Katalog

30 TEMMUZ 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Zeytinburnu’nda bina boşaltıldı ? İstanbul Haber Servisi Zeytinburnu’nda yıkılma tehlikesi olduğu iddia edilen bir bina boşaltıldı. Zeytinburnu Belediyesi yetkililerinden alınan bilgiye göre, Telsiz Mahallesi 85/14. Sokak’ta bulunan 4’er katlı bitişik nizam 2 binadan birinin dün hafif şekilde sola oturması üzerine, iki binanın arası açıldı. Çatlakların oluştuğu bina, tedbir amacıyla boşaltıldı. Binada yarın ilçe belediyesi teknik ekipleri tarafından inceleme yapılacağı kaydedildi. 3 Turhan Selçuk SÖZ ÇİZGİNİN AYDINLANMA EMRE KONGAR Nasıl Oldu? Ne Yapmalı? Yüzde 46.6’lık AKP oyu ile sonuçlanan 2007 seçimleri pek çok kişiyi şaşırttı. Oysa 2002’de yüzde 34 oy alan AKP, 2004’teki belediye seçimlerinde oyunu zaten yüzde 42’ye yükseltmiş ve seçim çalışmalarını üç yıldır belediyelerin de büyük desteğiyle, yüz yüze temasa dayalı etkili taktik ve başarılı stratejilerle yürütmüştü. ??? AKP’nin arkasındaki güçler şöyle sıralanabilir: 1) Uluslararası sermaye. 2) Ulusal sermaye. 3) ABD. 4) AB. 5) Uluslararası medya. 6) Ulusal medya. 7) Merkezi bürokrasi. 8) Belediyeler. 9) Tarikatlar ve cemaatler. 10) Azınlıkların bir bölümü. 11) Kuzey Irak Kürt yönetimi. 12) Irak’ın Kürt kökenli devlet başkanı. 13) Yunanistan. 14) Kıbrıs Rum Yönetimi. ??? AKP, seçim taktiği ve stratejisi olarak da hem dini ve parayı kullanmış hem de mağduru oynamıştır. Ailelere doğrudan yapılan para ve mal yardımına ek olarak, uluslararası konjonktürün yardımıyla ve ödenen yüksek faizlerle Türkiye’ye büyük ölçüde sıcak döviz girmiş, özelleştirmeye ek olarak borçlanma artmış, sonuçta Türkiye, üretimini yok etme bahasına, elindekini satıp savan ve borçlanarak yaşayan bir mirasyedi savurganlığının geçici sarhoşluğuna yakalanmıştır. ??? İşin bir de muhalefet tarafı var: DYPANAP birleşmesinin fiyaskosu orta sağ oyları AKP’ye yöneltmiş, CHP’nin hem kapılarını hem de yüreğini halka kapatan tutumu, sol oyların sandıkta varlık göstermelerini engellemiştir. ??? Bu genel manzara karşısında AKP’nin niçin ve nasıl yüzde 46.6 oranına eriştiğine değil, niçin ve nasıl daha fazla oy alamadığına şaşırmak gerekmez mi? ??? İşte bir okur mektubundan satırlar: “…Gençlerin CHP’de kimsenin onlarla ilgilenmediğini söylediklerini belirttiniz. Haklılar… Ben … uzmanı bir hekimim, … ilinde çalışıyorum. … CHP yöneticileriyle sık sık aynı ortamda oluyorum. İl başkanı … ile defalarca konuşma şansım oldu. Defalarca, bir şeyler yapabilmek, en azından toplantılara gitmek, sağlık konusunda konuşma yapmak, halkı bilgilendirmek gibi işlerde yardımcı olabileceğimi söylememe karşın benden yardım istenmedi. Bırakın bunları, ‘İstediğiniz kişileri muayenehaneme gönderin ilgileneyim’ dedim. Buna bile yanıt gelmedi. Çevremde tanıdığım birkaç iş sahibi, varlıklı insan da aynı şekilde yardım edebilecekleri konuları ve yolları sormuşlar, fakat onlar da benim gibi yanıtsız bırakılmışlar… Onlar neden kazandı ve neden çok oy aldı demeden önce biz neden yitirdik ve az oy aldık diye kendimize sormalıyız… …Gericiliğe, ortaçağ zihniyetine ve emperyalizme alternatif olacak sol bir programı oluşturmakta herhalde geciktik. Ayrıca, buralarda insanlar, eğitimsiz ve doldurulmuş vaziyette sol ve CHP’ye karşı cepheleştiriliyorlar. Din kisvesi altında sermaye güçlendiriliyor.” ??? Peki bu durumda ne yapmalı? Yine aynı okurun mektubundan: “…Sanırım, artık planlı programlı olarak çocukları eğitmek, okutmak, yurtlara almak ve bilinçli birer yurttaş olarak yetiştirmek için para harcama vaktimiz çoktan geldi de geçiyor bile... Ben kişisel olarak artık bir şeyler yapacağım. Konuşacağım, örgütleyeceğim, insanları uyaracağım. Gerekirse bu konuda yoldaş gördüklerimle birleşeceğim. Birbirimizi güçlendireceğiz, büyüyeceğiz. Ancak böyle, geri gidişe dur diyebiliriz…” ??? Bilmem seçim sonuçları karşısında umutsuzluğa kapılan bazı vatandaşlar ve bu sonuçlarda sorumluluğu büyük olan muhalif politikacılar bu mektuptan gerekli dersleri alırlar mı? [email protected]; www.kongar.org Hazar Gölü’nde fay araştırması ? ELAZIĞ (AA) İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ile Belçika Kraliyet Gözlemevi’nden bir grup bilim adamı, Doğu Anadolu Fay Hattı’nın Elazığ’ın Sivrice ilçesi yakınlarındaki Hazar Gölü altından geçen kısmı üzerinde araştırma yapıyor. Göl zemini üzerinde ilk defa yapılan çalışmada, zeminden sediment örnekleri alınıyor. Bu fayın, Kuzey Anadolu Fay Hattı’ndan farklı olarak son 2 yüzyıldır oldukça suskun olmasının kendilerini ürküttüğünü ifade eden İTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Naci Görür, “Bu büyük depremler üretme potansiyeli olan bir fay. Geçmişte göl çevresinde özellikle Palu yöresinde 7’nin üzerinde deprem üretmiştir” diye konuştu. Caretta carettalar uydudan izleniyor ? MUĞLA (AA) “KöyceğizDalyan’daki denizkaplumbağalarının araştırılması ve korunması projesi’’ kapsamında uydu izleme cihazı takılan caretta caretta, Dalyan sahilinden ayrılmıyor. Ekolojik Araştırmalar Derneği yetkilileri, uydu cihazından alınan verilere göre 18 Temmuz’da denize bırakılan ve ‘Türkiye’ adı verilen carettacaretta’nın, 29 Temmuz’a kadar Dalyan bölgesinden ayrılmadığını, yuvalama ve beslenme alanı olarak seçtiği Dalyan’da 3540 kilometrelik bir daire içinde gezindiğini ve bugüne kadar 200 kilometreden fazla yol kat ettiğini bildirdiler. Carettacaretta’nın denizdeki hareketlerinin, “http://www.seaturtle.org” adresinden izlenebileceği öğrenildi. N’AKİTÇİ HAYDİ KUTSAL MÜSLÜMANLIĞI SATIYORUM, DİNCİİİİİİ.. Diyarbakır’da iki aşiret can korkusu nedeniyle üç yıldır evlerinden çıkamıyor Kan davası hapsi MAHMUT ORAL Kızıl mercanlar dalgıçların gözdesi ? AYVALIK (AA) Dünyada sadece İtalya’nın Portofino kenti ve Balıkesir’in Ayvalık ilçesi açıklarında bulunduğu öğrenilen kırmızı mercanların, sualtının büyülü dünyasını tanımaya çalışan dalgıçların yoğun ilgisini çektiği bildirildi. Dalış eğitmeni Kemal Çalışkan, son yıllarda yerli ve yabancı dalgıçların Ayvalık’a büyük rağbet gösterdiğini söyledi. Çalışkan şu bilgileri verdi: “Kırmızı mercan dediğimiz aslında gorgonia denilen güzel hayvanların oluşturduğu bir orman. Bunlara herkes ‘bitki’ diyor, ama gerçekte canlı bir varlık. Sularının temizliği, plankton dereceleri, ısısı ve akıntıların bol olması nedeniyle kızıl mercanlar Ayvalık’ı mesken tuttu. Bu mercanlar, ülkemizde sadece Ayvalık’ta bulunuyor. Bunun dışında aynı türden mercanlar, İtalya’nın Portofino kenti açıklarında var.” DİYARBAKIR Diyarbakır’da aralarında üç yıldır kan davası bulunan “Devan” ve “Menda” aşiretlerinden 400 kişi, can korkusu nedeniyle evlerinden çıkamıyor. Bölgede sıkça görülen kan davaları, insanları ev hapsine zorladığı gibi ekonomik olarak da büyük zarar veriyor. Genellikle aile büyükleri barış istemesine karşın zanlıların firari olması buna engel oluyor. 2004’ten bu yana Diyarbakır’da Devan ve Menda aşiretleri arasında da kan davası yaşanıyor. Kan davası Devan aşiretinden İmam Özbay’ın alacağını istemesi ve bu yüzden vurulmasıyla başlıyor. Kanı dökenlerin bulunamaması ise bütün barış girişimlerini sonuçsuz bırakıyor. İmam Özbay’ın kardeşi Haşim Özbay vuranların adalete teslim olmadığını belirterek, “Biz barış taraftarıyız. Ancak suçluların teslim olmasını bekliyoruz. Davanın bitmesi için teslim olmaları gerek” diyor. Menda aşireti büyüklerinden Seydo Bakan da barıştan yana olduklarını vurguluyor. Özbay gibi suçluların teslim olmasını isteyen Bakan, “Ancak, burada değiller. Suçluların ikisi de kaçıp gitmiş. Üç yıldır barış için çok çaba sarf ettik. Bir sürü insanı araya koyduk. Barış için bütün devlet büyüklerinden, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’ndan destek bekliyoruz” diye konuşuyor. ARIŞTIRMA ÇABALARI B BAŞARISIZ OLDU Kan davalı aşiretleri barıştırmasıyla uluslararası ün yapan Diyarbakır Kasaplar Odası ve Liceliler Yardımlaşma ve Daya nışma Derneği Başkanı Sait Şanlı bu davayı çözmek için üç yıldır uğraşıyor. Şanlı, bu kan davasıyla son üç yılda yaklaşık 50 milyon YTL maddi kaybın yaşandığını vurguluyor. Şanlı şöyle devam ediyor: “Her iki aşiretten neredeyse 400 kadar kişi, çarşıya çıkamıyor, köyünden dışarı gidemiyor. Bu insanlar aile büyükleri ve çoğu hayvan tüccarı ama iş yapamıyorlar. Barış için aşiret liderleriyle sürekli görüştük. Bölgede ne kadar büyük, sözü dinlenen insan varsa hepsini götürdüm. Ancak yine de barışmadılar. ” İskenderun’da ormanlık alana OSB kurulmasına izin verenlerden şikâyetçi oldu Çevrecilerden suç duyurusu AKIN BODUR İSKENDERUN İskenderun’da denize sıfır noktadaki 810 dönümlük ormanlık alana Organize Sanayi Bölgesi (OSB) kurulmasına izin verilmesi, çevreciler tarafından yargıya taşındı. İskenderun Çevre Koruma Derneği ile Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri (DAÇE), Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Hatay Valisi Ahmet Kayhan ile İskenderun’un Azganlık Beldesi AKP’li Belediye Başkanı Halil Demir hakkında ayrı ayrı suç duyurusunda bulundu. İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçelerini önceki gün veren çevreciler, OSB inşaatı ve işletmesi sırasında binlerce ağacın kesileceğine dikkat çektiler. Sorumlu ve yetkililerin böyle bir katliama yol açmalarının anayasal ve yasal sorumluluk açısından olanaksız olduğunu vurgulayan çevreciler adına konuşan DAÇE Ortak Sekreteri Oktay Demirkan, Türkiye’ye kirli teknoloji transferinin sürdüğüne değindi. RMAN ALANLARIMIZ ‘O İŞGAL EDİLMEKTE’ Demirkan, “İskenderun 2. Organize Sanayi Bölgesi örneğinde yaşandığı gibi, kirli teknolojilere yer sağlamak amacıyla orman alanlarımız, tarım topraklarımız işgal edilmektedir. Bu olumsuz sürece kesin olarak ‘dur’ denilmeli, ekonomik öncelikler ekolojik önceliklerin önüne geçirilmemelidir” dedi. Çevre Koruma Derneği Başkanı Aylin Canpolat Ödemiş de “Ormanları yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz. Anayasanın 169. maddesine göre, ‘devlet, ormanların korunması ve geliştirilmesinden sorumlu olup, ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme’ izin verilemez...” dedi. Emekçi önderi Mahmut Seren uğurlandı Kalp krizi nedeniyle önceki gün yaşamını yitiren Genelİş Sendikası Başkanı ve DİSK Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Seren toprağa verildi. Seren için ilk olarak Genelİş Sendikası Genel Merkezi önünde tören düzenlendi. DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, Seren’in, Genelİş Sendikası’nın kurumsallaşmasında, DİSK’in başarılı eylemlere imza atmasında ve işçi hareketinin gelişmesinde önemli çalışmalar yaptığını söyledi. Daha sonra Hacı Bayram Veli Camii’ne getirilen Seren’in cenazesi, öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenaze törenine Seren’in eşi, çocukları ve yakınlarının yanı sıra DSP lideri Zeki Sezer, SHP lideri Murat Karayalçın, eski TBMM Başkanı Hikmet Çetin, KESK Başkanı İsmail Hakkı Tombul, eski DİSK Başkanı Rıdvan Budak ile bazı milletvekilleri, sendika yöneticileri ve işçiler katıldı. (AA) HATAYDENİZLİKOCAELİ İki itfaiye eri zehirlendi Haber Merkezi Hatay’ın Yayladağı ilçesinde önceki gün çıkan yangın dün kontrol altına alınırken söndürme çalışmalarında 2 itfaiye eri zehirlendi. Suriye sınırına yakın Kapı Karakolu mevkisinde önceki gün elektrik tellerinden çıkan kıvılcımlar yangına neden oldu. Söndürme çalışmaları sırasında dumandan zehirlenen iki itfaiye görevlisinin Yayladağı Sağlık Ocağı’nda tedavi altına alındığı öğrenildi. Dün sabah saatlerine karşı kontrol altına alınabilen yangında yaklaşık 50 hektarlık alan tahrip oldu. ENİZLİ VE KOCAELİ’DE YANGIN D Denizli’nin Kale ilçesinde çıkan orman yangınında 10 hektar genç kızılçam ormanının, Kocaeli’nin Alikahya beldesinde Batı Alikahya Özel Ormanı’nda çıkan yangında ise 2 hektarlık alanın tahrip olduğu öğrenildi. 43 yıllık kargo uçağı düştü MOSKOVA (AA) Rusya’da özel bir taşıma şirketine ait A12 tipi, 4 motorlu 43 yıllık kargo uçak, dün sabah saatlerinde Moskova yakınlarındaki Domodedova Havaalanı’ndan kalkışından kısa süre sonra yere çakıldı, 7 kişilik mürettebattan kurtulan olmadığı bildirildi. Uzmanlar, Rusya’da kargo uçaklarının genellikle aşırı yükten dolayı düştüğünü, şirketlerin sahte belgelerle yük miktarını çok daha az gösterdiklerine dikkat çekiyorlar. CUMHURİYET 03 CMYK