02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada AKP, tam da yerel seçimlere kısa bir süre kala kar- şı karşıya bulunduğu krizi kabullenmek istemiyor. Ar- tık “hamdolsun”la, “teğet geçer”le, “esinti”yle anla- tılamayack bir tablo ile karşı karşıyayız. İş âleminin kriz-hükümet ilişkilerine yorumu şu: “OECD ülkeleri arasında krize karşı önlem paketi açıklamayan tek ülke Türkiye!” Merkez Bankası’nın kriz uyarısı ise hem hüküme- te hem vatandaşa... İki tarafa da şunu söylüyor: “Aman fazla açılmayın. Borçlarınıza dikkat edin... 2009 başı daha zorlu olabilir!” Bu uyarıda kredi faizlerinden güven sorununa ka- dar uzanan büyük bir haklılık var. Çünkü 2001’den farklı olarak bu krize sadece devlet değil, vatandaş ve özel sektör de borçlu giriyor. Kızılcahamam’a dönersek... Ekonomik kriz karşı- sında hükümetin tutumunun, AKP’li milletvekilleri için de alay konusu olmaya başladığını görüyoruz. AKP’li vekillerin yorumu şu: “Ortada ekonomi mi var ki, krizi olsun!” Özünde haklılar... Tümce şöyle de kurulabilir: “Ekonominin Ankara’dan yönlendirilecek ulusal ya- nı mı kaldı ki, başkentten alınacak önlemler işe ya- rasın!” AKP’lileri bu yoruma iten, Başbakan’ın “Pakete ne gerek var” sözleri olmalı! Geçen haftanın başından sonuna dek “paket” beklentisi vardı. Pazartesi gü- nü Başbakan’a Bakanlar Kurulu’ndan sonra açıkla- nabilir, dendi. Olmadı, çarşamba günü Ekonomik Konsey toplantısına kaldı. O da olmadı, Kızılcahamam dediler. Başbakan bu beklentiyi şu derin değerlen- dirme ile boşa çıkardı: “İlle ambalajlı bir paket mi olması lazım. Atılan adım- ları tek tek açıklıyoruz...” Demek ki, paket tek tek duyurulacak, sonra bun- ları birleştirip bir bütün olarak ne anlama geldiğine bakacağız! AKP, paket deyince seçmene verilecek yardım pa- ketini anlıyordu. İşin anlam ve önemi değişince ar- kadaşlar zorlanıyorlar. Görünen şu: AKP’de kriz krizi yaşanıyor! Durumun fotoğrafını dahi göstermek istemeyen, gösterene kızan Başbakan’ın pakette de “şart mıdır” noktasına gelmesi iki nedenle olabilir: 1- IMF ile pazarlığın uzaması... 2- Paketin, beklenti büyüklüğünü karşılayacak güç- te olmaması... Biri ötekinden olumsuz. IMF ile 15 Kasım’da ABD’de görüşen Erdoğan şöy- le demişti: “Anlaşmaya çok yakın bir noktaya geldik.” Geçen hafta bunu biraz daha yakınlaştırdı: “Anlaşma yolunda çok ileri adımlar attık.” Bu gidişle Başbakan, IMF’yi teğet geçip geride bırakacak! Bir öngörüde bulunmak gerekirse; AKP paketi IMF’ye verdi. IMF, “Hayatta olmaz. Ben harcamala- rı kıs diyorum, sen yerel seçim var biraz genişleteyim, diyorsun” çıkışını yaptı. Perde gerisinde bunun tar- tışması devam ediyor... İkinci şık da akla uygun. Toplumun her kesimi, pa- ketten bize pay düşer mi, beklentisi içinde. Kredi kar- tı borçlusu “Faizden kurtulur muyuz” diyor. Özel sek- tör “Güven arttırıcı bir ortam oluşur mu” diyor. KO- Bİ’ler “Batıyoruz fobisini ortadan kaldıracak destek gelir mi” diyor! Bunca beklentinin ortasında AKP kriz krizine gir- mesin de, kim girsin? AKP ile 6-7 yılda AB’ye girecektik... Hamdolsun açıkla kalmadık, krize girdik! [email protected] SAYFA1 ARALIK 2008 PAZARTESİ CUMHURİYET 15HABERLERİN DEVAMI Sağlar, davanõn kilit adamõ Tun- cay Güney’in MİT elemanõ oldu- ğuna ilişkin belge konusunda şu değerlendirmeyi yaptõ: “Dava uyduruk vaziyette gi- diyor diye bu belge sızdırıldı. Bu belge savcının elini güçlendirdi. MİT belgesinde iki ilginç nokta var. Birincisi, Güney’in üzerin- de çalışma yapılan birisi oldu- ğunu tespit ediyor. İkincisi, ku- ruluş ve işleyişi tartışmalı olan kontrterör dairesi şemasından çıkardık bunu diyorlar. Ey- mür’ün kurduğu merkezin işle- yişi tartışmalı, diyorlar. MİT istihbarat teşkilatıdır, ‘kontrterör’ lafıyla istihbarat dışında ope- rasyon yapabilecek bir örgüte dönüştürülmek istendi, MİT’te vardı, bunu dışarı çıkardık, di- yorlar.” İktidarõn Ergenekon da- vasõna ilgisine de dikkat çeken Sağlar, “Çuvalladılar. Mevcut düzene muhalefet eden, kapat- ma davasıyla ilgili olarak karşı- larında gördükleri kişileri bu işin içine katmaya çalıştılar. İkti- dar, Ergenekon davasını kendi- sine engel olduğu gördüğü güç- le çatışma noktası olarak gördü. Bu bir derin devlet arayışı iken bir başka sığ devleti de görme- ye başladık” dedi. ‘Sonunda AİHM’ye gider’ Ergenekon’un bir bölümünün Susurluk’un devamõ gibi görün- düğünü belirten Sağlar, daha son- ra bunun içerisine magazin katõl- masõ ve bugünkü hükümete karşõ olan insanlarõn da dosyanõn içine konulmasõnõn işi farklõ bir nokta- ya getirdiğini ve sonunda AİHM’e gidileceğini söyledi. Sağlar, söz- lerini şöyle sürdürdü: “Ergenekon davasının top- lum tarafından çok saygı gör- memesinin altında yatan; bu davanın birilerini korumak, AKP’nin kapatma davasının rövanşı gibi görülmesidir. Vic- danla siyasi nüfuzun arasına sı- kıştı yargı. Süreç ağır işlemek- le birlikte, birçok kişinin bıra- kılacağını, davanın asıl yönel- mesi gereken yerlere doğru gi- deceğini düşünüyorum. İlhan Selçuk Ziverbey’de işkence gör- müş bir kişi. İlhan Selçuk’la Si- si nasıl yan yana gelir? Çiller ör- gütlenmesini ortaya çıkaran Do- ğu Perinçek, yeni bir örgüt kur- du diye getiriliyor. Fatih Ürek iş- kenceci diye geçiyor! Bunlar mantığa uymayan zorlamalar gi- bi görünüyor. Belge diye saçma sapan şeyler tıkıştırılmış. İd- dianamenin başında ‘TSK ve MİT, bu iddianamenin dõşõnda tu- tulmuştur’ deniyor. Bu, beklen- tileri zaafa uğratır. Mehmet Ağar’ı hâlâ yargılayamıyorsun. Mehmet Eymür tekrar dinlen- meli, kontrterör merkezi ve Jİ- TEM’in varlığı ve eylemleriyle ilgili olarak dönemin Genel- kurmay Başkanı Doğan Güreş bildiklerini söylemeli. Susur- luk’ta mevcut görevli kamu gö- revlileri söz konusuydu, burada emekliler. Susurluk ve Ergene- kon’un bağlantısı Veli Küçük gibi isimler. Bunlara Tuncay Güney de eklendi. Tuncay Gü- ney, Susurluk’ta da var, Mehmet Özbay’la ABD’de görüşmüş. Tuncay Güney hem Çatlõ’nın kim olduğunu biliyor, hem Meh- met Ağar’ı biliyor, hem Ey- mür’ü tanıyor.” ‘MİT belgesi bilerek sızdırıldı’ Baştarafı 1. Sayfada ERBİL (AA) - Irak’õn kuzeyindeki bölgesel yö- netimin yetkilisi Cebbar Yaver, İran topçu birliklerinin, 29 Kasõm akşam saatlerinden iti- baren İran-Irak sõnõrõndaki Pişder bölgesini ağõr bombardõman altõna aldõğõnõ ifade etti. İran topçusunun sabah saatlerinde ise Piştaşan Razga Maradu bölgelerini bombalamaya baş- ladõğõnõ kaydeden Yaver, bombardõmanõn sür- düğünü söyledi. Öte yandan, bombardõmanõn başlamasõ üzerine yöre sakinlerinin daha gü- venli bölgelere kaçmaya başladõğõ öğrenildi. OKTAY EKİNCİ Kuruluşunun 19 yõlõnõ kutlayan “S.O.S. Çevre Gönüllüleri Platfor- mu”nun Sirkeci’deki İstanbul Çevre Konseyi Salonu’nda düzenlediği pane- le katõlan iktisatçõ Arslan Başer Kafa- oğlu, ABD kaynaklõ küresel krizin “beklenen sonuç” olduğunu söyledi. Platformun 1 No’lu üyesi olan ve bu- günlerde 80. yaşõna giren Kafaoğlu; “Amerikan halkı 100 kazanıyorsa 125 harcamaya başladı; bu borçlan- manın bunalıma dönüşmemesi mümkün değildi..” dedi. 1991’de İstanbul’da kurulan S.O.S. Çevre Gönüllüleri Platformu’nun 29 Kasõm’daki 19. yaş etkinliğinde ilk pa- nelin konusu “Küresel ve Siyasal Isınma Arasındaki Ortak Noktalar”dõ... Platform adõna toplantõyõ açan Türksen Başer Kafaoğlu, küresel õsõnmayla küresel krizinin “aynı” ne- dene dayandõğõna dikkat çekerek “Ekoloji de ekonomi de sömürgecili- ğin tehdidi altında” dedi. Bu nedenle yine hem ekolojinin hem de eko- nominin in- sanlõk yara- rõna gelişe- bilmesi için çõkõş nokta- sõnõn da aynõ olduğuna de- ğinen Kafa- oğlu, çözü- mün “küre- sel sömürgeciliği sorgulamak”tan geçtiğini anõmsattõ. Prof.Dr. Ahmet Hızal’õn yönettiği panelde “üretken toplum” hedefinin tarihsel çabasõ “Köy Enstitüleri”ni anlatan Prof.Dr. Pakize Türkoğlu, yõllar sonra Birleşmiş Milletler’in eği- tim ilkelerinin de Köy Enstitüleri’yle aynõ olduğunu anõmsatarak şunlarõ söyledi: “Bu okullar, üreterek öğret- meyi hedeflediğinden, o kıt bütçele- re rağmen yüksek maliyetle kurula- bildiler; ama yine üretimleriyle ken- di gereksinmelerini de karşılamaya başladılar...” ‘Doğası gereği doğa düşmanı’ Platformun kurucularõndan, eski mil- letvekili ve eski Ziraat Mühendisleri Odasõ Marmara Şubesi Başkanõ Yücel Erdener’in, Üsküdar’daki imara açõl- mak istenen Validebağ Korusu’nun kurtarõlmasõ gerektiğini belirtmesiyle başlayan ikinci panelin konusu ise; “Dünya Politikalarındaki Ekonomik ve Yaşamsal Fiyasko”ydu. Prof.Dr. Beyza Üstün’ün yönettiği panelde ekonomideki ve doğal denge- deki “sürdürülemezlik” durumunu ir- deleyen Prof.Dr. İlhan Tanıllı, günü- müzdeki “sürdürülebilirlik” kavra- mõnõn adeta “kapitalizmin sürme- si”ni hedeflediğini, oysa bu sistemin “doğası gereği doğa düşmanı” oldu- ğunu anlattõ. Ekonomik bağlar... Rahatsõzlõğõndan ötürü katõlamayan Prof.Dr. Uçgun Geray’õn yerine konu- şan Prof.Dr. Arslan Başer Kafaoğlu da şunlarõ ekliyordu: “Türkiye’nin küre- sel krize bulaşmaması için öncelikle küresel ekonomik bağlarından kur- tulması gerekiyor. Hem ABD ve AB ekonomisiyle bütünleşmeye çalışmak hem de krizin bize dokunmayacağını söylemek aptallıktır...” Platformun 19. yaş toplantõsõ, izleyen- lerin de katõlõmõyla, İstanbul’un kuzey ormanlarõnõ tehdit eden “3. köprü”den, ayrõcalõklõ imarõyla Kadõköy’deki kõyõ dokusunu parçalayan “Corner Otel”e kadar güncel kent ve çevre sorunlarõnõn tartõşõlmasõyla sona erdi. S.O.S.Çevre Gönüllüleri 19yaşında İstanbul B 15 Edirne B 15 Kocaeli Y 18 Çanakkale B 16 İzmir Y 20 Manisa B 19 Aydın Y 20 Denizli B 17 Zonguldak Y 15 Sinop Y 14 Samsun Y 15 Trabzon B 16 Giresun B 13 Ankara B 12 Eskişehir B 13 Konya B 12 Sıvas Y 5 Antalya PB 20 Adana PB 19 Mersin B 20 Diyarbakır PB 14 Şanlıurfa PB 15 Mardin PB 13 Siirt PB 12 Hakkâri PB 8 Van PB 11 Kars PB 8 Oslo K 2 Helsinki K 6 Stockholm K 5 Londra Y 6 Amsterdam Y 4 Brüksel Y 5 Paris Y 3 Bonn Y 4 Münih B 4 Berlin K 5 Budapeşte Y 10 Madrid Y 9 Viyana B 10 Belgrad PB 13 Soyfa PB 11 Roma Y 18 Atina PB 18 Zürih B 6 Moskova B 2 Aşkabat PB 19 Astana K 3 Taşkent PB 21 Bakû B 14 Bişkek B 16 Tiflis PB 13 Kahire Y 23 Şam B 21 Yurdun kuzey iç ve batı kesimleri parça- lı ve çok bulutlu, Gü- ney Ege kıyıları, İç Anadolu’nun kuzey- doğusu, Orta Kara- deniz’in iç kesimleri ile sabah saatlerinde Batı Karadeniz, Sam- sun ve Ordu çevreleri yağışlı, diğer yerler az bulutlu geçecek. S.O.S.Çevre Gönüllü- leri Çorlu’daki bir çevre eyleminde... PANELLER DÜZENLENDİ Provokasyona büyük tepki Süleyman Çelebi, Ankara’daki mitingde emek cephesinin kendisini gösterdiğini söyledi İstanbul Haber Ser- visi - DİSK Genel Baş- kanõ Süleyman Çelebi, “Krize karşı emek cep- hesinin sürdürdüğü mücadele Türkiye’nin en ücra köşelerine ka- dar yayılarak büyüye- cektir” dedi. Çelebi, Ankara’da gerçekleştirilen “Krizin Bedelini Ödemeyece- ğiz” mitingine ilişkin olarak yaptõğõ yazõlõ açõklamada, krize ve hü- kümetin yanlõş politika- larõna karşõ emek cep- hesinin sesini yükseltti- ğini ifade etti. Çelebi şunlarõ kaydetti: “Hal- kımız AKP hükümeti- ni, izlediği ekonomik politikaların halkın çı- karlarıyla değil ser- mayenin çıkarlarıyla örtüştüğü, kriz karşı- sında ülkemizin ge- reksinimleri ve çocuk- larımızın geleceği değil IMF’nin direktifleri- nin dikkate alındığı ko- nusunda açıktan uyar- mış; zamlar ve IMF ile yapılacak olası yeni anlaşma protesto edil- miştir” ifadelerine yer verdi. Reuters Haber Ajansõ’nõn mitingi “Kri- ze karşı dünya çapın- daki ilk büyük eylem” şeklinde duyurduğunu anlataran Çelebi, “mi- tingimizi sabote etme- ye yönelik provokas- yon da emekçilerin ve miting katılımcılarının duyarlı ve sorumlu davranışlarıyla geri tepmiştir” dedi. Çelebi, bazõ yayõn organlarõnõn küçük çatõşmalarõ öne çõkarttõğõnõ ifade ederek “Yüzbinlerin taleple- rini görmezden gelen ve buzun üzerine yazı yazmaktan başka bir anlam ifade etmediği- ni düşündüğümüz bir tutum içinde oldukla- rını da üzülerek göz- lemlemekteyiz” eleşti- risinde bulundu. Çelebi, emek cephe- sinin eylemlerinin bu hafta içinde kamuoyuna duyulucağõnõ açõkladõ. Doğum sõrasõnda bebeğin başõ koptu Haber Merkezi - Aydõn’õn Bozdoğan İlçesi’nde oturan 9 ay- lõk hamile Selma Usul, (19) Na- zilli Devlet Hastanesi’nde nöbet- çi doğum uzmanõ Dr. Haluk Uç- kan tarafõndan doğumhaneye alõn- dõ. Bir süre sonra, Usul’un ölü do- ğum yaptõğõ bildirildi. Usul aile- si, bebeğin doğum sõrasõnda ba- şõnõn koptuğunu iddia ederek, doktor ve personel hakkõnda suç duyurusunda bulundu. aba Hasan Usul, normal doğum sõrasõnda bebeğin kilolu olduğu- nun anlaşõlmasõ üzerine sezaryen geçildiğini savunarak, “Bu sıra- da bebeğin rahimden başını çı- karmasıyla sezaryen işlemi ya- rıda kalmış. Sonrasında bebeğin öldüğünü fark edilmiş. Eşimi kurtarmak için de bebeğin ka- fasının bedeninden ayırılarak doğumun sezaryenle tamam- landığı iddia ediliyor. Biz be- beğin başının ölmeden önce ko- parıldığını düşünüyoruz” dedi. Hastane yönetimi, olayla ilgili açõklama yapmadõ. Sağlõk Ba- kanlõğõ’ndan yapõlan açõklamada ise konuyla ilgili soruşturma baş- latõldõğõ ve bir müfettişin Ay- dõn’a göndenildiği bildirildi. ‘ANNEYİ KURTARMAK İÇİN KESTİLER’ İDDİASI Holiganlar engelli çocuğu yaraladõ BURSA (Cumhuriyet) - Bur- sa deplasmanõna giden Antalyas- porlu holiganlar yoldan geçen araçlarõ taşladõ. Taşlardan birinin isabet ettiği 9 yaşõndaki otistik kõ- zõn gözü kör oldu. Dün oynanan Bursaspor-An- talyaspor maçõnõ izlemek için Antalyasporlu taraftar, İnegöl ya- kõnlarõndaki bir akaryakõt istas- yonunda durduklarõ sõrada yoldan geçen araçlarõ taşlamaya başladõ. Atõlan taşlardan biri, Şerif Ali Kerme’nin kullandõğõ otomobilin arkasõnda oturan otistik kõzõ 9 yaşõndaki Ebru Kermenin gö- züne isabet etti. Hastaneye kaldõ- rõlan talihsiz kõz, ameliyata alõn- dõ. Ameliyat sonrasõ açõklama yapan doktorlar, Ebru’nun sol gözünde yüzde 90 görme kaybõ oluştuğunu ve ileride kör kalma ihtimalinin bulunduğunu söyledi. Bunun üzerine sinir krizi geçiren anne Fatma Kerme güçlükle sa- kinleştirildi. Öte yandan, akaryakõt istasyo- nuna gelen İnegöl İlçe Jandarma ekipleri, tanõklarõnõn ifadesi ve is- tasyondaki bulunan güvenlik ka- merasõ görüntülerinden tespit et- tikleri 3 kişiyi gözaltõna aldõ. ANTALYASPOR YANDAŞLARI ARAÇ TAŞLADI ABDIrak’tançekilirken,‘yakõnişbirliğiyaptõğõ’binbeşyüzkişiyidegötürmeyehazõrlanõyor 2.‘işbirlikçi operasyonu’gündemde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Irak’ta- ki askerlerini 2011 yõlõna kadar çekmesi ke- sinleşen ABD’nin, işgalden bu yana “işbirliği” yaptõğõ yaklaşõk 1500 Iraklõyõ beraberinde gö- türmek için çalõşma başlattõğõ öğrenildi. ABDi, Irak’a ilişkin uzun dönemli stratejisinin yerel dayanak noktalarõnõ da oluşturmaya baş- ladõ. Bu çerçevede, ABD’nin ilk olarak, 2003 yõlõndaki işgalden bu yana “yakın işbirliği” yaptõğõ Iraklõlarõ güvence altõna almak için gi- rişim başlattõ. Ancak, bu girişimin kapsamõnõn genişletilmemesi için ağõrlõklõ olarak gayri resmi yollarõn uygulamada olacağõ belirtildi. Irak’tan çekildikten sonra bu kişilerin doğrudan hedef duruma gelebileceği kaygõsõnõ taşõyan Washington yönetiminin 1996’daki gibi bir tah- liye operasyonu başlatabileceği öğrenildi. Washington yönetiminin tahliye operasyonu içine alacağõ Iraklõlarõn özellikle istihbarat ve güvenlik konularõnda ABD ile yakõn işbirliği ya- pan kişilerden oluşacağõ, bu kişilerin, 2003’te- ki işgalden sonra çokuluslu güçlerin Irak’taki uygulamalarõna ilişkin “çok şey bildiği” ve bu nedenle de güvence altõna alõnmalarõnõn ABD açõsõndan stratejik önem taşõdõğõ belirtildi. 1991’den 1996’ya kadar Irak’õn kuzeyinde kurulan Çekiç Güç’ün Askeri Koordinasyon Merkezi Karargâhõ ve sivil toplum örgütleri 5 bine yakõn peşmergeyi eğitime tabi tutmuştu. 30 Ağustos 1996’da Saddam Hüseyin’e bağ- lõ birliklerin Erbil’e girmesinden sonra CIA, peş- mergeleri bölgeden tahliye etmiş ve Guam Ada- sõ’na götürerek eğitimden geçirmişti. Daha sonra 1997’nin sonlarõndan itibaren parça par- ça bölgeye getirilen peşmergeler, 2003’teki iş- gal sürecine etkin destek vermişlerdi. EMEKÇİLER YİNE ALANLARA ÇIKTI Kocaeli’nin Gebze ilçesinde, Gebze Sen- dikalar Birliği tarafından, zam, işsizlik ve krizi protesto etmek amacıyla miting dü- zenlendi. Mitingde konuşan Gebze Sen- dikalar Birliği Dönem Başkanı Şerafettin Koç, “Bugüne kadar krizlerin faturasını dar gelirliler ödemiştir. Şimdi de krizi ba- hane ederek işçinin parasına göz diken- ler, krizin faturasını işçiye ödetmeye ça- lışanlar var” dedi. Denizli’de de Türk-İş Denizli İl Temsilciliği tarafından, “işsiz- lik ve işten çıkarmaları protesto” etmek amacıyla Delikliçınar Meydanı’nda miting düzenlendi. TEKSİF Sendikası Denizli Şu- besi Başkanı ve Türk-İş İl Temsilcisi Re- cep Oktay, tekstilin anavatanı Deniz- li’de, 8 tekstil fabrikasının kapandığını, iş- çilerin 6 aydır maaş alamadığını söyledi. İran, Kandil’e bomba yağdırdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Görev süre- si dolan ve iki hafta önce Türkiye’den ayrõlan Ross Wilson’õn yerine ABD’nin Ankara Bü- yükelçiliği’ne atanan James Jeffrey dün An- kara’ya geldi. Esenboğa Havalimanõ’nda Türkçe olarak kõsa bir açõklama yapan Jeffrey, yeniden Türkiye’de olmaktan dolayõ çok mut- lu olduğunu söyledi. Jeffrey, 31 yõllõk çalõşma hayatõnda birkaç defa Türkiye’de çalõştõğõnõ, ilk önce Adana’da, daha sonra Ankara ve son olarak yine Ankara’da 1999-2002 yõllarõ ara- sõnda başmüsteşar olarak görev yaptõğõnõ an- lattõ. Asker kökenli olan ve ordudan ayrõlma- dan önce 1969-1976 yõllarõ arasõnda Vietnam ve Almanya’da görev yapan Jeffrey, 1977’de ABD Dõşişleri Bakanlõğõ’na girmişti. Jeffrey, 2002-2004 arasõnda Tiran Büyükelçiliği gör- evini yürütmüş ve Irak’õn işgalinden sonra 2004-2005’te de Bağdat’ta iki numaralõ Ame- rikalõ diplomat olarak çalõşmõştõ. Ardõndan Dõşişleri Bakanõ Condoleezza Rice’õn Irak danõşmanõ olan Jeffrey, geçen ağustosta ABD Başkanõ George Bush’un ulusal güvenlik da- nõşman yardõmcõlõğõna getirilmişti. Yeni ABD elçisi Ankara’ya geldi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle