29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 OCAK 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Din kültürü dersinde Sünnilik aşılandığına dikkat çeken öğretmene katmerli soruşturma 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Alevi tahammülsüzlüğü ZEYNEP ŞAHİN Unakıtan “İsterse”mi, Yoksa “Sıkıysa” mı Demek İstedi? Siz bu sabah, AKP ve onun yandaş medyasında, türban konusunda Erdoğan ile Bahçeli arasında sağlanan uzlaşmanın “hak ve özgürlükler açısından yapılan bir değerlendirmenin sonucu olduğu” üzerine, kim bilir kaç yazı ve yorum okuyacaksınız? Ama ben, referansını dinsel görüşlere dayandırmak isteyen iktidar partimiz ile, 60’lı yılların “Tanrı Dağı kadar Türk; Hira Dağı kadar Müslüman”lık görüşünü yeniden sahiplenmek isteyen MHP’nin arasındaki uzlaşmanın, en azından AKP açısından nasıl bir yutturmaca olduğunu cümle âleme ilan eden Unakıtan’ın YÖK’ü nasıl yok saydığından söz edeceğim. Şu önceki gün başkentteki 5 yıldızlı bir otelin toplantı salonunda ve bir kahvaltı masasında açık bırakılmış bir mikrofondan tüm dünyaya yayılan o cesur sözleri nedeni ile Maliye Bakanı’nı kutlayacağım. Tuğba Özay tahliye edildi ? İstanbul Haber Servisi “Rulet Operasyonu’’ soruşturması çerçevesinde 167 gündür tutuklu bulunan ve tahliyesi kararlaştırılan Tuğba Özay, cezaevinden çıktı. Özay, gazetecilerin duygularını sorması üzerine, “Yaşasın özgürlük. Çok mutluyum’’ dedi. Özay’ın, tahliye kararını duyunca kısa bir süre baygınlık geçirdiği öğrenildi. Öte yandan operasyon kapsamında aralarında “Susurluk Davası’’ hükümlüsü Yaşar Öz ile manken Tuğba Özay’ın da bulunduğu 51 sanık hakkında 1.5 ile 264.5 yıl arasında değişen hapis cezası istemiyle dava açıldı. Özay dışında 5 kişi de tahliye edildi. ANKARA Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), “din kültürü dersi kitaplarının Sünni bakış açısıyla hazırlandığı ve kültür dersinden çok İslamiyeti öğretme aracı niteliği taşıdığı” tespitlerini yapan din kültürü öğretmeni Mustafa Cemil Kılıç hakkında bu kez merkezden ikinci soruşturma başlattı. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in oluruyla sorgulama yapan müfettişler, Kılıç’tan “Alevilik açısından neden kitapları incelediği ve neden Aleviliğin kitaplarda yer bulmadığını söylediği” hakkında bilgi istedi. Eğitimİş İstanbul Fatih İlçe Temsilciliği Başkanı, Din Kültürü Öğretmeni Mustafa Cemil Kılıç, MEB’in ilk ve ortaöğretim kademesindeki din kültürü ve ahlak bil ? İlk ve ortaöğretim kademesindeki din kültürü ve ahlak bilgisi ders kitaplarını inceleyen öğretmen Kılıç hakkında önce İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce soruşturma açıldı. Kılıç daha sonra da Bakan Çelik’in oluruyla gönderilen müfettişler tarafından sorgulandı. gisi ders kitaplarını incelemiş ve tespitlerini raporlaştırmıştı. Kılıç’ın çalışması, gazetemizde 3 ayrı haber olarak yayımlanmıştı. Kılıç, din kültürü kitaplarında “Aleviliğe yer verilmediğini, Aleviliğin ‘tasavvufi yorum’ olarak öğretildiğini, kitapların Sünni bakış açısıyla hazırlandığını ve bir kültür dersi olmaktan çok Sünni İslamiyeti öğretme amacı taşıdığını, ayrıca Atatürk’ün din ile ilgili sözlerinin çarpıtıldığını, kitapların bilimsellikten uzak olduğunu ve türban telkininde bulunulduğunu” ortaya koymuştu. Kılıç’ın bu tespitleri ise MEB’i rahatsız etti. İlk olarak, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce hakkında soruşturma açılan Kılıç’a, “yaptığı çalışmanın mezhep ayrımcılığına girdiği” suçlaması yöneltilmişti. Bu soruşturmanın gazetemizde duyurulmasının ardından, Kılıç’ın soruşturmasını doğrudan bakanlık yürütmeye başladı. Gönderilen müfettişlerin Kılıç’a yönelttiği sorular arasında şunların bulunduğu öğrenildi: “Neden ders kitapları hakkında rapor hazırladın? Kitapla ‘TÜRBAN TELKİNİ VAR’ rı niçin mezhep temelli inceledin? Neden kitapların Sünnilik doğrultusunda olduğunu iddia ettin? Raporu neden ve nasıl Cumhuriyet gazetesine verdin? İlköğretim 8. sınıf din kültürü ve ahlak bilgisi kitabında örtünme ve türban telkini yapıldığını neden ileri sürdün? Atatürkçülükle ilgili konuların yetersizliğini neye dayanarak ileri sürdün?...” Eğitimİş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli, Kılıç’ın çalışmaları sendikanın isteği üzerine yaptığının altını çizerek kamuoyuna da yine sendikanın isteğiyle, sendika adına açıklandığını belirtti. Adıbelli, “Yanıtları disiplin cezasına esas olamayacak olan sorular, soruşturmanın niyeti konusunda kuşkularımızı arttırmıştır” dedi. ‘KUŞKULARIMIZ ARTTI’ Bir Balyoz Gibi... Dünkü “Cumhuriyet”te okumuş olmalısınız. 2007 yılı bütçe uygulamalarıyla ilgili basın toplantısı öncesinde bakan ile bürokratları kahvaltılı bir sohbet yapıyorlar. O sohbet sırasında 657 sayılı yasaya tabi olması gereken Maliye Müsteşarı, tam bir politikacı gibi görüş açıklıyor. Söyledikleri arasında bir de “Yeni YÖK Başkanı’nın havası değişmiş. Gayet güzel sözler söylüyor” değerlendirmesi var. Müsteşar Bey, sanırım bu görüşünü YÖK Başkanı Prof. Özcan’ın 14 Aralık günü TBMM Başkanı’nı ziyareti sırasında, adeta bir özdeyiş gibi belleklerimize çakılan Başbakan’ın o “Aman Hocam. Bir şey söylersin, ipimizi çekerler” nasihati ile bağlantılı olarak açıklıyor. Maliye Bakanı ne diyor? Bakan’ın yanıtı iki tümceden oluşuyor ama, adeta bir balyoz ağırlığında, anayasanın hem 104 hem de 130. maddelerinin üstüne düşüyor. Unakıtan, atanması sadece cumhurbaşkanının yetkisinde bulunan Yüksek Öğrenim Kurulu Başkanı için, “İsterse söylemesin” diyebiliyor. Bu yanıt, sadece o kahvaltı masasında bulunan irili ufaklı bürokratlar arasında kalsa, kimsenin ve özellikle medyanın haberi olmayacak. Ama galiba, YÖK Başkanı’nın şansı. Tıpkı 14 Aralık konuşmasında olduğu gibi, 23 Ocak söyleşisinde de masada açık unutulmuş bir mikrofon, YÖK Başkanı’nın kaderinin, siyasal iktidarın iki dudağı arasına hapsedildiğini cümle âleme yayıyor. Yusuf Ziya Özcan, hem Erdoğan’ın verdiği ilk derse uyarak, hükümetin ipini çektirecek şeyler söylemekten kaçınacak, hem de Maliye Bakanı’nın kendi bürokratlarının yüzüne, ama YÖK Başkanı’nın arkasından yaptığı o “isterse söylemesin”li tehdidi unutmayacak. Yani sabahtan akşama dek, beş vakit hükümet için güzel şeyler söyleyerek başında bulunduğu yükseköğrenim kurumlarını, siyasi erk ile ters düşürmemeye özen gösterecek. İ S M A İ L CEM ÖLÜMÜNÜN BİRİNCİ YILDÖNÜMÜNDE TÖRENLERLE ANILDI Okulda dayağa tepki ? İstanbul Haber Servisi Liseli Gençlik üyesi bir grup öğrenci, Şişli Endüstri Meslek Lisesi’nde Alevi olduğu gerekçesiyle dayak yediği ileri sürülen Burak Tibar’a destek vermek amacıyla okul önünde basın açıklaması yaptı. Öğrenciler adına basın açıklamasını okuyan Ünal Çimen, “atılan her tokadın öğrencileri okuldan uzaklaştırdığını, sorgulayan gençler üzerinde baskı kurulmak istendiğini” söyledi. Açıklamanın ardından gruptakiler, bir süre slogan atarak dağıldılar. Sevenleri unutmadı İstanbul Haber Servisi Eski Dışişleri bakanlarından İsmail Cem, ölümünün birinci yıldönümünde ailesi, yakınları ve dostları tarafından, Zincirlikuyu’daki mezarı başında düzenlenen törenlerle anıldı. İsmail Cem için ilk tören ailesi tarafından, ikinci tören ise Şişli Belediyesi tarafından düzenlendi. Cem için düzenlenen törenlere Cem’in eşi Elçin, oğlu Kerim, kızı İpek Cem Taha, eski Kültür bakanlardan Ercan Karakaş, Dışişleri Bakanlığı’nı temsilen Büyükelçi Yaman Başkut, eski Yeni Türkiye Partisi (YTP) İstanbul İl Başkanı Mehmet Ali Oğuş’un yanı sıra dostları ve arkadaşları katıldı. Cem’in ailesinin düzenlediği anma töreni, dua okunması ile başladı. Törende bir konuşma yapan İsmail Cem’in kızı İpek Cem Taha, bugünün kendileri için özel bir gün olduğunu belirtti. Cem’in oğlu Kerim Cem de babasını çok özlediğini dile getirerek “Ama arkasından iyi bir isim, hoş bir seda bıraktığı için çok mutluyuz. Babamı unutmayıp katılanlara teşekkür ederim” diye konuştu. Cem’in ZincirŞişli Belediyesi’nce likuyu’daki mezadüzenlenen törene rı başında anma katılan Şişli Beleditöreni düzenlendi. ye Başkanı Mustafa Sarıgül de İsmail Cem’in “Dönenler dönsün, biz dönmeyiz” sözünü hiçbir zaman unutmayacağını söyledi. Ercan Karakaş ise Cem’i her yıl hem mezarı başında hem de toplantılarda anacaklarını, onun düşüncelerinin gelecek kuşaklara ışık tutacağını belirtti. Öte yandan İsmail Cem, ölümünün birinci yıldönümünde CHP Genel Merkezi’nde de düzenlenen bir panelle anıldı. Anma törenine, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Dışişleri Bakanı Ali Babacan Avrupa Birliği Genel Sekreteri Büyükelçi Oğuz Demiralp, CHP Genel Başkan Yardımcıları Onur Öymen, Mustafa Özyürek, gazeteciler Can Dündar ve Haluk Şahin ve çok sayıda davetli katıldı. Panel öncesi İsmail Cem’in hayatından kesitler anlatan bir sinevizyon gösterimi de gerçekleştirildi. Dink Vakfı’na tehdit ? İstanbul Haber Servisi Uluslararası Hrant Dink Vakfı yönetimi, ölümle tehdit içeren elektronik posta aldıkları gerekçesiyle avukatları Fethiye Çetin aracılığıyla savcılığa başvurdu. Çetin, Şişli Cumhuriyet Savcılığı’na verdiği dilekçede, bir süre önce kurulan vakfa, 20 Ocak 2008 tarihinde ölümle tehdit, hakaret, suç ve suçluyu öven bir elektronik posta gönderildiğini anlattı. M. Kemal Yenigün imzasıyla gönderilen elektronik postada, ırkçı, ayrımcı düşünce ifadelerinin yer aldığı ve insan haklarına aykırı olarak Dink’i öldürenlerin övüldüğü kaydedildi. Kısa ve öz tehdit... Aksi halde başına gelebilecekleri, Maliye Bakanı o “isterse”li tümce ile anlatmış oluyor. Osmanlıca da bu anlatım biçimine “veciz ve muhtasar” denilirdi. Yani kısa ve öz. O kısa ve öz olarak anlatılmak istenilenin ne olduğunu açarsak, yolumuzu Çankaya’ya kadar uzatmamız mı gerekecek? Dahası, Maliye Bakanı’nın o “isterse söylemesin”li açıklaması Sayın Cumhurbaşkanı’nı da kapsama alanına alan bir yaptırım olarak mı, siyasi tarihimizin 24 Ocak 2008 günlü ajandasına kaydedilecek? O kayıt bölümünde, 300 milyon YTL kaynak yaratarak öğretim üyelerinin “gülüp oynayacakları”nı içeren sözler de yer alacak mı? Yazının ilk paragrafında, AKP ve MHP’nin üniversitelerde türbanla öğrenim görülebilmesini sağlayacak anayasa değişimini “hak ve özgürlükler”le değerlendirdiklerinden söz etmiştim. Öğrencileri haklardan ve özgürlüklerden yararlandırmayı amaçladığına inanmak için, önce YÖK Başkanı ve öğretim üyelerinin haklarına ve özellikle bilim özgürlüklerine nasıl baktıklarını anlamak isteyenler, başkentteki otelin açık mikrofonundan yapılmış olan korsan yayını izlemeliler. Komsuoğlu uğurlandı Atatürk devrimlerine ve cumhuriyete bağlılığıyla tanınan, Marmara depreminin ardından yıkılan Kocaeli Üniversitesi’ni yeniden ayağa kaldıran üniversitenin eski Rektörü Prof. Dr. Baki Komsuoğlu, dün son yolculuğuna uğurlandı. Komsuoğlu için Kocatepe Camisi’nde düzenlenen cenaze törenine 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, TBMM Başkanı Köksal Toptan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz ve çok sayıda siyasetçi katıldı. Dün gerçekleştirilen Üniversitelerarası Kurul Toplantısı başlangıcında da Komsuoğlu’nun anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Kurul üyeleri, daha sonra toplantıya ara vererek Baki Komsuoğlu’nun Kocatepe Camisi’ndeki cenaze törenine gittiler. Törene katılanlar zaman zaman gözyaşlarını tutamadı. Komsuoğlu’nun cenazesi daha sonra Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi. (Fotoğraf:AA) Trajik ölümden doğuma ? İstanbul Haber Servisi Geçirdiği menenjit hastalığı sonucu kaldırıldığı İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde beyin ölümü gerçekleşen ve makineye bağlı olarak yaşatılmaya çalışılan 27 haftalık hamile Yıldız Alçı, sezaryenle doğum yaptı. Alçı, Kadın Doğum Kliniği’nden Prof. Dr. Rıza Madazlı başkanlığındaki bir ekip tarafından ameliyata alındı. Sezaryenle dünyaya gelen bebeğin erkek olduğu ve yoğun bakım ünitesine alındığı bildirildi. Prof. Özcan’a gelince... Maliye Bakanı’nın o sözlerini yiyip yutmuş görünmeyi yeğlerse, bundan böyle kendisini ne Yüksek Öğrenim Kurumu’nun başkanı, hatta ne de bir öğretim üyesi olarak görsün... 657’lik bir memur gibi algılasın. Mesela, politikacıların ipini çektirtmekle görevli beşinci derecenin üçüncü kademesine bağlı sözleşmeli bir görevli olduğunu ilan etsin. Ama söylenenleri sindiremiyorsa paşa paşa eski kürsüsüne dönsün. ??? Burhan Kuzu’nun Açıklaması: 22 Ocak Salı günkü yazıda TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Burhan Kuzu’nun Ali Kırca’nın Siyaset Meydanı programında türbanlı kadın hâkimlere de sıra gelebileceğini söylediğini, Hürriyet gazetesinde Yalçın Bayer’in köşesinden alıntı yaparak yazmıştım. Prof. Kuzu, Show TV’deki tartışmada böyle bir açıklaması olmadığını söyledi. Durumu isteği üzerine hem okurlarıma hem de sevgili Yalçın Bayer’e duyuruyorum. AİHM’den mahkumiyet ? STRASBOURG (AA) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Diyarbakır’da yaşayan Muhyettin Osmanoğlu’nun, oğlu Atilla Osmanoğlu’nun 1996 yılında ‘’yargısız infaza kurban gittiği’’ iddiasıyla açtığı davada Türkiye’nin “etkili bir soruşturma yapmayarak’’ insan hakları ihlalinde bulunduğuna karar verildi. AİHM, Türkiye’nin mahkeme masrafları dahil Osmanoğlu ailesine toplam 105 bin Avro tazminat ödemesini istedi. Anma gününde dava ertelendi DİYARBAKIR/SAKARYA (Cumhuriyet) Diyarbakır’da Hizbullahçılar tarafından katledilen Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ve 5 polis memuru ölümlerinin 7. yıldönümünde törenlerle anılırken eyleme katıldığı iddiasıyla yargılanan şeriatçı terörist Bedran Salamboğa’nın ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi. 24 Ocak 2001’de Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan ile polis memurları Sabri Kün, Selahattin Baysoy, Mehmet Kamalı, Mehmet Sepetçi ve Atilla Durmuş’un şehit edilmesiyle ilgili davaya dün Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Tutuklu sanık Bedran Salamboğa’nın hazır bulunduğu duruşmada savcı esas hakkındaki mütalaasını sundu. Mütalaada, sanığın katıldığı Okkan suikastı dışındaki eylemler de sıralandı. Mahkeme heyeti, sanığın esas hakkındaki savunmasını hazırlaması için duruşmayı erteledi. CHP’DE ANMA ETKİNLİĞİ Gaffar Okkan. VEFAT Baromuz 13691 sicil sayısında kayıtlı RÜSTEM ÇOKGEZEN vefat etmiştir. Aziz meslektaşımızın cenazesi 25.01.2008 Cuma günü (bugün), Kireçburnu Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakip Yeniköy Mezarlığı’na defnedilecektir. Merhuma Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına ve Baromuz mensuplarına başsağlığı dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI AVUKAT Faks: 0 216 302 82 08 obirgit?ekolay.net İngilizceyi İngilizce kaynaklardan öğrenin... Westminster University ve Premier College sertifikalarına sahip, London School of Busness Administration’da master yapmış ÖĞRETMENDEN, BRITISH ENGLISH Gramer, derslere yardımcı, sınavlara hazırlık İş İngilizcesi (Business English) ve İngilizce iş görüşmelerine Interview hazırlık. Acıbadem / İstanbul 0 536 225 07 80 CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle