19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 TEMMUZ 2007 PAZARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI B B B B B B B B B 33 36 33 33 39 40 41 41 27 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B B B B B B B B B 28 29 26 29 37 34 36 34 38 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B Y Y Y 38 34 41 42 38 40 32 26 25 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun doğu kesimleri parçalı bulutlu, Doğu Anadolu’nun doğusu ile Doğu Karadeniz’in doğusu kısa süreli sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı; kuzey ve doğu kesimlerde 2 ila 4 derece azalacak. Diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y Y Y Y Y Y Y Y Y 16 18 18 21 20 20 20 20 27 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y PB B Y B B B B Y 25 36 38 29 33 34 28 32 27 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı B B B B B B B B B 24 35 24 35 31 22 34 40 41 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Yeni Meclis.. ? Baştarafı 1. Sayfada Eski merkez sağ iktidarları döneminde Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı’nın eşleri tesettürlü değillerdi. AKP iktidarında ise Başbakan, Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı adayının eşleri tesettürlüdürler. Siyasal literatüre, dışarıya bağlanmış bir ekonomide, tesettürü savunan merkez sağ partisi edebiyatını da kattık. ? 2 Temmuz seçimleri yeni bir Meclis ortaya çıkardı. Eski Meclis temelde iki partili olarak tanımlanabilirdi; seçmen tabanını sayısal olarak neredeyse yarı yarıya dışlıyordu. Yeni Meclis seçmen tabanını daha çok kucaklıyor ve şimdilik dört gruptan oluşuyor; üstelik beşinci grup olasılığı da gündemdedir. Türkiye zorlu günlere gebedir. Yeni Meclis ağır sorunları çözmek ve büyük görevleri üstlenmek durumundadır. Çiftçinin zor yazı ? Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY DSİ yetkilileri, kuraklığın sürmesi halinde önümüzdeki yıllarda büyük sıkıntılar yaşanacağına dikkat çekiyor. Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü ise son 20 yılın yağış oranlarına göre, bu yıl ortalama yüzde 30’luk bir azalma olduğunu açıkladı. Sonbahar aylarında yağış başlasa bile barajların dolmasının zor olduğunu belirten yetkililer “Yağışlar kış boyunca mevsim normallerininin üzerinde devam ederse barajlarda kıpırdanma olur” dedi. Yağmur artık çözüm değil Bundan sonra yağmur yağsa bile ayçiçeği tarlalarının çoğu kuruduğu için artık verim alınması mümkün değil. Uzmanlar, bölgede ayçiçeği bitkilerinin büyük çoğunluğunun çiçeklenme devresinde olduğunu ve ayçiçeğinin en fazla bu devrede suya ihtiyaç duyduğunu belirtiyor. Çiftçiler, kuraklık nedeniyle Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Bankası borçlarının 1 yıl süreyle ertelenmesini istiyor. Bu konuda Bakanlar Kurulu’nun 4 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayımlanan kararına göre, vadesi henüz gelmemiş veya vadesinden itibaren 90 günlük bekleme süresi içerisinde olan tarımsal kredi borçları, kararın yayım tarihini takip eden ayın birinci işgünü itibarıyla ilgili mevzuata göre faiz tahakkuk ettirilmek suretiyle 1 yıl süreyle ertelenecek. Kuraklık desteğinden faydalanmak isteyen çiftçilerin ilgili tarım il ve ilçe müdürlüklerine şahsi başvuru süreleri ise yarın doluyor. Kuraklık nedeniyle çiftçilere destek ödenecek iller, Adana, Afyonkarahisar, Aksaray, Amasya, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, 50 DERECEDE EKMEK KAVGASI TEVFİK AKBAŞ AYDIN Aşırı sıcakların getirdiği olumsuz etkileri Aydın’ın ilçelerindeki pamuk işçileri bir başka yaşıyor. Söke Ovası’ndaki pamuk işçileri, 50 dereceye ulaşan sıcağın altında ekmek kavgası veriyor. 1520 YTL yevmiyeyle çalışan işçiler, buna bir de işçi ile işveren arasında aracılık edenlere verilen “dayı başı” parası kesintisi uygulandığını, ellerine bir şey geçmediğini söylüyor. Tarım işçilerinden Nevcihan Tosun, yaşadıkları zorlukları şöyle aktarıyor: “Çoluk çocuk ekmek parası için Siirt’ten geldik. Kurduğumuz naylon çadırlarda kalıyoruz. Çocuklarımızı dere suları ile yıkıyoruz. Hastalandıklarında, kazancımız doktor ve ilaç paralarına gidiyor. Az bir yevmiye alıyoruz. Bu yetmiyormuş gibi dayı başı ücretlerini de biz ödüyoruz. Buna bir çözüm yolu bulunmalı.” Ayçiçeği tarlaları kuruyan Trakyalı çiftçi perişan. Bolu, Burdur, Çankırı, Çorum, Denizli, Eskişehir, Gaziantep, Gümüşhane, Hatay, Isparta, İzmir, Kahramanmaraş, Karaman, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Mersin, Muğla, Nevşehir, Niğde, Ordu, Samsun, Sinop, Sıvas, Tokat, Uşak ve Yozgat olarak belirlendi. Destekleme ödemeleri Bu arada hükümetin, hububat üreticilerine bir yıl, çeşitli yağlı ürün üreticilerine de 5 yıl süreli destekleme primi ödeyeceği açıklandı. Prim miktarları ve primden yararlanmak isteyenlerin başvuru süresi Tarımsal Destekleme ve Yönlendirme Kurulu tarafından belirlenecek. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın ve tarım sektörünün ihtiyaç duyduğu öncelikli konulara ilişkin bilgi ve teknolojilerin geliştirilmesiyle çiftçiler ile tarımsal sanayicilere aktarılması amacıyla uygun görülen araştırma geliştirme projelerine de destekleme ödemesi yapılacak. Balıkçılar da zor durumda Türkiye’nin önemli sulak alanlarından biri olan dünyaca ünlü Kuşcenneti Milli Parkı’ndaki Manyas Gölü tarihinin en kurak zamanlarını yaşıyor. Gölün suları, 2 kilometreye yakın çekilirken su derinliğinin gölün büyük bölümünde 3040 santimetre kadar düştüğü belirtildi. Bu durum bölgedeki balıkçıları zor durumda bıraktı. Geçen yıl, her gün tonlarca balığın avlandığı Bereketli köyündeki iskele toprak altında kalırken geçen yıl balıkların yüzdüğü sahillerde inekler otluyor. Kuraklıktan Kuşcenetti de olumsuz etkilenirken 266 kuş türünden çoğunun bölgeden göç ettiği, 20 kuş türünün kaldığı belirtiliyor. Sıcak hava terk etmiyor Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, hava sıcaklığının tüm yurtta hafta ortasına kadar mevsim normalleri üzerinde seyretmeye devam edeceği, çarşamba ve perşembe günleri kuzey ve iç bölgelerde azalarak mevsim normallerine ineceğinin tahmin edildiği kaydedildi. Buna göre, bugün bütün bölgeler az bulutlu ve açık, zamanla kuzey ve iç kesimler parçalı çok bulutlu, akşam saatlerinde Batı Karadeniz’in iç kesimleri, İç Anadolu’nun güneyi, Orta ve Doğu Akdeniz’in iç kesimleri kısa süreli sağanak yağışlı geçecek. AÇI C UZMANLAR UYARDI MÜMTAZ SOYSAL Renksizliğin Rengi SANKİ her şey bitmiş ve sıra Türkiye Cumhuriyeti’ne “renksiz bir anayasa” yapmaya gelmiş gibi, daha yeni Meclis toplanmadan derin bir hukuk tartışmasıdır başlatıldı ki, evlere şenlik. Neymiş, anayasalara ideoloji sokulmamalı ve Türk anayasasından Kemalizme, Atatürk’e ve devimlerine ilişkin ne türlü söz, deyim ya da kural varsa çıkarılmalıymış. Asıl şaşırtıcı olan bu önerinin kimi anayasa hukukçuları canibinden gelmesi. Oysa, her devlet anayasasının o devleti doğuran olayların, düşüncelerin, inançların izini taşıması, her anayasanın o ülkenin tarihine ve koşullarına özgü olması kadar doğal bir şey olamaz. Bütün hukuk dalları arasında belki de en özgün, en yerli olan daldır anayasa hukuku. Evet, “birtakım genel esaslar”dan söz edilebilir, ama bunlar bile nihayet bu hukukun gelişmesine öncülük etmiş toplumların çeşitli deneyimlerinden süzülüp gelen “örnek”leri ya da “ders”lerdir. Ama, örneğin İngiltere’nin, Amerika’nın, Fransa’nın tarihlerini, hangi kuralın neden, niçin, nasıl konduğunu bilmeden o örnekleri iyi anlayabilir ve onlardan doğru dersler çıkarıp kendi ülkenize uyarlayabilir misiniz? ine de o “birtakım genel esaslar”ı alıp “renksiz anayasa” yapma çabaları hiç eksik olmamıştır. En çarpıcı misal, şimdiye kadarki Türk anayasalarının en uzun ömürlüsü olan 1924 Anayasası’dır. Cafcaflı sözcüklerle yazılmış bir “başlangıç” bölümü olmayan, İstiklal Harbi’nden, Mustafa Kemal’den söz etmeyen, biraz Polonya ve Belçika anayasalarından esinlenerek yazılmış “renksiz” bir anayasa. Ama, Cumhuriyet tarihinin en “renkli” döneminde uygulanan. Yani Mustafa Kemal ve onun devrimci kadroları varken. Peki, 27 Mayıs sonrasında 1961 Anayasası’yla birlikte niçin açıkça Kemalist renk taşıyan ya da taşıma iddiası olan anayasalar dönemine girilmiştir? Çünkü o tarihe gelirken, daha İkinci Dünya Harbi sona ererken görülmüştür ki Türkiye, Atatürk’ün yokluğunda Cumhuriyeti kemiren, kanla, özveriyle elde edilmiş kazanımları yıkmaya yönelik sinsi bir “karşıdevrim” tehdidiyle karşı karşıyadır. O zamandan beri Türk anayasacılığının başlıca kaygısı o kazanımları anayasa kurallarıyla koruyabilmek oldu. Bunun tek başına yetersiz olacağını, asıl çarenin devrimciliğin ekonomik ve sosyal yönlerini sürdürmek olduğunu bazen bilerek... Bazen de saf saf, o sürdürülüş olmadan da soyut kurallarla ve sadece tekrarlanan bir adla bir yerlere varılabileceğine inanarak. imdi karşıdevrimci bir ortamda Atatürk’ü ve gerçekleştirmek için yola çıktığı ilkeleri anayasadan ayıklamak, bir bakıma onun adından ve gölgesinden korkmak değildir de nedir? Ama böyle bir korkunun varlığı, söz konusu Cumhuriyetçi ilkelerden kalkıp onları daha da geliştirmek, değişen dünya koşullarına daha iyi uygulamak ve en önemlisi, bu işi safsatadan arındırılmış bir düşünce bağımsızlığıyla, başkalarının buyruğuna girmeden ve çıkarlarına hizmet etmeden yapmak zorunluluğunu bir kez daha göstermiş olmuyor mu? Sıcaklar bebekleri de vuruyor KONYA (AA) Son günlerde mevsim normallerinin üzerine çıkan sıcaklar nedeniyle ishal ve ateş şikâyetiyle hastanelere getirilen bebek sayısında artış oldu. Hastanelerin çocuk servislerinden edinilen bilgiye göre, son günlerde hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin 68 derece üzerinde seyretmesi, bebekleri ve çocukları olumsuz etkiliyor. Aşırı sıcak nedeniyle ortaya çıkan ishal ve yüksek ateş yüzünden hastanelere getirilen bebek ve çocuk sayısında artış olurken özellikle yüksek sıcaklık ve yüksek nemin oluştuğu durumlarda 02 yaş grubu çocuklarda bazı rahatsızlıkların ortaya çıkabildiği bildirildi. Susuzluk ateşine dikkat Çocuk hastalıkları uzmanı Dr. Mehmet Gürel, ortam sıcaklığının artmasına bağlı olarak bebeklerin vücudunda su kaybının ciddi boyutlara ulaşabildiğini söyledi. Su kaybının telafi edilmediği takdirde bebek ve çocuklarda “susuzluk ateşi”nin ortaya çıktığına dikkat çekti. Gürel, “Susuzluk ateşi havaleye, ardından da fiziksel ve zihinsel kalıcı sorunlara neden olabilir. Ayrıca sıcağın yol açtığı ishaller de sıvı kaybını artırıyor. Terleme ve ishalle kaybedilen su, bebeğin vücudundaki işleyişi altüst ediyor” diye konuştu. Gürel, şöyle devam etti: “Aşırı terlemenin önlenmesi için ortam sıcaklığının sabit tutulması ve ortamın sürekli havalandırılması gerekiyor. Bebekler için serbest ve rahat kıyafetler tercih edilmelidir. Sıvı alımına özen gösterilmelidir.” Gürel, yaz aylarında bebeklerin her gün banyo yaptırılmasının şart olduğunu, bunun bebeği rahatlatacağını söyledi. vanlara yüklemişler nohutu, buğdayı; onları satıp kumaşlar, tencereler almışlar. Dönüşte 3 kişi, kervanın yolunu kesmiş, çekmiş silahı, “Yatın, kıpırdamayın” derken hepsini soymuş, yarı çıplak yollamış. Kasabanın girişinde durumu görenler şaşırmışlar, sormuşlar: Ne oldu size, ne bu haliniz? Soyulduk, yanıtı alanlar yüklenmişler: “Kim soydu, nerede soydu, kaç kişiydi?” İçlerinden biri durumu özetlemiş: “Onlar 3 kişi beraberdi, biz 40 kişi yalnızdık!” 22 Temmuz seçiminden sonra solda herkes birbirine saldırıyor. Seçime katılankatılmayan bir örnek herkes, faturayı birbirine kesiyor. Baştan söyleyelim; bu kargaşadan hiçbir şey çıkmaz! Konuya girmeden önce AKPSP çekişmesinden örnek verelim. Seçim öncesinde Erdoğan’la Erbakan arasında kıyasıya çekişme oldu. Birbirlerine olmadık sözler ettiler. Seçimin ertesi günü Erbakan’ın Milli Gazete’sindeki başlık şuydu: “Haydi hayırlısı!” ??? Eleştirinin özü şudur: Sahip çıkmak. Bu anlayışın dışındaki sözlere, davranışlara eleştiri denmez! Fıkramsı bir anlatımla girdik, onu tamamlayan güzel bir sözle devam edelim: Çok büyük bir güç bile, yalnızlaştıkça güçsüzleşir! CHP’den toplumun pek çok kesiminin beklentisi vardı. Bunlar meydanlarda, sayfalarda değişik biçimlerde dile getiriliyordu. Ancak şu eksik uzun zamandır dikkati çekiyor: CHP’nin toplumsal kesimlerin temsilcileriyle organik bağları eksik, zayıf ya da bozuk. Bunda tek sorumlu CHP olmayabilir. Kurum temsilcilerinin de payı olabilir. Ama CHP’ye düşen, bu eksikliği gidermektir. Örgütlü gücün farkına varan partiler bunu çok ustaca kullanıyorlar. Örneğin, Erdoğan’ı Menderes ve Özal’ın yanına koyan ilanları AKP değil, AKP’ye yakın, özel olarak kurulmuş bir örgüt verdi. Demokrasi nasıl bir kurallar bütünü ise siyasi partiler de bir anlamda kurumlar bütünüdür. En doğru politikayı üretmek yetmiyor, onu topluma ulaştıracak kanalları da kullanmak, yoksa yaratmak gerekiyor. ??? CHP dışındaki sol partilerde, hareketlerde şöyle bir anlayış var: CHP ne kadar küçülürse biz o kadar büyürüz! Bize göre tam tersi. Siyaset yelpazesinin sol renkleri azaldıkça bu ister istemez herkesi etkiliyor. CHP’nin içindeçevresinde parti yönetimine muhalif olanların bakışı da şu: Parti ne kadar başarısız olursa, bizim yönetimi indirmemiz o kadar kolay olur. Bu da yanlış, o zaman sorarlar: Sen partinin başarılı olması için ne yaptın? Tarlada izi olmayanın sofrada yüzü olmaz... Seçimlerde başarısızlığı bekleyip ertesinde saldırıya geçmenin sol tabanda olumlu yankı bulacağını sanmıyoruz. Böylesi günler için doğruları yazmaya çalışmak biraz da şu sözü anımsatır: Körler çarşısında ayna satmak! Ama yine de yapmak gerekir... Solda derlenip toparlanmak için önce herkesin birbirine saldırmayı bırakması gerekir. Toplumda bir dönüşüm var. Siyasetin araçları, yöntemleri değişiyor. Bütün bunları görmezden gelip sadece gelenek bekçiliği yapmak CHP’yi yalnızlaştırıyor. Kesinlikle partinin köklerini, geleneklerini bırakmadan bugünegeleceğe tutunmanın, toplumun bütün kesimlerine ulaşmanın yollarını aramak gerekiyor. CHP’nin içinden dışına herkes, faturayı birbirine kesmekten bu gerçeği görmeye fırsat bulamıyor. ankcum?cumhuriyet.com.tr AKP Milletvekili Üskül Y Sarıkamış 6.Allahuekber Dağı Şehitliği ziyaret programı kapsamında SarıkamışKars karayolu üzerinde bulunan Şehitlik Anıtı’nda tören düzenlendi. (Fotoğraf: AA) Sarıkamış şehitleri anıldı KARS (AA) Sarıkamış 6. Allahuekber Dağı Şehitliği ziyaret programı kapsamında Allahuekber Dağı’ndaki Meçhul Asker Anıtı’nda ve Allahuekber Dağı’nda kurulan kamp alanında tören düzenlendi. Meçhul Asker Anıtı’ndaki törende konuşan 9. Motorlu Piyade Tugay Komutanlığı’nda görevli Binbaşı Efraim Katı, “Sarıkamış Harekâtı sırasında Mehmetçiğimiz büyük bir kahramanlık örneği göstermiştir’’ dedi. Sarıkamış 6. Allahuekber Dağı Şehitliği ziyaret programı kapsamındaki ilk tören, Allahuekber Dağı’ndaki Meçhul Asker Anıtı’nda yapıldı. Törende Erzurum Valisi Celalettin Güvenç, Kars Valisi Mehmet Ufuk Erden ve 9. Kolordu Komutanı Korgeneral Nejat Bek, anıta çelenk bıraktı. Törende Türk Silahlı Kuvvetleri adına konuşan 9. Motorlu Piyade Tugay Komutanlığı’nda görevli Binbaşı Efraim Katı, Sarıkamış Harekâtı sırasında 9. ve 10. Kolordu komutanlıklarına bağlı askerlerin, harekât alanının genişlemesinden dolayı kar ve tipide planlanandan daha fazla yürüki törende konuşan Kars Valisi Erden de “Sarıkamış Harekâtı sırasında çetin doğa şartları nedeniyle can veren şehitler, Türk milletinin vatanı, bağımsızlığı ve özgürlüğü için neleri göze alabileceğinin abideleşmiş bir örneğidir’’ diye konuştu. Erzurum Valisi Güvenç ise Allahuekber Dağı’nda kahramanlık destanı yazıldığını belirtti. Konuşmaların ardından geleneksel atlı koşu yarışması ile Şehit Sinan Polat Çıplaklı Köyü Atlı Spor Kulübü ve Başköy Atlı Spor Kulübü arasında cirit müsabakası düzenlendi. mek zorunda kaldığına dikkati çekerek “Bu dağları aşmaya çalışan on binlerce Mehmetçik, şehitlik mertebesine ulaştı. Sağ kalanlar ise 12 gün boyunca gece ve gündüz savaşa devam etti’’ diye konuştu. Törende 9. Motorlu Piyade Tugay Komutanlığı’na bağlı askerlerce Sarıkamış Harekâtı’nın canlandırılmasının ardından katılımcılar diğer etkinliklerin yapılacağı Allahuekber Dağı’ndaki kamp alanına geçti. BuradaDev Türk bayrağı Sarıkamış’taki Cıbıltepe’ye, şehitler anısına yaptırılan 150 metrekarelik Türk Bayrağı’nın açılışı yapıldı. Sarıkamış Dayanışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez, Sarıkamış’ın en yüksek tepesinde ülkenin en büyük bayrağını dalgalandırmanın gururunu yaşadıklarını söyledi. Sönmez, 4 ton ağırlığındaki Türk Bayrağı’nın 150 metrekare olduğunu ifade etti. Mimarları da şaşırtmış Haber Merkezi Anayasadan “Atatürk ilke ve inkılapları”nın çıkartılmasını öneren AKP Mersin Milletvekili Zafer Üskül’ün önceki yıllarda Mimarlar Odası’na hukuk danışmanlığı yaparken mimarları da şaşırttığı açıklandı. Üskül’ün, özellikle “mimarlık meslek hukuku ve kente karşı suç ilişkisi” hakkındaki yasa hazırlıklarına yardımcı olması için, 2003’te Mimarlar Odası’na “profesyonel danışman” olarak alındığını belirten eski Mimarlar Odası Genel Başkanı Oktay Ekinci gazetemize yaptığı açıklamada, “Kendisinden yararlanamadığımız gibi, her raporu kafa karıştırıcı nitelikteydi” dedi. Atatürk ilkelerinin sivil anayasayla çelişeceğini belirten Üskül’ün, CHP’li ve sosyal demokrat kimliğiyle sivil toplum kuruluşlarına da danışmanlık yaptığı biliniyor. Üskül’ün mimarlara danışmanlığı sırasındaki tutumuna ilişkin bilgi veren Oktay Ekinci şunları söyledi: “Bizim en önemli sorunumuz hem ‘kente karşı suç’ların önlenmesi; hem de mimarların bu tür ‘suç oluşturacak projeler’i üstlenmelerinin önüne geçilebilmesiydi. Hem anayasa profesörü hem de toplumcu bilinen Üskül, şimdiki Oda Başkanı Bülend Tuna’nın teklifiyle profesyonel danışman yapıldı. Fakat kamu yararına denetim konusunda farklı düşünüyorduk. Üskül’ün hazırladığı raporların hiçbirinde ‘liberalizmin kente karşı suçlarını önleyecek’ ve ‘ulusal çıkarları gözetecek’ bir toplumsal denetim hukuku tanımlanmadığından umduğumuzu bulamadık ve danışmanlığı da sona erdi.” Oktay Ekinci, Üskül’ün anayasadaki Atatürk devrimleriyle ilgili sıkıntısının da toplumcu düşünceden ve ulusal çıkar anlayışından uzaklaşmasının ürünü olabileceğini söyledi. Ş [email protected] CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle