27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 16 KASIM 2008 PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN ‘6 Ay’ ve ‘Mustafa’ [email protected] Sevgili, Çok az kitabın zamanı, Alev Coşkun’un Cumhuriyet Kitap- ları’ndan yeni çıkan“6 Ay”ı ka- dar cuk oturmuştur. Mustafa Kemal’in Samsun’ndan önce- ki az bilinen bu dönemini (13 Ekim 1918 – 16 Mayıs 1919) okumayı merakla bekliyordum. Son yıllarda Mustafa Ke- mal’e irtica cephesinden yö- neltilen eleştirilere, “numaracı cumhuriyetçiler” ile Tayyip des- tekçisi “lumpen liberaller”inki- ler de eklenince, gergin ve tar- tışmalı bir ortam zaten doğ- muştu. Alev Coşkun’un kitabı, buna ek olarak Can Dündar’ın, “Mustafa”sının yarattığı tepki- lerin, suçlamaların, tartışma- ların birbirini izlediği bir ortam- da çıktı ve yukarıda da belirtti- ğim gibi “cuk oturdu”. Geçen pazar sana, Mustafa Kemal Atatürk’ün benim için ne anlam ifade ettiğini, neleri sim- gelediğini yazmış, kendisine cumhuriyeti, laikliği, çağdaşlı- ğı arama özgürlüğünü borçlu olduğum bu varlığın özel ya- şamının beni hiç mi hiç ilgilen- dirmediğini ifade etmeye ça- lışmıştım. Bu yüzden, Mustafa filminin doğurduğu kimi tartışmaları hiç anlayamadım. Filmi biraz gecikmiş olarak bu çarşamba gördüm. Eğer, hemen hemen hepsini okuduğum veya TV’de dinlediğim bu denli büyük eleş- tirilere yol açmış olmasaydı, merak edip izleyecek de de- ğildim. Doğrusu Can Dündar’ın Mustafa Kemal’i nasıl algılayıp yorumladığı beni fazla ilgilen- dirmediğinden (kendisini önem- semediğim anlamını çıkarma buradan) Can Dündar gözüyle Mustafa “belgeseli” de benim için çok önemli değildi. Mustafa Kemal’in içkisi, sig- arası, gönül maceraları, kadın- larla ilişkileri benim için hiçbir anlam ifade etmiyordu. Belki bir tek Latife Hanım ile evliliği, burjuvaziye ve çağdaş burjuva yaşam biçimine bakışı açısın- dan önem arz edebilirdi. Can Dündar’ın ömrünün son yıllarında, hastalık dönemin- de, Atatürk’ü enterne edilmiş bir adam gibi göstermesine karşı çıkanların ne kadarının Çanka- ya nöbet defterlerinin içeriğin- den haberdar olduğunu bilmi- yorum; yine Can Dündar’ın Mustafa’nın yalnızlığı konu- sundaki yorumlarını da, kendi görüşü olarak görüyorum ve yorum özgürlüğü olduğunu dü- şünüyorum. Kısacası, filmi izlerken, ya- nımdakilere eleştirilerin çoğu- nu haklı kılacak nedenlerin tü- münü bulamadığımı söyledim. Filmi beğenip beğenmedi- ğim, sevip sevmediğim konu- sunda da, film eleştirmeni ol- madığım için bir şey söyleyecek değilim. Ama bazı noktalarda, Can Dündar’ın “Mustafa”yı anlatır- ken, Atatürk’ün anlamını sap- tıracak, yanlış anlamalara yol açabilecek bazı önemli yanlış- ları olduğu için o noktalara de- ğinmek istiyorum. Alev Coş- kun’un mutlaka okumanı tav- siye ettiğim “6 Ay”ı da işte bu noktada büyük önem kazanı- yor. Filmin bir yerinde, Mustafa Kemal’in, Samsun’a 3. Ordu müfettişi olarak tayini olayı an- latılırken, Mustafa Kemal Pa- şa’nın sözlerine atıfta buluna- rak, Vahdettin’in, eski yaveri- ni görevlendirirken, elini tarih ki- tabının üstüne koyarak söyle- diği sözlere yer veriliyor: - Paşa, memlekete çok hiz- metler yaptın, bu sefer yapa- cağın hepsinden büyüktür... Bu sözleri tek başına ele alınca, kimi çevrelerin Mustafa Kemal’i Anadolu’ya Kurtuluş Savaşı’nı başlatıp, vatanı kur- tarması için gönderdiği yolun- daki tezine hak verir gibi ola- bilirler konuyu iyi bilmeyenler. Oysa bu Samsun’a gidiş ola- yının 21 Nisan 1919 Pazartesi günü İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe’un verdiği nota ile başladığını anlatan “6 Ay” da, her şey başlangıcından sonuna, Mustafa Kemal’in Samsun’a çıktığı 19 Mayıs’tan yalnızca 50 gün sonra, Sultan Vahdettin’den onaylı ölüm ce- zasına çarptırılmasına kadar olayın nasıl geliştiği açıkça an- latılıyor. Onları okuduktan sonra Mus- tafa Kemal’in Samsun’a gidiş öyküsü, burada Vahdettin’in rolü ve emeli daha kolay anla- şılıyor. Yani “Altı Ay”, Samsun’a gi- diş olayını daha belgeli daha açık anlatıyor. Keşke Can Dündar’ın yapıtı da böyle olsaydı da çoğu kişi- yi kızdıran, kimilerinin arkasın- da art niyet aradıkları (ben ol- madığı kanısındayım) bu yan- lış anlaşılma olmasaydı. Ayrıca, 3 Mart 1924 günü Tevhid-i Tedrisat Yasası ile birlikte getirilen hilafetin kaldı- rılması, Evkaf ve Şeriye vekâ- letlerinin ve de Genelkurmay vekâletinin ilgası olayının, biraz şaka yollu da olsa, Mustafa’nın kendisini tokatlamış olan Kay- mak Hafız’dan aldığı intikam olarak yorumlanması, hiç de Can Dündar’a yakışmayan bir hafiflik olduğu kadar, Türki- ye’de ta Osmanlı dönemine kadar dayanan laikliğin geliş- mesinden hiç de haberdar olunmadığının da bir göstergesi gibi duruyor. Can Dündar’ın belgeselinin Mustafa Kemal’i gökten yere indirdiğini söyleyenler var. Keş- ke öyle olsaydı ama ne yazık ki, değil. Öyle olabilmesi için, Mustafa Kemal’in Batılılaşma ve çağ- daşlaşmanın tarihi süreci içinde ele alınıp, kendinden önceki re- form girişimleriyle kıyaslayarak, onlarla bağlantıları ve etkilen- meleri de belirtilerek yerine otur- tulması gerekirdi ki, o da yok. Mustafa için söyleyeceklerim Sevgili bundan ibaret. “6 Ay”ı ise zamanı geldiğinde tekrar ele alacağım. Çünkü üzerinde du- rulması gerekli, ciddi bir yapıt. Y O Ğ U N B A K I M D A Hacaloğlu kalp krizi geçirdi İstanbul Haber Servisi - CHP Genel Sekreter Yardõmcõ- sõ ve İstanbul Milletvekilli Al- gan Hacaloğlu önceki gece sa- at 02.00 sõralarõnda kalp krizi ge- çirdi. Şişli F l o r e n c e Nightingale Hastanesi’ne kaldõrõlan ve anjiyo yapõ- lan Hacaloğ- lu’nun bilin- cinin açõk ol- duğu ve yo- ğun bakõm servisinde tedavisine de- vam edildiği belirtildi. Hastaneden yapõlan açõkla- mada, Hacaloğlu’nun 24 saat gö- zetimde tutulduktan sonra teda- vi şekline karar verileceği ifade edildi. Merkez sağõn ‘baraj altõ’ partilerinden Demokrat Parti 9. Olağan Kongresi yapõldõ Soylu yeniden seçildi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - DP’nin 9. Olağan Kon- gresi’nde Süleyman Soylu, 922 delegenin oyuyla yeniden genel başkanlõğa seçildi. Atatürk Spor Solunu’nda ger- çekleştirilen kongrede Genel Baş- kan Süleyman Soylu’nun yanõ sõra Genel Başkan Yardõmcõsõ Nevval Sevindi, Tansu Çiller ka- binesinde yer alan Refaiddin Şa- hin, Cemal Önez, Ramazan Yazgan ve Nuri Efe de genel başkanlõğa aday oldu. Partililer sa- lona gelişi sõrasõnda Genel Başkan Başdanõşmanõ Aydın Mende- res’e ise yoğun sevgi gösterisin- de bulundu. DP 9. Olağan Büyük Kongresi’ne Sağlõk Bakanõ Recep Akdağ’õn yanõ sõra eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanõ Ali Müfit Gürtuna ile geçen dö- nem AKP’den milletvekili olan DP kökenli isimlerden, Mehmet Dülger’in de katõlmasõ dikkat çekti. Kürsüde fenalaşan Soylu, konuşmasõnõ güçlükle sürdürür- ken, “Bu heyecana ben daya- namıyorum, AKP nasıl daya- nacak” dedikten sonra bir süre oturarak dinlendi. Baygõnlõk ge- çiren Soylu’ya danõşmanlarõ mü- dahale etti. Bu sõrada DP tarihini anlatan 5 dakikalõk sinevizyon gösterisi sunuldu. Daha sonra konuşmasõna devam eden ve AKP iktidarõnõn son 6 yõlõ “heba etti- ğini” belirten Soylu, milletin “Kı- rat”õ aradõğõnõ söyledi. Soylu, “Benim Demokrat Partim ba- rajlardır, elektriktir, yoldur. Benim Demokrat Partim Sü- leyman Demirel’dir, o yiğit ka- dın Tansu Çiller’dir. Benim Demokrat Partim yarınların iktidarıdır” diye konuştu. Golfçü paşa tartışması Soylu’nun Aktütün Karakolu baskõnõ sõrasõnda golf oynayan Hava Kuvvetleri Komutanõ Or- general Aydoğan Babaoğlu’nun ismini vermeden “DP işbaşında olsaydı o paşa azledilirdi” söz- lerine rakipleri Nevval Sevindi ve Refaiddin Şahin tepki gösterdi. Yapõlan seçimlerde 993 geçerli oydan 922’sini alan Soylu, ilk tur- da genel başkan seçilirken Se- vindi’ye 32, Şahin’e 26, Nuri Efe’ye 12, adaylõktan çekildiğini açõklayan Ramazan Yazgan’a 1 oy çõktõ. Cemal Önez ise oy ala- madõ. Kongrede bugün Genel İdare Kurulu, Merkez Karar Ku- rulu ve Yüksek Haysiyet Divanõ üyelikleri için seçim yapõlacak. Kürsüde fenalõk geçiren Soylu, yaptõğõ konuşmada AKP’nin son altõ yõlõ heba ettiğini belirtti. Soylu kongrede kullanõlan 993 geçerli oydan 922’sini aldõ. SHÇEK GENEL MÜDÜRÜ BARIŞ ‘Eylemci çocuklar için parayardımıyapıyoruz’ AYŞE SAYIN ANKARA - TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme Komisyo- nu’na bilgi veren Sosyal Hiz- metler ve Çocuk Esirgeme Ku- rumu Genel Müdürü İsmail Barış’õn Güneydoğu’da gü- venlik güçlerine “taş atan” eylemci çocuklarõ kazanmak için ailelerine 325-330 YTL para yardõmõ ya- põldõğõnõ açõkla- masõ tartõşmaya neden oldu. AKP’li Halide İncekara, “350 YTL almak için benim ço- cuğum da polis mi taşlasın” di- ye tepki göste- rirken, Barõş, “resen koru- maya alsak, dünya üzerimi- ze çullanır” açõklamasõ yaptõ. TBMM İnsan Haklarõnõ İn- celeme Komisyonu’na geçen hafta gelerek Hüseyin Üz- mez’in taciz ettiği B.Ç. ve York Düşesi Sarah Fergu- son’un çocuk yurtlarõnda çek- tiği görüntülerle ilgili bilgi ve- ren İsmail Barõş, milletvekille- rinin “eylemci çocuklara” iliş- kin sorularõnõ da yanõtladõ. Ko- misyon tutanaklarõna göre Ba- rõş, çocuklarõ kazanmak için ciddi çalõşmalar yaptõklarõnõ bildirdi. Diyarbakõr’da “sokak çocuğu” değil, “sokakta çalı- şan çocuklar” olduğunu be- lirten Barõş, sözlerini şöyle sür- dürdü: “Bir üçüncü grup var ki çe- teler tarafından ve de bölücü gruplar, terör örgütleri tara- fından potansiyel eylem yap- mak için sokakta tutturulmaya ça- lışılan çocuklar. Ama bunu çok aleni bir şekilde ifade etmiyorlar ve çocuk hakları açısından imza- lamış olduğu- muz sözleşmeye uygun olarak biz orada çok güzel çalışmalar yapı- yoruz ama asla şu anlama gele- bilecek bir mü- dahalede bulun- muyoruz, hem ulusal hem uluslararası ka- muoyunda işte bu çocuklar terör örgütlerine destek olu- yorlar, bu çocukları koruma altına alalım. Aldıktan sonra da dünya kamouyunun üze- rimize çullanacağını bildiği- miz için biz bunu çok ustu- ruplu bir şekilde yapıyoruz. Başka türlü sosyal tedbirler- le o çocuklara ulaşıyoruz ama asla onları koruma altı- na almıyoruz.” AKP’li Halide İncekara, Barõş’õn açõklamasõna, “350 YTL almak için benim çocuğum da polis mi taşlasõn” diye tepki gösterdi. Salona eşiyle birlikte gelen Süleyman Soylu partililerle selamlaştı. Hacaloğlu. Asla elveda olmadı Haber Merkezi - İz- mir Konak Belediyesi laik Cumhuriyetin ku- rucusu Mustafa Ke- mal Atatürk’ün 70. ölüm yõldönümü anõ- sõna bir albüm kitap hazõrladõ. Büyük önder Atatürk’ün yaşamõnõn fotoğraflarla anlatõldõ- ğõ albüm “10 Kasım 1938 Veda” ismini ta- şõyor. “Zorunlu bir veda idi... Fakat asla elveda olmadı; olma- yacak!” temasõnõn iş- lendiği albüm; Ata- türk’ün ölümünün ar- dõndan Anõtkabir’e defnedildiği 10 Kasõm 1953 tarihine kadar olan süreci de “siyah- beyaz” karelerle an- latõlõyor. Konak Belediye Başkanõ Ali Muzaf- fer Tunçağ, ücretsiz olarak dağõttõklarõ al- bümle ilgili duygularõ- nõ şu cümlelerle ak- tardõ: “Düşünceleri, eser- leri, mirası ve yol gös- tericiliğinin devam etmesi, bütün Türk milleti için her gün daha güçlenerek en inanılır rehber olma- sı, Atatürk’e ‘Elve- da’ diyemeyeceğimi- zin en önemli kanıtı- dır.” Konak Belediyesi’nin hazırladığı albüm kitap.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle