02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 OCAK 2008 ÇARŞAMBA 18 SPOR Terim ve ekibi, Avrupa Şampiyonası ile 2010 elemeleri için son bir aydır aralıksız çalışıyor Ulusalların ‘final’ mesaisi Fatih Terim. Spor Servisi İngiltere, İskoçya, Belçika gibi ülkelerin grup elemelerini aşamadığı 2008 Avrupa Şampiyonası Finalleri’ne katılma hakkı yakalayan ulusal futbol takımımız, haziran ayında yapılacak büyük organizasyonun hazırlıklarına ‘masa başında’ başladı. BosnaHersek maçı sonrası bir haftalık izin yaptıktan sonra Beylerbeyi’ndeki Milli Takımlar Evi’nde yardımcıları Müfit Erkasap, Metin Tekin, Oğuz Çetin ve Eser Özaltındere ile hem 2008 finalleri, hem de 2010 Dünya Kupası Elemeleri’nin takvimini masaya yatıran ulusal takımlar teknik direktörü Fatih Terim, İsveç başta olmak üzere Avrupa’nın önemli takımlarıyla hazırlık AYYILDIZLILARIN MAÇ TAKVİMİ 06.02.2008: Türkiyeİsveç (İstanbul) (ÖZEL MAÇ) 07.06.2008: Portekiz TÜRKİYE (Cenevre) (EURO 2008) 11.06.2008: İsviçre TÜRKİYE (Basel) (EURO 2008) 15.06.2008: TÜRKİYE Çek Cumhuriyeti (Cenevre) (EURO 2008) Metin Tekin ve Oğuz Çetin de 2008 finallerindeki rakiplerimiz Çek Cumhuriyeti, İsviçre ve Portekiz’in maç kasetlerinden özet görüntüler çıkardıkları bildirildi. Norveç ve Bosna serisinde ‘kasetli’ çalışmaların futbolcular üzerinde daha etkili olduğunun ortaya çıkması nedeniyle 3 rakibin kazanıp, kaybettikleri tüm maçların izlenilmesini isteyen Terim’in bazı geceler Beylerbeyi’nde sabahladığı maçı yapmak üzere de 30’a yakın ülkeyle temasa geçti. Rusya, İtalya, Macaristan, Galler, Kuzey İrlanda’dan ‘özel maç’ önerisi alan ulusal takımın, önümüzdeki günlerde hazırlık karşılaşmalarının programını belirlemesi bekleniyor. Ulusal Takım Teknik Direktörü Fatih Terim’in, eylül ayında başlayacak 2010 Dünya Kupası elemelerinin programı için de bazı akademisyenlerle görüş alışverişinde bulunduğu ve planma üzerinde yoğun bir mesai harcadığı öğrenilirken, Müfit Erkasap, ifade ediliyor. Cumhuriyet’in, Beylerbeyi’ndeki hummalı çalışma süreci ile ilgili sorularını yanıtlayan Ulusal Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, öncelikle genişletilmiş aday kadro üzerinde çalıştıklarını, kendi takımlarında oynayamadığı halde takım ruhu taşıyan isimleri finallere kadar kazanma adına neler yapılabileceğini araştırdıklarını belirtirken, “Şimdi ayrıntılı açıklama yapmak istemiyorum. Ancak bu takım tüm Türkiye’nin, tüm Türk ulusunun gözbebeği. Şimdi en iyi, en formda takımı ortaya koyup finallere ve oradan da dinlenmeden 2010 elemelerine gitmek istiyoruz. Bunun için lig ve kupa programlaması dahil birçok zorlu evre yaşıyacağız. En ufak ayrıntının bile ne kadar önemli olduğu 2008 elemelerindeki son Norveç ve Bosna maçlarında ortaya çıktı. Program için gerekirse geceli gündüzlü çalışacağız” dedi. FEDERASYON GENEL KURUL KARARI ALDI Spor Servisi Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu, dün yaptığı 4 saatlik toplantı sonrasında federasyon genel kurulunu 27 Şubat Çarşamba günü Ankara’da toplantıya çağırma kararı aldı. Genel Sekreter Lütfi Arıboğan, yönetim kurulunun 4 Aralık 2007 tarihinde yürürlüğe giren 5719 sayılı yasa uyarınca Ana Statü Hazırlık ve Değerlendirme Komisyonu’nu oluşturduğunu söyledi. Arıboğan, komisyonda Hukuk ve Ana Statü’den sorumlu yönetim kurulu üyesi avuktalar Turan Özen, Şekip Mosturoğlu, Kemal Ulusu, Ömer Remzi Arıkan, Ümit Metin Öztürk, Kaan Şahinalp, Prof. Dr. Abuzer Kendigelen, Ata Aksu, Doç. Dr. Nuri Yaşar’ın görev yapacaklarını kaydetti. Yönetimin FIFA ile Devlet Bakanlığı arasında bu ay içinde gerçekleştirilmesi beklenen görüşmenin sonuçlarını dikkate alarak genel kurul gündeminin oluşturulmasını karara bağladığını vurgulayan Arıboğan, “Bu çerçevede yasal süreler içinde gerekli ilanlar yapılacak. Genel kurulla ilgili iş ve işlemleri Futbol Federasyonu Genel Sekreterliği yürütecek” dedi. Bu arada Arıboğan, yönetim kurulunun Kemal Kapulluoğlu’nun istifasıyla boşalan başkanvekilliğine, yönetim kurulu üyesi Mehmet Kemal Ünsal’ı atadığını açıkladı. Şampiyonların da eğitim gördüğü BESYO’nun önü tıkandı, gözler şimdi YÖK’te Spor akademililer işsiz kaldı Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu mezunu olan öğrencilere YÖK tarafından getirilen “tek tip KPSS sınavı” zorunluluğu, 20 bin mezunu diplomalı işsiz konumuna getirdi. Beden Eğitimi Yüksek Okulu (BESYO) bölümü bulunan üniversitelerin yönetimleriyle YÖK’ü karşı karşıya bırakan bu prosedür, aralarında şampiyon isimlerin de bulunduğu binlerce kişiyi “boşuna üniversite bitirmiş” konumuna getirdi. Son yıllarda BESYO sayısındaki artışın ise kaliteyi düşürdüğü belirtiliyor. Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Sami Mengütay, her geçen yıl BESYO’ların sayısının arttığını 2008 NE DEDİLER? AHMET YAZICI ? Prof. Dr. Serap İnal (İstanbul Üniversitesi BESYO Müdürü): Türkiye’de hâlâ ilköğretimlerde Türkçe, Matematik öğretmenleri Beden Eğitimi dersine giriyorlar. Bu mezunlarımız için sıkıntı. ? Gazenfer Gül (Kocaeli Üniversitesi Antrenörlük Bölüm Başkanı): BESYO’lardaki eğitim düzensizliğini YÖK çözmelidir. Bu konuda ciddi çalışma şart. ? Ayşe Türksoy (İstanbul Üniversitesi BESYO Öğretim Görevlisi): Alan mezunu olan kişilere sporun farklı branşlarında iş istihdamı sağlanabilir. belirterek “Politik nedenlerle birçok bölgede altyapısı tamamlanmamış BESYO’lar açıldı. Öncelikle bu okullar yeterli hale getirmeli. Oysa Türkiye’de 10 okul bu açığa yanıt verebilir. Böylelikle mezunlarımızın standartı da uluslararası düzeye gelir” dedi. “YÖK, BESYO’lara belli bir eğitim kriteri getirene dek KPSS sınavından vazgeçilmemeli ama bu sınavın niteliği değişmeli” diye konuşan Mengütay, “Çok spor okulunun açılması kalite farklılığını ortaya koyuyor ancak beden e ğitimi mezunlarının fizik veya kimya bölümü okuyan kişilerle aynı sınava tabi tutulması yanlış . Her branş kendi kriterleri içinde değerlendirilmeli” ifadesini kullandı. Beşiktaş Holosko’nun ardından Uğur İnceman’ı kadrosuna katmak istiyor. Ege ekibinden Holosko’yu alan Beşiktaş’ta yeni hedef Uğur İnceman SPOR GÖZLEM / ALİ ABALI Yeni Yıl, Umutlu Yıl... Türk sporunda, acı ve tatlı anılarıyla bir yılı daha geride bıraktık. Sporumuz, 2007 yılında başarılı mıydı? Geriledi veya yerinde mi saydı? Bu değerlendirmede, kişilerin bakış açıları etkilidir. Elbet herkesin de elinde kesin ölçüleri belirleyecek kantar da yok. Şöyle yarım yüzyılı geçen spor hayatımıza bakıyorum. Genelde her konuda bardağın dolu tarafına baktığım için, Türk sporunda 2007 yılında çoğunlukla iyi işler yapıldı, başarılı sonuçlar alındı. Bu bakımdan 2008 yılında Türk sporunda mutlu ve başarılı günlerin geleceğini umuyorum. Hatta umuttan öte bekliyorum. Ne derler? Umut fakirin ekmeğidir, yersiniz yersiniz bitmez. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne bağlı spor federasyonu sayısı 60’lara yaklaştı. Genelde bütün federasyonlar özerkleşti. Belli kalıpların dışına çıkıldı. Rahat bir ortam içinde çalışıldığına inanıyorum. Ortam rahat olunca haliyle başarılar birbirini izliyor. Özellikle güçlü sponsor desteğini alabilen dallardaki atılım dikkati çekiyor. Genel müdürlüğe bağlı federasyonlar içinde, son durumlarına göre, önceliği iki dal almış götürüyor. Voleybol ve atletizmde 2008 yılında toplumu sevindirecek başarılar bekleniyor. Özellikle voleybolda bayanlarda olimpiyat oyunlarına katılma vizesi almaya az kaldı. Voleybolcularımız bu başarıya ulaşırsa, takım halinde olimpiyat oyunlarına katılan ilk ekip olacaktır. Atletizmde genç kuşak doludizgin geliyor. Pekin Olimpiyat Oyunları’na atletizmde güçlü ve kalabalık grupla katılmamız, olumlu sonuçlar sürpriz sayılmamalıdır. Keşke Süreyya Ayhan’ın durumu o zamana kadar belli olsa, ne var ki onu yaratan kişi bu ulusal değeri, aynı şekilde yok etmiş görünmektedir. Olimpiyat oyunlarında, başından itibaren ön safta yer alan güreşçilerimiz Pekin’de yine madalya avını sürdüreceklerdir. Halterde ülkemiz doping damgasını yediği için, bu spor dalına kuşkuyla bakılmaktadır. Tekvandocularımız olumlu yoldadırlar. Bu spor dalı toplumumuzca da benimsenen spor dalları arasındadır. Nitekim tekvandocu Bahri Tanrıkulu, Motosiklette Dünya Şampiyonu Kenan Sofuoğlu’nu farklı oyla geçerek yılın sporcusu oldu. Pekin Olimpiyat Oyunları’nda başarı beklenen diğer spor dalları okçuluk ve boks olacaktır umudundayız. Futboldan sonra toplumca benimsenen basketbol dalında nedense başarılı olamıyoruz. Oysa basketbolcularımız bireysel olarak çok başarılı oyunlar çıkarmaktadır. Bu daldaki hastalık umarız ki bu yıl bulunur ve tedavi edilir. Gelelim Futbolumuza… Futbol artık temaşa sporu olmaktan öteye geçti, rant kapısı oldu. Milyarlar, trilyonlar veriliyor. Görkemli tesisler yapılıyor. Sporcular alınıyor, satılıyor. Türk futbolu 2007 yılında inişli çıkışlı bir yol izledi. 3. kez de Avrupa finallerine, İsviçre Avusturya’nın organize edeceği şampiyonaya katılmaya hak kazandı. Futbolumuz özerk bir federasyon tarafından yönetiliyor. Bu özerklik 6. defa çıkarılan son yasa ile pekişti. Daha önce futbolumuzun üzerindeki devlet denetimi, gözetimi kaldırıldı. Yani tamamen hür oldu. Ancak yasa çıkarılırken bu kurulun güvenoyu alması öngörüldü. Şu böyle dedi, bu kişi öç almak için şöyle yaptı. Geçiniz efendim, lütfen geçiniz. Bu yasa çıkarken görüşmeleri yakından izledim, gerek komisyon ve gerekse genel kurul görüşmelerinde federasyondan bir Allah’ın kulu merak edip konuşmaları takip etmedi. Şimdi de laf yarışı sürüyor. Olayın aslı şudur: Federasyon başkanı Ulusoy hakkında 40’ı aşkın dava açıldı. Bunların kaçı devam ediyor, kaçı zamanaşımına uğradı? Bilen var mı? Ulusoy’un güvenoyu alarak aklanması istendi, düşünüldü. İşte bu nedenle Ulusoy federasyonu seçimden kaçarak kaos ortamını özellikle yaratmaya çalışmaktadırlar. Ortada bir yasa var, beğenelim, beğenmeyelim, bu ülkenin yönetiminde tek söz sahibi Meclis’ten çıktı, değiştirme yeri de yine orasıdır. Bu yasanın olumsuz yönleri yok mu? Elbette olacak, 6. defa olduğu gibi 7. defa da değişir. Söylentilere göre Ulusoy ve arkadaşları hazırlıklarını yapmışlar bile. Dünya şampiyonasında olduğu gibi, mutfaktaki Ayşe ve Fatma teyzeleri alacaklar, İsviçre ve Avusturya’da gezdirecekler. Bin küsur kişi seçilmiş bile, sonra da bu grubun oylarıyla yola devam edecekler. Yazıktır, ayıptır… Kartal yine Manisa yolunda Spor Servisi Beşiktaş, transfer için yine Vestel Manisaspor’un kapısını çalmaya hazırlanıyor. Devre arası transferinde Ege ekibinden Holosko’yu alan ve bu futbolcu karşılığında Vestel Manisaspor’a Koray ve Burak’ı veren Siyah Beyazlılan özellikle zayıf kaldıkları ön libero pozisyonuna futbolcu arıyor. Beşiktaş İzleme Komitesi’nin Avrupa’da istediği gibi bir oyuncu bulamaması nedeniyle de Siyah Beyazlılar, Türkiye’ye yöneldi. Bu pozisyon için son aday ise Vestel Manisaspor’un kaptanı Uğur İnceman oldu. Ege ekibinde Mustafa Denizli döneminde Almanya’nın St. Pauli takımından gelen İnceman için, Beşiktaş takas yöntemini kullanmayı düşünüyor. Siyah Beyazlıların, Vestel Manisaspor’a önümüzdeki günlerde Uğur’a karşılık Baki ve Mehmet Yozgatlı’yı önereceği vurgulandı. Ancak Beşiktaş yönetiminin şu anda bu transferi gizli tutmak istediği belirtildi. Camiadan gelebilecek olası tepkiler ise bu gizliliğin en önemli nedeni olarak gösteriliyor. Ayrıca takasta gönderilecek oyuncular Baki ve Mehmet Yozgatlı’nın da aynı Burak ve Koray’da olduğu gibi Vestel Manisaspor’a gitmeye sıcak bakmama olasılıkları da transferi zora sokabilir. HÜSRANIN ADI NOBRE Spor Servisi Turkcell Süper Lig’in ilk yarısını 34 puanla dördüncü sırada tamamlayan Beşiktaş’ta, golcü oyuncu Nobre geçen yılın ilk yarısındaki kötü performansını bu sezonun ilk bölümünde de tekrarladı. Geçen sezonun ilk yarısında ligde sadece 1 gol atabilen Nobre, bu sezonun ilk yarısında yine 1 golde kalarak düşük bir performans gösterdi. Fenerbahçe’den büyük umutlarla Siyah Beyazlı takıma gelen Brezilya asıllı Türk oyuncu, ortaya koyduğu performansla şu ana kadar beklenen patlamayı yapamadı. Son iki sezonda ligin ilk yarısında etkisiz kalan Nobre, ikinci yarıya ise gollerle başlıyor. Beşiktaş forması altında geçen sezonun ilk yarısını tek golle kapayan Nobre, ikinci yarıya ise hattrick yaparak başlamıştı. Lugano, Vederson ve Uğur Boral 2008 yılından beklentilerini anlattı GÖRÜŞ / KAAN ARK F .Bahçe’de ortak dilek başarı Spor Servisi Fenerbahçeli futbolcu Lugano, 2007’nin Sarı Lacivertliler için mutluluk ve başarılarla dolu güzel yıllardan biri olduğunu, oynadıkları hemen hemen tüm derbileri kazanmanın ayrı bir sevinç verdiğini ve Avrupa’da da başarılı olduklarını söyledi. FB TV’ye açıklamalar yapan Uruguaylı savunmacı, “Şampiyonluğumuzda stadımızda gerçekleştirdiğimiz kutlamalar, hayatım boyuncu unutmayacağım anlardı. Benim için bu yıl negatif olarak en unutamadığım an ise, Copa America’da Brezilya’ya karşı kaçırdığım penaltıydı. O an çok kötü duygular hissettim” diye konuştu. Lugano ikinci yarı hazırlıklarıyla ilgili olarak, “Yeni yılda yeni hedeflerle yolumuza devam edeceğiz. Avrupa’daki hayallerimiz sürüyor. Taraftarla aramızda bir bağ oluşturarak başarılarımızı sürdürmek ve bu sezonu da geçen sezon olduğu gibi şampiyonlukla tamamlamak istiyoruz” dedi. Engelli Sporunu Sakatlamayın 8.5 milyon engelli vatandaşımızın yaşama dair umutlarını yeşerten, hayata tutunmalarını sağlayan alanlardan biri de hiç şüphesiz spor. Ülkemizde son yıllarda bedensel engelli sporunda ciddi bir atılım gözlenmekte. Son örnek Ampüte Futbol Ulusal Takımımızın bizlere armağan ettiği dünya üçüncülüğü.. Bedensel Engelliler Federasyonu birçok branşta faaliyet gösteriyor. 2004 Atina Oyunları’na 7 sporcu ile katılan Türkiye’nin, 2008 Pekin Oyunları için barajı geçen sporcu sayısı daha şimdiden 24’ü bulmuş durumda. Engelli sporunun 1997’den bu yana gelişim süreci Türkiye şartlarında inanılmaz bir ivmede büyüyor. Devrim niteliğindeki bu gelişimin ardındaki isim ise hayatını bedensel engellilerin sorunlarını çözmeye adamış Yavuz Kocaömer... Geçenlerde Kocaömer’in Milliyet’te ki yazısını okudum. Türkiye Paralimpik Komitesi Başkanı Perviz Aran’ın yaklaşan genel kurul öncesi hukuka aykırı yöntemlerle delege yapısını değiştirdiğini yazıyordu. Aslında genel kurullar öncesi spor kulüplerinde, federasyonlarda bu tip garip uygulamalar ülkemizde oldukça sık yaşanmakta. Maalesef alıştık bu tarz anti demokratik ve garip uygulamalara, ancak bu kez konu toplumsal ve duygusal anlamda biraz daha farklı. Konu bedensel engelliler olunca hata yapma lüksünüz diğer alanlardan çok daha az. Diğer sportif federasyonlar koltuk hırsı adına kötü yönetilince kayıplar genelde sportif oluyor. Sportif kayıplar, telafisi olan kayıplardır. Bedensel engelliler söz konusu olunca kaybedilen insan ve onların hayata dair umutları olacaktır. Vederson, 2007’nin kendisi için harika geçtigini söyledi. Vederson: ‘2007 harikaydı’ F.Bahçe’ye geldiği için, 2007’yi “Harika bir yıl” olarak nitelendiren Vederson da “Gerek ailem, gerek kendim, gerekse takımım adına çok gü zel bir yıldı. Ben hayallerini kurduğum takıma geldim. Bu bakımdan 2007 benim için harika bir yıl oldu” değerlendirmesini yaptı. Öte yandan ligde kısa devre arasının F.Bahçe için olumlu olduğunu savunan Uğur ise, “Lige verilen aranın kısa olması ta kıma iyi gelecek. Geçen sezon lige uzun bir devre arası verilmişti. Bu uzun ara da bizim tempomuzu bozup, ikinci yarı başında kötü sonuçlar almamıza neden olmuştu. Bu yıl aranın kısa olması iyi gelecek. Sezonun ikinci yarısında F.Bahçe herkesi mut lu edecek” şeklinde konuştu. Turkcell Süper Lig’in 2. yarı hazırlıklarının İstanbul ayağını tamamlayan F.Bahçe, dün akşam kamp için Antalya’ya hareket etti. Sarı Lacivertli kafilede Appiah ve Tümer yer almazken, Roberto Carlos kampa bugün katılacak. CUMHURİYET 18 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle