19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 TEMMUZ 2007 CUMA 4 HABERLER CHP lideri Baykal, bu aşamada bir model tartışmanın seçmene saygısızlık anlamına geleceğini söyledi DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Utanç Yasası Almanya’da CDUSPD hükümeti tarafından hazırlanan göç yasa tasarısı Bundestag’dan geçti ve onaylanıp yayımlanması için Cumhurbaşkanı Köhler’e gönderildi. Yasa tasarısı Almanya’da yaşayan göçmenler ve bu arada sayıları 2 milyon 700 bini bulan Türkler arasında yeni bir gerginlik konusu yarattı. Nitekim Türk göçmen dernekleri, federal hükümetin uyum görevlisi Maria Böhmer’in çağrısına uymayarak, uyum toplantısına katılmadılar. Onların bu tavırları, yetkililer ile göçmen dernekleri arasında tarafsız bir konumda bulunması gereken Böhmer’in, tam tersine bir tavırla, bir kez daha göçmen temsilcilerini kınamasına neden oldu. Bundestag’daki Türk kökenli temsilci Hakkı Keskin ise tasarıyı ve Böhmer’i eleştiren bir basın bildirisi yayımladı. Yeni yasanın Almanya içinde ve dışında daha çok tartışılacağı kesin. Kesin olan bir başka husus da Almanya’daki yabancıların, özellikle de Türklerin uyumu konusunda bugüne kadar bir başarı sağlanamamış olması. Bugün Almanya’da bulunan üçüncü kuşak Türkler arasında işsizlik yüzde 40’lara varan bir oranda. Dikkat buyurunuz, üçüncü kuşaktan söz ediyorum. Bu olgu, sözü edilen gençlerin Almancayı iyi bilmemelerinden, eğitimden yeterince yararlanamamış olmalarından kaynaklanıyor. Tabii bunlara dilerseniz iş arayanlara karşı ayrımcı davranıldığı ve göçmenlere çekingen davranıldığını, aynı sorunun Fransa’da da var olduğunu ekleyebilirsiniz. ??? Bu durumda, Almanya’da devletin önlemler alması gerektiği bir gerçek. Almanya’nın çokkültürlülük politikasından, diğer kimi Avrupa ülkeleri gibi bir süredir vazgeçtiği biliniyor. Bu durumda, uyumu daha kolaylaştıracak kimi önlemlerin alınmasının kaçınılmaz olduğunu söylemek gerek. Yine Alman vatandaşlığına geçiş için kimi koşulların aranmasını, yeni vatandaş olacaklara kimi ek külfetler yükleyecek olmasına karşın haklı görmemek mümkün değil. Örneğin Alman vatandaşlığına geçmek için vatandaşlık sınavının zorunlu olmasına karşı söylenecek pek fazla bir şey yok. Bir kimsenin vatandaşı olacağı ülkenin tarihi, koşulları, siyasal ve sosyal yapısı hakkında kimi temel bilgilere sahip olmasını istemenin eleştirilecek bir yanı olduğu söylenemez. Unutmayalım ki dünyanın en büyük göçmen ülkesi olan ABD’de dahi, ülkeye, ideallerine ve çıkarlarına bağlılık yemininin yanı sıra bu tür bilgilerden, hatta Amerikan Anayasası’nın temel ilkelerinden sınavı geçmek zorunluluğu da bulunmakta. Tabii ki böylesine karmaşık bir sorunun yalnızca yasal düzenlemelerle çözülemeyeceğini, eğitim alanından başlayarak sosyal ve ekonomik önlemlerin alınmasının da zorunlu olduğunu görmezden gelemeyiz. ??? Ancak yeni yasanın hazırlanışındaki ırkçı yaklaşımlar, bu ülkede yaşamak durumunda olan yabancıları ve özellikle bunların birinci sırasında bulunan Türkleri haklı olarak çileden çıkarmaktadır. Almanya’da yaşayan ve Alman vatandaşlığını alan bir Türk ya da diğer yabancı kökenli ülkesinden eşini Almanya’ya getirtmek istediği zaman, kendisinden bir ekonomik yeterlilik belgesi sunması istenecek, yeni yasaya göre. Oysa Alman anne ve babadan doğmuş olan yurttaşlardan böyle bir belge istenmemektedir. Almanya Türk Toplumu (TGD) Başkanı Kemal Konat, bu durumu şöyle açıklıyor: Helga ile Horst yabancı eşini buraya getirebiliyorsa Ahmet ile Ayşe niye getiremesin! Almanya’nın 1916 yılında çıkarılmış olan ve ırkçı etnik yurttaşlık esasına dayanan, yakın zamana kadar da yürürlükte kalan Vatandaşlık Yasası gereğince, Alman vatandaşı olmak için Alman annebabadan doğmak koşulu aranıyordu. Dokuz yıl önce değiştirilen bu yasadaki ırkçı zihniyetin bugün de yürürlükte olduğu görülüyor. Yalnız bu hüküm bile, yasanın bir utanç belgesi olmasına yetiyor. Almanlar da, öbür Avrupalılar gibi Türkiye’de yükselen milliyetçilikten ve Avrupa karşıtlığından yakınıyorlar. Ama bu örnek de, bu gibi akımların önüne geçmek için kendilerinin de yapmaları gereken kimi şeyler olduğunu göstermiyor mu? ‘Koalisyon planımız yok’ TÜREY KÖSE ANKARA CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile önceki gün 9.5 saat boyunca yoğun bir trafik yaşadık. Ankara’dan özel uçakla Adana’ya, oradan helikopterle Mersin’e geçtik, ardından yeniden Adana’ya döndük ve Merzifon’a uçtuk. Merzifon’dan helikopterle Amasya ve Çorum’a geçtik. Bu illerdeki mitinglerin ardından yine heliktopterle Ankara’ya döndük. Baykal, gezi boyunca mitinglerde yaptığı konuşmalarda ve sorularımızı yanıtlarken Cumhurbaşkanlığı konusunda “AKP’li bir aday” seçeneğinin artık gündemden çıkarılması gerektiği yö ? CHP lideri Deniz Baykal, seçimden sonraki olası koalisyon modelleriyle ilgili olarak “Hiçbir koalisyon modeli tasavvur etmiyorum. Bu aşamada hiçbir koalisyona açık değilim” dedi. Baykal, “DSP kontenjanından seçilecek olanların seçimden sonra durumu ne olacak” sorusuna, “Ben kalıcı bir beraberlikten yanayım” yanıtını verdi. nünde mesajlar verdi. Bu yoğun trafik süresince, Vatan gazetesinden Ruşen Çakır’la birlikte Baykal’a çeşitli sorular yönelttik. Baykal’a yönelttiğimiz bazı sorular ve yanıtları şöyle: AKP ile koalisyon hiçbir şekilde gündeminizde yok mu? Herkes tek başına iktidara gelmek için çalışıyor. Muhtemel koalisyon modelleri için yorum yapmam. Bunu, o partilere oy verecek seçmenlere saygısızlık sayarım. Demokrasiye saygım gereği böyle davranıyorum. Bu tutum belli bir partiye karşı olumlu bir yaklaşım olarak algılanmamalı. DTP’liler için de söylemiyorum. Hiçbir koalisyon modeli tasavvur etmiyorum. Bu aşamada herhangi bir koalisyona açık değilim. Meydanlarda sadece Başbakan Erdoğan’ı hedef alıyorsunuz, o da sizi hedef alıyor. Bunun danışıklı dövüş olduğu yorumunu yapanlar var... Muhalefet partileriyle tartışmıyorum. Sayın Bahçeli de, Ağar da bunu yapıyor. İktidar partisini hedef almamdan daha doğal bir şey olamaz. Meydanlarda karikatür savaşı da yaşanıyor. Dalton işi geri tepti. Pişman oldular. Bana mahkum elbisesi giydirmişler karikatürlerinde. Benim yaşamımda böyle bir şey hiç olmadı. Ben 12 Eylül’de sürgüne gönderildim. Bu, bir siyasi karardı. Ne din istismarı yaptığım için, ne de düşmanlık yaratıcı davranışlar sergilediğim için suçlandım. Seçimden sonra, listelerinizden seçilecek DSP’lilerin durumu ne olacak? DSP ile yazılı bir belge üretmedik. Ben başından beri kalıcı bir beraberlikten yanayım. Buna katkı yapmaya hazırım. YSK Başkanı Aydın, Bodrum ve Dalaman havaalanlarına seçim sandığı konulmamasının nedenini açıkladı: Erkilet, Bodrum’u geçti ! ERDOĞAN’A KÖTÜ HABER ‘Oyuncak dağıtmak suçtur’ ANKARA (ANKA) YSK Başkanı Muammer Aydın, AKP’nin düzenlediği mitinglerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın çocuklara oyuncak ve çikolata dağıtmasının “siyasi eşantiyon” olarak kabul edilebileceğini ve seçim sürecinde siyasi eşantiyon dağıtmanın suç olduğunu açıkladı. “298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 61. maddesine göre siyasi eşantiyon dağıtmak suç. Siyasi eşantiyon, propagandaya aykırı” diyen YSK Başkanı, şunları söyledi: “Belediyeler, özel şirketler, siyasi partiler ve şahıslar seçim sürecinde siyasi eşantiyon dağıtamaz. Bunların tespit edilmesi halinde savcılığa suç duyurusunda bulunulabilir. Milletvekili genel seçimlerinde, seçimin başlangıç tarihinden itibaren yazılı, sözlü ve görsel basın ve yayın araçları ile kamuoyu araştırmaları, anketler, tahminler, bilgi ve iletişim telefonları yoluyla mini referandum gibi adlarla bir siyasi partinin veya adayın lehinde veya aleyhinde veya vatandaşın oyunu etkileyecek biçimde yayın yapılması ve herhangi bir surette dağıtımı, partilerin ve adayların kendilerini tanıtıcı nitelikte broşür ve el ilanları dışında herhangi bir hediye ve eşantiyon dağıtmaları, dağıttırmaları veya bunların üçüncü şahıslar ya da kurum ve kuruluşlar aracılığı ile dağıtılması yasaktır.” ? YSK Başkanı Aydın, Abdullah Gül’ün memleketi Kayseri’ye gelen yolcu sayısının, Bodrum ve Dalaman havaalanlarına gelenlerden fazla olduğu için buraya seçim sandığı konulduğunu söyledi. Aydın, verilerin emniyet istatistiklerinden alındığını belirtti. İLHAN TAŞCI Unkapanı’nda Fatih Belediyesi tarafından restorasyon çalışmaları sürdürülen tarihi Zeyrek Sarnıcı da dev bir Erdoğan posteriyle kaplandı. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) AKP yasak dinlemiyor İstanbul Haber Servisi AKP birçok alanda olduğu seçim kampanyası döneminde de “yasak” dinlemiyor. İstanbul genelinde AKP, kendi partilerinin dışındaki hiçbir siyasi partinin afiş ve pankartına izin vermiyor, asılmış olanlar kesiliyor veya kaldırılıyor. Bunun için de kamu personelinin kullanıldığı öne sürülüyor. Seçim kampanyası sırasında yasak olmasına karşın kamu binalarına, cami duvarlarına ve tarihi yapılara AKP bayrağı, flaması, pankartı veya bez afişi asmaya devam ediyor. İstanbul genelinde 2 milyon adet bayrak ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 1500 adet posteriyle seçim çalışmalarını yürüten AKP, hemen tüm ilçe ve beldelerde seçim yasaklarını çiğniyor. Bu konuda yapılan şikâyetler ise dikkate alınmıyor. AKP, Yüksek Seçim Kurulu’nun yasaklarına karşın kamu binalarına, cami duvarlarına, tarihi yapılara parti bayraklarını ve afişlerini asmakta ısrarcı davranıyor. Yedikule Hisarları’nda iki dev AKP posteri, Fatih Camii külliyesinin dış duvarlarına da Erdoğan’ın “Durmak Yok, Yola Devam” sözleri ve fotoğrafının yer aldığı bir poster asıldı. Unkapanı’nda Fatih Belediyesi tarafından restorasyon çalışmaları sürdürülen tarihi Zeyrek Sarnıcı da dev bir Erdoğan posteriyle kaplandı. YSK’nin listesinde “genel yollar üzerine bayrak asmak” da yasaklanmış olmasına rağmen birçok ana caddede trafiği tehlikeye sokacak şekilde binlerce AKP bayrağı yer alıyor. ANKARA Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Muammer Aydın, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün memleketi Kayseri’de Erkilet Havaalanı’na gurbetçiler için sandık konulurken Bodrum, Dalaman, Samsun ve Trabzon havaalanlarına konulmamasının nedenlerini Cumhuriyet’e değerlendirdi. Aydın, liman, havaalanı, gümrük kapılarına sandık konulmasına ilişkin düzenlemede, son 3 yılın mayıs, haziran ve temmuz aylarındaki giren ve çıkan kişi sayısına ilişkin istatistiki veriden hareket ettiklerini bildirdi. Aydın, “Daha önceki seçimlerde 6 ya da 7 kapıda sandık kuruluyordu. 2002’de öyle hatta 1999’da da böyleydi. Biz bu kapıların sayısını 13’e çıkardık” dedi. Aydın, son olarak Çeşme’ye de sandık kurduklarını belirterek şunları söyledi: “Çok giriş olacak. Oradan gemiyle geliniyor, denildi. Ama bugüne kadar çok az oy kullanıldı. 100200 kişi ancak. Elbette bir kişinin de oy kullanmasını isteriz. Bir kişinin oyu bile boşa gitmesin. Ama şu var, girişe ve çıkışa iki tane sandık koyuyoruz. İki sandık 24 saat vardiyalı çalışıyor. O zaman üç sandık oluyor. 25 gün devamlı vardiya halinde çalışıyor. Bu biraz sıkıntılı oluyor. Bu nedenle yoğun giriş çıkış yerlerini dikkate alarak belirledik. Bu zaten yıllardır böyle uygulanıyor. İlk kez seçim yaz mevsimine denk geldiği için iki katından fazlaya çıkardık. “Kayseri’de Erkilet Havaalanı’na sandık konuldu. Ancak Bodrum ve Dalaman’a sandık konulmadı. Kayseri’ye Bodrum ve Dalaman’dan daha mı çok yolcu gelip gidiyor” sorusuna Aydın, “Tabii tabii. Bize gelen istatistikler öyle. Emniyet Genel Müdürlüğü’nden gelen istatistikler böyle. Antalya, en çok gelip gidilen yer görünüyor. Ama en az oy kullanılan yerlerden birisi. Şu anda kapılarda kullanılan oy sayılarını veremiyorum ama 10 gün sonra hangi kapıda ne kadar oy kullanıldığı ortaya çıkacak” yanıtını verdi. asirmen?cumhuriyet.com.tr Mahçupyan: Ermeni oyları AKP ve Oran’a ANKARA (ANKA) Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Etyen Mahçupyan, Türkiye Ermenilerinin yüzde 60 oranında AKP’ye oy vereceğini, İstanbul 2. bölgede de sol bağımsız aday Baskın Oran’ı destekleyeceğini söyledi. Mahçupyan, Tempo dergisine verdiği mülakatta seçimlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Türkiye Ermenilerinin her zaman merkez sağa oy verdiğini belirten Mahçupyan, Ermeni oylarının yüzde 60 oranında AKP’ye gideceğini söyledi. Mahçupyan, “Bizim yaptığımız gözlemler, İstanbul 2. bölgede büyük çapta sol bağımsız aday Baskın Oran’a oy verecekler. Ama Baskın faktörünü bir kenara bırakırsanız ve partiler arası bir mukayese yaparsanız gözüken, yüzde 60’a yakını AKP’ye oy verecek” diye konuştu. Genç Parti barajı aşar mı aşamaz mı, net bir şey söylemek bugünden mümkün değil. Ancak geçen seçimlerde aldığı yüzde 7.25 oy, birçok yorumcuyu şaşırtmıştı. Yeni kurulmuş, hiçbir geçmişi olmayan adaylardan oluşan bir listeyle seçimlere katılmış bir parti, nasıl olmuştu da bu kadar yüksek bir oy oranına ulaşmıştı? Geçen seçimlerden sonra araya başka sorunlar girdiği için bu sonuç pek derinlemesine tartışılamamıştı. Seçimlerin ardından Uzan grubuna yönelik mali operasyonlarla birlikte Uzan ailesinin bir daha kendisine gelemeyeceği düşünülmüştü. Cem Uzan dışında ailenin bireylerinin hemen hepsinin kaçak durumda bulunuşu, artık Genç Parti’nin şansının tamamen yok olduğu şeklinde değerlendiriliyordu. ??? Seçim dönemine girildiğinde de Genç Parti’ye fazla bir şans verilmiyordu. Derken, bu partinin kamuoyu Millet Genç Parti’de Ne Buluyor? yoklamalarında adım adım tırmanmaya başladığı hissedildi. Hatta birçok araştırmada DP’nin üstünde bir oy alacağı tahmini yapılıyordu. Ben de çevremde ve yaptığım gezilerde Genç Parti’ye oy vereceğim diyen çok sayıda kişiyle karşılaşıyorum. İşin ilginç tarafı, geçen seçimlerde Cem Uzan’ın elinde etkili bir gazete ve TV kanalı vardı. Maddi olanakları çok yüksekti. Bu kez böyle olanaklara sahip değil. Buna rağmen görünen o ki, en kötü ihtimalle geçen seçimlerde aldığı oya yakın bir oy alacak gibi görünüyor. ??? Genç Parti bu seçimlere girerken, önünün AKP tarafından açıldığı düşünülüyordu. Cem Uzan’ın üzerine fazla gidilmediği ve bu şekilde Genç Parti’nin ayakta kalmasının sağlandığı siyasi kulislerde konuşuluyordu. Böyle düşünenlerin yorumu şuydu: Geçen seçimlerde DYP ve MHP’nin barajın altında kalmasının asıl nedeni Genç Parti’ydi. Çünkü Genç Parti’ye oy veren seçmenin önemli bir kesimi, daha önce DYP, MHP, ANAP gibi partileri tercih etmişlerdi. Zaten bir önceki oy oranlarına bakıldığı zaman, oyların bu partilerden kaydığı görülüyordu. Tam böyle düşünülürken AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan seçim meydanlarında Genç Parti lideri Cem Uzan’ı hedef alan konuşmalar yapmaya başladı. Belli ki araştırmalarda bu partinin yükselişini görmüş ve önünü kesebilmek amacıyla vuruşlara girişmişti. Neden bu kez Recep Tayyip Erdoğan telaşlanmıştı? Nasıl olsa Genç Parti’nin oyları MHP ve DP’nin önünü kesiyordu. Demek ki bu kez AKP seçmenini de etkiliyordu. AKP kurmayları böyle bir saptama yapmışlardı. Yoksa neden onu hedef alacaklardı? ??? Ben geçen seçimde “Neden Genç Parti” sorusunun cevabını bulamamıştım. Bu kez de yüz binlerce seçmenin bu partiye yönelmesinin nedenini çözmeye çalışıyorum. Okumuş, yazmış, belli bir birikimi olan bazı insanların bu partiye oy vereceğini söylemesindeki nedeni anlamak istiyorum. Onlar bizim görmediğimiz neyi görüyorlar da GP’yi tercih ediyorlardı? CHP’yi, AKP’yi, MHP’yi, DP’yi seçenlerin nedenlerini az çok tahmin edebiliriz. Bu partilerin her biri, değişik siyasi eğilimleri temsil ediyor. Peki, Genç Parti neyi temsil ediyor? Acaba bu partilerin tümüne duyduk ları öfkeyi mi? Bu partiye oy vereceklerini söylediklerinde şaşırıyorum: “Abi, adam ABD’yi halletmiş, AKP’yi daha kolay halleder” diyorlar. Tabii, Cem Uzan’ın “Mazot 1 YTL olacak” gibi somut vaatlerinin de bir etkisi oluyordur. ??? Sonuç olarak benim kanaatim, GP’ye giden oyların protesto oyları olduğu şeklinde. Kurulu düzene kızan, alıştığı siyasi liderlere öfkelenen, ABD’ye, Batı’ya sinirlenen seçmenler, böyle bir tercihte bulunuyorlar diye düşünüyorum. Benimki tamamen tahmin. Gerçekten de tam olarak anlamış değilim. Ancak GP’nin siyasi hayatımızda değişik bir olgu olduğu, şimdiye kadar alıştığımız siyaset tarzının dışında bir yerde durduğu bir gerçek. Belki de seçmen bu farklılıktan hoşlanıyor… GP konusunda ciddi araştırmalara gerek var diye düşünüyorum… CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle