Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
AKP, tam da yerel seçimlere kısa bir süre kala kar-
şı karşıya bulunduğu krizi kabullenmek istemiyor. Ar-
tık “hamdolsun”la, “teğet geçer”le, “esinti”yle anla-
tılamayack bir tablo ile karşı karşıyayız.
İş âleminin kriz-hükümet ilişkilerine yorumu şu:
“OECD ülkeleri arasında krize karşı önlem paketi
açıklamayan tek ülke Türkiye!”
Merkez Bankası’nın kriz uyarısı ise hem hüküme-
te hem vatandaşa... İki tarafa da şunu söylüyor:
“Aman fazla açılmayın. Borçlarınıza dikkat edin...
2009 başı daha zorlu olabilir!”
Bu uyarıda kredi faizlerinden güven sorununa ka-
dar uzanan büyük bir haklılık var. Çünkü 2001’den
farklı olarak bu krize sadece devlet değil, vatandaş
ve özel sektör de borçlu giriyor.
Kızılcahamam’a dönersek... Ekonomik kriz karşı-
sında hükümetin tutumunun, AKP’li milletvekilleri için
de alay konusu olmaya başladığını görüyoruz.
AKP’li vekillerin yorumu şu:
“Ortada ekonomi mi var ki, krizi olsun!”
Özünde haklılar... Tümce şöyle de kurulabilir:
“Ekonominin Ankara’dan yönlendirilecek ulusal ya-
nı mı kaldı ki, başkentten alınacak önlemler işe ya-
rasın!”
AKP’lileri bu yoruma iten, Başbakan’ın “Pakete ne
gerek var” sözleri olmalı! Geçen haftanın başından
sonuna dek “paket” beklentisi vardı. Pazartesi gü-
nü Başbakan’a Bakanlar Kurulu’ndan sonra açıkla-
nabilir, dendi. Olmadı, çarşamba günü Ekonomik
Konsey toplantısına kaldı. O da olmadı, Kızılcahamam
dediler. Başbakan bu beklentiyi şu derin değerlen-
dirme ile boşa çıkardı:
“İlle ambalajlı bir paket mi olması lazım. Atılan adım-
ları tek tek açıklıyoruz...”
Demek ki, paket tek tek duyurulacak, sonra bun-
ları birleştirip bir bütün olarak ne anlama geldiğine
bakacağız!
AKP, paket deyince seçmene verilecek yardım pa-
ketini anlıyordu. İşin anlam ve önemi değişince ar-
kadaşlar zorlanıyorlar.
Görünen şu:
AKP’de kriz krizi yaşanıyor!
Durumun fotoğrafını dahi göstermek istemeyen,
gösterene kızan Başbakan’ın pakette de “şart mıdır”
noktasına gelmesi iki nedenle olabilir:
1- IMF ile pazarlığın uzaması...
2- Paketin, beklenti büyüklüğünü karşılayacak güç-
te olmaması...
Biri ötekinden olumsuz.
IMF ile 15 Kasım’da ABD’de görüşen Erdoğan şöy-
le demişti: “Anlaşmaya çok yakın bir noktaya geldik.”
Geçen hafta bunu biraz daha yakınlaştırdı:
“Anlaşma yolunda çok ileri adımlar attık.” Bu gidişle
Başbakan, IMF’yi teğet geçip geride bırakacak!
Bir öngörüde bulunmak gerekirse; AKP paketi
IMF’ye verdi. IMF, “Hayatta olmaz. Ben harcamala-
rı kıs diyorum, sen yerel seçim var biraz genişleteyim,
diyorsun” çıkışını yaptı. Perde gerisinde bunun tar-
tışması devam ediyor...
İkinci şık da akla uygun. Toplumun her kesimi, pa-
ketten bize pay düşer mi, beklentisi içinde. Kredi kar-
tı borçlusu “Faizden kurtulur muyuz” diyor. Özel sek-
tör “Güven arttırıcı bir ortam oluşur mu” diyor. KO-
Bİ’ler “Batıyoruz fobisini ortadan kaldıracak destek
gelir mi” diyor!
Bunca beklentinin ortasında AKP kriz krizine gir-
mesin de, kim girsin?
AKP ile 6-7 yılda AB’ye girecektik...
Hamdolsun açıkla kalmadık, krize girdik!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA1 ARALIK 2008 PAZARTESİ CUMHURİYET
15HABERLERİN DEVAMI
Sağlar, davanõn kilit adamõ Tun-
cay Güney’in MİT elemanõ oldu-
ğuna ilişkin belge konusunda şu
değerlendirmeyi yaptõ:
“Dava uyduruk vaziyette gi-
diyor diye bu belge sızdırıldı. Bu
belge savcının elini güçlendirdi.
MİT belgesinde iki ilginç nokta
var. Birincisi, Güney’in üzerin-
de çalışma yapılan birisi oldu-
ğunu tespit ediyor. İkincisi, ku-
ruluş ve işleyişi tartışmalı olan
kontrterör dairesi şemasından
çıkardık bunu diyorlar. Ey-
mür’ün kurduğu merkezin işle-
yişi tartışmalı, diyorlar. MİT
istihbarat teşkilatıdır, ‘kontrterör’
lafıyla istihbarat dışında ope-
rasyon yapabilecek bir örgüte
dönüştürülmek istendi, MİT’te
vardı, bunu dışarı çıkardık, di-
yorlar.” İktidarõn Ergenekon da-
vasõna ilgisine de dikkat çeken
Sağlar, “Çuvalladılar. Mevcut
düzene muhalefet eden, kapat-
ma davasıyla ilgili olarak karşı-
larında gördükleri kişileri bu işin
içine katmaya çalıştılar. İkti-
dar, Ergenekon davasını kendi-
sine engel olduğu gördüğü güç-
le çatışma noktası olarak gördü.
Bu bir derin devlet arayışı iken
bir başka sığ devleti de görme-
ye başladık” dedi.
‘Sonunda AİHM’ye gider’
Ergenekon’un bir bölümünün
Susurluk’un devamõ gibi görün-
düğünü belirten Sağlar, daha son-
ra bunun içerisine magazin katõl-
masõ ve bugünkü hükümete karşõ
olan insanlarõn da dosyanõn içine
konulmasõnõn işi farklõ bir nokta-
ya getirdiğini ve sonunda AİHM’e
gidileceğini söyledi. Sağlar, söz-
lerini şöyle sürdürdü:
“Ergenekon davasının top-
lum tarafından çok saygı gör-
memesinin altında yatan; bu
davanın birilerini korumak,
AKP’nin kapatma davasının
rövanşı gibi görülmesidir. Vic-
danla siyasi nüfuzun arasına sı-
kıştı yargı. Süreç ağır işlemek-
le birlikte, birçok kişinin bıra-
kılacağını, davanın asıl yönel-
mesi gereken yerlere doğru gi-
deceğini düşünüyorum. İlhan
Selçuk Ziverbey’de işkence gör-
müş bir kişi. İlhan Selçuk’la Si-
si nasıl yan yana gelir? Çiller ör-
gütlenmesini ortaya çıkaran Do-
ğu Perinçek, yeni bir örgüt kur-
du diye getiriliyor. Fatih Ürek iş-
kenceci diye geçiyor! Bunlar
mantığa uymayan zorlamalar gi-
bi görünüyor. Belge diye saçma
sapan şeyler tıkıştırılmış. İd-
dianamenin başında ‘TSK ve
MİT, bu iddianamenin dõşõnda tu-
tulmuştur’ deniyor. Bu, beklen-
tileri zaafa uğratır. Mehmet
Ağar’ı hâlâ yargılayamıyorsun.
Mehmet Eymür tekrar dinlen-
meli, kontrterör merkezi ve Jİ-
TEM’in varlığı ve eylemleriyle
ilgili olarak dönemin Genel-
kurmay Başkanı Doğan Güreş
bildiklerini söylemeli. Susur-
luk’ta mevcut görevli kamu gö-
revlileri söz konusuydu, burada
emekliler. Susurluk ve Ergene-
kon’un bağlantısı Veli Küçük
gibi isimler. Bunlara Tuncay
Güney de eklendi. Tuncay Gü-
ney, Susurluk’ta da var, Mehmet
Özbay’la ABD’de görüşmüş.
Tuncay Güney hem Çatlõ’nın
kim olduğunu biliyor, hem Meh-
met Ağar’ı biliyor, hem Ey-
mür’ü tanıyor.”
‘MİT belgesi bilerek sızdırıldı’
Baştarafı 1. Sayfada
ERBİL (AA) - Irak’õn kuzeyindeki bölgesel yö-
netimin yetkilisi Cebbar Yaver, İran topçu
birliklerinin, 29 Kasõm akşam saatlerinden iti-
baren İran-Irak sõnõrõndaki Pişder bölgesini
ağõr bombardõman altõna aldõğõnõ ifade etti.
İran topçusunun sabah saatlerinde ise Piştaşan
Razga Maradu bölgelerini bombalamaya baş-
ladõğõnõ kaydeden Yaver, bombardõmanõn sür-
düğünü söyledi. Öte yandan, bombardõmanõn
başlamasõ üzerine yöre sakinlerinin daha gü-
venli bölgelere kaçmaya başladõğõ öğrenildi.
OKTAY EKİNCİ
Kuruluşunun 19 yõlõnõ kutlayan
“S.O.S. Çevre Gönüllüleri Platfor-
mu”nun Sirkeci’deki İstanbul Çevre
Konseyi Salonu’nda düzenlediği pane-
le katõlan iktisatçõ Arslan Başer Kafa-
oğlu, ABD kaynaklõ küresel krizin
“beklenen sonuç” olduğunu söyledi.
Platformun 1 No’lu üyesi olan ve bu-
günlerde 80. yaşõna giren Kafaoğlu;
“Amerikan halkı 100 kazanıyorsa
125 harcamaya başladı; bu borçlan-
manın bunalıma dönüşmemesi
mümkün değildi..” dedi.
1991’de İstanbul’da kurulan S.O.S.
Çevre Gönüllüleri Platformu’nun 29
Kasõm’daki 19. yaş etkinliğinde ilk pa-
nelin konusu “Küresel ve Siyasal
Isınma Arasındaki Ortak
Noktalar”dõ...
Platform adõna toplantõyõ açan
Türksen Başer Kafaoğlu, küresel
õsõnmayla küresel krizinin “aynı” ne-
dene dayandõğõna dikkat çekerek
“Ekoloji de ekonomi de sömürgecili-
ğin tehdidi altında” dedi. Bu nedenle
yine hem
ekolojinin
hem de eko-
nominin in-
sanlõk yara-
rõna gelişe-
bilmesi için
çõkõş nokta-
sõnõn da aynõ
olduğuna de-
ğinen Kafa-
oğlu, çözü-
mün “küre-
sel sömürgeciliği sorgulamak”tan
geçtiğini anõmsattõ.
Prof.Dr. Ahmet Hızal’õn yönettiği
panelde “üretken toplum” hedefinin
tarihsel çabasõ “Köy Enstitüleri”ni
anlatan Prof.Dr. Pakize Türkoğlu,
yõllar sonra Birleşmiş Milletler’in eği-
tim ilkelerinin de Köy Enstitüleri’yle
aynõ olduğunu anõmsatarak şunlarõ
söyledi: “Bu okullar, üreterek öğret-
meyi hedeflediğinden, o kıt bütçele-
re rağmen yüksek maliyetle kurula-
bildiler; ama yine üretimleriyle ken-
di gereksinmelerini de karşılamaya
başladılar...”
‘Doğası gereği doğa düşmanı’
Platformun kurucularõndan, eski mil-
letvekili ve eski Ziraat Mühendisleri
Odasõ Marmara Şubesi Başkanõ Yücel
Erdener’in, Üsküdar’daki imara açõl-
mak istenen Validebağ Korusu’nun
kurtarõlmasõ gerektiğini belirtmesiyle
başlayan ikinci panelin konusu ise;
“Dünya Politikalarındaki Ekonomik
ve Yaşamsal Fiyasko”ydu.
Prof.Dr. Beyza Üstün’ün yönettiği
panelde ekonomideki ve doğal denge-
deki “sürdürülemezlik” durumunu ir-
deleyen Prof.Dr. İlhan Tanıllı, günü-
müzdeki “sürdürülebilirlik” kavra-
mõnõn adeta “kapitalizmin sürme-
si”ni hedeflediğini, oysa bu sistemin
“doğası gereği doğa düşmanı” oldu-
ğunu anlattõ.
Ekonomik bağlar...
Rahatsõzlõğõndan ötürü katõlamayan
Prof.Dr. Uçgun Geray’õn yerine konu-
şan Prof.Dr. Arslan Başer Kafaoğlu da
şunlarõ ekliyordu: “Türkiye’nin küre-
sel krize bulaşmaması için öncelikle
küresel ekonomik bağlarından kur-
tulması gerekiyor. Hem ABD ve AB
ekonomisiyle bütünleşmeye çalışmak
hem de krizin bize dokunmayacağını
söylemek aptallıktır...”
Platformun 19. yaş toplantõsõ, izleyen-
lerin de katõlõmõyla, İstanbul’un kuzey
ormanlarõnõ tehdit eden “3. köprü”den,
ayrõcalõklõ imarõyla Kadõköy’deki kõyõ
dokusunu parçalayan “Corner Otel”e
kadar güncel kent ve çevre sorunlarõnõn
tartõşõlmasõyla sona erdi.
S.O.S.Çevre
Gönüllüleri
19yaşında
İstanbul B 15
Edirne B 15
Kocaeli Y 18
Çanakkale B 16
İzmir Y 20
Manisa B 19
Aydın Y 20
Denizli B 17
Zonguldak Y 15
Sinop Y 14
Samsun Y 15
Trabzon B 16
Giresun B 13
Ankara B 12
Eskişehir B 13
Konya B 12
Sıvas Y 5
Antalya PB 20
Adana PB 19
Mersin B 20
Diyarbakır PB 14
Şanlıurfa PB 15
Mardin PB 13
Siirt PB 12
Hakkâri PB 8
Van PB 11
Kars PB 8
Oslo K 2
Helsinki K 6
Stockholm K 5
Londra Y 6
Amsterdam Y 4
Brüksel Y 5
Paris Y 3
Bonn Y 4
Münih B 4
Berlin K 5
Budapeşte Y 10
Madrid Y 9
Viyana B 10
Belgrad PB 13
Soyfa PB 11
Roma Y 18
Atina PB 18
Zürih B 6
Moskova B 2
Aşkabat PB 19
Astana K 3
Taşkent PB 21
Bakû B 14
Bişkek B 16
Tiflis PB 13
Kahire Y 23
Şam B 21
Yurdun kuzey iç ve
batı kesimleri parça-
lı ve çok bulutlu, Gü-
ney Ege kıyıları, İç
Anadolu’nun kuzey-
doğusu, Orta Kara-
deniz’in iç kesimleri
ile sabah saatlerinde
Batı Karadeniz, Sam-
sun ve Ordu çevreleri
yağışlı, diğer yerler az
bulutlu geçecek.
S.O.S.Çevre Gönüllü-
leri Çorlu’daki bir
çevre eyleminde...
PANELLER DÜZENLENDİ
Provokasyona büyük tepki
Süleyman Çelebi, Ankara’daki mitingde emek cephesinin kendisini gösterdiğini söyledi
İstanbul Haber Ser-
visi - DİSK Genel Baş-
kanõ Süleyman Çelebi,
“Krize karşı emek cep-
hesinin sürdürdüğü
mücadele Türkiye’nin
en ücra köşelerine ka-
dar yayılarak büyüye-
cektir” dedi.
Çelebi, Ankara’da
gerçekleştirilen “Krizin
Bedelini Ödemeyece-
ğiz” mitingine ilişkin
olarak yaptõğõ yazõlõ
açõklamada, krize ve hü-
kümetin yanlõş politika-
larõna karşõ emek cep-
hesinin sesini yükseltti-
ğini ifade etti. Çelebi
şunlarõ kaydetti: “Hal-
kımız AKP hükümeti-
ni, izlediği ekonomik
politikaların halkın çı-
karlarıyla değil ser-
mayenin çıkarlarıyla
örtüştüğü, kriz karşı-
sında ülkemizin ge-
reksinimleri ve çocuk-
larımızın geleceği değil
IMF’nin direktifleri-
nin dikkate alındığı ko-
nusunda açıktan uyar-
mış; zamlar ve IMF
ile yapılacak olası yeni
anlaşma protesto edil-
miştir” ifadelerine yer
verdi. Reuters Haber
Ajansõ’nõn mitingi “Kri-
ze karşı dünya çapın-
daki ilk büyük eylem”
şeklinde duyurduğunu
anlataran Çelebi, “mi-
tingimizi sabote etme-
ye yönelik provokas-
yon da emekçilerin ve
miting katılımcılarının
duyarlı ve sorumlu
davranışlarıyla geri
tepmiştir” dedi. Çelebi,
bazõ yayõn organlarõnõn
küçük çatõşmalarõ öne
çõkarttõğõnõ ifade ederek
“Yüzbinlerin taleple-
rini görmezden gelen
ve buzun üzerine yazı
yazmaktan başka bir
anlam ifade etmediği-
ni düşündüğümüz bir
tutum içinde oldukla-
rını da üzülerek göz-
lemlemekteyiz” eleşti-
risinde bulundu.
Çelebi, emek cephe-
sinin eylemlerinin bu
hafta içinde kamuoyuna
duyulucağõnõ açõkladõ.
Doğum sõrasõnda
bebeğin başõ koptu
Haber Merkezi - Aydõn’õn
Bozdoğan İlçesi’nde oturan 9 ay-
lõk hamile Selma Usul, (19) Na-
zilli Devlet Hastanesi’nde nöbet-
çi doğum uzmanõ Dr. Haluk Uç-
kan tarafõndan doğumhaneye alõn-
dõ. Bir süre sonra, Usul’un ölü do-
ğum yaptõğõ bildirildi. Usul aile-
si, bebeğin doğum sõrasõnda ba-
şõnõn koptuğunu iddia ederek,
doktor ve personel hakkõnda suç
duyurusunda bulundu.
aba Hasan Usul, normal doğum
sõrasõnda bebeğin kilolu olduğu-
nun anlaşõlmasõ üzerine sezaryen
geçildiğini savunarak, “Bu sıra-
da bebeğin rahimden başını çı-
karmasıyla sezaryen işlemi ya-
rıda kalmış. Sonrasında bebeğin
öldüğünü fark edilmiş. Eşimi
kurtarmak için de bebeğin ka-
fasının bedeninden ayırılarak
doğumun sezaryenle tamam-
landığı iddia ediliyor. Biz be-
beğin başının ölmeden önce ko-
parıldığını düşünüyoruz” dedi.
Hastane yönetimi, olayla ilgili
açõklama yapmadõ. Sağlõk Ba-
kanlõğõ’ndan yapõlan açõklamada
ise konuyla ilgili soruşturma baş-
latõldõğõ ve bir müfettişin Ay-
dõn’a göndenildiği bildirildi.
‘ANNEYİ KURTARMAK İÇİN KESTİLER’ İDDİASI
Holiganlar engelli
çocuğu yaraladõ
BURSA (Cumhuriyet) - Bur-
sa deplasmanõna giden Antalyas-
porlu holiganlar yoldan geçen
araçlarõ taşladõ. Taşlardan birinin
isabet ettiği 9 yaşõndaki otistik kõ-
zõn gözü kör oldu.
Dün oynanan Bursaspor-An-
talyaspor maçõnõ izlemek için
Antalyasporlu taraftar, İnegöl ya-
kõnlarõndaki bir akaryakõt istas-
yonunda durduklarõ sõrada yoldan
geçen araçlarõ taşlamaya başladõ.
Atõlan taşlardan biri, Şerif Ali
Kerme’nin kullandõğõ otomobilin
arkasõnda oturan otistik kõzõ 9
yaşõndaki Ebru Kermenin gö-
züne isabet etti. Hastaneye kaldõ-
rõlan talihsiz kõz, ameliyata alõn-
dõ. Ameliyat sonrasõ açõklama
yapan doktorlar, Ebru’nun sol
gözünde yüzde 90 görme kaybõ
oluştuğunu ve ileride kör kalma
ihtimalinin bulunduğunu söyledi.
Bunun üzerine sinir krizi geçiren
anne Fatma Kerme güçlükle sa-
kinleştirildi.
Öte yandan, akaryakõt istasyo-
nuna gelen İnegöl İlçe Jandarma
ekipleri, tanõklarõnõn ifadesi ve is-
tasyondaki bulunan güvenlik ka-
merasõ görüntülerinden tespit et-
tikleri 3 kişiyi gözaltõna aldõ.
ANTALYASPOR YANDAŞLARI ARAÇ TAŞLADI
ABDIrak’tançekilirken,‘yakõnişbirliğiyaptõğõ’binbeşyüzkişiyidegötürmeyehazõrlanõyor
2.‘işbirlikçi operasyonu’gündemde
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Irak’ta-
ki askerlerini 2011 yõlõna kadar çekmesi ke-
sinleşen ABD’nin, işgalden bu yana “işbirliği”
yaptõğõ yaklaşõk 1500 Iraklõyõ beraberinde gö-
türmek için çalõşma başlattõğõ öğrenildi.
ABDi, Irak’a ilişkin uzun dönemli stratejisinin
yerel dayanak noktalarõnõ da oluşturmaya baş-
ladõ. Bu çerçevede, ABD’nin ilk olarak, 2003
yõlõndaki işgalden bu yana “yakın işbirliği”
yaptõğõ Iraklõlarõ güvence altõna almak için gi-
rişim başlattõ. Ancak, bu girişimin kapsamõnõn
genişletilmemesi için ağõrlõklõ olarak gayri
resmi yollarõn uygulamada olacağõ belirtildi.
Irak’tan çekildikten sonra bu kişilerin doğrudan
hedef duruma gelebileceği kaygõsõnõ taşõyan
Washington yönetiminin 1996’daki gibi bir tah-
liye operasyonu başlatabileceği öğrenildi.
Washington yönetiminin tahliye operasyonu
içine alacağõ Iraklõlarõn özellikle istihbarat ve
güvenlik konularõnda ABD ile yakõn işbirliği ya-
pan kişilerden oluşacağõ, bu kişilerin, 2003’te-
ki işgalden sonra çokuluslu güçlerin Irak’taki
uygulamalarõna ilişkin “çok şey bildiği” ve bu
nedenle de güvence altõna alõnmalarõnõn ABD
açõsõndan stratejik önem taşõdõğõ belirtildi.
1991’den 1996’ya kadar Irak’õn kuzeyinde
kurulan Çekiç Güç’ün Askeri Koordinasyon
Merkezi Karargâhõ ve sivil toplum örgütleri 5
bine yakõn peşmergeyi eğitime tabi tutmuştu.
30 Ağustos 1996’da Saddam Hüseyin’e bağ-
lõ birliklerin Erbil’e girmesinden sonra CIA, peş-
mergeleri bölgeden tahliye etmiş ve Guam Ada-
sõ’na götürerek eğitimden geçirmişti. Daha
sonra 1997’nin sonlarõndan itibaren parça par-
ça bölgeye getirilen peşmergeler, 2003’teki iş-
gal sürecine etkin destek vermişlerdi.
EMEKÇİLER YİNE ALANLARA ÇIKTI
Kocaeli’nin Gebze ilçesinde, Gebze Sen-
dikalar Birliği tarafından, zam, işsizlik ve
krizi protesto etmek amacıyla miting dü-
zenlendi. Mitingde konuşan Gebze Sen-
dikalar Birliği Dönem Başkanı Şerafettin
Koç, “Bugüne kadar krizlerin faturasını
dar gelirliler ödemiştir. Şimdi de krizi ba-
hane ederek işçinin parasına göz diken-
ler, krizin faturasını işçiye ödetmeye ça-
lışanlar var” dedi. Denizli’de de Türk-İş
Denizli İl Temsilciliği tarafından, “işsiz-
lik ve işten çıkarmaları protesto” etmek
amacıyla Delikliçınar Meydanı’nda miting
düzenlendi. TEKSİF Sendikası Denizli Şu-
besi Başkanı ve Türk-İş İl Temsilcisi Re-
cep Oktay, tekstilin anavatanı Deniz-
li’de, 8 tekstil fabrikasının kapandığını, iş-
çilerin 6 aydır maaş alamadığını söyledi.
İran, Kandil’e
bomba yağdırdı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Görev süre-
si dolan ve iki hafta önce Türkiye’den ayrõlan
Ross Wilson’õn yerine ABD’nin Ankara Bü-
yükelçiliği’ne atanan James Jeffrey dün An-
kara’ya geldi. Esenboğa Havalimanõ’nda
Türkçe olarak kõsa bir açõklama yapan Jeffrey,
yeniden Türkiye’de olmaktan dolayõ çok mut-
lu olduğunu söyledi. Jeffrey, 31 yõllõk çalõşma
hayatõnda birkaç defa Türkiye’de çalõştõğõnõ,
ilk önce Adana’da, daha sonra Ankara ve son
olarak yine Ankara’da 1999-2002 yõllarõ ara-
sõnda başmüsteşar olarak görev yaptõğõnõ an-
lattõ. Asker kökenli olan ve ordudan ayrõlma-
dan önce 1969-1976 yõllarõ arasõnda Vietnam
ve Almanya’da görev yapan Jeffrey, 1977’de
ABD Dõşişleri Bakanlõğõ’na girmişti. Jeffrey,
2002-2004 arasõnda Tiran Büyükelçiliği gör-
evini yürütmüş ve Irak’õn işgalinden sonra
2004-2005’te de Bağdat’ta iki numaralõ Ame-
rikalõ diplomat olarak çalõşmõştõ. Ardõndan
Dõşişleri Bakanõ Condoleezza Rice’õn Irak
danõşmanõ olan Jeffrey, geçen ağustosta ABD
Başkanõ George Bush’un ulusal güvenlik da-
nõşman yardõmcõlõğõna getirilmişti.
Yeni ABD elçisi
Ankara’ya geldi