25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 EYLÜL 2007 PAZAR 4 HABERLER DSP lideri, Cumhurbaşkanı Gül’e yönelik herhangi bir tanımamazlık tavrı içinde olmayacaklarını belirtti DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Sorunlar ve Bayraklar Birlikte Büyürlerken Sevgili, Yaz akşamları balkondan denizi seyretmeye bayılıyorum. Boğaz lacivert akıyor. Mehtaplı gecelerin keyfine diyecek yok. Son zamanlarda, özellikle dikkatimi çeken bir nokta da karşı kıyıda, Selimiye Kışlası’nın orada, Çamlıca Tepesi’ndeki devasa albayraklar... Türkiye’de sorunlar ile bayraklar birlikte büyüyorlar. Üç hafta kadar önce, Fındıklı’daki Sinai Kalkınma Bankası’nın üstüne de kocaman bir bayrak diktiler. Gerçi Rum Mehmet Paşa Camii artık görünmez oldu ama, yine de lacivert zemin üstünde, az kalmış yeşilin bulunduğu peyzaja güzel bir kırmızı leke katıyor. Geçen gün gazetede okudum. Bir vatandaşın diktiği bayrak, komşuların şikâyetine yol açmış, o da ısrarla direnmekte, Bu bayrak, buradan inmeyecek, daha da büyük bir direk alıp oraya asacağım, diyordu TV. kameralarına... Bayrak tutkumuz yeni değil, eski. Ben “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır/ Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır” dönemini ilkokulda yaşamış bir kuşağım. Sonraları, belleğime kazınmış bu dizeleri yeniden gözden geçirip, sorguladım. “Bayrakları oluşturan kandan, toprakları vatan yapan şehitten başka şeyler de olmalı” diye düşündüm. Yalnız kanla bayrakları, yalnız şehitle vatanları yüceltmek mümkün olsaydı... ??? 1979 yılında New York’ta Columbia Üniversitesi öğrencileri ve genç öğretim elemanlarının oturduğu apartmanlardan birinde, klozet kapağında Amerikan bayrağı çıkarmasını görünce de ne kadar şaşırdığımı tahmin edersin herhalde... Şoven değildim, ama yine de bana şaşırtıcı gelmişti olay. Yanlış anlama! Amerikalılarda da bayrak tutkusu öyle yabana atılır cinsten değil. Bunu, katıldığım 4 Temmuz şenliklerinde gözlerimle gördüm. Sonra ülkenin çok çeşitli yerlerini gezerken anladım ki, New York’ta omuz silkilip geçilen kimi şakalara ülkenin iç ve güney kesimlerinde rastlamak olanaksız. Fransa’da ülkenin kendilerine minnettar olduğu büyük evlatlarının yattığı Panhteon’u gezerken ise, orada, o topraklar için kanını dökenlerin yanı sıra, hatta onlarla kıyaslanmayacak kadar çok büyük ölçüde, mürekkep dökenler, ter dökenler, araştırma yapanlar, uzlaşma sağlayanların gömülü olduğunu görmüştüm. Demek ki, vatanı vatan, bayrağı itibarlı bayrak yapmak için, kan dökmenin de ötesinde bir şeyler ortaya koymak gerekiyordu. Bayrakları yalnız savaş alanındaki değil, başka alanlardaki başarılar da yüceltiyorlar, vatanlar refah düzeyiyle daha da vatan oluyorlardı. Yine yanlış anlaşılmaktan korkuyorum. Fransızlar da, üç rengiyle özgürlük, eşitlik ve kardeşlik ilkelerini simgeleyen bayraklarına sıkı sıkıya bağlıdırlar. Üstelik bunlar için, bir kısmı da kardeş kanı olmak üzere az kan dökmemişlerdir. ??? Benim evimde de, ulusal günlerde veya önemli simgesel anlarda, boyutları abartılmamış bayrak unutulmaz, hep asılır. Yine de, bayrakların boyutlarının sorunlarla birlikte büyümesindeki hikmeti anlamakta güçlük çekiyorum. Cari açık, borç büyüyor.. bayrak da... Bölücü terörün boyu büyüyor.. bayrağın da... Cumhuriyetin ilkelerine yönelik tehdit büyüyor.. bayrak da birlikte... Ankara’da zirvelerde, ne boyda bir bayrak var şimdilerde bilmiyorum. Ama geçenlerde Melih Aşık’ın bu konuda yazdığı bir yazıyı anımsıyorum. “Bayrak örtü değildir” diyordu. Gerçekten de eğer sorunları bayrağın boyutunu büyüterek çözmeye kalkarsak, onu bir örtü yerine koymuş olmuyor muyuz?... Bayrakların sorunları küçültmesi için, onların simgeledikleri kavramları iyi kavrayıp, onlar üzerinde toplumsal bir uzlaşmayı sağlamanın yanı sıra, o bayrağı simge edinmiş olan toplumun, öbür ülkelerle her alanda yarışacak çağdaş başarılara da imza atması ve bu başarıları elden geldiğince, bayrağın mensupları arasında hakça paylaştırması da gerekiyor galiba... Zaten bu yüzdendir ki, bayrağını yüceltmek isteyen yüce insan, “çağdaş uygarlık düzeyini, hatta daha üstünü” topluma hedef olarak göstermişti. Onun sağlığına yetişemedim. Onun için bilemiyorum, onun döneminde de bayrakların boyları bu kadar büyük müydü ve sürekli büyümeye devam ediyor muydu? Sen ne dersin? Sezer: Kaygılarımız var ANKARA (ANKA) DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yönelik herhangi bir tanımamazlık tavrı içinde olmayacaklarını belirtti. Sezer, ANKA’ya yaptığı özel açıklamada, cumhurbaşkanı seçimi ve asker siyaset ilişkisini değerlendirdi. Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesi nedeniyle, “tanımamazlık” anlayışı içinde olmayacaklarının altını çizen Sezer, ancak bazı kaygılarının bulunduğunu söyledi. Kaygı duydukları konuları yakından izleyeceklerini ifade eden Sezer, Gül’ün toplumun kendisinden kaygı duyduğunun bilincinde olduğunu belirtti. Sezer şöyle devam etti: “Sayın Gül de konuşmalarında, bizim kaygı duyduğumuz konularda toplumun kendisinden kaygı duyduğunu biliyor olmalı ki o konula KARAYALÇIN’DAN CHP’YE ELEŞTİRİ KONYA (AA) SHP lideri Murat Karayalçın, Konya’da düzenlediği basın toplantısında, meşru yollarla seçilmiş cumhurbaşkanına gerekli saygının gösterilmemesinin yanlış olduğunu belirtti. Karayalçın, şunları kaydetti: “Abdullah Gül’ün Atatürk’ün ilke ve devrimlerine uygun bir biçimde hizmet verip vermeyeceğini denetleyeceğiz. Gül’e kuşkuyla, olumsuz yaklaşmıyoruz. Kuşkuların seslendirilmesini doğru bulmuyoruz. CHP ile SHP arasındaki fark, burada ortaya çıkmaktadır.’’ ra değinmek ihtiyacı hissetti. Anayasanın ilk dört maddesi dahil olmak üzere tümüne bağlı kalacağına dair ve tarafsız olacağına dair söylemler ortaya koydu. Gül’ün, bu konudaki açıklamaları, kendisine yönelik kaygıların dışa vurumudur. Bundan sonra gerçekten söylediği gibi davranacaksa sorun yok. Gerçekten, ülkenin, toplumun, Cumhuriyetin ve laikliğin hassasiyetleri konusunda o da hassas olacaksa Gül’ün cumhurbaşkanı olmasında bir problem yok. Eğer Gül bu şekilde davranırsa Türkiye için bir şans olur. Biz muhalefetimizi yapıcı ve sağduyulu yapacağız. Ama ülkenin ve toplumun hassas olduğu konularda da son derece kararlı bir dik duruş ortaya koyacağız. Yakından takip edeceğiz” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, birçok konuda değiştiğini söylediğini hatırlatan Sezer, ancak Erdoğan’ın değişim sözüne sadık kalmadığını belirtti. Sezer, “Şimdi Sayın Gül doğrudan demese bile, hassasiyetlerini ortaya koyarak değiştiğini ifade etmeye çalışıyor. Değiştiyse sorun yok. Benim başka bir kaygım daha var. 40’ından sonra insanlar kolay değişmiyor. Dikkatle izleyeceğiz” diye konuştu. Siyasetasker ilişkisini değerlendiren Sezer, “Türkiye’de sorun siyasette. Cumhuriyetin ve toplumun hassasiyetleri konusunda siyaset üzerine düşeni yapamayınca, Türkiye’de çağdaşlaşmanın da öncülüğünü yapmış olan ordu, kaygılarını dile getirmek zorunda kalıyor” dedi. DSP LİDERİ SEZER UYARDI Atatürk’ü anayasadan silebilirler ? Basınİş Sendikası Olağan Genel Kurulu’nda bir konuşma yapan Zeki Sezer, “Sivil anayasa dedikleri anayasadan Atatürk’ü silmeye çalışacaklarının işaretleri var” dedi. ANKARA (AA) Türkİş’e bağlı Basınİş Sendikası’nın 17. Genel Kurulu toplandı. Sosyal barışı sağlayacak, demokrasiyi geliştirecek, ekonomik ve sosyal sorunları çözecek bir programa ihtiyaç duyulduğunun, sendikaların ise işlevsizleştirilmeye çalışıldığının ifade edildiği kurula, “sivil anayasa konusundaki çalışmalara” ilişkin ifade edilen sert açıklamalar da damgasını vurdu. Zeki Sezer, Türkİş Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen Basınİş Sendikası’nın 17. genel kurulunda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin bugün hedeflerinin çok gerisinde olduğunu belirterek bunun telafisi için sosyal barışı sağlayacak, demokrasiyi geliştirecek, ekonomik ve sosyal sorunları çözecek bir programa ihtiyaç olduğunu söyledi. Laikliği korumanın yolunun inançlara saygıdan geçtiğini dile getiren Sezer, “Bugün inanç istismarı da en üst noktada. Siyaset eliyle yapılan siyasi istismar... Sömürünün her türlüsü kötü ama en kötüsü inanç sömürüsü. İnanç sömürüsü emek sömürüsünü de getiriyor’’ dedi. Cumhurbaşkanı seçimiyle önemli bir fırsatın kaçırıldığını ifade eden Sezer, kuruldaki konuşmasında cumhurbaşkanı seçiminde TBMM Başkanı seçimindeki yöntem izlenmediği için “siyasetteki normalleşmenin’’ yerleşmesinin mümkün olmadı Zeki Sezer ğını savundu. Sezer, sivil anayasa konusundaki çalışmalara da değinerek, “Cumhurbaşkanının laiklik tarifi gibi konuları anayasaya yerleştirmeye çalışacaklarsa bilsinler ki onlar için her şey güllük gülistanlık olmayacak. Bu ülkenin sahipleri var. Sivil anayasa dedikleri anayasadan Atatürk’ü silmeye çalışacaklarının işaretleri var. Atatürk’ü parmak sayısıyla anayasadan silme girişiminde bulunabilirler ama bu milletin gönlünden silemezler. Onun için keser döner, sap döner. Bunu bir tehdit olarak algılamasınlar, ayaklarını denk alsınlar. Bu ülkenin kuruluş ilkeleri konusunda hassas davranmalarını hem bekliyoruz hem de izleyeceğiz’’ dedi. Basınİş Genel Başkanı Yakup Akkaya, konuşmasında, işçilerin kıdem tazminatına dokunulması halinde, Türkİş Genel Kurulu’nda alınan genel grev kararını uygulamaya hazır olduklarını bildirdi. Türkiye’de işçi sınıfının tek bir çatı altında birleşmesi, her işkolunda bir sendika bulunması ve işkolu sayısının azaltılması gerektiğini dile getiren Akkaya, mücadeleye gazetecilik ve kâğıt işkolundaki işçilerle devam etmeye hazır olduklarını söyledi. CHP LİDERİ BAYKAL Yeniden yapılanma mesajı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partililere “yeniden yapılanma ve mücadele için hazır olun” mesajı verdi. CHP Genel Başkanı Baykal, dün partisinin İzmir milletvekilleri, belediye başkanları ve il örgütüyle akşam yemeğinde bir araya geldi. CHP’nin kuruluş yıldönümü olan 9 Eylül’de Türkiye’nin dört bir yanından partilileri ve yurttaşları Anıtkabir’de yapılacak törene davet edeceklerini belirten Baykal, bu tarihin, partinin seçim sonrası yeni sürece “başlayacağı gün” olacağını söyledi. Baykal, CHP’lilere “Hazır olun. Türkiye’ye sahip çıkacağız. Mevcut konjonktür değişecektir. Kendi aramızdaki ikilemleri bırakıp birbirimize güç verelim” diye seslendi. Tertip Komitesi Başkanı Uysal, girişimin sosyal demokrat iktidar için kurulduğunu söyledi. Sol Değişim Girişimi ikinci toplantısını Antalya’da yaptı CHP’de yenilik şart banının hemen hepsi değişimden yana. Ancak değişimin içeriğine ilişkin farklı göANTALYA CHP Genel Başkanı Deniz rüşler olabilir. Biz bugün burada değiBaykal’ın memleketi Antalya’da partide şim talebinde olan herkesin fikrini alarak köklü bir değişimin ve genel başkan istifa konuşacağız” diye konuştu. sının gerekliliğini savunan Sol Değişim GiCHP’nin geçen yıllarda yeterince açık ve rişimi ikinci toplantısını yaptı. Muhalifler, şeffaf olmadığını, sosyal demokrat kimliğiCHP’nin değişime ayak uyduracak yeni kad ne uygun davranmadığını belirten Uysal, rolara ve yönetime sahip olması gerektiği partinin kişisel ve keyfi kararlarla yönetilni ifade ettiler. diğini savundu. Grup, Durukan Düğün Tertip KomitesinSalonu’nda düzenlenen de yer alan Vahap toplantı öncesinde gazeTuncer de artık sos? Uysal, CHP’nin geçen telere ilan vererek yal demokrat partiyıllarda yeterince açık ve CHP’de içerik, söylem, lerde bile siyasetin şeffaf olmadığını, sosyal kadroda değişimin zorant için yapıldığına demokrat kimliğine uygun runlu olduğuna dikkat dikkat çekerek şunladavranmadığını belirtti. çekerek kendilerinin de rı söyledi: hiçbir etki altında olma“Bu yapı sürdürüdıklarının altını çizdi. Folürse, partinin gelerum şeklinde düzenlenen toplantıda ise par ceği giderek tehlikeye girecek. Her şey tililer söz alarak, değişimin gerekliliğine yö yolunda gitseydi ve CHP 275 milletvekinelik düşüncelerini anlattı. Sol Değişim Gru li çıkarsaydı, bu ülkeyi yönetebilir miybu Tertip Komitesi Başkanı ve eski il baş dik? Ona bakmak gerekir. Parti genel kanlarından Ümit Uysal, çağdaş, demokra başkanı, parti programına dayalı söylemtik, laik, sosyal demokrat bir iktidar için gi lerden uzaklaşıp konjonktüre göre harerişimin kurulduğunu söyledi. ket ediyor. Son dönemde konjonktür milMustafa Sarıgül hareketinin içinde olma liyetçi bir yön çizdi ve CHP milliyetçi söydıklarını bir kez daha vurgulayan Uysal, lemlere kaydı. Bu da milliyetçi bir parti“Bizim yaptığımız Ahmet, Mehmetçilik ye yaradı. Parti yöneticileri söylemlerini değil. Biz kimsenin adamı değiliz. Bura değiştirmeli. Bu yapılamıyorsa, parti yösı bağımsız, özgür bir platform. Parti ta neticileri değişmeli.” GÜRSU KUNT ‘Biz Türkiye’yle meşgulüz’ Daha sonra Balıkesir’e geçerek Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın oğlunun sünnet törenine katılan Baykal, Ayvalık, Gömeç ve Burhaniye ilçelerini ziyaret ederek yurttaşlarla sohbet etti. Baykal gazetecilerin “Baykal, parti ile halk arasında yapay duvarlar kurdu” eleştirilerini hatırlatması üzerine, “Biz Türkiye ile meşgulüz. Türkiye’nin geleceğiyle meşgulüz. Türkiye’nin önündeki tehlikeler ve tehditlerle meşgulüz. Bunlara yönelik olarak vatandaşlarımızın dikkatini ve duyarlılığını yükseltmeye çalışıyoruz. Bu doğrultuda bir gayret içerisindeyiz. Başka bir ilgimiz yok. Başka konularla meşgul değiliz. Bizim işimiz Türkiye ve Türkiye’nin aydınlık, laik Cumhuriyet geleceğinin güvence altına alınması, bununla meşgulüz. Bunun dışında hiçbir özel ilgi alanımız yok” dedi. asirmen?cumhuriyet.com.tr Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilme süreci, ülkemizdeki muhalefet açısından siyasi derslerle doludur. Bu dersleri anlamak ve iyi okumak gerekiyor. Yoksa bu gelişmeleri anlamadan yapılacak muhalefet, daha yeni ve daha derin hayal kırıklıklarına neden olacak… Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı olmasına karşı çıkanlar Gül’ün kişiliğine mi karşı çıkıyor, yoksa temsil ettiği siyasi geleneğe mi? Önce buna bir karar vermeleri gerekiyor. Çünkü tartışmanın bir bölümü Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül üzerinden yapılıyor. Yani eşinin türbanlı olması önemli bir neden olarak ifade ediliyor. ??? 27 Nisan öncesinden başlayarak yapılan muhalefeti gözden geçirmekte yarar olduğunu düşünüyorum. Muhalefetin en önemli itirazlarından birisi temsil kriziyle ilgiliydi. AKP’nin 4.5 yıl önce aldığı yüzde 34.5 oyla cumhurbaşkanı seçmesinin adil olmadığını, hatta katılım düşüklüğü nedeniyle bu oranın gerçekte yüzde 25 Türkiye’nin Muhalefet İhtiyacı… olduğunu da ifade ediyorlardı. Bu iddianın haklı bir tarafı vardı diyebiliriz. Çünkü seçilecek olan cumhurbaşkanıydı ve üstelik seçilmesi söz konusu olan aday daha önceki cumhurbaşkanlarından farklı bir gelenekten geliyordu. ??? Sonunda “367 gerek” formülü bulundu ve Türkiye 22 Temmuz seçimlerine yöneldi. İşte muhalefet burada yanıldı. Halkın büyük çoğunluğunun kendileri gibi düşündüğünü, AKP’nin Türkiye’yi kötü yönettiğini varsayıyordu. Bu yüzden de AKP’nin seçimleri kaybedeceğine inanıyordu. Seçimler, muhalefet açısından bir karabasanla sonuçlandı. Yanılmışlardı, halk onların tepkilerini ve kaygılarını paylaşmıyordu ve bir dönem daha ülkeyi AKP’nin yönetmesini istiyordu. Peki, halk şeriatla mı yönetilmek istiyordu? Dinin siyasete egemen olmasını mı istiyordu? Yapılan araştırmalar böyle söylemiyor. Halkın AKP’yi tercih ederken istikrarı, ekonomik büyümeyi göz önüne aldığını ifade ediyordu. Örneğin sağlık alanında SSK’lilerin imkânlarının artmasını ciddi bir olumlu gelişme olarak dile getiriyorlardı. ??? Seçimler bitti. Halk AKP’yi tercih etti. Olabilir, bir kısım insanlar da bu sonuçlardan mutsuz olabilirler. Nitekim oldular da. Ancak gerçeği değiştiremeyiz. Türkiye’yi bir 5 yıl daha AKP yönetecek. Üstelik bu kez cumhurbaşkanı da AKP içinden çıktı. “Hayır kabul etmiyorum” demekle bir yere varılamaz. Şimdi önümüze bakmalıyız. Türkiye’nin önündeki ciddi sorunların çözülmesi için yeni siyasetler belirlemeye gerek bulunuyor. ??? CHP’nin kriz üzerinden siyaset yapma formülü, MHP’nin tutumu nedeniyle etkili olmadı, böyle giderse de olmayacak. O zaman kriz üzerinden değil, çözüm üzerinden siyaset yapmak yolları aranmalıdır. Türkiye’nin demokratik bir devlet olmaya ilerlemesi için ciddi bir muhalefet gerekiyor. Türkiye’nin AB üyeliği yolunda başarılı adımlar atabilmesi için ciddi bir sol muhalefet ihtiyacıyla yüz yüzeyiz. Kürt sorununu demokratik ve çoğulcu bir anlayış içinde çözebilmek amacıyla bir sol iradenin ortaya çıkması her zamankinden daha lüzumlu. Askerin siyaset içinde yıpranmasını engelleyecek, siyasetin sivilleşmesi için yeni projeler üretecek bir muhalefet olmadan işlerin olumlu yönde ilerlemesi zor olacaktır. Son günlerde yaşadığımız askerAKP gerginliğinin muhalefete yarayacağını düşünmek çok yanlıştır. ??? Türkiye, siyaset alanının güçlü olmaması nedeniyle çok büyük acılar yaşadı. Siyaset alanının güçlü olması, de mokrasinin olmazsa olmazlarındandır. Bu nedenle siyaset alanının güçlendirilmesi amacıyla ortaya çıkacak bir muhalefet bugün daha da gereklidir. Türkiye’nin temel zaaflarından birisi de gelir adaletsizliğidir. Üst gelir gruplarıyla alt gelir grupları arasındaki mesafe çok fazladır. Bunun dengelenmesi için ciddi bir sol muhalefet partisinin ortaya çıkması gerekiyor. ??? Türkiye’nin çözüm üreten bir muhalefete ihtiyacı bulunuyor. Peki, bu mümkün mü, diye sorabilirsiniz. Biraz düşünmem gerek. CHP bu haliyle olmaz. MHP, soldaki muhalefet ihtiyacının karşılığı değil. DTP, belli bir kitleyi temsil etmekle yetiniyor. Geriye DSP kalıyor. Bir de Meclis dışındaki sol. İhtiyaç var ama, aday var mı derseniz… Zor görünüyor. Ancak böyle bir ihtiyaç varsa, bu ihtiyaç zaman içinde mutlaka bir karşılık bulacaktır inancındayım… Siyaset boşluk kaldırmaz. CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle