, gõdada da para dönmüyor.
Toptancõlar “Ya geri alamazsam”
korkusuyla işi kõstõ, para kaybetmek
yerine küçülmeye razõ.
? İşletme mutfaklarõna yapõlan sa-
tõşlar bir anlamda işyerlerindeki “ka-
zan mevcudu”nu gösterir. Bunlarda,
özellikle Bursa’da ciddi düşüş var. De-
mek ki işten çõkarmalar başladõ.
? Fiş sayõsõnda (alõşveriş sõklõğõ)
azalma yok ama sepet (alõnanlarõn
miktarõ) küçülmeye başladõ.
? Gõda mallarõnõn satõşõnda şimdilik
gerileme ya da ürün kaymasõ yok. He-
nüz 2001’de yaşanan pirinçten ma-
karnaya geçiş başlamadõ ama dana but-
tan “ön kol”a geçiş var.
? Bize mal satanlarõn bir kõsmõ için
alacaklõsõnõn haciz ihbarnamesi bize
gelir. Bunlarda yüzde 100’lük artõş var.
? Bir mağaza için yer baksanõz, ar-
sa fiyatlarõnda gerileme olmadõğõnõ gö-
rürsünüz. Zoraki el değiştirmeler de
yok. Alõcõ olmasa da satõşa mecbur kal-
ma hali gözükmüyor.
?Veresiye defteri nedeniyle yeniden
bakkalõn yõldõzõ parlamaya başladõ.
? Tekstil, otomotiv ve ihracata ça-
lõşanlar en çok etkilenenler.
? Buna karşõlõk, Çin’e yönelik Av-
rupa talebi, daha az stok tutma zo-
runluluğu nedeniyle Türkiye’ye yö-
nelebilir. Örneğin Metro Grubu ve Re-
al de Türkiye’den daha çok alõm yap-
mak için hazõrlõkta.
BURSA (AA) - Türkiye İş Kuru-
mu Genel Müdürlüğü’ne (İŞKUR)
ekim ayõnda iş için başvuran kişilerin
sayõsõ bir önceki aya göre yüzde 134
arttõ.
İŞKUR’un Ekim 2008 dönemine ait
istatistiklerinden derlenen verilere
göre, 2007’nin Ekim ayõnda 44 bin
916, bu yõl eylül ayõnda 43 bin 532 ki-
şinin iş başvurusunun yapõldõğõ kuru-
ma ekim itibarõyla 101 bin 938 kişi
başvurdu. Cinsiyete göre ekimde ya-
põlan başvurularda erkeklerin oranõ bir
önceki aya göre yüzde 131.5 artõşla 67
bin 372, kadõnlarõnki ise yüzde 139.56
artõşla 34 bin 566’ya yükseldi.
METRO’DAN GÖZLEM
İşsizliği azaltmak için IMF’yi kapõdan içeri
almamak gerekir. Döviz maliyeti arttõkça pek
çok şirket batabilir. Merkez Bankasõ faizlerin
dövizle, ana paralarõn YTL ile ödenebileceği bir
seçeneğe geçebilmeli.
Kriz ortamõnõ bahane ederek işverenlerin,
emek maliyetlerini düşürme çabalarõnõ
devre dõşõ bõrakabilecek önlemler alõnabilir.
Batõ ülkeleri, neoliberal modelin tüm öğelerini
çiğneyerek önlemler alõyor. Onlarõ örnek alalõm.
Plaza eylemleri başlıyor
Ekonomi Servisi - Bazõ meslek oda-
larõ ve sendikalar, “kriz bahanesiyle iş-
ten çıkarmaların durdurulması, sen-
dikal örgütlenmelerin önünün açıl-
ması” gibi taleplerle düzenli eylem yap-
ma kararõ aldõ. Tez-Koop-İş Sendikasõ ve
Elektrik Mühendisleri Odasõ İstanbul
şubelerinin, IBM Türk çalõşanlarõnõn
sendikal örgütlenme çabasõna destek
vermek amacõyla yürüttüğü arayõşlar, ye-
ni bir kampanyayõ doğurdu. Sunulan
önerilerin, sendikalar ve meslek örgüt-
lerince kabul görmesiyle her hafta “pla-
za eylemleri” düzenlenmesi fikri be-
nimsendi.
“Plaza eylemleri” ismi “beyaz ya-
kalı” olarak tabir edilen “eğitim seviyesi
daha yüksek ve nitelikli işlerde çalışan”
işçilere yönelik bir sembol olarak seçil-
di. “Plaza” seçimiyle beyaz yakalõlara ör-
gütlenme konusunda da bir mesaj veri-
lecek.
Eylemler, IBM Türk ile sõnõrlõ kalma-
yacak. “Haksız işten çıkarmalar”, “be-
yaz-mavi yakalıların sendika müca-
delelerinin desteklenmesi” eylemlerin
gündemini oluşturacak. Eylemlerin gün-
demi güncel gelişmelere göre değişecek
ve herhangi bir işyerinde yaşananlara kar-
şõ “iş işten geçmeden” tepki verilmeye
çalõşõlacak.TMMOB, Elektrik Mühend-
isleri Odasõ, Tez-Koop-İş, Dev Sağlõk-
İş, Bank-Sen’in desteğiyle başlayacak ey-
lemlerin ilki 3 Aralõk Çarşamba 12.00-
13.00 saatleri arasõnda İstanbul Le-
vent’teki Yapõ Kredi Plaza önünde ger-
çekleştirilecek. Eylemlerin yeni destek-
lerle daha geniş bir tabana yayõlmasõ
amaçlanõyor.
Eylemde, “IBM Türk bilişim çalı-
şanlarının sendikal örgütlenmesine
saygı gösterilmesi” ve “işten çıkarılan
3 sendika temsilcisinin işe iadesi” talep
edilecek.
Gerek kriz bahanesiyle işten
atõlmalar, gerek sendikalaşmanõn
önlenmesi amacõyla yapõlan işten
atõlmalar, yarõndan itibaren her
çarşamba plazma eylemleri ile
protesto edilecek.
Bursa’da Cavit Çağlar’a ait Nergis Holding
bünyesindeki Sifaş’tan çıkarılan bir grup iş-
çi, kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesi
için eylem yaptı. Hafta sonu da meydanlar,
protestolara sahne oldu.