01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 KASIM 2008 CUMARTESİ 6 HABERLER TÜYAP Kitap Fuarı yönetimi bu yı- lın konusunu 40. yılında 68 Kuşağı ola- rak belirlemekle iyi bir şey yaptı. Yazımın yayımlandığı 8 Kasım Cu- martesi günü saat 17.45-18.45 ara- sında ben ve Nihat Behram kitap fuarının salonlarından birinde Türkiye Yazarlar Sendikası’nın bir etkinliği ola- rak “Hep 68’li Olmak” başlıklı bir söy- leşide buluşacağız. Söyleşiyi TYS Başkanı, şair arkada- şımız Enver Ercan yönlendirecek. Bu tam anlamıyla bir sendika etkin- liği olacak. Nihat Behram 1974’te kurulan sen- dikanın kurucularındandır. Ben de 90’lı yıllarda iki dönem mes- lek örgütümüzün başkanlığını yap- mak onurunu yaşadım. 1968, başta Fransa ve Almanya ol- mak üzere, aralarında ülkemizin de bu- lunduğu birçok ülkede üniversite ağır- lıklı bir gençlik direnişinin tarihidir ve onun simgeleşmiş adıdır. Gençliğin devrimci ve yenilikçi bir eylemi, başkaldırısıdır.. Türkiye 1968’inde emperyalizm kar- şıtlığı özellikle belirgindir. Emperyalizm karşıtlığı doğal olarak yurtseverliği ve toplumculuğu içerir. Bu nedenle de Türkiye 1968’i, anti- emperyalist, yurtsever, sosyalist bir gençlik hareketidir. Batı ülkelerindeki 68 hareketleriyle ortak özellikler taşısa da, onlardan farklı, ülkemizin koşullarına özgü yan- ları vardır. Ben 1968 kuşağından değilim. 68 kuşağı gençliğinden birkaç yaş daha büyüğüm. Onların ağabeyi konumun- dayım. Ve alçakgönüllü olmayı bir an bir yana bırakarak söyleyecek olursam, bu ağabeylik sadece yaşla da ilgili de- ğil. Benim de bir gençlik önderi olarak içlerinden biri olduğum 60’ların ilk yıl- larının devrimci üniversite gençliği, 1968’in ilk dalgasıdır ve bu anlamda da öncüsüdür. Bugün birlikte söyle- şecek olduğumuz dört yaş küçük kar- deşim Nihat Behram ise tam olarak bir 68’lidir. Hem de sadece yaşı bakı- mından değil, başta artık efsaneleşmiş “Darağacında Üç Fidan” olmak üzere yapıtları ve şiirleriyle de… 1968 ve öncesi arasındaki ayrım çizgisi nasıl çekilecek? 1960 yıllar gençlik hareketlerinin her iki evresini (60’ların ilk yıllarını ve 68 ku- şağını), 1960’ın az öncesinde Turan Emeksiz’in adıyla özdeşleşen gençlik direnişinden kopuk düşünemeyiz. Üniversite gençliğinin bu ilk direni- şiyle 1968 arasındaki birleştirici halka, Türkiye İşçi Partisi’nde ve Fikir Ku- lüpleri’nde bir araya gelen devrimci üni- versite gençliğidir. Bu anlamda da, 1960’tan az önce başlayarak 12 Mart 1971 muhtırasına kadar yaşanan süreçlerdeki gençlik di- renişleri, aralarındaki ayrımlara, dö- nemsel farkların da sonucu olan fark- lılıklara karşın, bir bütünün parçalarıdır. Bu, gençliğin devrimci enerjisidir. Sa- vımı şöyle de dile getirebilirim: Deniz Gezmiş 1960 öncesinin bir üniversite öğrencisi olsa Turan Emeksiz olurdu. Aynı olgunun benzeri Turan Emeksiz için de geçerlidir… Günümüzde 68’in neresindeyiz? O yıllardaki 68’liliklerinin de ne ol- duğu belirsiz, bugün iktidardaki siya- setin kuyrukçuluğunu yapan, 68’lilik nostaljisini gelire dönüştürmekte us- talaşan kimselerin 1968 ruhunu kü- çültüp kirletme çabalarına ibretle tanık oluyoruz. 1968’liliği yurtsever, emperyalizm karşıtı içeriğinden boşaltmaya çalı- şanlar bunlardır. Yurtseverliği, ulusal değerleri sa- vunmayı aşağılayan; emperyalizmin adını küreselcilik olarak allayıp pulla- yan, sosyalizmi modası geçmiş say- maya yeltenen bu gibi kimseler ve çev- reler 68’lilik sözcüğünü ağızlarına al- maktan utanmalıdırlar. 1968 ruhu, yurtseverlik, emperyalizm karşıtlığı ve sosyalizm ideali demektir. Halkların kardeşliği sloganı da halk- lar arasında bir ayrımcılığı değil, tam tersine, birlikteliği vurgular. Günümüzde 1968’lilik ruhunun can- lanmasına ülkemizin yine gereksinimi var. Gençliğin 1968 ruhuna yaraşan, dar grupçulukların sınırları içine sıkışmamış, bilinçli, birleşik, ortak eylemleri; yurt- severlik, bağımsızlık ve toplumsal ada- let ilkelerini öne çıkaran etkinlikleri, halk kitlelerinde de olumlu yansımalarını bu- lacaktır. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Hep 68’li Olmak [email protected] Faks: (0212) 343 72 64 CMYB C M Y B Perinçek’in avukatlarõ, Güney’in açõklamalarõnõn doğru olup olmadõğõnõn Gül’e sorulmasõnõ istedi İddianamede sona gelindiİstanbul Haber Servisi - Erge- nekon davasõnda, 27 Ekim’deki üçüncü oturumda okunmasõna baş- lanan iddianamenin son sayfalarõna yaklaşõldõ. İşçi Partisi Genel Başka- nõ Doğu Perinçek’in avukatlarõ, Tuncay Güney’in bir dergide yer alan açõklamalarõnõn doğru olup ol- madõğõnõn Cumhurbaşkanõ’ndan so- rulmasõnõ talep ettiler. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahke- mesi’nce Silivri Cezaevi içindeki duruşma salonunda görülen davaya 43 tutuklu sanõk getirildi. Cumhu- riyet Savcõsõ Mehmet Ali Pekgüzel, iddianameyi Kemal Kerinçsiz’in hukuki durumunun olduğu bölümden okumaya devam etti. Yaklaşõk 50 da- kika sonra sanõklar Fuat Turgut ve Hayrettin Ertekin’e ilişkin bölüme geçildi. Savcõ Nihat Taşkın ve Pek- güzel’in dönüşümlü olarak okuma- sõyla öğleden önce, 1982. sayfaya ge- lindi. Sanõk Fuat Turgut’un Hrant Dink davasõ sõrasõnda AB yönetici- leri ile bazõ yazarlar hakkõnda söy- lediği “Brüksel lahanası” gibi ha- karet içerikli ifadeleri okunurken, sa- londan gülme sesleri duyuldu. GÜL’E GÜNEY SORULSUN Oturuma öğleden sonra ise tu- tuklu sanõk Nusret Senem’le ilgili hukuki durumu içeren bölümün okunmasõyla devam edildi. Tutuklu sanõk İP Genel Başkanõ Doğu Pe- rinçek’in avukatõ Mehmet Cen- giz, mahkemeye dilekçe sunarak Tuncay Güney’in “Newsweek-Tür- kiye” adlõ dergideki açõklamalarõna dikkat çekti. Cengiz, “Anılan kişi- nin piyasada başkaca mülakatla- rı da yayımlanmaktadır. Bunlar- dan sonuncusu Newsweek’in 9 Kasım 2008 tarihli ikinci sayısın- da yayımlandı” dedi. Güney’in bu- rada, “Abdullah Gül beni aradı, MOSSAD başkanı Kanada’ya ge- lip benimle ilgili açıklamalar yap- tı” dediğini ifade eden Cengiz, “Tuncay Güney’in anlatımlarına itibar edilecekse ki iddianame bu- na itibar etmektedir, Güney’in bu ‘mülakatta’ yer alan beyanları da araştırılmalıdır” diye konuştu. Cengiz, Cumhurbaşkanlõğõ maka- mõna yazõ yazõlarak Gül’ün iddia edildiği gibi, son yõllarda Güney’i arayõp aramadõğõnõn sorulmasõnõ is- teyerek “Şayet aramışsa ne ko- nuştuklarının da sorulması gere- kir. Bu tertibi ortaya çıkarır. Gül aramamışsa da Güney’in ‘müla- katõna’ itibar edilemeyeceği anla- şılır” dedi. DAVA DURDURULSUN Kemal Kerinçsiz’in avukatõ Tol- ga Akalın, savcõlarõn dosyaya sun- duğu örgüt şemasõnda yüzlerce uz- laşmaz çelişkiler bulunduğunu be- lirtti. Perinçek’in hem ana örgütün teori, tasarõm ve planlama daire baş- kan yardõmcõsõ, hem lobi örgütünün iletişim ve propaganda departmanõ üyesi, hem de lobinin finansman de- partmanõ sorumluluğu ile itham edil- diğini söyleyen Akalõn, “Burada bir örneğini anlattığım durum sözde örgütün işleyişi ile iddianamede anlatılanlara göre taban tabana zıttır. Savcılık da örgütün şema- sının yeni çalışmalarla yeniden düzenleneceğini söylüyor. Bu du- rum karşısında yargılamaya CMK’nin 223/8. maddesi gereği durdurma kararı verilmelidir” dedi. Akalõn, savcõlõktan Ergene- kon soruşturmasõnõn hangi aşamada olduğunu, örgüt şemasõnõn netleşip netleşmediğinin sorulmasõnõ da istedi. TUNCAY GÜNEY KİTABI ÇIKTI Tutuklu sanõk Vedat Yenerer’in avukatõ Vural Ergül’ün Güney’in Fethullah Gülen’le ilişkisini anlat- tõğõ “Ergenekon’un Hahamı” ad- lõ kitabõ, dün Güncel Yayõncõlõk’tan çõktõ. Avukat Vural Ergül, duruşma sürerken, kitabõnõ imzalayarak tanõ- tõm yaptõ. KKTC’de eğitim atağı HÜLYA KESKİN Kuzey Kõbrõs Türk Cumhuriyeti (KKTC) “eğitim adası” olabilmek için ça- lõşmalarõnõ sürdürüyor. Toplam 6 üni- versitesi bulunan KKTC, dünyada ‘ta- nınmayan ülke’ konumunu uluslararasõ 6 üniversitesinde yetiştirdiği ve “kültür elçisi” olarak adlandõrdõğõ öğrencileriyle silmeyi amaçlõyor. KKTC-Kuzey Kõbrõs Türk Cumhuriyet (KKTC) Yüksek Öğretim Planlama, De- netleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu (YÖDAK), ülkedeki üniversiteleri tanõtmak amacõyla “Eğitim Adası KKTC” adlõ 4 günlük basõn programõ dü- zenlendi. Girne Amerikan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nilgün Sarp, “Biz KKTC’yi ancak üniversitelerle tanıta- biliriz. Öğrencilerimiz bizim kültür elçilerimiz” dedi. Doğu Akdeniz Üni- versitesi Rektörü Prof. Dr. Ufuk Taneri ise “Öğrencilerimiz buradan proje ve konferanslarla dış dünyaya açılıyorlar. Akademik dünyada ambargo olamaz” dedi. Uluslararasõ Kõbrõs Üniversitesi’nin Rektörü Prof. Dr. Mehmet Ali Yükselen de öğrenci memnuniyeti odaklõ kaliteli eği- tim vermeyi amaçladõklarõnõ vurguladõ. ODTÜ Kuzey Kõbrõs Kampusu Rektörü Prof. Dr. Turgut Tümer, ODTÜ diplo- masõ ile ODTÜ Kuzey Kõbrõs Kampusu diplomasõ arasõnda hiçbir fark olmadõğõ- na dikkat çekti. En donanõmlõ ve büyük kütüphanesiyle dikkat çeken Yakõn Do- ğu Üniversitesi ise bilgiye erişim için tüm olanaklarõnõ seferber etmiş durumda. Lefke Avrupa Üniversitesi 35 ayrõ ülke- den gelen toplam 4 bin öğrencisiyle “glo- bal bir üniversite” olmayõ hedefliyor. Farklı ülkelerden öğrencileri ağırlayan KKTC ambargoyu eğitimle aşıyor. Çocuk yaşta evliliklere karşı kampanya İstanbul Haber Servisi - Sos- yal Demokrasi Vakfõ (SODEV), AKP’nin, hâkim kararõyla evlen- me yaşõnõn 14’e indirilmesini ya- salaştõrma girişimlerine karşõ “Ev- lilik değil, evcilik. Bırakın çocuk kalsınlar” kampanyasõ başlattõ. SODEV, evlenme yaşõnõn 16’dan 14 yaşõna indirilmesi yerine, 18’e çõkarõlmasõnõ amaç edinen kam- panya ile “köleliğin modern bi- çimi” olarak tanõmlanan çocuk yaşta evliliğe karşõ yerel yöne- timlerin desteğini bekliyor. Kam- panya direktörü Atilla Aydemir, kampanyayõ, Diyarbakõr ve Şan- lõurfa ile İzmir’de eşzamanlõ ola- rak başlattõklarõnõ belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle