19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 AĞUSTOS 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER AKP’nin Abdullah Gül konusundaki ısrarı, daha ilk günden gerilimi beraberinde getirdi 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Ankara’da yeni dönem ‘Kaygılarımız azalmadı’ ? ANKARA (ANKA) – Bakanlar Kurulu’nda öz itibarıyla bir değişiklik yapılmadığını belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, “Bu, şimdiye kadar ne yaptılarsa bundan sonra da aynısını yapacaklarını gösteriyor” dedi. Önceki dönemki uygulamaları nedeniyle sık sık eleştirilen Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in konumlarını korumalarına dikkat çeken Öymen, “AKP ile ilgili kaygılarımız azalmadı” diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP iktidarının, tüm uzlaşma çağrılarına karşın ısrarcı bir tavırla Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanlığı makamına oturtması, başkentte gergin bir dönemin de başlangıcı oldu. Askerlerin TBMM’deki yemin törenine katılmaması, ardından GATA’da düzenlenen törende ve 30 Ağustos törenlerinde Gül’e mesafeli durması, önümüzdeki dönemin devlet kurumları arasında gerilimli geçeceğinin ilk işaretleri olarak yorumlanıyor. Abdullah Gül cumhurbaşkanı seçildikten sonra TBMM’de düzenlenen yemin töreni, gergin sürecin başlangıcının ilk göstergesi oldu. Daha önceki cumhurbaşkanlarının yemin törenlerine katılan 30 Ağustos, Laiklik ve Demokrasi... 30 Ağustos 1922, akla ve bilime dayalı “aydınlanma devrimi”nin başlama sürecidir... Önceki akşam, Akdeniz’de bir kıyı kasabasında, dostlarla gecenin yıldızlı alevi içinde sohbet ederken dünü ve bugünü konuştuk... Gençler ve orta yaşlılar aynı mekânda Türkiye’de ortaya çıkan fotoğrafı, Çankaya kuşatmasını tartıştık. 22 Temmuz seçim sonuçlarını, CHP’yi masaya yatırıp “suçlu”yu bulmaya çalıştık... Toplum olarak çağın neresindeydik? Cumhuriyet’in 100. yılı dolmadan niçin laik ve demokratik Cumhuriyet’i eleştiriyorduk? Bu ülkenin gerçek aydınları, yazarları, bilim insanları neden seslerini duyuramıyorlardı?.. Atatürk ve laik cumhuriyet düşmanı Necip Fazıl Kısakürek’in öğrencisi Abdullah Bey, Çankaya’ya çıktığı gün, laikliği irdelerken din ve inanç özgürlüğünü hangi amaçla öne çıkarmıştı?.. Laiklik ve demokrasi, hak ve özgürlükleri kapsayan yaşama biçimidir. Oysa Abdullah Bey, “sıkmabaş”ı “kara çarşaf”ı, “tarikatlar”ı, özgürlük alanı algılayıp farklı yaşam biçimi olduğunu söylüyordu... Canım sıkkın, içimde hüzün dalgaları çoğalırken masadaki dostlardan birisi uyardı: “Niye bu denli umutsuzsunuz?” O soruyu Akçay’da ve Dikili’de de sormuştu dostlar... 2007 Türkiye’sinde tarikatların, din bezirgânlarının, ABD ve AB’nin şemsiyesi altında devleti kuşatan düşünce, toplumu nereye götürecekti? Malezya, Endonezya, Pakistan, İran, Suriye... Hangi İslamcı modeli seçecekti Türkiye? Neydi Abdullah Bey’in farklı yaşam biçimleri?.. İran modeli miydi, yoksa Endonezya modeli mi? ??? Karmaşık duygularımın yoğunlaştığı bir gecenin ışığında, tüm hüzünleri topladığımın farkına vardım birden. Suyun üzerinde kırlangıçlar mı kanat çırpıyordu, yoksa martılar mı, bilmiyorum... Sığ sulardaydık, kan ısısındaydık! Unutkan bir toplum olmuş, Sıvas katliamını, faili meçhul cinayetleri, devlet içindeki örgütlü çeteleri, Hizbullah’ın mezar evlerini, PKK vahşetini unutmuştuk!.. 30 Ağustos 1922... Büyük Taarruz ve Kurtuluş... 9 Eylül sabahı İzmir... Saat gece yarısını çoktan geçmişti ve sohbetimiz bitmemişti... Bir çiçek bahçesinin içindeydim... Her aşk, özgürlük getirir yaşama... Karanlıkta yürümek zordur, zordur sevdanın, yüreğin coşkusunu anlamak. Zordur Pablo Neruda akşamlarında kaçak düşlerle avunmak. Sohbet bitti, otele döndüm... Havuz başında oturdum bir süre... Sevgili arkadaşım gazeteci Şakir Süter’in genç yaşta ölümü yüreğimi acıtmıştı. Ne zaman görmüştüm en son Şakir’i? CHP lideri Deniz Baykal’ın İstanbul’daki yemeğinde. Hastaydı ve inatla yazılarını sürdürüyordu Akşam gazetesinde. Gazeteci böyle ölür dostlar! Tıpkı ağaçlar gibi ayakta ölür gazeteciler... İşte bu nedenle çevrelerine mutluluğu değil, hüznü aktarırlar... Gözleri sis içinde, ıslaktır onların. Biliyorum, yine daldan dala kondum, konudan konuya geçtim. ??? Havuz kıyısında karmakarışık duygular içindeyim... New York Times ne diyor Çankaya için: “Laik devlet yapısının 84 yıllık iktidarına son verildi.” Washington Post: “Ordu ya darbe yapacak ya da laik devlette yükselen siyasal İslama alışacak.” Etnos gazetesi: “İslamcı Gül, Atatürk’ün tahtında. Kemalistlerin barınağı çöktü.” La Republica: “Şimdi AB daha uzak, çünkü Türkiye deri değiştiriyor.” Ben nasıl umutlu olabilirim dostlar, nasıl coşkulu yaşayabilirim? Türkiye Malezya mı olacak, yoksa Endonezya mı? Laiklik olmadan demokrasi olmaz ama demokrasi olmadan laiklik olur! Nasılsınız Kenan Paşa, nasılsınız 12 Eylül cuntacıları? Laik sistemin altını siz oydunuz ve 27 yıl sonra da sistem çökmeye başladı. Türkiye’yi Atatürk’ün adını kullanarak bu hale getirdiniz!.. Yazıklar olsun size!.. ? Meclis’teki yemin törenine katılmayan, ardından GATA’daki diploma töreninde ve 30 Ağustos kutlamalarında Gül’e tavır alan askerlerin duruşu, Ankara’da gergin bir dönemin başlangıcının ilk işaretleri oldu. Tırmanan bu gerginlik karşısında Gül’ün önümüzdeki dönemde nasıl bir tutum takınacağı merak konusu. komuta kademesi, Gül’ün yeminini “dinlemedi.” Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları TBMM’deki yemin törenine gelmedi. Daha önceki cumhurbaşkanlarının tersine Ankara’da coşkusuz bir ortamda Çankaya Köşkü’ne çıkan Gül’e görevini devreden 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de mesafeli davrandı. Sade bir tören düzenlenmesi talimatını veren Sezer, “Hayırlı olsun” demekle yetindiği Gül’e görevi devrettikten hemen sonra Köşk’ten ayrıldı. Gül’ün başkentte yarattığı gerginlik, önceki gün ve dün de sürdü. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve diğer komutanlar, GATA’daki mezuniyet ve diploma töreninde Gül’e baş selamı vermedi. Konuşma yapmak için ayağa kalkan komutanlar, Gül yerine Büyükanıt’ı selamlarken, Gül’e de “Sayın Cumhurbaşkanım” yerine “Sayın Cumhurbaşkanı” diye hitap ettiler. Askerlerle Gül arasındaki mesafeli duruş, 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle Hipodrom’da düzenlenen törenlerde de sürdü. Abdullah Gül, kamuoyuna aralarında bir sorun olmadığı imajı verebilmek için yanında oturan Orgeneral Büyükanıt ile sık sık iletişim kurmaya çalıştı. YAŞ kararlarında ne yapacak? Tırmanan bu gerginlik karşısında Gül’ün önümüzdeki dönemde nasıl bir tutum takınacağı merak konusu oldu. 2002 yılından bu yana YAŞ kararlarına şerh koyarak imzalayan Abdullah Gül’ün, bu tavrını sürdürmesi durumunda gerginliğin daha da artabileceği yorumları yapılıyor. Gül’ün tavrının merakla beklendiği bir diğer konu da başta YÖK olmak üzere devletin kilit makamlarına yapacağı atamalar. Görev süresi 9 Aralık’ta dolacak olan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç’in yerine getirilecek isim daha şimdiden tartışılmaya başlandı. Gül’ün bu koltuğa AKP iktidarına yakın bir ismi getirmesi durumunda iplerin gerileceği belirtiliyor. Gül’ün, devletin çeşitli makamlarında görev yapan vekil bürokratlara karşı nasıl bir tutum takınacağı da merak konusu. Y UNAN BASINI ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Abdullah Gül’ün vekilliği düştü ? ANKARA (ANKA) – Abdullah Gül’ün, Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra, milletvekili sıfatı düştü. Anayasanın 101. maddesinin son fıkrasında, “Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer” hükmü yer alıyor. Bu hüküm nedeniyle Gül’ün milletvekilliği kendiliğinden düşmüş oldu. Aynı şekilde merhum Turgut Özal ve Süleyman Demirel’in milletvekillikleri de, cumhurbaşkanı seçilmelerinden sonra kendiliğinden sona ermişti. ‘AKP’nin hedefi İspanyol modeli anayasa’ ? Yunanistan basınında Türkiye’deki anayasa değişikliği ile ilgili yapılan yorumlarda Erdoğan’ın İspanya anayasasını örnek alan bir düzenleme istediği ileri sürüldü. İspanya anayasasının 16. maddesinde “Askerleri hükümetler atar ve faaliyetlerini kontrol eder” deniyor. MURAT İLEM Teröre karşı barış heykeli ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Ermeni terör örgütü ASALA tarafından katledilen Türk diplomatları adına Karşıyaka’da anıt yaptırılıyor. Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak, ölenlerin anılarını yaşatmak ve Ermeni terörünü kınamak amacıyla ilçede “barış” heykeli yaptıracaklarını bildirdi. Heykelin yapımı için belediye meclisinde karar aldıklarını belirten Durak, bu anının Erdoğan Özen Kavşağı’nda yaşatılacağını belirtti. Durak, “ASALA tarafından yıllar önce katledilen diplomatlarımızı unutmamak, Ermeni terörünü de unutturmamak amacıyla bu heykeli hizmete açacağız. Ölenlerimizin ruhunun da bu şekilde şad olacağına inanıyoruz” dedi. CHP İstanbul örgütü hazır ? İSTANBUL (ANKA) CHP İstanbul İl Başkanlığı’na atanan Gürsel Tekin’in, CHP MYK’ye sunduğu yeni yönetim kadrosu onaylandı. CHP’nin İstanbul’da başkanı bulunmayan 6 ilçeye de atama yapıldı. Tekin, yönetimde görev alacakları şöyle sıraladı: “Battal İlgezdi, Gökhan Zeybek, Zafer Nuhoğlu, Uygur Çakmak, Murat Antik, Hüseyin Aydoğdu, İmam Çelik, Nalan Gonca Çelik, Seyfi Erbaş, Tuncer Meriç, Benan Baykal, Ali Rıza Akyüz, Nafiz Ünlü, Avni Aksu, Uğur Afacan, Erol Abik, Muhittin Akalyan, Yılmaz Kocaoğlu, Koray Yücel, Nevzat Altun.” ATİNA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim öncesi söylediği ve seçimden hemen sonra hazırlanması için emir verdiği anayasadaki değişiklik paketinin Türkiye’de ne kadar uygulanabileceği Yunan basınında tartışılmaya başlandı. Konu ile ilgili olarak To Vima gazetesinde yer alan bir yorumda “Eğer Türkler, model aldıkları İspanyol anayasasını uygulayabilirlerse, bu ülkede inanılmaz boyutlarda değişim yaşanacaktır” deniyor. Stathis Efstathiadis imzalı yorumda, İspanya anayasasındaki önemli noktalara dikkat çekiliyor. Başbakan Erdoğan’ın emri ile hazırlatılan anayasanın Türkiye için uygulanmasının zorluklarından bahseden yazar “Eğer Türkiye model olarak kabul ettiği İspanyol anayasasını olduğu gibi uygularsa, bu ülkede inanılmaz değişimler yaşanacaktır” yorumunu yapıyor. İspanyol anayasasının, uzun yıllar süren askeri diktatörlüğün yıkılmasından sonra hazırlanıp 1978 yılında yürürlüğe konduğu da belirtilen gazete yorumunda, “Bunu anlamak için İspanyol anayasasının sadece iki maddesini incelemek yeterlidir” deniyor. Yorumcu Efstathiadis, İspanyol anayasasının 16. maddesinde yer alan “Askeri yönetim, siyasi erk ve hükümet tarafından (…) ilgili öneriler doğrultusunda atanır” ifadesine dikkat çekiyor. Aynı maddenin devamında “Ordunun faaliyetleri konusunda siyasi erk ve hükümetler kontrol uygular” ibaresi de yer alıyor. lümde “Anayasa, İspanya ulusunun ayrılmaz birliğine dayanıp (…) ülkeyi oluşturan etnik grupların ve ‘bölgelerin’ kendilerini yönetme hakları olduğunu ve aralarındaki dayanışmayı tanıyıp, güvence altına alır” ifadesi yer alıyor. Yazara göre İspanyol anayasasında el yakıcı maddeler olsa da, AKP hükümeti değişiklikleri içeren yasayı Meclis’ten geçirmekte zorlanmayacak. [email protected] ‘Laik İslamcı karması’ Dış basında Başbakan Erdoğan’ın yeni kabinesi hakkındaki yorumlarda Abdullah Gül’ün etkisine özel vurgu yapıldı Dış Haberler Servisi Türkiye’de hafta başından bu yana yaşanan siyasi gelişmelere geniş yer veren dünya basını, yeni kabineyi de gündeme taşıdı. İngiliz yayın kuruluşu BBC, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından sunulan ve yeni Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanan yeni kabinenin, laiklerle İslami görüşlü siyasileri birleştirdiği yorumunda bulundu. İngiliz Independent gazetesi ise kabineyi onaylayan Abdullah Gül’ün Avrupa Birliği üyeliği için yeni bir kampanya başlattığını ve eski ekonomi bakanı, yeni Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın AB müzakerelerinde ve ekonominin iyileştirilmesinde önemli rol oynayan bir isim olduğunu yazdı. Financial Times gazetesi de Erdoğan’ın, kabinede önemli değişiklikler yaparak bazı çevreleri şaşırttığı değerlendirmesinde bulundu. En önemli değişikliğin Dışişleri Bakanlığı’na getirilen Ali Babacan’ın AB baş müzakerecisi olarak görevine devam etmesi olduğunu ifade eden gazete, önemli bakanlıklarda ciddi bir değişiklik yapılmadığını bildirdi. Amerika’nın Sesi Radyosu da yeni kabinede en dikkat çekici değişikliğin Dışişleri Bakanlığı koltuğunda yaşandığı yorumunu yaparak Ali Babacan’ın ABD’de eğitim aldığına dikkat çekti. Radyo, Babacan’ın, Gül’ün “yakın bir dostu” olduğunu vurguladı. International Herald Tribune gazetesi, yeni kabinede yer alan en az 3 bakanın İslami geçmişe sahip olmadığını belirtti. Fransa merkezli haber kanalı Euronews, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ilk iş olarak yakın dostu Başbakan Erdoğan tarafından hazırlanan yeni kabineyi onayladığını yazdı. İsrail’de yayımlanan Jarusalem Post gazetesi, İslamcılarla laiklerin karışımından oluşan yeni kabinede yer alan reform yanlısı isimlerin Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki kararlılığının işareti olduğunu vurguladı. Katar merkezli El Cezire televizyonu da Abdullah Gül’ün onayladığı yeni kabinenin, AKP’lilerle laiklerin karışımı olduğu değerlendirmesinde bulundu. Haberde “iş dünyasıyla yakın bağları olan” yeni kabinenin AB’ye üye olabilmek için gereken değişiklikleri yapma hedefi taşıdığı ifade edildi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 U ZLAŞMA ARAMAYAN AKP’YE KARŞI UZLAŞMACI MUHALEFET YAPACAK MHP alternatif olmaya oynuyor AYŞE SAYIN Azınlıklar İspanyol anayasasının 2. bölümünü de yorumlayan yazar, azınlıklarla ilgili maddenin içeriğini gündeme getiriyor. Buna göre 2. bölümde ülkedeki etnik grupların varlıkları ve “bölgeleri” kabul edilip, yönetimsel olarak serbest olacaklarına gönderme yapılıyor. Bu bö ANKARA Cumhurbaşkanlığı seçimi oylamasına girerek AKP’nin elini rahatlatan MHP, bundan sonra izleyeceği muhalefet stratejisinin de ipucunu verdi. CHP’nin seçimlerden önce izlediği “seçimi kilitleme” stratejisinin AKP’ye yüzde 10’luk oy artışı olarak yansıdığı savunmasını yapan MHP, seçmenin kendilerine “uzlaşmacı ve sorun çözen muhalefet” görevi verdiği görüşünde. MHP Grup Başkan Vekili Mehmet Şandır, Cumhurbaşkanlığı seçiminin önünü açarak “demokratik sorumluluklarını ve halkın kendilerine verdiği görevi yerine getirdiklerini” söyledi. CHP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik sergilediği muhalefet anlayışının seçmen tarafından kabul görmediğini savunarak “Cumhurbaşkanlığı seçiminin önünü açma” stratejisi izleyen MHP, kamuoyundaki “kavgacı” imajını da silmek istiyor. MHP Grup Başkanvekili Şandır, Cumhurbaşkanlığı oylamasına gireceklerini baştan ilan etmelerinin gerekçesini “seçimlerde halkın kendilerine verdiği mesaja” bağladı. Şandır, “Biz 11. cumhurbaşkanı seçilmesinin önünü açtık. Bu bir demokratik sorumluluktur. Biz milletin bize verdiği görevi yerine getirdik” dedi. Son dönemde yaşayan gerginliğin aşılmasında siyaset kurumunun önemli rol oyna yacağını da vurgulayan Şandır, MHP olarak Meclis’te “uzlaşmacı, sorun üreten değil, çözen politika izleyeceklerini” söyledi. Siyaset kurumunun demokrasi, hukuk dışı müdahalelere fırsat vermemesi için gereken özeni göstermesi gerektiğini vurgulayan Şandır, “Siyaset görevini yapmazsa, siyaset dışı güçler devreye girecektir. Partimiz, siyasetin görevinin TBMM’nin çalışır vaziyette olmasını sağlamak olduğu inancıyla elinden geleni yapacaktır” diye konuştu. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle