19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 AĞUSTOS 2007 PERŞEMBE 6 HABERLER PKK’deki sorun lider kadro değil, lojistik ve militan akışıyla ekonomik kaynaklar PERŞEMBE ORHAN BURSALI ABD Türkiye’yi oyalıyor MEHMET FARAÇ Seçim, CHP ve Sol CHP, rengi, kişiliği belirli bir programla mı seçimlere girdi? Bunu söylemek zor. Deniz Baykal yönetimi hangi kesimlerin oylarına talipti? Nasıl bir programla kitlelerin karşısına çıkıyor? CHP’ye atfedilen “solculuk”, “sosyal demokrasi” ile CHP’nin söylemi ne kadar örtüşüyor? CHP’nin Meclis’te ve ülkede, neoliberalizmin her şeyi “para, kazanç, satış ve ticaret unsuru” olarak gören ve programını AKP aracılığıyla sürdürdüğü şiddetli saldırıya karşı dile getirdiği bir karşıduruşu var mı? Bu saldırı karşısında en çok kayba uğrayan çalışan kitleleri kimlikleriyle, yurttaş olarak, onuruyla ayakta tutacak bir dayanışma programı söz konusu mu? Cumhuriyetin ve bütün çağdaş demokrasilerin “kimlikli yurttaş” politikası ve anlayışının yerine AKP’nin (bütün siyasal İslamcıların!) kafaca ve kesece bağımlı “sadaka yurttaş” yaratma politikası koymasına karşı, nasıl bir karşıduruşu vardı CHP’nin? ??? Sosyal demokrasi, sol politikalar bütünlüklüdür, yani bir anlayışlarpolitikalar bütünüdür. CHP, bir yamalı bohça politikasının adresidir. Büyümeyi “sağdan insan devşirme”, “sağcı söylemler” ile gerçekleştirebileceğini ve sağa açıldıkça, sağ seçmeni partiye çekeceğini ve bu yolla seçimi kazanabileceğini sanmaktadır. Oysa bütün ana politikaların sahipleri vardır! Örneğin milliyetçilik konusunda MHP ile yarışamazsınız. Milliyetçiliğin yükseldiği dönemlerde, bu seçimlerde de görüldüğü gibi, kendi tabanınızdaki, size güveni olmayan milliyetçi eğilimi ağır basan seçmeni de, örneğin Kürt politikasında “en kararlı!” bir duruşu sergileyen MHP’ye kaptırırsınız. CHP’nin Kürt politikası nedir? DoğuGüneydoğu politikası nedir? Bu konuda sert söylemlerin, sosyal demokrasinin ırklar, azınlıklar arasında dayanışmacı, bütünleştirici, kardeşliği vurgulayıcı anlayışıyla ne ilgisi var? CHP neden Güneydoğu’ya gidemedi? CHP neden “Türkiye’nin kitlesel partisi” olma niteliğini yitirdi bu seçimlerde? Kürt halkına, Kürt milliyetçiliği ve silahlı örgütlere karşı ne gibi fırsatlar, olanaklar sundu? Yeni liberal ekonomi politikalarında ise AKP ile yarışamazsınız. AKP, hegemonyacı güçlerin, ABD hegemonyasının bölgedeki çıkarlarının aleti durumundadır. AKP, küresel yeni liberal ekonomi politikalarının, üstelik en fazlasıyla, ülkemizdeki en iyi uygulayıcısıdır. Ülkemizde ekonomi ve politikasıyla, dış güçlerin çıkarlarına en iyi hizmet edebilecek bir başka parti yoktur. Çünkü AKP’nin çıkarlarıyla uluslararası güçlerin çıkarları, ülkemizde tam bir örtüşme halindedir. Birbirlerini besleyerek gelişecek bir çizgide yürüyorlar. “Ben biraz da yeni liberal olurum” derseniz, oradan oy gelmez, hakiki adresler varken, uyduruk markalara insan gitmez! Buna karşılık, CHP, bugüne karşı, gerçek bir sosyal demokrat seçenek sunabilirdi ve sunabilir. Zaten CHP’nin sorunu bunu gerçekleştirememesinden kaynaklanıyor. İnsan seni ne kuş olarak görüyor (merkez – merkez sağ) ne de deve (sosyal demokrat vb). ??? Türkiye’nin yeni bir politika inşası gerek: * Çalışanların örgütlenmesini destekleyecek, sosyal kazanımlarını koruyacak; * Tarımda en azından hemen her türlü tarımsal verim artışını ve uluslararası talebi olan yeni ürünlerin çağdaş teknolojilerle üretilmesini hemen sağlayacak bilimsel teknik politikalar uygulayacak; ve bu yolla tarımı zenginleştirecek ve uluslararası rekabete karşı koruyacak; * Milli gelirin dağılımındaki uçurumu ve gelirler arasındaki haksız farklılıkları giderek azaltacak; * Ulusal (özel ve kamu) ekonomiyi uluslararası türbülanslara karşı güçlendirecek önlemleri hemen alacak; bugüne kadarki kazanımlarını istikrara kavuşturacak; yatırım koşullarını iyileştirecek; ARGE’yi destekleyecek; uluslararası pazarda payını sürekli artırmaya yönelecek; * AB’ye karşı ilişki kesici değil, Türkiye’nin çıkarlarını koruyarak ilişki geliştirici; küresel ekonominin fırsatlarını yakalayıcı politikalar izleyecek; * Ülkede solun imajını sürekli iyileştirecek; * Türkiye’nin komşularıyla ilişkilerini iyileştirici bir atmosfer için çalışacak; çevremizdeki hegemonyacı politikaları güçlendirecek değil zayıflatacak; savaşı değil barış içinde sorunları çözmeyi ön plana alacak; * En önemlisi: Demokrasiyi, insan hak ve özgürlüklerini gerçekten geliştirecek politikalara şiddetle ihtiyaç var... CHP, toplumla nasıl bir yeni diyalog kurabilecek? Şüphesiz Türkiye zor bir ülke. Ekonomisiyle, insanıyla, insan kalitesiyle, ordusuyla, partileriyle, dinci gerici politikacılarıyla, bekleyen krizleriyle, çevresiyle, öncü ve cesur politikacı eksikliğiyle... CHP’nin yapısal olarak değişmesi gerekir. Bu nasıl gerçekleşir, işte bu muamma! Sırada bekleyen politikacılar mı bunu yapacak, kadınlara ve gençlere yolu açarak mı, önce ilkeler ve politikalar ortaya konarak ve buna göre örgütlenerek mi? AYEDAŞ’tan hızlı hizmet ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım AŞ (AYEDAŞ), İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü ile başlattığı ortak bir çalışma ile abonelik işlemlerinin hızlı ve kolay yapılmasına yönelik projeyi uygulamaya koydu. AYEDAŞ Genel Müdürü Fikret Akbaş, müşterilere kolaylık ve avantajlar sağlayan bu uygulamadan dolayı hatalı bilgi girişi ihtimalinin de ortadan kalktığını söyledi. ABD’nin, PKK’nin lider kadrosuna yönelik operasyon yapacağı iddiası tartışılırken Abdullah Öcalan’ın yakalanması ve kardeşinin kalabalık bir grupla örgütten kopmasına rağmen terör grubundaki yapılanmanın giderek ivme kazanması göz ardı ediliyor. PKK üst yönetiminin pasifize edilmesinden önce lojistiği, para akışı ve militan katılımının engellenmesi, beslendiği ekonomik ve siyasi kaynakların kurutulması gerekiyor. PKK’nin son bir yıl içerisinde saldırılarını arttırmasının ardından TSK birliklerinin Güneydoğu sınırındaki hareketliliği sürerken örgütün çökertilmesinde lider kadroya yönelik operasyon artık ilk seçenek olarak dillendiriliyor. PKK’nin üslendiği başta Kandil Dağı ve çevresindeki zorlu coğrafi koşullar, ? 22 Temmuz seçimleri öncesinde gündeme getirilen bazı PKK’lilerin Türkiye’ye teslim edileceğine ilişkin plan son günlerde yeniden ısıtılıyor. Ancak Öcalan’ın Kenya’dan getirilmesi gibi çok gizli şekilde yapılması gereken böylesi bir operasyon planının genel seçimlerin hemen ardından tuhaf biçimde deşifre olması, ABD’nin terörle mücadele konusunda Türkiye’yi oyaladığına ilişkin ciddi bir kanıt olarak öne çıkıyor. ABD’nin Irak’taki sıkıntılı konumu ve Kürtlerle stratejik ilişkileri nedeniyle örgüte yönelik kapsamlı bir operasyon ilk planda tercih edilmiyor. ABD, PKK’nin sınır dışındaki 5 bin militanıyla hem askeri risk açısından hem de bölgedeki Kürt grupları ürküteceği gerekçesiyle siyasi bakımdan çatışmaya girmek istemiyor. 22 Temmuz seçimleri öncesinde gündeme getirilen bazı PKK’lilerin Türkiye’ye teslim edileceğine ilişkin plan ise son günlerde yeniden ısıtılıyor. Ancak Öcalan’ın Kenya’dan getirilmesi gibi çok gizli şekilde yapılması gereken böylesi bir operasyon planının genel seçimlerin hemen ardından tuhaf biçimde deşifre olması, ABD’nin terörle mücadele konusunda Türkiye’yi oyaladığına ilişkin ciddi bir kanıt olarak öne çıkıyor. ANTIKLI DEĞİL M Kaldı ki böylesine bir operasyondan kolaylıkla ve kesin sonuç alınması ihtimali de görünmüyor. PKK’nin tamamen çökertilmesine yönelik bir beklen Murdoch, Dow Jones’u da aldı ? Haber Merkezi Dünyanın en büyük medya patronlarından Rupert Murdoch, Wall Street Journal’ın yayıncısı Dow Jones’u 5.6 milyar dolara satın aldı. Murdoch’ın şirketi News Corp. ve Dow Jones tarafından yapılan ortak açıklamada, satış işleminin onaylandığı bildirildi. Türkiye’de de Fox TV aracılığı ile faaliyet gösteren Murdoch’ın diğer medya şirketleri arasında New York Post, 20th Century Fox gibi şirketler bulunuyor. Alaska’da eğitime katılan uçaklar dönüyor tiyi lider kadronun pasifize edilmesine kilitlemek, geçmişte yaşanan olaylara bakıldığında mantıklı da gelmiyor. Bu saptamaları kanıtlayan gerekçeleri sıralamak gerekiyor: Öcalan’ın 1999 yılında ABD’nin desteğiyle yakalanarak Türkiye’ye getirilmesinin ardından PKK’nin ciddi bir sarsıntı geçirdiği, militanların moralsizliğe sürüklendiği, örgütte küçük çaplı kopmalar olduğu ve eylemsellik açısından da önemli bir düşüş yaşandığı biliniyor. Ancak Öcalan operasyonunun ardından PKK’nin üç kongre yaparak adını birkaç kez değiştirmesi, eylemlerde vurkaç yöntemine dayalı bir stratejiye yönelmesi ve Avrupa kadrolarında revizyon yapması ise toparlandığını gösteriyor. Tüm bunlara karşın Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan’ın, lider kadrosunda önemli görevler almış Hüseyin Kaytan, Nizamettin Taş, Kani Yılmaz, Hıdır Sarıkaya, Halil Ataç ve Hıdır Yalçın gibi isimlerle birlikte örgütten ayrılmasının PKK’ye çok ciddi bir darbe vuramadığı da gözden kaçırılıyor. Bu militanların yeri örgüt içinde 10 ile 20 yıl arasında mücadele eden başka isimlerce kolayca dolduruluyor. Osman Öcalan ayrılmasına karşın PKK’nin, Waletparez adlı ekibin, başta Kani Yılmaz olmak üzere, kimi kadrolarına yönelik gerçekleştirdiği öldürme eylemlerinin örgütteki çözülmeyi durdurduğu da unutuluyor. RGÜTÜ ETKİLEMEZ Ö Kandil Dağı’ndaki Murat Karayılan, Cemil Bayık, Bahoz Erdal, Rıza Altun, Duran Kalkan, Ali Haydar Kaytan, Mustafa Karasu ve diğer yöneticilerin gerek TürkiyeABD işbirliğiyle yakalanması ya da pasifize edilmesinin örgütü ciddi biçimde etkileyeceği beklentisi de hayalden öteye gitmiyor. Bunun da iki önemli gerekçesi bulunuyor: PKK’de kadroların yüzde 30’luk bölümü terör eylemlerinin başladığı 1984 yılından bu yana kırsalda mücadele etmeyi sürdürüyor. Çok büyük bölümü yönetici konumuna gelmiş bu teröristlerin, PKK’ye yönelik olası bir operasyonunun ardından boşlukları doldurabileceği varsayılıyor. Kaldı ki böylesine bir operasyonun ardından PKK’nin kentlerdeki birimleriyle Güneydoğu kırsalındaki militan gruplarının kanlı eylemlere yönelebileceği de ciddi bir olasılık olarak değerlendiriliyor. Son 20 yıl içinde 30 binden fazla militanının öldürülmesinin ardından örgütün siyasal beklentilerinin dışında devletle uzun süreli kan davasına girişmesi ve bundan vazgeçmeyeceği de gözden kaçırılıyor. Tüm bunlar PKK liderlerinin Türkiye’ye teslim edilmesini içeren planın örgütü çökerteceği beklentisinin kolaylıkla gerçekleşmeyeceğini gösteriyor. AvrupaTürkiye hattındaki para trafiği, teröristlere 20 yılı aşkın süredir dağlarda barınma olanağı sağlayan lojistik hatlar, militan katılımı, Kürt grupların koruması, Avrupa’daki ekonomik ve siyasal destek engellenmedikçe, PKK’ye yönelik üçüncü lider operasyonunun da ciddi bir sonuç vermeyeceği apaçık ortada duruyor. Son Nokta’da 54 yıl hapis istemi ? İstanbul Haber Servisi İstanbul, Muğla ve Aydın’da çıkar amaçlı bir suç örgütüne yönelik düzenlenen ve “Son Nokta’’ adı verilen operasyon kapsamında gözaltına alınan 28 şüpheli hakkında, 1.5 ile 54 yıl arasında değişen hapis cezaları istemiyle iddianame hazırlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, soruşturmanın tamamlanması sonrası hazırlanan 62 sayfalık iddianamede, tüm şüphelilerin haksız çıkar elde etmek amacıyla ortak kararla bir araya geldikleri ve bu yönde faaliyette bulundukları belirtildi. T ürk Hava Kuvvetleri’nin Alaska’daki Red Flag 2007 eğitimine katılan uçakları dönüşe geçti. Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Konya’dan Alaska’ya okyanusu aşıp 15 bin kilometre yol kat ederek ulaşan uçaklar, eğitimin ardından Alaska’daki Eilson Hava Üssü’nden başlayarak sırasıyla Cold Lake (Kanada), Goose Bay (Kanada) ve Lakenhealth (İngiltere) üzerinden geri dönüş yolculuğuna başladılar. Savaş uçakları, yakıt ihtiyacını seyir halindeyken iki yakıt uçağından gideriyorlar. (Fotoğraf: AA) Washington hükümetinin Irak’ta dağıtılan silahların akıbetini bilmediği ortaya çıktı ABD’den ürküten rapor Dış Haberler Servisi ABD hükümetinin, 2004 ve 2005 yıllarında Irak silahlı kuvvetlerine dağıtılan yaklaşık 190 bin silahın akıbetinin ne olduğunu bilmediği ortaya çıktı. Türkiye’nin geçen ay dile getirdiği, PKK’nin ABD’nin Irak ordusuna verdiği silahları bir şekilde ele geçirdiğine yönelik iddialara ilişkin kaygı, Amerikan sayıştayının dün açıkladığı raporla daha da artacak. ABD sayıştayının raporunda, “ordunun, Irak silahlı kuvvetlerine verilen 110 bin adet AK47 (Kalaşnikof), 80 bin tabanca, 135 bin koruma ekipmanı ve 115 bin kaskın akıbetinin ne olduğunu söyleyebilme noktasında olmadığı” belirtildi. Bu silah ve teçhizatın, ABD ordusunun Irak güçlerini yeniden yapılandırmaya çalıştığı dönemde, Haziran 2004 ile Eylül 2005 arasında ortadan kaybolduğu kaydedildi. Raporda, ordunun 2004’ten beri bu silah ve teçhizatla ilgili sistematik olarak kayıt tutmamış olduğunun ortaya çıktığına da dikkat çekildi. Sık sık İran’ı Irak’taki direnişçilere silah sağlamakla suçlayan Washington’ın, 2003’ten beri Irak silahlı kuvvetlerine toplam 19.2 milyar dolarlık finansman sağladığı belirtiliyor. ABD Başkanı George Bush’un, Irak’taki durumla ilgili olarak kendi partisi içinden bile eleştiri oklarına hedef olduğu bir dönemde yayımlanan raporda, Irak Başbakanı Nuri el Maliki’nin, kendi başlarına operasyon yürütmeye yetkin Iraklı birliklerin sayısına ilişkin tatmin edici gelişme sağlayamadığı da ifade ediliyor. Gündoğdu’ya stent takıldı ? İstanbul Haber Servisi TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, enfarktüs geçirdi. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi altına alınan Gündoğdu’ya anjiyo yapıldığı, tıkalı damarına stent takıldığı bildirildi. Gündoğdu’nun sağlık durumunun iyi olduğu ancak tedavisine bir süre daha devam edileceği kaydedildi. PKK’Lİ ALTUN’UN SERBEST BIRAKILMASI ESKİ GENELKURMAY BAŞKANI ORGENERAL ÖZKÖK: Dışişleri: Avusturya’yı AGİT’e şikâyet ettik ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Levent Bilman, Avusturya’nın, terör örgütü PKK’nin Avrupa’daki elebaşılarından Rıza Altun’u serbest bırakıp Irak’a göndermesiyle ilgili olarak, Türkiye’ye henüz tatmin edici bir açıklamada bulunmadığını, bu ülkeyi Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na (AGİT) şikâyet ettiklerini, aynı yönde bir başvuruyu Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde de gerçekleştireceklerini söyledi. Bilman, haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Avusturya’nın, terörist Altun’u serbest bırakıp Viyana’dan Erbil’e göndermesiyle ilgili olarak Türkiye’nin girişimlerine bir yanıt verip vermediğinin sorulması üzerine Bilman, “Avusturya’dan bizi tatmin edecek nitelikte herhangi bir izahat aldığımızı söyleyemem” dedi. “Kendilerince bazı gerekçeler öne sürmüş olmakla birlikte, Avusturya’nın Interpol kırmızı bülteniyle aranan, aynı zamanda hakkında Avrupa Tutuklama Müzekkeresi olan bir şahsı bu şekilde Irak’a yollaması kabul edilmez bir durumdur” diyen Bilman, Avusturya nezdindeki girişimlerinin yanı sıra AGİT başta olmak üzere uluslararası örgütler nezdinde de ülke hakkında şikâyette bulunduklarını bildirdi. Bilman, Altun’un Irak’tan da iadesini istediklerini, ancak henüz bir yanıt alamadıklarını söyledi. Bilman, Irak Başbakanı Nuri el Maliki’nin Türkiye ziyareti ile ilgili ise programın henüz netleşmediğini, ancak El Maliki’nin 678 Ağustos tarihlerinde Türkiye’de olmasını beklediklerini belirtti. Amerikan yönetiminin, PKK’ye karşı Türkiye ile birlikte gizli bir askeri operasyon planladığı iddialarına ilişkin soru üzerine Levent Bilman, “Bir Amerikan günlük gazetesinde çıkan yorumlar hakkında böyle çeşitli spekülasyonlar yapıldı, biliyorum. Bu konuda herhangi bir yorumda bulunmak istemiyorum. Haberin doğruluğu veya yanlışlığı konusunda da bende bir bilgi yok” dedi. Irak’ta katı politikalarla bir yere varılamaz İZMİR (AA) Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Türkiye’nin Kuzey Irak politikasının “Irak’ın bir bütün olduğu” görüşüne dayalı olduğunu belirtti. Politikaların her zaman elden geçirilmesi gerektiğini, politikaların uyum meselesi olduğunu ifade eden Özkök, “Benim politikam budur, ben böyle gideceğim” deyip katı politikalarla bir yere varılamayacağını söyledi. Anadolu Ajansı’na konuşan eski Özkök, Irak’ın kuzeyinin devlet meselesi olduğunu belirtti. Özkök, “Bu konu bütünüyle siyasidir, onun içerisindeki askeri konu, güvenlik konuları bellidir. Bunlar PKK’dir, oradaki silahlı gruplardır. Onlarla silahlı kuvvetler uğraşacaktır. Ama bu uğraşı aynı zamanda siyasetle de ilişkilidir. Onun için Genelkurmay Başkanımız ‘Siyasi hedef verilmelidir’ diyor. O siyasi hedefi destekleyecek askerlerdir. Politikalar daima gözden geçirilmelidir, hep masa üzerinde olmalıdır” diye konuştu. ABD’de Hudson Enstitüsü’nde yapılan toplantıyla ilgili herhangi bir bilgisi olmadığını söyleyen Özkök, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu toplantılar her şeyin serbestçe söylenebildiği toplantılardır. Orada birisi böyle söyledi diye, böyle hemen reaksiyon gösteriyoruz. Biz Türkiye olarak çok hassasız, ben o kadar reaksiyon göstermiyorum.” Türkiye’de de böyle toplantılar olduğunu, raporlar hazırlandığını hatırlatan Özkök, “O tür toplantılarda insanlar çeşitli şeyler üzerine konuşabilirler ve bir konuşmacı kalkar, meşhur haritadan bahseder. Haritadan bahsetti diye bu böyle olmaz. Ben de toplantılara katıldım. Türkiye’nin tezlerini çok rahatlıkla anlattım. Kimi beğendi, kimi beğenmedi. Ne zaman ki bir resmi Amerikan politikası, Rusya politikası veya Türkiye politikası olur ve onun uygulamalarını görürsünüz, mesele o zamandır” dedi. obursali?cumhuriyet.com.tr ABD SÖZCÜSÜ TOM CASEY İddiaları casus romanına benzetti WASHINGTON (AA / ANKA) ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tom Casey, Washington yönetiminin PKK’ye karşı Türkiye ile birlikte Kuzey Irak’ta gizli bir askeri operasyon düzenlenmesini planladığına ilişkin iddiayı “casus romanına” benzetti. Casey, dün düzenlediği basın toplantısında Amerikan Washigton Post gazetesinde geçen pazartesi yer alan iddia hakkında hiçbir bilgisi olmadığını belirterek “Bu bir casus romanına benziyor, ama benim bildiğim ya da bilsem bile yorumda bulunabileceğim bir şey değil” diyerek bu konuda bilgi için ABD’nin diğer kurumlarına başvurulmasını önerdi. GAZETECİYE TEPKİ YUNAN Öte yandan, Casey, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt hakkında “müstakbel diktatör” ifadesini kullandığı için 28 Haziran’da terslediği Yunanlı gazeteciyi, yine aynı ifadeyi dile getirmesi üzerine bir defa daha azarladı. Casey, Büyükanıt’ın sıfatının, Türk Genelkurmay Başkanı olduğunu vurguladı. 4 kişiye 137 biner YTL ? ANKARA (AA) Şans Topu çekilişinde kazanan numaralar, “9, 14, 15, 26, 30 ve + 8” olarak belirlenirken 5 +1 bilen 4 kişi, 137 bin 648 YTL 70’er Ykr kazandı. Çekilişte, 5 bilenler bin 854 YTL 40’ar Ykr , 4 +1 bilenler 148 YTL 60’ar Ykr, 4 bilenler 16 YTL 65’er Ykr, 3 +1 bilenler 9 YTL 60’ar Ykr, 3 bilenler 714 kişi 2 YTL 10’ar YKr, 2 +1 bilen 2 YTL 90’ar YKr, 1 +1 bilenler bir YTL 45’er YKr kazandı. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle