24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada gerçeklerden alır. O gerçekleri söyleyebilen, kale- me alabilen kişidir aydın... Türkiye gibi küresel gelişmelerin kavşağındaki ül- kelerde aydın olmanın saymakla bitmez zorlukla- rı vardır. Bunun yanında bir de yaşadığı çağın gerçekleriyle uğraşmak yerine küresel politikaların bir parçası ola- rak hareket etmeyi “aydın olmak” sananlar var! Şu metin altında bir imza kampanyası başlattı: “1915’te Osmanlı Ermenilerinin maruz kaldığı ‘Büyük Felaket’e duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyo- rum.” İmza kampanyasının bir yıl boyunca devam ede- cek olması, kısa süreli değil, en azından orta vade- li genel bir planın parçası olduğu izlenimini veriyor. Yukarıdaki metni okuyan bir kişi eğer hiç tarih bil- gisine sahip değilse, doğal olarak şöyle düşünecektir: 1- 1915’te sadece Ermeniler acı çekmiş. Bu bü- yük haksızlığın giderilmesi gerekir. 2- Özür dilemek gerektiğine göre, Ermeniler hiç- bir olaya karışmadığı halde büyük bir felaketle kar- şı karşıya kalmış. 3- Osmanlı İmparatorluğu; bütün gücü elinde tu- tan, ülkesindeki bütün gelişmelere hâkim bir dev- let olarak sadece Ermenilere özgü bir eyleme gi- rişmiş. 4- O dönem ve sonrasında hiçbir ülkenin gücü Os- manlı’ya müdahale etmeye yetmemiş. Osmanlı as- tığım astık, kestiğim kestik, demiş. 5- Osmanlı’nın ardılı olarak kurulan Türkiye Cum- huriyeti de iddialarla ilgili her şeyi reddetmiş, hiçbir bilgi-belge vermemiş, arşivini açmamış, kulağının üs- tüne yatıp suçlamalara kayıtsız kalmış. Oysa yukarıdaki şıkların hiçbiri gerçek değil. 1- 1915 yılı Birinci Dünya Savaşı’nın en kanlı çar- pışmalarına sahne olmuştu. 2- 1915 yılındaki Çanakkale Savaşları, Osmanlı’nın varlığını koruma, her şeyiyle kendini savunma mü- cadelesiydi. 3- Böyle bir ortamda Anadolu’da ortaya çıkan Os- manlı’ya yönelik hareketler karşısında İstanbul, tıp- kı Çanakkale Savaşları gibi Anadolu’da varlığını ko- ruma kaygısıyla bir dizi önlem aldı. 4- İngilizler savaş sonrası İstanbul’u işgal ettiğinde arşivleri didik didik ettiler, Ermenilere yönelik toplu kıyıma ilişkin bilgi-belge bulamadılar. Aynı dönemin İngiliz, Amerikan ve Rus arşivleri de böyle bir şey söy- lemiyordu. 5- Sonraki yıllarda da Türkiye, bu olayın tarihçi- lere bırakılmasını önerdi, arşivlerinin araştırmacıla- ra açık olduğunu her fırsatta duyurdu. Bugün Türkiye-Ermenistan ilişkilerini iyileştirme- yi değil de, Ermenilerin yedi düveli arkasına alıp Tür- kiye’ye yönelik harekâtına omuz vermeyi yeğle- yenlerin Türkçeye “3 T” diye çevirebileceğimiz bir hedefi var: Tanıtma, tazminat, toprak... Önce soykırım tanıtılacak... Sonra bunun karşılı- ğında tazminat istenecek, ardından toprak... Gerçek aydının burada görevi, gerçeklerin orta- ya çıkmasını sağlamaktır... 1915’lerde olup bitenlerle ilgili özür dilemesi ge- reken biri varsa, o da dönemin emperyalist ülkele- ri ve o politikaların bugünkü uygulayıcılarıdır! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Örneğin kütük rezaleti… Yurdun dört bir köşesin- den gelen bilgilerle birden patladı. Neden sonra aklı başına gelen muhalefet partileri, soruna çözüm arayacağı yerde sadece eleştiriyle ye- tiniyorlar. İktidar mı? Kimi yöreleri ilçe olmaktan çıkarıp, ki- mi yerleri kimi ilçelere bağlayan yasayı uygularken el- bette bir hesabı vardı. Yerel seçimlerden en az bir yıl önce seçmen kay- dırarak AKP’ye oy potansiyeli düşük yöreleri takviye etti. Kütük rezaleti ortaya çıktığından beri Başbakan, ba- kanlar, parti yetkilileri susuyor, konuşmuyor, muha- lefetin eleştirilerine karşılık vermiyorlar. Konu bir açılıyor, bir kapanıyor. İktidar, sorunu uyutuyor. Son aşamada muhalefet ne yapıyor? Ne CHP, ne de MHP lideri, bütçe görüşmelerinde yaşamsal ölçüde önem verdikleri kütük rezaletine tek cümleyle değin- mediler, iktidardan hesap sormadılar. Tabii Başbakan da konuya hiç değinmedi. Muhalefet bütçe görüşmelerinde medyada günlerce geniş yer alan kimi konuları Başbakan’a soruyor. Sorular; iktidarın partizanlık, adam veya yeşil ser- mayeyi korumaya öncelik veren uygulamalarını bir kez daha Meclis kürsüsünden, ama Başbakan’ın vereceği yanıtlarla gündeme taşımayı, gerçeklerin ortaya çık- masını amaçlıyor. Ama nafile! Bütçe görüşmelerinde iktidarla muhalefet arasında alışılmadık bir yumuşama gözleniyor. Üstelik sorular sadece konuların içeriğinde yatan öğelerle ilgili değil. Doğrudan RTE’yi hedef alıyor. Soru: Telekom’un satışından bir şey aldın mı? Te- lekom’u alanlar, kârıyla taksit ödüyor. Böyle satış ola- bilir mi?Tarlanın taşıyla tarlanın kuşunu vuruyorlar. Te- lekom önce Hariri ailesine satıldı, sonra devredildi. Kim aldı devredilen hisseleri? Kişiliğiyle ilgili konularda çooook duyarlı olan Baş- bakan; bir buçuk saat AKP hükümetinin savunusu- nu yapıyor, kürsüde soruya yanıt vermiyor. Soru: Sabah-ATV satışında bu işe talip olanlarla gör- üştün mü? Yanıtlamıyor. Deniz Feneri’nin Almanya’da topladığı dövizleri Tür- kiye’ye getiren kurye hâlâ RTÜK gibi sağa sola ahlak dersi veren bir kurumun başında. Zahid Akman gö- rev yapmaya devam edecek mi? Zahid Akman’a eleştirilere yanıt vermemesini tav- siye ettiği bilinen Başbakan, bu soruyu da duymaz- lıktan geliyor, yanıtsız bırakıyor. Başbakan’ın Ceyhan rafinerisini “bizim” dediği damadının görevli olduğu Çalık grubuna vereceğini söylediği basına yansıdı. Bu sözü Meclis kürsüsün- den ne yalanladı ne de doğruladı. “Sükût ikrar” kabul edildiğine göre; Başbakan, ik- tidar kaynaklarını bizden olanlar-olmayanlar diye iki- ye ayırıyor, kimilerine peşkeş çekiyor, demektir. Bu ne biçim şeydir? Başbakan açıklığa kavuşturulması gereken konu- larla ilgili soruları yanıtlamamakta ısrar ediyor. Bu türden konuları yok farz ediyor. Yanıtlarsa konuların önüne getirdiği sorunların da- ha da dallanıp budaklanacağından korkuyor. Ya da Başbakan’ın susmasında bir başka neden var. Muhalefetin üzerine gittiği, yanıtlamak istemediği ki- mi konulardaki soruların gerçekleri yansıttığını biliyor. Bir çeşit “ecel gelmiş cihane, baş ağrısı bahane” der gibi… Ört ki ölem deyip susmayı yeğliyor. ankcum@cumhuriyet.com.tr Yargõtay’ca bozulan Danõştay davasõnõn Ergenekon’la birleştirilmesi tartõşõlõyor Çok seçenekli süreç SAYFA18 ARALIK 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET 17HABERLERİN DEVAMI İstanbul Y 15 Edirne Y 15 Kocaeli Y 17 Çanakkale Y 16 İzmir Y 18 Manisa Y 16 Aydın Y 18 Denizli B 18 Zonguldak Y 17 Sinop B 15 Samsun PB 14 Trabzon PB 13 Giresun PB 15 Ankara S 8 Eskişehir Y 7 Konya S 5 Sıvas S - 3 Antalya B 20 Adana B 19 Mersin B 19 Diyarbakır S 7 Şanlıurfa S 12 Mardin S 7 Siirt S 5 Hakkâri S 1 Van S 2 Kars S 0 Oslo K 4 Helsinki K 4 Stockholm K 1 Londra Y 11 Amsterdam K 8 Brüksel K 4 Paris K 5 Bonn K 2 Münih K 3 Berlin K 5 Budapeşte Y 10 Madrid B 11 Viyana K 3 Belgrad Y 13 Soyfa Y 15 Roma Y 12 Atina Y 19 Zürih Y 3 Moskova K - 5 Aşkabat PB 6 Astana PB - 4 Taşkent PB 6 Bakû K 7 Bişkek PB 4 Tiflis K 1 Kahire B 22 Şam B 18 Yurdun iç ve batı ke- simleri çok bulutlu, Mar- mara, kuzey ve kıyı Ege, Batı Karadeniz ile Eski- şehir, Çorum, Amasya ve Samsun çevreleri ya- ğışlı, diğer yerler parça- lı bulutlu geçecek. Yur- dun iç ve doğu kesimle- rinde buzlanma ve don görülecek. Hava sıcaklı- ğı tüm yurtta 2 ila 4 de- rece artacak. İLHAN TAŞCI ANKARA - Yargõtay’õn, Danõştay ve ga- zetemize yönelik saldõrõlara ilişkin davayla Er- genekon davasõnõn birleştirilmesi yönünde ka- rar vermesiyle çok seçenekli bir sürece giril- di. İstanbul ve Ankara mahkemelerinin da- valarõn nerede birleşeceği konusunda anlaşa- mamasõ durumunda devreye Yargõtay girecek. Mevzuatta açõk hüküm bulunmamakla birlikte birleştirme davalarõnda ana ölçüt olarak en az gider ve soruşturmada en ileri aşamada olan mahkemede birleştirme kuralõ uygulanõyor. Soruşturmada ileri aşamada olma kuralõ yö- nünden Ankara, en az masrafla yargõlama ba- kõmõndan ise İstanbul’da birleştirilme seçeneği öne çõkõyor. Yargõtay 9. Ceza Dairesi’nin, Da- nõştay 2. Dairesi üyelerine ve gazetemize ya- põlan saldõrõlarla ilgili tetikçi Alparslan Ars- lan’õn da aralarõnda bulunduğu 8 sanõk hak- kõnda verilen mahkûmiyet kararõnõ “Ergene- kon davasıyla bu dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu bu nedenle davala- rın birleştirilmesinde zorunluluk bulun- duğu” görüşüyle bozmasõ, çok seçenekli ye- ni bir süreci gündeme getirdi. Yargõtay’õn An- kara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde karara bağ- lanan Danõştay’a saldõrõ davasõyla İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde görülen Ergenekon davasõnõn birleştirilmesi görüşünün ardõndan gündeme gelecek olasõlõklar şöyle: Mahkeme direnirse: Tetikçi Alparslan Arslan’õ, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasa- sı’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldır- maya, yerine yeni bir düzen getirmeye, fii- len uygulanmasını önlemeye teşebbüs et- mek” suçundan ayrõ ayrõ 2 kez ağõrlaştõrõlmõş müebbet hapis cezasõ veren Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi, daha önce Ergenekon ile gördüğü dava arasõnda bağ olmadõğõ görüşünde õsrar ederek Yargõtay’õn bozma kararõna direnir. Bu durumda, Yargõtay Ceza Genel Kurulu, son sözü söyleyecek. Mahkeme bozmaya uyarsa: Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi, Yargõtay’õn boz- ma kararõna uyar. Bu durumda davalarõn An- kara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde mi yok- sa İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde mi birleştirileceği sorusu gündeme gelecek. Nerede birleştirilecek: İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi de davalarõn kendisinde ya da Ankara’da birleştirilmesine ilişkin gö- rüş oluşturacak. Mahkemenin davalarõn An- kara’da ya da İstanbul’da birleştirilmesi gö- rüşleri süreç açõsõndan önem taşõyacak. Uyuşmazlık nasıl aşılacak: Ankara ve İstanbul mahkemelerinin davalarõn nerede GÜRSU KUNT ANTALYA - Antalya Atatürk Devlet Hastane- si Radyoloji Uzmanõ Le- vent Tunçel, hastalara AKP aleyhine bildiri da- ğõttõğõ gerekçesiyle me- muriyetten atõldõ. Türki- ye Komünist Partisi’ne ait, “AKP’yi istemiyo- ruz” yazõlõ bildirileri da- ğõttõğõ gerekçesiyle hak- kõnda soruşturma başla- tõlan Tunçel, 657 sayõlõ Devlet Memurlarõ Ka- nunu’nun 125. madde- sini ihlal ettiği gerekçe- siyle Sağlõk Bakanlõ- ğõ’nõn kararõyla memur- luktan atõldõ. Bakanlõk 18 Kasõm’da Antalya Va- liliği’ne gönderdiği ya- zõda, “Bildiri içeriğinin siyasi partiyi açıkça is- mini vermek suretiyle hedef aldığı, negatif eleştiri ve çeşitli imalar yolu ile olumsuz etki yaratılmaya çalışıldığı görülerek, siyasi içe- rikli olduğu değerlen- dirilmiştir. Devlet me- murluğundan çıkarma cezası ile tecziyesine ka- rar verilmiştir” denildi. SES işyeri temsilcisi de olan Tunçel ise dağõttõğõ şeyin bildiri değil, kon- ferans daveti olduğunu belirtti. Kararõn siyasi ol- duğunu ifade eden Tun- çel, “Dağıttığım, ‘AKP ile nasõl ve ne şekilde mücadele etmeli’ baş- lıklı bir konferansın da- vetiyesiydi. Bildiri bile olsa, suç oluşturması için hakkında toplatıl- ma veya yasaklama ka- rarı gerekirdi. Böyle bir şey de yok” dedi. 18 yõldõr memur olduğunu ifade eden Tunçel, mes- lek yaşamõ boyunca hiç soruşturma geçirmediği- ni ancak siyasi görüşleri nedeniyle baskõya ma- ruz kaldõğõnõ anlattõ. İZMİR (Cumhuri- yet Ege Bürosu) - İzmir Selma Yiğitalp Lisesi öğretmenlerinden Hülya Toker hakkõnda, cum- huriyetçi söylemleri ne- deniyle başlatõlan soruş- turma sürerken, Başba- kan Recep Tayyip Er- doğan’õn da kendisine hakaret ettiği gerekçe- siyle öğretmen hakkõnda suç duyurusunda bulun- duğu öğrenildi. Toker hakkõnda öğ- rencilerin ders sõrasõnda “Ülkemiz nereye doğru gidiyor? Cumhuriyet rejimi değişecek mi?” sorusuna, “Biz Kemalist öğretmenler bu kür- sülerde olduğumuz sü- rece cumhuriyet rejimi değişmeyecektir” ya- nõtõnõ vermesi nedeniyle soruşturma açõlmõştõ. Soruşturma kapsa- mõnda kendisine, “Oku- la Cumhuriyet gazete- si getiriyor musunuz? Cumhurbaşkanı, Baş- bakan’a sövdünüz mü” sorularõ yöneltil- mişti. Öğrencilerinin büyük bölümünün öğretmen- leri lehine ifade verdiği soruşturma sürerken, bu kez Başbakan Erdo- ğan’õn suç duyurusu üze- rine Toker’in yeniden ifadesi alõndõ. NİHAN İNAL İÜ Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak, İstanbul Üniversitesi (İÜ) rektörlük seçimlerinde rek- tör adaylarõndan Prof. Dr. Ali Ak- yüz’ün 483 oy alarak ilk sõrada yer almasõ ile ilgili değerlendir- mede bulundu. Rektör Parlak, en çok oyu alan adayõn atanma- sõnõn demokratik geleneğe uygun olacağõnõ belirterek “Üniversi- tenin iradesine sadık kalınarak atama yapılmalıdır” dedi. En çok oyu alan Prof. Dr. Ali Ak- yüz’ün atanmasõnõ isteyen üni- versitedeki cumhuriyetçi öğretim üyeleri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ve Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’e yakõnlõğõyla bi- linen Prof. Dr. Yunus Söylet’in, oylama sonuçlarõ göz ardõ edile- rek rektör atanmasõ endişesini taşõyor. Önceki gün yapõlan se- çimlerde 2 bin 378 kişi oy kul- landõ. Seçimlerde en yüksek oyu İÜ İstanbul Tõp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalõ Başkanõ ve 1987’de Türkiye’nin ilk “Cer- rahi Gastroenteroloji Endos- kopi Ünitesi”ni kuran Prof. Ali Akyüz 483 aldõ. Prof. Akyüz’ü 16 oy farkla (467 oy alarak) Başba- kan Erdoğan’õn aile doktoru İÜ Cerrahpaşa Tõp Fakültesi (CTF) öğretim üyesi Prof. Dr. Yunus Söylet takip etti. Seçimlerde İÜ Orman Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Melih Boydak 365, eski Devlet Baka- nõ ve İÜ CTF öğretim üyesi Prof. Dr. Ahad Andican 328, eski İÜ İstanbul Tõp Fakültesi Dekanõ Prof. Dr. Faruk Erzengin 250, İÜ CTF Genel Cerrahi Anabilim Dalõ öğretim üyesi Prof. Dr. Er- hun Eyüpoğlu ise 181 oy aldõ. İlk 6’ya giren rektör adaylarõ- nõn isimleri de dün Yükseköğre- tim Kurulu’na (YÖK) gönderil- di. YÖK, 22 Aralõk Pazartesi günü belirlediği 3 ismi, 23 Ara- lõk Salõ günü Cumhurbaşkanõ Gül’e sunacak. İstanbul Üniver- sitesi (İÜ) Rektörlüğü’nün önce- ki gün gerçekleştirilen seçimle- rinde 483 oy alan Prof. Dr. Ali Akyüz’ün ardõndan 467 oyla ikinci sõrada seçimi kazanan Cer- rahpaşa Tõp Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Yunus Söylet, Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün, YÖK’e atadõğõ ilk üye- lerden biri olma özelliğini taşõyor. Prof. Söylet, 2 dönemde Baş- bakan Erdoğan’õn kurucusu ol- duğu Sõcak Yuva Vakfõ’nõn Ge- nel Başkanlõğõ’nõ da yapan Prof. Söylet ayrõca Başbakan Erdo- ğan’õn aile doktoru. Prof. Söylet rektör adaylõklarõnõn açõklanma- sõnõn ardõndan üniversite öğretim üyelerine dağõttõğõ bildiride İÜ’de “türban yasağına” kaldõraca- ğõna ilişkin açõk ifadelere yer vermesiyle biliniyor. İstanbul Haber Ser- visi - Ergenekon soruş- turmasõ kapsamõnda tu- tuklu bulunan emekli Orgeneral Hurşit To- lon, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tõp Fakülte- si’nde (CTF) sağlõk kontrolünden geçirildi. Tutuklu bulunduğu Si- livri Ceza İnfaz Kurum- larõ Yerleşkesi’nden dün İÜ CTF’ye getirilen emekli Orgeneral To- lon’un Adli Tõp Kuru- mu’nca hakkõnda hazõr- lanacak bir rapor kapsa- mõnda sağlõk kontrolüne getirildiği öğrenildi. To- lon’un avukatlarõ, daha önce müvekkillerinin tahliye edilmesi iste- miyle başvurmuştu. Nö- betçi mahkeme de tahli- ye istemine ilişkin karar vermeden önce Tolon’u Adli Tõp Kurumu’na sevk etmişti. Bu çerçe- vede bir süre önce Adli Tõp Kurumu’nda sağlõk kontrolü yapõlan To- lon’un, genel sağlõk ta- ramasõndan geçirilme- sine başlanmõştõ. birleştirileceği konusunda ortak görüş oluşturamamasõ halinde konu yeniden Yargõtay’a taşõna- cak. Ankara Ağõr Ceza Mahke- mesi, dosyasõyla birlikte uyuş- mazlõğõ Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na gönderecek. Baş- savcõlõk uyuşmazlõğõn çözümüne ilişkin tebliğname düzenleyerek dosyayõ Yargõtay 5. Ceza Daire- si’ne gönderecek. Birleştirmede kural: Mev- zuatta bu tür davalarõn birleştiril- mesinde izlenecek yol ve ölçütler somut olarak yer almõyor. Ancak uygulamada en az gider ve so- ruşturmada en ileri aşamada olan yerde davalarõn birleştirilmesi kuralõ uygulanõyor. Buna göre soruşturmada en ileri aşamada olan mahkeme Anakara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi. Çünkü mah- keme davasõnõ görüştü ve kararõ- nõ verdi. Bu bakõmdan davalarõn Ankara’da birleştirilmesi görüşü öne çõkabilir. Ayrõca Danõştay’a saldõrõ suçu, Ergenekon davasõndaki unsur- lardan yalnõzca birisini oluştu- ruyor. Bu yönüyle de İstan- bul’da birleştirilme olasõlõğõ ağõr- lõk kazanõyor. Uyuşmazlõk du- rumunda Yargõtay 5. Ceza Dai- resi’nin davalarõn nerede bir- leştirileceğine ilişkin kararõ ke- sin nitelik taşõyacak. İstanbul Haber Servisi - 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama talebi, son 2 yıldır sert güvenlik önlemleriyle karşılanırken, İstanbul 14’üncü Asliye Ceza Mahkemesi bu konuda çarpıcı bir karar verdi. Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu’nun (KESK) eski genel başkanı İsmail Hakkı Tombul’un da aralarında bulunduğu 9 sendikacı, 1 Mayıs’ı Taksim Meydanı’nda kutlamak için çağrı yaptıkları ve aynı içerikte bildiri dağıttıkları için “halkı kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne özendirmek veya kışkırtmak” iddiasıyla yargılandıkları davadan beraat ettiler. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, “Bu karar, bizim hakkımızda hazırlanan tüm fezlekelerin gerçeği yansıtmadığını ve sendikacılar olarak yaptığımız tüm etkinliklerin hukuka uygun olduğunun tescilidir” dedi. 2007 1 Mayıs çağrısı nedeniyle yargılanan KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Yürütmesi adına yazılı açıklama yapan Yunus Öztürk de kararın 2009 1 Mayısı’nın 1 Mayıs Alanı olan Taksim Meydanı’nda yapılmasının önünde yasal hiçbir engel kalmadığını ortaya koyduğunu söyledi. 1 Mayıs çağrısına beraat Rektör Mesut Parlak: Üniversitenin iradesine sadõk kalõnarak atama yapõlmalõ 6 isim YÖK’e sunuldu‘AKP’yi istemiyoruz’ bildirisi işinden etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Eğitim-Sen Başkanõ İsmail Koncuk, Milli Eği- tim Bakanlõğõ’nõn (MEB), AKP Van İl Mec- lis Üyesi Seyfettin Yağız’õn kardeşi olduğu id- dia edilen Beytullah Yağız adlõ öğretmeni KPSS’den 57.172 puan almasõna karşõn taban puanõ 81.962 olan Van’õn Saray ilçesi Ahmet Nacar Lisesi’ndeki kadroya sözleşmeli mate- matik öğretmeni olarak atadõğõnõ açõkladõ. Koncuk, MEB’nin usulsüz atamasõyla 200 bin öğretmenin hakkõnõn çiğnendiğini kaydetti. Koncuk, usulsüz yapõlan atamayõ yargõya ta- şõyacaklarõnõ kaydetti. Koncuk, Türk Eğitim-Sen Genel Merke- zi’nden dün yaptõğõ basõn açõklamasõnda, da- ha önce Beytullah Yağõz adlõ öğretmenin Van’a sözleşmeli öğretmen olarak atanmasõ- nõn şaibeli olduğunu kamuoyuna duyurdukla- rõnõ bunun üzerine MEB’nin kendisini ideolojik davranmakla suçladõğõnõ anõmsattõ. MEB’nin Yağõz’õ 4/B’li olarak görevlendirildiğini açõk- ladõğõnõ belirten Koncuk, gazetecilere atama- nõn usulsüz yapõldõğõna ilişkin belgeleri dağõttõ. Koncuk, söz konusu kişinin sigorta dökümü in- celendiğinde Yağõz’õn Eylül 2005 ile Haziran 2007 tarihleri arasõnda 4/C kapsamõnda ücret- li öğretmen olarak çalõştõğõnõn anlaşõldõğõnõ kay- detti. Koncuk, şunlarõ kaydetti: “9 Eylül 2005 tarihinde 4/C kapsamında görevlendirilen 250 matematik öğretmeni bulunmaktadır. Bu alanda minimum puan ise 81.962’dir. 8 Şubat 2006 tarihinde 20 matematik öğret- meni görevlendirilmiştir. Bu tarihte mini- mum puan ise 89.626’dır. 29 Eylül 2006 ta- rihinde yapılan 4/C’li matematik öğretme- ni görevlendirmesinde 20 kişi görevlendi- rilmiştir. Minimum puan 92.768’dir. 9 Şubat 2007 ve 15 Şubat 2007 tarihlerinde de minimum puanlar kapsamında Van iline 4/B kapsamında matematik öğretmeni görev- lendirilmemiştir.” Taban puanlarõn incelendiğinde en düşük puanõn 80 olduğunu kaydeden Koncuk, Ya- ğõz’õn puanlarõnõn ise; 2005 yõlõnda 39.523, 2006 yõlõnda 56.900, 2007 yõlõnda 57.172, 2008 yõlõnda 58.608 olduğunu söyledi. MEB’den usulsüz öğretmen ataması Kemalist öğretmene baskı sürüyor Hurşit Tolon’a sağlık kontrolü IBM’den sendikalaşma mücadelesi sonucu atılan işyeri temsilcilerinin başlattığı Plaza Eylemleri’nin ikincisi Akbank’taki işten atılmaları gündemine aldı. Dün İstanbul Levent’teki Yapı Kredi Plaza önünde yapılan eyleme Tez Koop İş, Bank Sen, Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), Yurtsever Cephe Öğrenci Birliği üyeleri ve plaza çalışanları katıldı. “Krizin bedeli patronlara”, “Yaşasın sendika mücadelemiz”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek” gibi sloganların atıldığı eylemde Tez Koop İş ve Bank Sen yetkililerinin yanı sıra Akbank’tan işten çıkarılar konuşma yaptılar. (Fotoğraf: GAMZE ERBİL) Krize karşõ örgütlenme çağrõsõ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle